ahilik,ahi,ahi evran,islam,aşıkpaşa,kırşehir,ahmedi gülşehri,selçuklu,osmanlı,insan,güzel ahlak
BİLİNEN TARİHİN BİLİNMEYEN YANLARI KİTAP ÖZETİ Hitler, dünya tarihindeki gelmiş geçmiş en faşist ve psikopat lider Ancak gerçekte hiç kimse Hitler hakkında bildiklerinin kendilerine anlatılan Batı’nın resmi tarih senaryosundan başka bir şey olmadığını bilmez. Hitler, hakkında en çok komplo teorisi uydurulan tarihi liderlerden (kuklalardan) birisidir. Kitaptaki Bölümler 1- Dünyayı yöneten Yahudi ailesi: Rotschild 2- Osmanlı devletinin planlı olarak nasıl dağıtıldığı 3- Arap birliğinin nasıl parçalara ayrıldığı 4- 1 .Dünya Savaşı 5- Kukla Diktatör Hitler 6- 2. Dünya Savaşı 7- İsrail devletinin kuruluşu 8- Kennedy Suikastı 9- MOSSAD suikastları 10- 11 Eylül saldırıları olmak üzere 10 bölüm yer alıyor. Bu bölümlerde yazarın iddiaları kanıtlarla net bir biçimde Çoğu kişi Rotschild ailesinin adını bile bilmez. Bu ailenin adı, ne Düşecek şekilde düzenlemek en kutsal görevleridir. Ailenin geçmişi 16. yüzyıla dayanıyor. Aile İngiliz Kraliyet Faaliyet alanını iyice geliştirip derinleştiren Rotschild ailesi İşin adı “Savaşa giren devletlere faizle borç vermek” Bunun ilk icraatını İngiltere-Fransa savaşında < BR>o ülkenin hazinesine değerli bir maden (altın) koymak zorundadır. Örneğin Türkiye Merkez Bankası, devlet matbaasında 20 YTL basıyorsa eğer, devlet hazinesine de 20 YTL değerindeki altını, elması ya da petrolü koymak zorundadır. Aksi halde basılan para, kağıt parçasından başka bir şey olmaz. İşte Rotschild ailesinin de yaptığı şey budur. Altınlarını koyup İngiliz sterlinini basarak yeni paraları İngiliz hükümetine faizle borç olarak vermiş ve karşılığında faiziyle altın ve elması almıştır. Bu şekilde bir yılda 12 ton altın kar ettiği ekonomi tarihçileri tarafından belirtiliyor. Rotschild ailesinin en büyük girişimi ise İngiltere ile Amerika’daki Öömürgeleri arasındaki savaş olmuştur. Savaş sırasında Rotschild ailesi çok gizli bir biçimde Amerikan sömürgelerini desteklemiştir. Amerika’nın İngiltere’ye karşı direnişini yöneten kişilere yüklü miktarda silah yardımı Para birimini basma yetkisi istenmiştir. İngiltere ile savaş konusunda çok Savaşı Amerika’daki sömürgeler kazanmış ve İngiltere Amerika’dan elini İngiltere, Rotschild ailesinin kendilerine mali destekte bulunacağına Bir taraftan da İngiliz borsası üzerinde spekülasyona girişmiştir. sırada elindeki kağıtları satan Rotschild ailesi bu ticaretten en karlı Büyük mason teşkilatlarının kurucuları ve bunları karşılıklı olarak kullanan bu ailedir. Ailenin her bir üyesi Batı Avrupa devletlerinin tabiiyetine geçmiş ve aile desteğiyle o devletlerin merkez bankalarını ve devletlerini ele geçirmişlerdir. Diğer yandan savaşlar, Fransız İhtilali ve İngiliz – Fransız rekabeti nedeniyle Büyük Mason Locası ikiye bölünmüştür. Birinin merkezi Paris’te, birininiki Londra’dadır. Paris’teki laik, Londra’daki her üyenin bir kitaplı din inancı sahibi olmasını teşvik etmektedir. Ancak hepsinin temeli Tevrat olarak Kabul edilmektedir. Her ikisinin de en yüksek kademeleri Yahudi bankerlerin elinde bulunmaktadır. Birbirleri ile eşgüdüm içinde olduklarına ve İsrail’in amaçları konusunda taviz vermediklerine şüphe yoktur. Zamanla, İngilizlerin içindekilerle işbirliği yaparak Dünya hakimiyeti işine girmişlerdir. İngilizler ise, zamanla, üzerlerindeki kâbusu atmak için Yahudilerle işbirliği yapma ve onların enerjilerini dışarıya yönlendirerek alan kazanma yolunu tutmuşlardır. İyice gelişen Rotschild ailesi, Kenan diyarında (Kudüs ve Filistin) Tanrı’nın kendilerine vaad ettiği kutsal İsrail Devletini kurmak için hazırlığa başlamıştır. İngilizler zevkle bunu teşvik etmişler ve kendilerinden kurtulan Amerika’yı da bu işe ortak ederek onu yeniden Yahudilerle birlikte yönlendirmeye başlamışlardır. OSMANLI İMPARATORLUĞU’NU HEDEF ALMA Osmanlı Devleti’nin parçalanması için gerekli olan her şeyi yapmışlardır. Osmanlı Devleti’ne komşu olan ülkeleri finanse ederek Osmanlı’ya karşı savaşmaları için kışkırtmışlardır. Böylelikle sudan bahanelerle Osmanlı’ya saldıran Rusya, Avusturya, Macaristan, Mısır ve diğer komşu devletler Osmanlıyı askeri ve ekonomik güç olarak iyice yıpratırken, asıl sömürgeci devletler de misyonerlik ve kapitülasyonlarla azınlık unsurların ayaklanmasına katkıda bulunmuşlardır. Savaşlar sırasında bu sefer de Osmanlı’yı borçlandırma senaryosou devreye girmiştir. Osmanlı Devleti hangi cepheye koşacağını şaşırmış bir halde iken bu borçları yabancı ve azınlık bankerleri aracılığıyla almıştır. Neticede, isyan ettitilen azınlıkların ayrı devletler kurmalarına engel olamamıştır. Osmanlı’nın en çok dış borcu Rotschıld ailesinin sahibi olduğu Bank Of England bankasınadır. Osmanlı Devleti, Rotschıld ailesine olan borcunu ödeyecek durumda olmadığından Rotschıld ailesi bunu fırsat bilmiş, Osmanlıya iğrenç bir teklifte bulunmuştur. Sultan 2. Abdülhamit ile görüşen Lord Baron Rotschıld, “Kudüs şehrinin, Filistin’in, Suriye’nin ve Güneydoğu Anadolu bölgesinin, kendilerine verilmesi karşılığında, Osmanlı devletinin tüm dış borcunu silme ve Balkanlar’da ve Afrika’da kaybettikleri toprakları geri verme,” teklifinde bulunmuştur. Ancak Abdülhamit teklifi şiddetle reddetmiştir. Abdülhamit, dinen böyle bir tutum sergileyerek büyük bir sevaba girmişse de, Osmanlı devletinin yıkılma sürecini hızlandırmıştır. Abdülhamit’in şahsı başta olmak üzere Osmanlı Devleti’ne karşı korkunç bir yanıltıcı propaganda başlatılmıştır. Bu konuda arkalarındaki devletler, onların basınları da kullanılmıştır. Daha sonraları Enver Paşa, Abdülhamit’in bu tutumunu tarihi bir hata olarak değerlendirmiştir. Enver Paşa’ya göre Kudüs şehri ve Kenan diyarı Yahudilere geçici olarak verilmeli ve Osmanlı tekrar eski gücüne kavuştuktan sonra bu topraklar geri alınmalıydı. Atatürk’e göre ise Osmanlı devleti böyle bir şey yapsaydı bile yıkılmaktan kurtulamazdı.Çünkü Osmanlı üzerine korkunç oyunlar oynanıyordu. Özetleyerek anlatılan bu süreçten sonra Rotschıld ailesi bütün gücüyle 1. Dünya Savaşının çıkmasını tezgahlamıştır. Rotshıld ailesinin hesaplarına göre 1. Dünya Savaşı ve Arabistanlı Lawrence’in faaliyetleri, Arapların birçok parçaya bölünmesi ve İsrail Devletinin kurulması için yeterliydi. Savaş gerçekleşmiş, Almanların önderliğindeki İttifak Devletleri grubu savaşı kaybet mişlerdi. Rotschild ailesinin hesapları tutmuş ve İsrail Devletinin resmi kuruluşunun ilan edilmesine ramak kalmıştı. Ancak t arihi rüyaya çeyrek kala Rotschild ailesi ayrıntılarda küçük bir hata yaptığını fark etti. İsrail Devleti kurulmaya hazırdı ama, dağ ve ovalardan ibaret olan İsrail topraklarında kim yaşayacaktı? Her ne kadar zengin Yahudilere buralarda topraklar satın aldırılmış idiyse de, Avrupa’nın gelişmiş kentlerindeki rahatlığa alışmış olan Yahudiler, İsrail’de yaşamaya nasıl ikna edilecekti ? Esas sorun buydu. Bu sorunun giderilmesi için Rotschild ailesi radikal kararlar aldı ve yeni bir savaş için gerekli olan ortam hazırlanmaya başlandı. KUKLA DİKTATÖR HİTLER’İN ORTAYA ÇIKIŞI ve 2. DÜNYA SAVAŞI Almanya, Birinci Dünya Savaşı’ndan adeta bir enkaz halinde ve oldukça Bırakınız savaşacak parayı ve silahı, askere alacak erkek vatandaşı bile kalmayan Almanya tekrar tüm dünyaya kafa tutacak gücü nereden ve nasıl bulabilirdi? Bunun için ancak Tanrı’nın yardımı gerekirdi. Ancak daha onlar intikam planını yapmadan önce, Rotschild ailesi onlar için çok gizli bir plan yapmıştı bile. Hristiyan tarihinin başından beri devam eden ve Avrupa’da çok yaygın Yahudi düşmanlığı kullanılacaktı. Bu plana göre sahte ama çok inandırıcı bir faşizm rüzgarı Avrupa’da esecek ve Yahudilere en ince ayrıntısına kadar planlanmış bir şekilde şiddet ve baskı uygulanarak İsrail’e göç etmeye mecbur bırakılacaklardı . Bu planın ilk bölümü Almanya’nın ekonomisinin ayağa kaldırılması ve hızla silahlanmasını n sağlanmasıydı. Bu kadar kısa bir sürede muazzam bir ekonomik ve askeri güce kavuşan Almanya’nın başına 1. Dünya Savaşında er olarak savaşan Avusturyalı fanatik milliyetçi Hitler getirildi. İtalya ise Alman Faşizmi’nin etkisi altında kalmış ve iktidara Mussolini gelmiştir. Mussolini’nin iktidara gelmesi Rotschild ailesinin bir planı değil, kendiliğinden gelişmiş bir olaydı, ama bu durum Rotschıld ailesinin ekmeğine yağ sürmüştü. Hitler, hitabet yeteneği ve ürkütücü karizması ile Alman halkını yediden yetmişe peşinden koşturmuştur. Hitler’in konuşmalarında ve toplantılarında ise şaşırtıcı bir biçimde ana hedef Yahudilerdir. Hitler’in iktidara gelmesinden önce kardeş gibi bir arada yaşayan Alman ve Yahudi halkları birbirlerine hiçbir zararlarının dokunmamasına rağmen oluşturulan yapay kaos ortamı yüzünden birbirleri ile kanlı bıçaklı hale gelmişlerdir. Savaştan önce Yahudi işadamlarına Nazi gençlerinin düzenlediği saldırılar, ev kundaklamalar ve cinayetler ortamı iyice germiştir. Zengin olan Yahudiler bir yolunu bulup Almanya’yı terk etseler de, fakir olan zararsız Yahudilerin bir yere gidecek paraları olmadığından oldukları yerde kala kalmışlardı. O dönemler savaş dönemleri olduğundan Almanya’nın dışına çıkmak için büyük paralar ve bazı önemli bağlantılar şarttı. Hitler savaşı başlatmış ve Almanya’nın sahte intikam harekatı başlamıştı. Almanya savaşın ilk yıllarında başarı göstermiş ve Fransa, Yugoslavya, Çekoslovakya, Avusturya ve Belçika gibi ülkelerin tamamını çok kısa sürede ele geçirmişti. Özellikle, Paris’e 2 saatte giren Nazi orduları İngiltere ve İspanya’nın iyiceürkmesine neden olmuştur. İngiltere’yi hava saldırıları ile darmadağın Savaştan sonra tam bir korku ülkesine dönen Almanya’da ortaya atılan iddialara göre neredeyse hiç Yahudi bırakılmamıştı. Ancak, Sovyet araştırmacılar durumun hiç de öyle olmadığını savaşta katledilenlerin sadece %15′in Yahudi olduğunu net ve çarpıcı belgelerle kanıtlamışlardır. Bu belgelere göre savaşta öldürülenlerin çoğu Çingene ve Polonyalılardı. Geriye kalan zengin Yahudiler Rotscild ailesinin kurduğu paravan şirketler aracılığı ile ve Amerikan askerlerinin denetiminde, gizlice (Amerika’ya değil) İsrail’e kaçırılmışlardır. O günün nüfus sayımlarına göre Avrupa’da bu kadar Yahudi öldürüldükten sonra hem Amerika’ya kaçanlar, hem de İsrail’e getirilenlerin bu sayıda olmaması gerekirdi. Nereden çıkmıştı bu kadar nüfüs? İsrail’e getirildikleri dönemden İsrail devleti kuruluncaya kadar olan süreçte, tabiri caizse Allah’ın dağında, prefabrik yapılmış evlerde kalmışlar ve büyük zorluk çekmişlerdi. Kaçmak için girişimlerde bulunanlar ise Tevrat’ın emrettiği bir biçimde idam edilmişlerdir. Neticede yaratılan sahte milliyetçi bir hava ile sözde Yahudi soykırımı yapılmış ve mağduriyete dayalı Yahudi milliyetçiliği güçlendirilmiş, tüm dünyada Yahudilere yönelik şiddet eylemlerine girişilmiş ve Yahudiler İsrail’e göç etmek zorunda bırakılmışlardı. Yani, Rotschild ailesi 1. Dünya Savaşı’nda yarım bıraktığı işi 2. Dünya Savaşı’nda tamamlayabilmiştir. Aşırı dindar bir aile olan Rotschild ailesi, kendilerine göre, Tanrı’ya olan sözü yerine getirmiştir. BAŞKAN KENNEDY’NİN ORTADAN KALDIRILMASI 2. Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan İsrail Devleti’nde her şey 1960 yılında John Fitzgerald Kennedy’nin Amerikan Başkanı olmasından sonra değişmiştir. Kennedy Amerikan tarihinin en genç başkanıdır ve aynı zamanda ilk Katolik Başkan’dır. Kennedy’den önce Amerika’da Katolik bir Başkan hiçbir zaman olmamıştır. John F Kennedy’nin babası olan Joseph Kennedy de politikacı olup aynı zamanda İngiltere büyükelçiliği yapmıştı. Ne babası, ne de Başkan Kennedy Yahudilerle iyi geçinemiyorlardı. Babası büyükelçilik yaptığı dönemde Londra’da Yahudilerin boy hedefi haline gelmiş ve çeşitli saldırılara maruz kalmıştı. Sigmund Rotschild, Kennedy’ye “Başkan seçildiğinde Ortadoğu’da İsrail tarafını tutan bir politika izlemesi karşılığında, milyonlarca doları bulan seçim kampanyası masraflarını karşılamayı,” teklif etmiştir. Ancak, Kennedy böyle bir teklifin bir daha yapılmamasını rica etmiş ve kendisini hakarete uğramış hissettiğini KENNEDY ile İSRAİL BAŞKANI BEN GURİON’UN NÜKLEER KAVGASI İsrail kurulduğu günden beri Ortadoğu’da süper güç olma hayali ile hareket etmiştir. Bu yüzden İsrail Devleti hızlı bir “nükleer silahlanma programı” izlemeye başlamıştır. İsrail’in Dimona Çölü’nde kurduğu nükleer santralinde peynir-ekmek gibi atom bombası ve nükleer başlıklı füzeler üretmesi Başkan Kennedy’yi çok rahatsız etmiştir. Kennedy, Ben Gurion’a yazdığı sert bir uyarı mektubunda ”İsrail’in nükleer programını durdurmaması durumunda Amerikan yönetiminin yaptırım uygulamaktan kaçınmayacağını belirtmiştir.” Ben Gurion ise cevap olarak gönderdiği mektupta Kennedy’ye ”Genç Adam” diye hitap etmiş ve bazı ağır ithamlarda bulunmuştur. Bu İsrail, suikast kararı alır ve bunu, Amerikan derin devleti içindeki bağlantılarını kullanarak gizlice uygulamaya koyar. Kennedy’yi öldürmek için en uygun ortam seçim kampanyaları için geleceği Dallas’tır. Dallas’ta her zamanki gibi üstü açık araba ile halkı selamlayacak olan Kennedy’yi korumakla görevli CIA ajanları özel olarak ayarlanacak ve Başkan’ın güvenliği sabote edilecekti. Böylece, suikast çetesi Kennedy’yi rahatlıkla öldürebilecekti. Suikast çetesi için değişik rivayetler vardır. Kimileri Kennedy’yi Fransız suikast çetesinin öldürdüğünü, kimileri ise Kübalı sürgünlerin öldürdüğünü iddia eder. Ancak kesin olan bir şey var ki, Kennedy’yi öldürenler çok Deliller birden çok sayıda keskin nişancının olduğunu göstermesine rağmen, İsrail denetimindeki Amerikan derin devleti, suçu Lee Harvey Oswald’ın üzerine atarak diğer delilleri bir bir yok etmiştir. Suikastı gören 57 kişi ölü bulunmuş, ölümler kaza veya intihar ile açıklanmıştır. Lee Harvey Oswald ise suikasttan iki gün sonra, mahkeme çıkışında yüzlerce FBI ajanı ve polisin arasında Yahudi bir bar işletmecisi olan Jack Ruby tarafından öldürülmüştür. Bu Amerikan milliyetçisi Yahudi, Lee Harvey Oswald’ı öldürmesinin nedenini ise “komünistlerden Amerika’nın aldığı intikam” olarak yorumlamıştır. Birden çok sayıda keskin nişancı tarafından vurulan Kennedy’nin otopsisini Amerikan KENNEDY SUİKASTININ SONUÇLARI İsrail, Kennedy’nin kapattığı Dimona Çölü’ndeki nükleer santralini tekrar açmış ve nükleer silah üretimine eskisi gibi devam etmiştir. Başkan Kennedy’nin çıkarttığı, Federal Reserve Bank’ın elinden Amerikan dolarını basma yetkisini alan 11110 sayılı Kanun iptal edilmiş ve Amerikan dolarını basma yetkisi tekrar Rotschild ailesine ait olan Federal Reserve Bank’a verilmiştir. II. Dünya Savaşı’ndan sonra, NATO’yu kuran, komünizme karşı gizli hizmetleri ve Gladyo’u devreye sokan Amarika Birleşik Devletleri, özellikle Kennedy suikastından sonra Soğuk Savaş sürecini de başlatmıştır. Amerika ile Sovyet Rusya arasındaki Soğuk Savaş’tan tüm dünya devletleri çok olumsuz yönde etkilenmiştir. Amerika ile Sovyet Rusya arasındaki silahlanma rekabeti adeta bir sidik yarışına dönmüştür. Amerika tüm dünya genelinde emperyalist faaliyetlerine hız vermiş ve Vietnam’a saldırmıştır. Vietnam’da binlerce kişinin ölmesine ve birçok ülkenin bu savaştan dolaylı olarak zarar görmesine neden olmuştur. CIA tüm dünyada ”komünizmle mücadele” doğrultusunda adına GLADIO denilen ve Beyrut’taki gerilla kamplarında eğitilen katillerden ve paralı askerlerden oluşan gizli bir ordu hazırlamış ve bu paralı katilleri maaşa bağlayarak dünyanın her yerinde komünistleri ve sol düşüncelileri öldürmekle görevlendirmiştir. Bu bağlamda Amerika’da İsrail lobisi ise iyice pervasızlaşmış ve yönetimde söz sahibi olmuştur. Amerika İsrail Devleti’nin yaptığı katliamlara sesini çıkaramaz hale gelmiş ve İsrail ile suç ortaklığı yapmaya başlamıştır. En basitinden örnek vermek gerekirse İsrail Devleti’nin çok gizlice yürüttüğü “Samuel Vanunu’yu kaçırma operasyonu”na istemeden şahit olan bir Amerikan fırkateynindeki 23 deniz piyadesi İsrail hücum botları tarafından açılan ateşle öldürülmüştür. Denize düşüp kaçmaya çalışan askerler bile İsrailliler tarafından öldürülmüştür. Olayın basına sızmasına izin verilmemiş ve Yahudilerin denetimindeki Amerikan basını konuyu haber bile yapamamıştır. Amerika’nın “Büyük Ortadoğu Projesi” başlamıştır. Büyük Ortadoğu Projesi’nin diğer adı ise Büyük İsrail Devleti Projesi’dir. Kennedy suikastından sonra Büyük İsrail 11Eylül saldırıları, Münih’teki eylemler ve daha birçok terörist eylem aslında Büyük İsrail Devleti Projesi’nin bir parçasından başka bir şey değildir. Bazı kimseler Büyük Ortadoğu Projesini sanki yeni bir şeymiş gibi algılıyorlar. Büyük Ortadoğu Projesi yeni birşey değildir. Yüzyıllardır var olan bir proje… Osmanlıların yıkılması, Arapların parçalanarak bir sürü ülkeye bölünmesi, Türkiye’deki terör eylemleri ve istikrarsızlık politikası ve Irak, İran gibi ülkelerin belli aralıklarla, neredeyse her on yılda bir sorun çıkarması rastlantı olmasa gerek… Bu yeni kitap – Texe Mars – Bilinen Tarihin Bilinmeyen Yanları – (Timaş Yayınları), Illuminati adlı diğer bir kitap ile beraber okunursa, dünyanın nasıl yönetildiği hakkında açıklayıcı bazı bilgilere daha ulaşaılabilir… |