ahilik,ahi,ahi evran,islam,aşıkpaşa,kırşehir,ahmedi gülşehri,selçuklu,osmanlı,insan,güzel ahlak
SARAY MÜDERİSSİ ÂMÂ HAFIZ’IN HAKKI DAYIMIZ
Sevgili arkadaşlar,
Bizim sülaleye Âmâ Hafızlar derler. Babaannemin annesinin tam 25 çocuğu olmuş. Sadece iki kız bir oğlan yaşamış. Oğlu olan hakkı dayımız her sabah namazından önce tuturuk yolmaya gider ve bir eşek yükü bu dağ dikenini getirmeden Kırşehir Kale’deki okuluna gidemezmiş. Çünkü babası bakkal Ali Efendi çok sert bir adammış. Fakat o inat edip okumuş ve İstanbul’daki saray okuluna gitmeyi kazanmış.
Derken orada da başarılı olmuş ve saray müderrisi (bu günkü profesör) olmuş. Ölmeden önce bir defa Krışehir’e geldiğinde bütün alimler ona saygıyla eğilmişler. En nihayetinde İstanbul’un İngilizlerce işgalinde kaybolmuş. Babası fakir olduğu için oğluna ne oldu diye İstanbul’a gidip araştıramamış bile. Ancak annesi Hacer ebemiz ona arkasından ağıt yakmış. Ağıt söylerken gözyaşım dışına akmasın diye uzun süpürgeyle yukarı bakarak tavanı süpürürmüş ve böylece ağıt yakarmış. Bakın nasıl ağıt yakarmış görelim (ağıt gerçektir)
Hay nolaydı da gelmeyeydin
Garip halimi görmeyeydin
Gülün elimde solmayaydın
Garib ol
Yetim ol
Anan hasretliğini çeksin
Baban firkatine yansın
Gele diye yola baksın
Garib ol
Yetim ol
firkat: ayrılık