ahilik,ahi,ahi evran,islam,aşıkpaşa,kırşehir,ahmedi gülşehri,selçuklu,osmanlı,insan,güzel ahlak
Bu yazımızı kutlu doğum haftası dolayısıyla, Allah’ın Rasulü, son peygamber, alemlere rahmet olarak gönderilen, örnek insan Hz. Muhammed (a.s.)’a ayırdık. Cenabı Allah’ın habibim dediği, her şeyden önce onun nurunun yaratıldığı, ilahi kitablarda daha önce geleceği müjdelenen sevgili peygamberimiz, şirk ve zülmün karanlıklarında yüzen bir kavme geldi. O perişan kavimden ünü günümüze kadar gelen “her biri bir yıldızdır, hangisine tabi olursanız doğru yolu bulursunuz” dediği bir sahabi çıkardı. Getirdiği prensiplerle yeryüzündeki çoğu kavimleri etkiledi ve biz müslümanları islamın nuru ile şereflendirdi. Onun peygamberliği evrenseldir ve bütün cinlere ve insanlara şamildir.
Onun hayatı incelendiğinde “yüce bir ahlak üzere olduğu” görülür (Kalem 4). Kendisi de: “Ben ancak güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim”(Malik, el-Muvatta, 2/904) buyurmaktadır. Ahlak peygamberi, bizler için de; “ sizin en hayırlınız, ahlaken en güzel olanınızdır” demektedir. Bu nedenle İslamı bir ahlak dini olarak algılamak ve davranışlarımıza buna göre yön vermek zorundayız.
Onun örnek bir şahsiyet olduğunu Kuran’ı Kerim Ahzab suresinin 21. ayetinde şöyle haber vermektedir: “Sizin için, Allah’ın Rasulü (Hz. Muhammed), Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çokca zikredenler için, güzel bir örnektir.” buyurulmaktadır. O, her alanda örnektir. Evde örnek bir eş ve baba olduğu gibi, dışarıda güvenilir “emin” bir insan, ileri görüşlü bir komutan, gerçek bir devlet başkanı ve etrafına sağlığında yaklaşık yüzyirmidörtbin kişiyi toplayan (veda hutbesini bu kadar müslümana yaptı) lider bir şahsiyet ve en önemlisi Cenabı Allah’a en yakın kul ve peygamberdir o. Onu anlatmaya bu sütun kafi gelmez.
Biz bu kısıtlı imkanlarla birazıcık olsun onun sevgi dolu kişiliğine değinelim: Allah Rasulü, kimsenin ayıbını yüzüne vurmaz, hoşlanmadığı ve yanlış gördüğü bir davranış olursa o davranışı yapanların kim olduğunu belirtmeden ve kimseyi kırmadan yanlışları düzeltir; kimsenin sözünü kesmez, konuşması bitinceye kadar dinler, kimsenin gizli hallerini araştırmaz, kendini ilgilendirmeyen konulararla meşgul olmazdı. Allah’a karşı bir hürmetsizlik yapılmadıkça kandisine karşı yapılan kötülükleri bağışlar, eline fırsat geçse de intikam almayı düşünmezdi. Zengin-fakir, efendi-köle, büyük-küçük ayrımı yapmadan insanları eşit tutardı.
Hz. Peygamber cömertti, ikram etmeyi çok severdi. Eline geçen hemen her şeyi muhtaçlara dağıtır, kimseyi eli boş çevirmezdi. Bütün işlerini tam bir düzen ve intizam içinde yapar, vaktini boşa geçirmezdi.
Dürüstlükten ayrılmaz, verdiği sözü tutardı. Şakayla da olsa asla yalan söylemezdi. Bu yüzden daha peygamber olmadan güvenilen bir insan olmuş ve “emin” sıfatını kazanmıştı. Cenabı Hak bizi onun yüce şefaatına nail eylesin. Amin.