ahilik,ahi,ahi evran,islam,aşıkpaşa,kırşehir,ahmedi gülşehri,selçuklu,osmanlı,insan,güzel ahlak
Asi oldum cafi oldum vardım dergahına
Doğru yola sen ilet Ya Vedüd-ü Ya Allah
Kadir-i Mutlak kudreti cevlan seyranına
Fak’ri cana sen yetir Ya Halık-ı Ya Allah
Seherleri tatlı buldum şeytan benden yana
Duaları kalpten sildim arzum kuldan cana
Sevdaları sözden aldım bahtım elden yaza
Emr-i cana sen setret Ya Rahman-u Ya Allah
Pişman olmaz tövbe kılmaz ağlamazsın zalim
Yolsuz yerde ne ararsın bilmez elden alim
Bilmeye derdinden ne dediğinden hemhalim
Derd-i cana sen düşür Ya Kayyum-u Ya Allah
Kimse bilmez cehle açmaz yoktur makul sebep
Rahman’a sorsam söylemez sırra makul cevap
Haya mıdır günahından artan makul sevap
Can-ı cana sen yandır Ya Ehad-ü Ya Allah
Hayadan mıdır yoksa günahtan mıdır korkun
Zatından mıdır yoksa hakkından mıdır affın
Bu dergahta yok mudur çare mahsun aşıkın
Yad-ı cana sen kandır Ya Samed-ü Ya Allah
Mah-ı Cemal aşkına ağlayıp niyaz ettim
Mah-ı Sultan cevrine eğleyip nurla doldum
Mah-ı Sübhan zikrine koşturup yoğa göçtüm
Erdi cana sen duyur Ya Melik-i Ya Allah
Günahım katır yükü kantar çekmez neyleyim
Yolunu kaybetmiş bir ite bezendi feleğim
Muhal ile nasıl cemaline er durayım
Serdi cana sen yandır Ya Selam-ü Ya Allah
El ayağım sıkı tutsam günahım azalmaz
Günah ile muhabbetten sevabım dayanmaz
Rahmetin bir kurtuluştur makamım yetişmez
Canı cana sen duyur Ya Mü’min-ü Ya Allah
Ol günahım hazan olmaz seni tabip kıldım
Severim seni dermanım sendedir sevgilim
Yollarım sana çıkar Allah’ım yaz hicretim
Canı cana sen göçür Ya Alîm-u Ya Allah
Rahmetinden nasıl ümitsiz olurum, aymaz
Kim bu facir ve fasiki yola koyar bilmez
Her müşkilim sanadır başka kapı çalınmaz
Seyr-u sülüki ruhan Ya Kerîm-u Ya Allah
Kadir-i Mutlak sensin kimseye kudret vermem
Şüphem yoktur kavi ahdim şeytan şahit tutmam
Vahidü-l Ehad seni her yerde canım gördüm
Canı cana sen uçur Ya Rahim-u Ya Allah
Bu baş vahiy yolunda fedadır sana ya Rabb
Baş ne ki yüz bin beden fedadır sana ya Rabb
Derdi derman eyledin lütfundur bana ya Rabb
Canı cana sen sevdir Ya Baki-i Ya Allah
AÇIKLAMA:
Şiirin ayaklarında yer alan Esma-i Hüsna tecelli sırasına göre zikredilmiştir.
-VEDÜD, sevgili demektir ki Allah önce bilinmeye aşk duymuştur.(Hadiste Allah bilinmeye -aşk duydu–murad etti- ve Kainatı ve insanı yarattı” diye geçer. Ahbeptu= Aşk duymak demektir doğru tercemesi itibariyle. Yanlış bir terceme ile “İstedi” kelimesi yanlış ve zayıf düşer. İşte aynı aşkı da insandan kendisi için istedi. İşte iman ve ibadetler aşk ile olursa fedakarlık boyutuna isteyerek yükselir ve makbul olur )
-Sonra bu aşkın aşıklarını bulup ortaya çıkarmak ve ispat etmelerini sağlamak için bir İŞ yapmıştır ki o da kainatın ve insanın yaratılmasıdır: HALIK.
-Bu yaratılışı merhamet ederek yaratmıştır ki o da : RAHMAN..
-Bu düzenin uzun yıllar bozulmadan ayakta kalmasını KAYYUM sıfatı ile yapmıştır.
-Artık onun bir olduğunun anlaşılması gerekir ki kainat bozulmadığı için bir irade olmalı o da EHAD..
-Varlıklar ihtiyaçlarını Allah’tan karşılarlar. Bu SAMED dir.
-Bu düzene bir hakim gerek o da MELİK. Aksi halde çok ortakçı müşrik bu işe talip olunca yolunun kesilmesi ve kendi mülkünde kendi hükümranlığının ilan edilmesi gerekir.
-Melik sıfatı bir korku da yaratabileceği için insan ruhi ve maddi yapısının yumuşatılması ve İslam olarak teslim olanların esenliğe kavuşturulması gerekti ki o da SELAM sıfatının tecellisidir.
-Bu esenliğe kavuşanların iman ve amellerini (10 amel, namaz dahil- Mümin suresi ilk 10 ayette yazılıdır) tanımlayarak kulluğu tanımladı ki en yüce makamdır ve biz önce peygamberimiz için ABDUHÜ (Kulu) deriz. Demek ki kulluk mümin olunca olabiliyor…
-Sonra bu iman ve amelin İLİMLE techiz ve desteklenmesi ilerleme için de İKRA (oku) emrinin yerine getirilmesiyle bunun olabileceğini de anlamak gerekiyor. Okumak daima düşünceyi harekete geçiren en önemli araçtır. Senaryolar daima hikayelerin sağladığı farklı farklı düşünmeyi TEK’e indirir ve çoğulcu düşünceyi öldürür ve sakattır. Bu yüzden seyretmek yerine lütfen okuyunuz ve kişinin kendi kitabını okuyunuz. Başkasını başkasının anlatımlarını okumayınız.
-İnsan bu dünyada ya da öbür dünyada kazandıkları kadar karşılık görseydi kesinlikle hiçbir şey kazanamazdı. İşte burada KERİM sıfatı ile Cenab-ı Hakk devreye girer ve insanlardan dilediklerine hak etmedikleri halde büyük ikramlarda bulunur. Ahrette “GÜNAHLARIN SEVAPLARA ÇEVRİLMESİ” de kerim sıfatındandır. Ayrıca örneğin 40 yıl namaz kılmamış bir Müslüman bu 40 yıllık namazları asla tamamen kaza edemez. İşte Cenab-ı Hakk’ın KERİM sıfatı burada da devreye girer ve o kişinin kışlamadığı namazlar ve günahlar için bir NASUH TÖVBE (yürekten tövbe) yapması yeterlidir. Önceki zaman alimleri bu görüştedirler ve son bir haftalık kaza namazı dışında uzun yılları kaza etmeye dinen gerek olmadığı görüşündedirler. Şüphesiz biz de bu görüşteyiz. Ancak son dönem alimlerinin bazıları bu 40 yıllık namazın nasıl kılınacağından ve ALLAH’ın merhametinden uzaklaştırarak kişiyi dinden de soğutmaktadırlar. Bu tür zor durumda olan kardeşlerimizin bu tür kolaylık öneren alimlerin yolundan gitmelerini ve bundan böyle vakit namazlarını daha dikkatli kılmalarını öneririz…
-RAHİM sıfatı ise ahrette ALLAH’ın Müslümanlara merhameti olarak görünmekle beraber bu dünyada da mahlukata rahim sıfatından merhametini dağıtmıştır.
-En sona kalan ve devam edecek olan ALLAH’tır ve O BAKİ’dir, SONSUZDUR.. (En doğrusunu ALLAH bilir)
aşık ahi kul ahmede nasibdir