ahilik,ahi,ahi evran,islam,aşıkpaşa,kırşehir,ahmedi gülşehri,selçuklu,osmanlı,insan,güzel ahlak
“aşık iş bu öğüdü ilkin sen al”
“Bu öğütten olmasun gönlün melal”*
Kuran bilmek marifettir alemde
Niceler yükselir aşkın deminde
Dersimiz Kuran ola hem batından
Cümleye davet saldık biz hattından
Nice evliya sohbete yanaşık
Halkı yaran kılıp cehli yıkadık*
Hangi ismi Divan-ı aşk eyledin
Paşa’yla Divan-ı Aşık boyladın
Failatün failatün failün
Aşığa lisan oldu hem yazdığın*
Garip-name dedi kendi garipten
Onbin alyıyüz onüç beyt kerpiçten*
Tevhid, münacat ve övgü nebiye
Dört halife karar eyler ümmiye*
Elvan çelebi eydur kim oğuldan
Menakıb-ül Kutsiyye der babadan
Kerîm-i Rahim’den gönlüne ağdı
Faslı hitap kim düştü ondur babı
On hikaye etti her bir babını
İbretten hikmete yazdı sıdkını
Kimini zahirden ayan eyledi
Bendini batından revan eyledi
İlimdir esrar ile kaf eyleye*
Düşümdür envâr ile nun ekleye*
İlmi ledün olmadan yakîn düşmez
Yakîne menzil dilde kudret düşmez
Bu kitabı dil ile esrar kıldı
Can ile canan aşkı mesrur kıldı
Beyan olmaz beyan olmaz cahile
Derya sığmaz hod bardağa cehlile
Garip’ten nice acaip hikmetler
Aşık’ın sanatı gözde ziynetler
Aleme giryan oldu bu ibretler
Ademe püryan oldu bu hikmetler
Yere düştü ad ile oldı bir kitap
Garip dedi ad ile on türlü bab
Her babta on destan çarha verirdi
Şerh eyleye kıyl-ü kal dehre verirdi
Cümle ilim bu kitapta derc oldu
Hem cevahir sarf edip de harc oldu
Ey ilmi ledün sultanı gel beri
Kaç nefes eyledin gayri öl beri*
İş bu alemi ibret dolu gördü
Adem-i hali hikmet dolu gördü
Kur’an da meth eyler nazarın Allah
On kez öğer imiş dostların Allah
Zül Celaldir dostların öğmek eyler
Ve dahi düşmanlara söğmek diler
Nice fakirle on hamamda yundu
Fakir hakkı ondabir öşru sundu
Evamir-i aşare Musa söyler
Musa kim Rabb’inden on emir eyler
Hem Muhammed on çağırdı ademi
Bir ağaç altında aldı biatı
Miskin ola anılmaya nameden
Ad eyle sen varlık içun yareden
Devlet ol devlet ol adla baki ol
Rahmet pınarı ol adla saki ol
Hakk nasib eyledi gönül şavkından
Semadan arza söyler aşk halından
Türk dili bilinmez idi elinden
Söylendi Türk dili ma’ni yolundan
Türkler içun yazdı mahrum olmaya
Öz dilinde Hakk’ta karar eyleye*
Yüz destan ile tamama erişti
Kitab-ı hatm ile karar yetişti
Bin üç yüz otuz idi bu hıtama
Ol kitaba çifte hicret denk ola*
Bu kitabı te’lif eyledi aşık*
Türkçeyle bezedi ruhu yanaşık
Katre bilmez deryaya kim kavuşur
Zerre düşmez aşığa gün eyleşir
Deryadan içtiğin bardak kânıdır
Yüzbin bardak dök içtiğin aynıdır
Nice söyledin sevdiğin aşk halde olmak
Aşk’da mecnun hoddır aşk yerde olmak
Aşka kul olmayan yoktur alemde
Alemi aşk yaratır kul alemde*
Çalab’ın kudret elinden gelirmiş
Gelmek de ne nakşı türlü bünyadmış
Yoktan oldu varlık dahi garkolmuş
Dün-ü gün garb-ı şark karar etmezmiş
Her savaşta Aşık vuruşur imiş*
Aşık’a duadır ümmet kaşıymış
Annesi bulundu nice hal üzre
Terek düzeltir dedem evi içre*
Nice adem sülbünden indi belli
Galip abi yitti Recep’ten belli*
Ecel oku kavi durur elaman
Ne sultan kodı ne nebi vayaman
Vakt erişti tamam oldı zamanı
Altmış üçtür cihan içre semanı*
Bin üç yüz otuz iki idi saat
Latif üzre canın verdi vü rahat
Bir ahir ademe görünür anda
Aşık paşa anılır can boğazda*
Kim dahi derman ararsa Aşık’tan
Dua ve amelle yol bula ışktan*
Uzaktan dua etmek de ne ola
Yakın gele yakîn olan bu Aşka*
Bir ahi ahmed yar olmuş gönülden
Bu gönlü ihya etmiş kul elinden*
Yazıp düzdük marifetten sayıldı
Tasdik etmek ol Paşa’nın kânıydı*
Her kim amel eylerse yazımızla
Vacip ola hem şefaat darıyla*
Bize dahi verildi paşa’dan el*
Elin yüzün yuya can diyen kel
Kul ahmed dahi gel ümmet kaşından
Ağıt düzer Muhammed darından
Hıtama erişti bu beyitler hem
Aşık’a Paşa ekledik gönül hem
-——-son————–
* lı yerlerde sırlar vardır
( H. 1434)
Not: bu yazılanlar Aşık Paşa Hazretleri tarafından tecelli edilerek herhangi bir yanlışlığın olmadığı, kendisi hakkında doğru şeyler söylendiği bize ifade edilmiş ve bazı ikramlarda da bulunmuştur.
AŞIK PAŞA:
1272 de Arapkir’de (Kırşehir) doğup 1332 de vefat eden bu zat, büyük şeyhlerden olup zaviye kurmuş ve ilim yaymıştır. Osman Bey’in söğütteki hutbesine katılmış ve Kırşehirin Osmanlı topraklarına katılmasında rol oynamış ve Kırşehir Beyliği verlmiştir Osman Bey tarafından.. Orhan beyle de bağı vardır. Osmanlı askerinin nasıl yapılanması konusunda da Şeyh Edebali ile birlikte katkıları vardır. baba İshak isyanına katılmamış, ancak babasının müridi baba ishak diye babası muhlis paşa kellesini vermiştir.
En önemli eseri GARİP-NAME’DİR. o dönemde herkesin farsça edebiyatı ve resmi yazışmayı, arapçayı ise ilim dilinde kullandığı ve aktarma tercümeler yaptığı bir dönemde tamamiyle özgün ve tercümesiz 10 613 beytlik “failatün failatün failün” kalıbıyla yazdığı TÜRKÇE eser vermiştir.. içinde dinin ve hayatın içinden her şeyi koymuş, dil hakkında da gramer oluşturup kuralları geliştirerek kelimeler üretmiştir. şu sözler o dönemler için ne kadar ilginçtir:
Türk diline kimesne bakmaz idi
Türklere hergiz gönül akmaz idi
Türk dahi bilmez idi ol dilleri
İnce yolu ol ulu menzilleri
sevgili okurlar, bu zatın yaklaşık 15 yıl önce annesinin mahalle içinde kaybolmuş mezarı dedemin (annemin babası) aşıkpaşa mahallesindeki evinin bahçesine sıkışmış idi. anneannem gilde bu kadın evin mutfağına gelir ve tereklerdeki bakır kaplar düzeltirmiş. anneannem de onu gündüz gözüne görürmüş. bir gün eve gelin gelmiş. geline de görününce gelin korkudan hayalet var diye kaçmış. anneannem gelip şöyle demiş. “bak demiş gelin senden korkuyor. artık gözükme olmaz mı” deyince bir daha görünmemiş.
Daha sonra biz o zamanki belediye başkanıyla görüştük ve Aşık Paşa’nın türbesinin arkasına defnini sağladık.
İkinci tespitimiz onun yaşayan akrabaları ile ilgili oldu. Kırşehirde vefat eden arzuhalci Galip Gökçınar abimizle halen yaşayan ve 35 islami eseri olan Recep Okatan abimiz.
Bu üç yazının doğruluğunu bu zat bize doğrulamış ve tasdik etmiştir. ikram olarak da aşağıdaki sırrı bize biiznillah vermiştir.
aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur.