ahilik,ahi,ahi evran,islam,aşıkpaşa,kırşehir,ahmedi gülşehri,selçuklu,osmanlı,insan,güzel ahlak
Halk dahi eyledi bela aşkından
Aşık’a ram oldu ilmin şavkından
Mısır’da hükm-ü firavun karıyken
Firavun duysun Allah’ın kanıyken*
Şirk daim ölür zaman zebundur*
Tevhid daim yaşar kalpler zebundur*
Kubbet-üs Sahra’dan bir nur yükseldi
Çevresi nurdan sırrını söyledi
Ahmed gördü bu nuru nerededir
Kubbe etrafındaki çemberdedir*
Bir nur dahi ayan oldu ahmede
Burakla çıkarken giz Muhammed’e*
Yazdı kaç pencere görmek dilinden
Miraç idi maksud görmek şevkinden
Hakk’tan bir fehim erişti Paşa’ya
Haram’dan Aksa’ya düştü veraya*
Burak dahi bilir oldu erini
Onca yüğseğ aşar oldu yolunu
Arş alaya serer oldu postunu
Makam eyler kul deyu kim aşkını
Gümanım yoktur şikarım ümmetten
Aşk duysa gelecek her bir sünnetten
Şafi ol, şafi ol ya aşk neferi
Cümle ümmet söylenirmiş gel beri
Aşık’tan Muhammed’e selam oldu
Selam kim ziynetlerim zebun oldu
Bir ahi ahmed kul oldu edepten
Ümmete yandı can baha teninden
Nice buhran sarmış iken memleket
Hayra döndü Aşık ilen felaket
Mutasavvuf söyler Hakk’ın dilinden
Halka yol eyledi aşık kaşından
Maksudu Türkçe idi hem Garip’ten
Name deyu namlandı hem dilinden
Türklerin evveli Orhon yazından
Kutadgubilig bezeye elinden
Kim korkar dedem korkut diye dursun
Nice aşkı efsane yaza dursun
Her birinden fışkırır nice yarim
Nazara düşer imiş saçım başım
İlahi aşka güzel ahlak yazdım
Güzel ahlak katında gayri gördüm*
Gül insan eyledim tasavvuf kânı*
Güzel insan aşık imiş halk varı*
Aşık eyler kim Yunus’luk söylenir
Yunus kim bir adem deyu boylanır
Süleyman derler çelebi söylenir
Name salar Garip kuldan benzetir*
İlahi aşka kul düşer Mevlana
Aşkın neyinden süzüldü Paşa’ya*
Marifetten bir name ey İbrahim
Sen de Aşık sazı çal hey İbrahim
Leyla vü Mecnun’dur kim aşk sazından
Aşk eyledi kamu alem yadından
Mecnun ile menem aşkı hal melül
Men Mushaf hatmedem o kaldı vel-leyl*
Yusuf ile Zeliha aşk nazıdır
Beridir günahtan ki kul canıdır
Her ne var ise alemde aşk imiş
Aşk olmaya bir kuru toprak imiş
Kaç Sinan Paşa bir Garipnamedir
Aşık’tan bu nesle selamnamedir
Yazıcıoğlu Mehmet derler buna
Kaygusuz Aptal kıldım aşkı baha
Eşrefoğlu Rumî sözün telinden
Bakî bakidir aşık yelinden
Harname yazar Şeyh Galip tülünden
Paşa’dan süzüle zaman elinden
Hikmetinden sual olmaz Paşa’nın
Ahmedî kul üzre aşık hüccetin
Nabi’dir Rami Mehmet paşa haddi
Koca Ragıp paşa anın veraı
La ilahe yoktur illallah bes bes*
Kul eyler hünkar cem’i ol Allah bes*
Sultan Ahmed’i bir eyledi paşa
Hüdai derler Aziz Mahmut kaşa
Müştak Baba sırrından aşık eyler
Bir Sami Abdurrahman paşa neyler
Aşık’a dil Türkçe’den gayri yoktur
Kaç kelam eylese Türk gayri yoktur*
Dil eydur ki kural üzre olmalı*
Gülşehri eyler gönlünce uya olmalı*
Güzel Türkçe Aşık’tan sadır oldu
Kimseler demine var bakmaz oldu
Türk Dili garip idi nameden*
Türke gönül akmaz idi kimseden*
Yaban ilde yaban diller peyledi*
Türk dahi kendi özün bilmedi
Türkü saldım ince uzun yollarda
Nişanı ulu menzilli yurtlarda
Hikmet ile gönül arar çöllerde
Dille sevilir güller gönüllerde*
Her dilde nice eksik yol eyledi
Kemal için uyumları kolladı*
Günlük hayattan yol verdi halkına
Nice ekin deyu oğul şavkına
Benim kıza senin oğlan yakışır
Davet kılak cümle alem doluşur
Kızlarımız gelin ola otağdan
On çocuğa ad olaydı Aşık’tan
Gel bir de öksüz sen doyur hayrına
Hayır kim evlendir onu bahtına
Hakanlık akla asalet babından
Yiğitlik ve ilim feta abından
Vefa ve cömertlik gerek sıdkından
Paşa yazdı bunları şart âlîden
Rahatlık neşe ve sevinç aranır
Güven ile inşa olur boylanır
Garipnameden marifetname hem
Gençname dahi izledi Aşık dem
Başarı ve saadet gerekirmiş
Hakikat birlik ânâ karakırmış
Vahdetle cihana yürü devletlüm
İslam fışkırsın temelden Allah’ım
Mevlana’nın aşkına yandık Fars’tan
Yunus’un özi ile Paşa Türk’ten
Nice yemek ve kumaş pazarladı
Al tamgalı adamlar vergiledi*
Zübde-i alemde çimlenir insan
Kainat urbamdır ol emre insan
Aşık’a tarikat nedir adaptan
Uçurur şeyhini mürid sıdkından
Kainat aynadır sana bilseydin
Hakikat mizandır sana görseydin
Gör kendini gör kendini davettir
Görmez kalbe nişan vermek afettir
Her bir varlık yazıldı hem inceden
Söylendi ânın faslı hem niceden
* lı yerlerde sır vardır
devamı III’de………………..
AŞIK PAŞA:
1272 de arapkirde (Kırşehir) doğup 1332 de vefat eden bu zat, büyük şeyhlerden olup zaviye kurmuş ve ilim yaymıştır. Osman Bey’in söğütteki hutbesine katılmış ve Kırşehirin Osmanlı topraklarına katılmasında rol oynamış ve Kırşehir Beyliği verlmiştir Osman Bey tarafından.. Orhan beyle de bağı vardır. Osmanlı askerinin nasıl yapılanması konusunda da Şeyh Edebali ile birlikte katkıları vardır. baba İshak isyanına katılmamış, ancak babasının müridi baba ishak diye babası muhlis paşa kellesini vermiştir.
en önemli eseri GARİP-NAME’DİR. o dönemde herkesin farsça edebiyatı ve resmi yazışmayı, arapçayı ise ilim dilinde kullandığı ve aktarma tercümeler yaptığı bir dönemde tamamiyle özgün ve tercümesiz 10 613 beytlik “failatün failatün failün” kalıbıyla yazdığı TÜRKÇE eser vermiştir.. içinde dinin ve hayatın içinden her şeyi koymuş, dil hakkında da gramer oluşturup kuralları geliştirerek kelimeler üretmiştir. şu sözler o dönemler için ne kadar ilginçtir:
Türk diline kimesne bakmaz idi
Türklere hergiz gönül akmaz idi
Türk dahi bilmez idi ol dilleri
İnce yolu ol ulu menzilleri
sevgili okurlar, bu zatın yaklaşık 15 yıl önce annesinin mahalle içinde kaybolmuş mezarı dedemin (annemin babası) aşıkpaşa mahallesindeki evinin bahçesine sıkışmış idi. anneannem gilde bu kadın evin mutfağına gelir ve tereklerdeki bakır kaplar düzeltirmiş. anneannem de onu gündüz gözüne görürmüş. bir gün eve gelin gelmiş. geline de görününce gelin korkudan hayalet var diye kaçmış. anneannem gelip şöyle demiş. bak demiş gelin senden korkuyor. artık gözükme olmazmı deyince daha görünmemiş. daha sonra biz o zamanki belediye başkanıyla görüştük ve aşık paşanın türbesinin arkasına defnini sağladık.
ikinci tespitimiz onun yaşayan akrabaları ile ilgili oldu. kırşehirde vefat eden arzuhalci Galip Kaya abimizle halen yaşayan ve 35 islami eseri olan Recep Okatan abimiz olduğunu bulduk. bu zatlarda çok muhterem kişiliklerdir. Aşık Paşa kendisine uzaktan kuran ve dua okunmasının yerine yanına gelinmesini rüya yoluyla serzenişte bulunmuştur. ayrıca bu fakir kardeşiniz de yanındaki mezarlıkta yatanlardan olup azap çeken var ise o kişi ile azabı arasına engel olacak bir şey koyduğunu gördü. o azap çekenin yerine bu fakir üç gün yattı da Allah’tan affını sağladı.
aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur.