ahilik,ahi,ahi evran,islam,aşıkpaşa,kırşehir,ahmedi gülşehri,selçuklu,osmanlı,insan,güzel ahlak

DEPRESYON VE ÇÖZÜM YOLLARI


Popüler Aramalar

 Biri beni kurtarsın

Hiç kimse depresyonla yüzyüze gelmeyi istemez. Dikkat edilmesi gereken depresyonun insanların hayatını altüst eden önemli bir problem ve acizlik olarak algılanmamasıdır

Mazeretim var… DEPRESYONDAYIM
Depresyon, her yaşta, her bireyde, hangi nedene bağlı olursa olsun görülebilen bir beyin rahatsızlığı, yani ruhsal bir hastalıktır. Herkes yaşamının bir döneminde hüzün, keder, mutsuzluk gibi duyguları yaşayabilir. Bunlar, genellikle yaşanan olaylarla ilişkili ve geçicidir. Oysa bazen bu duygular, daha aşırı boyutlarda ve daha uzun süre yaşanır. Hatta bazen buna yol açabilecek belirgin bir neden de yoktur veya neden vardır ama gösterilen duygusal tepkinin süresi ve yoğunluğu beklenenden fazladır.

Artık bu duygular yaşamla, kendimizle, çevremizle ilişkimizi bozmaya başlamıştır. Depresyon geçiren bir insanın düşünce, duygu ve davranışlarıyla biyolojik yaşamsal fonksiyonlarında değişiklikler olur. İçinde bulunduğunuz ruhsal durum iki haftadan daha uzun bir süredir devam ediyorsa, bir uzmana başvurmanız gereklidir. Eğer siz de “Biri beni kurtarsın” diyorsanız bu yazı dizimiz; hem size hem de yakınlarınıza ışık tutacak.

* * *

Depresyonda olabilirsiniz!

  Hemen her gün ve günün büyük bir kısmında gözlenen çökkün bir duygu yaşıyorsanız ve kendinizi mutsuz, ağlamaklı, kederli hissediyorsanız.

  Daha önce keyif alınan işler, hobiler ve alışkanlıklardan artık hoşlanmamaya başladınız ve her şeyi mecburen yapıyorsanız.

  Diyet uygulamamanıza karşın önemli derecede kilo verdiniz ya da aşırı kilo aldıysanız.

  Hemen her gün uykusuzluk ya da aşırır uyku halindeyseniz.

  Beyinsel ve vücutsal işlevselliğinizde azalma ya da huzursuzluk varsa.

  Halsizlik, yorgunluk hisleri yaşıyorsanız, kendinizi daha önceki günler kadar enerjik hissetmiyorsanız.

  Hemen her gün kendinizi değersiz hissediyor, küçük görüyor, suçlu ya da günahkar hissediyorsanız.

  Konsantrasyon yeteneğinizde azalma yaşıyorsanız (konuşulanlara, okunan şeylere, izlenilen tv programlarına dikkatini verememe, söylenilenlerin bir kulaktan girip diğerinden çıkması gibi) ya da kararsızlık içindeyseniz.

  Tekrarlayan ölüm düşünceleri ve intihar planları veya eylemleri yapıyorsanız depresyonda olabilirsiniz.

 

Depresyon konusunda bazı öneriler

  Depresyonun bir hastalık olduğunu kabul edip, doktordan yardım isteyin.

  Her insanın hayatının belli bir döneminde depresyon geçirebileceğini düşünmelisiniz.

  Depresyonun bir zayıflık ve güçsüzlük belirtisi olmadığı bilincine varın.

  Çok önemli kararları hemen vermemeye çalışın ve kendinizi zorlamayın.

  İnsanlardan uzak kalmamaya çalışın.

  Televizyonda şiddet ve korku filmleri izlemeyin. Hobilere yönelik ya da komedi programları izleyin.

  İsteksizlik düşüncelerine rağmen, az da olsa değişik işler yapın. (elişi, yemek, tamirat vb.)

Tedavi yöntemleri

  Antidepresan ilaçlar

  Değişik psikoterapi yöntemleri

  Grup tedavileri

  Elektro konvulsif tedavi (elektro şok tedavisi)

  Fototerapi (özel bir ışık tedavisi)

  Diğer yöntemler…

 

Nasıl başa cıkacağım?

Depresyona neden olan durum ne olursa olsun hiçbir olay depresyonun hafife alınmasını gerektirmez. Depresyon iyileşebilir bir hastalıktır. Uzun sürmesi önemli değil, mutlaka hasta iyileşir

 

FAALİYETLERİNİZİ ARTTIRIN

  Bu kendinizi hem daha iyi hem de daha az yorgun hissetmenize neden olacaktır. Dinlenerek yorgunluk hissinden kurtulamazsınız.

  Rahatsızlanmadan önce yapmak zorunda olduğunuz ya da severek yaptığınız işlerin birer listesini çıkarın.

  Hazırladığınız listelerin her ikisinden de bazı maddeler ilave edin.

  Haftalar içerisinde bu maddelerin sayısını giderek arttırmaya çalışın.

  Başlangıçta biraz zorlanacaksınız, sabırlı olun ve cesaretinizi, umudunuzu kaybetmeyin.

SORUNLARIN LİSTESİNİ ÇIKARIN

  Bu sorunları çevrenizdeki güvendiğiniz kişilerle tartışın.

  Bu sorunları çözmek için elinizdeki imkanlar nelerdir?

  Bu imkanları kullandığınızda size ne yarar sağlar? Atacağınız adımları ve karşılaşacağınız güçlükleri kaydedin. Her aşamada geriye dönüp bakın ve değerlendirme yapın.

 

HAYATINIZDA İYİ GİDENLERİN LİSTESİNİ YAPIN

  İnsanlar depresyonda iken sahip oldukları olumlu özellikleri değerlendiremezler.

  Depresyona girmeden önceki durumunuz hakkında düşünün. Aile, çocuklarınız, iş ile ilgili aklınıza gelen olumlu şeylerin listesini yapın.

 

OLUMSUZLUKLARLA MÜCADELE EDİN

  İnsanlar depresyonda iken gelecekle ilgili olarak olumsuz düşünme eğilimindedirler. Bu düşünceler kişinin kendisini kötü hissetmesine yol açar.

 

OLUMSUZ DÜŞÜNCELERİNİZİ YENMEK İÇİN

Kendinize şu soruları sorun:

  Bu düşüncelerin doğruluğunu destekleyen kanıtlar var mı?

  Farklı bakış açıları olabilir mi?

  Başka bir kişi benzer bir durumda ne düşünürdü?

  Kendinizi daha iyi hissettiğiniz zamanlarda bu olaya nasıl bakardınız?

  Giderek her bir olumsuz düşüncenin daha olumlu bir düşünce ile yer değiştirdiğini farkedeceksiniz.

 

Hayata küsmeyin, ona sahip çıkın

Tedavi görürken, eskisinden iyi olacağınızı aklınızdan çıkarmayın. Doktorunuz sorununuzu çözmek için uğraş verirken, siz bu yolda iyileşmek için umutsuzluğa kapılmadan mücadele vermelisiniz

Kişinin verimliliğini kaybetmesine sebep olan depresyon, bir halk sağlığı problemidir. İnsanlar zaman zaman kendilerini üzüntülü ve mutsuz hisseder. Sevdiğini kaybetmek veya başarılı olamamak üzüntüye yol açar. Ancak bu üzüntülü durumun uzaması ve sebepsiz ortaya çıkması ruh sağlığı problemine dönüşür ve depresyon olarak tanımlanır. İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü Anabilim Dalı Öğretim görevlisi Prof. Dr. Musa Tosun cevapladı.

 

Birçoğumuzu kıskacı altına alan bu depresyon aslında nedir?

Depresyon, Türkçe’de, ‘ruhsal çöküntü’ olarak tercüme ediliyor. Bir insanın duygu durumunda, mizacında, elem ve keder yönünden artmanın olduğu, karamsarlık, zevk kaybı, bazen suçluluk düşünceleri, gelecekten endişe etme gibi duygularla beliren bir hastalıktır.

 

Depresyon birden bire mi ortaya çıkar? Kişi nasıl depresyon olduğunu anlar?

İnsanlar günlük hayatlarında neşeli, işinde gücünde, herkesle normal ilişkiler kuran, normal hayat sürdüren bir birey iken birden bire bunların aksadığını kendileri de hissedebilir. Bazen de hissedemiyor. Bunun bir rahatsızlık olduğunu bilemiyor. Ancak çevresi bu durumu hissediyor. Çevre, ona diyor ki, ‘Sende bir değişiklik var. Eskiden böyle değildin, çok suskunlaştın, üzüntülüsün, performansın düştü. Sen aslında çok başarılı bir insandın.’ İşte bu durumlar çevrenin dikkatini çekebiliyor. Ama genel olarak kişi de depresyonun farkında olur. Depresyonun zaman zaman sinsi bir şekilde yerleşmesi halinde kişi bunu hastalık değil de, halindeki bir değişiklik, bir huy değişikliği gibi algılayabilir. Bunu zaman zaman bir rahatsızlık olarak kabul etmeyebiliyor. Rahatsızlık olarak kabul ettiğinde zaten doktordan yardım istiyor. Ancak bu durumunu rahatsızlık olarak kabul etmediği zaman, problem çok daha derinleşebiliyor. Çünkü depresyon, zamanında tedavi olmazsa ilerleyebilen bir hastalıktır.

Kişi doktora başvurmadan bu hastalıkla başa çıkamaz mı?

Sadece depresyonda değil, hiçbir rahatsızlıkta bir kişinin kendisine hekimlik yapmasını biz doğru bulmayız. Kişi hasta olmamak ve sağlığını korumak için kendisinin doktoru olmalıdır. “Herkes kendinin doktoru olsun” diye bir söz vardır. Evet, bu hasta olana kadar doğru bir sözdür. Bir kere hasta olduk mu, artık bir doktor bile kendine doktorluk yapmamalıdır. Mutlaka profesyonel bir yardım almalıdır. Çünkü biz ne kendimize doğru dürüst bir teşhis koyabiliriz ne de tedavinin nasıl olacağı hakkında doğru dürüst bir bilgimiz olur. Bizim depresyonlu insanlarda en fazla gördüğümüz şey; ‘benimle uğraşmayın, artık benden ne han olur, ne hamam, insanların üzerinde yüküm, hatta elinizden gelirse beni öldürün, ben de kurtulayım, çevremdeki insanlarda kurtulsun’ şeklindedir. Çok karamsar bir düşünce içerisine girerler. Kişi, umutsuzdur. Dolayısıyla böyle bir kişinin, hem rahatsızlığını hem de o rahatsızlığın ortaya çıkardığı psiko-sosyal ve ekonomik sorunları kendi başına aşması beklenemez. O yüzden mutlaka yardım alması gerekir.

 

Ona siz yardım edin!.. Depresyona tek başına açıklanamaz. Depresyon; çok ağır, başka hiçbir hastalıkta olmayan, ıstırabı olan bir hastalıktır. Ancak bu düşünce bozukluğu tedavi edildiği taktirde geçer

 

Beynimizin içindeki problem…

Depresyon hastalarının yardım istemek için genelde yardıma ihtiyacı vardır. Depresyonun doğası gereği hastalar genelde kendiliğinden yardım istemezler. Hastalar sıklıkla enerji, ilgi ve istek azlığından yakınırlar. Bu nedenle depresyonu olan hastaların aileleri, arkadaşları veya diğer hekimleri tarafından psikologa yönlendirilmeleri gerekir. İntihar düşüncesi varsa acilen psikologa başvurmak gerekir. Halk arasında yaygın olan inanışa göre intihar düşüncesini ifade eden kişiler pek intihar etmezler. Ancak yapılan araştırmalar bu inanışın doğru olmadığını göstermiştir. Bu nedenle bir yakınınız intihar düşüncelerini sık ifade ediyorsa bunu önemseyin ve en yakın zamanda bir uzmana başvurmasına yardımcı olun. Depresyona yakalanmak sizin tercihiniz değildir ancak tedavi olup olmamak sizin elinizdedir.

 

Hasta dikkatini toplayamaz

Depresyona girmiş kişilerin duygu durumları da vahimdir. Uzmanlar, bu durumları başlıklar halinde şöyle sıralıyor:

 

HAFIZANIN DURUMU

  Dikkat toparlanamaz,

  Konsantrasyon bozulur

  Unutkanlık başlar

  Yeni şeyler öğrenilemez

  Bu nedenle iş performansı ciddi şekilde düşer

 

DUYGUNUN DURUMU

  Keder, elem, üzüntü, sıkıntı, karamsarlık hissi

  Olağan faaliyetlere karşı ilgisizlik

  Hiç bir şeyin zevk vermemesi, hayatın anlamsız gelmesi

  Ağlama isteği veya ağlama

  Konuşmaya dahi isteksiz olma

  Düşünce içeriğinde değişiklikler olması

VÜCUDUN DURUMU

  Uykusuzluk

  Sık sık uyanma sabahları erken uyanma

  İştahsızlık

  Hareketlerde faaliyetlerde yavaşlama, halsizlik, yorgunluk

Acaba depresyonda mıyım?
Uluslararası Depresyonları Önleme ve Tedavi Komitesi’nin depresyonlu hastaların tanınması amacıyla oluşturduğu teşhis ölçütlerinden yola çıkarak hazırlanan maddelerin 4-5 tanesine evet diyorsanız ‘depresyonda’ olabilirsiniz.  Hayattan eskisi kadar zevk almıyorum, hiçbir şey ilgimi çekmiyor.  Son zamanlarda karamsar, ümitsiz, kötümser düşünüyorum.  Kendimi yorgun, bitkin, halsiz hissediyorum.  Uyku düzenim bozuldu.  İştahım azaldı, kilo kaybettim.  Bedenimde ağrılar, sızılar başladı, göğsüme baskı oluyor, mideme kramplar giriyor.  Hafızam zayıfladı, bir şeyi aklımda tutamıyor, öğrenemiyorum.  Zaman zaman intihar etmek istiyorum.  Kimseyi görmek istemiyorum.

 

 

Depresyona sürükleyen nedenler nelerdir?

Çoğu zaman, kişinin başından bazı olumsuz olaylar geçmiştir. Bir yakınının ölümü, ağır bir hastalık, evlilikle ilgili sorunlar, ayrılık, işsizlik gibi bir çok neden saptanabilir. Bazı kişilerde ise depresyona karşı bir yatkınlık söz konusu. En önemli yatkınlık etkeni kalıtım. Yapılan araştırmalar, depresyon geçiren kişilerin akrabalarında da depresyonun görüldüğünü gösteriyor. Öte yandan, depresyona yatkın kişilerde bazı kişilik özellikleri dikkat çekiyor. Kimseyi incitmemeye, herkesi hoşnut etmeye çalışıyorlar. Bunlar genellikle aşırı duyarlı, titiz, sorumluluk duygusu yüksek kişiler. Sürekli mükemmeli arıyor, ulaştıkları başarıları yetersiz görüyorlar. Onurlarına fazla düşkünler. Öfkelerini genellikle belli etmiyor, sıkıntılarını içlerine atıyorlar. Ayrıca, depresyon ilaçlara ya da bedensel hastalıklara bağlı olarak da ortaya çıkabiliyor. Tansiyon ilaçları ve tüberküloz tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar sayılabilir. Beyin kanamaları ve beyindeki damar tıkanıklıklarından sonra da sıklıkla depresyon ortaya çıkıyor. Depresyona yol açabilen diğer hastalıklar kanser, şeker hastalığı, kalp hastalıkları, ağır kansızlık ve tiroid bezi hastalıkları. Böbrek yetmezliği nedeniyle diyalize giren hastalarda da depresyon sık görülüyor.

 

Oysa her şey normaldi

Stres, hastalığı başlatan tetik olayı olarak rol oynar! Her şey yolunda giderken, ağır stresler geçirmeniz bu hastalığın kapısını aralar; peşinden depresyon gelir

 

Depresyonun türleri var mıdır? Her şey normal giderken insan depresyona girer mi?

Depresyonun türleri var tabii. Bazı depresyon türleri çevredeki streslere karşı bir tepkidir. Biz bunlara reaktif depresyon deriz. Yani, yaşanan bir strese, reaksiyon olarak ortaya çıkan depresyon hali. Şimdi bu tür depresyonlarda; sevilen bir objenin kaybı, bir yakının kaybı, mal kaybı, iflas, bir felakete uğrama veya çok ağır streslerden sonra ortaya çıkan sosyal bozukluğun depresyona dönüşmesi gibi çevresel faktörler vardır. Eskiden endojen diye adlandırdığımız, hiçbir dış sebebe bağlı olmaksızın ortaya çıkabilen hastalık halindeki depresyonlar da vardır. Bu depresyonlar; en iyi hayat şartlarında da ortaya çıkabilir, kötü hayat şartlarında da gerçek şudur: Stres hiç kimseye iyi gelmediği gibi böyle bir depresyon eğilimi olan kimseye de iyi gelmez. Ve bazen o stresler hastalığı başlatan tetik olayı olarak rol oynarlar.

 

Birden bire ortaya çıkan mı yoksa nedeni belli olan depresyon mu daha kolay tedavi ediliyor?

Sebebe bağlı depresyonlar, tabii ki daha hafif bir rahatsızlık sayılabilir. Hatta artık reaktif depresyon sözü pek sınıflama kitaplarında yer almaz. Depresyon vardır. O reaktif dediğimiz, vurgu yaptığımız tarafı, ortadaki bir stresin vurgusudur yahut da ciddi bir problemin vurgusudur. O sadece olayı başlatma açısından önemlidir. Depresyon tek başına açıklanmaz diye kabul edildiği için artık ‘reaktif depresyon teşhisi’ kitaplarda yok. Ama hala pratikte kullanıyoruz. Strese bir tepki olan, çoğu zaman bir stres bozukluğu şeklinde gider ve gerçek bir hastalık da değildir.

 

Depresif belirtilerle, depresyon belirtileri farklı şeyler mi?

Tabii. Şimdi depresyon üç manaya gelir. Birincisi semptom olarak, bir belirti olarak depresyon. İkincisi hastalık olarak depresyon. Üçüncüsü de sendrom olarak depresyon. Sendrom; birçok nedene bağlı olarak ortaya çıkabilen rahatsızlıklardır. Ama hastalık olarak depresyonlar mesela melankoli veya iki uçlu duygu durum bozukluğunun depresyon hazırlığı… Bunlar, iç ve dış sebeplerle, başka hiçbir şeyle açıklanmadan kendi kendine ortaya çıkabilen depresyonlardır. Fizyolojik anlamda da depresyon; mesele bir sinir hücresinin depresyona uğraması dediğimiz zaman o sinir hücresinin fonksiyonunu yapamaması manasında kullanırız.

 

Depresyonlu kişinin takıntıları var mıdır?

Her depresyon aynı belirtilerle seyretmez. Bazı depresyonlar sanki bir akıl hastalığıymış gibi seyreder, biz o zaman ona psikotik özellikli depresyon deriz. Birtakım psikoz belirtilerde olduğu bir depresyon deriz. Bu daha çok kişinin kendisini küçük görmesi, suçlu görmesi gibi hezeyanlarla giden depresyondur. Depresyonun en ağır şeklidir. Özellikle kendini kötü görme, suçlu görme, dünyadaki bütün olumsuzluklardan kendini sorumlu tutma gibi ağır depresyonlarda ya da kendisinin çoluğuna çocuğuna yük olduğunu ve kendisinden dolayı insanların eziyet çektiği şeklindeki düşüncelerin hakim olduğu depresyonlar intihar açısından da endeksli olanlardır. Çünkü insanlar hem kendi ıstırabını hem de çevresinde kendisi yüzünden ıstırap çeken insanların problemine çözüm gibi görürler bu intiharı.

 

Mani hali çevreyi etkiler , Tedavi uzun sürüyor mu?

Bazı depresyonlar kendiliğinden bile geçer. İki uçlu hastalığın duygu durum bozukluğunun depresyonu kendiliğinden geçebilir. Hatta o karamsar, çöküntü içinde, isteksiz, zevksiz insan bir sabah canlı neşeli, hareketli, kendini çok güçlü gören, durmadan konuşan, hiç uyumayan bir insan halinde uyanabilir. Bu adeta hastalığının şekil değiştirmesidir. Depresyondan maniye geçmiştir. Eskiden manidepresif denilen, şimdi de iki uçlu hastalık dediğimiz hastalığın depresyonu böyledir. Ama her zaman bu böyle değildir. Bazı hastaların depresyonu bazen bir başlar, tedavi etmezseniz iki üç yıl sürer. Asla maniye geçmez. Ve bu aradaki süreç de çok risklidir.

 

Depresyonlu kişinin manidepresife geçişi iyi midir yani?

Mani, hastalarımızın hoşuna gider. Çünkü kişi mutludur.

 

Mani uzun sürüyor mu?

Yerine göre iki-üç ay yerine göre bir yıl sürebilir.

  DİĞER BÖLÜMLER

 

  1. Bölüm : Biri beni kurtarsın  3. Bölüm : Zafer sizin olacak

 

 

Zafer sizin olacak

Toplumda ne yazık ki, psikolojik rahatsızlıklar kötü damgalanıyor. Ancak, depresyon tedavi edilebilir bir hastalıktır. Doktorunuzla birlikte savaşınız yıllarca sürse de kazanan siz olursunuz

Doktorlar hastayı yılmadan tedavi etmek ister. Neden mi? Çünkü depresyon, iyileşebilir bir hastalıktır. Prof. Dr. Musa Tosun, “Depresyonlarda; birinde beyaz görünen, diğerinde siyah görünür. Hastalık aynıdır. Belirtiler şekil değiştirir” diyor.

 

İlaçlar kilo aldırır mı?

Bir insan depresyona girer hareket etmez, sıkıntısından devamlı tıkıştırır. Burada bir ilaç yok, kişi tabii ki kilo alır. Depresyon ilaçlarıyla siz bu kişiyi tedavi ederseniz kişi yatmayı bırakır, hareketlenir, tıkıştırmayı bırakır, kilo verir. Bir başka hasta vardır, depresyona girdiğinde dünyanın tadı kaçmıştır, yemeklerin tadı kaçmıştır, ağzının tadı yoktur. Sıkıntıdan bir yerde duramaz, devamlı hareket halindedir, yemez, içmez ve zayıflar. Siz bunu tedavi ederseniz artık durmadan hareket etmez, normal yemek yemeye başlar, yediğinden zevk alır ve kilo alır. Yani kilo almak da vermek de kişinin hastalığıyla ilgilidir. İlaçla ilgili değildir. Ama şu bir gerçektir: Bazı ilaçlar iştahı çok açar, hastalarımız iştahımı çok açtı bu ilaç diye bize şikayette bulunur. Biz ona bir diyet tavsiye ederiz. Yalnız depresyon ilaçlarının bazıları yan etki olarak iştah keser. Yani hepsi iştah açmaz. ‘Bağımlılık yapar’ derler. Oysa ki, bu ilaçların yüzde 99′u bağımlılık yapmaz. Psikiyatrik ilaçlar bağımlılık yapmaz.

 

Fobiler depresyona dönüşür mü?

Kişide yanlış algılamalardan biri de korkudur. Bunlar bir depresif süreç başlatabilir. Yoksa fobi, depresyona dönüşmez. Fobi de ayrı bir hastalıktır. Ama fobiden kastımız, birtakım yanlış, gereksiz korkularsa hepsi birikip kişiyi depresyona sokabilir.

 

Tedavi uzun sürebilir

Depresyonlu kişi beslenmesine önem vermiyorsa, vücudundaki bütün fonksiyonlar bozulur. Kemik erimesinden tutun, beslenme yetersizliğine bağlı birçok hastalığı görebilirsiniz. Ölüm bile görebilirsiniz.

 

Siz hastalarınıza neler tavsiye ediyorsunuz?

Biz öncelikle hastanın kendisini damgalamaması gerektiğini söyleyerek işe başlıyoruz. Kişinin psikolojik bir probleminin olması demek, kişinin insan olmaktan çıkması veya toplum dışı varlık olması anlamına gelmez. Hele hele psikolojik rahatsızlıkların hepsinin ‘akıl hastası’ olduğu anlamına da gelmez. Dolayısıyla ruhsal sorunlar, psikolojik problemler çeşit çeşittir. Bunlar da diğer hastalıkların hak ettiği kadar tedaviyi hak ederler. Böyle bir problem olduğunda mutlaka ve çekinmeden hekime gidilmesi tavsiye edilmelidir. Hekim dinleyecektir. Belki sözel belki ilaçla, belki fiziki tedavilerle bir çözüm bulacaktır.

 

Kronik depresyon tekrarlayabilir mi?

Tabii. Kronik depresyon yani tedaviye dirençli depresyonlar uzun süre tedavi gerektirir. Hastaya da, ‘bunlar tedaviye dirençli depresyonlardır’ denilir. Bunları başka şekillerde asla yılmadan, usanmadan tedavi etmek lazım. Çünkü depresyon iyileşebilir bir hastalıktır. Uzun sürmesi önemli değil, mutlaka hasta iyileşir. 10-12 yıl takip ediyorsunuz, ilaç veriyorsunuz. Hasta iyileşiyor. İlacı verecekse doktor verecek. Biz telefonda bile hastamıza, ‘ilacı bırak veya devam et’ demiyoruz. ‘Çok iyiyim bırakabilir miyim’ diyor, ‘gel göreyim’ diyorum. Ya da, ‘hiç iyi değilim, ilacı değiştirebilir miyim’ diyor, ‘hayır’ diyorum.

 

Evli çiftler tedaviye birlikte gitmeli

Evli çiftlere ne öneriyorsunuz?

Eğer çiftlerin başka bir problemi yoksa evlilik terapisi depresyon terapisiyle birlikte olmaz. Ancak ortada bir depresyona bağlı bir durum varsa, işte o zaman işler değişir. Kişi, ‘benim kocamın veya karımın huyu değişti, tembelleşti, bana saygı göstermiyor, beni sevmiyor, benden de ayrı yatıyor, ilgi de göstermiyor’ şeklinde düşünüyorsa, ‘ne oldu’ diyerek bir doktorla görüşmelidir. Çünkü bu bir depresyonsa, kolay tedavi edilebilir. Sorunları bitecektir. ‘Bende şu belirtiler var, bende de bu hastalık var’ deniliyor. ‘ben evli çiftlere sentez yapın, analiz yapın, neyin olduğuna bakmayın, neyin olmadığını da göreceksiniz’ diyorum.

Çocuğunuzu çok iyi gözlemleyin

Çocuklarda da depresyon görünüyor mu?

Büyüklerde ne seyirlerde oluyorsa, çocuklarda da aynı belirtiler görülür. Çocuk çok konuşkan ve hareketliyken suskun bir hale gelebiliyor. Dersini yapamıyor. Başarısız oluyor. Hep somurtuyor. Uyuyamıyor. Çok sinirli olabiliyor. Arkadaşlarıyla irtibatını kesiyor, içe kapanıyor. Tabii tek bir depresyonda olmaz bunlar. Çocukluk sorunları hep iç içedir. Birbirine çok karışır. Çocukta böyle bir değişiklik hissettiği zaman anne baba çocuğunu mutlaka doktora götürmelidir. Bebeklik çağı depresyonunda teşhisi koymak doktor için bile zordur. O araya otizm girebilir.

 

HEMEN DOKTORA

Bu arada araya başka rahatsızlıklar girebilir, zeka sorunlarıyla ilgili olabilir. Dolayısıyla çocukta doğuştan itibaren büyüme süreci içinde beklenenin dışında bir durum varsa, gelişme beklendiği gibi seyretmiyorsa, konuşma öğrenilemiyorsa, yürüme gecikiyorsa, beslenme tarzları farklılaşmışsa ailenin hemen bir doktorla görüşmesi lazım. Kendileri teşhis için karar vermemelidir. Çünkü, biz hep iyiyi düşünürüz, çocuklarda kötüyü düşünemeyiz, iyiye yorarız değişiklikleri. Oyun çağından sonra özellikle çocukluk çağında depresyon daha kolay fark edilebilir. Bu durum anne baba ve çevre tarafından da fark edilebilir. Çocuk psikolojisi günümüzde ayrı bir ana bilim dalı oldu. Bu yüzden ailelerin çocuklarını bu konuda uzman doktorlara götürmeleri daha faydalıdır.

Katlanmak zorunda değiliz

Depresyon geçiren birine nasıl davranmamız gerekiyor?

İki şeyi birbirinden ayırmamız gerek. Kişi ayrıdır, hastalığı ayrıdır. Yani, ‘bir kişiyi incitmeyelim’ diyerek, hastalığı ihmal ediyoruz. Ya da hastalığa katlanıyoruz. Hayır, ne kişinin kendisi ne de çevresi, hastalığa katlanmak zorunda değildir. Hastalık geçmelidir. Dolayısıyla onları önce tedaviye yönlendireceğiz. Nazikçe diyeceğiz ki, ‘sende bu bu haller var. Belki farkında değilsin ama bunlar bir rahatsızlık belirtisi olabilir. Ve doktorlar bunu çok kolay çözüyorlar. Hatta şöyle bir doktorum var. Ben de gitmiştim. İyi geldi sen de git’ Bize bu şekilde birçok hasta gelir.

 

Depresyon tedavi edilmezse şizofreni ya da paranoyağa dönüşür mü?

Hayır. Aslında depresyon ve mani ayrı hastalıklar değil. İki uçlu hastalık, aynı hastalığın iki farklı görünümüdür. Bazı depresyonlarda şizofreni belirtileri ve paranoyak belirtileri bulunur. Bu düşünce bozuklukları tedavide geçer.

 

Diğer makalelerimiz

Buradaki makalenin üstüne bir de “EVLİLİKTE ÖĞRENECEKLERİMİZ – I (41.sahifede) ve EVLİLİKTE ÖĞRENECEKLERİMİZ – II” (43. SAHİFEDE) adlı makalelerimizi okumanızı öneririz.  bu makaleler biraz uzundur fakat arzu ettiğiniz ve ihtiyacınız olan bölümü okuyabilirsiniz ve psikolojik tavır düzeltmelerinizi buradan sağlayabilirsiniz.

DEPRESYON VE ÇÖZÜM YOLLARI ile Benzer Yazılar:

2 Kasım 2011 Saat : 11:33

DEPRESYON VE ÇÖZÜM YOLLARI Yazısı için Yorum Yapabilirsiniz

kırşehir Son Yazılar FriendFeed

Son Yorumlar


Notice: Undefined variable: pre_HTML in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/themes/seohocasiv2/sidebar.php on line 20

Notice: Undefined variable: post_HTML in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/themes/seohocasiv2/sidebar.php on line 26
cami alttan ısıtma
halı altı ısıtma
cami ısıtma
cami ısıtma