ahilik,ahi,ahi evran,islam,aşıkpaşa,kırşehir,ahmedi gülşehri,selçuklu,osmanlı,insan,güzel ahlak
Bir suna eğlenir pınar başında Koç yiğitler sıra sıra dizilir Bir turna eğlenir Seyfe gölünde Koç yiğitler sıra sıra yakılır Bir kara gözlüdür sınar kaşında Bir kara oğlandır düşer peşinde Naz-u niyazla söyleşir keyfince Koç yiğitler kara kara Devam
Bakmayın benim ağladığıma Bir ataş düştü gönlüm yareli Etmeyin benim eylediğime Bir ataş düştü yarim yareli Al Kızılırmak gibi çağlarım Deli devrek döner de eğlerim Al yeşilli gelinler çekerim Bir ataş düştü gelin yareli Irmak bucağı da buz Devam
Bir gönül pervazıdır dağlar ardında Uçsam mı uçmasam mı bilemem gönül Bir selam niyazıdır güller açınca Açsam mı açmasam mı bilemem gönül Bir gönül nihanıdır bağlar içinde Bahadır cevru cefa ağlar gözünde Söylenir gizli sırlar arşın üstünde Desem mi Devam
Mülkü Beka’dan uçmuşam Fani cihana yorarım Her bir amelim yapmışam Baki cihana yorarım Dost cemalini görmüşem Huri gılmanı nitmişem Bağı bostanı bozmuşam Gülü canana yorarım Vahdet meyinden içmişem Aşık deyup de uçmuşam Dost kokusunu Devam
Benim ol tılsımlı nihan ki bugün ayana geldim Ezeli nişansız kayıttı şimdi nişana geldim Bu tılsımı açadur sen hem zulme çerağ oladur Bağı bostan gülüptür nuru arştan cana doladur Ahmedim nice makam geçersin bu cana can ola Canların canı Ahmed’i Devam
Ahbeptu kadehini içermiş divaneler Ahirette alaf saçarmiş dost pervaneler Hakk’ın kudreti yedi cehennemi nar eyler Ol nar aşığın narasından kaçarmış dostlar “Doldun mu” derse Hakk şikayeti aşıklara Takati yoktur cehennemin şol aşıklara Hakk Teala Devam
Her daim anarım seni Kararım yoktur Allah’ım Can dahi bilirim seni Cananım yoktur Allah’ım İsmi Baki olan sensin Dilde yadı olan sensin Gönül dahi koyan sensin Nizaım yoktur Allah’ım Aşkına düşen abdallar Kendine gelmez aşıklar Zikrine dönen Devam
Hakk fermanı ulaştı kudret elinden Düştüm dipsiz denize yüzmek zorundan Kadir-i mutlak ferman eyledi ânâ Elhamdülillah salim çıkardı câna Beş yaşında okudum elif ba’ya er Altı yaşında şakıdım Yunus derler On yaşımda içtim şarab pir elinden Mevlana derler Devam
İnsan bu, güzel yapının suvağı Hele bir nem yürüsün de şeklin gör Gönül verip nazın çekip aldanma Hele bir ak yürüsün de zülfün gör Kara toprak güllerin senin hani Ölümü öldüren mabedin gani Çağır ölmeyecek ahmağı beri Hele bir ot bürüsün de beytin Devam
Bize üstad deniyorsa ossursak bile “bi bildiği olmalı” demelisiniz. Vaktiyle 1.5 müridi (bi erkek bi kadın) olan Kızılcahamam’da bir zat, ısrar üzerine keramet göstererek pazarda karganın başını koparır, sonra yapıştırır ve “uç” der, o da uçar. Bi anda müridler Devam