Notice: Undefined variable: has_ut in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/plugins/all-in-one-seo-pack/aioseop.class.php on line 567

Güzel aşkın elinden (Koşma)

Kara gözlerine kurban olduğum

Yeldirme beni gel aşkın elinden

Siyah zülfünü de boydan ölçtüğüm

Öldürme beni gel aşkın yelinden

 

Baha kıl sen canımı aşk yoluna

Nice dosttan çevrilem hay demine

Canı serpuş eyledim aşk iline

Soldurma beni gel elin sözünden

 

Ala gözler siyah sürmeyi neyler

Ak ellere al kınalar  gül eyler

Dost elinden bir nazarlık kul eyler

Aldırma beni gel elin kahrından

 

Ala gözlere siyah kaşlar düşer

Yaylanın karı döşüne yol eyler

Sana yanmış koç yiğitler zor beyler

Yeldirme beni gel senin aşkından

 

Yiğit olam nice sırlar taşıyam

Sala verem şerli huylar paylayam

Elden ari kime derdim söyleyem

Bildirme beni gel gülün halinden

 

Düğün olur körpe kızlar baş gelir

Memeleri domur domur ter olur

Bir kıza da onbeş civan del’olur

Darıltma beni gel memen ucundan

 

Zülfünün teline kimleri astın

Beş bini saydılar bir ben mi kastın

Güzeller içinde sen misin algın

Yollama beni gel elin zorundan

 

Senin ilen yiyip içip bakışsam

El atıp da düğmelerin koparsam

Canı cana katıversem  bir olsam

Nazlanma beni gel canın özünden

 

İnce bellerini güzel sararım

Gece gündüz sevdalara yelerim

Eller bilmez memelerin sıkarım

Soğutma beni gel yarim koynundan

 

Yarim, hatırın hoş, birin bin olsun

Senden âlâsı bulunmaz kül olsun

Ahdinde durmayan yar el olsun

Soldurma beni gel gülüm eşkinden

 

Ela gözlü yar gel yandırma beni

Baharımı kışa döndürme beni

Ahdim kavi yazdım çözdürme beni

Çıkarma beni gel gönül  bağından

 

Yar doğru mudur, yolların sulaklı

Onca güzel arasında ulaklı

Halden bilenlere kurban olak mı?

Seyirtme beni gel zalim peşinden

 

Ahi kul ahmed yolun aşka varsın

Aşk ile yoğrul canın yana dursun

El olma sen gül iken canan bilsin

Canla canan harda aşkın elinden

 

 

hattat aşık ahi kul ahmede nasibdir

1 Eylül 2012
Okunma
bosluk

Güzel sorulur olsun (Koşma)

Benden selam olsun gül yüzlü yare

Güzelliğin gülden sorulur olsun

Kıymatın bilinsin el düşe nara

Güzelliğin elden sorulur olsun

 

Kız, aklımı aldın divane kıldın

Kara kaşlarını nazara yazdın

Bir gün yatıp on  gün yabana saydın

Vefalığın halden sorulur olsun

 

Dağlar açmış perçemini kaşına

Güller açmış goncasını dalına

Güzel çekmiş çadırını halına

Hatırların boy’dan sorulur olsun

 

Güzel gel seninle kiraz yolalım

Ayva nar hemi de pazar edelim

Beşe alıp üçe sattık nidelim

Kazançların baçtan sorulur olsun

 

Güzel gel bir gececik sarılalım

Ağu içir ölüncek bakışalım

Ha şöylece canları verişelim

Bahaların candan sorulur olsun

 

Ben bu güzelle ne etsem neylesem

Üç gün atlı beş gün yaya yürüsem

Yörük yaylasında niza eylesem

Güzellerin bey’den sorulur olsun

 

Bu güzele benzer yar bulamadım

Alı al moru mor gül deremedim

Sevdim de kıymatını bilemedim

Cilvelerin benden sorulur olsun

 

Güzel aldın beni cilveyle nazla

Melhem olman mı bir ballıca sözle

Ak ellerle yaram sarsan ha şöyle

Şifaların yarden sorulur olsun

 

Güzel, bir ah çeksem dağlar başına

Zülfün peçe çekmiş zalım kaşına

Sende bu güzellik anan soyuna

Cefaların nazdan sorulur olsun

 

Bu yar ile pazar eyledik baştan

Sinene çek dedi dertlerim halden

Çeker oldum bitmedi yazdan kıştan

Salaların kaştan sorulur olsun

 

Ahi kul ahmedim sevmek işimdir

Güzeller hatırı baha canımdır

Bu güzele yanmak iman düşümdür

Yazgıların Hakk’tan sorulur olsun

 

 

Baç: Pazar vergisi

Boy: ırk boyu

Baha:bedel

Bey:Yörük beyi

Zülf:saç

 

 

 

 aşık ahi kul ahmede nasibdir

 

 

 

 

 

 

 

 

12 Mayıs 2012
Okunma
bosluk

Haçça gelin incinir (Koşma)

Benden selam olsun Haçça geline

Sarsam belin ince deyu incinir

Yenem dedim yenemedim göğnüme

Sarsam koynum nazlı deyu incinir

 

Yari güzel olan döner fırlanır

Derdi nazar olan bana eğlenir

Benim yarim eller ile sohranır

Sorsam kelin nice deyu incinir

 

Al giydim allar giydim de hareli

Yar koynumda yanarmış biçareli

O yar hasta olmuş ister pekmezi

Katsam karın nice deyu incinir

 

Ararım yar arar sevda ararım

Oturdum bahçaya zülfün tararım

Yollarda yitirdim yarim sorarım

Örsem belik kına deyu incinir

 

Arap atına da yol mu dayanır

Yari güzel olana el dalaşır

Ben bir güzel sevdim inci mercandır

Bilsem için nice deyu incinir

 

Pazar eyleyemem yar ile yaran

Denk düşemedim cilve ile nazdan

Mehlem eylesin ballı sözle sazdan

Sorsam sözün nice deyu incinir

 

Varmayınca kaptırdımdı Haççayı

Heba ettim onca altun akçayı

Dolanı dolanı öldüm bahçayı

Sorsam ahdin nice deyu incinir

 

Ahi kul ahmedim yanar yakından

Bir selam geldi de Haçça gelinden

Eğer ölür isem ben bu yareden

Ölsem sorgun nice deyu incinir

 

 

 

aşık ahi kul ahmede nasibdir

7 Nisan 2012
Okunma
bosluk

Bir güzel .. (Koşma)

Bir güzel sevdim de ben’i kırılsın

Bahar dalı onlan çiçek açarmış

Er güzel sevince canı unutsun

Seher yeli erden yola düşermiş

 

Çifte benler nazar kılar ellere

Zülüf salar aşkı duyan erlere

Beni salar sadık diye çöllere

Yoktan deve yükü serab düşermiş

 

Aklım zay edip de gömlek giyince

Sözüm sohbetimde “güzel” olunca

Cehle çaldım kılıç felek şerrince

Deccal ile felek canan düşermiş

 

Katrem deryaya varmadan durulmaz

Güzel sarmaya da kanun yazılmaz

Yiğit goncayı sarmadan bilinmez

Güzelle yiğit canda bir düşermiş

 

Kırıldı kanadım güzel sarasın

Sarıl da koynuma melül giresin

Ağşamdan sabaha öldüm bilesin

Sabahın seherinde can düşermiş

 

Ömürün ipini ecel çekermiş

Güzelin dilini yumuş bezermiş

Koynunda ölürsem cennet yazarmış

Yiğit namazına “güzel” düşermiş

 

Kirpikleri gönül ile cengeder

Mani düzer nazı güle nakşeder

Yiğit süzer boydan âri celbeder

Seven ahdine ezelden düşermiş

 

Kömür göze sürme neyler belalım

Siyah zülfün tel tel olmuş örelim

Alma yanak inci dişle gülelim

Sunaya yiğit sazı gül düşermiş

 

Kadir mevlam güzel ver de eğleyim

Altı ay kışın koynumda saklayım

Bir nazarına var git çiğ öleyim

Bu güzelin hatrı cana düşermiş

 

Ahi kul ahmed sohbetin “güzel”len

“Güzel” diye seherlerde ağıtlan

Bir kuluylan hoşnut olma çirkinlen

Güzellen çirkin Hakk’da bir düşermiş

 

(not: bu şiiri tam anlayana yemek ısmarlıyorum)

 

 

ahi kul ahmed’e nasibdir.

 

 

 

 

“Akıl başta

/ Utanma yüzde

/ Bilgi gözde bulunur

/ Öfke gelince akıl gider

/Tamah gelince utanma gider

/Haset gelince bilgi gider”     (Hacı Bektaş-ı Veli söyledi)

 

 

 

15 Şubat 2012
Okunma
bosluk

Sarı güzele sararmışım (Güzelleme)

Sarı saçlarına kurban olduğum

Bahar gelir sana döner gün gelir

Sazdır tellerine zülfün gerdiğim

Yiğit ölür adı kalır gün gelir

 

Ben bu hasret ilen çokca yaşamam

Sen bu nazlar ilen niyaz çekemen

Ağla ağla derken ömre yitemem

Yaşlar yaşar darda düşer gün gelir

 

Seni seven benim ben’i göremem

Seni senim için seven bilemem

Ağu aşkın baçı gari saramam

Ölen sever ben’ler yaşar gün gelir

 

Cemal diyerekten seher düşermiş

Sarı saçlarına altın göğermiş

Beller kırılası bizden geçermiş

Körpe gelir koca düşer gün gelir

 

Ala gözlü çifte benli sevdiğim

İnsafın yok mudur öldür bakayım

Kadıya haber sal mihrin vereyim

Eşek ölür kadı bunar gün gelir

 

Kaç yaşadım yaşlar ile yaşlanmaz

Kim demedim gelir kucak söylenmez

Bu baharın ardı sıra ölünmez

Bahar gider çirkin düşer gün gelir

 

Bir aşk için yana durdum ahımdan

Gece gündüz öldüm hiç sevabından

Ağşamdan koynuna girdim canıylan

Koyun soğur adam ölür gün gelir

 

Gönlün hoş olsun a canım efendim

Yurtlarınız boş kalmaya belendim

Sizi hörülerden saydım genceldim

Nazlar sarar ömür yiter gün gelir

 

Ahi kul ahmed de kışda düşlemiş

Güzel deyu ağu içer yaşarmış

Kimse bilmez canı Hakka satarmış

Canlar ölür Canan yaşar gün gelir

 

Açıklama: bu şiir dün etlik halk otobüsünde yanına oturduğum dişçilik uzmanlığa çalışan altın saçlı kız için yazmaya çalıştım. siz benim her gördüğüme aşık olduğumu, yazıda 300 sevdiğim olduğunu, hep bu güzellikle ilgili şirleri ayrı ayrı onlara yazdığımı bilmiyorsunuz tabii. işte böyle bütün güzelleri sevmek bir Karaca’Oğlan’a bir de bize mahsus denilebilir. Yaşantılarımız benzer olduğu için yazdığımız şiirler de çok benzerlik gösteriyor. o da güzellere “var git emmi işine” diyene kadar, biz de “var git emmi dişine” kadar denilene kadar yolları, yazıları, dağları, pınarları, göçleri, yiğitleri, güzelleri, körpeleri, lebleri, belleri, canları, yaranları, cananları, hatta kocamışları birlikte yazıp duracağız. ikimizin şiirlerini yan yana koyun ve bir edebiyat öğretmenine hangisi hangisinin deyin asla ayıramaz. çünkü yaşantılar ve düşünüşler aynı…ümid ederim değerli okuyucularımız bu yazılanlardan hoşnut olur ve kendini buralarda bulur her şeyiyle..

 

ahi kul ahmed’e nasibdir

 

11 Şubat 2012
Okunma
bosluk

Ak ellerin gülü (Güzelleme)

Selam saldım kömür gözlüm yanarmış

Bahar eyler kışım, güller içinde

Sefam olsun derdi aşka düşermiş

Güzel neyler selvi dallar içinde

 

Bana dost mu keklik gibi yürüyen

Ak elleri deste deste gülünen

Zülüf dersen tel tel eyler salınan

Maral neyler yaban iller içinde

 

Ben bir güzel sevsem baçı bellidir

Can-ı canan kılsam harı zorludur

Aşık diye gezsem sazım koşmadır

Melül neyler kurtlar kuşlar içinde

 

Kadir mevlam seni öğmüş yaratmış

Taşar aşkın seli bentler yıkarmış

Bahar deyu, kışın gerdan açarmış

Hulül neyler vücut nazlar içinde

 

Kamış gibi sûsen hattat eline

Kıvrım kıvrım yazsan aşık nazına

Gahi sala etsen benim canıma

Halil neyler seni kullar içinde

 

İbrişimdir baha boynum sarılır

Tellerinen cana zülüf sarılır

Aşık olan dertler ile ölçülür

Zelil neyler seni çullar içinde

 

Ay yüzünü döndür ben’ler yakılsın

Bir kusur mu beller eller sorulsun

Gül dalına zar mı harı konulsun

Sefil neyler yanmış güller içinde

 

Beni öldürmeye kastı var imiş

Öldürmek ne ki zülmü şer imiş

Bunca günah mah cemali zar imiş

Hatıl neyler dökmüş harman içinde

 

 

ahi kul ahmede nasibdir.  

 

 

7 Şubat 2012
Okunma
bosluk

Gari öldürme beni…..(Koşma)

Kara gözlerine kurban olduğum

Sürme çekip gari öldürme beni

Sala eyleyip koşturma ardından

Tökezleyip burnum kırdırma beni

 

Güzelliğin kıymatın ben bilirim

Yanında mevsimi hep yaz sanırım

Üç gün aşka beş gün derde düşerim

Sabahleyin koynum soğutma  beni

 

Yar aşkına düşeli aklar indi

Ak gerdan için ne ocaklar söndü

Balım gülüm iken soyhaya döndü

Azabımı senden verdirme beni

 

Pınardan pınara gez uğrun uğrun

Bakracı dolmağa tutsaymış yadın

Zülfüne dolasa bahaymış aşkın

Kulluğumu Hakk’tan ayırma beni

 

Aç kollarını da dola boynuma

Geç kaldığımı dur sala eyleme

Bu yazdığımı al da sar koynuna

Cananımı candan ayırma beni

 

Ölürüm ayrılmam senden ceylanım

Ak gerdanı aç karşımda öleyim

Al koynuna da bir ömür vereyim

Aşığını sözden caydırma beni

 

Akşam olur zabah olur yar gelmez

Günah olur sevab olur yaz bitmez

Güzel olur çirkin olur bir olmaz

Güzelini nazdan bıktırma beni

 

Ahi kul ahmedin ahdı var sende

Güzelliği çaldı taşa var onda

Huya verdi güzel diye var elde

Ellerile yazdım öldürme beni

 

ahi kul ahmed’e nasib

24 Ocak 2012
Okunma
bosluk

bir gelinle buse-i naz-u niyaz

Ey gelin yanıp yakılıram, bana aymaz dedi
Gül lebin aldır yanarak, bana doymaz dedi

*

Ey gelin zülfün dağıtan nedir, poyraz dedi
Gül lebin baldır öpürem, seni kanmaz dedi

*

Ey gelin kaşın kemandır, sana çalmaz dedi
Gül lebin haldir çaresiz, sana gülmez dedi

*

Ey gelin gelin görmüşem, seni görmez beni
Gül lebin aldır yanmışam seni bilmez beni

*

Ey gelin zülfün dağılır yüzün görmez beni
Gül lebin baldır tadılır yüzün vermez gülü

*

Ey gelin allar giyersin tenin görmez eli
Gül lebin çıkar sıkarsın göğsün bilmez kimi

*

Ey gelin şalvar çekersin, baldır açmaz hemi
Gül lebin salıver nidersin baçtır açmaz demi

*

Ey gelin sarı yazmanın çevri açmaz hele
Gül lebin yakar gözlerim dalar kanmaz sene

*

Ey gelin sular senindir pınar dolmaz kaba
Gül lebin pınar suların bendi dolmaz derya

*

Ey gelin kaçtır gardaşın seni salmaz ele
Gül lebin nazar bağların seni komaz ele

*

Ey gelin bağı bağbanın seni saymaz güle
Gül lebin bilmez aşığın seni komaz ele

*

Ey gelin sana yanmışam, beri gelmez beri
Gül lebin açmaz aşığım beni saymaz kulu

*

Ey gelin seni sevmişem güle komaz, güle
Gül lebin nedir demişem bala kiraz diye

*

Ey gelin adım ahmeddir sana niyaz ede
Gül lebin kılar adettir adım, hem naz ede

*

Ey gelin cevr-u cefanı çektim bin naz içre
Gül lebin yazar aşkını hali ibraz ile

*

Ey gelin seyru sulüküm sana, biraz dinle
Gül lebin kıra, maksadın neyin var yaz hele

*

Ey gelin derdim busedir sana ibraz ede
Gül lebin sınar kuvvetim buse olmaz gene

*

Ey gelin niçin olmazmış buse bir kez hele
Gül lebin için iftira duyan bağnaz ise

*

Ey gelin kıldım busene özüm bin kez feda
Gül lebin bekler sırrımı közüm pek az feta

*

Ey gelin sabr-ı takatim canda kalmaz ise
Gül lebin söyler derdini mezarın kaz diye

*

Ey gelin sırrı açaram öyle olmaz diye
Gül lebin söyle edepsiz seni gammaz diye

*

Ey gelin malım fedadır sana, saçmaz ele
Gül lebin eyler bahadır kaça cambaz diye

*

Ey gelin buse yamandır gene olmaz gene
Gül lebin söyler zamanı gele biraz gele

*

Ey gelin buse zamanı geldi bu yaz diye
Gül lebin gözler zamanı kışa çalmaz diye

*

Ey gelin kışı salmışım sana bu yaz diyem
Gül lebin hoştur gelirem sana niyaz diyem

*

Ey gelin şimdi buselik bana hazır diyem
Gül lebin sorar mecliste çeng-u saz istiyem

*

Ey gelin elbet lazımdır bir hoş avaz derem
Gül lebin çalar sefadır bir hoş niyaz derem

*

Ey gelin olsun hüseyni faslı avaz çalam
Gül lebin söyler uşşaktır sonra şehnaz girem

*

Ey gelin buse sözündür sakın olmaz deme
Gül lebin eyler nazındır sakın vermez deme

*

Ey gelin hem gül yanaktan, dudak bilmez deme
Gül lebin çeker ahmed vay seni kurnaz deme

*

ahi kul ahmed

16 Kasım 2011
Okunma
bosluk

Hele bir gel denilsin de yazgın gör

İnsan bu, güzel yapının suvağı

Hele bir nem yürüsün de şeklin gör

Gönül verip nazın çekip aldanma

Hele bir ak yürüsün de  zülfün gör

*

Kara toprak güllerin senin hani

Ölümü öldüren mabedin gani

Çağır ölmeyecek ahmağı beri

Hele bir ot bürüsün de beytin gör

*

Neler yedi neler yedi bu dişler

Dostlar çekildi ben deyu ölçüler

Arkam kalem deyu kimi yaktılar

Hele bir eğ denilsin de başın gör

*

Astın kestin bir vakit kudret sendin

Arslan yokken tilki gezip kurt postun

Nice kulunla şer çorbası içtin

Hele bir gel denilsin de yazgın gör

*

Namaz niyaz cami duvarı hatıra

Üçbeş kuruş çingeneyle cennete

Oruç dersen elalemin hatrına

Hele bir gir denilsin de kabrin gör

*

kul ahmede nasib

3 Kasım 2011
Okunma
bosluk

Kırşehir’de Gül Bağlarım

Kılıçözü zem zem misin?
Dağlarım da üç gül müsün?
Koka duran yar sen misin?
Kırşehir güzelin kimdir?
*
Karanfili gurut damda
Yarimi de getir hana
Hatırımı saydır beşe
Kırşehir dostların ondur
*
Koyun kuzu otlar yazı
Yüksek yerden atlar bazı
Aklım kalır yarim nazlı
Kırşehir sevenin hasdır
*
Duvarlarda gara çalı
Gararıp da durma emi
Karabacak çaltı dibi
Kırşehir bağların yazdır
*
Bağa vardım koruk imiş
Haftı taştan oyuk imiş
Parmak üzüm hası imiş
Kırşehir bağların hoştur
*
Karşı karşı karşı gelir
Hayır desen karşı durur
Ayak sürür nazlı olur
Kırşehir ademin şaştır
*
Pınar başı tatlı sudur
Tatlı suyun başı çoktur
Güzel varsa suya koştur
Kırşehir güzelin güçtür
*
Duvar örek sıra sıra
Selamlığa sıra gele
İki direk bir sedire
Kırşehir selamın yerdir
*
Asbap yurlar daş üstünde
Kaşı güzel göz üstünde
Yari güzel naz çekip de
Kırşehir güzelin zordur
*
Garşı bağda üzüm çok mu?
Gelin kırma sözüm pek mi?
Yanak alma lebin baç mı?
Kırşehir gelinin çoktur
*
Bahçe beller Duran gardaş
Elli versen altmış pek hoş
Sütlü komaz siler tek baş
Kırşehir hırsızın kaçtır?
*
Bahçe büyük gezsem bitmez
Kalem çalsam okur yazmaz
Yemin etsem kimse tınmaz
Kırşehir cahilin hiçtir
*
Kale büyük höyük gibi
Ahi Evran cenk de etti
Cacabey’den kılıç yedi
Kırşehir beylerin zordur
*
Galem çekmiş gaştan öte
Kader yazmış onbeş gence
Baha düzmüş sarı lira
Kırşehir güzelin pektir
*
Güzel dülbent çekmiş zülfe
Ezel bahar nazmış güle
Böyle sevda yokmuş diye
Kırşehir aşıkın yüzdür
*
Elma elma, elma alma
Güzel çekme kara sürme
Onbeş kuşa çifte salma
Kırşehir kuşların çoktur
*
Irmak suyun akmaz oldu
Güzel asbap yumaz oldu
Güller gari kokmaz oldu
Kırşehir güllerin hardır
*
Guzu aldım yirmibeşe
Gıvrım gıvrım boynuz vura
Güzel sana kurban ola
Kırşehir nazenin çoktur
*
Yükler göçü deve boyu
Palan vurmuş eşşek deyu
Güzel çeker kervan beli
Kırşehir kervanın yürür
*
*
ahi kul ahmed

28 Ekim 2011
Okunma
bosluk

Notice: Undefined variable: pagingMiddleString in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/plugins/wp-page-numbers/wp-page-numbers.php on line 212
kırşehir Son Yazılar FriendFeed

Son Yorumlar


Notice: Undefined variable: pre_HTML in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/themes/seohocasiv2/sidebar.php on line 20

Notice: Undefined variable: post_HTML in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/themes/seohocasiv2/sidebar.php on line 26
cami alttan ısıtma
halı altı ısıtma
cami ısıtma
cami ısıtma