GÜZEL DÜŞÜNEN İNSANLAR, GÜZEL ARKADAŞ OLURLAR
Ormanlık bir arazide Ali isminde bir çocuk annesi ve babasıyla birlikte yaşıyormuş. Gel zaman git zaman bir gün boş bulunan komşu bir eve yeni bir aile taşınmış. Onların çocukları da Ali’ye uygun bir arkadaşmış. Ali’nin babası ve annesi yeni gelen komşularıyla tanışmak için onların evine gitmişler. O çocuğun adı da Osman’mış. Derken bu iki arkadaş iyi birer dost olmuşlar.
Aileleri de birbirlerinden hoşlanmış. Bir gün Ali ile Osman evden çıkıp oyun oynamaya dalmışlar fakat farkına varmadan ormanın o sık ağaçlı bölgesinde kayıp olmuşlar. İkisi de çok korkmuşlar. Ali de Osman da anne ve babasına yüksek sesle bağırmalarına rağmen seslerini duyuramamış. Osman birden bire bataklığa düşmüş. Çırpındıkça daha da çok batıyormuş.
Ali ona kımıldamamasını söyleyerek uzun bir dal parçası bulmuş. Onu Osman’a uzatarak tutmasını sağlamış. Sonrada çekerek onu bataklıktan kurtarmış. Tekrar evlerini aramaya başlamışlar. Karşılarına bir kunduz çıkmış. Hemen saklanmışlar. Bu sırada evlerini görmüşler.
Kunduz uzaklaşınca hemen annelerine koşmuşlar. Herkes kendi evine giderek üzerlerini değiştirmişler ve banyo yapmışlar. Özellikle bataklığa düştüğü için Osman’ın üstü başı çok kötüymüş. Aileleri her ikisini de daha dikkatli olmaları için uyarmışlar.
Ertesi gün iki yaramaz sabah olur olmaz buluşmuşlar. Osman ile Ali koşma yarışı yapmaya karar vermişler. Annelerinden izin almışlar. Yarış başlamış.
“Osman şu kuşa bak,” demiş koşarken Ali.
“Orada öyle bir şey yok,” şaka,demiş Osman. Ali gülerek arkadaşına bakmış koşarken.
“Sana şaka yaptım,” dikkati dağılan Ali tökezleyerek yere düşmüş. Bayağı bir yaralanmış. Osman ona destek olarak evine götürmüş. Babası onu öyle görünce şaşırmış.
“Ne oldu sana oğlum. Her yerin kan içinde,”
“Osman’la koşma yarışı yaparken ayağım takıldı düştüm babacığım,”
“Gel seni hemen doktora götüreyim,”
“Gerek yok babacığım, sadece biraz sıyrık var. Biraz da ağrıyor,”
Babası Ali’nin yaralarını temizleyerek ilaç sürmüş. Sonrada yaralarını sarmış. Ali’nin acısı biraz dinmiş. Haberi alan Osman’ın anne ve babası da ona geçmiş olsuna gelmiş. Ali bir süre evden ayrılamamış. Osman onu ziyarete geliyor, durumuna bakıyormuş. Birlikte televizyon seyrediyor, oturdukları yerde oynuyorlarmış.
Osman babasına daha iyileşemediği için dert yanıyormuş. Ama iyileşmeye başlamış bile. Ali tamamen iyileşince Ali’nin babasına danışarak tekrar ormanda gezmeye başlamışlar. Çeşit çeşit hayvan ve bitki görmüşler.
Günler gelip geçiyormuş. Bir gün iki aile piknik yapmaya kara vermişler. Arabalarına binerek piknik yerine gitmişler. Orada Ali ile Osman maç yapmışlar. Maçı Osman kazanmış.
“İyi oynadın Ali,” demiş Osman. “Sakatlığın iyice geçmiş,”
“Sende çok iyi oynadın ve beni yendin. Tebrik ederim seni,” diye karşılık vermiş Ali. Bu sırada babaları mangalı yakmış, anneleri ise sofrayı hazırlamış. Toptan sıkılınca ip atlamaya başlamışlar. Osman:
“Ali seninle ip atlama yarışı yapalım mı? Kim en fazla atlarsa o kazanır. Yenen fazladan bir kola içir. Ne dersin?” diye sormuş. Bu sefer yarışı Ali kazanmış.
Yemeklerini yemişler. Yanlarına bir köpek gelmiş. Osman artan kemikleri ona vermiş. Sonra annelerinden izin isteyerek etrafta dolaşmaya çıkmışlar. Önce bir tavşan görmüşler, sonra bir kirpi. Sonra annelerinin sesini duyarak geri dönmüşler. Evlerine döndüklerinde yorgunluktan hemen yatıp uyumuşlar.
Arada bir orman içindeki küçük bir göle yüzmeye gidiyorlarmış. Hem eğleniyorlarmış, hem de serinliyorlarmış. Günleri hep böyle güzel geçiyormuş.
Bu hikayeden yunus çocuk olarak şunu anladım ki, insanlar önce birbirini sevmeli ki iyi arkadaş olabilsinler. Çünkü sevmeyen insanlar arkadaşlarına karşı fedakarlık yapmazlar. Bu da toplumda kavgaların artmasına ve huzursuzluklara sebep olur. Bu yüzden güzel düşünen insanlar güzel davranışlar gösterirler.
Denizci selam olsun
Cümleye kelam olsun
Denize yunus musun
Ellerim tele yazı
Denizimi coşturdum
Gemiler çalkaladım
Dalgaya mı düşürdüm
Ellerim yüze yazdı
Denizi çok severim
Ellerim gemi yazdı
Gözlerim de yolunu
Ellerim böle yazdı.
Denizi çok severim
Hep düşlerin görürüm
Yaz baharın beklerim
Ellerim gele yazdı.
Denizi çok severim
Ayyıldız seyrederim
Bir bahadır öderim
Ellerim cane yazdı.
Denizi çok severim
Gemilerin binerim
Gel de al beni derim
Ellerim sene yazdı.
Denizi çok severim
Gelin gibi örterim
Güllerin ben dererim
Ellerim güle yazdı.
Denizi çok severim
Dalgaları döverim
Derya deniz gezerim
Ellerim bile yazdı.
Denizi çok severim
Çok nazlısın güzelim
Gözlerinden öperim
Ellerim yare yazdı.
Denizi çok severim
O beni hiç mi sevmez
Sevdiğin kim bildirmez
Ellerim gize yazdı.
Denizi çok severim
Mavilikler bakarım
Limanları yoklarım
Ellerim uğra yazdı.
Denizi çok severim
Gelin başı süslerim
Kına yakar dürerim
Ellerim sare yazdı.
Denizi çok severim
Gemiler yatmış yarim
Kim gönlünü küstürdüm
Ellerim gele yazdı
Denizi çok severim
Balık olup yüzerim
Barbarosa söylerim
Ellerim kâre yazdı
Denizi çok severim
Beş kıtadır gezerim
Dost düşmanı sezerim
Ellerim hare yazdı.
Denizi çok severim
Hakk bildirir dostlarım
Benliğimi öldürem
Ellerim Kâre yazdı
Ahi ahmed yüzerken
Deniz deyu ölürken
Sudur beni çekerken
Ellerim dane yazdı
aşık ahi kul ahmede nasibdir. (2004)