Kala da sevdiğim kala
Kolların boynuma dola
Sarılalım akşam ola
Ey güneş battığın zaman
Kanıma girm’ öldürürsün
Geçme dergah yakınından
Çok namazlar böldürürsün
Çevrilip baktığın zaman
Kömür gözlüm çıkar şimdi
Ah ile yar bakar şimdi
Odlara da yakar şimdi
Gülleri derdiğin zaman
Dağıtmışsın saçlarını
Sevemedim budlarını
Bağışladım suçlarını
Öpücük verdiğin zaman
İnci mercan dişlerini
Sürme çekmiş gözlerini
Sevdim beyaz kollarını
Boynuma sardığın zaman
Yüce dağlarından aştım
Açılan güllerin derdim
Yarimi sallanır gördüm
Aşk ile baktığım zaman
Ahi ahmed der nidelim
Bir güzele gel edelim
Akşam sabah gözetelim
Yar ile baktığın zaman
ahi kul ahmed nasibidir
Yüce dağlar sen de ben gibi ol’sın
Felek bir silledir vurdu gidiyor
Ayrı düştüm yarenimden eşimden
Felek bir silledir vurdu gidiyor
Yağmur yağar bahçada gül bitirir
Yel estikçe rayihasın getirir
Sarı çiğdem öbek öbek oturur
Bahar bir güldedir sardı gidiyor
Yücesinde ılgıt ılgıt karın var
Seni yaylayacak da dumanın var
Bilmem öyle bilmem şöyle kulun var
Dağlar bir yaredir sardı gidiyor
Kırmızı gül gonca açmış yazınan
Bir doru atınan kolda bazınan
Bir dem sürmedim on yedide kızınan
Çare bir kızdadır yaktı gidiyor
Yaz gelince iller göçer de konar
Yiğitler suyundan içip de kanar
Pınar başında yar deyip de çömer
Zaar bir çaredir yandı gidiyor
Yüce dağlar melil mahsun kalasın
Fethetmeye geldim yarin kal’asın
Onbeşinde gelin oldu duyasın
Zaar biçaredir yaktı gidiyor
Yine duman aldı dağların başın
Kudretten karadır yarimin kaşın
Şu güzele bir gonca da gül verin
Ak göğsü üstüne sardı gidiyor
Ahi ahmedin yanmıştır çırası
Gelmiyor bir türlü daha ölesi
Güzeller çerağı kendi yanası
Bu da biçaredir yandı gidiyor
ahi kul ahmed nasibidir