Notice: Undefined variable: has_ut in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/plugins/all-in-one-seo-pack/aioseop.class.php on line 567

Bir güzel .. (Koşma)

Bir güzel sevdim de ben’i kırılsın

Bahar dalı onlan çiçek açarmış

Er güzel sevince canı unutsun

Seher yeli erden yola düşermiş

 

Çifte benler nazar kılar ellere

Zülüf salar aşkı duyan erlere

Beni salar sadık diye çöllere

Yoktan deve yükü serab düşermiş

 

Aklım zay edip de gömlek giyince

Sözüm sohbetimde “güzel” olunca

Cehle çaldım kılıç felek şerrince

Deccal ile felek canan düşermiş

 

Katrem deryaya varmadan durulmaz

Güzel sarmaya da kanun yazılmaz

Yiğit goncayı sarmadan bilinmez

Güzelle yiğit canda bir düşermiş

 

Kırıldı kanadım güzel sarasın

Sarıl da koynuma melül giresin

Ağşamdan sabaha öldüm bilesin

Sabahın seherinde can düşermiş

 

Ömürün ipini ecel çekermiş

Güzelin dilini yumuş bezermiş

Koynunda ölürsem cennet yazarmış

Yiğit namazına “güzel” düşermiş

 

Kirpikleri gönül ile cengeder

Mani düzer nazı güle nakşeder

Yiğit süzer boydan âri celbeder

Seven ahdine ezelden düşermiş

 

Kömür göze sürme neyler belalım

Siyah zülfün tel tel olmuş örelim

Alma yanak inci dişle gülelim

Sunaya yiğit sazı gül düşermiş

 

Kadir mevlam güzel ver de eğleyim

Altı ay kışın koynumda saklayım

Bir nazarına var git çiğ öleyim

Bu güzelin hatrı cana düşermiş

 

Ahi kul ahmed sohbetin “güzel”len

“Güzel” diye seherlerde ağıtlan

Bir kuluylan hoşnut olma çirkinlen

Güzellen çirkin Hakk’da bir düşermiş

 

(not: bu şiiri tam anlayana yemek ısmarlıyorum)

 

 

ahi kul ahmed’e nasibdir.

 

 

 

 

“Akıl başta

/ Utanma yüzde

/ Bilgi gözde bulunur

/ Öfke gelince akıl gider

/Tamah gelince utanma gider

/Haset gelince bilgi gider”     (Hacı Bektaş-ı Veli söyledi)

 

 

 

15 Şubat 2012
Okunma
bosluk

Yine güzelden güzelden (Koşma)

Kaşları kara da tenleri algın

Sapıver bize bir yol yavaş yavaş

Bağları belle de yaprağı şıvgın

Kırıver bize bir dal yavaş yavaş

.

Maralı gözlere vurgun yüreğim

Seherde yollara düşer meleğim

Sabahtan ağşama varmaz öleyim

Hallarım bilinsin dert  yavaş yavaş

.

Güzeli yaratmış ay ışığında

Çirkini unutmuş karanlığında

Ezelden muratmış bir olduğunda

Canı cananına kat yavaş yavaş

.

Kaçtır güzel öpmez bahar gözlerim

Yarim deyu nazlar çeker ellerin

Üç gün sevse beşgün satar dostların

Bakıver dengine hay yavaş yavaş

.

Sır eyleme aşkın nedir belalım

Al fistanlar giyen nazar celalin

Gül atarmış dostlar daşlar melalin

Yaralar gönlüne sar yavaş yavaş

.

Gül üstüne güller bağlar olurmuş

Ben gülüme yansam eller alırmış

Yan demeye yanmak kader nazıymış

Saralar bağrıma har yavaş yavaş

.

Gezeli görmedim senden alımlı

Güzeli bellerim nazlı yumuşlu

Nazına kurbanım ceylan bakışlı

Geliver koynuma gir yavaş yavaş

.

Güzelim güzelim allar giyermiş

Al yanaklı kızlar canlar yakarmış

Bir yiğidin koynu ölüm istermiş

Katıver canına can yavaş yavaş

.

Al yazmalı yarim nazlar çarlanır

Bir gönüle giren ölmez yeşerir

Kim kendinden geçer O’nda birleşir

Yazıver yazgına Hakk yavaş yavaş

.

Benim yarim nazlıdır gülü solmaz

Gönül tahtı allıdır eller sokmaz

Allar içinde bir güzel nidilmez

Bağlıdır bağlara gül yavaş yavaş

.

Ahi kul ahmed eğlenir gülünen

Canı cana katarmış da közünen

Al kanlara boyanmış da yarinen

Söndürür ömürü gel yavaş yavaş

 

.

 

ahi kul ahmede nasibdir

12 Şubat 2012
Okunma
bosluk

Güzel sevmek (Güzelleme) (sevmeyi bildiği için yaşayan insan dirilere yazıldı. sevmeyi bilmeyen, insan olmayan, yaşayan ölüler zaten burayı okumazlar)

Bakışı nâzından beter sevdiğim

Seni özleyeli göresim geldi

Gümüş kemer sıkmış narin belini

Belin çözüleli sarasım geldi

 

Nakşı maniden nakşeder algınım

Ciğerime köz bastırır vurgunum

Sen bir ala çiçek olsan yeğlerim

Bağın çözüleli deresim geldi

 

Gözlerin sürmeli keman kaşındır

Söylenir alemde hurun eşindir

Dağların karından soğuk tenindir

Tenin çözüleli öpesim geldi

 

Leblerin bastırır açmaz gülüdür

Goncayı açtırır yiğit sazıdır

Ellerim günahkar körpe nazıdır

Lebin çözüleli emesim geldi

 

Canların canıdır canan salınır

Canından geçmeyen yoktan bilinir

Söylemez gönlüm kime delidir

Sırrın çözüleli feriğim geldi

 

Yoluna adadım canım kurbandır

Onbeşinde sevdim yutmuk ergendir

Koynumda besledim ayva kirazdır

Yaşın çözüleli yatasım geldi

 

Ak ellere al kınalar yakınır

Siyah sürme derviş  komaz bakıtır

Sana tenhada bir ezgim yakışır

Bendin çözüleli kucağım geldi

 

Güzel olanın gül benzi solmazmış

Olur olmaza kim meyil vermezmiş

Kulu kölesi olduğum bilmezmiş

Aşkın çözüleli ölesim geldi

 

Gönlüm senin gibi güzel saralı

Bahar bildi kışı koynun gireli

Sekiz kıza bir oğlandır vereli

Cinsin çözüleli vekilim geldi

 

Ezelden sürmeli, gözler sürmeli

Lebinden çözmeli güller açmalı

Benden başkasını görmez cilveli

Canın çözüleli mihrabım geldi

 

Ahi ahmed güzellerden geçmezmiş

Körpe, yutmuk, fidan, çıtır bilmezmiş

Ölüp ölüp yunup kimdir seçmezmiş

Ömrün çözüleli namazın geldi

 

 

 

AÇIKLAMA : Bazı kelime veya deyişleri açık veya biraz müstehçen bulabilirsiniz. Amaç edepten bir sapma olmayıp en az kelimeyle size en çok ve en etkili anlatımı yapabilmektir. Bu bir yöntemdir. teşhir veya kusur değildir. Sevenin kalbinden geçen gerçeğe biraz daha yaklaşabilmek de amaçlanmıştır. hata yada edepsizlik yoktur. aşığın da aynı şeyleri duyması, sevgisinin kudretini ortaya koyarak, bütün sevenlere tercüman olmayı da amaçladığımız gözden kaçırılmasın lütfen…

 

Algın: alımlı

Hurun: cennetteki huri

leb: göğüs, meme (kızlar ergenlik çağında memesi büyüyünce utandığı için onu içerden bez dolayarak ileri çıkmasını önlemek ister.

Goncayı açtırır yiğit sazıdır, sözü, gonca gerçekten açmadan kokmaz. kız da bir yiğitle nazarlaşırsa dişiliğini anlar, dişilik kıymetini ve gücünü bilir. Sazdan kasıt bizzat sazın kendisi değildir. Yiğidin saz, söz, gözteriş, beceriklilik, yakışıklılık gibi bütün meziyetleridir.

Sıırrın çözüleli feriğim demek, ferik iki defa üst üste evlenen kişinin son aldığı yeni ve taze karısına derler.

Yutmuk demek, bu narin bir kuş adıdır. kızın çok taze ve bir içim su gibi olduğunu ifade için kullanılır.

Ömrün çözülmesi, bitmesi demektir. namaz da cenaze namazıdır.

 

————————————————–

 

Not: Her kim bu sitede yer alan islami bir emirle amel ederse; o kişiye duamız vacip olmuştur. Şifa bulur veya işi olur ve imanla göçer ve ahirette şefaatimiz vacip olur bi iznillah. Bu bir dua’dır. İlgili yazıyı okuyunuz lütfen (Derdi olan, imanla ahirete göçmek isteyen, ahirette bi iznillah şefaat duası talep eden her kim var ise; bu yazıyı okuya,) yazısı..

 

 

aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştır.

8 Şubat 2012
Okunma
bosluk

Maralı gözler…(Koşma)

Ben bir güzel sevdim gözler maralı

Bağ-ı irfanımı cehle yazarmış

Ben bir cahil olsam alıp kaçalı

Can-ı emanımı şerre yazarmış

 

Gezer olsam nazlı yarle gülünen

Güller ağlar bağlı elde yaşınan

Benim gülüm saklı yerde düşünen

Can-ı ayanımı gize yazarmış

 

Ben bir güzel sevdim kendi halımca

Varım yoğum serdim neslim boyunca

Baka kaldım yarim elden olunca

Can-ı yaranımı hiçe yazarmış

 

Güzel beni def mi eden yanından

Baha kılman şart mı ölüm baçından

Bana yoktur ölmek levhi mahfuzdan

Can-ı divanımı od’a yazarmış

 

Bu sürmeleri Hakk çekmiş ezelden

Yar zülüfleri de salmış boyundan

Ak gerdanı da çözmüş lebinden

Can-ı serabımı güle yazarmış

 

Yarin koynunda da sabah mı olur

Kaçtır öldüğüm de yumah mı olur

Sevdim deyu kader bozmah mı olur

Can-ı cananımı köze yazarmış

 

Bu güzelle başım derde girerken

Ağıt yaktım seven dara düşerken

Bu kaçıncı namaz imam kılarken

Can-ı imanımı beze yazarmış

 

Gülleri ele mi verdim bağından

Elleri yare mi biçtim çarından

Böyle bahtı kara gülmez arından

Can-ı dermanımı göze yazarmış

 

Yarin sarayında yiğit olsaydım

Yiğit kim serçeyim aslan kesseydim

Arşın kapısında burak olsaydım

Can-ı hayalimi kula yazarmış

 

Ahi kul ahmed de neler söylenir

Başa gelmedik de işler eyletir

Saf bir kuldur ağu içer arşdadır

Can-ı gülşenimi Hakka yazarmış

 

AÇIKLAMA: maral, gözlerinin güzelliği ile bilinen bir ceylan türüdür. Bağ-ı irfan kişinin bilgi erdem ve ahlak toplamıdır. Cehle yazmak bilgiliyi cahil olarak haksızca nitelemek demektir. Alıp kaçırmak cahillik sayılmıştır. Bu takdirde can-ı eman demek canının güvenliği şer olarak tehlikeye girer deniyor.

Nazlı yarle gezmek güzel ise de güller elde kesilmiş ve bağlı olduğu için ağlıyorlar. Gülün saklı yerde olması  değerli hazinelerin genelde saklı yerde olduklarını ve oradan düş görerek bizi de aynı şekilde gize yani saklı yazdığını fakat canımızın açıkta olduğunu söylüyor.

Baha kılmak ölçü kılmak demektir. Ölüm baçı demek ölümün vergi verir gibi verilmesi demektir. Baç yol geçme vergisidir normalde ve Köroğlu dağdaki geçitte alırdı. levhi mahfuz, gizli levha olup Allah’ın kaderi yazdığı levhadır. Ölmenin olmaması demek canın durduğu yerin ateş-od  olmasındandır. Aşıklar ölmez de ondan. Sürmelerin ezelden çekilmesi demek alımlı yaratılışın ezelden insanların yaratılışından geldiğindendir.  Gerdanın lebden çözülmesi döşün ta memelere kadar açılması olup bunu serab olarak gördüğümüz ve gül olarak göğüsleri değerlendirdiğimiz anlaşılmalıdır.

Ölmek ve yumah malum. Sevmek bir kader diyor. Bunu bozmah doğru değil diyor. Böylece can canan ateşte –közde bir olmalılar demek istiyor.  Aşk anca bu halde kıvam ve fedakarlığa ulaşarak kemali bulabilir. Seven dara düşerken normalde ağıt yakılmaz. Fakat sevenin dara düşmesinden o kadar çok üzülüyoruz ki ona şimdiden sanki ölmüş gibi ağıt yakıyoruz. Çünkü aşk ve aşıklar çok kıymetli olup diğer insanlardan üstündürler.  Sonra o kadar çok ölüyor ki her ölüme bir namaz sayıyor ve imanımın canını bezde (Kabutta) hayat bulacağını yani imanımı kurtarabilecek şekilde yarin yazdığını söylüyor.

Çar diye kadınların başlarına örttüğü örtüye denir.  Canın dermanının göze yazılması yarin bana bakarak gülmesine bağlıyor.  Serçenin aslan kesilmesi erkeğin dişisinin yanında yiğit olup aslan kesileceğini bu yüzden de bir erkeğe karısının yanında ters bir söz söylemenin uygun olmadığını belirtmek istiyor dolaylı olarak. Arşın kapısında Burak olmak demek arşa kadar yükselmek için bir Burak gibi yükseltecek ihlas, aşk, ve amele ihtiyaç olduğunu ima ediyor. Ancak hemen sonra hayalin kulluğa yazılması son mertebe ve hayalin KULLUK  makamı olduğu bildiriliyor ve Burak terk ediliyor.

Kul ahmedin söylenmesi demek bu birçok şeyi aslında hayal ettiği fakat elde edemediği, söylenip durduğu belirtiliyor. Başa gelmedik işleri de başkalarına yaptırdığı belirtiliyor.  Saf bir kul olup ağu içerek arşa çıkmak demek: arşa kadar çıkabilmek için önce temiz kalp gerektiği, sonra ağu içmekten maksat dünyada dert ve sıkıntılara sabrederek şikayet etmeden onları yutmak gerektiği ve bunu isteyerek yapması gerektiği belirtilerek anca böyle olursa kendiliğinden arşda bulacağı söyleniyor.

Böyle olunca  veya olmadan bütün güllerimin olduğu gül bahçem olan gülşenimi Cenab-ı Hakka sunduğunu söyleyerek noktayı koyarak şiir bitiyor.

Bu gülleri Hakka sunma olayı  Peygamber efendimizde de var olup o da kendi yanındaki güllerle çok büyük yazılmış bir Arapça ALLAH yazısını örgü gibi güllerle ördüğünü çıplak ve gündüz gözü ile gördüm desem ne dersiniz… bunları lütfen Riya veya kibir saymayınız da imanımızı artırsın sen söyle dememiz daha iyi uygun olur.  bu anlattığımı açık gözle ilahi huzurda, 2000 yıları idi. sallallahü aleyhi vesellem…

Aynı anda daha sonra yaklaşık 10 türlü arapça yalınkat ALLAH ismi celalleri kademeli olarak bir hafta içinde gösterildi. bu isimlerin sadece 3 veya dört tanesinin yeryüzünde olduğunu gördüm. diğerleri yok. buradan ayrıca camilere yazı yazmam gerektiği mesajını da anladım. 

Bu gördüğüm isimleri zaman zaman ülke alan camiine yazmakla beraber bunun bize hattatlık yapmamız anlamında bir mesajda olduğunu anladım. ve bir hat hocası bulup ders aldım.  

  

 

ahi kul ahmede nasibdir

30 Ocak 2012
Okunma
bosluk

Kul ahmedin kara bahtı…(Koşma)

Kara gözlerine meftun olduğum

Kasdın bana mıdır kaç uğrun uğrun

Çare leblerini gülden saydığım

Kasdın bana mıdır aç uğrun uğrun

 

Kara kaşlarını yaylan çekerim

Oktur kirpiklerin on’dan sayarım

Ben bir cahil olsam alır kaçarım

Kasdın bana mıdır kaç uğrun uğrun

 

Kara donlarını çözmüş yıkamış

Mektep medresede talim eylemiş

Bir yiğitte on beş şaki ararmış

Kasdın bana mıdır seç uğrun uğrun

 

Kara yazdığını akla yumuşam

Dara düştüğünde canla yetmişem

Baha güldüğünde canan yazmışam

Kasdın bana mıdır geç uğrun uğrun

 

Kara sözlerini çare sayayım

Şöyle sövüver de döşler açayım

Bir “he” de ki kulluğumu bileyim

Kasdın bana mıdır heç uğrun uğrun

 

Kara saçlarını kara saymazam

Kara diyenleri kâra vermezem

Ben bu ömrü nara yazmazam

Kasdın bana mıdır hiç uğrun uğrun

 

Kara donlara da kabe demişler

Yarin donuna da kıble düşmüşler  

Uçkur hesabına dünya biçmişler

Kasdın bana mıdır düş uğrun uğrun

 

Kara demezem sana kararırsın

Kara daş mıdır öpsen sararırsın

Kara yazarsa dara dolanırsın

Kasdın bana mıdır yaz uğrun uğrun

 

Kara kaşlarını yay’a yazmışam

Ok’u ben olsam gere durmuşam

Edep bir kulluk imiş bilmişem

Kasdın bana mıdır hu uğrun uğrun

 

Kara yazgı yazmaz imiş Hakk Rahman

Kullar düzen kurar imiş dünyadan

Sen mi yaptın ben mi yazdım kaderden

Kasdın bana mıdır bil uğrun uğrun

 

Kara bahtı kul ahmedi söyletir

İnci inci gözyaşını döktürür

Benim yarim nazar ile öldürür

Kasdın bana mıdır bak uğrun uğrun

 

 Açıklama: leb-göğüs meme demektir. ok sadağında 10 ok bulunur, onun için on’dan sayarım denildi.

kara donların çözülüp yıkanmasıcehaletin çözülüp ilmin gelmesidir ve bu mektep medrese ile talim (ameli) yapılmıştır. bir yiğitte on beş şaki ararmış sözü onbeş şakiyi öldüren bir yiğit aramasıdır. bunun anlamı ilim ehli olsa bile cihadın terkedilmediğini ve bunu erkeklerin yapması gerektiğini anlatmak içindir.

Kara yazdığını akla yumak demek, kötülüğü iyilikle karşılamak demektir. sövmek muhabbeti artırır bir unsurdur.

Kulluk için normalde Allah kulum derse kişi kul olur. dolayısıyla he demek kulluk için önemlidir, aşık da maşuktan bir cevap ister ve karşılıklıdır. sadece şefkat karşılıksızdır.

Kara diyenlerin kâra verilmemesi kusuru söyleyenlerin kâr edemeyeceğini bildirmek içindir. nar ateş demektir. kara donların kabe olması demek siyah nur kastedilmiştir. dona kıble düşmek ve uçkur hesabına dünya biçmek yarin cinsi bedenini talep etmek demektir. kara demezem sana kararırsın demek, kötü bir tanımlamayı insana tekrar etmek halinde o kişi zamanla o söylenen role soyunmaya ve inanmaya başlar onun için kötü söylemek yanlıştır.

Kara daş tan kasıt kabedeki hacerül esved dir ki öpüldüğünde insan heyecanlanır, onun için sararırsın denildi. kaşları yaya oku ben olup germek demek kadın yay olarak erkeği bir yöne yönlendiriyor demektir kihemen edep ile kulluk gelmesi hz. peygamberin miraçta yaklaş hitabına bir yay aralığı kala durması (Necm suresi) bir edeptir ve kulluktur. hu zikri de bunun tamamlayıcı zikridir.

Rahman’ın kara yazmasında kulun kesbinin de rol oynadığı, yalnız kadermiş dememek gerektiği nedeniyledir.

Kara bahtı’dan maksat sevgilinin sürekli uğrun uğrun olmaz işler yapmasıdır.  Kul ahmed sürekli söylenir ve şikayet etmeden ağlar, yine yarim der ve onun bakışından nazından ölmek isteyecek kadar aşkına sadıktır..

 

ahi kul ahmed’e nasib

25 Ocak 2012
Okunma
bosluk

Şahan’ın cırnağında balaban (Koşma)

Ben bir şahan olsam sen bir balaban

Daksam cırnama kaldırsam yar seni

Ak ellerin sala sala yürüyen

Doksan olsam da sararım yar seni

 

Ben bir kadı olsam hüküm bozmağa

Ak ellerin gümüş tasta yumağa

Seni bellerim de yeşil ördeğe

Noksan olsam da dönerim yar seni

 

Ben bir tüccar olsam kumaş yükümdür

Alana satarım kabut bezimdir

Ömrü harcarım iman düşümdür

Yetmiş olsam da bilirim yar seni

 

Ben bir bülbül olsam gülüm gülşende

Konmaz mıyım nazlı gonca açanda

Benim canım candan âri geçende

Yanmış olsam da soldurmam yar seni

 

Ben bir turna olsam seyfe gölünden

On bin gardaş sökün etsek yurdundan

Koç yiğitler selam yare çızgımdan

Elli olsam da sallarım yar seni

 

Ben bir ceyran olsam çölden kaçınca

Yar göğsünü açmaz elden olunca

Aşiret şaar deyu yoktan göçünce

Kırk yer olsam da yazarım zar seni

 

Ben bir güzel olsam soyha başından

Kerem et yiğidim söyle sazından

Ar ettim güzelliği yaz huyumdan

Aşık olsam da süzerim yar seni

 

Ben bir yalan dünya olsam nazenin

Allanır pullanır şer lezzetin

Düşük kapıda baş eğe dumrulun

Nebi olsam da sorarım yar seni

 

Ben bir selam olsam derviş dilinden

Yüz bin melek alır bakış nazından

Mü’min olan bilmez mi Hakk sazından

Kelam olsam da çalarım yar seni

 

Ben bir koç yiğidim başım dumanlı

Yar aşkına zayil oldum tumanlı

Aç gerdanı mayil oldum sürmeli

Harab olsam da severim yar seni

 

Ben bir yaban olsam varsam ellere

Pınar başında selam güzellere

Olmaz olsun bahtım kör topallara

Serab olsam da çerağım yar seni

 

Ben bir ahi ahmed olsam yareli

Güzeller içinde benli daneli

Aç göğsünü gülüm lebler cilveli

Yadın olsam da sararım yar seni

 

ahi kul ahmed’e nasib

24 Ocak 2012
Okunma
bosluk

Notice: Undefined variable: pagingMiddleString in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/plugins/wp-page-numbers/wp-page-numbers.php on line 212

Notice: Undefined variable: pagingString in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/plugins/wp-page-numbers/wp-page-numbers.php on line 156
kırşehir Son Yazılar FriendFeed

Son Yorumlar


Notice: Undefined variable: pre_HTML in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/themes/seohocasiv2/sidebar.php on line 20

Notice: Undefined variable: post_HTML in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/themes/seohocasiv2/sidebar.php on line 26
cami alttan ısıtma
halı altı ısıtma
cami ısıtma
cami ısıtma