Gel şöyle sarılak boydan seninle
Gerdan kırıp zülfün telin saldığım
Gel şöyle sarılak tenden seninle
Sever oldum onbeşinde gül gibi
Sala verir el aleme dal gibi
Caymaz gözüm mihengine hal gibi
Gel şöyle sarılak nazdan seninle
Bir hal olmuş başa gelen çekilir
Onbeşinde güzel deyu öpülür
Koç yiğitler sunasına sarılır
Gel şöyle yumuşak lebden seninle
Dostu olan dost yoluna bakınır
Güzel sevmek yiğit harcı sayılır
Niza olmaz güzel şavkı öldürür
Gel şöyle öpüşek gülden seninle
Söyle güzellerin mahı mısın sen
Gözleri dumanlı kuğu musun sen
Al kuşakla cana deva mısın sen
Gel şöyle dolanak belden seninle
Zülfünün tellerine dolansaydım
Gürzünen hisarını bir yıksaydım
Bahası cana mı canan olsaydım
Gel şöyle değişek candan seninle
Güzel, baban duyar seni öldürür
Baha bilmez beşbin deyu tutturur
Beyden geçtim hünkâr kadı bildirir
Gel şöyle ölçüşek haydan seninle
Yağız atla kaçırsam gülüm seni
Karlı dağlar aşarım Ferhat gibi
Sen bende ben sende can cana hani
Gel şöyle katışak candan seninle
Severim güzeli nazlı olursa
Beli ince boyu dallı usulsa
Çotarım dördün cariyem sayılsa
Gel şöyle bilişek yaddan sizinle
Güzel sana düştü kavli kararım
Yüce dağlar yoktur size zararım
Pınardı gözdü sunamı ararım
Gel şöyle sevişek gözden seninle
Pazar edemedim zilli yar ile
Sardı beni cilve ile naz ile
Mehlem olmaz bir yarelik söz ile
Gel şöyle yatışak koldan seninle
Bir selam geldi de ala gözlüden
Ölür isem eğer ben bu yareden
Namazım kılsın da gitsin evvelden
Şöyle bir ayrılak Hakk’tan seninle
Ahi kul ahmedim bağlar bozarım
Akıl ahlak ile kullar yazarım
Kaç güzeli sevdi isem meramım
Gel şöyle sevişek kuldan seninle
Aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur.