Çulsuz aşk (Varsağı)

Behey yeşil gözlü güzel

Gülün bilmez demedim mi

Yiğit yıkar şu gözlerin

Ömür bilmez demedim mi

 

Bak şu nazlı güzel daşa

Selam eyler gelmez başa

Hakk’ın emrettiği kaşa

Şerri bilmez demedim mi

 

Ben bir deli olsam başa

Gömlek giyem önden sona

Aşkın olduğu şu yere

Çıkamazsın demedim mi

 

Şu güzelin kaşı gözü

Duramıyom ince sızı

Yar biçermiş ele bizi

Sınamazsın demedim mi

 

Usul edep erkan ola

Yola inmek ayan sa’ya

Cana düşen şu “bela”ya

Düşemezsin demedim mi

 

Ele düştü gönül kuşu

Çıka geldi kader yazı

Aşka çaldım dünü günü

Yanamazsın demedim mi

 

Bre güzel neler etti

Nice ocak söndü gitti

Kaşı gözü naza çekti

Karamazsın demedim mi

 

Yiğit olan doğru çalar

Namertler var eğri bakar

Dertlilere “Bari” düşer

Bilemezsin demedim mi

 

Yörü bre yaren ağa

Güzel kızlar saran dağa

Nice düşer yanık daha

Onbeş yetmez demedim mi

 

Bağı bostan zebil olur

Cümle alem melül olur

Güle düşmek yakîn olur

Dost haylamaz demedim mi

 

Güzel göze sürme çeke

Çeker perçem sırrım söke

Vakit gele tamam diye

Ağıt yetmez demedim mi

 

Ahmet arşın ile ölçün

Yele verdin koca ömrün

Karar oldu yaman düşün

El söylemez demedim mi

 

Hay ağalar zorlu beyler

Yol eylemiş dağa kızlar

Su yaylası genç ağırlar

Seni bilmez demedim mi

 

Hûma kuşu yüksek uçar

Yiğit olan alçak düşer

Felek bize türlü donlar

Biçer biçmez demedim mi

 

Kerpiç döktüm ömür ölçer

Varır gider selam eyler

Şu âleme girer çıkar

Kapı ağmaz demedim mi

 

Yörü bre kaşı keman

Senden âlâ yar eylemen

Dünya ipe ecel yaman

Çeker çekmez demedim mi

 

Bir gönüldür yandı canım

Kurban olsun sende canım

Felek  kollar pundun senin

Büker bükmez demedim mi

 

Ölmeden bir dem sürmedim

Kara toprak ben ölmedim

Ne aman bildin ne güman

Zulüm bitmez  demedim mi

 

Felek derler kendi bilir

Aman vermez zaman bilir

Ne söylesek kulak sağır

Kader bilmez demmedim mi

 

Böyle m’olur böyle m’olur

Yardan ayrı düşen n’olur

İner deryaya dökülür

Katre  bilmez demedim mi

 

Ey turnalar selam edin

Yar yoluna güller saçın

Ah eyledim güllü benim

Aşkın gülmez demmedim mi

 

Kırk beste yapmış bülbül

Kırkına da  yakarmış gül

Eğri dalda doğru  melül

Aşkın sapmaz bilmedin mi

 

Güllü benim gül senindir

Güllü bekler gül elimdir

Çala dursam kırk donumdur

Aşkın baçsız bilmedin mi

 

Seve durdum feta candan

Güle rakib oldum halden

Canım sevdim canan canlan

Aşkın duymaz görmedin mi

 

Seve durmuş feta yoktan

Canan sevmiş cana kuldan

Meydan sandı benli yoldan

Aşkın bensiz bilmedin mi

 

Karar düştü ahmed paşa

Bülbül cana rakip ola

Kim yanarsa önden sona

Aşkın çulsuz bilmedin mi

 

Ahi ahmed güle yazdı

Gül baharda gonca açtı

Bir bülbüle canan oldu

Aşkın sensiz bilmedin mi

 

Yetti gari gülün kastı

Çala durur bülbül mesti

Gülşenimde poyraz esti

Aşkın elsiz dermedim mi

 

Yolum dertli aşım dertli

Kolum bekler güle katlı

Muhammed’li yola saptı

Aşkın sekmez demedim mi

 

Ahi ahmed onbeş yazar

Yazı diye güzel sarar

Bakar bakar Hakk’a düşer

Aşkın yetmez sevmedin mi

 

 

aşık ahi kul ahmede bu yazıları yazmak nasib olmuştur

17 Nisan 2013
Okunma
bosluk

Yörük kızı (Koşma)

Kara gözlerine kurban olduğum

Uzak durma eller gibi nazilen

Dara düşürüp de candan geçtiğim

Uzak durma bahar gibi gülinen

 

Benim yarim cana düşmüş derdinden

Sala verir komşuları yelinden

Sormaz bana bir hamaylı ferinden

Uzak durma kemler gibi tozunan

 

Yaz gelince katar katar devenin

Kıvrım kıvrım gider yolu yaylanın

Benim ilen düşmez oldu kararın

Uzak durma söyler gibi halınan

 

Akar pınarları da suyu çağlar

İnim inim inler güzeli ağlar

Çıkmış anası da var seyran eyler

Uzak durma ağlar gibi yaşınan

 

Engininden yüğseğine çıkılmaz

Yaban girse meşelerin sökülmez

Şartı zordur beylerden kız alınmaz

Uzak durma yeğler gibi elinen

 

Yavaş yürü ala donlu güzelim

Allah kabul etsin dua edeyim

Ayan oldu halim sana niceyim

Uzak durma beyler gibi zorunan

 

Ahmaklar bilmeye güzel sevmeyi

Sevaptır yüzüne bakıp sarmayı

Namahrem olmaz yanaktan öpmeyi

Uzak durma verir gibi balınan

 

Hasta oldum odalarda yatamam

Göz göz oldu yarelerim saramam

Almaz isem bu güzeli ölemem

Uzak durma kaçar gibi beninen

 

Arap atlar yakın eder ırağı

Bayram olur barışır bey otağı

Sevap olur bir gül daha kucağı

Uzak durma korkar gibi gülinen

 

Düğün ola hem al bayrak çekile

Usul boya yeşil kemha biçile

Yar sallanıp da koluma gir hele

Uzak durma canlar gibi eşkinen

 

Çifte çifte avrat ile yataktan

İkiz veren gözde olur ferikten

Leblerine gül dikerim belikten

Uzak durma sarar gibi kolunan

 

Bir ahi ahmed yaşamış dünyada

İki avradı çotarmış hanyada

Yakam diye beyan etmiş kadıya

Uzak durma yanar gibi teninen

 

  •  Hamaylı:içinde bir miktar kuran ve dua bulunan, tedavi ve korunma amaçlı, deri kaplama, küçük kitapçık
  •  kem:dedikodulu kötü söz
  • beylerden kız almak: yörük beyleri yabana kız verirken şart koşarlar damada, ve bunlar ağırdır
  • namahrem: mahrem olmayan
  • kemha: yeşil ipekli kumaş
  • eşk: aşk
  • ferik: ikinci avrat olup daha yangılı ve verimlidir.
  • leb: meme
  • hanya: hayali bir yer adı
  • yakayı kadıya beyan etmek demek iki avrattan da dertli olup boşanmaya kadıya gitmek demektir.

hattat aşık ahi kul ahmede nasibdir

 

13 Eylül 2012
Okunma
bosluk

Kitab-ı aşk – 2

Ey gönüller dostu aşkım, Yandım sana bi hoş gelir

Senin aşkından yüreğim, Taştı bana bi hoş gelir

 

Aşk od’na yansam ne hoş, Ağlamaktan oldum serhoş

Aşksız gönül katı berduş, Yürek bana bi hoş gelir

 

Aşk od’na yansam gerek, Güldüğüme ağıt düşek

Bir gönüldür can verek, Kafirlere nahoş gelir

 

Ben söylerem Hakk’tan yane, Cihanı tuttu avaze

Kim gördüğümden azade, Her birinden bir taş gelir

 

Var nice taşlar atılaydı, Taşlara başlar tutulaydı

Dost ilinde bilineydi, Sevdiğime  bir hoş gelir

 

Kimmiş bizi aşık bilen, Sevdiğimiz Hakk’ı beyan

Vay şu aşkı inkar eden, Gözü kaşı bi hoş gelir

 

Niceleri var ki bilmez, Talih zebun eyler gülmez

Aşk elinde yavaş olmaz, Yazı kışı bi hoş gelir

 

Saf gönüller ele kanmaz, Yolunda yokuşta durmaz

Hakk’ı sevenler bilinmez, Kamu alem gardaş gelir

 

Ahi ahmed bil kendini, Dosta açıp şol gönlünü

Hangi telden çalsan sazı, Ol sultana yahşi gelir

 

 aşkın kudreti

 

İşidin ey yaranlar, Kıymetli güzeldir aşk

Verilmez hiç cahiller, Hürmetli güzeldir aşk

 

Hem vefadır hem cefa, Can uçurur canana

Muhammeddir Mustafa, Sevmeli güzeldir aşk

 

Dağa düşer yel eyler, Yaylalara gül eyler

Sultanları kul eyler, Cüretli güzeldir aşk

 

Kim ki aşka vuruldu, Yoktur cihan kaygusu

Aşk iledir bilgisi, Edepli güzeldir aşk

 

Denizleri kaynatır, Rüzgar olur söyletir

Mahbup olur çığırır, Kudretli güzeldir aşk

 

Akılları şaşırtır, Belalara düşürür

Yalnız benim dedirtir, Makamlı güzeldir aşk

 

Ahi ahmed neyleye, Didarını boylaya

Ol muhabbet toylaya, cihanı dönderir aşk

 

 

 

aşık ahi hattat kul ahmete nasibdir

29 Temmuz 2012
Okunma
bosluk

Yine güzelden güzelden (Koşma)

Kaşları kara da tenleri algın

Sapıver bize bir yol yavaş yavaş

Bağları belle de yaprağı şıvgın

Kırıver bize bir dal yavaş yavaş

.

Maralı gözlere vurgun yüreğim

Seherde yollara düşer meleğim

Sabahtan ağşama varmaz öleyim

Hallarım bilinsin dert  yavaş yavaş

.

Güzeli yaratmış ay ışığında

Çirkini unutmuş karanlığında

Ezelden muratmış bir olduğunda

Canı cananına kat yavaş yavaş

.

Kaçtır güzel öpmez bahar gözlerim

Yarim deyu nazlar çeker ellerin

Üç gün sevse beşgün satar dostların

Bakıver dengine hay yavaş yavaş

.

Sır eyleme aşkın nedir belalım

Al fistanlar giyen nazar celalin

Gül atarmış dostlar daşlar melalin

Yaralar gönlüne sar yavaş yavaş

.

Gül üstüne güller bağlar olurmuş

Ben gülüme yansam eller alırmış

Yan demeye yanmak kader nazıymış

Saralar bağrıma har yavaş yavaş

.

Gezeli görmedim senden alımlı

Güzeli bellerim nazlı yumuşlu

Nazına kurbanım ceylan bakışlı

Geliver koynuma gir yavaş yavaş

.

Güzelim güzelim allar giyermiş

Al yanaklı kızlar canlar yakarmış

Bir yiğidin koynu ölüm istermiş

Katıver canına can yavaş yavaş

.

Al yazmalı yarim nazlar çarlanır

Bir gönüle giren ölmez yeşerir

Kim kendinden geçer O’nda birleşir

Yazıver yazgına Hakk yavaş yavaş

.

Benim yarim nazlıdır gülü solmaz

Gönül tahtı allıdır eller sokmaz

Allar içinde bir güzel nidilmez

Bağlıdır bağlara gül yavaş yavaş

.

Ahi kul ahmed eğlenir gülünen

Canı cana katarmış da közünen

Al kanlara boyanmış da yarinen

Söndürür ömürü gel yavaş yavaş

 

.

 

ahi kul ahmede nasibdir

12 Şubat 2012
Okunma
bosluk

Levhe yazılan aşk

Hakk fermanı ulaştı kudret elinden

Düştüm dipsiz denize yüzmek zorundan

 

Kadir-i mutlak ferman eyledi ânâ

Elhamdülillah salim çıkardı câna

 

Beş yaşında okudum elif ba’ya er

Altı yaşında şakıdım Yunus derler

 

On yaşımda içtim şarab pir elinden

Mevlana derler aşk-ı canan kulundan

 

On dördümde Hakk’ı sual ettik biraz

Hakikat vücud buldu iman et aymaz

 

Yirmiye erdim ömrüm gitti uçmuşum

Bağrım açtım aklım şaştı düşmüşüm

 

Çok vuruştum nefs ve şeytan hasım dura

Sabır ve rıza er durdum makam ola

 

Yirmibeş tam karışmağa meyil oldu

Meyil kim her yanım aşka zeyil oldu

 

Otuzumda çevrilmedim sağ yanıma

Öz nefse bekçi durdum fakr ve rızana

 

Otuz beşte “bela” diyen ruhlar kelam

Sır şerbetinin sakisi Rasul Selam

 

Kırkta daldım derya ne Rahmete bandım

Cevher-i Marifete ol sırdan erdim

 

Mum gibi eridim pervaneye döndüm

Aklım zayi oldu divaneye şaştım

 

Kırk beşte cehle çiğnetir toprak gibi

“Hu, Hu” aşkına döküldüm yaprak gibi

 

Bin paralık kıymeti bir pula sattım

Anka olup kaf dağına kanat çırptım

 

Ellide paralandı döndü dergaha

Her ne günah var ise şeytandan yana

 

Tövbekar oluptur Hakk’a boyun sundum

Ol günahı sevaba Kerim’i buldum

 

Hakk Rasul’ün vahyi Cebrail oluptur

“Zikr edesin” dedi Rahman, “kul” oluptur

 

Mevlana, Habib-i Neccar ve Hakk Rasul

Elli beşte tamam oldu üç el husul

 

Onca rahmet çoğ idi saldım ümmete

Kim dahi sıkışa koşturdu ahmed’e

 

Şeriat evladır bostan yaptım cevlan

Tarikat âlî oldu gülizar seyran

 

Hakikat anka’dır uçarmış kaf’larda

Marifet eşiğin geçermiş “kul”lar da

 

“Elest” bir şaraptır Mürşidi verirmiş

Kararınca içenler mürşid olurmuş

 

Canla canan bir oldu deyu harında

Aşkımı levhe yazdı “kul” der arşında

 

İmdi ahmed yandıkça can mı canan mı

Bir olmaya vardıkça candan geçen mi

 

Perdeler hicap senin gülün gülşen mi

Gül olmağa kim vardan yoğa göçen mi

 

Çok tamah kılma dünya çeker seni de

Sert düşersin hem cehle yazar teni de

 

ahi kul ahmed senin kararın nedir

Bir kararın yoktur aşkda zarın nedir

 

Ahi ahmed için dışın yanıverdi

Yanmak ne ki saç üstünde pişiverdi

 

not: dün Samsun’a hayırlı işe (Kız istemeğe) giderken ulusoy otobüsünde yazıldı sevgili dostlar. kız çok zorda çok zorda…

ahi kul ahmed

9 Ocak 2012
Okunma
bosluk

Bağı bostan bozdurur ölüm var…

Şu dünyada ey canlar

Ağdıracak ölüm var

Bağı bostan bozdurur

Solduracak ölüm var

 

Özen bezen yapadur

Sonra şöyle kıradur

Emanetin veredur

Ödetecek ölüm var

 

Malım mülküm hesabım

Oğul uşak avradım

Yar olmadı dostlarım

Terkedecek ölüm var

 

Beni derde düşürür

Yolum belim şaşırır

Uzak yere düşürür

Varılacak ölüm var

 

Altun gümüş geçmeğe

Dostlar toprak atmağa

Sorgu sual olmağa

Yanılacak ölüm var

 

Kara yere varıla

Avratların dul kala

Eller koca olmağa

Yazılacak ölüm var

 

Ana oğul koparmış

Seven eşler nico’lmuş

Minarede ötermiş

Şakıyacak ölüm var

 

Nerde şahlar tahtıdır

Şehzadeler bahtıdır

Kullarının hanıdır

Ziyan eden ölüm var

 

Ölüm yoktur ölene

Ölmedendir ölmeğe

Burda ölen yanmağa

Yakılacak ölüm var

 

Kara kucak yaşayan

Helal haram korkmayan

Aşkı uçkur belleyen

Yanılacak ölüm var

 

Dünya bağı çok olan

Sert düşermiş oluktan

Malik mülkü unutan

Yanılacak ölüm var

 

Rahman dedi kullarım

Gezin tozun eğlenin

Lakin biraz düşünün

Varılacak ölüm var

 

Ölüm benim içindir

Ölsem Rahim dostumdur

Mahmut nuru yolumdur

Sarılacak ölüm var

 

Eller bana gülerler

Deli deyip süzerler

Ümmet benim yolumdur

Yaşanacak ölüm var

 

Kısmet olsun kaputtan

Biçtim koydum boyumdan

Nerde nasıl kaderden

Bitirecek ölüm var

 

Bülbül dilsiz olurmuş

Gülün kokmaz solarmış

Gül Muhammed beklermiş

Koşulacak ölüm var

 

Muhammed’in ümmeti

Uya dursun sünneti

Baha olsun cenneti

Sevinecek ölüm var

 

Sünnet deyu gayretli

Ümmet için şefkatli

Yaza dursun rahmetli

Olunacak ölüm var

 

Can derdine düşermiş

Canandan bir habermiş

Canı canana verseymiş

Gülünecek ölüm var

 

Ahi ahmed kaçamaz

Halden dahi bilemez

Kervan geldi göçemez

Şaşırtacak ölüm var

 

Ahi ahmed gariptir

Sünnet deyü ölüptür

Ümmet cana yetüptür

Canlanacak ölüm var

 

 

 ahi kul ahmed’e nasib

 

4 Ocak 2012
Okunma
bosluk

Notice: Undefined variable: pagingMiddleString in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/plugins/wp-page-numbers/wp-page-numbers.php on line 212

Notice: Undefined variable: pagingString in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/plugins/wp-page-numbers/wp-page-numbers.php on line 77

Notice: Undefined variable: pagingString in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/plugins/wp-page-numbers/wp-page-numbers.php on line 156
kırşehir Son Yazılar FriendFeed

Son Yorumlar


Notice: Undefined variable: pre_HTML in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/themes/seohocasiv2/sidebar.php on line 20

Notice: Undefined variable: post_HTML in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/themes/seohocasiv2/sidebar.php on line 26
cami alttan ısıtma
halı altı ısıtma
cami ısıtma
cami ısıtma