Kara gözlerine kurban olduğum
Koma beni el yerine sevdiğim
Gurbet elde kem haberin alırsam
Koma beni el diline sevdiğim
Dağların karı bağların gülü mü
Etti beni divane mi deli mi
Ayrılık elinden bağım ezik mi
Koma beni gazeline sevdiğim
Darılma sevdiğim sözümdür sana
Seni severim cefa etme bana
Al yanaktan bir buse ver sen bana
Koma beni yad eline sevdiğim
Yine esti muhabbetin yelleri
Coştu m’ola göz yaşının selleri
Garib kaldık nideydik bu illeri
Koma beni yadellere sevdiğim
Kumaş olsam arşın arşın yırtsalar
Yar beline büklüm büklüm sarsalar
Dilim söyler amma gözlerim ağlar
Koma beni ara yerde sevdiğim
Ahi kul ahmed senin bir kölendir
Al sat öldür ister ise dolandır
Ben bu aşkı nerde bulsam yamandır
Koma beni ateşine sevdiğim
ahi kul ahmed nasibidir
N’ola tacum gibi başumda götürsem daim
Kademi resmini ol hazret-i şah-ı resulün
Gül-i gülzar-ı nübüvvet o kadem sahibidir
Ahmeda durma yüzün sür kademine o gülün
Sultan I. Ahmed
NO’LA MUHAMMEDÎ
(Hz. Peygambere Aşık Ahi Kul Ahmedin Mersiyyesi)
N’ola başım gibi seni de taşısam
Beni hardan alan nuru Muhammedî
Gülşeninim güllerim seninle koksam
Ahmedî kul üzre yüzün Muhammedî
N’ola canım gibi seni de sevseydim
Beni hare sokan narı Muhammedî
Didarımın bağları seninle gülsem
Ahmedî kul üzre gülün Muhammedî
N’ola sözüm gibi seni de bilseydim
Beni senden alan nuru Muhammedî
Cennetimin köşkleri görüp bilseydim
Ahmedî kul üzre sözün Muhammedî
N’ola yarim gibi seni de sarsaydım
Beni candan eden canı Muhammedî
Cananımsın köşkleri verince gülsem
Ahmedî kul üzre köşkün Muhammedî
N’ola halim gibi seni de ağlatsam
Beni kuldan eden birr’i Muhammedî
Resulüsün ümmeti verince gülsem
Ahmedî kul üzre gül sen Muhammedî
N’ola gülüm gibi seni de dileseydim
Beni bülbül kılan gülü Muhammedî
Türkülerin neşvesi kârınca yağsam
Ahmedî kul üzre türkün Muhammedî
N’ola yıllar gibi seni de içseydim
Beni yorgun kılan ahı Muhammedî
Gözlerimin yaşları tövbede Hakşen
Ahmedî kul üzre makam Muhammedî
N’ola zikrim gibi seni de ansaydım
Beni cezbe salan şah’ı Muhammedî
Döndüğümün nirengi yıkılsa yansam
Ahmedî kul üzre ölsem Muhammedî
N’ola aşkım gibi senide yar saydım
Beni derde koyan aşk’ı Muhammedî
Sadıkınım mihengim yıkılsa düşsem
Ahmedî kul üzre kalksam Muhammedî
N’ola bilgin gibi seni de çözseydim
Beni bir de bulan dahi Muhammedî
Sorulanın şifresi verilse çözsem
Ahmedî kul üzre bilsem Muhammedî
N’ola halim gibi seni de sorsaydım
Beni hapse koyan hakkı Muhammedî
Mahpusların kapısı açılsa kalsam
Ahmedî kul üzre assam Muhammedî
N’ola cahil gibi seni de sorsaydım
Beni ilme iten “oku, Muhammedî”
Alimlerin imamı olup kıldırsam
Ahmedî kul üzre ezan Muhammedî
N’ola sırrım gibi seni de açsaydım
Beni ele veren yad-ı Muhammedî
Gizlerinin çırası yansa da görsem
Ahmedî kul üzre gizin Muhammedî
N’ola dişim gibi seni de sıksaydım
Beni sünnete koşan şer’i Muhammedî
Tarikatının yolunu söyle de bilsem
Ahmedî kul üzre erin Muhammedî
N’ola elim gibi seni de tutsaydım
Beni biat eden nebi Muhammedî
Hakikatının hükmünü bildir de ölsem
Ahmedî kul üzre hakkın Muhammedî
N’olaydı da n’olaydı hükmüm n’olaydı
Yedi düvel hükümranım hal olaydı
Resulü Zişan hükmüne ram olaydı
Ahmedî kul üzre şahın Muhammedî
Kul ahmed’im sultanın kim Ahmet midir
İki cihan üzre şahın gül gülşen midir
Bu adaşların Rahman’ı Rahim midir
Ümmetî kul üzre şaf’i Muhammedî
ilk kıta şiir Sultan 1. Ahmedin kendi şiiri olup İstanbul Sultan Ahmed meydanındaki türbe kabristanının giriş kısmının üst içe bakan tarafında beyaz mermer üzerine altuni renkte yazılı olan kıtadır. kendisi 14 yaşında tahta çıkmış, 14 sene tahtta kalıp hastalık nedeniyle vefat etmiş, 12. padişah olup 14. sırada (önceki iki defa tahta çıkış dolayısıyla) tahta çıktığı için 14 şerefeli Sultan Ahmed Camii’ni yaptırmış ve açılış ikindi namazına denk gelince cemaate dönüp “ey cemaat, içinizde ikindi namazının sünnetini ömründe hiç terketmeyen her kim var ise gelsin bu namazı kıldırsın” diye nida etmiş,
bir süre bekledikten sonra etrafındaki mollalar da dahil olmak üzere hiç kimseden ses çıkmadığını görünce öne geçip ” Elhamdülillah biz ömrümüz boyunca bu sünneti de hiç terketmedik” deyip imamete geçmiştir. Sultanın bir türlü namaza başlamadığını gören alimler mollalar sultana “Sultanım cemaat bekleyip duruyor, huzursuzlaştı, biraz acele edin” deyince Sultan Ahmed’in cevabı şöyle olur. “Bre Molla, siz benim kabeyi görmeden namaza duracağımızı mı sandınız” der. b
ir müddet sonra da namaz eda edilir. bu cami bir ihtiyaçtan ziyada Ayasofya Camii’ne kinaye olarak üstünlüğümüzü ilan etmek için onun tam karşısına yapılmıştır. kubbesi Ayasofyadan bir karış da olsa geniştir. ayasofyanın hantallılığına göre daha zariftir. konumu daha isabetli ve görünür bir yerdedir. iç direkleri de aynı şekilde zarif ve içi çini kaplama olup yabancılar “mavi cami” olarak anarlar.
Bu fakir geçtiğimiz ramazandan üç gün önce Temmuz 2011’de İstanbul’da idi ve hem eserini hem eser sahibini ziyaret edince (muhabbeti bir başka oldu mübareğin) ve yukarıdaki şiiri de görünce hemen onu not edip İstabnul-Ankara yolunda aşağıdaki mersiyyeyi kaleme almak nasib oldu. yazdırana hamdolsun.
aşık ahi kul ahmede nasibdir.
Siyah geyme tozar gider şal olur
Söyler gider Zar-ı Sultan laf olur
Güzel geçme banar gider tad olur
Söyler gider Zar-ı Sultan laf olur
Nedir hay bu benim belalı başım
Dökülmüyor bin tövbe ile yaşım
Ne günah eylesem dumanlı kaşım
Saçar gider Mah-ı Sultan güç olur
Destan oldum kem sözlere ar olmaz
Kurban oldum ham ellere yar olmaz
Saza düştüm dam evlere kar olmaz
Döker gider Ah-ı Sultan baç olur
Döşedim döşşeği yolum baş olur
Güdeyim günümü zarım taş olur
Gözlerim gördü mü yadım baş olur
Bağlar gider Yad-ı Sultan baş olur
Amanın ağalar sözüm kar etmez
Kınaman a beyler neyim var etmez
Söyleyin yiğitler canım şad etmez
Akar gider Can-ı Sultan şad olur
Dostun bahçasında güller derelim
Kimler eyleşir de eller bilelim
Ah ile ağlaşan diller çözelim
Varır gider han-ı sultan can olur
Yamandır beylerim hele elaman
Sarılır sözlerim yare gel aman
Bakışır gözlerim nice yar aman
Yanar gider Hal-i Sultan kül olur
Güzelim güzeldir yada düşmesin
Yiğidim karardır cana düşmesin
Belalım cefadır zara düşmesin
Sarar gider Yar-i Sultan gül olur
Meramım eşiktir kulluk payesi
Sofinin mihraptır beylik çaresi
Cihanın varlıktır taptık yaresi
Karar gider nar-ı sultan yar olur
Selamım ulaşır gönül tahtına
Meramım sanadır vedüd çarhına
Muhammed söyleşir ahir yangına
Boylar gider Had-i Sultan dem olur
Yaredir yaredir gönlüm yaredir
Gönüldür yanarmış canım paredir
Söyleşir dillerim eşik çaredir
Sürer gider Hükm-ü Sultan cem olur
Ahi kul ahmed hay yokluk karıdır
Sala ettim cümle nasa yâridir
Aşk-ı iman yeldirdiğim kaşıdır
Yakar gider eşk-i Sultan Bir olur
aşık ahi kul ahmed nasibidir
Gel şöyle sarılak boydan seninle
Gerdan kırıp zülfün telin saldığım
Gel şöyle sarılak tenden seninle
Sever oldum onbeşinde gül gibi
Sala verir el aleme dal gibi
Caymaz gözüm mihengine hal gibi
Gel şöyle sarılak nazdan seninle
Bir hal olmuş başa gelen çekilir
Onbeşinde güzel deyu öpülür
Koç yiğitler sunasına sarılır
Gel şöyle yumuşak lebden seninle
Dostu olan dost yoluna bakınır
Güzel sevmek yiğit harcı sayılır
Niza olmaz güzel şavkı öldürür
Gel şöyle öpüşek gülden seninle
Söyle güzellerin mahı mısın sen
Gözleri dumanlı kuğu musun sen
Al kuşakla cana deva mısın sen
Gel şöyle dolanak belden seninle
Zülfünün tellerine dolansaydım
Gürzünen hisarını bir yıksaydım
Bahası cana mı canan olsaydım
Gel şöyle değişek candan seninle
Güzel, baban duyar seni öldürür
Baha bilmez beşbin deyu tutturur
Beyden geçtim hünkâr kadı bildirir
Gel şöyle ölçüşek haydan seninle
Yağız atla kaçırsam gülüm seni
Karlı dağlar aşarım Ferhat gibi
Sen bende ben sende can cana hani
Gel şöyle katışak candan seninle
Severim güzeli nazlı olursa
Beli ince boyu dallı usulsa
Çotarım dördün cariyem sayılsa
Gel şöyle bilişek yaddan sizinle
Güzel sana düştü kavli kararım
Yüce dağlar yoktur size zararım
Pınardı gözdü sunamı ararım
Gel şöyle sevişek gözden seninle
Pazar edemedim zilli yar ile
Sardı beni cilve ile naz ile
Mehlem olmaz bir yarelik söz ile
Gel şöyle yatışak koldan seninle
Bir selam geldi de ala gözlüden
Ölür isem eğer ben bu yareden
Namazım kılsın da gitsin evvelden
Şöyle bir ayrılak Hakk’tan seninle
Ahi kul ahmedim bağlar bozarım
Akıl ahlak ile kullar yazarım
Kaç güzeli sevdi isem meramım
Gel şöyle sevişek kuldan seninle
Aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur.
Ya gel divan durayım
Ya git mecnun olayım
Bağlar soğuk alıyor
Gülüm kurban olayım
Ademe ol diyende
Nesline kul yazanda
Darına hay koşanda
Kulum kurban olayım
Ellerin bazarına
Dökülmez lisanına
Aşıklar yaranına
Canım kurban olayım
Sözüne ar bulunmaz
Nazına yar olunmaz
Sazına söz düzülmez
Dalım kurban olayım
Canımı cananıma
Halimi imanıma
Ömrümü çerağıma
Verem kurban olayım
Başımın secdesidir
Malımın zekatıdır
Ömrümün abiditir
Halim kurban olayım
Salatımı kılayım
Hayratımı vereyim
Muhammed’e koşayım
Külüm kurban olayım
Sıfat ayan eyledin
Zatı andan sırladın
Cümle boynu eyledin
Nazım kurban olayım
Azabımı çekmeden
Şarabımı içmeden
Ölmeden de ölmeden
Ölim kurban olayım
Selamımdan evladır
Merakımdan süfladır
Niyazımdan beladır
Yadım kurban olayım
Selam saldım güzele
Al kuşana beline
Yar koynumda gecele
Yarim kurban olayım
Bahar ermiş salından
Güzel yetmiş boyundan
Cümle ümmet kaşından
Ağlar kurban olayım
Yare yandım yakıldım
Ele düştüm alındım
Er kişiden sayıldım
Çağlar kurban olayım
Sofra düzdüm türlüdür
Bacıları güllüdür
Çırak kalfa ustadır
Eyler kurban olayım
Sözümden âlâ gelen
Yumuşa bela diyen
Edebi evla sayan
Beyler kurban olayım
Mecnun yazar elinden
Leyla sayar nazından
Muhabbetli yolundan
Gider kurban olayım
Bahar geçer gülünen
Güzel güler nazınan
Böyle sevda canınan
Çeker kurban olayım
Kimler geldi göçtüler
Seve seve öldüler
Candan geçip gittiler
Ölür kurban olayım
Ahi ahmed kurbandır
Canı Hakk’a kurbandır
Ümmet kaşı bundandır
Kurban kurban olayım
aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur.
Gönül ne gezersin sarp yaylalarda
Geliver ovaya el’e gidelim
Bir güzel bir yiğide yetmezmiş
Sunaları bolca il’e gidelim
Yad illerde ne güzeller var imiş
Bir yiğide onbeş güzel dar imiş
Sordurun kadıya bize kaç imiş
İmamları bolca il’e gidelim
Muhanetin köprüsünden geçilmez
Çirkinlerin testisinden içilmez
Güzellerin sadıkına doyulmaz
Avratları bolca il’e gidelim
Kalem kaşlar sürmeyle ne zalımdır
Güzel kızlar yiğit ile algındır
Benim yarim söğüt gibi salkımdır
Çemenleri bolca il’e gidelim
Gardaşım yoldaşım yanıma gelsin
Sabahım akşamım gönlümü alsın
Güzeller seçermiş boyumu görsün
Cerenleri bolca il’e gidelim
Güzel kızlar bellerinden bağlanır
Zülüfleri beliğinden örülür
Benim yarim dillerinden öpülür
Sohbetleri bolca il’e gidelim
Mani dizdim ben yarime usuldan
Dara düşmüş sülalesi malından
Üçe aldım beşe sattım karından
Harmanları bolca il’e gidelim
Güzelim güzelim bahtı güzelim
Candan geçtim yetmez imiş maralım
Vermez imiş on gardaşın vuralım
Mavzerleri bolca il’e gidelim
Güzelle yatmak bir ömür törpüsü
Soğutur koynundan canım yarısı
Akşam sabah bir istanbul türküsü
Sadakati bolca il’e gidelim
Benim yarim sallandıkça boylanır
Yalan bilmez manilerle datlanır
Huyu güzel sevildikçe allanır
Nazlıları bolca il’e gidelim
Ahi kul ahmed de güzel severmiş
Üç beş değil on güzeli kız öpmüş
Zaman gelmiş bir hatuna kul olmuş
Huzurları bolca il’e gidelim
hattat aşık ahi kul ahmede nasibdir
Darı mihnette çakıldın kaldın
Salmadın bir haber kara bahtım
Yari gurbette bıraktın geldin
Vermedin bir haber kara bahtım
*
Anla gafilsin uykuya daldın
Duymadın cananı yada saldın
El içinde gülü kime verdin
Gülmedin bir bahar kara bahtım
*
Çiçekler bahara gül açarken
Bülbül güle kırk beste dizerken
Can canana hak selam etlerken
Selamün aleyküm kara bahtım
*
Selamün aleyküm tıbtum söyle
Fedhulu ha halidin cennete
Huriler bir bir ardına döne
Aleyküm selam kara bahtım
*
kul ahmede nasib
Bağımda bostan bitmez oldu gel
Dilimde tüyler bitmez oldu gel
Baharda güller açmaz oldu gel
Gelmezsen gönül açmaz ellere
*
Gördüm ki sular çekmiş olsun gel
Sandım ki bağlar bozmuş olsun gel
Yandım ki ömür geçmiş olsun gel
Gelmezsen gönül sormaz ellere
*
Baharım bahtım hazan oldu gel
Sevabım hayrım şerre döndü gel
Sebebim sensin Mah-ı Sultan gel
Gelmezsen gönül yanmaz ellere
*
Gönlümde türlü türlü türkü, gel
Her biri türlü makam düzer gel
Davulum yaran zurna çalar gel
Gelmezsen gönül aymaz ellere
*
Salmasın salma bana çuldur gel
Söylesin yâda baha eldir gel
Kimlerin canı sana kuldur gel
Gelemezsen gönül kaymaz ellere
*
Baharın bozdum güze güldüm gel
Kaçıncı sözdür diye yazdım gel
Maniyle türkü yaylakladım gel
Gelmezsen gönül yazmaz ellere
*
Kulların günah çeki kalem gel
Gözlerin siyah sürme kalem gel
Bellerin ince sarma dolam gel
Gelmezsen gönül şehnaz ellere
*
Sevdiğim güzel ikrar bozma gel
Öptüğüm güzel inkar etme gel
Yandığım güzel karar sazda gel
Gelmezsen gönül çalmaz ellere
ahi kul ahmed