Baharlarda güller ile
Çağırayım Allah seni
Nazarlarda eller ile
Çığırayım Rahman seni
Allah: bütün esmaları içeren benzersiz, kapsamlı ismi
Rahman: esirgeyen, merhamet eden
Gökyüzünde kuşlar ile
Yeryüzünde canlar ile
Suyu bilmez mahı ile
Çığırayım Rahim seni
Rahim: Bağışlayan,
Dillerdeki Kuran ile
Muhammedli yollar ile
Danışmalı ümmet ile
Çığırayım Adil seni
Adl: Adaletli olan
Hacıları çağrı ile
Şeytanları taşlı ile
Zemzemdeki tadı ile
Çığırayım Rabbim seni
Rabb: Sahib, terbiye eden
Sabi sübyan rızkı ile
Piri fani nazı ile
Aşıkların sazı ile
Çığırayım Vedüd seni
Vedüd: Sevgili, sevgi dolu,
Ariflerin keşfi ile
Salihlerin bendi ile
Cümle ümmet yahşi ile
Çığırayım ya Nur seni
Nur: Allah yerlerin ve göklerin nurudur, yaratılışın kaynağıdır, bilinen ışığa benzemez, irade de içerir, rastgele bir ışık falan değildir.
Hem şükrullah daim ile
Ol zikrullah kaim ile
Kul hüvallah azim ile
Çığırayım Cemal seni
Cemal: Allah’ın güzel yüzünü ifade eder. fakat yaratlmışlardan farklıdır. varlığını bilmek hakktır fakat nasıl olduğu konusunda fikir yürütmek bidattır-yani uydurma ve sakıncalı bir harekettir.
Yaşamanın şartı Hakk’tan
Çoğundandır şirki hepten
Ümmetindir korku ondan
Çığırayım Selam seni
Selam: esenlik güvenlik, huzur, emniyet bildirir. Allah selamdır.
Aşıkların gözü yaşlı
Seherlerde bağrı yaslı
Baş açık ayak yalını
Çığırayım Melik seni
Muhammedin aşkı ile
Ebu Bekrin sabrı ile
Ömer Faruk adli ile
Çığırayım Aziz seni
Kuran yazan Osman ile
İlme kapı Ali ile
Canlarında feta ile
Çığırayım Alim seni
İkra diyen diller ile
Bülbül öten güller ile
Aşka düşen kullar ile
Çığırayım Kayyum seni
A’la dedim bela ile
Çıka geldim şu can ile
Her nefeste canan ile
Çığırayım Latif seni
Ömür yiter nefes ile
Sual olur hepisine
Aşık sazı ağıt ile
Çığırayım Kerim seni
Ahi ahmed beyan ide
Çağıralar anda gide
Kara yeri aklar ide
Çığırayım ya Hakk seni
Allah diyen diller ile
Gonca açmış güller ile
Gelin olmuş kızlar ile
Çığırayım Halık seni
Şakıyarak müezzinler
Namaz düşer mümin kullar
Oruç seçer Hakk’a canlar
Çığırayım Vehhab seni
Dağlar ile taşlar ile
Yazlı kışlı devran ile
Zamandaki hüsran ile
Çığırayım Baki seni
Gökte yıldız burçlar ile
İnci mercan yakut ile
Suya kanmaz mahı ile
Çığırayım Rezzak seni
Sinelerde gizler ile
Aşıkare sözler ile
Uçuşurlar kuşlar ile
Çığırayım Azim seni
Harman dane yeller ile
Düğün dernek eller ile
Yazılarda bazar ile
Çığırayım Gaffar seni
Şaha kalkmış atlar ile
Cenk eyleyen erler ile
Kafir kıran iman ile
Çığırayım Kahhar seni
Çöllerinde kervan ile
Bellerinde seyfe ile
Sırtlarında sadak ile
Çığırayım Kuddüs seni
Ahi ahmed nedir derdin
Can mı verdin canan içun
Muhabbetsiz dünya niçun
Çığırayım Halim seni
Ahi ahmed feta ile
Muhammede ümmet ile
Ümmet kaşı yiğrek düşe
Çığırayım Cebbar seni
aşık ahi kul ahmede nasibdir
Dostlarım gelin
Allah yoluna
Kurbanım gelin
Allah yoluna
Dünyanın sonu
Dutmaya kolu
Nicedir hali
Allah yoluna
İmanı kavi
Eyleye hemi
Süresi nazı
Allah yoluna
Karagün gele
Cümleyi çeke
Salasız güne
Allah yoluna
Kararır gözler
Büzülür tenler
Sen misin derler
Allah yoluna
Ağlarım eller
Güllerim kullar
Ümmetiz bizler
Allah yoluna
Sadakat eyle
Merhamet ele
Muhammed bile
Allah yoluna
Celalin dursun
Cemalin gülsün
Niyetin olsun
Allah yoluna
Dostunu seçer
Zoruna kızar
Amelsiz nider
Allah yoluna
Evvel kararmış
Gelen göçermiş
Sebep nidaymış
Allah yoluna
Kondu geldiğim
Anda öldüğüm
Ateş aldığım
Allah yoluna
Dünya mülkündü
Dostun canındı
Yitti anındı
Allah yoluna
Kararım kavi
Kardeşim ahi
Ümmetim dahi
Allah yoluna
Tevhiddir aşkım
Muhammed yolum
Şu soyha ölüm
Allah yoluna
Ağlar diriye
Kızar ikiye
Adım deliye
Allah yoluna
Kalbin pasını
Şirkin sazını
İman kazıdı
Allah yoluna
Ahi ahmedi
Öle kıymeti
Aşık eyledi
Allah yoluna
aşık ahi kul ahmede nasibdir
Her kim sever Allah’ı
Canan kılar vallahi
Afuv eyler günahı
Şu kıyamet gününde
Seni beni yaradan
Rahmet ile kuşatan
Doslarını ayıran
Şu kıyamet gününde
Buyruğunu dutasın
Kulluğunu bilesin
Hakka mahbub olasın
Şu kıyamet gününde
İhlas ile varasın
İman kavi düşesin
Şeytanlar kaçırasın
Şu kıyamet gününde
Dünya deyu aldanan
Mağrur olup güvenen
Pişman düşe mahşerden
Şu kıyamet gününde
Ben mağrur olmayayım
Nefistir kanmayayım
Yüz kara varmayayım
Şu kıyamet gününde
Bellüdür öleceğin
Yakasız giyeceğin
İttiğin bulacağın
Şu kıyamet gününde
Sanma ki ölmeyesin
Çağrıyı duymayasın
Oy nice yanmayasın
Şu kıyamet gününde
Nice zaman yatasın
Kamil isen uçasın
Gelenleri tutasın
Şu kıyamet gününde
Gafil olma ateşten
Zulme çalar nefisten
Şeytan dahi tamudan
Şu kıyamet gününde
Bu dünya göçerlerin
Ettiğini bulanların
Kardaştan kaçanların
Şu kıyamet gününde
Hakk yolunun kucağı
Muhammed’in ocağı
Şefaatin veraı
Şu kıyamet gününde
Hakk sözünü tuttun mu
Helal haram yuttun mu
Muhammed’e uydun mu
Şu kıyamet gününde
Dört kitabın manisi
Hakk’a varır hepisi
Yazmaz dünya tapusu
Şu kıyamet gününde
İsrafil’in suruna
Kalanlar çağrıla
Gökten zulmetler yağa
Şu kıyamet gününde
Dünyadaki işlerin
Avrat evlat düşlerin
Amel nedir bilmedin
Şu kıyamet gününde
Bilen bilmeyen gele
Saflar ile düzüle
Defterleri verile
Şu kıyamet gününde
Defter defter defterim
Kantar çekmez işlerim
Kurtar deyu beklerim
Şu kıyamet gününde
Amelsiz gidilir mi
Soya güvenilir mi
Kusurum canım mı
Şu kıyamet gününde
Arifler sual olmaz
Aşığa huri vermez
Suçlular nefes almaz
Şu kıyamet gününde
Haktan yana çalasın
Sünnet ile varasın
Ölmeden de ölesin
Şu kıyamet gününde
Seherlerde kalkanlar
Fakirlerle yunanlar
Varı yoğa satanlar
Şu kıyamet gününde
Tevhid ile imanı
Zalimlere nizaı
Hurilerin selamı
Şu kıyamet gününde
Ahi kul ahmed neyler
Dost suali zor eyler
Sıratta cümle ağlar
Şu kıyamet gününde
Ağla ahmedim ağla
Ümmet sıratta hala
Ya Muhammed Mustafa
Şu kıyamet gününde
aşık ahi kul ahmede nasibdir.
Evvel ahir çekesi
Gönüller hediyesi
Dört kitabın diyesi
La ilahe illallah
Kuran’da yazılıdır
Ümmet kim dokuludur
Aşıklar yangısıdır
La ilahe illallah
Gönüllerin sırrıdır
Acizlerin kulpudur
Muhtac olmaz şerridir
La ilahe illallah
Sabah akşam okunur
Evvel ahir döşenir
Arşa dahi çıkılır
La ilahe illallah
Dostu dosta buldurur
Düşman olsa bildirir
Asan deyu yazdırır
La ilahe illallah
Bahası candır yane
Esma-ı tevhid hale
İsmi a’zam niyaze
La ilahe illallah
Ağlar günahkar ağlar
Kalpler paslanmış neyler
Bilse tevhidi oynar
La ilahe illallah
Dağlar taşlar kül ola
Yazlar kışlar bir ola
Sultanlar kim kul ola
La ilahe illallah
Gönül bu iner çıkar
Rahmet bir nice yağar
Aşk oluban denk düşer
La ilahe illallah
Erenleri alp kıldık
Kılıcını zor ettik
Baha diye aşk yazdık
La ilahe illallah
Yerin göğün direği
Dağlar taşlar mihengi
Yazın kışın çerağı
La ilahe illallah
Dünya için baş ola
Sözlerime can ola
Ahireti hoş kıla
La ilahe illallah
Adem çıktı cennetten
Daim itti tevhidden
Kurtlar kuşlar ömürden
La ilahe illallah
Aşık ahmed bi çare
Senden bana bi çare
Gönüllere bu çare
La ilahe illallah
hadis: kelime-i tevhid, imanınızı artırır..” imanınızı tazeleyiniz”
aşık ahi kul ahmed
Çıktım yüğseğine seyran eyledim
Gördüm ki ak sarıklı ins perişan
Bir ataş vurdu da yandım ağladım
Erdim ki ak varaklı din perişan
Hayal oldu cübbe sarık bilinmez
Giyer isen kaldır bunu denilmez
İmam deyu cehle sala verilmez
Sordum ki beş direkli din perişan
Yıkılmış mana Mushaflar öpülür
Muhammed ölmüş ümmeti şaşırır
Başolmuş şeytan cahiller sarılır
Baktım ki nur beşikli din perişan
Susmuş alim ölsün daha beklerler
İlim ölmüş para düşler esnaflar
Cehli yol eylemiş şeytan kılıklar
Yazdım ki kıç baştalı din perişan
Dağılmış zülüfler tarak geçirmez
Yareler azıtmış mehlem yetişmez
Arifler göçetmiş şeytan kaçırmaz
Yordum ki Hakk düşeli din perişan
Yarimin güllerini soğuk almış
Sadrıma sardığım alim ölürmüş
Ölen kim cahiller bayram edermiş
Kurban ki kes alimi din perişan
Sorarım dağları bağrın açar mı
Cahilden kaçarım beni basar mı
Yar ile sohbetim cana düşer mi
Devran ki kin saralı din perişan
Benim gördüğümü körler görürmüş
Benim inancıma ahraz gelirmiş
Bağ-ı irfanımı cehle yazarmış
Etek ki şer saralı din perişan
Ahi kul ahmedim ağlar ümmetim
Güzele ümmet der çiğdem sayarım
İslam oldum Hakk’a canan düşerim
Canan ki od saralı din perişan
Not: bu şiir Büyük Çarşıdaki camiden kovulmamız üzerine yazdığımız ikinci taşlamadır. sorun daha derinde görünmektedir dostlar derinde…
Yüreğim yaralı dostlar yüreğim yaralı. Rahman’ın huzuruna vardığımızda onun dinini nasıl ve ne kadar savunduğumuzu, müslümanları ümmet teknesinde ne kadar yüzdürdüğümüzü ve sevdiğimizi, onlara ne kadar fedakarlık yaptığımızı hangi yüzle anlatacağız dostlar.. söyleyin bana söyleyin.. malımdan zaten geçmiştim canımdan vereyim.. etimin hangi dilimini hangi ümmet ister vereyim.. siz kasap olun..
aşık ahi kul ahmede nasibdir
Senin içun seni sevdiğim güzel
Çifte benlerine nazar değer mi
Canı cana katıp öldüğüm güzel
Bahar güllerine soğuk düşer mi
Bir dost ararım da güzelden olsun
Daşa yaslanırım da topraktan çıksın
Güle darıldım da dikenden geçsin
Dostun tandırına hedik düşer mi
Baharı kışa kattım gül kokmadı
Deliyi başa yazdım hiç eyledi
Divane oldum Hakk’ta “bir” olmadı
Hakk’ın zatına da “gayri” düşer mi
İmanın yok mudur yürek döyerken
Cemalin ay mıdır hal üzre iken
Güzel yaratırmış “Güzel” giz iken
Böyle azaba da sadık düşer mi
Eğilir dallarım toprak yakîndir
Alçağa konarım güzel başımdır
Nice bahtı kara kader dostumdur
Bağ-ı irfanıma ümmet düşer mi
Kaç güzele yandım murat almadım
Bir çirkine düştüm ayna vermedim
En son şu zalime iman sormadım
Güzel yaradan da zalim düşer mi
Yanarım yanarım ağlar yanarım
Mor çiçekli ala dağlar aşarım
Lale sümbül gülden kullar çalarım
Canan dererim de Leyla düşer mi
Yan göğnüm bahar eyyamı gecikti
Bülbül güle düştü benzi karahtı
Güzel diye döndüm nar-ı cemaldi
Kahır çekerim de ben’e düşer mi
Ellerim duadır sana ağıtım
Söylerim kelamdır sana indiğim
Sözüme tel misin zülfün gerdiğim
Çala dururum da uşşak düşer mi
Kararım yoktur a gülüm efendim
Mihrabım kıldım çare kıblegahım
Cihan-ı kudrette güzel sultanım
Bazar eylerim de karar düşer mi
Yuka olur aşıkların bağırı
Zalim olur güzellerin nazarı
Çatal olur yiğitlerin yüreği
Varır deşerim de boran düşer mi
Yüce dağın ardı sıra gidilmez
Eteğinde göven ördek vurulmaz
Onbeşinde körpe gelin geçilmez
Alır kaçarım da attan düşer mi
Dumanı batasıca ala dağlar
Babal mı aldın depende yol eğler
Yörük yaylasında güzeller ağlar
Gider isterim de şarttan düşer mi
Kokarsın burcu burcu gül içinde
Bakarsın nazlı nazlı el içinde
Söyletmen beni onbir saz içinde
Beler koynuma da kızdan düşer mi
Ahi kul ahmed de yanar yakılır
Güzel sarmayınan yiğit olunur
Üç yüz atlı beş yüz yaya döğüşür
Güzel uğruna da candan düşer mi
.
ahi kul ahmede nasibdir
Şu dünyada ey canlar
Ağdıracak ölüm var
Bağı bostan bozdurur
Solduracak ölüm var
Özen bezen yapadur
Sonra şöyle kıradur
Emanetin veredur
Ödetecek ölüm var
Malım mülküm hesabım
Oğul uşak avradım
Yar olmadı dostlarım
Terkedecek ölüm var
Beni derde düşürür
Yolum belim şaşırır
Uzak yere düşürür
Varılacak ölüm var
Altun gümüş geçmeğe
Dostlar toprak atmağa
Sorgu sual olmağa
Yanılacak ölüm var
Kara yere varıla
Avratların dul kala
Eller koca olmağa
Yazılacak ölüm var
Ana oğul koparmış
Seven eşler nico’lmuş
Minarede ötermiş
Şakıyacak ölüm var
Nerde şahlar tahtıdır
Şehzadeler bahtıdır
Kullarının hanıdır
Ziyan eden ölüm var
Ölüm yoktur ölene
Ölmedendir ölmeğe
Burda ölen yanmağa
Yakılacak ölüm var
Kara kucak yaşayan
Helal haram korkmayan
Aşkı uçkur belleyen
Yanılacak ölüm var
Dünya bağı çok olan
Sert düşermiş oluktan
Malik mülkü unutan
Yanılacak ölüm var
Rahman dedi kullarım
Gezin tozun eğlenin
Lakin biraz düşünün
Varılacak ölüm var
Ölüm benim içindir
Ölsem Rahim dostumdur
Mahmut nuru yolumdur
Sarılacak ölüm var
Eller bana gülerler
Deli deyip süzerler
Ümmet benim yolumdur
Yaşanacak ölüm var
Kısmet olsun kaputtan
Biçtim koydum boyumdan
Nerde nasıl kaderden
Bitirecek ölüm var
Bülbül dilsiz olurmuş
Gülün kokmaz solarmış
Gül Muhammed beklermiş
Koşulacak ölüm var
Muhammed’in ümmeti
Uya dursun sünneti
Baha olsun cenneti
Sevinecek ölüm var
Sünnet deyu gayretli
Ümmet için şefkatli
Yaza dursun rahmetli
Olunacak ölüm var
Can derdine düşermiş
Canandan bir habermiş
Canı canana verseymiş
Gülünecek ölüm var
Ahi ahmed kaçamaz
Halden dahi bilemez
Kervan geldi göçemez
Şaşırtacak ölüm var
Ahi ahmed gariptir
Sünnet deyü ölüptür
Ümmet cana yetüptür
Canlanacak ölüm var
ahi kul ahmed’e nasib
Riyaset eyle, talip aşık olasın
Teberrük eyle güzel sözüm tutasın
Kan revan eyle, yaşlı gözler uykusuz
Teberrük demi kamil sözü bilesin
Bu ne iştir ki taliplerde yok ihlas
Teberrük ola kamil kim Hızır-İlyas
Bir mürşide er durup deme gavs-gıyas
Teberrük şundan beri ol, ümmet kıyas
“Talibim” deyu ortaya çıkarlar hem
“Teberrük” der de namahreme bakar hem
Gönüllerde saflık a’raz olmuş kirden
Teberrük bilmez, kişi malı yemekten
“Hizmetim kavi” deyip “talip” yazdırır
Teberük ne, haramı helal yazdırır
Gözlerinde yaş yoğken ümmet saydırır
Teberrük etmez, halk içinde sövdürür
Zahidlik kime kaldı, ağlar yaşı yok
Teberrük kılmaz gönlü gamsız cevr-u yok
Her hilesi bir çıkara vara dursun
Teberrük kılmaz, Hüda’ya çıkadursun
Gönül nur olmayınca “talibim” deme
Teberrük talibedir ki inci neme
Ol taliplerin Hakk’a açılır sırrı
Teberrük sırradır ki aşktan olur nuru
Sufiye benzer de kıyametten korkmaz
Teberrük etmez de helal haram üzmez
Riyadır tesbihi cümleyi kandıra
Teberrük için gözyaşı dökmez Hakk’a
Hak rızası, aşk derdini bilseydiniz
Mahşerde rezil olup aşk neyleseniz
Aşka düşen Hakk cemalin görür imiş
Sarhoş olup “Hu” zikri vuslatın imiş
Hakk’tan dilerim Hakk yoluna geleni
Şeytan yarandır şer yoluna varanı
Şer yolundan çaldım Hakk yoluna saldım
Mustafa’ya müştak oldum biat sundum
Süslü evlerde ahir zaman ümmeti
Nefs ve heva bozar anın huy örfünü
Şan ve şöhretle dik tutarmış boynunu
Ten ve nefs bilmezmiş edep kıl kârını
Dünya fani bilmeyenler bu ümmetin
İbret almaz neyi olur gidenlerin
Gözle görüp iliştirmez erenlerin
Nazara girip sakınmaz haramların
Doğru yolu kim terkeder şeytan yardır
Pîrim diye etek tutmak lanet şerdir
Sabah akşam lanet çarhı ile görüşe
Şeytan dost edinir kulunu işrete
İman ile İslam’a gül çiçek ahmed
Ölmem diye mevlaya bir kader rahmet
Ömür aktı gitti ey gafil zamandan
Kaç bahar yaşadın sen gül-ü çemenden
Vakt erişe emanet uçmağa dura
Can verende lanetli şeytan pir ola
İmana talep kılar rüşvetle şeytan
Gönül halini sormaya varmaz candan
Tövbe yoktur gayri Mevla kabul etsin
Allah demek yetmez Rahman elin tutsun
İsyan ile cürme yol almakta başsın
Bu düğümü bir pire varmakla çözsün
Ey ahi ahmed kaç pirden el aldın sen
Kaçını zayi ettin şeytana gülşen
Perdeler hicap güller eyvanda koksun
Rahman’ın derdi kullar arşında gülsün
“Kul ahmed” sözünü cehle açmaz imiş
Cahilin pulu “ahi”ye geçmez imiş
ahi kul ahmed’e nasib
Bu dünyaya gelenlerin
Gitmeyeni kalmaz imiş
Yükü ağır çekenlerin
Ahir işi onmaz imiş
Önce gelen ademleri
Yer altına girenleri
Hallerine erenleri
Burda olan bilmez imiş
Vara vara vardım sine
Haber sordum hepisine
Cevap vermez eyisi de
Bu dil orda geçmez imiş
Kamusu hem ölüdürler
Eller dahi bağlıdırlar
Mü’min olmam diler bunlar
Mü’min olan ölmez imiş
Kafir ile münafığın
Yandığını gördüm aman
Cehennemde yatar galan
Hiç de soluk almaz imiş
Dilince söyler garibler
Hallerini bildirirler
Halil olmağı öğütler
Halil olan yanmaz imiş
Can bedende bir kuş imiş
Uçmadan “bir yana” imiş
Ahir illerde uçsa hoş
Gayri kazanç olmaz imiş
Ne amelin varsa söyle
Getirdiğin kâra geçe
Burda gafil olan kimse
Orda azad olmaz imiş
Bağım bahçem viran olur
Oğul uşak yalan olur
Malım mülküm talan olur
Altın gümüş geçmez imiş
İki kapılı handır bu
Gelen gider kervandır bu
Mü’min kula seyrandır bu
Kafir olan kanmaz imiş
İşte geldim gidiyorum
Gözüm açtım göçüyorum
Altı metre biçiyorum
Biçmem diyen gülmez imiş
Bugün geldim yarın yokum
Ateş aldım aç mı tokum
Ben bu işten ne anladım
Gitmem diyen olmaz imiş
Ağlar isen aşka ağla
Aşka düşen ümmet kula
Kulu isen rahmet kıla
Aşkda yanan solmaz imiş
Ahi ahmed söyler durur
Okuduğun erler tuttur
Zalim kullar alim midir
Hakk’da rahmet kılmaz imiş
ahi kul ahmed
Ecel oku erdi cana
Canan yayı gergin dostlar
Gafil oldum kaldım yaya
Canan yayı girgin dostlar
Unut Hakk’ı oldur sultan
Eğri doğru vardan yoktan
Emanetti aldı candan
Canan hayyı solgun dostlar
Can boğaza kement ata
Elif iken ba’ya koşa
Yokuş geldi gevher döke
Canan deyu yoklar dostlar
Nazlı nazlı yürür idin
Kamu alem sürür idin
Kara defter yazar idin
Canan yazdı kara dostlar
Adın kazırlar defterden
Canın çekerler teninden
Kara düzenler ölümden
Canan der ki canın dostlar
Kabir sıka dört bir yandan
Amel getir bana senden
Yoksa yiye çıyan kurttan
Canan sordu kavi dostlar
Mü’min kullar hoşluk ile
Cevap vere güller ile
Huri gılman hizmet ede
Canan nuru bize dostlar
Münafıklar şaşkın ola
Rabbim kim ki diye haşa
Kulak topuz yiye anda
Canan vurdu çifte dostlar
Kafir ise zoka yermiş
Sorgu sual bilmez imiş
İmdat için iman etmiş
Canan bunu neyler dostlar
Bağ-ı bahçen viran olur
Beden dahi çeker durur
Cümle dostlar koşar gelir
Canan bolca toprak dostlar
Evlat uşak suyun döker
Üç beş adım döner gider
Varsa aşkın gelir söyler
Canan aşkı candan dostlar
Gülüm dalında mı kaldı
Elim ah uzandı düştü
Dünya sandım benim oldu
Canan n’ola kaydı dostlar
Gaflet ile geçti ömür
Namaz niyaz kaldı “devir”
Canım nitsin sorgu ağır
Canan diye imdat dostlar
Halik yarattı doğum ölüm
Alnıma çaktı hem mührüm
Hiç bilmedim ne var yarın
Canan dahi heyhat dostlar
Ahi ahmed kuldur paşa
Zabah ağşam aşka düşe
Ağlar ise ümmet uça
Canan sırrı ”kul”dur dostlar
ahi kul ahmede nasib