Bugün ben bir güzele rastladımdı
Beliği kıvrım kıvrım örgü imiş
Bakmaz yüzüme ele mi saydıydı
Bakmayınca gözler ayrılmaz imiş
Bre güzel dön hele bir bu yana
Bak şu sana yanmış aymaz kuluna
Ne çare ki düştüm senin ağına
Düşmeyince yarden ayrılmaz imiş
Bahar mısın gonca güller açılmış
Benim göğnüm sana yanmış yakılmış
Baha ister sana eller uzanmış
İsteyince elden ayrılmaz imiş
Güzel ile sohbet etmek güzeldir
Güzel gül elinde de ne güzeldir
Güzel seninle ömrüm ne uzundur
Artar ömrüm gayri de ölmez imiş
Sana sözüm akça gelin zor imiş
Ak gerdana altun akçe takışmış
İnce bele al kuşağı sarılmış
Sarılan bellerden ayrılmaz imiş
El ettim kaş attım bana yar olmaz
Canı versem can üstüne bir olmaz
Dahası yok yar üstüne yar olmaz
Yar üstüne yar seven onmaz imiş
Ala güzel sana nettim neyledim
Hele bir de şu yanıma bakmadın
Ele güldün bu aşığı takmadın
Ele güne derdin yorulmaz imiş
Ne etsem neylesem olmuyor gözüm
Dert eyledim seni doluyor gözüm
Kısmetse gelirmiş ne talihsizim
Talih bir kepçeden ayrılmaz imiş
Nasibse gelir Hint’ten Yemen’den
Nasip değilse ne gelirmiş elden
Gel sen vazgeçme şu garip kulundan
Gariblerde kulluk kanılmaz imiş
Alalım da şu ahudan alalım
A hu zarım kalmasın da maralım
Ahirete kalmasın da yanalım
Burda yanan da orda yanmaz imiş
Öyle olsun güzelim öyle olsun
Bilinmedik yerlere yolum düşsün
Seni almaz isem de ahdim olsun
Ahdinde durmayan da namert imiş
Güzel anan baban yok mu bilelim
Beylerinden de seni isteyelim
Beş bin yetmez ise daha verelim
Kantarın çeki altun akçe imiş
Su geldi teyemmüm bozuldu dersin
Başa gelmedik iş açıldı dersin
Bana da namahrem olur mu dersin
Mahrem olmaya gönlü var imiş
Güzel ne zormuş da kavli kararın
Yaktı beni de cilve ile nazın
Sonunda bir namazlık saltanatın
Padişahı kuldan sorulmaz imiş
Ahi ahmedin canı da daralmış
Bir güzele de on türkü yakarmış
Varma güzel varma ahdim kalırmış
Ahdim almaya can dayanmaz imiş
aşık ahi kul ahmede nasib olmuştur
aşağıdaki öğütler her iki velinin karma öğütleri olarak tarafımızdan oluşturulmuştur.
OKU (her yerde her şeyi, hep oku sonuç çıkar, ne okuduğunu anla. Allah aptalları sevmez, onun için akıllı ol. akıllı olmak için okuyarak cehalet pisliğini gider. akıl, uzak olan ahireti düşününce ancak güzel davranır. ahiret imanı olmayanın güzel ahlaklı olması zordur. şehit bile karşılığında huri ister. karşılıksız güzelliği sadece havvaslar yapar )
BİLDİKLERİNLE AMEL ET (Bilmediğini bırak, ama öğrenmeye devam et, atalarının dinini bırak. dine yeni gelmiş gibi, Kuran yeni inmiş gibi, Allah konuşuyor gibi, Cebrail söylüyor gibi, Muhammed as uyguluyor gibibir aşık Allah’a aşık olmuş gibi Kuran dinle, sakın ölü gibi olma, amelinin niyetini sevaba değil Allahın muhabbet ve rızasına yönelt.)
İNSAN OL, SAMİMİ OL, ADİL OL (iyilikten önce adalet ediniz. Örneğin yarı yola kadar oturup daha sonra ayağa kalkmak adalettir. Siz önce bir kalkın. Yaşlıya yer vermeğe gerek kalmaz o zaman)
SIR TUT (Özelinizi paylaşmayın. En önemli sır budur.ve kötü zamanda karşınıza çıkar, günahlarınızı da anlatmayın affolmuşken tekrar yüklenirsiniz)
SU-İ ZAN DA İSABET EDECEĞİNE, HÜSN-Ü ZAN DA YANIL (bilmediğin bir şeyde iyi niyetli tahmin yapmak zorundasın. Veya bilmiyorum de. Bu sizi kırk beladan kurtarır)
ELİN KAPIN SOFRAN AÇIK OLSUN (Biraz ahlaklı AHİ ol ki ahretin mamur olsun)
DİLİNE SAHİP OL (belanın büyüğü buradan gelir, sahip olmak daha önce nefsi hastalıkları ıslah etmeye bakar, riyakar bir adamın dilini tutması asla mümkün olmaz. Edep te susma kapısından konuşma kapısına geçilir.)
İNCİNSENDE İNCİTME
Aşık der incidenden
İncinme incidenden
Kemalde noksan imiş
İncinen incidenden (Alvarlı efe)
HER NE ARARSAN KENDİNDE ARA (hazineyi de kabahati de kendinde ara. Kadere TAŞ ATMA. Allaha değer sonra. )
DAĞITAN DEĞİL, TOPARLAYAN OL (Kalabalıklara iltifat etme, sadıklar sakin yerlerde olur. Onları nezih yerlerde ara. Onların yanında toplayan olabilirsin)
DENGE VE DÜZEN TUTTURAN OL (Allahın koyduğu mizanı bozma. Her şey bir denge ve düzen üzerine yaratıldı. İnsanın taşıyacağı şeyler bellidir. Bunu aşma. Düzen bir kurgudur. Bunu güzellik üzerine kur. O zaman ayakta durur
BOŞA DEĞİL, DOLUYA BAK (insanlarda kusur arama, kusur arayan Allah’ta da kusur arar. Bu Kuran’da da Allah’ın emri budur. Bu tavır size sevgi akışınıda sağlar. İnsanlar boşa bakanları sevmez)
GÜLER YÜZLÜ, TATLI DİLLİ OL (işin özü güzel ahlaklı ol. Bu peygamber ahlakıdır. Bir de bizim –aşık- ahlakımızdır.
DAİMA HAK SÖYLE, GÜZEL AHLAKLI OL (hakk söylemiyorsanız bari SUSUNUZ. Güzel ahlak sahibi olanlar cennette Allah rızası üzere en iyi yerde Muhammed’e as komşu olurlar.
AFFEDİCİ OL, SABIRLI OL, TEVAZU SAHİBİ OL (Affetmek bir kişiliktir. Edinmeyen yapamaz. İnsanlıktır. Allah’ım çok merhametli olma babam namaz kılmayacak sonra. Sabır kanaatle beraber yürür. Kanaatsizlerin sabrettiği görülmemiştir. Tevazu da kanaatle yürür. Yokluğa sabır kişiyi tevazuya iter. fakirin kibrini Allah sevmez.)
Sevgili okurlar.
İyi insan olmak için yalnızca kendi tasdikiniz yetmez. Toplumsal ilişkileriniz güçlü olmalı, diğer insanlara karşı duyarlılığınız yüksek olmalı ve başka insanların dertleriyle dertlenebilecek özelliklere sahip olmanız gereklidir.
İletişim kurallarına göre 3Y’yi (yok, yavaş, yarın) hayatımızdan olukça çıkarıp, 3Z’yi (zerafet, ziyaret, ziyafet) hayatımızın odağına yerleştirmemiz bizim iyi insan ya da güzel insan olmamıza önemli katkılar sağlayacaktır.
Eveti bol olan, hayırı az yani yoku az olan kimse daha mutlu ve huzurlu olur. İnsanlara karşı “yok olmaz” “hele bir yarın olsun da bakalım” ya da “acelen ne? Yavaş yavaş işin hallolur” şeklinde cevaplar vermek, bir başka deyişle “işi yokuşa sürmek” hem başkasını ve hem de bizi mutlu etmeyecektir.
Güzel insanlar süzme bir nezaket ve ince bir zerafet özelliği ile hemen fark edilirler. Muhatabınıza karşı son derece saygılı, zarif ve kibar davranmaları onları yücelten en önemli vasıflarıdır desek yanılmış olur muyuz? Elbette hayır.
Bu insanların bir diğer özelliği ikili ilişkilere yani ziyarete önem vermeleridir. Çünkü bu tür insanlar arkadaşlarına karşı vefalı ve sadıktırlar. Dostlarını ihmal etmez, ziyaret edip işi olsun olmasın hatır sorarlar. Tanıdıkları ya da tanımadıkları hiçbir kimseye karşılık beklemeksizin ziyaret ederek onlara değer verdiklerini gösterirler. Buradaki kural şudur: “mutlu ederek mutlu ol” kuralıdır.
3Z kuralının sonuncusu ziyafettir. İyiliğin ve güzelliğin yarısını güzel ve hikmetli sözler içeren sohbet oluştururken diğer yarısını iltifat (yemek yedirme, ziyafet) oluşturur.
Hikmetli bir deyişle özetleyecek olursak “sohbet unutulabilir ama iltifat asla unutulmaz” bu yüzden güzel insanlar beraber çalıştıkları kimselere, komşulara ve fakirlere ziyafet vererek gönül yaparlar..Yapılan gönüllerin etrafımızda güleryüzlü olarak dolaşmaları elbette bizim iyiliğimize de katkıda bulunacaktır. Size doğru dönen iyiliklerin kaynağında da zaten siz olduğunuza göre iyilikten iyilik doğmuş ya da güzel insandan sevilen insan doğmuş veya sevilen güzel insan olduğunuz açık demektir böylece…..
aşık ahi kul ahmed
Neler çektim şu göğnümün elinden
Benim varmadığım eller mi kaldı
Bahar gelir şu mevsimin düşünden
Benim esmediğim yeller mi kaldı
Kılıçözü gibi akıp kıvrılsam
Ayrık otu gibi sarıp örülsem
Bir gelinin leblerine yakılsam
Benim sarmadığım güzel mi kaldı
Al yanaktan allar giyer hâreli
Bir gönülden eğlen sunam kâreli
Gül benizden güller açar goncalı
Benim dermediğim güller mi kaldı
Cevru cefanı da çeker olaydım
Başa gelmedik hallere kalaydım
Kollarımda hayalini çalaydım
Benim ölçmediğim beller mi kaldı
Kırklar yediler söyleşir dilinen
Arşa çıkar mahbub olur yadınan
Kimselere nazar etmez arınan
Benim açmadığım sırlar mı kaldı
Ümmet deyu kullar arar hasından
Bir adıma baha biçer gülünden
Sıdkı kavi ise yazar canından
Benim yanmadığım kullar mı kaldı
Ahi kul ahmed kavgası cehlinen
Sohbet kılar türlü türlü sözünen
Postu yoktur başa durmaz sazınan
Benim susmadığım şerler mi kaldı
ahi kul ahmed’e nasib
Evvel bahar ermeyince
Evvel bahar ermeyince
Kırmızı gül açmaz imiş
Kırmızı gül açmayınca
Gonca diye kokmaz imiş
Bahar baçı güller imiş
Gül bahayı aşk eylemiş
Aşkın sazı bülbül ötmüş
Bülbül gülsüz yatmaz imiş
Bülbül güle aşık imiş
Aşık ne ki ölür imiş
Ölmeden evvel ölseymiş
İnsan oğlu ölmezmiş
Gül bahardan azad imiş
Evvel nazar gonca imiş
Gonca Hakk’ın fehmi imiş
Fehme eren yanmaz imiş
Kır çiçekli ala dağlar
Lale sümbül çiğdem eğler
Yazıdaki oğlak söyler
Cana bülbül ayvaz imiş
Er baharda bağım gülşen
Gül dedimse kastım aşktan
Bülbül kimmiş benim canan
Canın sunan ölmez imiş
* * *
Şahin olsam ne çıkar bundan
İlim arzu edenlerindir
Arzu etsem ne çıkar bundan
Alim arzu edenlerdir
Sazı olsam ne çıkar bundan
İlme gönül vermem veremem
Arzu diye gece ölemem
Ben bir arzu ile yaşarım
Canı olsam ne çıkar bundan
Mesaj alındı yaşlan beyim
Bilmez kimse hem arzu halim
Sohbetimiz var arzu canın
Canan olsam ne çıkar bundan
Bize şahın nazarı gerek
Karga değiliz sekecek
Taksam cırnamı can verilcek
Şahin olsam ne çıkar bundan
* * *
Bağlar başı
Bağlar başı yeller nazı
Çıka geldi ömrüm varı
Çala dursam ömrür sazı
Gönül çarhı ferman bilmez
Bağlar başı candan öte
Canan bekler candan geçe
Vara dursam neyden geçe
Gönül çarhı “ben”den bilmez
Bağlar başı sevda baçı
Etse eydür can niyazı
Gönül sazı canan nazı
Gönül çarhı eyvan bilmez
Bağlar başı dağlar kaşı
Yollar aşar dağdan âri
Benim yarim kimden eğri
Gönül çarhı zordan bilmez
Bağlar başı güller kârı
Aça dursa gonca gülü
Gülüm bilmez canan beni
Gönül çarhı candan bilmez
Bağlar başı eller kârı
Koka dursa gülüm zari
Bülbül güle yansa dahi
Gönül çarhı neyden bilmez
ahi kul ahmed’e nasib