Berekettir nice iş
İman kavi tevhid hoş
La ilahe illallah
Canu gönülden yada
Kaygulardan azade
Gönlüm kılar asane
La ilahe illallah
Gülü gülşeni açar
Gülden yaranlar yazar
Onca sırra aşikar
La ilahe illallah
Derdi gönülden siler
Azı çoğundan sayar
Arşu alaya çeker
La ilahe illallah
Güven eyler korkudan
Nuru salar ardından
Şeriatın yolundan
La ilahe illallah
Seni sana bildiren
Ölmüş iken onduran
Sorgu sual yetiren
La ilahe illallah
Allah’ı zikredelim
İmanı pak idelüm
Saf kalp ile diyelüm
La ilahe illallah
Taatım sana Rahman
Afüv kıla sen sultan
Sevab üzre günahtan
La ilahe illallah
Daim kullar sehv eyler
Hatasını yük eyler
Kerim üste ver eyler
La ilahe illallah
Aşık ol gel meydana
Candan geç sen canana
Rahman kılar yarana
La ilahe illallah
Can gözüm açtı tevhid
Hem arşa Burak tevhid
Hem kış hem yaz it tevhid
La ilahe illallah
Şeytanlar uzak olsun
Uzak ne merdud olsun
Müminler gazap kılsın
La ilahe illallah
Bu gözlere nur verdin
Gönüllere sevinç erdin
Bu gönüle seni yazdın
La ilahe illallah
Canı sattım meccane
Canan kıldım her cane
Baha eyler kim yare
La ilahe illallah
Ahmed tevhid kanmadı
Boşa Behlül olmadı
Hakk’tan gayri bilmedi
La ilahe illallah
aşık ahi kul ahmed
Kabe bilmez imiş sırrımız nihan
Tavaf eyler imiş varanlar cihan
Taş oladır anlamaya gönlümü
Helak mıdır döndü şerre sıdkımı
Ya Beytullah nerden aldı nurunu
Temiz olmuş pak eyler kim kulunu
Yemin kıldım perde yoktur Rahman’a
Baha kıldım candan olam sırrına
Celalimin şavkı Kabe mihengi
Ay tutulmadı hem gönül nirengi
Kim velidir adı varır divane
Kim delidir aklı satar meccane
Verir mi bir “siyah taş”a sırrını
Mahbub kılar mı bir öpmek aşkını
Zatın bilinmezdi derse ki “kesif”
Sıdkı sadıkların özlerdi “latif”
Bilmez cehlimiş kim kesfe meyleder
Bilse ehlimiş kim ”latif” lütfeder
Hem tanır hem eyler vakit yanında
Rahim, Rauf Allah dosttur canında
Kalkıp ayağa doğrulsa görülmez
Tavaftan tahrife zatın bilinmez
Benden bir müjdedir konuk canlara
Güven ve teminat O’ndan kullara
Kavuşmakla ferah kılar dostunu
Yaşar isem temiz kılar urbamı
Beytullah’ı tavaf eyler bilmezmiş
Şeriatın sırrı dahi gaybimiş
Daha nice var ki yasa, delildi
Onlar keşf gözüdür körlük zelildi
Ölmüşü dirinin tavafı züldür
Yoğ imiş diri gibi bilge haldir
Tecelliden bir nur zatı âliden
Melekten uzak insanı haliden
Anla ki bu iş bir gaybdir söylenen
Keşf ve tahkik diriydi hem görünen
ahi kul ahmed canın sır eylersin
Kabe midir taşa ayan eylersin
Mana gönlün taş mıdır varırsın sen
Taş gönlün yakut mudur ağlarsın sen
Ağladığın “latif”dir taştan âri
Ahdin “bela” kıl sen yakuttan âri
Açıklama:
-Nihan: gizli
-miheng: ölçü alınan
-nirengi: denge noktası
-meccane: bedava
mahbub:sevgili
-kesif:maddi ve yoğun
-latif:görülmeyen, tanımlanamayan, her tarafta bulunabilen, nurani (Allah Latif bir varlıktır)
-cehl:cahillik
-urba:elbise, şiirde urba din ve takva anlamında kullanılmıştır.
-keşf:kişinin mesafe alarak bazı olağanüstülüklere vakıf olması, farketmesi, sırrını anlaması,
-zül:aşağı olup adi sayılan,
-ahdin bela kılınması: kalü belada insanlar Allah’a söz vermeleri “Bela”dır. bu ahdini yeniden “bela” diyerek gerçekleştir deniyor.
ahi kul ahmede nasibdir
Kaşları kara da tenleri algın
Sapıver bize bir yol yavaş yavaş
Bağları belle de yaprağı şıvgın
Kırıver bize bir dal yavaş yavaş
.
Maralı gözlere vurgun yüreğim
Seherde yollara düşer meleğim
Sabahtan ağşama varmaz öleyim
Hallarım bilinsin dert yavaş yavaş
.
Güzeli yaratmış ay ışığında
Çirkini unutmuş karanlığında
Ezelden muratmış bir olduğunda
Canı cananına kat yavaş yavaş
.
Kaçtır güzel öpmez bahar gözlerim
Yarim deyu nazlar çeker ellerin
Üç gün sevse beşgün satar dostların
Bakıver dengine hay yavaş yavaş
.
Sır eyleme aşkın nedir belalım
Al fistanlar giyen nazar celalin
Gül atarmış dostlar daşlar melalin
Yaralar gönlüne sar yavaş yavaş
.
Gül üstüne güller bağlar olurmuş
Ben gülüme yansam eller alırmış
Yan demeye yanmak kader nazıymış
Saralar bağrıma har yavaş yavaş
.
Gezeli görmedim senden alımlı
Güzeli bellerim nazlı yumuşlu
Nazına kurbanım ceylan bakışlı
Geliver koynuma gir yavaş yavaş
.
Güzelim güzelim allar giyermiş
Al yanaklı kızlar canlar yakarmış
Bir yiğidin koynu ölüm istermiş
Katıver canına can yavaş yavaş
.
Al yazmalı yarim nazlar çarlanır
Bir gönüle giren ölmez yeşerir
Kim kendinden geçer O’nda birleşir
Yazıver yazgına Hakk yavaş yavaş
.
Benim yarim nazlıdır gülü solmaz
Gönül tahtı allıdır eller sokmaz
Allar içinde bir güzel nidilmez
Bağlıdır bağlara gül yavaş yavaş
.
Ahi kul ahmed eğlenir gülünen
Canı cana katarmış da közünen
Al kanlara boyanmış da yarinen
Söndürür ömürü gel yavaş yavaş
.
ahi kul ahmede nasibdir
Zikrimiz alındı muhterem hocam
Gülümüz kokar oldu bir ihtiram
Bilmez idik evvelde Hakk’tan fehim
Zikrile didarın açarmiş rahim
Dileriz bir Allah demeyi zelil
Saf bir kalb ile de yanmayı melül
Baha kıldı Rahman biraz gayreti
Gayret kim ki halden hale geçmeyi
Dertlenmeyeni aşık saymaz imiş
Hakk içun aşka yaran yazmaz imiş
Gönül gözü ışımadan aşk olmaz
Hakikat sözleri bilmemek olmaz
Aşk ile canın satanlar ararmış
Aramak ne kendi canan yazarmış
Ders verir sırrından perdeler açıp
Zorluk, cefa, sıkıntı ve horlatıp
Aşk bir bela, canı dara düşürür
Ağıt, aklı siler gömlek giydirir
La mekanın arş mıdır bu Mecnun’a
Leyla’ya dert midir nazlar mahına
Seherlerde kelam ile mahbub kıl
Cemaline seyran ile meftun kıl
Akıldan geçtim gömlekten giydim bil
Zatına düştüm gayrinden geçtim bil
Burda cefa yazarmış yoğa, cemal
Mahşerde kul deyu çağırır cemal
Kim ki aşık deyu yaratılırmış
Ahdeyler, kul nurdan bezetilirmiş
Hakk ile yaran nider halka devran
Kul olan canan yazar ümmet halktan
Cemal dilersen sıkı dur cefaya
Celal ile yanasın komaz sefaya
Yad etmeye yaşlar salar vefalım
Yüz bin bela kılsan düşmem feryadım
Ümid ile korkun mihrab eyledim
Şad olmaya delili yoğ peyledim
Aşık olmağ altın gümüş neylermiş
Bir kamilde toprak olmak eylermiş
Aşk yolunun kullarına derman mı
Dermanı dertten sayar ölmen mi
Manası Hakk’tan kelamı kuldanmış
Ölenler bela dost imiş candanmış
Yusuf kardeşi Doğan mı saymışlar
Doğan kim “ahi kul” şahin bilmişler
Bu kadar yarenlik Hakk nazıdır bil
Hakk içun “ahi”nin ”kul” sözüdür bil
“Kul” olanlar tevhid ile uçarmış
Uçmağa Hakk burak ile yazarmış
Arşda yoğ imiş başka nebi ”Yusuf”
Züleyha’dan kaçmamış Doğan Yusuf
Sen bir züleyha bul da gel mah cemal
Kaçmayam ben gel gör ki ahı cemal
aşık ahi kul ahmede nasibdir
Bir gönül pervazıdır dağlar ardında
Uçsam mı uçmasam mı bilemem gönül
Bir selam niyazıdır güller açınca
Açsam mı açmasam mı bilemem gönül
Bir gönül nihanıdır bağlar içinde
Bahadır cevru cefa ağlar gözünde
Söylenir gizli sırlar arşın üstünde
Desem mi demesem mi bilemem gönül
Bir gönül sevdasıdır yaşar bağrımda
Can mıdır canan mıdır yanar kalbimde
Dillenir ağu içen canlar nazında
İçsem mi içmesem mi bilemem gönül
Bir gönül nişanıdır dostlar elinde
Kim bu nişanı verir eller içinde
Ezeli bir kayıttan alır levhinde
Yazsam mı yazmasam mı bilemem gönül
Bir gönül yaranıdır ahi postunda
Cümleyi severmiş fütüvvet ehlinde
Aylağın şavkı vurmaz nazar cehlinde
Kovsam mı kovmasam mı bilemem gönül
Bir gönül aşığıdır gülün dalında
Bülbül olup ötermiş seher vaktinde
Sürme gözler süzermiş aşkın şevkinde
Çeksem mi çekmesem mi bilemem gönül
Bir gönül çerağıdır kalbim çarpınca
Kim kalbim çarptırır bilmem aşk vurunca
Bir maşuk olmasa şevkat şevk bulunca
Sevsem mi sevmesem mi bilemem gönül
ahi kul ahmed’e nasib
Hakk fermanı ulaştı kudret elinden
Düştüm dipsiz denize yüzmek zorundan
Kadir-i mutlak ferman eyledi ânâ
Elhamdülillah salim çıkardı câna
Beş yaşında okudum elif ba’ya er
Altı yaşında şakıdım Yunus derler
On yaşımda içtim şarab pir elinden
Mevlana derler aşk-ı canan kulundan
On dördümde Hakk’ı sual ettik biraz
Hakikat vücud buldu iman et aymaz
Yirmiye erdim ömrüm gitti uçmuşum
Bağrım açtım aklım şaştı düşmüşüm
Çok vuruştum nefs ve şeytan hasım dura
Sabır ve rıza er durdum makam ola
Yirmibeş tam karışmağa meyil oldu
Meyil kim her yanım aşka zeyil oldu
Otuzumda çevrilmedim sağ yanıma
Öz nefse bekçi durdum fakr ve rızana
Otuz beşte “bela” diyen ruhlar kelam
Sır şerbetinin sakisi Rasul Selam
Kırkta daldım derya ne Rahmete bandım
Cevher-i Marifete ol sırdan erdim
Mum gibi eridim pervaneye döndüm
Aklım zayi oldu divaneye şaştım
Kırk beşte cehle çiğnetir toprak gibi
“Hu, Hu” aşkına döküldüm yaprak gibi
Bin paralık kıymeti bir pula sattım
Anka olup kaf dağına kanat çırptım
Ellide paralandı döndü dergaha
Her ne günah var ise şeytandan yana
Tövbekar oluptur Hakk’a boyun sundum
Ol günahı sevaba Kerim’i buldum
Hakk Rasul’ün vahyi Cebrail oluptur
“Zikr edesin” dedi Rahman, “kul” oluptur
Mevlana, Habib-i Neccar ve Hakk Rasul
Elli beşte tamam oldu üç el husul
Onca rahmet çoğ idi saldım ümmete
Kim dahi sıkışa koşturdu ahmed’e
Şeriat evladır bostan yaptım cevlan
Tarikat âlî oldu gülizar seyran
Hakikat anka’dır uçarmış kaf’larda
Marifet eşiğin geçermiş “kul”lar da
“Elest” bir şaraptır Mürşidi verirmiş
Kararınca içenler mürşid olurmuş
Canla canan bir oldu deyu harında
Aşkımı levhe yazdı “kul” der arşında
İmdi ahmed yandıkça can mı canan mı
Bir olmaya vardıkça candan geçen mi
Perdeler hicap senin gülün gülşen mi
Gül olmağa kim vardan yoğa göçen mi
Çok tamah kılma dünya çeker seni de
Sert düşersin hem cehle yazar teni de
ahi kul ahmed senin kararın nedir
Bir kararın yoktur aşkda zarın nedir
Ahi ahmed için dışın yanıverdi
Yanmak ne ki saç üstünde pişiverdi
not: dün Samsun’a hayırlı işe (Kız istemeğe) giderken ulusoy otobüsünde yazıldı sevgili dostlar. kız çok zorda çok zorda…
ahi kul ahmed
Riyaset eyle, talip aşık olasın
Teberrük eyle güzel sözüm tutasın
Kan revan eyle, yaşlı gözler uykusuz
Teberrük demi kamil sözü bilesin
Bu ne iştir ki taliplerde yok ihlas
Teberrük ola kamil kim Hızır-İlyas
Bir mürşide er durup deme gavs-gıyas
Teberrük şundan beri ol, ümmet kıyas
“Talibim” deyu ortaya çıkarlar hem
“Teberrük” der de namahreme bakar hem
Gönüllerde saflık a’raz olmuş kirden
Teberrük bilmez, kişi malı yemekten
“Hizmetim kavi” deyip “talip” yazdırır
Teberük ne, haramı helal yazdırır
Gözlerinde yaş yoğken ümmet saydırır
Teberrük etmez, halk içinde sövdürür
Zahidlik kime kaldı, ağlar yaşı yok
Teberrük kılmaz gönlü gamsız cevr-u yok
Her hilesi bir çıkara vara dursun
Teberrük kılmaz, Hüda’ya çıkadursun
Gönül nur olmayınca “talibim” deme
Teberrük talibedir ki inci neme
Ol taliplerin Hakk’a açılır sırrı
Teberrük sırradır ki aşktan olur nuru
Sufiye benzer de kıyametten korkmaz
Teberrük etmez de helal haram üzmez
Riyadır tesbihi cümleyi kandıra
Teberrük için gözyaşı dökmez Hakk’a
Hak rızası, aşk derdini bilseydiniz
Mahşerde rezil olup aşk neyleseniz
Aşka düşen Hakk cemalin görür imiş
Sarhoş olup “Hu” zikri vuslatın imiş
Hakk’tan dilerim Hakk yoluna geleni
Şeytan yarandır şer yoluna varanı
Şer yolundan çaldım Hakk yoluna saldım
Mustafa’ya müştak oldum biat sundum
Süslü evlerde ahir zaman ümmeti
Nefs ve heva bozar anın huy örfünü
Şan ve şöhretle dik tutarmış boynunu
Ten ve nefs bilmezmiş edep kıl kârını
Dünya fani bilmeyenler bu ümmetin
İbret almaz neyi olur gidenlerin
Gözle görüp iliştirmez erenlerin
Nazara girip sakınmaz haramların
Doğru yolu kim terkeder şeytan yardır
Pîrim diye etek tutmak lanet şerdir
Sabah akşam lanet çarhı ile görüşe
Şeytan dost edinir kulunu işrete
İman ile İslam’a gül çiçek ahmed
Ölmem diye mevlaya bir kader rahmet
Ömür aktı gitti ey gafil zamandan
Kaç bahar yaşadın sen gül-ü çemenden
Vakt erişe emanet uçmağa dura
Can verende lanetli şeytan pir ola
İmana talep kılar rüşvetle şeytan
Gönül halini sormaya varmaz candan
Tövbe yoktur gayri Mevla kabul etsin
Allah demek yetmez Rahman elin tutsun
İsyan ile cürme yol almakta başsın
Bu düğümü bir pire varmakla çözsün
Ey ahi ahmed kaç pirden el aldın sen
Kaçını zayi ettin şeytana gülşen
Perdeler hicap güller eyvanda koksun
Rahman’ın derdi kullar arşında gülsün
“Kul ahmed” sözünü cehle açmaz imiş
Cahilin pulu “ahi”ye geçmez imiş
ahi kul ahmed’e nasib
Şol dünyada ademlere
Gün gele tamam diyeler
Bağu bostan harab ola
Oy gele yaman diyeler
*
Malın mülkün evlad eşin
Taat gayri döner hepsin
Sorgusu kavidir dostun
Bil hele yaman soralar
*
Münker nekir sual eyler
Topuz vurur kulak neyler
Bilmez isen Rabbin kimler
Gel hele yaman vuralar
*
Nefis ile eylen haram
Varı yoğa uçkur tamam
Helal haram dursun ağam
Var hele yaman edeler
*
Günah çeki katır yükü
Bunca bela ahır seki
Tövbe yoksa satır ne ki
Vay hele yaman keseler
*
Yakasız donlar biçeler
Etünden yemler yapalar
Kurtlara bayram sunalar
Uy hele yaman yiyeler
*
Dünya tatlı şeker kaymak
Ölüm uzak yaşam sıcak
Bağrı açık duşa girmek
Vay hele yaman diyeler
*
Yığdım ettim neslim içun
Sattı beni nefsi uçun
Taat dahi işim içun
Hey hele yaman yazalar
*
Ülkem dedim gazap saçtım
..çilik deyu üstün gördüm
İslam deyu Cuma bildim
Vay hele yaman kızalar
*
Benim param benim malım
Uyku tutmaz Karun benim
Divan dura beş bin kulum
Vay hele yaman yiteler
*
Bağım bahçem gülşen idi
Güller bana sırdaş idi
Gözler dizler çekti şimdi
Vay hele yaman kokalar
*
ahi kul ahmed tozutur
Baş olup adil konuşur
Dost aşkına bin kez ölür
Vay hele yaman yuyalar
*
ahi kul ahmed
Ol can içinde can olan
Aşıklara canan olan
Canda yanıp külhan olan
Yaran-ı aşk derler buna
*
Gel meydanı erler saran
Gül devranı bahar kılan
Göz nihanı buhar eden
Şadan-ı aşk derler buna
*
Yok demeğe garip için
Bir olmağa hatır için
Kim sorarsa yokluk için
Harab-ı aşk derler buna
*
Sevdayı gör sen bedende
Hayatı zehrin emrinde
Belayı mahfuz kılsanda
Bahay-ı aşk derler buna
*
Yaranı yok bu azabın
Kim düşerse yiter canın
Cehle horlatır cananın
Zehiri aşk derler buna
*
Semadan arşa çıkadur
La mekan üzre gezedur
Ölümsüz dirlik düzedur
Mekan-ı aşk derler buna
*
Hikmetin sırrı korkudur
Hakk’ın cemali sırrıdır
Halden hale bin türlüdür
Hüsn-ü aşk derler buna
*
Ol masivayı terkede
Aşk ile varınca zikre
Hevayı hevesten göçe
Kemal-i aşk derler buna
*
Kibri kırıp eller yıka
Arzu kılıp divan dura
Başın eğip gözün süze
Huzur-u aşk derler buna
*
Arzu kılıp cemal göre
Huzur durup göğsün deşe
Nasib ola huri seve
Canan-ı aşk derler buna
*
Zikir ile için paklar
Ağlar, yetmiş makam çıkar
Yanar Mustafa’ya yanar
Rasul-ü aşk derler buna
*
Hamdeyler vedüd Rabbine
Hizmet deyu tarikate
Kurtlar kuşlar ol selama
Yakin-i aşk derler buna
*
Hakka varıp yakin olur
Hikmetten gül ağlar durur
Er kişiden öğüt alır
Sabır-ı aşk derler buna
*
Ayet hadis Kur’an eyler
Okur dahi arşa çıkar
Levhi mahfuz şerri siler
Şarab-ı aşk derler buna
*
Ah eyleyen erler yadı
Kul olmağa canın varı
Ol durmağa huzur demi
Meyan-ı aşk derler buna
*
Kul tozuta günah kaşı
Ol tövbeye sevab karı
Gül ağlaya dünya hali
Gülşen-i aşk derler buna
*
Huzurda edep kılalım
Vedüde miraç edelim
Canan ile söyleşelim
Sefayı aşk derler buna
*
Ahi kul ahmedim yansın
Yanıp da aşkda kül olsun
Hakk yoluna canı yitsin
Çalab-ı aşk derler buna
*
ahi kul ahmede nasib
Ben gül verdim dosta dosta
Gül pahasın aşkla ölçem
Bir gün dahi gonca açsa
Gül pahasın aşkla ölçem
*
Bu gül açsın dosta dosta
Dost pahasın ölçem sıdka
Bir gün dahi olmaz şerre
Şer pahasın kinle ölçem
*
Ben gül olsam dosta dosta
Her gün koksam bahar gelse
Canan benim canım olsa
Can pahasın aşkla ölçem
*
Ben gül versem dosta dosta
Bir gül desem kulun yasta
Akşam zabah ölem hasta
Kul pahasın gülle ölçem
*
Ben el versem dosta dosta
Elim dahi bilmez nokta
Cahil ilmi verdi çoğa
Bil pahasın halle ölçem
*
Ben el alsam dosttan dosttan
Neler etsem neler Hakk’tan
Kime yazsam ebced kaştan
Yaz pahasın ba’dan ölçem
*
Ben dal olsam dosta dosta
Dalımdaki çiçek dosta
Dosttan dosta sırlar başka
Sır pahasın kalple ölçem
*
Ben nur olsam dosta dosta
Hak vermişse cümle halka
Aydınlandı ümmet sefa
Nur pahasın gözle ölçem
*
Ahi ahmed dosta dosta
Kulluk eder beşe ona
Sırtındaki aba kaça
Kul pahasın çulla ölçem
*
ahi kul ahmede nasib