Aşık özün tartıla
Kendine bak kendine
Hakka niyaz edile
Kendine bak kendine
Sıratı müstakime
Gider ona ol sende
Gayet seni bul sende
Kendine bak kendine
Her ne varsa kendinde
Ara bul ol ademde
Sen seni bul bu demde
Kendine bak kendine
Sensin kamu alemde
Var olan bir gerçek de
Kalmaya söz ezelde
Kendine bak kendine
Senden göründü Allah
Yemin ederim billah
İki gözüm maşallah
Kendine bak kendine
Mülküdür onun dünya
Aşikar olmuş vera
Hanedir sultan ola
Kendine bak kendine
Gam değildir bizlere
Ser verip sır vermeye
Oyundur canı başe
Kendine bak kendine
Bildin ise ol demi
Hakk diyesin ademi
Kılma güman içeri
Kendine bak kendine
Evliya kerameti
Yerden göğe direği
Kevni mekan içeri
Kendine bak kendine
Aşktan yana olanlar
Dünya malın bakmazlar
Hakk’ı aşkta bulalar
Kendine bak kendine
Canların canıdır aşk
Dertlere dermandır aşk
Aleme sultandır aşk
Kendine bak kendine
Söylenir aşktan yana
Hayvandır aşk olmaya
İnsandır aşık ola
Kendine bak kendine
Ahidir Ahmet kârı
Söyletir zülfikârı
İki cihan serdarı
Kendine bak kendine
ahi kul ahmed
Baharda açılan gonca gül gibi
Açıl da gel ömrüm varı hal gibi
Öpülen leblerin sana yol gibi
Açıl da gel ömrüm varı hal gibi
Kıyamam sana bahçalarda gülüm
Duramam sensiz yazılarda ölim
Sensizim sessiz yaylalarda yarim
Açıl da gel ömrüm varı yel gibi
Senindir senin gönüllerde gülün
Aşıktır senin eşiklerde kulun
Bin niza etsem konuştukça yolun
Açıl da gel ömrüm varı sel gibi
Ne sektirir ne öptürür lebinden
Cefa çoktur vefa yoktur halından
Kimse bilmez bal döktürür dilinden
Açıl da gel ömrüm varı bal gibi
Ne ararsın ne sorarsın halimden
Bi kararsın gonca gülün dalından
Baha bilmez canı canım yolundan
Açıl da gel ömrüm varı el gibi
Akşam olur sabah olur yar gelmez
Sağa döner sola döner yar aymaz
Üç gün beş gün geçer sır tutmaz
Açıl da gel ömrüm varı gül gibi
Güle yazdım bahçalarda bağını
Sana sundum sunalarda çağını
Kime yazdın turnalarla çağrını
Açıl da gel ömrüm varı tel gibi
Açıldım açıldım tel tel açıldım
Suna diye ben kimlere sarıldım
Akşam sabah sinelere savruldum
Açıl da gel ömrüm varı yel gibi
Alı al moru mor geysen şalından
Renk renk vurur şavkı anın yanından
Ey güzeller güzeli sen canından
Açıl da gel ömrüm varı kol gibi
Bahar sensin gonca güle nazar hem
Baha olsun sümbül güle niza hem
Kime düşer bela diye kaşa hem
Açıl da gel ömrüm varı el gibi
Ahi kul ahmedim canım yar bilmez
Ele güne söylenmedik söz olmaz
Kim ne bilsin bilinmedik hal olmaz
Açıl da gel ömrüm varı dal gibi
aşık ahi kul Ahmet’e yazmak nasib olmuştuır
Yollar uzun ağar çeker
Severim sevdiğim seni
Söyler dilim sıla çeker
Severim sevdiğim seni
Muradına ermek diler
Çifte güzel sarmak ister
İnci mercan takmak diler
Severim cananım seni
Hey efendim hey aşk olsun
Kupalara zem zem dolsun
Onbeşine girmiş olsun
Severim meramım seni
Gönül sırrı açmaz ele
Sıra gele düşe derde
Bir nefeslik sevmek diye
Severim mihrabım seni
Sattım gitti varı yoğa
Düşen bilir aşk-ı vera
Gel seninle ölek daha
Severim gül’zarım seni
Esti yeller bağrım sarar
Dertli gözler yaşlar arar
Nazlı yare bahar sorar
Severim sevdalım seni
Namertlere aman olmaz
Usul adap erkan bilmez
Dost edinen iflah olmaz
Severim belalım seni
Gönül gözü açmayınca
Alemleri görmeyince
Hakkı’ın nuru ermeyince
Severim yaranım seni
Akıl alma cahillerden
Düşüp kalkma kötülerlen
Bilir bilmez aptallardan
Severim maralım seni
Güzel gel şöyle sarılak
Akşam sabahı katışak
Ölerekten hay bilişek
Severim ceylanım seni
Yaylalarda güzel gezer
Dolanır pınara iner
Bakracına yiğit ister
Severim kınalım seni
Toprak oldum güller beni
Suya ağdım canlar demi
Dahi yakîn eyler canı
Severim beyanım seni
Canlar canı güle düşmüş
Güle yanmış beni silmiş
Daha kimler Hakk’ı bulmuş
Severim ayanım seni
Bir güzele ağdı gönlüm
Ağmak ne ki çöğdü gönlüm
Git işine emmi oldum
Severim kararım seni
Ahi ahmed sevdi güzel
Güzellere düşmek güzel
Hazan oldu bilmez gazel
Severim söylerim seni
Ahi kula ahmed taştı
Varıp deryaya ulaştı
Aşkın şarabından içti
Severim veraım seni
aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur
Kara kaşlı benli güzel
Mah cemalin aya dönsün
Bu fakiri unutma gel
Yerin cennet mekan olsun
Bana eman verir isen
Gönül kasrı sürur isen
Akşam sabah yakîn isen
Gönlün cennet mekan olsun
Ahdin olsun yama tutmaz
Safan olsun haya etmez
Çevre yanın eza gitmez
Sekiz cennet hazan olsun
Çemenlerde gezmek ister
Kapılarda durmak ister
Onbeş adem soymak ister
Yiğit kolu devan olsun
Karar kıldım dünü güne
Kuşak idim ince bele
Beni bilmez kendi gece
Yatmak ister meyan olsun
Denizlerde mavi çeker
Gökte uçar turna nider
Ayak döner eğri gider
Salladığı beyan olsun
Kulun kölen olsun eller
Çala durur gayri haller
Çıka durur arşa kullar
Eylediği canın olsun
Kalbin hile dolu ise
Kara bahtın çöğer ise
Beni senden sayar ise
Sırladığı geven olsun
Kadir Mevlam kavuştura
Ayrı yazgı üşüştüre
Soldan sağa yakıştıra
Gönül düşüp canan olsun
Seher yeli zülfün teli
Sara durur yiğit kolu
Bene düşmüş aşkın canı
Çulsuz aşka cefan olsun
Yola düştüm yola düştüm
Muhammed’li yola düştüm
Yollar ırak gönül verdim
Selam adlı Rahman olsun
Sırrı çeker kantar olsam
Günah çeki tövbe kılsam
Kitap çeker aşkı yazsam
Ahmed düşer Mennan olsun
Ahmed kulun uçtu gene
Arşa doğru ağdı sene
Ne akildir ne divane
Hakk’ı bilen insan olsun
Ahi ahmed kulluk eyler
Öte durur şerri peyler
Tevhid üzre Hakk’ı söyler
Sana yanmış kulun olsun
aşık ahi kul ahmede bu yazıları yazmak nasib olmuştur
Behey yeşil gözlü güzel
Gülün bilmez demedim mi
Yiğit yıkar şu gözlerin
Ömür bilmez demedim mi
Bak şu nazlı güzel daşa
Selam eyler gelmez başa
Hakk’ın emrettiği kaşa
Şerri bilmez demedim mi
Ben bir deli olsam başa
Gömlek giyem önden sona
Aşkın olduğu şu yere
Çıkamazsın demedim mi
Şu güzelin kaşı gözü
Duramıyom ince sızı
Yar biçermiş ele bizi
Sınamazsın demedim mi
Usul edep erkan ola
Yola inmek ayan sa’ya
Cana düşen şu “bela”ya
Düşemezsin demedim mi
Ele düştü gönül kuşu
Çıka geldi kader yazı
Aşka çaldım dünü günü
Yanamazsın demedim mi
Bre güzel neler etti
Nice ocak söndü gitti
Kaşı gözü naza çekti
Karamazsın demedim mi
Yiğit olan doğru çalar
Namertler var eğri bakar
Dertlilere “Bari” düşer
Bilemezsin demedim mi
Yörü bre yaren ağa
Güzel kızlar saran dağa
Nice düşer yanık daha
Onbeş yetmez demedim mi
Bağı bostan zebil olur
Cümle alem melül olur
Güle düşmek yakîn olur
Dost haylamaz demedim mi
Güzel göze sürme çeke
Çeker perçem sırrım söke
Vakit gele tamam diye
Ağıt yetmez demedim mi
Ahmet arşın ile ölçün
Yele verdin koca ömrün
Karar oldu yaman düşün
El söylemez demedim mi
Hay ağalar zorlu beyler
Yol eylemiş dağa kızlar
Su yaylası genç ağırlar
Seni bilmez demedim mi
Hûma kuşu yüksek uçar
Yiğit olan alçak düşer
Felek bize türlü donlar
Biçer biçmez demedim mi
Kerpiç döktüm ömür ölçer
Varır gider selam eyler
Şu âleme girer çıkar
Kapı ağmaz demedim mi
Yörü bre kaşı keman
Senden âlâ yar eylemen
Dünya ipe ecel yaman
Çeker çekmez demedim mi
Bir gönüldür yandı canım
Kurban olsun sende canım
Felek kollar pundun senin
Büker bükmez demedim mi
Ölmeden bir dem sürmedim
Kara toprak ben ölmedim
Ne aman bildin ne güman
Zulüm bitmez demedim mi
Felek derler kendi bilir
Aman vermez zaman bilir
Ne söylesek kulak sağır
Kader bilmez demmedim mi
Böyle m’olur böyle m’olur
Yardan ayrı düşen n’olur
İner deryaya dökülür
Katre bilmez demedim mi
Ey turnalar selam edin
Yar yoluna güller saçın
Ah eyledim güllü benim
Aşkın gülmez demmedim mi
Kırk beste yapmış bülbül
Kırkına da yakarmış gül
Eğri dalda doğru melül
Aşkın sapmaz bilmedin mi
Güllü benim gül senindir
Güllü bekler gül elimdir
Çala dursam kırk donumdur
Aşkın baçsız bilmedin mi
Seve durdum feta candan
Güle rakib oldum halden
Canım sevdim canan canlan
Aşkın duymaz görmedin mi
Seve durmuş feta yoktan
Canan sevmiş cana kuldan
Meydan sandı benli yoldan
Aşkın bensiz bilmedin mi
Karar düştü ahmed paşa
Bülbül cana rakip ola
Kim yanarsa önden sona
Aşkın çulsuz bilmedin mi
Ahi ahmed güle yazdı
Gül baharda gonca açtı
Bir bülbüle canan oldu
Aşkın sensiz bilmedin mi
Yetti gari gülün kastı
Çala durur bülbül mesti
Gülşenimde poyraz esti
Aşkın elsiz dermedim mi
Yolum dertli aşım dertli
Kolum bekler güle katlı
Muhammed’li yola saptı
Aşkın sekmez demedim mi
Ahi ahmed onbeş yazar
Yazı diye güzel sarar
Bakar bakar Hakk’a düşer
Aşkın yetmez sevmedin mi
aşık ahi kul ahmede bu yazıları yazmak nasib olmuştur
Er olanlar meydan arar
Sual eyler gönül yoklar
Cümle alem melil bakar
Karar kılar meydanlara
Yiğitler ölmez canınan
Gecinden versin elinen
Vefasız suna çulunan
Karar kılar meyanlara
Yiğit dini üzre ölür
Ahir döner nura tevir
Nice canı şerre okur
Karar kılar beyanlara
Yiğit olan yiğit ölmez
Namertlere sırrın açmaz
Arap atlı Burak sormaz
Karar kılar sarp dağllara
Varırsan var canın ile
Elleri gör neler diye
Ekmeğe tuz eker diye
Karar kılar sadıklara
Yiğit sever elden âri
Söz tutturur gülden gayri
Yiter canı canan eyri
Karar kılar güzellere
Yiğit yanar onbeşinde
Avcı keser dağ başında
Yari bekler su başında
Karar kılar ıraklara
Yörük dağı zalim eyler
İnci mercan yaşlar söyler
Nice gönül közde beler
Karar kılar ataşlara
Bir yiğide edep gerek
Hatır bilmek soylu emek
Erkan ile yola düşmek
Karar kılar gönüllere
Arif kullar sınar seni
Dağıtırlar şol bendini
Alçak otur gör kendini
Karar kılar meclislere
Nasihatım yiğit sana
Açma keme sırlar ola
Elden aşşa otur daha
Karar kılar nazarlara
El iki derse sen birin
Eyilik eyle her kimin
İncinme yıksa mihengin
Karar kılar hem kimlere
Muradım yiğitler kânı
Söyler ol sen doğru lafı
Seven bilir hikmet kaşı
Karar kılar hakikate
Ahi ahmed yiğit arar
Söz pınarı kullar yuyar
Alma alma döşler döğer
Karar kılar körpelere
aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur
Sen yarattın kamu alem
Bilmeyedir varın içun
Aşk ateşi sarmış diyem
Yandığımı bilmek içun
Suret verdin ol’dur canı
İman ile sardın anı
Bizimledir Kur’an kânı
Dediğini yazmak içun
Taat kıla arif kişi
Kabul ola canın kuşu
Yazlı kışlı aşkın beşi
Didarını görmek içun
Seni bilmez cahil kişi
İblis dostu olmuş işi
Tuta durur etek ucu
Şeytanına kulluk içun
Dost elinden uça dursam
Sabır çeki dava kılsam
Varı yoğa nice versem
Nefs kal’asın yıkmak içun
Gele dursam Hakk’tan yane
Hakk’ın sazı yoktan yane
Ömür varken önden sona
Gafletimi aşmak içun
Aşktan yana sefa dedim
Gönül gözü cefa buldum
Reva eyler yana canım
Aşıkları bilmek içun
Aşkı bilmez ahmak kişi
Candan olmaz heç bir işi
Muhanetin görmez gözü
Aptalları ayruk içun
Sevdim seni gönül dağı
Aşkı yazdım Halil bağı
Gelen giden can otağı
Cananları ayruk içun
Yar eyledim yar eyledim
Senden ayrı dost peyledim
Emaneti huş eyledim
Günahları sevap içun
Bilmez idik Hakk’tan fehim
Zikir ile didar işim
Zelil olup Allah yarim
Canı feda etmek içun
Saf bir kalple yandım melül
Baha ister gayret delil
Ben’i yiten olmaz zelil
Allah’ında yokluk içun
Dertsiz aşık yakın düşmez
Hakk’ı yaran levhe yazmaz
Gönül gözü açan bilmez
Bildiğini nisyan içun
Hakikat sözleri bilmek
Aşkla yanıp canın satmak
Aramak ne kendi yazmak
Aşığını bilmek içun
Sırrından perdeler açıp
Zorluk, cefa ve horlatıp
Hem canı dara düşürüp
Derslerini vermek içun
Aklı sildim gömlek giydim
La mekanda Mecnun oldum
Nazlar mahı Leyla yazdım
Arşu âlâ şenlik içun
Kelamla yakar her seher
Mahbubuna cemal yazar
Gayrin geçtim zatın nazar
Yekliğini bilmek içun
Cemal cefa, yazar yoğa
Mahşerde yakışır kula
Aşık deyu yaratıla
Talipleri yazmak içun
Kul olanı bezer nura
Adıyla yar yazar aşka
Kuldan canan ümmet kaşa
Bazarını kurmak içun
Cefa ile cemal yaza
Celal yakar komaz sefa
Yada yaşlar salar vefa
Sevdiğini yahşi içun
Ümitten korkuya mihrab
Delilin vardan yoğa ab
Altundan gümüş ne hisab
Hatırını saymak içun
Bir kamilde toprak olam
Aşk yoluna candan geçem
Dermanını dertten bilem
Yandığıma duman içun
Manası Hakk’tan, kelam kuldan
Ölenler bela var dosttan
Hakk’ın sazı feta haydan
Hallerimi eman içun
Kul olan tevhidle uça
Burak ilen arşa çıka
Alemleri Hakk’tan göre
Ümmete de dönmek içun
Birdir arş’da Yusuf nebi
Züleyha bilmez kim dahi
Gömlek yırtmış döşten âri
Sadıkları ölçmek içun
Sen bir züleyha bul cemal
Kaçmayam ben ahı cemal
Ahi ahmed saki cemal
Kulluğumu sıga içun
aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur…
Dostlar nideyim
Aşkın elinden
Canda cananım
Aşkın elinden
Dinle derdimi
Neyle ahımı
Ölmez canımı
Aşkın elinden
Aşmaz bendimi
Şaşmaz dengimi
Yanmaz tenimi
Aşkın elinden
Varum yoğuma
Sinem bağrıma
Bilmez cehlime
Aşkın elinden
Bağlar meskenim
Ağlar gözlerim
Bağlar yollarım
Aşkın elinden
Dilim lal oldu
Kârım hay oldu
İşim zay oldu
Aşkın elinden
Nurun göreyim
Yüzüm süreyim
Canım vereyim
Aşkın elinden
Ahum göklere
Zannım açlara
Bahtım kullara
Aşkın elinden
Toprakta teni
Tende canı
Canda mekanı
Aşkın elinden
Söylerem heman
Ahiri zeman
Yoldaşım iman
Aşkın elinden
Alem yaradan
Perde aradan
Kemal selamdan
Aşkın elinden
Yücedir Rahman
Eskidir harman
Bilmezem sanman
Aşkın elinden
Korkma ölümden
Canda vekilsen
Kaldır aradan
Aşkın elinden
Civanken koca
Gündüzüm gece
Halim yaz nice
Aşkın elinden
Ne utanır ne
Zahidi nefse
Allaha varsa
Aşkın elinden
Nefsin adetu
Sevmez ibadetu
Aklım taatu
Aşkın elinden
Alma tenden can
Görmeden canan
Allah’ım aman
Aşkın elinden
Nurun göreyim
Pâyin süreyim
Canım vereyim
Aşkın elinden
Aşkım Muhammed
Komaya firkat
Ol rasül emced
Aşkın elinden
Ahmed şükrane
Kurban canane
Atma hicrane
Aşkın elinden
Hakkı sevenin
Onca nişanın
Gaflet haramın
Aşkın elinden
Gaflete uyma
Nefisin kal’a
Yıkagör durma
Aşkın elinden
Derviş nişanı
Bil uyuyanı
Didar müştakı
Aşkın elinden
Aşıksan beri
Kamile doru
Cahile zayi
Aşkın elinden
Tevbeye gelsen
Emanet ıssın
Behey şol miskin
Aşkın elinden
Geçen gününde
Ecel ardında
Hesap vaktinde
Aşkın elinden
Dünyada yürür
Akıbet ölür
Nicedir yatır
Aşkın elinden
Hayırdan şerden
Gittiğin yoldan
Bulasın andan
Aşkın elinden
Sinun gecesi
Münker şivesi
Senden olası
Aşkın elinden
Ahmede ferman
Dertlere derman
Meğer ki Hakk’tan
Aşkın elinden
Ahmed biçare
Yüzleri kare
Nicedir vara
Aşkın elinden
Ahmedin haddi
Edeptir sırrı
Gül olmuş yari
Aşkın elinden
aşık ahi kul ahmede nasibdir
Yar elinden yar elinden
Safa buldum yar elinden
Günü günden dünü elden
Safa buldum yar elinden
Yeller ile essem Gani
Türab olup tozsam dahi
Aşkın ulaştığı canı
Safa buldum zar elinden
Irmak olup aksam gahi
Vara dursam derya hali
Aşkın söylettiği canı
Safa buldum har elinden
Elim al da kaldır beni
Muhabbete erdir beni
Derdin ağlattığı canı
Safa buldum dar elinden
Yürür idim ilden ile
Kamil kişi yoldan dile
Özün ulaştığı cane
Safa buldum ser elinden
Mecnun olam aklım öte
Düşte görem sırdan öte
Halin yakıştığı cane
Safa buldum yer elinden
Kimseler garib olmaya
Dertler ile hem tozmaya
Yolun bakıştığı cana
Safa buldum nar elinden
Ahi ahmed miskin düşe
Baştan ayağ olmaz çare
Bunca yanaştığı cane
Safa buldum kul elinden
aşık ahi kul ahmede nasibdir.
Evvel ahir çekesi
Gönüller hediyesi
Dört kitabın diyesi
La ilahe illallah
Kuran’da yazılıdır
Ümmet kim dokuludur
Aşıklar yangısıdır
La ilahe illallah
Gönüllerin sırrıdır
Acizlerin kulpudur
Muhtac olmaz şerridir
La ilahe illallah
Sabah akşam okunur
Evvel ahir döşenir
Arşa dahi çıkılır
La ilahe illallah
Dostu dosta buldurur
Düşman olsa bildirir
Asan deyu yazdırır
La ilahe illallah
Bahası candır yane
Esma-ı tevhid hale
İsmi a’zam niyaze
La ilahe illallah
Ağlar günahkar ağlar
Kalpler paslanmış neyler
Bilse tevhidi oynar
La ilahe illallah
Dağlar taşlar kül ola
Yazlar kışlar bir ola
Sultanlar kim kul ola
La ilahe illallah
Gönül bu iner çıkar
Rahmet bir nice yağar
Aşk oluban denk düşer
La ilahe illallah
Erenleri alp kıldık
Kılıcını zor ettik
Baha diye aşk yazdık
La ilahe illallah
Yerin göğün direği
Dağlar taşlar mihengi
Yazın kışın çerağı
La ilahe illallah
Dünya için baş ola
Sözlerime can ola
Ahireti hoş kıla
La ilahe illallah
Adem çıktı cennetten
Daim itti tevhidden
Kurtlar kuşlar ömürden
La ilahe illallah
Aşık ahmed bi çare
Senden bana bi çare
Gönüllere bu çare
La ilahe illallah
hadis: kelime-i tevhid, imanınızı artırır..” imanınızı tazeleyiniz”
aşık ahi kul ahmed