Neler çektim şu göğnümün elinden
Benim varmadığım eller mi kaldı
Bahar gelir şu mevsimin düşünden
Benim esmediğim yeller mi kaldı
Kılıçözü gibi akıp kıvrılsam
Ayrık otu gibi sarıp örülsem
Bir gelinin leblerine yakılsam
Benim sarmadığım güzel mi kaldı
Al yanaktan allar giyer hâreli
Bir gönülden eğlen sunam kâreli
Gül benizden güller açar goncalı
Benim dermediğim güller mi kaldı
Cevru cefanı da çeker olaydım
Başa gelmedik hallere kalaydım
Kollarımda hayalini çalaydım
Benim ölçmediğim beller mi kaldı
Kırklar yediler söyleşir dilinen
Arşa çıkar mahbub olur yadınan
Kimselere nazar etmez arınan
Benim açmadığım sırlar mı kaldı
Ümmet deyu kullar arar hasından
Bir adıma baha biçer gülünden
Sıdkı kavi ise yazar canından
Benim yanmadığım kullar mı kaldı
Ahi kul ahmed kavgası cehlinen
Sohbet kılar türlü türlü sözünen
Postu yoktur başa durmaz sazınan
Benim susmadığım şerler mi kaldı
ahi kul ahmed’e nasib
Yok benim amelim taatim
Niderem neylerem kıyamet
Kopunca kızılca kıyamet
Niderem neylerem kıyamet
*
Hak bana sual eyler diye
Aklım başımdan uçar diye
Hicap düştüm yaklaş kul diye
Niderem neylerem kıyamet
*
Helale ikram ede kerim
Harama azab ede azim
İsyanıma kara yüzüm
Niderem neylerem kıyamet
*
Yüz bin zebani çevire
Ol cümleyi haşra yatıra
Günahkara heybetin sala
Niderem neylerem kıyamet
*
Aşıklar maksudun hamd ile
Arifler ayrılır dost diye
Muhammed ağlar ümmetine
Niderem neylerem kıyamet
*
Sıratı incedir deyular
Her peceden gül vereler
Merak edip düşer suçlular
Niderem neylerem kıyamet
*
Ahmed kulun sıdkı kavidir
Attığını attı giydi “bir”
Cübbesi ihrama dönmüştür
Giderem geçerem selamet
*
ahi kul ahmed