Bir güzel sevdim de ben’i kırılsın
Bahar dalı onlan çiçek açarmış
Er güzel sevince canı unutsun
Seher yeli erden yola düşermiş
Çifte benler nazar kılar ellere
Zülüf salar aşkı duyan erlere
Beni salar sadık diye çöllere
Yoktan deve yükü serab düşermiş
Aklım zay edip de gömlek giyince
Sözüm sohbetimde “güzel” olunca
Cehle çaldım kılıç felek şerrince
Deccal ile felek canan düşermiş
Katrem deryaya varmadan durulmaz
Güzel sarmaya da kanun yazılmaz
Yiğit goncayı sarmadan bilinmez
Güzelle yiğit canda bir düşermiş
Kırıldı kanadım güzel sarasın
Sarıl da koynuma melül giresin
Ağşamdan sabaha öldüm bilesin
Sabahın seherinde can düşermiş
Ömürün ipini ecel çekermiş
Güzelin dilini yumuş bezermiş
Koynunda ölürsem cennet yazarmış
Yiğit namazına “güzel” düşermiş
Kirpikleri gönül ile cengeder
Mani düzer nazı güle nakşeder
Yiğit süzer boydan âri celbeder
Seven ahdine ezelden düşermiş
Kömür göze sürme neyler belalım
Siyah zülfün tel tel olmuş örelim
Alma yanak inci dişle gülelim
Sunaya yiğit sazı gül düşermiş
Kadir mevlam güzel ver de eğleyim
Altı ay kışın koynumda saklayım
Bir nazarına var git çiğ öleyim
Bu güzelin hatrı cana düşermiş
Ahi kul ahmed sohbetin “güzel”len
“Güzel” diye seherlerde ağıtlan
Bir kuluylan hoşnut olma çirkinlen
Güzellen çirkin Hakk’da bir düşermiş
(not: bu şiiri tam anlayana yemek ısmarlıyorum)
ahi kul ahmed’e nasibdir.
“Akıl başta
/ Utanma yüzde
/ Bilgi gözde bulunur
/ Öfke gelince akıl gider
/Tamah gelince utanma gider
/Haset gelince bilgi gider” (Hacı Bektaş-ı Veli söyledi)
Kaşları kara da tenleri algın
Sapıver bize bir yol yavaş yavaş
Bağları belle de yaprağı şıvgın
Kırıver bize bir dal yavaş yavaş
.
Maralı gözlere vurgun yüreğim
Seherde yollara düşer meleğim
Sabahtan ağşama varmaz öleyim
Hallarım bilinsin dert yavaş yavaş
.
Güzeli yaratmış ay ışığında
Çirkini unutmuş karanlığında
Ezelden muratmış bir olduğunda
Canı cananına kat yavaş yavaş
.
Kaçtır güzel öpmez bahar gözlerim
Yarim deyu nazlar çeker ellerin
Üç gün sevse beşgün satar dostların
Bakıver dengine hay yavaş yavaş
.
Sır eyleme aşkın nedir belalım
Al fistanlar giyen nazar celalin
Gül atarmış dostlar daşlar melalin
Yaralar gönlüne sar yavaş yavaş
.
Gül üstüne güller bağlar olurmuş
Ben gülüme yansam eller alırmış
Yan demeye yanmak kader nazıymış
Saralar bağrıma har yavaş yavaş
.
Gezeli görmedim senden alımlı
Güzeli bellerim nazlı yumuşlu
Nazına kurbanım ceylan bakışlı
Geliver koynuma gir yavaş yavaş
.
Güzelim güzelim allar giyermiş
Al yanaklı kızlar canlar yakarmış
Bir yiğidin koynu ölüm istermiş
Katıver canına can yavaş yavaş
.
Al yazmalı yarim nazlar çarlanır
Bir gönüle giren ölmez yeşerir
Kim kendinden geçer O’nda birleşir
Yazıver yazgına Hakk yavaş yavaş
.
Benim yarim nazlıdır gülü solmaz
Gönül tahtı allıdır eller sokmaz
Allar içinde bir güzel nidilmez
Bağlıdır bağlara gül yavaş yavaş
.
Ahi kul ahmed eğlenir gülünen
Canı cana katarmış da közünen
Al kanlara boyanmış da yarinen
Söndürür ömürü gel yavaş yavaş
.
ahi kul ahmede nasibdir
Bir gönül pervazıdır dağlar ardında
Uçsam mı uçmasam mı bilemem gönül
Bir selam niyazıdır güller açınca
Açsam mı açmasam mı bilemem gönül
Bir gönül nihanıdır bağlar içinde
Bahadır cevru cefa ağlar gözünde
Söylenir gizli sırlar arşın üstünde
Desem mi demesem mi bilemem gönül
Bir gönül sevdasıdır yaşar bağrımda
Can mıdır canan mıdır yanar kalbimde
Dillenir ağu içen canlar nazında
İçsem mi içmesem mi bilemem gönül
Bir gönül nişanıdır dostlar elinde
Kim bu nişanı verir eller içinde
Ezeli bir kayıttan alır levhinde
Yazsam mı yazmasam mı bilemem gönül
Bir gönül yaranıdır ahi postunda
Cümleyi severmiş fütüvvet ehlinde
Aylağın şavkı vurmaz nazar cehlinde
Kovsam mı kovmasam mı bilemem gönül
Bir gönül aşığıdır gülün dalında
Bülbül olup ötermiş seher vaktinde
Sürme gözler süzermiş aşkın şevkinde
Çeksem mi çekmesem mi bilemem gönül
Bir gönül çerağıdır kalbim çarpınca
Kim kalbim çarptırır bilmem aşk vurunca
Bir maşuk olmasa şevkat şevk bulunca
Sevsem mi sevmesem mi bilemem gönül
ahi kul ahmed’e nasib
Yine gönül kuşu eyledi pervaz
Her bir demden söyledi bir ahi naz
Her seher bad-ı saba hem gül-i naz
Bir bahar yad-ı aşkın neşvesi saz
Kim gönül çarhını savursa felek
Cevr-u cefa bahadır ona niyaz
“ben” ile başım dertte eydür felek
Her “ben” ile iki düştüm dem poyraz
Arşu âlâda kapı vurduk felek
Lakin “kim” dedi “ben”e eyler firaz
Kulluk eyle bahadır aşkın felek
Kim söyler kuldur sefadır aşkı naz
“fezkurullah kesiran” dedi Hakk’ın
Zikreyleyip ağlar iken güldü yaz
Cemalini aşıklara vaad kıldın
Aşk yolunda bir Allah için can raz
Kavi aşkı Allah sevdi “kulum” der
Ara yolda kalmaya canan pervaz
Yalancılar cemalim görmez dedi
Aşk kapısında sağlam duran yanmaz
Kabirler yetmez mi akıllı ol sen
Ben de şunlar gibi olmam de biraz
“Mutua kabl-el temutu” eyle sen
Ölmeden evvel ölmeğe kül biraz
“Felizehu kalilen” haber verir
“Veleyebku kesiran” der gül biraz
Amel yoğ ise güler şen yürürmüş
Fermana boyun veren gamla firaz
Kim “kul” oldum gece gündüz gözyaşı
Katrem derya özler mutmain olmaz
Nefsden geçen aşıklar Allah derler
Seherde dört dövünüp esti poyraz
Rahmeyledi Rahman özüm nazar
Taşdı derya ondan gayri şehnaz
Zalim nefs bırakmaz ateşe yanar
Vücudum yandıkça yandı gel aymaz
Müşrikin imanını şeytan alır
Euzu-bismillah deyip gül biraz
Münafığa cehennem yeter yanar
İman eden halis kul yanıp şehnaz
İmansızlar evvel ahir yanarlar
Allah’tan iman dile namaz niyaz
Nefsim heva kıldı da tafta şaşar
Başın alıp pir-i Kamil’e varmaz
Ahi kul ahmed ötelerden aşar
Kuş olup uçup la mekan’a ayvaz
ahi kul ahmed’e nasib
Gönül gözü ışımadan ibadet düşmez
La mekanda makbul olmaz dergahım işte
Hakikat bu sözleri öğrenmemek olmaz
La mekanda makbul olur kitabım işte
Ders aldım Hakk’tan perdeler açıp sırrından
Zorluk, cefa, sıkıntı gitmezmiş kulundan
Melamet, ihanet, ile geçmez hoşluktan
La mekanda kabul olur duaım işte
Aşk bir beladır başa düşe ağıt ister
Aklı giderir şaşkın kalır gömlek giyer
Gönül gözü açılınca bilmeği diler
La mekanda Mecnun olur leylaım işte
Seher vakti ağlar olsam nida eyleye
Cemalini göstermeğe Hüda söz vere
Aklım başımdan gitti, şaşkın kul neyleye
La mekanda Halil olur dostluğum işte
Burda cefa çekti isen Cemali Hakk’tır
Mahşerde bağışlar “kul”a celali yoktur
Aşığa ahdeyler yaratmış iken sözdür
La mekanda cemal olur gördüğüm işte
Halktan bezen, çöller aşar sorar aşkını
Kul olan Hakk’tan korkar ve dahi ağlayı
Cemal dileyen cefaya hazır olmalı
La mekanda celal olur yandığım işte
Yad etmeye gözlerimden kanlı yaşlarla
Yüz bin bela versen düşmeyem feryada
Hasta gönlüm korkar senden hem şad olmaya
La mekanda delil olur hastayım işte
Hakk’a aşık olmak altın gümüş gerekmez
Pir-i Kamil’de toprak ol kibir bulunmaz
Hakk yolunun kullarına derman gerekmez
La mekanda derman olur dertliyim işte
Aşk derdine deva yoktur bilin yarenler
Diri iken aşk defteri bitmez aşıklar
Dar mekanda kemik ayrık olmaz yatırlar
La mekanda nurun olur kulunum işte
Aşk kâdir, aşık fakir neyleyim acizdir
Hakk’tan fehim olmadıkça kelamı nacizdir
Hakk öğüdü haram kılar dünya hacizdir
La mekanda kulun olur aşığım işte
Kul ahi ahmed altıda Mesnevi okur
Onunda aşk şarabın Mevlana’dan alır
Ondörtte tasasız Hakk’a yürür keşf n’olur
La mekanda aşık olur yanarım işte
ahi kul ahmed’e nasib
Ben dost ile dost olmuşam
Eller bir dost bilmez beni
Cahiller horlar nideyim
Yaban dahi bilmez beni
*
Ben dost ile dost kalayım
Cananla aşka düşeyim
Can yite harda olayım
Ölüm dahi bilmez beni
*
Ben dost ile dost demişem
Dost için şerre gülmüşem
Güller içinde elmisem
Gülüm dahi bilmez beni
*
Ben dost ile dost gezmişem
Her bir dosta yol vermişem
Çıblak düşmüş kul varmışam
Kulum dahi bilmez beni
*
Ben dost ile dost ararım
Dost başına kul sayarım
Bir ömüre er düşerim
Adım dahi bilmez beni
*
Ben dost ile ney çalarım
Gün geçmez ki hoş nizaım
Söz olursa bir behlülüm
Harun dahi bilmez beni
*
Ben dost ile hoş olayım
Bağu bahçem güz çalayım
Bir gönüle yar olayım
Yaran dahi bilmez beni
*
Ben dost ile gül dikerim
Güle gülşen toprak benim
Bahar gelmiş kırlar benim
Sümbül dahi bilmez beni
*
Ben dost ile meşk ederim
Can evimi köşk döşerim
Cananımı şen göreyim
Canım dahi bilmez beni
*
Ben dost ile cümbüş etsem
Bir aşk ile yana dursam
Seherlerde dua etsem
Rabbim dahi bilmez beni
*
Ben dost ile bağlar bozsam
Bağı bostan güze çalsam
Gönül aşka paha biçsem
Maşuk dahi bilmez beni
*
Ben dost ile pazar ettim
Aşk pahasın canla ölçtüm
Canı canla harda yaktım
Canan dahi bilmez beni
*
Ben dost ile kahve içsem
Kahve ne ki sohbet kılsam
Dosttan şerri sıdka yazsam
Sadık dahi bilmez beni
*
Ben dost ile çalsam sazı
Dağlar söyler zikrin kaşı
Kullar uyur seher nazı
Yeller dahi bilmez beni
*
Ben dost ile ağlar olsam
Tac-u tahtı atıp gitsem
Fizandaki kulu olsam
Rahman dahi bilmez beni
*
Ben dost ile güller eksem
Yar aşkına toprak olsam
Yağan yağmur canan desem
Güller dahi bilmez beni
*
Ben dost ile dosta koştum
Aklı koyup arşa çıktım
Kalpten kalbe sırra erdim
Erler dahi bilmez beni
*
Ben dost ile illet bozdum
Gömlek deyu cübbe saldım
Döne döne bi hal oldum
Vedüd dahi bilmez beni
*
Ben dost ile fer alırken
Zarda kalmışım ziyadan
Nuru yok asude mülkün
Çırak dahi bilmez beni
*
Ben dost ile hu hu çekip
Şek ile dergah dolaşıp
Ümidim hafay-ı mihrab
Destur dahi bilmez beni
*
Ben dost ile tarik olsam
Er yok eren yok post sorsam
Baktım ki sır evliyadan
Cahil dahi bilmez beni
*
Ben dost ile nefes bulsam
Şarkı asude bağlasam
Son tecelli ah neylerim
Sazım dahi bilmez beni
*
Ben dost ile sefer kılsam
Son yolcuyum Kerbeladan
Köhne kitap kandil olsam
Gözüm dahi bilmez beni
*
Ben dost ile iksir içsem
Ali doldurup sır ilham
Uşşak yoğrulmuş Kerbela
Makam dahi bilmez beni
*
Ben dost ile cana düşsem
Canlar canı kime koşsam
Hangisi Hüseyin bilsem
Ağlar dahi bilmez beni
*
Ben dost ile canım versem
Cananımı canda görsem
Ben bir Ali eri olsam
Hasan dahi bilmez beni
*
Ben dost ile kılıç çalsam
Pazum dahi Ali olsam
İman yoksa rezil olsam
Elim dahi bilmez beni
*
Ben dost ile ilim yapsam
İlmin şehri Ali bilsem
Kanım ile tevhid yazsam
Yamak dahi bilmez beni
*
Ben dost ile ahi olsam
Ahmed kula yama kılsam
Çevir çevir yana dursam
Aşık dahi bilmez beni
*
Not: Bu şiir gariplik duygusu ile başlamış, iki gün parça parça yazılmış, son bölümde ise Kerbela şehitleri ile binlerce müslümanın öldüğü milyonlarca başka başka tevhid şehitleri anısına son bölüm ilave edilmiştir. umarım güzel dua olarak takdiri ilahiye mazhar olur, sizlerin de seveceğini umuyorum sevgili okurlarım. Allaha emanet olunuz efendim.
*
ahi kul ahmed
Temiz aşka dünya düşman el durur
Yakam tuta kamil vera el verir
Mahbub isen beller bağla kul denir
Kapılarda Mansur ola dil imiş
*
Mansur olsam şer’i yazan baş gelir
Enel Hakkı evla desem can gelir
Assam şirki cana halden can denir
Asıla da Mansur ola şirk imiş
*
Kaçtır molla yazdı ravi der durur
Şeriattir cümle yazar şer’ arar
Tarikat Hakikat Haktır şer nider
Başıma da Mansur ola yüz imiş
*
Kimler bilir Enel Hakkı sır mana
Bilge sırrı cehle demez sus mana
Aklı ayan düşe yada kim mana
Kaşına da Mansur ola ser imiş
*
İma eyle bilge nazı bir ibret
Zahir ilme talip çoktur yaz illet
İnci gevher nider cehle yok zillet
Naşına da Mansur ola hal imiş
*
Mansur kemal buldu horlar el deyu
Bir söz ile ayrı düştü can deyu
Hakkın şerhi ali oldu gel deyu
Kalplere de Mansur ola er imiş
*
Yersiz değil Ene’l Hakk Şeyh El Mansur
Lakin ayan ola ene kim Mansur
Halık ile aşka düşe “BirMansur”
Canına da Mansur ola kul imiş
*
Seherlerde Mansur ağlar bir garip
Şavkı vurur candan eyler el garip
Sundu aşkı şarap neyler ey garip
Bilgeler de Mansur ola sır imiş
*
Cahillere hikmet karı ne ola
İnsan ol da beller bağla yol ala
Dünya şefkat ister ağla gül ola
Sevenler de Mansur ola yar imiş
*
Zalimlerde had yok bizde sır günah
Dervişlerde huydur geçse sır günah
Mansur olsam hay’dır derde sır günah
Ölenlerde Mansur ola gül imiş
*
Yaradan bin zera zulme bir arşın
Unutana akıl elde bir kurşun
Sebeplere takıl yerde bir varsın
Tapanlar da Mansur ola kul imiş
*
Ey Mansur söyler isen sen bu sözü
Yar kıldım seni çalsam ben bu sazı
Er yazdım söyler sazım hep seni
Çalanlar da Mansur ola saz imiş
*
Ümmet ağlar sana cana yol verdin
Hakkın düşer ahir sana kul vardın
Nedir şer’i karar diye can verdin
Yazanlar da Mansur ola can imiş
*
Ağlar ise ağlar ahmed can ağlar
Enel Hakkı söyler ahmed sır eyler
Cehle açmaz Rasül Ahmed kul peyler
Ahmedler de Mansur ola Hakk imiş
*
ahi kul mansur ahmede nasib
Sen gideli uyku görmez gözlerim
Ben son gördüğüm hayali özlerim
Sen gideli derdi bitmez sözlerim
Ben son gördüğüm serabı özlerim
***
Konuşurum anlaşılmaz sözlerim
Kalbi kırık gönlü hicran beklerim
Seher olmuş gece dinsin umarım
Ben son içtiğim şarabı özlerim
***
Senin yokluğun yalnızlığı geçti
Gür gür gibi varlığın nerde şimdi
Don biçtiğim şeyler kuş oldu uçtu
Ben sen sevdiğim hülyayı özlerim
***
Yalnızlığı her şeye bulaştırdın
Kimden medet umarım, kaçıp gittin
Noktalar mı dalmanın reçetesin
Ben son girdiğim deryayı özlerim
***
Dervişler yalnız kalmazmış dediler
Haktan uzak durmazmış dediler
Zikir bağlar sormazmış yediler
Ben, sen dediğin sevdayı özlerim
***
Canı mihnet ettin kara cahile
Şerre yazdı sıdkımı şeytan ile
Çelme taktı nefsin ah dünya diye
Ben, kör nefsimin rabbini özlerim
***
Uzaklardan esen rüzgar gibi gel
Davulumun tokmağı seslenir gel
Kırk türkü çaldım sana zurnamla gel
Ben, sen dediğin kulunu özlerim