Sensin kerim sensin rahim
Allah sana verdim elim
Topraktaki gonca gülüm
Allah sana arzu halim
Ramazanın rahmetiyle
Şeytanları bağlarıyla
Nefislerin ıslahıyla
Allah geldi ramazanım
Recepten vardık şabana
Hayır kıla müslümana
Ulaştıra ramazana
Allah nasib kıla hayrım
Evvelinde rahmet ile
Ortasında mağfirete
Cehennemden azad ede
Allah size affı yazdım
Teravihler doldu taştı
Sahurlarda uyku kaçtı
Afiyetle yedi içti
Allah verdi taştı rızkım
Hatim ile namaz kılam
Ayaklarım şişe ölem
Terler ile gömlek sıkam
Allah için miraç sayam
Fakir görsem sevinirim
Keşke ölsem sakınırım
Yokluk ile öğünürüm
Allah aça cennet kapım
İftarında fakir varsa
Bereketler dola evde
Yediğinden arta sofra
Allah kulun yazdı kerim
Ramazana erdi kullar
İbadetle uçtu ruhlar
Orucumuz nefsi kırar
Allah dedi giyin ihram
Gönül ağlar gözden akar
Namaz kılar sütre aşar
Secde eder yakın düşer
Allah bunla eyler kelam
Tövbe etti dağlar kaşı
Cümle eller horlar kişi
Dizgin elde nefsin atı
Allah vere burak uçam
Emmarenin isyanına
İsyan dolu hallerine
Tövbe eden dillerine
Allah yaşı gözler kulum
Pişman olsam günahlara
Yaşlar varır levvameye
Yazar hakkın hidayete
Allah çeke kendin kulun
Günahımı bohçaladım
Dürüsünü hakka savdım
Hayra döndü suçlar karım
Allah kerim kerim gülüm
Levvamede ağlar gözüm
Azgın nefsi ıslah ettim
Hidayeti anda buldum
Allah kapar gözler kulum
Ay parıldar gönül dahi
İhlas kılan etti karı
Muhammed’e verdi sözü
Allah ahir bayram gözüm
Rahmetime gir kullarım
Haslarını bağışlarım
Suçun katre rahmet deryam
Allah gülsün gül kullarım
Selam versin hurilerim
Cennetime gir kullarım
Bilmez kimse giz nimetim
Allah rızam er kullarım
Bil dedimdi evvelinde
Kul yarattım ademinde
Kim erişti rahmetime
Allah güler kul güllerim
Şeytan kurdu sofrasını
Kafir yedi zokasını
Çoktur çeri tapasını
Allah yakar künhün gülüm
Kabil habil hepten şamil
Söke geldi suçlar cehil
Tövbe kapında bu cahil
Allah güler af güllerim
Kul ahmed’im ümmet aşkın
Söyleşirsin Allah aşkın
Ümmete Muhammed düşkün
Allah bağış kılsın gülüm
Kul ahmed ağlar, gül ağlar
Muhammed ağlar nur ağlar
Ey kaçınan dağlar ağlar
Allah gülsün gül kullarım
not: bu şiir geçen ramazandan 20 gün önce Hacı Bayram camiinin bahçesinde 20 dakikada yirmi kıtası hiç karalama olmaksızın yazıldı. geri kalan 5 kıtası ise bodrum yalıkavakta a bayram kısmını yazmamışız diye ayakta 5-10 dakika içinde yazılmıştır.
bu şiiri yalıkavakta tecrübeli bir din ve ahlak öğretmeni okumuş ve 5 yerde takılmış anlayamamıştır. böyle bir anlam zenginliği olan bir şiiri bir daha yazabileceğimi sanmıyorum. hele bu kadar dar zamanda ve karalama yapmadan.
hacı bayramda şiiri yazarken diyanet işleri başkanı sayın görmez üstümüze gelerek merhasba demiş, biz de selamün aleyküm sayın başkanım diye yüksek sesle doğru selamı kinayeli olarak söyledik..hayırlara vesile olur inşaallah..
lütfen bu şiiri dikkatli okuyunuz…
aşık ahi kul ahmede nasibdir
Yanar oldum aşk yoluna
Döner oldum dost yoluna
Kanatlandım Hakk yoluna
Döner oldum dost yoluna
Beni benden alan mahı
Feda edem canım dahi
Kimse bilmez gönül dahi
Karar düştüm dost yoluna
Gele duram aşk yane
Yana duram halden hale
Çevireler canım sene
Kıyar oldum dost yoluna
Aşk şarabın zehri yakmaz
Zehir versem öle durmaz
Canan dahi parmak banmaz
Banar oldum dost yoluna
Yedi iklim emre düştü
Süleymanı cemre düştü
Mülki dahi cevre düştü
Koyar oldum dost yoluna
Gönül çıkar dosttan âri
Dost bazarın candan âri
Tenim kalır yerden âri
Yanar oldum dost yoluna
Tacı tahtı terk eyleyem
Miskin bahtı kul eyleyem
Mahlükata şah eyleyem
Göçer oldum dost yoluna
Rahmet kılar şeyh olasın
Ahi düşer hal olasın
Canan yazar can veresin
Verir oldum dost yoluna
Aşk şarabı içen bilir
Hem divane olan durur
Benden geçen kuldan olur
Candan olam dost yoluna
Bağlar başı boza dursam
Dağlar kaşı yaza dursam
Senden âlâ kime kopsam
Divan duram dost yoluna
Ahi ahmed var bi-çare
Yarden ayrıldım ne çare
Onmam gayri gönül yare
Payan olam dost yoluna
aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur
Gönül arzular Gırşaar halını
Kaman yeşildir uzaktan görünür
Evvel bahar yaz ayları salındı
Coşar Kızılırmak kızıl görünür
Karabacak selafur bağarası
Yatan bilir selamlığın havası
Bir yar sevdim kavaklıklar arası
Yatar koluma çalpıdan görünür
Kılıçözü boylu boyunca akar
Kaç yavruyu yedi anası yanar
Serpme ile balık tutak gardaşlar
Girdiğimiz sular derya görünür
Yamacında Kervansaray görünür
Horozun gediği beldir geçilir
Kaç güzel geçtiyse yayla gülüdür
Boztepe yörüğü elden görünür
Çuğuna varınca ellerim titrer
Barajda aynalı sazanlar atlar
O oltayla tuttuğumuz balıklar
Hakk’ın rahmeti balıktan görünür
Harmanda düvene binsem kaşınsam
Bağ bellesem herbir yanım hamlasam
Güzel ile bir palada otursam
Gel de sarılak yalandan görünür
Yedi oldu kazaların sayısı
Koptu hacıbektaşı kozaklısı
Köylünün şa’rlı oldu avratlısı
Hastası sağı pazarda görünür
Üzüm haftına batsam sıza sıza
Ayvalar atsam pekmez kazanına
Boranı hedik kelle gel sabaha
Yumuşun hakkı sabırdan görünür
Ahi Evran Aşık Paşa salahı
Hacı Bektaş Kaya Şeyhi selamı
Ahmed-i Gülşehri Şeyh Süleymanı
Cümlesi Türkçe’ye algın görünür
Çalpıdan atlarlar alma yolmağa
Sağbısı tutarmış rezil etmeğe
Kaç güzel sevdiysem cana katmağa
Selamı sabahı arkta görünür
Aşık Paşa Ahi Evran Hastane
Cıncıklı Kapıcı Ahirmen cümle
Gel güzel beni yabandan belleme
Güzeller gönülden gülden görünür
Tarla tapan seğirtirmiş oğlanlar
Güvercin deyu kurulur tuzaklar
Daş döğüşü olur vızlar sapanlar
Anam kapıda pecede görünür
Zıkka oynayan beller kırılırmış
Soluyu soluyu hem karakırmış
Dalağı kabaranlar böğürürmüş
Anası güzeller cazdan görünür
Topak halam üzüm leblebi verse
Peynirli dürüm hem şerbet içirse
Alma köftür üvez hevengi çözse
Kilerin tadı pestilden görünür
Okuldan çıkınca döğüş başlardı
Cam kıranları hocalar haşlardı
Başangıdır deyu millet bıkardı
Karamemmet hasanla şer görünür
Sızgıt yapardı anam teker gibi
Yufka ekmanen dürerdi yi diyi
Ceplerimde şak leblebi var diyi
Komşunun kızları bizde görünür
Sümüğü akan koluna silerdi
Faytona asılan kamçıyı yerdi
Ustayla çemen-ekmek has nimetti
Okuldan sonra çıraklık görünür
Ceviz kaval ederdik bahçalarda
Enekli oynarız sakamız toksa
Kola söylese de bir kavga çıksa
Korkağın anası bizde görünür
Çiğ köftelik bir et çıksa satırdan
Kelle gelir sabanan tandırdan
Üşüşürdük yedi gardaş peşinden
Sarımsaklı paça başta görünür
Tok çik opban mirre aşşık oynasak
Enek ütüp cebimizi doldursak
Sonra aşşa mahalleden kaçırsak
Dövüşün alası daştan görünür
Bir düğün olunca kayın giderdik
İnce sazlarla türküler söylerdik
Tavuklu dam pilavsız kalkmazdık
Sazdan sözden bir Muharrem (Ertaş) görünür
Anam Yörük babam Türkmen soyundan
Horasandan, Şam, Kayseri göçünden
Ama Hafız’ın Mehmet’in dalından
Üçgözdeki suyu bulmuş görünür
Orta ikiden git imam hatibe
Kuran hadis Arapça ilim ile
Dön Cacabey’e var birinciliğe
Hakk yardımı sadaklattan görünür
Hakkı dayım tuturuk getirirmiş
Sonra kaleye gider hem okurmuş
Sultan Hamidi’n müderrisi olmuş
Cumhuriyette kaybolmuş görünür
Bir ahi ahmed yaşamış ölmüş
Hakk’ın divanına kul deyu varmış
Hak bazarında hem sırtını açmış
Gelen vurmuş giden vurmuş görünür
(olaylar 1960 ila 1973 yılları arasında aşıkpaşa mahallesi tekke sokak ve çevresinde bizzat yaşadığım olaylardır. orada bir dam ev ile yine kerpiçten yapılmış iki katlı konağımız vardı. dam evin yarısı ahırdı ve ineklerimiz ve eşşeğimiz vardı. eşeği seğirtmek büyük zevkti. karabacaktaki bağ evimize eşşeğin habesi ile su götürürdük. eşşek karpuz kabuğuna aniden eğilince boynundan aşşa düşerdik. ne günlerdi .Orta ikiyi bırakıp İmam hatip bire giderek bir feta yaptığımı umut ederim.
cacabey ortaokulunu birinci bitirdim bir imam hatipli olarak. ozamanlar imam hatibe imam hatap yani odun derlerdi. imamhatipten gelip birinci olunca bu kötü hitaplar büyük ölçüde son buldu..
Dedelerimiz horasandan çıkıp Şam’a yerleşmişler. sonra oradaki arazilerini Hasaneyn adlı bir camöiye bağışlayarak Kayseriye gelmişler.. bu seyahat veya göçlerde dedelerimiz gönül eri tarikat ehli insanlar arayarak olmuş. kayseriden de Kırşehire gelerek yerleşmişler. Bu dedemizin adı AMA HAFIZ imiş ve okumaktan gözleri kör olmuş. kırşehire gelince su aramış ve üçgöz suyunu bulmuş. su çok baskın olduğu için üzerine çok büyük bir taş koymuş..
Babamın öz dayısı olan Hakkı dedemiz zor şartlarda okumuş. babası bakkal ali efendi çok sert bir adammış ve dayımıza sabah namazından önce bir eşşek yükü tuturuk getirmeden okula savmazmış. okul da kaledeymiş. derken okuyup İstanbula gitmiş ve Sultan Abdülhamitin sarayında SARAY MÜDERRİSİ (Profesörü) olmuş. daha sonra Cumhuriyette Kaybolmuş. akıbetini devlet yetkililerinden soruyorum. lütfen cevap versinler.
Muharrem ertaş usta ile onun evinde yarım saat oturdum. 15 yaşımdayken keşfim açıktı. o sedirde oturup beni, ben de onu süzdüm hiç konuşmadan. üzerinden öyle bir rahmet akıyorduki anlatamam. o yarım saati hiç unutmadım hiç. İşte kelamsız hal diliyle konuşma diye buna denir ve takva sahibi çok az insana nasibolurbenim keşfimi 10 yaşımda Mevlana (ks) açmıştı.
son şah beyitte geçen sırt açmak deyimi kul hakları içindir. peygamber efendimiz de veda hutbesinde sırtını açmış ve kimin hakkı varsa gelsin alsın demiştir işte bu davranış insanlar arasındaki eşitliği ifade eder temelde……)
aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur.
İlahi canan evine
Girenlerden eyle bizi
Yarın aşktan cemalini
Görenlerden eyle bizi
Mahşerde Hakk’ın gölgesi
Nice yürekler paresi
Allah’ın ol divanesi
Olanlardan eyle bizi
Ya Rahimi ya Kerimi
Kimse bilmez ihsanını
Hakk’sın gül, gül didarını
Görenlerden eyle bizi
Arşın gölgesinde seyran
Hamd sancağında püryan
Firdevs cennetinde selam
Kullarından eyle bizi
Bu dünyada kamu alem
Düşer kalkar nice bir dem
Mizanlarda rıza ilen
Geçenlerden eyle bizi
Daim koştur Hakk yoluna
Talma dünya metaına
Sağ eliyle beratına
Varanlardan eyle bizi
Ahi ahmed yanar durur
Defterini açar görür
Hakk didarın hoşca bilir
Sağcılardan eyle bizi
Ah eyledim vah eyledim
Muhammed’e yol eyledim
Ümmetine can peyledim
Uyanlardan eyle bizi
Bir alime sorsa idim
Nefs elimden yılsa derdim
Sevaplara dönse suçum
Selamette eyle bizi
Ahmedim sen de varırsun
Hallerin anda görürsün
Kara yüzle ne idersün
Ak yüzlerden eyle bizi
Hakka yüzler sürüp de gel
Muma dönüp sızıp da gel
Muhammede uyup da gel
Ümmetinden eyle bizi
Rahmet yeli kesilmesin
Gaflet ile uyunmasın
Ümmet yolu şaşırmasın
Doğrulardan eyle bizi
Birliğini bir eyleyen
Fakirini yol eyleyen
Ümmet için koşuşturan
Canlarından eyle bizi
Ahmed miskin bir gün ölür
Canımı ol veren alır
Tenim buradadır kalır
Uçanlardan eyle bizi
İmamların Kuran okur
Müezzinler ezan okur
Cümle duyan sorgu olur
Bilenlerden eyle bizi
Nefsim ile savaşırdım
Taşı nedir bilmez idim
Az ye az uyu sır bendim
Tutanlardan eyle bizi
Gün doğarken çıktım yola
Yoldaşım gel Kuran ola
Salavatı önden sona
Diyenlerden eyle bizi
İşim aşım Rahman ile
Kuran okur diller ile
Rahmeti Muhammed ile
Alanlardan eyle bizi
Mekke’de güzel Kabe’yi
Medine’de Muhammed’i
Arafat’tadır vakfeyi
Duranlardan eyle bizi
El kaldırıp amin diyen
İhram bezin bele geren
Allahümme lebbeyk ilen
Hacılardan eyle bizi
Hacılarla deve kessem
Şeytanları taşa tutsam
Saçlarımı kazıtırsam
Günahsızca eyle bizi
Zemzem içsem kana kana
Kurban olsam Hakk Teala
Derviş olup yansam sana
Aşk od’unla eyle bizi
Helal haram katma sakın
Kanaatle rıza yakın
Sofranıza dua katın
Berekette eyle bizi
Ahmet içun ömür selam
Aşksızlarla sohbet haram
Ariflerle uçmuş olam
Kullarından eyle bizi
(şiirde geçen Muhammed isimleri için lütfen bir defa salavat okuyunuz.)
Allahümme salli ala muhammedin ve ala âli muhammed
aşık ahi kul ahmede nasibdir
Her kim sever Allah’ı
Canan kılar vallahi
Afuv eyler günahı
Şu kıyamet gününde
Seni beni yaradan
Rahmet ile kuşatan
Doslarını ayıran
Şu kıyamet gününde
Buyruğunu dutasın
Kulluğunu bilesin
Hakka mahbub olasın
Şu kıyamet gününde
İhlas ile varasın
İman kavi düşesin
Şeytanlar kaçırasın
Şu kıyamet gününde
Dünya deyu aldanan
Mağrur olup güvenen
Pişman düşe mahşerden
Şu kıyamet gününde
Ben mağrur olmayayım
Nefistir kanmayayım
Yüz kara varmayayım
Şu kıyamet gününde
Bellüdür öleceğin
Yakasız giyeceğin
İttiğin bulacağın
Şu kıyamet gününde
Sanma ki ölmeyesin
Çağrıyı duymayasın
Oy nice yanmayasın
Şu kıyamet gününde
Nice zaman yatasın
Kamil isen uçasın
Gelenleri tutasın
Şu kıyamet gününde
Gafil olma ateşten
Zulme çalar nefisten
Şeytan dahi tamudan
Şu kıyamet gününde
Bu dünya göçerlerin
Ettiğini bulanların
Kardaştan kaçanların
Şu kıyamet gününde
Hakk yolunun kucağı
Muhammed’in ocağı
Şefaatin veraı
Şu kıyamet gününde
Hakk sözünü tuttun mu
Helal haram yuttun mu
Muhammed’e uydun mu
Şu kıyamet gününde
Dört kitabın manisi
Hakk’a varır hepisi
Yazmaz dünya tapusu
Şu kıyamet gününde
İsrafil’in suruna
Kalanlar çağrıla
Gökten zulmetler yağa
Şu kıyamet gününde
Dünyadaki işlerin
Avrat evlat düşlerin
Amel nedir bilmedin
Şu kıyamet gününde
Bilen bilmeyen gele
Saflar ile düzüle
Defterleri verile
Şu kıyamet gününde
Defter defter defterim
Kantar çekmez işlerim
Kurtar deyu beklerim
Şu kıyamet gününde
Amelsiz gidilir mi
Soya güvenilir mi
Kusurum canım mı
Şu kıyamet gününde
Arifler sual olmaz
Aşığa huri vermez
Suçlular nefes almaz
Şu kıyamet gününde
Haktan yana çalasın
Sünnet ile varasın
Ölmeden de ölesin
Şu kıyamet gününde
Seherlerde kalkanlar
Fakirlerle yunanlar
Varı yoğa satanlar
Şu kıyamet gününde
Tevhid ile imanı
Zalimlere nizaı
Hurilerin selamı
Şu kıyamet gününde
Ahi kul ahmed neyler
Dost suali zor eyler
Sıratta cümle ağlar
Şu kıyamet gününde
Ağla ahmedim ağla
Ümmet sıratta hala
Ya Muhammed Mustafa
Şu kıyamet gününde
aşık ahi kul ahmede nasibdir.
Ne âlâdır şöyle kişi, okuduğu Kuran ola
Rahman ona rahmet kıla, kalbi dolu iman ola
*
Kendin bilen Kuran bilir, Allah onu kulu saya
Yüzbin huri karşı gele, selam vere mahbub ola
*
Derviş isen Kuran oku, cümle kula öğüt kıla
Rahmet yağar baştan sona, düşmüş iken sultan ola
*
Gafil bilmez Kuran nedir, bilse bürhan delil ola
Haşır günü oku derler, okur çıkar makam ola
*
Bilmez cahil cehli sarar, cehli ona azab ola
Kuran okur hoca mıdır, her bir melek yakin ola
*
Kuran sevap yaza durur, inci mercan yakut ona
Nuru yanar nazar içre, bağ-ı irfan kelam ola
*
Cennet için tapu gerek, köşke irfan Kuran ola
Veli isen ağıt kıl sen, Kuran ile seller ola
*
Kuran oku ey dost ey dost, gülşen sana sefa ola
Münker nekir sual eder, Kuran ile asan ola
*
Kuran bilmez cahil kişi, her bir işi müşkül ola
Okur gider arif kişi, yazı kışı seyran ola
*
Yiğit koca bilmez hece, ol dirliği yaman ola
Bir kişi Kuran bilmedi, ol cihana gelmez saya
*
Kuran bilmez bahtsız kişi, her bir derdi onmaz ola
Kuran neyler dünya kulu, dünü günü pişman ola
*
Ey kul ahmed aciz kulsun, Kuran oku hayır ola
Günahların katır yükü, afuv kılan Rahim ola
*
Not: hadis: “ümmetimin en hayırlıları kuran öğrenen ve öğretenlerdir”
Kuran’ın manasını ve tefsirini okumak önce gelir, tilavetinden evladır. Yüzünden arapça okumak ise daha sonra gelir. Kuran okumak ve dinlemek imanı artırır. sesinizle güzelleştirin buyrulmuştur. arapçasını türkçe harflerle okumak doğru olmaz ve sırlarına vakıf olunamaz, ayrıca sesler denk gelmediği için yanlış okumaya meydan verir ve anlamlar bozulur farklı şey okunmuş hale düşer ki bu durum sakıncalar doğurur.
günde iyi okuyan 20 sahife, az okuyan 10 sahife, çok az okuyan 6 ve en tembel de 2 sahife okumalıdır. Kuran muciz bir kitaptır ve sırlarla doludur. ilaç nasıl içindeki bilinmeden iyi gelir deyip içiliyorsa Kuran’da içindeki bilinmeden de okunursa ihlaslı olak kaydıyla iyi gelir. fakat Cenabı Hakkın istediği tefekkür ve idrak için manası bilinerek okunmalıdır.
kuran müttekilere Rehberdir dendiğine göre kuranın bütün emirlerine uygulanabilir diye iman etmek gerekir. bunlar eskidendi şimdi uygulanamaz demek inkardır, küfürdür. MÜSLÜMAN LAİK OLMAZ. sadece müslüman olur. tevhid olarak başka adı yoktur. liberal olamaz, milliyetçi olmaz, aşiretçi olmaz, demokrat olamaz, sosyal demokrat olamaz. müslümanlıkta herşey vardır. allah c.c. dininizi tamamladım ve sizin için islamı seçtim dedi (Maide 3- son gelen ayet) o halde dinimiz tamdır, müslüman kelimesi de herkese yetip birleştirmelidir artık.
*
ahi kul ahmed
Çalışanlar çalışanlar…
Allah deyip Çalışanlar
Sabah erkenden çalışanlar
Gözler mahmur, hala uykudalar, uyur uyanıklar..
Onlar var sıralarda, sıra sıra yollardalar
*
Servis yahut tıklım tıklım otobüsler
Bu sıkışıklık biraz ahlakı kaybettirse de razıdırlar
aşk ve iş ister istemez beraberlik şarkısıdırlar,
*
Biraz üşümüş eller cepte yolda gözler
Bir erken bineceği sırayı bekler
Kimi erkek kimi kadın gözdeler
İmamın değil patrona gözdeler
*
Patron,
Patron da gözler gözdelerini
Bir an önce gelsin de veresiye yapsın işlerini
Ne menem iştir şu dünya kulluğu ki,
Ahirete bırakmıyor hiç bir şeyi
Her şeyini burda yap burda al diyor ücretini,
Allah veresiyeci patron peşinci,
*
lakin,
Bahar erse yazı salmaz gönlünden
Yaza gelsek güzü sevmez renginden
Doğru çalış, iyi üret sevginle
Bir besmeleyle değişir yaptığının kemali elinle
*
Hadi, “Allah der çalışırız” de gönlünden,
Kaç bahar yaşarsın her iç çekişte ruhundan
*
Her vuruşta Allah
*
Her dikişte Allah
*
Her yakışta Allah,
*
Her bakışta Allah
*
Her içişte Allah
*
Her öpüşte Allah
*
Her yemekte Allah
*
Her dik duruşta Allah,
*
Her dokunuşta Allah
*
Her hayrın başı bismillah
*
Her şerrin sırrı estagfirullah
*
Allah… Allah…. Allah
*
Ya Allah bismillah
*
Allah ile zakir döner zikrullah
*
Cümle eşyayı sarar biiznillah
*
Kainatın işidir sahibini aramak
*
Gel gör ki ne bulan var ne gören zatullah,
*
Demek ki görmeyince yok diyeceğine düşün bak eserini,
Arattırmaktır derdi belki de elhamdülillah.
Vuslat olsa aşk biter kalmaz ehlullah
Tevekkeli arayanlar bulanlardır,
Bulanlar arayanlar
Kim bulduysa bağırsın kim var diye
Aşkı mücerret kıla şuhudat ile
*
Her katreden sadır olur bir niyet
Döner toplaşır bir zaman Rabb’ine yoktur illet
*
Her sahip ister ki kadri bilinsin
Kadr-i Cemil üzre huzura durulsun
*
İşte,
Önce aşk var idi doğdu “bilinmekten”
Anın içun yarattı evreni yokluktan
İş idi bu arzusu aşk için
Anlaşıldı ki her iş bir aşk içun
*
Düşün ki aşkı giden işin neyi kalır geriye
Zorla muhabbete şeytan yaran olur dost diye
Her iş sahibi sevk ede işçisini suhuletle bir “makul”e
Bir aşk duya ki önce kendi kıla namazını patron derviş şevki ile
Bu sürüler çobansız olmaz elbette
Lakin keser döner sap dönüverir de
Kıldırmadı namaz diye yakasına yapışır çobanın ahiret ahvaliyle
*
Ol namaz bir aşk cevridir
İş dahi içinde var türlüdür
Geldik anladık ki imandandır bir şevk
Bu şevki duymayanın imanı gevşek
*
Kişi bilmese ölünce ne karşılık alacak
Hiçbir feta yapmaz ne gerek duyacak
Daima işler al gülüm ver gülüm
Üç koymuşsam bil ki daima beş almalıyım
Kaç katır at dayısına özenmiş girişimci ruhuyla.
At ile koşturulunca döner hatırlar eşşek babasını bütün hadd-i sabrıyla..
*
Kaç derviş çıkar ki şu toplumdan
Zahid kula gerekmez fazla dünya malından
Cümle alem, hep beraber tapalım
Dünya peşin ahiret veresiye napalım
*
Zaten miyoptur gözleri toplumun ilimde
“Yakın”, yanımdadır, elimdedir elimde
Ahiret ise sada vermez, ırak durur gönlümde
*
İnsan bu…
Kalemi görür de elden bilmez
El yazsa da yazdıranı bilmek istemez,
Uzak sayar Onu, çün zatı görünmez,
Zatı görünmeyenin üstünü açmaz..
*
Kafir değil lakin gördüğüne inanır
Dünyayı yakın diye görür de tapınır
Artık ahirete soğan doğramaz yakışır
*
Halbuki hiçbir sahip peşin vermez ücretini
Bilir lakin inanmaz yumar gözlerini
*
Hak dahi verir ücret bir kısmı peşin
Perde koyar zatı için gözlerine lakin
İşte şimdi iman gerekir ki itikat eylesin
Karşılıksız bir gerçeğe yüzün dönüp tasdik eylesin
*
İşte Hak bekler ki önce kuldan bir sadık adım
Sere cümle varını kullarına bin Müslim canın
O bir Rahman der ki kafir müslim ayırmaz kulun
*
Bekler ki kulları bir şükür eyler belki tutar cihanın
Doksan sene inkar etse kesmez rızkın kafirin
Salar Halil’ini ardından, doyur inkar etse de bu kulum
Böyle bir merhamet sadır olmadı hiçbir kuldan
*
Lakin bir vakit gelir döner her şey aslına
Kurulur mahşer kürem kürem insan huzurda
Yenilen yemeğin hesabı olmaz mı
Her daim ücret ödedin yediğinde
Lakin düşünmedin bir hesabı kapıda yahut kaderde
*
Her tohum düştü yere; mevsiminde çıktı aynı endamı ile
Sen dahi fikir etmezsin zor bir gün gele şerri yaranı ile
Bahar saya kıpır kıpır kıpırtıyı topraktan vakit ile
Alem çıkar bin bir mezar kudret ile açılaraktan
*
Dileriz ki her biri kalktığında yine birer gül olsun
Lakin dünyada gül olmayanın çıkışı gül, nasıl olsun?
Gülün bile dikeni varken yoktur kimse günahsız seyret,
Sen burada gül olmaya bak taşıyan bulunur elbet
Bir bülbül dahi gelemese Hak aşiyan sayılır şerhet
*
Dön şimdi dünya tarlasını süredur saban gibi ağır ve sabır
Her yarar işe koşmasını biledur acele burdadur,
Zikri daim eyle zikr ile kişi hakka gözdedir.
Lakin biz zikri “allah deyip çalışmak” olarak anladık.
Allah deyip çalışmayanı müslümandan saymadık.
*
Ekininden cümle mahlukata bir nasip ayır
Her ne iş yapar isen semeresi dönmeli hayır
*
Cömertleri cennet kapısında teşrifatçı gördü bu fakir.
Ol cömert olmaya bütün varımı yoğ kıldımdı zahir
*
Kimse dönmedi kapımdan mahbup eli boş
Yüz kişiye de hoş baktım, bir kazık yedim bir hoş
99 dostum oldu yazmadım kimseyi nahoş
Lakin bilemedim insanları çarhına şeytan mı işedi benleri mi serhoş?..
*
Bil ki cennet;
İhlaslı 5 vakit namaz ile çorba kaşığını karşı tarafa uzatanlara daha yakındır (ahi)
Emin ol ateş nefsi aşkın hevasına mahbubu vasıldır
*
Yok öyle üç kuruşa beş köfte,
Bir Cuma’ya cennet ve huri vermez Allah vareste
*
Şeytan kim ki nefsin varken düşman arama
Zayıf olan ihanetsiz iş görmez aptal olma
Dost düşman toplaşsalar yıkamaz bendini
Sende bu iman varken kalbe sokamaz küfrün inkarını
*
Gel imdi Allah diyelim
Ve dahi çalışıp Allah diyerek gayret kılalım
Buna Ahi ve Ahilik derler Kırşehir’de yatalım,
Varıp ahi kul ahmede yıkılalım yaran olalım.
*
Bunların hepsi İslam’ın Güzel Ahlak’ında toplaşır
İslam tabanlı güzel ahlak ki topluma edep yazdırır.
Edepsiz toplumlar sınırsız bir hürriyeti “bencillik” düzdürür,
Aşk adına bir gecede milyonlarca hukuksuz don sıyrılır.
Donun içindeki aşk tanımından çıksa çıksa şeytan çıkar çıldırır
Şeytanların çerileri “ben” ve “şeytan” için buna hukuk yazdırır
Ne ilginçtir ki uçkuru ihtiyaç yazdırır da sanki cins-i israftan sakındırır
*
Ülke bizim, gönül bizim, dünya ahiret mutlu olalım
Mutluluğa 5 kala herkesi sevelim sevilelim
Sevdikçe mutlu, çalıştıkça mutlu, herkesi mutlu görelim
Başkasının mutluluğuna mutluluğumuzu inşa edelim
Mutlu ederek mutlu olmadır İslam’ım bunu bilelim
*
Ben yitti sen var
*
Sen yitti o var
*
O yitti siz var
*
İşte siz varsanız o zaman biz de var olabiliriz.
Gönül şevki aşk içinde canla canan harda bir olabiliriz..
*
Rabbim, bizim mutluluğumuzdan sen de hoşnut olursun elbet.
“Allah’ın rahmeti cemaat üzerinedir” demedi mi Rasül’ün şerhet
İşte cemaat olarak bütün okuyucumla kıldım bin namaz şimdi yadet
İmamım şeytan olmadı, ikrarım sanadır ya Rabb kaydet..
*
Gözyaşımdan yağmur yağdır bu ümmete sağnak sağnak Rahman’ım
Kullarından dostlar eyle yaran eyle Sübhanım
Güllerime onlardan aşiyan eyle yaranım,
Bin gül de sana sunayım lakin kıyamam koparamam,
Herbirini çeşmi gülistan eyle gülşenim,
*
Sen en iyisi şöyle,
Şu dünyayı güllük gülülistanlık eyle..
Böylece…
Biz de mutlu olalım, bizi mutlu eyle,
Bu mutluluktan sen de mutlu ol diyelim Rabbim çok umutlu elle..
*
ahi kul ahmedi hepisinden umutlu ve mutlu yaz
Lakin çok gayretkeştir mutluluk için kimse bilmez,
Bağrı yanıktır onun gecesi gündüzü siz,
Bir selam için yürür yollarda tanımamaktan çekinmez,
Günde 100 selam eylemezse zayi sayar ne az,
Bir münübüste 20 ademe selam çakar latif-i naz
Fırçalamıştır hepsini almazlar ise seda az,
Farz bir namazda 25 dua toplaşır Hakk’a sunulur günde 300 dua çerez
Kaçı kabüldür kaçı yüze şamar bilmez edep eda ile üç beş yaz,
Lakin ısrar eder ki, dua ile cümleyi seve, ayırmaz safinaz,
*
Dinini yere sok, eve sok, bata sok burada din olmaz dedi bir gün biri
Olmaz yanımda İslam olmaz hukukiyle sorulmaz hemi,
Lakin görüldü ki Hakk kul ahmedin kendi sesinden söyledi,
Batan çıktı, evden uçtu, hayata yansıdı canla, ahmed semaya İslam’ı mıhladı,
Hak yağmurları bir miktar ahmedin gözyaşından eyledi,
Yağmur diye ümmete nice inciler derledi,
Davul mu çalmaz, zurna mı Hak içun,
Türkü dizer böylece arıstakda aşiyan içun
Gülle davul bir olmaz adem içun,
Davulu şerre gülü gülistanda bülbül Hak yaran içun
*
Artık kadrini bilen kullar Hak söyledi,
Hak söylemeyen gayyadan bir tapu peyledi.
Hakkın sesi sönmez kıyamete kadar gafiller bilmedi
*
Kul ahmet olmasa da mehmetler ölmez,
Ey okuyucu ademe bakma erdeme bak şaşmaz,
Olaylar fitne ise dön Kuran’a ve sünnete bak yanıltmaz,
*
Atalarını izlemekle gideceğin yerde zakkumlar yetişir
Lakin burada beyaz, pembe olsalar da cehennemde ziftin aslıdır
*
Görmez misin reklamlar daim aldatır insanı
Çenginin buradaki havası, orda zebaniler çalası, zebaniler yuvası
Kulağına yiyeceğin bir topuz sani akıllandırır.
Lakin iş bitirilmiş dönüş imkansızdır.
O gün atana en güzel küfrü sen edersin
Ben bile yeter desem beni tınmazsın aldırmazsın
*
İşte atalardan olmaz örnek olmaz örnek biledur,
Peygamber dururken şirke giredur,
Her kes düvende işediğini hatılda yiyecek
Boğazından zor geçecek,
*
Bu yazı Kuran’a bir hizmettir.
Okuyana bin bir güzel dua ve ziynettir
Davet-i Hakk’a eyledik ahiden üç beş kelam
Hak takdir ede ve duyura sizlerin kalbine suhuletle heman
“La” deyip de “illa” dememek de ne öyle
Doğruyu bilip de yanlışta toplaşmak hangi münafığın gönlünde,
Doğru tek ümmette kardeş olmak Hakkın emri de
Kaç parçaya bölündün müslümanım deyip şimdi de,
Dik dur, duracağın yeri bil korkmadan
Satma dinini akşam olmadan,
Küfür yakın ve peşin hayran ol birilerine
İman uzak ve veresiye seyran yok birilerine,
Lakin gayya sondur peşine
Cennet düşman durur nefsine,
Bala düşen bok yalar zahirde
Boka düşen bal yalar ahirde
Kalmaya ahirete düşünmeniz bok içun
Yok bir karşılık niye çekinirsiniz bal içun.
*
Selam saldık herkese.
Öpüldünüz ahmede
ahmed öpüp napacak
Sizi hakka salacak
*
Haktan gayri yol mu var
Gelmez gayri şer mi var
Onmaz türlü dert mi var
Sizi şerre salacak
*
Söyledik sevi ile
Payladık nevi ile
Cümleniz karı ile
Sizi bahre salacak
*
Gençlere sözüm şudur
Yol biter ömür kocar
Şimdi dostu Hakk’ta gör
Sizi nehre salacak
*
Tut elimden tut biraz
Kelam eyle Hak biraz
İşe aşka namaz yaz
Sizi cennet saracak
ahmed hakikat kulsun
Gayen yerini bulsun
Hakka kullar sevişsin
Gülşen gülleri kucaklar,
Kucak, kucak, kucaklar,
Siz burada gül oluncak
Çıkışınız gül ol’cak,
Gül ol’cak Gül ol’cak
Ve gül, gül kokacak…
Gülü Allah koklayacak..
Muhammed dahi gül, gül,
Gülünü o da Hakka sunacak…
Güllerim benim sizlerden gül derlerim…
Gül olmayanı dikeninden eylerim,
Diken ve gülü beraber bağlarım.
Kırşehir’de Gül Bağlarım…
*
ahi kul ahmed
Allah der çalışırız sözü Ahi Evran-ı Veli’ye aittir.
Gayya:cehennemde bir kuyudur.
Bahr:deniz demektir.
La demek bir şeyin o olmadığını bilmek demek,
İlla ise gereğince o işe yani islam’a yönelmek demektir.
Örneğin 5 vakit namazsız cennete girilemeyeceğini bildiği halde namaz kılmamak ya da sadece cuma ile yetinmek..
Doğruyu bilmek fakat yanlışta toplaşmak: örneğin Müslümanlığı bildiği halde ümmeti bırakıp milliyetçi, yahut liberal, yahut solcu bir gurubun içinde olarak bölünmeye sebep olmak ve geleceğini, Allah cc. Peygamberinizi örnek alın diye ayetle açık bir şekilde belirtmesine rağmen ölmüş atalarının prensipleriyle kurtulacağını toplumsal ve ferdi huzura kavuşacağını zannetmek ve böylece şirke komşu olmak demektir. İslam’da insan putlaşmaz. Büyük tehlike…
*
Not: Bu şiir, sabah namazından sonra Etlik’te (Ankara) Ender pastanesi’nin iki çay iki poaça ve bir kalem üç beyaz kağıt ikramıyla hiçbir karalama olmadan 22.10 2011 günü sabahında çalışmaya gidenleri görmekten etkilenilerek 1 saatta yazıldı. Aynı sürede bir benzerinin nasib olup yazabileceğimi hiç sanmıyorum. Gerçekten ırmakta aynı suyla ancak bir defa yıkanılabiliyor sevgili dostlar…
*
Sevgi,
*
Kainatın yaratılış nedeni.
İnsanın da…
Sevgi var olma nedenimiz, onsuz yaşam olmaz.
*
Ancak karşılıklı olduğu zaman daha güzel.
*
Önce yaratan sever, sonra yaratılan.
*
Dost pazar eyledi geldi beri
Gönül bohçasını serdi belli
Bin gönülde yeri vardı
Bir gönüldür deli oldu.
*
Sevginin nereye yönlendirileceği de çok önemli.
*
Sübhana kul olduk
Serdik gönlü bin kere
Ol sevdiğin bulduk
Verdik gönlü bir yere
*
Kazandığınız kadar kazancınızı nereye harcayacağınız da önemli.
*
Rahmana yol bulduk
Yoluna kul vardık
Rahmeti bol bulduk
Aleme derman diye
*
İşte, insan cümleyi nasıl sever? Yunus’un misali yaratandan ötürü… Yaratanın verdiği sevgiyi duyamayan, alemi nasıl sever?
*
Yunus dertli imiş
Derdi derman imiş
Allah sevi imiş
Sevi püryan ola.
*
Veysel misali eğlenecek yer lazım.
*
Tene gerekmez aşk
Aşka can gerek
Can, aşkla bulur canını
Can da bulur aşk cananını
*
Biraz yarenlik edelim.
*
Zatın ile birsin
Bin bildiğin var senin
Bir gönüldür girdiğin
Bir bildiğin var senin
*
Avutursun ahu ile
Dervişlerin ya hu ile
Söylen sözü benim ile
Çok bildiğin var senin
*
Hepinizi sevdik…
*
“Seven arar imiş
Arayan bulur imiş
Bulanlar,
Arayanlar imiş.”
*
Diyeceğimizi diyelim.
*
Sevenlerin dikkatine
Ne yazdıksa rahmet ile
Bir söyledik sevi ile
Kesretine ayan ola
*
ahi kul ahmed