Ne âlâdır şöyle kişi, okuduğu Kuran ola
Rahman ona rahmet kıla, kalbi dolu iman ola
*
Kendin bilen Kuran bilir, Allah onu kulu saya
Yüzbin huri karşı gele, selam vere mahbub ola
*
Derviş isen Kuran oku, cümle kula öğüt kıla
Rahmet yağar baştan sona, düşmüş iken sultan ola
*
Gafil bilmez Kuran nedir, bilse bürhan delil ola
Haşır günü oku derler, okur çıkar makam ola
*
Bilmez cahil cehli sarar, cehli ona azab ola
Kuran okur hoca mıdır, her bir melek yakin ola
*
Kuran sevap yaza durur, inci mercan yakut ona
Nuru yanar nazar içre, bağ-ı irfan kelam ola
*
Cennet için tapu gerek, köşke irfan Kuran ola
Veli isen ağıt kıl sen, Kuran ile seller ola
*
Kuran oku ey dost ey dost, gülşen sana sefa ola
Münker nekir sual eder, Kuran ile asan ola
*
Kuran bilmez cahil kişi, her bir işi müşkül ola
Okur gider arif kişi, yazı kışı seyran ola
*
Yiğit koca bilmez hece, ol dirliği yaman ola
Bir kişi Kuran bilmedi, ol cihana gelmez saya
*
Kuran bilmez bahtsız kişi, her bir derdi onmaz ola
Kuran neyler dünya kulu, dünü günü pişman ola
*
Ey kul ahmed aciz kulsun, Kuran oku hayır ola
Günahların katır yükü, afuv kılan Rahim ola
*
Not: hadis: “ümmetimin en hayırlıları kuran öğrenen ve öğretenlerdir”
Kuran’ın manasını ve tefsirini okumak önce gelir, tilavetinden evladır. Yüzünden arapça okumak ise daha sonra gelir. Kuran okumak ve dinlemek imanı artırır. sesinizle güzelleştirin buyrulmuştur. arapçasını türkçe harflerle okumak doğru olmaz ve sırlarına vakıf olunamaz, ayrıca sesler denk gelmediği için yanlış okumaya meydan verir ve anlamlar bozulur farklı şey okunmuş hale düşer ki bu durum sakıncalar doğurur.
günde iyi okuyan 20 sahife, az okuyan 10 sahife, çok az okuyan 6 ve en tembel de 2 sahife okumalıdır. Kuran muciz bir kitaptır ve sırlarla doludur. ilaç nasıl içindeki bilinmeden iyi gelir deyip içiliyorsa Kuran’da içindeki bilinmeden de okunursa ihlaslı olak kaydıyla iyi gelir. fakat Cenabı Hakkın istediği tefekkür ve idrak için manası bilinerek okunmalıdır.
kuran müttekilere Rehberdir dendiğine göre kuranın bütün emirlerine uygulanabilir diye iman etmek gerekir. bunlar eskidendi şimdi uygulanamaz demek inkardır, küfürdür. MÜSLÜMAN LAİK OLMAZ. sadece müslüman olur. tevhid olarak başka adı yoktur. liberal olamaz, milliyetçi olmaz, aşiretçi olmaz, demokrat olamaz, sosyal demokrat olamaz. müslümanlıkta herşey vardır. allah c.c. dininizi tamamladım ve sizin için islamı seçtim dedi (Maide 3- son gelen ayet) o halde dinimiz tamdır, müslüman kelimesi de herkese yetip birleştirmelidir artık.
*
ahi kul ahmed
Ben dost ile dost olmuşam
Eller bir dost bilmez beni
Cahiller horlar nideyim
Yaban dahi bilmez beni
*
Ben dost ile dost kalayım
Cananla aşka düşeyim
Can yite harda olayım
Ölüm dahi bilmez beni
*
Ben dost ile dost demişem
Dost için şerre gülmüşem
Güller içinde elmisem
Gülüm dahi bilmez beni
*
Ben dost ile dost gezmişem
Her bir dosta yol vermişem
Çıblak düşmüş kul varmışam
Kulum dahi bilmez beni
*
Ben dost ile dost ararım
Dost başına kul sayarım
Bir ömüre er düşerim
Adım dahi bilmez beni
*
Ben dost ile ney çalarım
Gün geçmez ki hoş nizaım
Söz olursa bir behlülüm
Harun dahi bilmez beni
*
Ben dost ile hoş olayım
Bağu bahçem güz çalayım
Bir gönüle yar olayım
Yaran dahi bilmez beni
*
Ben dost ile gül dikerim
Güle gülşen toprak benim
Bahar gelmiş kırlar benim
Sümbül dahi bilmez beni
*
Ben dost ile meşk ederim
Can evimi köşk döşerim
Cananımı şen göreyim
Canım dahi bilmez beni
*
Ben dost ile cümbüş etsem
Bir aşk ile yana dursam
Seherlerde dua etsem
Rabbim dahi bilmez beni
*
Ben dost ile bağlar bozsam
Bağı bostan güze çalsam
Gönül aşka paha biçsem
Maşuk dahi bilmez beni
*
Ben dost ile pazar ettim
Aşk pahasın canla ölçtüm
Canı canla harda yaktım
Canan dahi bilmez beni
*
Ben dost ile kahve içsem
Kahve ne ki sohbet kılsam
Dosttan şerri sıdka yazsam
Sadık dahi bilmez beni
*
Ben dost ile çalsam sazı
Dağlar söyler zikrin kaşı
Kullar uyur seher nazı
Yeller dahi bilmez beni
*
Ben dost ile ağlar olsam
Tac-u tahtı atıp gitsem
Fizandaki kulu olsam
Rahman dahi bilmez beni
*
Ben dost ile güller eksem
Yar aşkına toprak olsam
Yağan yağmur canan desem
Güller dahi bilmez beni
*
Ben dost ile dosta koştum
Aklı koyup arşa çıktım
Kalpten kalbe sırra erdim
Erler dahi bilmez beni
*
Ben dost ile illet bozdum
Gömlek deyu cübbe saldım
Döne döne bi hal oldum
Vedüd dahi bilmez beni
*
Ben dost ile fer alırken
Zarda kalmışım ziyadan
Nuru yok asude mülkün
Çırak dahi bilmez beni
*
Ben dost ile hu hu çekip
Şek ile dergah dolaşıp
Ümidim hafay-ı mihrab
Destur dahi bilmez beni
*
Ben dost ile tarik olsam
Er yok eren yok post sorsam
Baktım ki sır evliyadan
Cahil dahi bilmez beni
*
Ben dost ile nefes bulsam
Şarkı asude bağlasam
Son tecelli ah neylerim
Sazım dahi bilmez beni
*
Ben dost ile sefer kılsam
Son yolcuyum Kerbeladan
Köhne kitap kandil olsam
Gözüm dahi bilmez beni
*
Ben dost ile iksir içsem
Ali doldurup sır ilham
Uşşak yoğrulmuş Kerbela
Makam dahi bilmez beni
*
Ben dost ile cana düşsem
Canlar canı kime koşsam
Hangisi Hüseyin bilsem
Ağlar dahi bilmez beni
*
Ben dost ile canım versem
Cananımı canda görsem
Ben bir Ali eri olsam
Hasan dahi bilmez beni
*
Ben dost ile kılıç çalsam
Pazum dahi Ali olsam
İman yoksa rezil olsam
Elim dahi bilmez beni
*
Ben dost ile ilim yapsam
İlmin şehri Ali bilsem
Kanım ile tevhid yazsam
Yamak dahi bilmez beni
*
Ben dost ile ahi olsam
Ahmed kula yama kılsam
Çevir çevir yana dursam
Aşık dahi bilmez beni
*
Not: Bu şiir gariplik duygusu ile başlamış, iki gün parça parça yazılmış, son bölümde ise Kerbela şehitleri ile binlerce müslümanın öldüğü milyonlarca başka başka tevhid şehitleri anısına son bölüm ilave edilmiştir. umarım güzel dua olarak takdiri ilahiye mazhar olur, sizlerin de seveceğini umuyorum sevgili okurlarım. Allaha emanet olunuz efendim.
*
ahi kul ahmed
Al yazmalım name göndermiş bana
Gül bitmedik bağı sorarmış benden
Bir bahçadan derler sararmış bana
Gün doğmadık gülü sorarmış benden
*
Ne bağlarım yeşil neylersin onda
Ne dağlarım ala çiçekli kırda
Ben zikrimi sana eylesem harda
Gün doğmadık gülü açarmış benden
*
Ne yanarım yoğa neylerim varı
Ne şikayet eyler dağlarım yari
Bir kulum ki kulluk eylerem Zatı
Gün doğmadık suçu sorarmış benden
*
Ey Gülizar gülü kohladım yare
Bir ataştır emre yanadur hare
Kul yanmasın günah yanadur çare
Gün doğmadık günah istermiş benden
*
Sevdiğim yar name göndermiş bana
Dikeni yetmemiş gül ister baha
Baharım yaz ele saydırmış daha
Seveni yetmemiş el ister benden
*
Dağları yar diye yaslandım yele
Savurdu kul diye Hasan’dan öte
Çiçekli mor diye kıymadım gene
Bin çeşit bağları, var ister benden
*
Otağım yok name salayım sana
Çerağım var sana yanayım sana
Bahadır bir güle hardayım harda
Goncası açmamış gül ister benden
*
Sevabımsın sürme çekeyim sana
Günahımsın tövbe kılayım gene
Rahmanım der varma öteyim ona
Rızası olmamış hak ister benden
*
Kazancım yok neme lazımdır ağyar
Sokacak bir başı yetirmez neyler
Gelelim bir başa gelecek kader
Kazası gelmemiş gül ister benden
*
Feleğin bil çarhı gerektir “illa”
Dediği “la” ile sevişmez “illa”
Gıybeti ko yaman kavuşur “billa”
Günyüzü görmemiş laf ister benden
*
Belalım var eli dost tutar zahir
Söz verip yok deyu dost satar ahir
Kıymatlım tat vermez dost nice zahir
“Kötüyü görmemiş” dost ister benden
*
Goncamın har eli can yakar canan
Dostluğu zar, teli tiz çalar candan
Selamı var ele ver neyler can can
Dostluğu yazılmış levh ister benden
*
Sevabım yok cennet uzaktır bana
Günahım gün yüze sevaptır güne
Kantarım gül, topuz ağdırır cana
Şefaat edecek yar ister benden
*
Yazarım bir yazgı oynasın kullar
Sevabım kül olsun örtesin suçlar
Şefa’tim var ise ümmeti kaplar
Rahmana kul olmuş yar ister benden
*
Feleğin bin çeşit oyunu vardır
Birinden el aman eylesem kârdır
Suçlarım çok dostun sorgusu zordur
Bağlardan kurtulmuş yar ister benden
*
ey ahi ahmedim kul olamadın
kul deyu varı yoğa çalamadın
el sayıldın da bi yar olamadın
candan kurtulmuş canan ister benden
*
ahi kul ahmed
Çalışanlar çalışanlar…
Allah deyip Çalışanlar
Sabah erkenden çalışanlar
Gözler mahmur, hala uykudalar, uyur uyanıklar..
Onlar var sıralarda, sıra sıra yollardalar
*
Servis yahut tıklım tıklım otobüsler
Bu sıkışıklık biraz ahlakı kaybettirse de razıdırlar
aşk ve iş ister istemez beraberlik şarkısıdırlar,
*
Biraz üşümüş eller cepte yolda gözler
Bir erken bineceği sırayı bekler
Kimi erkek kimi kadın gözdeler
İmamın değil patrona gözdeler
*
Patron,
Patron da gözler gözdelerini
Bir an önce gelsin de veresiye yapsın işlerini
Ne menem iştir şu dünya kulluğu ki,
Ahirete bırakmıyor hiç bir şeyi
Her şeyini burda yap burda al diyor ücretini,
Allah veresiyeci patron peşinci,
*
lakin,
Bahar erse yazı salmaz gönlünden
Yaza gelsek güzü sevmez renginden
Doğru çalış, iyi üret sevginle
Bir besmeleyle değişir yaptığının kemali elinle
*
Hadi, “Allah der çalışırız” de gönlünden,
Kaç bahar yaşarsın her iç çekişte ruhundan
*
Her vuruşta Allah
*
Her dikişte Allah
*
Her yakışta Allah,
*
Her bakışta Allah
*
Her içişte Allah
*
Her öpüşte Allah
*
Her yemekte Allah
*
Her dik duruşta Allah,
*
Her dokunuşta Allah
*
Her hayrın başı bismillah
*
Her şerrin sırrı estagfirullah
*
Allah… Allah…. Allah
*
Ya Allah bismillah
*
Allah ile zakir döner zikrullah
*
Cümle eşyayı sarar biiznillah
*
Kainatın işidir sahibini aramak
*
Gel gör ki ne bulan var ne gören zatullah,
*
Demek ki görmeyince yok diyeceğine düşün bak eserini,
Arattırmaktır derdi belki de elhamdülillah.
Vuslat olsa aşk biter kalmaz ehlullah
Tevekkeli arayanlar bulanlardır,
Bulanlar arayanlar
Kim bulduysa bağırsın kim var diye
Aşkı mücerret kıla şuhudat ile
*
Her katreden sadır olur bir niyet
Döner toplaşır bir zaman Rabb’ine yoktur illet
*
Her sahip ister ki kadri bilinsin
Kadr-i Cemil üzre huzura durulsun
*
İşte,
Önce aşk var idi doğdu “bilinmekten”
Anın içun yarattı evreni yokluktan
İş idi bu arzusu aşk için
Anlaşıldı ki her iş bir aşk içun
*
Düşün ki aşkı giden işin neyi kalır geriye
Zorla muhabbete şeytan yaran olur dost diye
Her iş sahibi sevk ede işçisini suhuletle bir “makul”e
Bir aşk duya ki önce kendi kıla namazını patron derviş şevki ile
Bu sürüler çobansız olmaz elbette
Lakin keser döner sap dönüverir de
Kıldırmadı namaz diye yakasına yapışır çobanın ahiret ahvaliyle
*
Ol namaz bir aşk cevridir
İş dahi içinde var türlüdür
Geldik anladık ki imandandır bir şevk
Bu şevki duymayanın imanı gevşek
*
Kişi bilmese ölünce ne karşılık alacak
Hiçbir feta yapmaz ne gerek duyacak
Daima işler al gülüm ver gülüm
Üç koymuşsam bil ki daima beş almalıyım
Kaç katır at dayısına özenmiş girişimci ruhuyla.
At ile koşturulunca döner hatırlar eşşek babasını bütün hadd-i sabrıyla..
*
Kaç derviş çıkar ki şu toplumdan
Zahid kula gerekmez fazla dünya malından
Cümle alem, hep beraber tapalım
Dünya peşin ahiret veresiye napalım
*
Zaten miyoptur gözleri toplumun ilimde
“Yakın”, yanımdadır, elimdedir elimde
Ahiret ise sada vermez, ırak durur gönlümde
*
İnsan bu…
Kalemi görür de elden bilmez
El yazsa da yazdıranı bilmek istemez,
Uzak sayar Onu, çün zatı görünmez,
Zatı görünmeyenin üstünü açmaz..
*
Kafir değil lakin gördüğüne inanır
Dünyayı yakın diye görür de tapınır
Artık ahirete soğan doğramaz yakışır
*
Halbuki hiçbir sahip peşin vermez ücretini
Bilir lakin inanmaz yumar gözlerini
*
Hak dahi verir ücret bir kısmı peşin
Perde koyar zatı için gözlerine lakin
İşte şimdi iman gerekir ki itikat eylesin
Karşılıksız bir gerçeğe yüzün dönüp tasdik eylesin
*
İşte Hak bekler ki önce kuldan bir sadık adım
Sere cümle varını kullarına bin Müslim canın
O bir Rahman der ki kafir müslim ayırmaz kulun
*
Bekler ki kulları bir şükür eyler belki tutar cihanın
Doksan sene inkar etse kesmez rızkın kafirin
Salar Halil’ini ardından, doyur inkar etse de bu kulum
Böyle bir merhamet sadır olmadı hiçbir kuldan
*
Lakin bir vakit gelir döner her şey aslına
Kurulur mahşer kürem kürem insan huzurda
Yenilen yemeğin hesabı olmaz mı
Her daim ücret ödedin yediğinde
Lakin düşünmedin bir hesabı kapıda yahut kaderde
*
Her tohum düştü yere; mevsiminde çıktı aynı endamı ile
Sen dahi fikir etmezsin zor bir gün gele şerri yaranı ile
Bahar saya kıpır kıpır kıpırtıyı topraktan vakit ile
Alem çıkar bin bir mezar kudret ile açılaraktan
*
Dileriz ki her biri kalktığında yine birer gül olsun
Lakin dünyada gül olmayanın çıkışı gül, nasıl olsun?
Gülün bile dikeni varken yoktur kimse günahsız seyret,
Sen burada gül olmaya bak taşıyan bulunur elbet
Bir bülbül dahi gelemese Hak aşiyan sayılır şerhet
*
Dön şimdi dünya tarlasını süredur saban gibi ağır ve sabır
Her yarar işe koşmasını biledur acele burdadur,
Zikri daim eyle zikr ile kişi hakka gözdedir.
Lakin biz zikri “allah deyip çalışmak” olarak anladık.
Allah deyip çalışmayanı müslümandan saymadık.
*
Ekininden cümle mahlukata bir nasip ayır
Her ne iş yapar isen semeresi dönmeli hayır
*
Cömertleri cennet kapısında teşrifatçı gördü bu fakir.
Ol cömert olmaya bütün varımı yoğ kıldımdı zahir
*
Kimse dönmedi kapımdan mahbup eli boş
Yüz kişiye de hoş baktım, bir kazık yedim bir hoş
99 dostum oldu yazmadım kimseyi nahoş
Lakin bilemedim insanları çarhına şeytan mı işedi benleri mi serhoş?..
*
Bil ki cennet;
İhlaslı 5 vakit namaz ile çorba kaşığını karşı tarafa uzatanlara daha yakındır (ahi)
Emin ol ateş nefsi aşkın hevasına mahbubu vasıldır
*
Yok öyle üç kuruşa beş köfte,
Bir Cuma’ya cennet ve huri vermez Allah vareste
*
Şeytan kim ki nefsin varken düşman arama
Zayıf olan ihanetsiz iş görmez aptal olma
Dost düşman toplaşsalar yıkamaz bendini
Sende bu iman varken kalbe sokamaz küfrün inkarını
*
Gel imdi Allah diyelim
Ve dahi çalışıp Allah diyerek gayret kılalım
Buna Ahi ve Ahilik derler Kırşehir’de yatalım,
Varıp ahi kul ahmede yıkılalım yaran olalım.
*
Bunların hepsi İslam’ın Güzel Ahlak’ında toplaşır
İslam tabanlı güzel ahlak ki topluma edep yazdırır.
Edepsiz toplumlar sınırsız bir hürriyeti “bencillik” düzdürür,
Aşk adına bir gecede milyonlarca hukuksuz don sıyrılır.
Donun içindeki aşk tanımından çıksa çıksa şeytan çıkar çıldırır
Şeytanların çerileri “ben” ve “şeytan” için buna hukuk yazdırır
Ne ilginçtir ki uçkuru ihtiyaç yazdırır da sanki cins-i israftan sakındırır
*
Ülke bizim, gönül bizim, dünya ahiret mutlu olalım
Mutluluğa 5 kala herkesi sevelim sevilelim
Sevdikçe mutlu, çalıştıkça mutlu, herkesi mutlu görelim
Başkasının mutluluğuna mutluluğumuzu inşa edelim
Mutlu ederek mutlu olmadır İslam’ım bunu bilelim
*
Ben yitti sen var
*
Sen yitti o var
*
O yitti siz var
*
İşte siz varsanız o zaman biz de var olabiliriz.
Gönül şevki aşk içinde canla canan harda bir olabiliriz..
*
Rabbim, bizim mutluluğumuzdan sen de hoşnut olursun elbet.
“Allah’ın rahmeti cemaat üzerinedir” demedi mi Rasül’ün şerhet
İşte cemaat olarak bütün okuyucumla kıldım bin namaz şimdi yadet
İmamım şeytan olmadı, ikrarım sanadır ya Rabb kaydet..
*
Gözyaşımdan yağmur yağdır bu ümmete sağnak sağnak Rahman’ım
Kullarından dostlar eyle yaran eyle Sübhanım
Güllerime onlardan aşiyan eyle yaranım,
Bin gül de sana sunayım lakin kıyamam koparamam,
Herbirini çeşmi gülistan eyle gülşenim,
*
Sen en iyisi şöyle,
Şu dünyayı güllük gülülistanlık eyle..
Böylece…
Biz de mutlu olalım, bizi mutlu eyle,
Bu mutluluktan sen de mutlu ol diyelim Rabbim çok umutlu elle..
*
ahi kul ahmedi hepisinden umutlu ve mutlu yaz
Lakin çok gayretkeştir mutluluk için kimse bilmez,
Bağrı yanıktır onun gecesi gündüzü siz,
Bir selam için yürür yollarda tanımamaktan çekinmez,
Günde 100 selam eylemezse zayi sayar ne az,
Bir münübüste 20 ademe selam çakar latif-i naz
Fırçalamıştır hepsini almazlar ise seda az,
Farz bir namazda 25 dua toplaşır Hakk’a sunulur günde 300 dua çerez
Kaçı kabüldür kaçı yüze şamar bilmez edep eda ile üç beş yaz,
Lakin ısrar eder ki, dua ile cümleyi seve, ayırmaz safinaz,
*
Dinini yere sok, eve sok, bata sok burada din olmaz dedi bir gün biri
Olmaz yanımda İslam olmaz hukukiyle sorulmaz hemi,
Lakin görüldü ki Hakk kul ahmedin kendi sesinden söyledi,
Batan çıktı, evden uçtu, hayata yansıdı canla, ahmed semaya İslam’ı mıhladı,
Hak yağmurları bir miktar ahmedin gözyaşından eyledi,
Yağmur diye ümmete nice inciler derledi,
Davul mu çalmaz, zurna mı Hak içun,
Türkü dizer böylece arıstakda aşiyan içun
Gülle davul bir olmaz adem içun,
Davulu şerre gülü gülistanda bülbül Hak yaran içun
*
Artık kadrini bilen kullar Hak söyledi,
Hak söylemeyen gayyadan bir tapu peyledi.
Hakkın sesi sönmez kıyamete kadar gafiller bilmedi
*
Kul ahmet olmasa da mehmetler ölmez,
Ey okuyucu ademe bakma erdeme bak şaşmaz,
Olaylar fitne ise dön Kuran’a ve sünnete bak yanıltmaz,
*
Atalarını izlemekle gideceğin yerde zakkumlar yetişir
Lakin burada beyaz, pembe olsalar da cehennemde ziftin aslıdır
*
Görmez misin reklamlar daim aldatır insanı
Çenginin buradaki havası, orda zebaniler çalası, zebaniler yuvası
Kulağına yiyeceğin bir topuz sani akıllandırır.
Lakin iş bitirilmiş dönüş imkansızdır.
O gün atana en güzel küfrü sen edersin
Ben bile yeter desem beni tınmazsın aldırmazsın
*
İşte atalardan olmaz örnek olmaz örnek biledur,
Peygamber dururken şirke giredur,
Her kes düvende işediğini hatılda yiyecek
Boğazından zor geçecek,
*
Bu yazı Kuran’a bir hizmettir.
Okuyana bin bir güzel dua ve ziynettir
Davet-i Hakk’a eyledik ahiden üç beş kelam
Hak takdir ede ve duyura sizlerin kalbine suhuletle heman
“La” deyip de “illa” dememek de ne öyle
Doğruyu bilip de yanlışta toplaşmak hangi münafığın gönlünde,
Doğru tek ümmette kardeş olmak Hakkın emri de
Kaç parçaya bölündün müslümanım deyip şimdi de,
Dik dur, duracağın yeri bil korkmadan
Satma dinini akşam olmadan,
Küfür yakın ve peşin hayran ol birilerine
İman uzak ve veresiye seyran yok birilerine,
Lakin gayya sondur peşine
Cennet düşman durur nefsine,
Bala düşen bok yalar zahirde
Boka düşen bal yalar ahirde
Kalmaya ahirete düşünmeniz bok içun
Yok bir karşılık niye çekinirsiniz bal içun.
*
Selam saldık herkese.
Öpüldünüz ahmede
ahmed öpüp napacak
Sizi hakka salacak
*
Haktan gayri yol mu var
Gelmez gayri şer mi var
Onmaz türlü dert mi var
Sizi şerre salacak
*
Söyledik sevi ile
Payladık nevi ile
Cümleniz karı ile
Sizi bahre salacak
*
Gençlere sözüm şudur
Yol biter ömür kocar
Şimdi dostu Hakk’ta gör
Sizi nehre salacak
*
Tut elimden tut biraz
Kelam eyle Hak biraz
İşe aşka namaz yaz
Sizi cennet saracak
ahmed hakikat kulsun
Gayen yerini bulsun
Hakka kullar sevişsin
Gülşen gülleri kucaklar,
Kucak, kucak, kucaklar,
Siz burada gül oluncak
Çıkışınız gül ol’cak,
Gül ol’cak Gül ol’cak
Ve gül, gül kokacak…
Gülü Allah koklayacak..
Muhammed dahi gül, gül,
Gülünü o da Hakka sunacak…
Güllerim benim sizlerden gül derlerim…
Gül olmayanı dikeninden eylerim,
Diken ve gülü beraber bağlarım.
Kırşehir’de Gül Bağlarım…
*
ahi kul ahmed
Allah der çalışırız sözü Ahi Evran-ı Veli’ye aittir.
Gayya:cehennemde bir kuyudur.
Bahr:deniz demektir.
La demek bir şeyin o olmadığını bilmek demek,
İlla ise gereğince o işe yani islam’a yönelmek demektir.
Örneğin 5 vakit namazsız cennete girilemeyeceğini bildiği halde namaz kılmamak ya da sadece cuma ile yetinmek..
Doğruyu bilmek fakat yanlışta toplaşmak: örneğin Müslümanlığı bildiği halde ümmeti bırakıp milliyetçi, yahut liberal, yahut solcu bir gurubun içinde olarak bölünmeye sebep olmak ve geleceğini, Allah cc. Peygamberinizi örnek alın diye ayetle açık bir şekilde belirtmesine rağmen ölmüş atalarının prensipleriyle kurtulacağını toplumsal ve ferdi huzura kavuşacağını zannetmek ve böylece şirke komşu olmak demektir. İslam’da insan putlaşmaz. Büyük tehlike…
*
Not: Bu şiir, sabah namazından sonra Etlik’te (Ankara) Ender pastanesi’nin iki çay iki poaça ve bir kalem üç beyaz kağıt ikramıyla hiçbir karalama olmadan 22.10 2011 günü sabahında çalışmaya gidenleri görmekten etkilenilerek 1 saatta yazıldı. Aynı sürede bir benzerinin nasib olup yazabileceğimi hiç sanmıyorum. Gerçekten ırmakta aynı suyla ancak bir defa yıkanılabiliyor sevgili dostlar…
Al yazmalım gurbet ele düşmüşem
Kına yak zülfüne sal efil efil
Mor çevrelim sarı yazma savmışam
Çarlan dur zülfüne sal efil efil
*
Al yazmalım gurbet elde yazmışam
Mor çevreli yari gözüm kesmiş hem
Aşk mührünü gönül sana vurmuşam
Yakadur zülfüne yan efil efil
*
Al yazmalım gurbet ele dökmüşem
Yar bağrımı deldi deyü yanmışam
Dert mührünü gönül harda vurmuşam
Çekedur zülfüne zar efil efil
*
Al yazmalım gurbet ele şaşmışam
Kim sorarsa yari evla demişem
Aşk şarabı zemzem yaza durmuşam
Saki ver kıbleye dön efil efil
*
Al yazmalım gurbet eli ölçemem
Kaç baharım geçti seni göremem
Sıdk sadıkım ahdim kavi dönemem
İçedur hasreti dol efil efil
*
Al yazmalım gurbet eli gezmişem
Her vardığım yeri şerre yazmışam
Er sandığım kulu çeri görmüşem
Tapa dur şeytana oy efil efil
*
Al yazmalım gurbet eli sormuşam
Yel dediğin yorgan, bağrı sarmışam
Yad ellerde çifte kuşak bağlaram
Sara dur meydana er efil efil
*
Al yazmalım gurbet ele varmazmış
Kaç densize fak’rin bağı sormazmış
Tek başına ciğer çalkalanmazmış
Kala dur yerinde yar efil efil
*
Al yazmalım gurbet eli geçelim
Al yanaktan güller açar öpelim
Kırk avradın başı sensin güzelim
Çıkadur meydana çav efil efil
*
Al yazmalım gurbet ele el ettim
El vermedik yadı yoğa altlettim
Ey garipler yiyin için bahşettim
Seve dur miskinler hoş efil efil
*
Al yazmalım gurbet elde nazlıyam
El salmaz ki yurdum yarim yoklayam
El amandır elin kahrı çekerem
Çekedur yazgıdır zor efil efil
*
Al yazmalım gurbet elde namazım
Kıl muhabbet cana vursun niyazım
Er olanlar arşta gezer nihanım
Yite dur Rahman’da öl efil efil
*
Al yazmalım gurbet kuşu uçarmış
Uç demezem lakin kaşa kemanmış
Kaç güzelin kastı sana nazarmış
Güledur gülşende aç efil efil
*
Al yazmalım gurbet elde çözerim
Al ipekten şalvar giysen çözerim
Sal ibrişim kuşak bende giyerim
Doku dur şalları sar efil efil
*
Al yazmalım gurbet elde biterim
Sen olmazsan aşkım şaşar yiterim
Can canana Behlül olur gülerim
Yana dur aşk od’na ten efil efil
*
Al yazmalım sabret vuslat yakındır
Aşk ahmedin, ahi kulluk tekindir
Ol yoğunu serdi hal’i sekindir
Öle dur ahmedim gül efil efil
*
ahi kul ahmed
7 kasım günü sıla-i rahim için Ankaradan Kırşehire giderken şanal turizmde yolda yazılmıştır. okuyucularıma ikinci bayram hediyemdir. hayırlı bayramlar dilerim Allah’tan bütün ümmeti muhammede efendim…
Çar: baş örtüsü, tülbent
zülüf: saç
zar: zorlanmak
evla: iki şeyden önce gelen
kavi: güçlü, dayanıklı
ciğer çalkalamak: dost ya da akrabaların eskileri yadetmeleri
çavmak: şöyle bir vurup geçmek
yazgı: kader çizgisi
yitmek: Allah’ta fani olmak, benliğini terketmek, ikilikten vazgeçmek
gülşen: gül bahçesi
Behlül: deli derlerse de lakin veli bir zattır. Abbasi Halifesi Harun Reşit’in kardeşidir.
vuslat: kavuşmak demektir
Aklı vefa Muhammed Mustafaya kurban
Gönlü sada kerem et şefkate muhtacız
Bağrı aşkı Muhammedi aşkullah sarsın
Göğnü bela ikram et şadına muhtacız
*
İlm ile yürü nurun kullar aydınlatsın
Marifetullah ile gülü ayn göresin
Hakikat sukut bir katre ruhu verasın
Ey Gül-ü şeyda söyle cümbüşe muhtacız.
*
Hizmet gelir suhuletle sadayı hüdayız
Aşkla sarıl ki kaçmasın nuru verayız
Şükr ile sabit eyle hem devamı abız
Ey Rahman-ı Hüda ol lütfuna muhtacız
*
kul ahmede nasib
Al yazmalım name göndermiş bana
Gül bitmedik bağı sorarmış benden
Bir bahçadan derler sararmış bana
Gün doğmadık gülü sorarmış benden
*
Ne bağlarım yeşil neylersin onda
Ne dağlarım ala çiçekli kırda
Ben zikrimi sana eylesem harda
Gün doğmadık gülü açarmış benden
*
Ne yanarım yoğa neylerim varı
Ne şikayet eyler dağlarım yari
Bir kulum ki kulluk eylerem zatı
Gün doğmadık suçu sorarmış benden
*
Ey Gülizar gülü kohladım yare
Bir ataştır emre yanadur hare
Kul yanmasın günah yanadur çare
Gün doğmadık günah istermiş benden
*
Sevdiğim yar name göndermiş bana
Dikeni yetmemiş gül ister kaça
Baharım yaz ele saydırmış gene
Seveni yetmemiş el ister benden
*
Dağları yar diye yaslandım yele
Savurdu kul diye Hasan’dan öte
Çiçekli mor diye kıymadım gene
Bin çeşit bağlarım var ister benden
*
Otağım yok name salayım sana
Çerağım var sana yanayım sana
Bahadır bir güle hardayım diye
Goncası açmamış gül ister benden
*
Sevabımsın sürme çekeyim sana
Günahımsın tövbe kılayım gene
Rahmanım der varma öteyim ona
Rızası olmamış hak ister benden
*
Kazancım yok neme lazımdır ağyar
Sokacak bir başı yetirmez neyler
Gelelim bir başa gelecek kader
Kazası gelmemiş gül ister benden
*
Feleğin bil çarhı gerektir “illa”
Dediği “la” ile sevişir “illa”
Gıybeti ko yaman kavuşur “billa”
Günyüzü görmemiş laf ister benden
*
Belalım var eli dost tutar zahir
Söz verip yok deyu dost satar ahir
Kıymatlım tat vermez dost nice zahir
“Kötüyü görmemiş” dost ister benden
*
Goncamın har eli can yakar canan
Dostluğu zar, teli tiz çalar candan
Selamı var ele ver neyler can can
Dostluğu yazılmış levh ister benden
*
Sevabım yok cennet uzaktır bana
Günahım gün yüze sevaptır güne
Kantarım gül, topuz ağdırır güle
Şefaat eylemiş yar ister benden
*
Yazarım bir yazgı oynasın kullar
Sevabım kül olsun örtesin suçlar
Şefa’tim var ise ümmeti kaplar
Rahmana kul olmuş yar ister benden
*
Feleğin bin çeşit oyunu vardır
Birinden el aman eylesem kârdır
Suçlarım çok dostun sorgusu zordur
Bağlardan kurtulmuş yar ister benden
*
Sevenim yoğ olsa sevdamı arşa
Horlanıp el olsa duamı ferşe
Canana kul olsa nefesi yitse
İkiden kurtulmuş can ister benden
*
Ahi kul bir ahmed olamam kocar
Cümleyi bir bilsem yazamam naçar
Derse ki Hak kulum sayarım yanar
Yanıp da gül olmuş kul ister benden
*
ahi kul ahmed
aşağıdaki bu gazel bir insanın kaldırabileceği yetki ve gücü aşması halinde neler düşünüp nelere yol açabileceğini anlatmak için yazıldı. Konuşan kedinin kendisidir.
*
Bir “kedim” deseydi Hak Rahman’ım
Kanadım taksaydı ol sultanım
*
Göklerde serçe mi kalırdı hem
Rahmanın mülkünde hatırdı hem
*
Hiç köpek havlamasa ardımdan
Kim ciğer doğramasa önümden
*
Ey ağam olasıca nefesten
Kes desem sıra sıra şerrinden
*
Her kes ölsün ben imam olayım
İmam dahi kim sultan olayım
*
Azrail ile eylesem Pazar
Söyleşir diller neylesem kızar
*
Bahtım açık cennet hoştur bana
Cümle huri döner kuldur bana
*
Bu umudum hakkın yanındadır
Her aptalın mührü cebindedir
*
Kimseler bozmaz ol muradımı
Rüyalar kesmez kul serabımı
*
Mazi heder olmuşssa günahtan
Emin olam yine gelecekten
*
Ahi kul ahmed bilmez felekten
Aptal kul olsam yazmaz yürekten
*
Kim aptal oldu haşra bağrışır
Kim abdal kuldu neşre çağrışır
*
Kaç kişi çalsa kara yazdırır
Ol kişi kulsa şerri sildirir
*
Kar mahbub eder kişi güldedir
Hak yaran eder başı göktedir
*
Sor bahar devri yazdadır
Sor baçtır bahar nazı güldedir
*
ahi kul ahmed
Ben bu aşkın çilesini
Çeker oldum çeker oldum
Yedim bunca sillesini
Çeker oldum çeker oldum
*
Dizginlesem gönül atın
Aşar göğün yedi katın
Rahman güler ne ki malın
Kendim aldım kendim aldım
*
Ahmedi bilmem er midir
Canı canana ser midir
Eyyübün hali der midir
Yandım gittim yandım gittim
*
ahi kul ahmed
Gizim ne ki sor aşikare
Rahmana dönen kullar yanar
Sevgim ne ki sor aşikare
Rahmana giden kullar düşer
*
Dokuzunda Mesnevi oldu
Mevlana aşk şarabı sundu
Rahman kalbe ol nazar etti
Vedüdu seven kullar beşer
*
On ikisi de namaz niyaz
On dördü hakkı sual biraz
Aklı selim kalbi selim yaz
Kalbini seren kullar uçar
*
Gençlik saradan bir şubeymiş
Muhammed dahi böyle demiş
Allah gençler hatasın bilmiş
Günahı seven toylar oynar
*
Baktım hanın kapısı açık
Seklem seklem günahları yık
Gözler yaşlı levvameye cık
Nefsini bilen kullar ağlar
*
İlham gele türkü hal ola
Kim gele kim söve kalp okuya
Zor zenaat nice sırlar bile
Sırrına eren kullar güler
*
*
ahi kul ahmed