Gözlerin sevdiğim güzel
Ölümden haberin var mı
Seni benden ayırmışlar
Zulümden haberin var mı
Kaşların gerili yaydır
Kirpiğin temrenle oktur
Vur sineme beni öldür
Kulundan haberin var mı
Gelem dedim gelemedim
Saram dedim saramadım
Var adını diyemedim
Aşıktan haberin var mı
Ela gözler süzülür mü
Yiğit kolu sarılır mı
Üç gün geçmez ayrılır mı
Firkatten haberin var mı
Gönlümü de gül eyledim
Bahasını kul eyledim
Cananıma yol eyledim
Sevmekten haberin var mı
Sana yandım sana yandım
Sen uğruna çam’ra yattım
Gelmez gitmez ele döndüm
Nizadan haberin var mı
Ahi ahmed keder bilmez
Ömürünü heder etmez
Harcanmışı sual etmez
Gönülden haberin var mı
ahi kul ahmed nasibidir
1
İki cihana sultandır Hakan’ım
Kullarının ardındadır mekanın
2
Zatından sadır olur nur semadan
Şeytanın şerridir alkış azaptan
3
Onulmaz dertlerin şevki şeytandır
Sen gördükçe “bela” aşkı nurdandır
4
Yandım sana Allah’ım her nefesten
Rızıkla Rabb olurmuş her nefesten
5
“Kiramen katibin” sayhı meyanda
Günahı kumla tartarlar mizanda
6
Ol Muhammed yolda gider alemle
Alem diler mahbub kıl Muhammed’le
7
Amelsiz kitap kânı yasladılar
Payansız pişman sadrı közlediler
8
İnkarı yok bu türkünün sayhadır
El ve ayak söyler canı zardadır
9
Kim kurtulmuş ölüm canı canından
Kalender ol âlâ söyler sarıktan
10
Aşk-ı Şeyda cümle alem bildiği
Nice kaygu dünü günde sildiği
11
Sen yarattın kamu alem cismi can
Kul eyledin aşkın çeki yandı can
12
Seni gördüm anda canım senindir
Cümle varım gönül sazım eşkindir
13
Azabımı sözümden kıl nihanım
Gönüller türabı dilde veraım
14
Cihanın meramı sazda nigarım
İsyanın hazanı nazda şikarım
15
Canda canımsın tende kim ayanım
Bu gönlü satmışım gayri seyranım
16
Can feda yolunda döksem kanım da
Gül insan eyleye sultan nâzım da
17
Sırat eyledi ataşın üstünü
Figan eyledi inkarın büstünü
18
Avamdan ummadı gül versin O’na
Söyledi ahlakı güzelden yana
19
Sufiye mescid alime kitabın
Mecnuna Leyla velvele cihanın
20
Canım sundum Leyla bilmezmiş “bela”
Mecnun faslı ölmez titrermiş vera
21
Dünya gaflet içre ziyan eyledi
Ziyan kim akla hicap setredi
22
Saldım alem cevri cennet vasfından
Nice huri vermez gönül keşfinden
23
Cennetin cevlanı ağlar mizanı
Sevmenin mihrabı kullar yaranı
24
Ahım cevri sarmıştır önden sona
Baha kılmak garazdır canı kana
25
Bin eyler biri çerağı zarından
Bir söyler efradı anın bağrından
26
Gel gel gül ol da gel canın mihrabı
Kim kılar bu bir namaz saltanatı
27
Ahi Ahmet söyler adı mihraptır
Yar oldum güzele göğnüm haraptır
28
Sev dedi göğnüm ah ile canından
Kim eyler beni can kulu sadrından
29
Sen ağla ahmedim sadrın daralsın
Yarınki ziyandır ahı nihansın
AÇIKLAMA
2 alkışta azap vardır
3 bela:evet
5 kiramen katibin:omuzdaki yazıcı melekler
5 kumla tartmak:günahın adet olarak çokluğu
7 amelsiz kitap kanı yaslamak:okuduğunun gereğini yapmamak
8 ahiret sayhaları gelecek ve el ayak konuşacak
9 sarıktan söylemek: sarık kefen olduğu için söyledi sayıldı
13 sözden azap kılınması:aşığın söylediği çok etkili olup allah da onu desteklerken hata yapmaması gerekir. nihan:gizli, vera: iyilik
14 cihanın sazı sevmesi oyuna meraklı olmasıdır. nazda şikar ise aşığın naz ile allaha yönelmesi bir hatır bırakır ve yükselir ve böylece nefsin isyanı azalır.
15 canımda sen varsın yani içiçeyiz. ve benim tenimde sen görünüyorsun (ayan:açık)
gönlü satmak gönlü allaha sevgi karşılığı vermek. gayri seyranım demek gayri dediğimiz Allahın kainattaki tecellilerini yüksekten (arş) seyretmek demektir.
16 gül insan: takva üzere yükselmiş insan.
18 avam allaha gül verecek seviyeye gelemez ancak güzel insan olabilir. bu da güzel ahlaklı insan demektir.
19 velvele: ses duyurmak, gürültü koparmak
21 dünya gafletten ziyana uğradığı gibi bir nedeni de aklına utanma örtüsü çekmesi onu düşünmekten alıkoyuyor ve ziyan düşüncesizlikten geliyor.
22 gönül keşfi aşıklığı bildirir ve allah aşıklara huri vermez fakat allahın cemalini seyrederken büyük bir zevk duyarlar.
23 cennetin kazanılması ağıtla olur ve bu mizana gelir. sevmeye mihrab olmak demek kullar tarafından sevilmek onu mihrab yapar ve sevginin imamlığını o kişi yapar. bu ise hak katında değerlidir.
28 sadr: göğüs,
29 sadrın daralması demek ağıttan dolayı daralmak demektir
yarın ki ziyandır demek: ahirette ağlamanın bir faydası olmaz, bu dünyada senin ahın ise gizlidir kimse bilmez nihan olsun demektir
aşık ahi kul ahmede bunları yazmak nasib oldu elhamdülillah
Be hey gidi yaren ağa
Gönül gözün seyrandadır
Ben söylerim sen duymazsın
Hatır senin nerendedir
Güller açar bahar yazı
Ağıt düzer yaza kışı
Yar çalarmış gönül sazı
Aşka sözün nerendedir
Başa durdum başolmadı
Naza çektim ham olmadı
Güle döndüm yar olmadı
Ağlar gözün nerendedir
Kara kaşa sürme göze
Sardı kuşak ince bele
Bir gönülden bir gönüle
Sırrı senin nerendedir
Mah yüzünü aya saydım
Hay deyip de seni içtim
Bir bedeni güzel yazdım
Başı senin nerendedir
Saz çalarım dert üstüne
Sapı uzun dut üstüne
Söz düşürdüm el üstüne
Şeytan senin nerendedir
Türkü yaktım yane yane
Aşkı yazdım canı cane
Irak düştüm gönlü kare
Yakîn senin nerendedir
Derdi bitmez iki kelim
Biri yaşım biri ölüm
Bundan kelli var mı yolum
Kefen senin nerendedir
Bir yolunu bine ağdım
Ömür sazı yare çaldım
Nice evla sona yarim
Baki senin nerendedir
Hey gidi ağalar beyler
Kol dolayı ince beller
Yar yitirdim onsun eller
Zulüm senin nerendedir
Aşık derler aşka düşe
Aşk yüzüne ataş saça
Baş gelmeye başa gele
Canan senin nerendedir
Karar ile karar ile
Şeytan sarar dünya ile
Bir gönüle bela düşe
Hadi senin nerendedir
Bir yar sevdim kelam üzre
Karar etmez canım üzre
Yenim silmez gülüm üzre
Yağlık senin nerendedir
Aşkı astım boyun çeker
Canı canan ölsün bekler
Kulluk etmek bela eyler
Arşı senin nerendedir
Yare dedim gele dursun
Onbeş kıza imam olsun
En sonunda yare düşsün
Lebler senin nerendedir
Bir güzele gönül verdim
Bin lisanla niza ettim
Bir bakışa düştü yazgım
Gülüm senin nerendedir
Bre yiğitler güzel sevin
Kafir koman boynun vurun
Dönüp güzellere sorun
Canlar senin nerendedir
Yarin elin yol eyledim
İlmek ilmek söz beledim
Söylenmedik dert eyledim
Türkü senin nerendedir
Bir o yana bir bu yana
Bakar oldum yar yoluna
Gönül düşmüş bir zalime
İman senin nerendedir
Ahi ahmed nice kuldur
Ağıt düzer ümmet yoldur
Gül Muhammed kânı hoştur
Allah senin nerendedir
aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur.
Algın algın bakan güzel
Süz Allah’ını seversen
Uğrun uğrun kaçan güzel
Gel Allah’ını seversen
Gönül ince taze arar
Onbeşine bassa yeter
Beşi birlik döşde çavar
Tak Allah’ını seversen
Edep erkan güzel harcı
Baha ister gönül şavkı
Bir soysuza varır bahtı
Git Allah’ını seversen
Huyu güzel gönlü zengin
Beli ince hali düzgün
Bir yiğide vara görsün
Yan Allah’ını seversen
Turnalarla selam salar
Bir gönüle sırtın dayar
Bahçalarda güle ağlar
Gül Allah’ını seversen
Seni sevdim deyu eller
Eller deyu küser güller
Sabah akşam kulun kollar
Bak Allah’ını seversen
Allah güzel, güzel sever
Can canana yanar ağlar
Dostluk güzel sohbet karar
Et Allah’ını seversen
Bir güzele ömür verdim
Ömre sazdır gülüm benim
Goncasını yare yazdım
Aç Allah’ını seversen
Güzel sevmek günah değil
Kadı versin hüccet eğil
Senden alsam berat kavil
Ver Allah’ını seversen
Dört kitaba mana düştüm
Düştüm amma cana yordum
Bir kul iken baha oldum
Gör Allah’ını seversen
Bu sevdanın yolları zor
Can elinden cananı kor
Bencileyin sevmeyi gör
Gör Allah’ını seversen
Katre idim derya içtim
Boydan aştı aşka düştüm
Aşk boyadı kane ben’im
Gör Allah’ını seversen
Dal boyuna aşık oldum
Gül domurun sorgu ettim
Bir onbeşe yazgı düzdüm
Gel Allah’ını seversen
Halden erir yürek yağı
Yeldir yeldir geçer çağı
Üç Osmanlı avrat bağı
Çöz Allah’ını seversen
Çirkin güler güzel ağlar
Düşman güler dostlar ağlar
Bu kervanı kimler bağlar
Boz Allah’ını seversen
Kol doladım ince bele
Göz mizanım aşkı içe
Kim söylemiş ele güne
Bak Allah’ını seversen
Geçti yazım geldi güzüm
Yar olmadı gönül sazım
Biri yaşım biri ölüm
Aah Allah’ını seversen
Siyah zülfü ak gerdana
Domur göğsü aç kuluna
Ziyan etmem al koynuna
Gör Allah’ını seversen
Dosttan gelir kahır bela
Gül söylenir ahir daha
Od gönülde yanar naza
Yan Allah’ını seversen
Ahi ahmed karar etmez
Bir seviye ömrü yetmez
Cübbe ile döner dönmez
Hay Allah’ını seversen
EN SON KITANIN AÇIKLAMASI: ahi ahmedin karar etmemesi ahi olan biz ile ahmed olan peygamber efendimizin karar etmemesidir ki kararsızlık ALLAH’ı aramakta ve yaptıklarında bir noktada durmayıp sürekli ümmeti muhammedin işlerine koşturmamızdadır.
Bir seviye ömrün yetmemesi demek ALLAH’ı sevmeye ömrün yetmemesi ve doyulmaması demektir.
Cübbe ile döner dönmez demek, seven aşığın arşu ala’ya çıkarak ALLAH aşkından cübbe ile dönmeye başlaması demektir. bu cübbenin uzunluğu kişinin dininin takva derecdesini gösterir. biz de bir gün arşu alaya çıktık ve bembeyaz ve uzun bir cübbeyle aşktan döndük durduk. bir ara cübbem önümden açılır gibi oldu ise de hemen döşümü kapattım ve dönmeye devam ettim. bunu takvamdaki kısa süreli bir düşüşe bağladım. bu dönme biçimi sade bir biçimde değildi.adeta operalardaki zıplayarak birçok figürü yapma şeklindeydi.
Cübbe ile döner dönmez HAY denmesi bu dönme fiilinin ALLAH’a bağlandığını açık olarak göstermek içindir.
Bu kıtada anlatılan şeyleri aynen yaşadığımız için böyle yazılmıştır. aynı günlerde çok yüksek bir iman ve cezbe yaşadığımızı ve hacca gittiğimiz 1995 yılında olduğunu söylemeliyim.
aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur
Dosttan name gelir imiş
Seni gerek seni gerek
İman ile uçmağ imiş
Seni gerek seni gerek
Bir gün görem seni deyu
Sefer kılsam gerek neyu
Senden yana dönsem eyi
Şeriate iman gerek
Elim verdim elim verdim
Elden âlâ kulun oldum
Günahları burda kodum
Kullarına tövbe gerek
Kerim ile Gani yazsam
Günah üste sevap versen
Ahirette bizi görsen
Tövbekara Kerim gerek
Yoldaş eyle iman kânı
Ahir dirsin şu zamanı
Ümmet içun birdir canı
Canlarına şafi gerek
Doğan bilmez ölem demez
Ömür sürer akça etmez
Ayruk durmak neden gelmez
Kaderine kaza gerek
Rahman ile Rahim sensin
Yananları yakmam dersin
Muhammed’e varsın desin
Yollarına uymak gerek
Edep gerek aşkın kula
Söz derleye dosttan yana
Meğer himmet düşmüş ola
Yeldirene rıza gerek
Sen yarattın Mevla elim
Muhammed’li yolda ölim
Kafir ile yakma canım
Ateşine iman gerek
Bile bilur günah kuldan
Tövbe yakar azdan çoktan
Şeytan ırmaz çıkmaz candan
İmanına nefes gerek
Muhammed’ün nuru yaşın
Göçe durur ümmet kaşın
Güller açar gönül peşin
Salatına kıble gerek
Derdim seni dünya kulu
Güle dönmez benli malı
Ardı sıra çöker yazı
Niyetine sorgu gerek
İman ile canı yazdım
Didarına gönül koydum
Senden ayrı nedir derdim
Bahasına canım gerek
Taşar yüreciğim taşar
Varır dost kapısın açar
Cümle ümmete nur saçar
Muhammed’e eller gerek
Bilmez bilmez cahil kişi
Şeytan ile pişer beşi
Doğru derim eğri kişi
Tapasına eyler gerek
Arif kişi zordan geçe
Taatları kabul gece
Eni sonu bir can vere
Cananına candan gerek
Sana açtım ellerimi
Uzak etme didarını
Muhammed’in yollarını
Geçtiğime halden gerek
Seni senle zikir etsem
Halden hale göçüp gitsem
Muhabbetten kavi düşsem
Öldüğüme canan gerek
Hakkın sazı beni alır
Benden geçen onu bulur
Ayruk yerde şeytan olur
Beyatına hüsün gerek
Ahi ahmed öldün öldün
Ölmekte bir karar kıldın
Canevine onu aldın
Cananına seni gerek
Ahi kuldan ahmed gelir
Ahmed ağlar ümmet gelir
Arşa yazdım aşık gelir
Aşığına seni gerek
aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur.
Haydi varalım
Allah yoluna
Doğru gidelim
Allah yoluna
Bir gün gelecek
Cümle ölecek
Doğru çıkacak
Allah yoluna
Dünya metaın
Çeker yaranın
Doğru beyanın
Allah yoluna
Gelen gidiyor
Giden demiyor
Kuran yetmiyor
Allah yoluna
Şerik koşmayam
Yolum şaşmayam
Yare açmayam
Allah yoluna
Gönül yareli
Yarim sürmeli
Zülfü kınalı
Allah yoluna
Ahmedin halı
Duttandır sazı
Gönüldür yazı
Allah yoluna
Derdine düşen
Aşkile yanan
Rahmandır canan
Allah yoluna
Kararım kati
Dönmezem sahi
Dinimdir baki
Allah yoluna
Emmaredir halim
Bilmeye benim
Zevk ile canım
Allah yoluna
Yarimin ili
Uzaktır yolu
Goncadır gülü
Allah yoluna
Besmele başı
İkra’dır aşı
Sözlerin hası
Allah yoluna
Kalemden düşer
Kuran’da yazar
Erlerde nazar
Allah yoluna
Salatım sana
Beratım bana
Can verdim hele
Allah yoluna
Kuran’ın sözü
İllallah özü
Muhammed yolu
Allah yoluna
Kulların Rabbi
İşlerler haddi
Tövbedir dahi
Allah yoluna
Kaderdir yazar
İyilik bozar
Duadır bazar
Allah yoluna
Muhammed ağlar
Ümmeti çağlar
Doğrusu güler
Allah yoluna
Yarattın alem
Bilinmendir hem
Ateştir cehlem
Allah yoluna
Suret-i adem
Can eyler benem
Aşk iman saram
Allah yoluna
Kuran sazıyla
Hakkın sözüyle
Nebi haliyle
Allah yoluna
Arif sorulmaz
Aşık darılmaz
Cahil sarılmaz
Allah yoluna
Aşka yazmaya
Cehlim yumaya
Sırrı açmaya
Allah yoluna
Arifi halden
Cahili sözden
İblisi şerden
Allah yoluna
Dostun elinden
Sabır çekinden
Varım yoğumdan
Allah yoluna
Nefis kal’asın
Yıkam burçların
Açar didarın
Allah yoluna
Yanar dururum
Aşktır gururum
Hakk’tır kararım
Allah yoluna
Aşkı cefadan
Canı revadan
Kalbi riyadan
Allah yoluna
Ahmağın hali
Salağın yari
Aşıktan beri
Allah yoluna
Aşkı yazarım
Canana canım
Hakk’tır yaranım
Allah yoluna
Ahi ahmed kim
Kime miraç hem
Can verir alem
Allah yoluna
Gelen erişur
Giden bakışur
Canan ayruşur
Allah yoluna
Yare gönülde
Gönül fetada
Günah çekide
Allah yoluna
Emanım Hakk’a
Çerağım aşka
Günahım yana
Allah yoluna
Hoştur didarın
Zatı nihanın
Gayri hicabın
Allah yoluna
Zikir işimdir
Zelil halimdir
Varım yoğumdur
Allah yoluna
Melül yanarım
Zelil yiterim
Yokluk içerim
Allah yoluna
Yakin aşığın
Levhe yazdığın
Didar açtığın
Allah yoluna
Şeriat benden
Tarikat bizden
Hakikat yoktan
Allah yoluna
Aşkla yanarım
Canım satarım
Ümmet ararım
Allah yoluna
Sırrından açar
Horlanan uçar
Cehlimi yuyar
Allah yoluna
Dara düşürür
Aklı yitirir
Gömlek giydirir
Allah yoluna
La mekanda aşk
Mecnun canı aşk
Leyla mahı yak
Allah yoluna
Kelamla yakar
Cemale yazar
Zatını saklar
Allah yoluna
Gayrinden gayri
Yoğundan arşı
Zatından aşkı
Allah yoluna
Aşık saymazlar
Ölsem yumazlar
Baha biçmezler
Allah yoluna
Kulum kulluğum
Arştır çıktığım
Halktır döndüğüm
Allah yoluna
Hakk’ın işidir
Ümmet kaşıdır
Aşık sazıdır
Allah yoluna
Ümitten korku
Mihraptır şavkı
İmandır dengi
Allah yoluna
Altundan gümüş
Hisaptan düşmüş
Orda geçmezmiş
Allah yoluna
Ahi ahmedsin
Ağlar gülersin
Eller horlasın
Allah yoluna
Yolun incedir
İnce incedir
İnce eliftir
Allah yoluna
aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur…
Dostlarım gelin
Allah yoluna
Kurbanım gelin
Allah yoluna
Dünyanın sonu
Dutmaya kolu
Nicedir hali
Allah yoluna
İmanı kavi
Eyleye hemi
Süresi nazı
Allah yoluna
Karagün gele
Cümleyi çeke
Salasız güne
Allah yoluna
Kararır gözler
Büzülür tenler
Sen misin derler
Allah yoluna
Ağlarım eller
Güllerim kullar
Ümmetiz bizler
Allah yoluna
Sadakat eyle
Merhamet ele
Muhammed bile
Allah yoluna
Celalin dursun
Cemalin gülsün
Niyetin olsun
Allah yoluna
Dostunu seçer
Zoruna kızar
Amelsiz nider
Allah yoluna
Evvel kararmış
Gelen göçermiş
Sebep nidaymış
Allah yoluna
Kondu geldiğim
Anda öldüğüm
Ateş aldığım
Allah yoluna
Dünya mülkündü
Dostun canındı
Yitti anındı
Allah yoluna
Kararım kavi
Kardeşim ahi
Ümmetim dahi
Allah yoluna
Tevhiddir aşkım
Muhammed yolum
Şu soyha ölüm
Allah yoluna
Ağlar diriye
Kızar ikiye
Adım deliye
Allah yoluna
Kalbin pasını
Şirkin sazını
İman kazıdı
Allah yoluna
Ahi ahmedi
Öle kıymeti
Aşık eyledi
Allah yoluna
aşık ahi kul ahmede nasibdir
Bir güzel sevdim de ben’i kırılsın
Bahar dalı onlan çiçek açarmış
Er güzel sevince canı unutsun
Seher yeli erden yola düşermiş
Çifte benler nazar kılar ellere
Zülüf salar aşkı duyan erlere
Beni salar sadık diye çöllere
Yoktan deve yükü serab düşermiş
Aklım zay edip de gömlek giyince
Sözüm sohbetimde “güzel” olunca
Cehle çaldım kılıç felek şerrince
Deccal ile felek canan düşermiş
Katrem deryaya varmadan durulmaz
Güzel sarmaya da kanun yazılmaz
Yiğit goncayı sarmadan bilinmez
Güzelle yiğit canda bir düşermiş
Kırıldı kanadım güzel sarasın
Sarıl da koynuma melül giresin
Ağşamdan sabaha öldüm bilesin
Sabahın seherinde can düşermiş
Ömürün ipini ecel çekermiş
Güzelin dilini yumuş bezermiş
Koynunda ölürsem cennet yazarmış
Yiğit namazına “güzel” düşermiş
Kirpikleri gönül ile cengeder
Mani düzer nazı güle nakşeder
Yiğit süzer boydan âri celbeder
Seven ahdine ezelden düşermiş
Kömür göze sürme neyler belalım
Siyah zülfün tel tel olmuş örelim
Alma yanak inci dişle gülelim
Sunaya yiğit sazı gül düşermiş
Kadir mevlam güzel ver de eğleyim
Altı ay kışın koynumda saklayım
Bir nazarına var git çiğ öleyim
Bu güzelin hatrı cana düşermiş
Ahi kul ahmed sohbetin “güzel”len
“Güzel” diye seherlerde ağıtlan
Bir kuluylan hoşnut olma çirkinlen
Güzellen çirkin Hakk’da bir düşermiş
(not: bu şiiri tam anlayana yemek ısmarlıyorum)
ahi kul ahmed’e nasibdir.
“Akıl başta
/ Utanma yüzde
/ Bilgi gözde bulunur
/ Öfke gelince akıl gider
/Tamah gelince utanma gider
/Haset gelince bilgi gider” (Hacı Bektaş-ı Veli söyledi)
Ben bir güzel sevdim gözler maralı
Bağ-ı irfanımı cehle yazarmış
Ben bir cahil olsam alıp kaçalı
Can-ı emanımı şerre yazarmış
Gezer olsam nazlı yarle gülünen
Güller ağlar bağlı elde yaşınan
Benim gülüm saklı yerde düşünen
Can-ı ayanımı gize yazarmış
Ben bir güzel sevdim kendi halımca
Varım yoğum serdim neslim boyunca
Baka kaldım yarim elden olunca
Can-ı yaranımı hiçe yazarmış
Güzel beni def mi eden yanından
Baha kılman şart mı ölüm baçından
Bana yoktur ölmek levhi mahfuzdan
Can-ı divanımı od’a yazarmış
Bu sürmeleri Hakk çekmiş ezelden
Yar zülüfleri de salmış boyundan
Ak gerdanı da çözmüş lebinden
Can-ı serabımı güle yazarmış
Yarin koynunda da sabah mı olur
Kaçtır öldüğüm de yumah mı olur
Sevdim deyu kader bozmah mı olur
Can-ı cananımı köze yazarmış
Bu güzelle başım derde girerken
Ağıt yaktım seven dara düşerken
Bu kaçıncı namaz imam kılarken
Can-ı imanımı beze yazarmış
Gülleri ele mi verdim bağından
Elleri yare mi biçtim çarından
Böyle bahtı kara gülmez arından
Can-ı dermanımı göze yazarmış
Yarin sarayında yiğit olsaydım
Yiğit kim serçeyim aslan kesseydim
Arşın kapısında burak olsaydım
Can-ı hayalimi kula yazarmış
Ahi kul ahmed de neler söylenir
Başa gelmedik de işler eyletir
Saf bir kuldur ağu içer arşdadır
Can-ı gülşenimi Hakka yazarmış
AÇIKLAMA: maral, gözlerinin güzelliği ile bilinen bir ceylan türüdür. Bağ-ı irfan kişinin bilgi erdem ve ahlak toplamıdır. Cehle yazmak bilgiliyi cahil olarak haksızca nitelemek demektir. Alıp kaçırmak cahillik sayılmıştır. Bu takdirde can-ı eman demek canının güvenliği şer olarak tehlikeye girer deniyor.
Nazlı yarle gezmek güzel ise de güller elde kesilmiş ve bağlı olduğu için ağlıyorlar. Gülün saklı yerde olması değerli hazinelerin genelde saklı yerde olduklarını ve oradan düş görerek bizi de aynı şekilde gize yani saklı yazdığını fakat canımızın açıkta olduğunu söylüyor.
Baha kılmak ölçü kılmak demektir. Ölüm baçı demek ölümün vergi verir gibi verilmesi demektir. Baç yol geçme vergisidir normalde ve Köroğlu dağdaki geçitte alırdı. levhi mahfuz, gizli levha olup Allah’ın kaderi yazdığı levhadır. Ölmenin olmaması demek canın durduğu yerin ateş-od olmasındandır. Aşıklar ölmez de ondan. Sürmelerin ezelden çekilmesi demek alımlı yaratılışın ezelden insanların yaratılışından geldiğindendir. Gerdanın lebden çözülmesi döşün ta memelere kadar açılması olup bunu serab olarak gördüğümüz ve gül olarak göğüsleri değerlendirdiğimiz anlaşılmalıdır.
Ölmek ve yumah malum. Sevmek bir kader diyor. Bunu bozmah doğru değil diyor. Böylece can canan ateşte –közde bir olmalılar demek istiyor. Aşk anca bu halde kıvam ve fedakarlığa ulaşarak kemali bulabilir. Seven dara düşerken normalde ağıt yakılmaz. Fakat sevenin dara düşmesinden o kadar çok üzülüyoruz ki ona şimdiden sanki ölmüş gibi ağıt yakıyoruz. Çünkü aşk ve aşıklar çok kıymetli olup diğer insanlardan üstündürler. Sonra o kadar çok ölüyor ki her ölüme bir namaz sayıyor ve imanımın canını bezde (Kabutta) hayat bulacağını yani imanımı kurtarabilecek şekilde yarin yazdığını söylüyor.
Çar diye kadınların başlarına örttüğü örtüye denir. Canın dermanının göze yazılması yarin bana bakarak gülmesine bağlıyor. Serçenin aslan kesilmesi erkeğin dişisinin yanında yiğit olup aslan kesileceğini bu yüzden de bir erkeğe karısının yanında ters bir söz söylemenin uygun olmadığını belirtmek istiyor dolaylı olarak. Arşın kapısında Burak olmak demek arşa kadar yükselmek için bir Burak gibi yükseltecek ihlas, aşk, ve amele ihtiyaç olduğunu ima ediyor. Ancak hemen sonra hayalin kulluğa yazılması son mertebe ve hayalin KULLUK makamı olduğu bildiriliyor ve Burak terk ediliyor.
Kul ahmedin söylenmesi demek bu birçok şeyi aslında hayal ettiği fakat elde edemediği, söylenip durduğu belirtiliyor. Başa gelmedik işleri de başkalarına yaptırdığı belirtiliyor. Saf bir kul olup ağu içerek arşa çıkmak demek: arşa kadar çıkabilmek için önce temiz kalp gerektiği, sonra ağu içmekten maksat dünyada dert ve sıkıntılara sabrederek şikayet etmeden onları yutmak gerektiği ve bunu isteyerek yapması gerektiği belirtilerek anca böyle olursa kendiliğinden arşda bulacağı söyleniyor.
Böyle olunca veya olmadan bütün güllerimin olduğu gül bahçem olan gülşenimi Cenab-ı Hakka sunduğunu söyleyerek noktayı koyarak şiir bitiyor.
Bu gülleri Hakka sunma olayı Peygamber efendimizde de var olup o da kendi yanındaki güllerle çok büyük yazılmış bir Arapça ALLAH yazısını örgü gibi güllerle ördüğünü çıplak ve gündüz gözü ile gördüm desem ne dersiniz… bunları lütfen Riya veya kibir saymayınız da imanımızı artırsın sen söyle dememiz daha iyi uygun olur. bu anlattığımı açık gözle ilahi huzurda, 2000 yıları idi. sallallahü aleyhi vesellem…
Aynı anda daha sonra yaklaşık 10 türlü arapça yalınkat ALLAH ismi celalleri kademeli olarak bir hafta içinde gösterildi. bu isimlerin sadece 3 veya dört tanesinin yeryüzünde olduğunu gördüm. diğerleri yok. buradan ayrıca camilere yazı yazmam gerektiği mesajını da anladım.
Bu gördüğüm isimleri zaman zaman ülke alan camiine yazmakla beraber bunun bize hattatlık yapmamız anlamında bir mesajda olduğunu anladım. ve bir hat hocası bulup ders aldım.
ahi kul ahmede nasibdir
Al yanaklı kızlar göç eyledi ilinden
Koç yiğitler mahsun kaldı nigar kaşından
Bağu bahçesi vurgun yedi gül dalından
Gördüm güzelleri de yadetmez sevdiğim
Ağşam olur koç yiğitler yerde yatamaz
Dertlenir de sunasına kertme diyemez
Silkinip de gam yükünü sırttan atamaz
Ahdim güzelleri de ahdetmez sevdiğim
Bir selamın almadım dilinden dişinden
Güzel yatamıyom hayalinden düşünden
Gadaların alayım gel geçme eşinden
Sarsam güzelleri de sulhetmez sevdiğim
Güzelliğe güvenme bir sivilce yeter
Zenginliğe güvenme bir kıvılcım yeter
Gonca gülü açmağa bir koç yiğit yeter
Dersem güzelleri de eğlenmez sevdiğim
Ölüm var kalım var şerli soyha dünyada
Koç yiğitler yaban oldu ağlar yazıda
Yandı yüreğim düşünce yiğit soğana
Sordum güzelleri de karetmez sevdiğim
ahi kul ahmed de bunu böyle söyledi
Yandı yandı aşkın deryasını boyladı
Kızlar gitti gitti de koç yiğitler ağladı
Varsam güzelleri de çarhetmez sevdiğim
ahi kul ahmed’e nasib