Notice: Undefined variable: has_ut in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/plugins/all-in-one-seo-pack/aioseop.class.php on line 567

Yar ile yaran

Yar ile yar ile

Gülerim yar ile

Bu ömrü var ile

Dokurum yar ile

 

Yar eyle yar eyle

Bu gönlü yar eyle

Dost oldum sen güle

Meramım yar ile

 

Yar diye yar diye

Kararım yar diye

Bir güzel yar diye

Beklerim yar ile

 

Yar oldum yar oldum

Yare yaran oldum

Bahayı “ben” kıldım

Yanarım yar ile

 

Yar eyle gül demi

Beklerim gül seni

Bir gönül perçemi

Çekerim  yar ile

 

Yar eyler yar eyler

Yaredir yar eyler

Gönülden kul eyler

Hallerim yar ile

 

Yar ölem yar ölem

Yarden gayri ölem

Ölüp ölüp yitem

Mezatım yar ile

 

Yar elden yar elden

Yıka gel yar elden

Yar bahadır “ben”den

Hazanım yar ile

 

Yar söze yar söze

Can dizdim yar söze

Naz etme yar bize

Meyanım yar ile

 

Yar içim yar içim

Can düşer yar içim

“Ben” içer kul içim

Salahım yar ile

 

Yar senin yar senin

Güllerim yar senin

Sözümde naz senin

Mihengim yar ile

 

Yar aşkım yar aşkım

Yar sensin can aşkım

Bir naza bin canım

Nirengim yar ile

 

Yar nidem yar nidem

Yar seni zar idem

Bu gönül hem diyem

Bazarım yar ile

 

Yar başa yar başa

Yar düştü kıç başa

Men sende hiç ola

Beyanım yar ile

 

Yar düşe yar düşe

El mene kim neme

Hay demek ar niye

Edebim yar ile

 

Ahi kul yar ola

Yare çarık ola

Bahası can ola

Cananım yar ile

 

aşık ahi kul ahmede yazmak nasib oldu.

17 Mart 2013
Okunma
bosluk

Boyunda urgan iniler (Varsağı)

Be gardaşlar bre canlar

Irakta  iller iniler

Yol eylerim yar elini

Yollarda taban iniler

 

Ararım erler meydana

Sözünü söyler cihana

Bahası canlar yarana

Fetada  kullar iniler

 

Eylerim diller tadlısı

Küserim yarin kakısı

Dünyayı veren kadısı

Tapuda ben’ler iniler

 

Eser seher yeli eser

Gonca güller naza düşer

Bahar yaza ağıt düzer

Mizanda gözler iniler

 

Yarimden ırak düştüğüm

Canandır canı yazdığım

Astılar boyun büktüğüm

Boyunda urgan iniler

 

Hay felek senin elinden

Çeker oldum çeker oldum

Bu dünya nefse yaranım

Azapta canım iniler

 

Çağlar idim katre katre

Ulaştığım aşktan yane

Bir o yane bir bu yane

Irmakta taşlar iniler

 

Arap atlı Burak sormaz

Vara gide yele  bakmaz

Onbeşinde kıza sormaz

Kucakta  kızlar iniler

 

Be çağlayan Kızılırmak

Haram ettin gelin olmak

Alay alay yuttun nitmek

Kaderde yazan iniler

 

Koç yiğidin yürek yağı

Erir gider gozel çağı

Kimi algın kimi çalı

Güzelde yanan iniler

 

Namerde boyun eğmedim

Yoluna hem kul varmadım

Öldüm öldüm de demedim

Göğüste figan iniler

 

Ayrı düştüm yar elinden

Sala verdim kul dilinden

Üçe sattım beş yolundan

Tartıda güman iniler

 

Al geymiş zalim el görsün

Bir olmuş zulüm yar bilsin

Kim olmuş canım el duysun

Cihanda mahsun iniler

 

Bahar sazı gül üstüne

Aça durur gül eline

Ben’i yiter Hakk yoluna

Alemde kulun iniler

 

Ahi kula Ahmed yazsın

Yazgı diye aşık ölsün

Bir aşığa cihan ağsın

Kefende  kalan iniler 

 

 

EN SON KITANIN AÇIKLAMASI: Ahi kula Ahmet yazsın demek Ahmet Peygamber Efendimiz bize yani Ahi kula yazsın yani Ahirete davet etsin demektir bir mana olarak, ikinci mana ise aşığın benliğini öldürmesi demektir ki akabinde başına cihanın ağması ölen benliğin çok insana ulşaşmaya vesile olacağıdır ki bunun da arkasından kefenin gelmesi dünyada yaşarken onu terketmektir ve ölü gibi yaşamaktır.

Bu yazgının peygamberden gelmesi vesilenin yüksekliğini gösterdiği için aşık buna asla itiraz etmez edemez. bu davet gereği aşık yani biz ölelim. bir aşık olarak tek olalım yani tek dünya olacak bir ağırlık —aşık bütün dünyada gezer ve görev alır—ve gayrette olalım ve cihan cenaze namazı için başımıza ağsın yani toplaşsın. ikinci manası ise ölü gibi tepkisiz olan birisinin takvası artar ve bütün cihanı başına toplayabilecek hale gelir.

kefende kalan iniler demek insan öldükten sonra mezarda ilk sorguyu verir vermez uçar gider ve Allah’ın takdir ettiği yüce bir mevkide yerleşir, cennetteki makamını da seyreder ve yakınlarını geçtim de ne demek, ümmeti Muhammed’in önemli olaylarında kurtarıcı olarak görev alır (deprem kaza ve toplu felaketlerde bir çok insanı uzaklaştırır. o sırada kalbi açık olanlara görünebilir silüet olarak, bazen de kişi olağanüstülüğü görür fakat anlam veremez.) ölmek üzere olan müslümanlara sekerat halinde dua etmeye gelir ki o kişi canını kolaylıkla ve imanla versin diye —Yaklaşık bir ay önce ölmek üzere olan bir müslümana gittiğimi hatırlıyorum– büyük belaların ümmete gelmemesi için dua etmeye devam eder.

Savaş anında ümmetin yanında bizzat savaşa katılır ve savaşanlara yardım eder. savaş zamanında savaşa giderken mezarın başından yerden göğe doğru vızıltılar gelir. bu sesleri kalbi açık olanlar çok rahat duyar. riya olmamak kaydıyla biz bunların birçoğunu aynen gördük de sizin imanınız artsın diye buraya yazdık. Kefenden uçanlar böyle olduğuna göre kefende kalanlar uçamıyanlar olur ki bunlar Allah muhafaza günahkar olup kabirde kefen içinde azap görenlerdir. işte kefende kalanın inilemesi budur.

 

aşık ahi kul ahmede yazmak ve yaşamak nasib olmuştur..

21 Şubat 2013
Okunma
bosluk

Yörük gelini (Varsağı)

Pınar başı sıra güder

Allı gelin suya gider

Alma alma döşler döğer

Gelin senin adın nedir

 

Adım anmak kolay gelmez

Ele güne demek olmaz

Senin derdin derman olmaz

Aşık gülün adı nedir

 

Kaçar imiş yayla gülü

Naçar kalmış yaban oğlu

Seni sevmek aşkın kaşı

Gelin senin kokun nedir

 

Elvan elvan yaban oğlu

Kokum varmaz sana doğru

Lale sümbül gülü eğri

Aşık  senin neslin nedir

 

Türkmen desem babam  dalı

Yörük düşer anam kaşı

Yaylalarda otağ nazı

Gelin senin boynun nedir

 

Başım taşır baş üstüne

Sürme çeksem naz üstüne

Vur kılıcı boynum üste

Aşık senin baçın nedir

 

Kelle aldım senin içun

Selam saldım aşkın içun

Canım verdim canın içun

Gelin senin kastın nedir

 

Güle bülbül canan düşer

Dikeniyle kabul eder

Canın yetmez daha ister

Aşık senin varın nedir

 

Hüccetim kadıdan gayri

Beratım sendendir eyri

Silinmez levhtedir yazgı

Gelin senin derdin nedir

 

Derdi olan hem ben miyim

Yaylalarda eller neyim

Yar peşimde koşan suyum

Aşık senin dengin nedir

 

Aramadan bulmak olmaz

Su başında sarmak olmaz

Ağan duysun yormak olmaz

Gelin senin kulun nedir

 

Ağam gele dövülesin

Su başında sövülesin

Aşkım için kul olasın

Aşık senin canın nedir

 

Dövülürsem dövüleyim

Su başında sövüleyim

Aşkın  ile can vereyim

Gelin senin zorun nedir

 

Yaylalarda  onmadın mı

Soğuk sular içmedin mi

Güzel ile göçmedin mi

Aşık senin ahdin nedir

 

Yaylalara göçer olsam

Soğuk suyun içer olsam

Ben bu aşkı çeker olsam

Gelin senin yarin nedir

 

Yar üstüne yar seçerim

On şakiyi vur isterim

Daha yetmez can isterim

Aşık senin darın nedir

 

Şarktan garbe yol düzenim

Her geçenden baç isterim

Şu koynumda yun isterim

Gelin senin boyun nedir

 

Yaylalarda yaylaklarım

Yörükleyin boylanırım

Serv-i revan söylenirim

Aşık senin yolun nedir

 

Benim yolum doğru gider

Muhammed’e yakîn düşer

Eğri diyen doğru söyler

Gelin senin dinin nedir

 

Benim dinim sevmek ile

Seven ölmez canan diye

Hakk kamışı menem bile

Aşık senin ömrün nedir

 

Aşk uğruna yeldirirem

Gah ağlay gah güldürürem

Ölmeden de öldür görem

Gelin senin  zülfün nedir

 

Zülüf derler kına üzre

Aşık bağlar yari zülfe 

Saz çalarım tel tel güle

Aşık senin korkun nedir

 

Seni sevmek gönül cevri

Bulmaz ise can-ı aşkı

Yandı gitti ömür sazı

Gelin senin yolun nedir

 

Benim yolum gülden âri

Düşen çıkmaz belden âri

Adap erkan sabır varı

Aşık senin aşın nedir

 

Tarla tapan öküz  saban

Yele verdim dane harman

Üç avratlı eve sultan

Gelin senin yazgın nedir

 

Arşa çıkar laf atarsın

Levhe bakar bi kararsın

Üç avrada hor bakarsın

Aşık senin bahtın nedir

 

Kara bahtım güle döndü

Ömür sazım sana güldü

Vurgun yedim kalbim üstü

Gelin senin nazın nedir

 

Evlerinin önü marul

Sular akar şarıl şarıl

İlim bilmez kara cahil

Aşık senin sakin nedir

 

Aşkı içem sen yoluna

Ağıt kılam yağ od’ına

Sırıl sıklam gül dalına

Gelin senin sazın nedir

 

Yarin sazı duttan olur

Çala durmak dertten olur

Zülüflerim telden olur

Aşık senin zühdün nedir

 

Hay, La ilahe yoktur bes

Muhammed’e yol mukaddes

Nur içinde canlar havvas

Gelin senin halin nedir

 

Karar etsem cahil derler 

Üçe varsam zalim gözler

Sen yanında sultan eyler

Aşık senin yazgın nedir

 

Yaza yaza yazgı yazar

Sen istersen katlı düşer

Üç avradı sultan büker

Gelin senin arzun nedir

 

Güllü gelin boylar adım

Yarelendi gülüm dalım

Şu aşığa yaz muradım

Aşık senin kârın nedir

 

 Aşık ahmed yandı bu kez

Gülüm dedi körpe yagaz

Can cananda öldüğü  yaz

Gelin senin aşık nedir.

 

 

Not: VARSAĞ    Özel bir ezgiyle söylenen koşmaya denir.  Önce Güney Anadolu’da yaşayan Varsak Türkleri tarafından söylendiği için bu adla  anılır. Semâiye benzer. Hece ölçüsünün en çok sekizli kalıbıyla yazılır. 4+4  duraklı veya duraksız olur. Kafiye şeması şöyledir: Xaxa bbba  ccca.

 

Semâiden ezgi  yönüyle ayrılır. Varsağı yiğitçe bir havayla okunur. Çokluk içinde “bre”, “hey”,  “hey gidi”, gibi ünlemler yer alır. Bu ünlemlerin bulunmadığı varsağılar  ezgisiyle fark edilir. Güney  Anadolu’da Maraş’tan Mersin’e kadar uzayan bölgede yaşayan Varsak Türkleri,  Selçuklular zamanında Anadolu’ya yerleşmişlerdi. Varsağı, Varsak Türkleri’nin  kendilerine özgü bir ezgiyle söyledikleri türkü biçimidir. Halk edebiyatında en çok varsağı söyleyen aşık, Karacaoğlan’dır.

 

 

 

 

 aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur

 

22 Ocak 2013
Okunma
bosluk

Gel şöyle sarılak (Koşma)

Ala gözlerine kurban olduğum

Gel şöyle sarılak boydan seninle

Gerdan kırıp zülfün telin saldığım

Gel şöyle sarılak  tenden seninle

 

Sever oldum onbeşinde gül gibi

Sala verir el aleme dal gibi

Caymaz gözüm mihengine hal gibi

Gel şöyle sarılak nazdan seninle

 

Bir hal olmuş başa gelen çekilir

Onbeşinde güzel deyu öpülür

Koç yiğitler sunasına sarılır

Gel şöyle yumuşak lebden seninle

 

Dostu olan dost yoluna bakınır

Güzel sevmek yiğit harcı sayılır

Niza olmaz güzel şavkı öldürür

Gel şöyle öpüşek gülden seninle

 

Söyle güzellerin mahı mısın sen

Gözleri dumanlı kuğu musun sen

Al kuşakla  cana   deva mısın sen

Gel şöyle dolanak belden seninle

 

Zülfünün tellerine dolansaydım

Gürzünen hisarını bir yıksaydım

Bahası cana mı canan olsaydım

Gel şöyle değişek candan seninle

 

Güzel, baban duyar seni öldürür

Baha bilmez beşbin deyu tutturur

Beyden geçtim hünkâr kadı bildirir

Gel şöyle ölçüşek haydan seninle

 

Yağız atla kaçırsam gülüm seni

Karlı dağlar aşarım Ferhat gibi

Sen bende ben sende can cana hani

Gel şöyle katışak candan seninle

 

Severim güzeli nazlı olursa

Beli ince boyu dallı usulsa

Çotarım dördün cariyem sayılsa

Gel şöyle bilişek yaddan sizinle

 

Güzel sana düştü kavli kararım

Yüce dağlar yoktur size zararım

Pınardı gözdü sunamı ararım

Gel şöyle sevişek gözden seninle

 

Pazar edemedim zilli yar ile

Sardı beni cilve ile naz ile

Mehlem olmaz bir yarelik söz ile

Gel şöyle yatışak koldan seninle

 

Bir selam geldi de ala gözlüden

Ölür isem eğer ben bu yareden

Namazım kılsın da gitsin evvelden

Şöyle bir ayrılak Hakk’tan seninle

 

Ahi kul ahmedim bağlar bozarım

Akıl ahlak ile kullar yazarım

Kaç güzeli sevdi isem meramım

Gel şöyle sevişek kuldan seninle

 

 

Aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur.

25 Aralık 2012
Okunma
bosluk

Gülüm kurban olayım

Ya gel divan durayım

Ya git mecnun olayım

Bağlar soğuk alıyor

Gülüm kurban olayım

 

Ademe ol diyende

Nesline kul yazanda

Darına hay koşanda

Kulum kurban olayım

 

Ellerin bazarına

Dökülmez lisanına

Aşıklar yaranına

Canım kurban olayım

 

Sözüne ar bulunmaz

Nazına yar olunmaz

Sazına söz düzülmez

Dalım kurban olayım

 

Canımı cananıma

Halimi imanıma

Ömrümü çerağıma

Verem kurban olayım

 

Başımın secdesidir

Malımın zekatıdır

Ömrümün abiditir

Halim kurban olayım

 

Salatımı kılayım

Hayratımı vereyim

Muhammed’e koşayım

Külüm kurban olayım

 

Sıfat ayan eyledin

Zatı andan sırladın

Cümle boynu eyledin

Nazım kurban olayım

 

Azabımı çekmeden

Şarabımı içmeden

Ölmeden de ölmeden

Ölim kurban olayım

 

Selamımdan evladır

Merakımdan süfladır

Niyazımdan beladır

Yadım kurban olayım

 

Selam saldım güzele

Al kuşana beline

Yar koynumda gecele

Yarim kurban olayım

 

Bahar ermiş salından

Güzel yetmiş boyundan

Cümle ümmet kaşından

Ağlar kurban olayım

 

Yare yandım yakıldım

Ele düştüm alındım

Er kişiden sayıldım

Çağlar kurban olayım

 

Sofra düzdüm türlüdür

Bacıları güllüdür

Çırak kalfa ustadır

Eyler kurban olayım

 

Sözümden âlâ gelen

Yumuşa bela diyen

Edebi evla sayan

Beyler kurban olayım

 

Mecnun yazar elinden

Leyla sayar nazından

Muhabbetli yolundan

Gider kurban olayım

 

Bahar geçer gülünen

Güzel güler nazınan

Böyle sevda canınan

Çeker kurban olayım

 

Kimler geldi göçtüler

Seve seve öldüler

Candan geçip gittiler

Ölür kurban olayım

 

Ahi ahmed kurbandır

Canı Hakk’a kurbandır

Ümmet kaşı bundandır

Kurban kurban olayım

 

 

aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur.

30 Ekim 2012
Okunma
bosluk

Güzel sorulur olsun (Koşma)

Benden selam olsun gül yüzlü yare

Güzelliğin gülden sorulur olsun

Kıymatın bilinsin el düşe nara

Güzelliğin elden sorulur olsun

 

Kız, aklımı aldın divane kıldın

Kara kaşlarını nazara yazdın

Bir gün yatıp on  gün yabana saydın

Vefalığın halden sorulur olsun

 

Dağlar açmış perçemini kaşına

Güller açmış goncasını dalına

Güzel çekmiş çadırını halına

Hatırların boy’dan sorulur olsun

 

Güzel gel seninle kiraz yolalım

Ayva nar hemi de pazar edelim

Beşe alıp üçe sattık nidelim

Kazançların baçtan sorulur olsun

 

Güzel gel bir gececik sarılalım

Ağu içir ölüncek bakışalım

Ha şöylece canları verişelim

Bahaların candan sorulur olsun

 

Ben bu güzelle ne etsem neylesem

Üç gün atlı beş gün yaya yürüsem

Yörük yaylasında niza eylesem

Güzellerin bey’den sorulur olsun

 

Bu güzele benzer yar bulamadım

Alı al moru mor gül deremedim

Sevdim de kıymatını bilemedim

Cilvelerin benden sorulur olsun

 

Güzel aldın beni cilveyle nazla

Melhem olman mı bir ballıca sözle

Ak ellerle yaram sarsan ha şöyle

Şifaların yarden sorulur olsun

 

Güzel, bir ah çeksem dağlar başına

Zülfün peçe çekmiş zalım kaşına

Sende bu güzellik anan soyuna

Cefaların nazdan sorulur olsun

 

Bu yar ile pazar eyledik baştan

Sinene çek dedi dertlerim halden

Çeker oldum bitmedi yazdan kıştan

Salaların kaştan sorulur olsun

 

Ahi kul ahmedim sevmek işimdir

Güzeller hatırı baha canımdır

Bu güzele yanmak iman düşümdür

Yazgıların Hakk’tan sorulur olsun

 

 

Baç: Pazar vergisi

Boy: ırk boyu

Baha:bedel

Bey:Yörük beyi

Zülf:saç

 

 

 

 aşık ahi kul ahmede nasibdir

 

 

 

 

 

 

 

 

12 Mayıs 2012
Okunma
bosluk

Yar İle Yaran İle (Koşma)

Selam edin mühür gözlü yarime

Acep bahar dalım nazlı açar mı

Yenem dedim yenemedim göğnüme

Acep bahar dalım karla üşür mü

 

Hani benim ince belli yavuklum

Dağlar, söyle, sana var mı zararım

Canım burda canan orda nigarım

Acep seher yelim,  şalı sarar mı

 

Herkes gider imiş kendi yoluna

Canan döner imiş kendi özüne

Harda canım yitmiş canan eşkine

Acep bahar demim gonca kokar mı

 

Yarin sevdasına düştüm düşeli

Yanar yüreğim de kar ile döşeli

Kimse bilmez sevda zulme döneli

Acep nazardayım gözü yıkar mı

 

Kömür gözlü yar, Horoz’un Gedik’ten

Var Boztepe’ye de anam kaşından

Seni eller alsın cahil sazından

Acep anar da, ha geri döner mi

 

Al kınalar yakmış akça ellere

Belikleri salmış kolunç üstüne

Zabah ağşam andım yetmiş kere de

Acep “kim o” desem göğnün açar mı

 

Bülbülü figana yazdım bilmezmiş

Ben’imi ataşa saldım yanmazmış

Yokluğu fakr’ime verdim yetmezmiş

Acep kaçtır baha, canı yakar mı

 

Görem dedim nazlı yarin boyunu

Kaştan almış akça eller suyunu

Dağlar ile kaşı söyler eşkini

Acep gözlerim aşka kanar mı

 

Yunmuş arınmış Çuğun’un Gölünde

Işıldaşır yanar kına zülfünde

Salına salına yürür ardınca

Acep cariyem bana  da kanar mı

 

Lale sümbül güle bağrın çemenmiş

Bülbül olamadım canım bahaymış

Yit dedim de yitmez nice nizaymış

Acep aşk od’na da cana kanar mı

 

Nazlı gözler sürme ilen zalımdır

İnce bele çiğ ibrişim bağımdır

Seni sarmak kaç seherlik şalımdır

Acep ağlar gözüm seni yıkar mı

 

Algın gözler dağdan aşmış aldırmış

Karı kaşa bahar açan perçemmiş

Çemeninde namaz durdum yakınmış

Acep eller duam yari yuyar mı

 

Yar ile yaran ile gel söverek

Çözemedim ak domuru sıkarak

Ayva kiraz dudakları emerek

Acep ölsem yarim beni yuyar mı

 

Bir yar için beş del’leri oynarım

Gömlek giysem yundum diye yazarım

Arşu âlâ yurdum oldu dönerim

Acep gökte sema beni yıkar mı

 

Ahi kul ahmedim Hakk’a bakarım

Hakk deyip de geçmem kulu düşerim

Halk içinde Behlül diye düşerim

Acep sorsam Mansur bene Reşit mi

 

açıklama: horozun gedik, kırşehirin doğusundaki kervansaray dağının, anamın kaşı dediğim akrabalarının olduğu boztepe  kazasına doğru verrdiği geçitin adıdır.

bülbülün figana yazılıp bilmemesi demek:, aşka düşen birinin niye aşka düştüğünü dahil bilmemesi kendi durumundan haberdar olmaması, yani kendini görmemesi, kendine dönmemesi gerektiğini söylüyor. kendinin farkına varan tedbir alır. halbuki aşkta tedbir yoktur, kendini değil maşukunu görmek esastır. kendini gören düşer, kibre bile gidebilir veya kendinde bir şey görmeye başlar ki bu aşkı bitirir.. halbuki karşıya bakan ayağını da kendini de görmez. hallacı mansuru da bir yerde durduran ve “enel hakk” dedirten kendini görmesidir ve canıyla ödemiştir. halbuki hz. rasulüllah sürekli ileri baktı, hiç kendine bakmadı, her makamdan sonra daima bir ileri makam olmalı dedi,, bir taraftan da ilerledikçe bir önceki eksik bir makam olduğu için gerideki dünkü makamına “estağfirullah” dedi. işte hergün ilerleyip geriye estağfirullah demeyi müslümanlar anlamıyor, anlamıyor, ölecem valla.  azrail geldiğinde onu serbest bıraktı allaha yürüyüp yürümemekte.. fakat onun bu dünyadaki ilerleyeceği makam bitmişti ve şimdi hasta yatağında refiki ala dediğimiz allah’ın yanına göz dikti. şimdi dünyaya estağfirullah diyecek makam kalmamıştı ve o da dünyada artık kalmak istemedi. kalsaydı ilerleyemeyecekti ve iki günü birbirine eşit olan ziyandadır hadisi gereğince ziyan içinde olacvaktı. bu da bir peygambere yakışmazdı.

işte mümin kardeşim, sen de hergün bir ileri gitmek için ikra=oku çalış da ilerleyince estağfirullah diyeceğin bir arkada eksik günün olsun, kemale yürü bütün gücünle. aptalca bilmeden estağfirullah deyip durma. bunu anla ve gereğini yap. yarısı boş tesbih dönderip durma.. bu, dille zikir, kalple zikir ve en önemlisi ahlak ve tekniğe dönüşmüş yaşanan zikirden bu üçüncüsünü ifade eder.. anlamadıysanız daha yapacağım bir şey kalmadı ey geri kalmış müslüman. sen geri olmasan bu ülke kendiliğinden ileri olur mu?

ülkene geri kalmış deyip kendi geri kalmışlığını görmeyen aptal müslümanım. bizim şu siteyi nasıl gayretle doldurduğumuzu sizin için bir anlasan eh birazcık sana örnek teşkil eder acizane..sen bizim gibi en az 12 saat horlana horlana çalıştığımız zinhar sizi ilgilendirmez. siz başkalarınca belirlenmiş başkaları örnek alınmış alışılmış hayatınızı VAHİY İÇİNDE İNSAN İÇİN ASLA BOZMAZSINIZ. CEBİNİZDEN 5 KURUŞ ÇIKSIN İSTEMEZSİNİZ. Bİ UCUNDAN DA BİZ TUTALIM DEMEZSİNİZ. VERDİĞİMİZ KAĞITLARDAN 1 LİRAYA 20 TANE ÇOĞALTIP ARKADAŞ VEYA KOMŞUNUZA İKRAM ETMEZSİNİZ. NASIL OLSA BİRİLERRİ YAPAR DER GEÇERSİNİZ. YA DA VERMEKTEN UTANIRSINIZ. ZAMAN ZAMAN BANA DENEN EŞŞOĞLUEŞŞEK LAFI BENİ ETKİLEMEZ VE SARSMAZ LAKİN SİZ BUNA  HORLANMAYA TAHAMMÜL EDEMEZSİNİZ. UNUTMAYIN Kİ DİNİ İÇİN HORLANMAYI GÖZE ALAMAYANI ALLAH AŞIK YAZMAZ, YAZMAZ.  SİZ BUNU BİLİR BU SEFER ON DAN BUNDAN ŞEFAATLE ARASYI KLAPATMAK İSTERSİNİZ. APTALLAR… ŞEFAATİN DE ALLAHIN İZNİNE ÖNCE LAYIK OLMAYI HELE BİR BİLSEYDİNİZ YA. DOĞRUSU BUNDAN DA MORALİNİZ BOZULUR. LAKİN ARTIK BUNA GÖZÜNÜZÜ KAPAR, KULAĞINIZI TIKAR VE APTALCA GÖZÜ BAĞLI AT GİBİ AHİRET UÇURUMUNA HÜLYALAR İÇİNDE GİDERSİNİZ????

SİZLERİ SEVİYORUM. BİRAZ AKILLI OLUN AKILLI. HADİSTE AKILLI OLAN AHİRETİ DÜŞÜNEN VE GEREĞİNİ YAPAN ADAMDIR BUYRULDU. AKILLI OLMAK BU, BU, İLERİDEKİ MENFAAT. BU DÜNYADAKİ TİLKİLİK DEĞİL, DEĞİL..

yokluğun fakre verilmesi demek sadece dünyayı terkin yeterli olmadığı, bir taraftan da tasavvufi bilgi ve aşkını duymak gerektiğini ima ediyor.

 

aşık ahi kul ahmede nasibdir.

24 Mart 2012
Okunma
bosluk

Yine güzelden güzelden (Koşma)

Kaşları kara da tenleri algın

Sapıver bize bir yol yavaş yavaş

Bağları belle de yaprağı şıvgın

Kırıver bize bir dal yavaş yavaş

.

Maralı gözlere vurgun yüreğim

Seherde yollara düşer meleğim

Sabahtan ağşama varmaz öleyim

Hallarım bilinsin dert  yavaş yavaş

.

Güzeli yaratmış ay ışığında

Çirkini unutmuş karanlığında

Ezelden muratmış bir olduğunda

Canı cananına kat yavaş yavaş

.

Kaçtır güzel öpmez bahar gözlerim

Yarim deyu nazlar çeker ellerin

Üç gün sevse beşgün satar dostların

Bakıver dengine hay yavaş yavaş

.

Sır eyleme aşkın nedir belalım

Al fistanlar giyen nazar celalin

Gül atarmış dostlar daşlar melalin

Yaralar gönlüne sar yavaş yavaş

.

Gül üstüne güller bağlar olurmuş

Ben gülüme yansam eller alırmış

Yan demeye yanmak kader nazıymış

Saralar bağrıma har yavaş yavaş

.

Gezeli görmedim senden alımlı

Güzeli bellerim nazlı yumuşlu

Nazına kurbanım ceylan bakışlı

Geliver koynuma gir yavaş yavaş

.

Güzelim güzelim allar giyermiş

Al yanaklı kızlar canlar yakarmış

Bir yiğidin koynu ölüm istermiş

Katıver canına can yavaş yavaş

.

Al yazmalı yarim nazlar çarlanır

Bir gönüle giren ölmez yeşerir

Kim kendinden geçer O’nda birleşir

Yazıver yazgına Hakk yavaş yavaş

.

Benim yarim nazlıdır gülü solmaz

Gönül tahtı allıdır eller sokmaz

Allar içinde bir güzel nidilmez

Bağlıdır bağlara gül yavaş yavaş

.

Ahi kul ahmed eğlenir gülünen

Canı cana katarmış da közünen

Al kanlara boyanmış da yarinen

Söndürür ömürü gel yavaş yavaş

 

.

 

ahi kul ahmede nasibdir

12 Şubat 2012
Okunma
bosluk

Zikirden ilahi aşka

Zikrimiz alındı muhterem hocam

Gülümüz kokar oldu bir ihtiram

 

Bilmez idik evvelde Hakk’tan fehim

Zikrile didarın açarmiş rahim

 

Dileriz bir Allah demeyi zelil

Saf bir kalb ile de yanmayı melül

 

Baha kıldı Rahman biraz gayreti

Gayret kim ki halden  hale geçmeyi

 

Dertlenmeyeni aşık saymaz imiş

Hakk içun aşka yaran yazmaz imiş

 

Gönül gözü ışımadan aşk olmaz

Hakikat sözleri bilmemek olmaz

 

Aşk ile canın satanlar ararmış

Aramak ne kendi canan yazarmış

 

Ders verir sırrından perdeler açıp

Zorluk, cefa, sıkıntı ve horlatıp

 

Aşk bir bela, canı dara düşürür

Ağıt, aklı siler gömlek giydirir

 

La mekanın arş mıdır bu Mecnun’a

Leyla’ya dert midir nazlar mahına

 

Seherlerde kelam ile mahbub kıl

Cemaline seyran ile meftun kıl

 

Akıldan geçtim gömlekten giydim bil

Zatına düştüm gayrinden geçtim bil

 

Burda cefa yazarmış yoğa, cemal

Mahşerde kul deyu çağırır cemal

 

Kim ki aşık deyu yaratılırmış

Ahdeyler, kul nurdan bezetilirmiş

 

Hakk ile yaran nider halka devran

Kul olan canan yazar ümmet halktan

 

Cemal dilersen sıkı dur cefaya

Celal ile yanasın komaz sefaya

 

Yad etmeye yaşlar salar vefalım

Yüz bin bela kılsan düşmem feryadım

 

Ümid ile korkun mihrab eyledim

Şad olmaya delili yoğ peyledim

 

Aşık olmağ altın gümüş neylermiş 

Bir kamilde toprak olmak eylermiş

 

Aşk yolunun kullarına derman mı

Dermanı dertten sayar ölmen mi

 

Manası Hakk’tan kelamı kuldanmış

Ölenler bela dost imiş candanmış

 

Yusuf kardeşi Doğan mı saymışlar

Doğan kim “ahi kul” şahin bilmişler

 

Bu kadar yarenlik Hakk nazıdır bil

Hakk içun “ahi”nin ”kul” sözüdür bil

 

“Kul” olanlar tevhid ile uçarmış

Uçmağa Hakk burak ile yazarmış

 

Arşda yoğ imiş başka nebi ”Yusuf”

Züleyha’dan kaçmamış Doğan Yusuf

 

Sen bir züleyha bul da gel mah cemal

Kaçmayam ben gel gör ki ahı cemal

 

aşık ahi kul ahmede nasibdir

7 Şubat 2012
Okunma
bosluk

Elif

Ben bir elif olsam başa

Kim hu dokur önden sona

Bir güzelce sunar Hakk’a

Hediyemi bilmez imiş

 

Ben bir aşk-ı elif kulum

Hakkın zatı arar kelim

Gayri olmaz O’nsuz ölim

Gördüğümü bilmez imiş

 

Güle yazdım elif bilmez

Baha kılsam nazın çekmez

Eller ile dirlik düşmez

Dostluğumu bilmez imiş

 

Yollar elif diye uzar

Baştan uca eğri gider

Ben bir yolcu olsam eğer

Muradımı bilmez imiş

 

Elif tekdir teke gider

Cana vursam uçar gider

Ben bir aşık olsam eğer

Çaldığımı bilmez imiş

 

Elif diye söyler sözüm

Ba’dan yana inler sazım

Aşık olan ağlar gülüm

Gülşenimi bilmez imiş

 

Kimler elif elif diye

Elif için canlar vere

Damdan düşen kullar öle

Öldüğümü bilmez imiş

 

Kullar ağlar elif içun

Elif olan kullar uçun

Saki olsam Rahman içun

Çakırımı bilmez imiş

 

Birim birdir elif birden

İki ben’dir sayar elden

Çalsam kapın yine senden

Kulluğumu bilmez imiş

 

Hakk’tan gayri bilmez kulum

Gayri desem yansır eşim

Hakk’ın zatı uğraş gülüm

Bazarımı bilmez imiş

 

Elif ba’ya er mi durur

Ba’yı Hakk’ın sazı bilir

Elif ba’sız ne mi olur

Hazanımı bilmez imiş

 

Eliflerin bostanıdır

Aşıkların destanıdır

Nazargahi ilahidir

İrfanımı  bilmez imiş

 

Elif benim sırrım yazar

Tövbe etsem ben’i düşer

Teke düştüm ölsem yeter

Yokluğumu bilmez imiş

 

Hakka çaldım elif sazım

Baha oldum candan geçim

Ben bu söze sırlar biçim

Açtığımı bilmez imiş

 

Sahralarda elif gezer

Çöller aşıp fizan düzer

Kaftan öte anka uçar

Mekanımı bilmez imiş

 

Musa oldum Turda elif

Yaka durdu nurla elif

Kelim deyu yazmış elif

Türabımı bilmez imiş

 

Rahman deyu yazar elif

Günah deyu kızar elif

Ölçe dursam kullar elif

Kendileri bilmez imiş

 

Kul ahmedim kullar aşkın

Elif yaz ki dünya düşsün

Muhammed’e ümmet yazsın

Eğriliği bilmez imiş

 

ahi kul ahmede nasibdir.

2 Şubat 2012
Okunma
bosluk

Notice: Undefined variable: pagingMiddleString in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/plugins/wp-page-numbers/wp-page-numbers.php on line 212
kırşehir Son Yazılar FriendFeed

Son Yorumlar


Notice: Undefined variable: pre_HTML in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/themes/seohocasiv2/sidebar.php on line 20

Notice: Undefined variable: post_HTML in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/themes/seohocasiv2/sidebar.php on line 26
cami alttan ısıtma
halı altı ısıtma
cami ısıtma
cami ısıtma