Bak hey gülüm sana bir söz söyleyim
Zülüf senin beden senin yüz senin
Sen bu dilden söyler isen ne deyim
O dil senin dudak senin söz senin
Gülün aynasından güle yar bakar
Gahi kaşların yıkar gahi güler
Kim nazar edince kalbimi yakar
Ayna senin nazar senin göz senin
Yar yaylada gah hükmü geçer sefa
Gahi incinir de eylersin cefa
Her nefes değişir belki on defa
Bahar senin kış şenin hem güz senin
Yaylada çeşit çeşit ruzgar eser
Gahi latif gahi buz gibi keser
Gah barışır gahi taş gibi küser
İşve senin sitem senin naz senin
Yayla gülü görünürsün her gülden
Gülşeninde avaz eyler bülbülden
Her perdeden çalar söyler her dilden
Mızrap senin perde senin saz senin
Yardan ayrı kalsam yar sitem eder
Seni gönlünde bulan da yar nider
Mülküne de ancak yar gelir gider
Çoban senin yayla senin yoz senin
Sana darılsam yarelenirmiş yar
Aşığın kuldan özge de neyi var
Sirette ahmede eylemiş karar
Siret senin suret senin öz senin
yoz: sürü
Ala gözlerini sevdiğim dilber
Cenneti alanın dalından mısın
Gözlerine sürme çektiğim dilber
Cenneti alanın hurinden misin
Şu karşıdan gelen sevdiğim dilber
Bakışın amma neden sonra gelir
Bir selamına kail oldum dilber
Cenneti alanın kulundan mısın
Gördüm güzeller güzeli yüzünü
Öptüm kırmızı yanaktan yüzünü
Arayı arayı buldum izini
Cenneti alanın yolundan mısın
Bahçada açılan güller misali
Dalında öter bülbüller firakı
Bizi ta’n eyleyen dilber emsali
Cenneti alanın belinden misin
Neden yanakların kızarmış yanar
Çiçek takmış belki gül yarasıdır
Tane tane olmuş benlerin coşar
Cenneti alanın selinden misin
Sana yazıldı kanım canım dilber
İnce miyanın sarmış kolda kimler
Bir gün hazan olur elinden gider
Cenneti alanın soyundan mısın
Güzel sevilirmiş gerdanı benli
İbrişim nazik saydığım güzeli
Günahtan sürmelenmiş gözü belli
Cenneti alanın nazından mısın
Kolumdan uçurdum güzelim bazı
Yeter bize ettiğin şunca nazı
Ahi kul ahmedin bitmez niyazı
Cenneti alanın halından mısın
aşık ahi kul ahmed nasibidir
Dost dost deyip de hey yanıp durduğum
Dost bana yareler açtı neyleyim
Ak gerdana beşi birlik dizdiğim
Dost bana yareler açtı neyleyim
Selam saldım karlı dağlar ardına
Aldı m’la sevdiğim lebler aşkına
İl yanmazken ben yanarım derdine
Dağlar aramızı açtı neyleyim
İnce uzun yollar aştım yol deyu
Yaylasına vardım elaman deyu
Sinesine elim sundum yar deyu
Beyler ayırdı da kovdu neyleyim
Dökülsün zillerin sen de ben gibi
Varılmaz yolların dağlar set gibi
Bahçada açılmış gonca gül gibi
Eller kokladı da soldu neyleyim
Dosta dost gerek hatırdan geçmeye
Cana can gerek gönülden içmeğe
Bene sen gerek sedeften uçmağa
Şeytan yokladı böyle’ldu neyleyim
Ak ellere al kınalar yakarmış
Bir goncaya el sineler dökermiş
El gördüye şol cilveler saçarmış
Kullar aramızı açtı neyleyim
Sıkım sıkım sıkmış ince belini
Bal döktürür ağzındaki dilini
En sonunda ben dererim gülünü
Anan aramızı açtı neyleyim
Aşık mısın aşık ağzımı ararsın
Her sözümü acizime yorarsın
Benim haram niçin gülüm derersin
Canlar ararmış canını neyleyim
Ne idi göçün kul ahmedim neydi
Pazar ettim gülümü suçum buydu
Al kanlara bezendim ölsem eydi
Haller söylermiş cananı neyleyim
Cennet sandım kız koynunun içini
Eğri saydım şu soyhanın suçunu
Kime dedim yar tövbenin bacını
Koçlar vurdu da böyle’ldu neyleyim
Eğme kaşın sonra bakmam yüzüne
Ataş düşsün ala güzel özüne
Yemem içmem de bakarım tadına
Gönül bir çifte şahan da neyleyim
Benim işim minnet ile zar değil
Güzel nazın bana olsun zor değil
Sevmez isen söyle bana ar değil
Güller kar etmedi anam neyleyim
Şeker mi kaymak mı baldan ilave
Severim güzeli maldan ziyade
Çirkine gönül düşmüş hem ziyade
Zulüm âna varmış da neyleyim
Ahi kul ahmedim yurdun tazele
Kaçtır bahası kul oldun güzele
Gönül ferman dinlemez bak gazele
Solar güllerim de yavrım neyleyim
ahi kul ahmede nasib oldu.
Ey Felek senin elinden
Neler çektim neler çektim
Her seherde ağlar gözüm
Halıma bakar ağlarım
Çığırırım Çalap deyu
Gel ağlatma beni deyu
Kimi sevsem seni deyu
Yoluna bakar ağlarım
Lütfeyle Rabb’im canımı
Silem gözümün yaşını
Şol mahşerde şu işimi
Yarime söyler ağlarım
Medet Allah’ım hay meded
Teslimdir sana canım hep
Halk içinde cümle ümmed
Duayı eyler ağlarım
Be gardaşlar bre bre
Yola düştüm gonca ile
Hakk’ın olmadığı yerde
Burnumu çeker ağlarım
Er olan meydana gelsin
Sorguma cevap yetirsin
Ne ben olam ne sen sensin
Kefeni sarar ağlarım
Benim dinimi kim pusar
Cenab-ı Hakk ona küser
Seher yeli sertçe eser
Tumanı çeker ağlarım
Aşık ahmed derde düşer
Gece gündüz harda yanar
Muhammed’li yolda düşer
Dolanı durur ağlarım
Bre ala gözlü dilber
Derdi aşkın nazı sürer
Bi hoş olmuş sürme çeker
Yiğidi yıkar ağlarım
Hey hünkarım sakın sakın
Var başına tacın takın
Olmaya devlet sıhhatin
Cihanı tutar ağlarım
Aşık ahmed der içinden
Ölüme ecel gecinden
Vefasız güzel ucundan
Yananı bilir ağlarım
Ne gezersin bu yerlerde
Seni uğratırlar derde
Aşkın bulunmadığı yerde
Zülfünü bağlar ağlarım
Hocamdan okudum elif
Bâ eyledim âna latif
Mim dalı sallı bir lütuf
Kuran’ı okur ağlarım
Ahi ahmed çare nedir
Melhem olmaz yare budur
İki kaşın arasıdır
Nazını çeker ağlarım
Kaşları kurulu yaydır
Yüzün değirmensi aydır
Koynun girilesi zordur
Sazını çalar ağlarım
Güzel bel’olur yumuştan
Hiç yük etmeye bacından
Acunda densiz ucundan
Virane düşer ağlarım
Kul ahmedin sözü dertli
Sine deler katlı katlı
Kulluk eder şartlı şurtlu
Aczine düşer ağlarım
sorgu: kabirde münker nekir meleklerin sorgusu
pusar: küçümser
tuman: don
harda: ateşte
bac: bedel
acun: dünya
ahi kul ahmede nasib olmuştur bunlar
Bre güzel bre güzel
Yaşın geçer demedim mi
Sürme çekilmiş gözlerin
Yiğit yıkar demedim mi
Lale sümbül gülün kastı
Şenlenirmiş gönül kasrı
Bülbül olup ahu zarı
Cana yeter demedim mi
Boylu poslu fidan gibi
Uzar gider selvi gibi
Bir gün gelir yaşın gibi
Hazan olur demedim mi
Yörü behey kaşı kalem
Nazın çeker kamu alem
Beni sende yare kılam
Canan olur demedim mi
Hele bak şu canı teze
Gelin olmuş onbeş güne
Bensiz niden varıp ele
Ziyan olur demedim mi
Yanıp yanıp da yakıldım
Şu güzele pek alındım
Onbeş diye çok düşündüm
Günah olur demedim mi
Dertli yazdım canım çeker
Bu ahu zarı kim biler
Güzel sana düşsem eğer
Derman yoktur demedim mi
Bre ağam sürdür atın
Güzellerin aşkı çetin
Ulu orta gezme sakın
Güzel yıkar demedim mi
Bir gönüldür baştan yanar
Canan naza düştü dağlar
Aşık sazı yaşin ağlar
Ağıt düzer demedim mi
Hey ağalar zorlu beyler
Ölmeden bir dem süreler
Yüzüne kara topraklar
Atan gider demedim mi
Hey Rabb’im amanın aman
Ne kadı bilir ne güman
Azraildir kastı candan
Uçar gider demedim mi
Vuslat gitti firkat döndü
Ciğer deşti cana yetti
Kimler geldi kimler geçti
Zulüm yanar demedim mi
Bahar baçı güller ola
Gül bahası aşka yete
Bu hal ile Muhammed’e
Gönül bağlar demedim mi
Yetti canım onmaz halim
Cefa çeker bitmez aşkım
Onca günah tövbekarım
Hakk’ın siler demedim mi
Ahi ahmed kulluk eder
Eder de can tenden gider
Ölüm de olmazsa eğer
Kıran girer demedim mi
kasr: saray
güman: şüphe
vuslat: kavuşma
firkat: ayrılık
baha: bedel
tövbekarım: tövbe eden kişi
aşık ahi kul ahmede nasib olmuştur
Gel hele gel hele güzel civanım
Sana nettim neyledim el içinde
Gel hele gel hele güzel maralım
Sana nettim neyledim el içinde
Ben yanarım şu güzelin hat’rına
Sarılmaz kollarım şol beline
Aldım sattım bezirgan dokusuna
Kime nettim neyledim kul içinde
Kararım kavidir dönmem yolumdan
Senindir bu gönül yudum sabunlan
Gel gir turabın olayım aşkından
Sene nettim neyledim hal içinde
Bunca yaş yaşadım eller içinde
Çarığım deliktir neyler’özümde
Bir acı kahvedir titrer sesimde
Gene nettim neyledim gül içinde
Söyle ben de bileyim kend’özümü
Derde saldım şu firaka nazımı
Çeker oldum bu hasretlik sazımı
Yare nettim neyledim dâr içinde
Be hey canan canım sundum almadın
Can bedende durmaz kıldım bilmedin
Kim bilmeye feta kıldım sormadın
Yene nettim neyledim zar içinde
Sevenler de el olurmuş duymadım
Gözden dizden kuvvet gitmiş bilmedim
Kaça yazmış Rahman levhde görmedim
Güle nettim neyledim dal içinde
Baha kıldım canım canan istemez
Ele düştü gülüm bağın sorulmaz
Kime açtı gülüm çağın bilinmez
Hele nettim neyledim yar içinde
Gönül bu bir iner bir çıkar imiş
Düştükçe düşer yare nihan imiş
Dermanım sendedir kim ayan imiş
Sene nettim neyledim ah içinde
Usul adap kalktı sohbet karından
Cana kıydı canan meşkin telinden
Kimse bilmez öle durdum yolundan
Sene nettim neyledim gel içinde
Ben söylerim sen duymazsın belalım
İnsaf yoktur iman kime celalin
Cana düştü yarem sende meramım
Eşke nettim neyledim can içinde
Aşık ahmed derde düşer cananın
Canan bilmez cihan üzre düşenin
Ağla gözüm ağla sen de yaranın
Kele nettim neyledim çöl içinde
aşık ahi kul ahmed nasibidir
Gam çekme gam çekme gönül halına
Sana da bulunur nice güzel var
Bağ bahçe gül olmuş gönül mahına
Sana da bulunur nice güzel var
Sakının dağlar, var yollarım bağlar
Üç güzel bir olmuş hasretlik söyler
Men düşem yarime boyların uzar
Suna da bulunur ilde neler var
Ey ağalar söylen beyler nideyim
Bir güzele altun asbap döşeyim
Yetmez diye üste canım sunayım
Vera da bulunur kolda neler var
Yiğit olan yiğit edep düşürür
El ikin derse o birin söyleşir
Muhanete makam ermez didişir
Gülde de bulunur dalda neler var
Yol bilmem yolak bilmem gel hele gel
Bir naza helak oldum şu döşe gel
Bu aşkı çeker sinem gel güle gel
Sare de bulunur canda neler var
Gül derledim ele dikenler nesi
Diken kıymet buldu gönüller asi
Bunu ben demedim aşıklar kaşı
Deva da bulunur handa neler var
Gül yüzlü haççam ellerde gezermiş
Gah cennet ister gah koynum dilermiş
Bu yare gönlüme hançer bilermiş
Bela da bulunur kulda neler var
Yar gelesi cilve ile naz ile
Vur hançeri sinem üzre saz ile
Yok devası ilaç ile naz ile
Safa de bulunur sende neler var
Yar yanağı gamzeli çifte balaktan
Her meramı maralı düşer budaktan
Er çemende ağlar sıra dölekten
Kaza da bulunur sazda neler var
Ayva turuınç nar istiye civanım
Nazlı dertli yar söyleye meramım
Sen şöyle bir uzan hele cerenim
Mera da bulunur dağda neler var
Bülbülün figanı gonca güledir
Çirkinin niyazı Hakk’a nidadır
Bir güzel çirkinde zulme riyadır
Baha bulunur yarde neler var
Karlı dağlar sende ahdim varimiş
Çevren sarar irayhanlı bağimiş
Eyi günde ahbap çavuş çoğimiş
Darda da bulunur dostta neler var
Yari saldım çemenlere bağlara
Ey’lik etsem fırlanırmış yollara
Bir gün olsun koynum girmez yanmağa
Canda da bulunur gözde neler var
Ahi kul ahmedim ölmek kârımdır
Ölmek ne Muhammed sevmek zarımdır
Hakk nasib etse de görmek canımdır
Mahmut da bulunur Hakk’da neler var
aşık ahi kul ahmed nasibidir
Ela gözlerini sevdiğim güzel
Hazanı göğnüme ağdırma benim
Eza sözlerine yandığım güzel
Hazanı göğnüme ağdırma benim
Aman ağalarım söyler beylerim
Bir ataş düştü de ağlar gezerim
Iraktır yolların bağlar niderim
Kaderi göğnüme çözdürme benim
Tatlıdır dilleri yumuş tutturam
Nazlıdır halleri biliş eyleyem
Babalın boynuma gelin neyleyem
Kıymatı kendine bindirme benim
Bir mani söyle gülüm ha ezelden
De hadi varsa bir eylik tezelden
Bu gönül geçmez akçedir güzelden
Güzeli gazele eş etme benim
Şu kara zülfüne kullar dayanmaz
Ay düşe mahına eller uzanmaz
El sözü düşmeye kemler dolanmaz
Gezeni konağa kondurma benim
Ak memeleri domur domur terleye
Ala gözler ağıt düzer çekmeğe
Ben şu yare niza etsem boylaya
Nazarı duaya çavdırma benim
Bahar geçer yazı eyler güz gele
Ömür sazı kışa çalar gün gele
Ben bu ömrü yele verdim gel hele
Sorgumu kabrime indirme benim
Gülüm gülşenim boz viran eyledi
Bağ-ı irfanımı cehle söyledi
Nice yolu şirke pazar eyledi
Feleği deccale ağdırma benim
Güzelim güzelim hele gel şöyle
Oturak nazara hele gül şöyle
Namahrem olmaz gel hele gel şöyle
Sevdayı leblere saydırma benim
Ben güzele yanar isem kime ne
Bahar geçmiş hazan olmuş diye he
Ağıt düzer ömür sazı güle de
Kavlini yazgıdan çevirme benim
Neyleyim güzelim neyleyim seni
Baharı denkleyim sarmaya demi
Kararım kavidir dönmezem beri
Cihanı başıma ağdırma benim
Söyleyin ağalar beyler neyleyim
Usul boyla ince beli denkleyim
Hele gel de memelerin emeyim
Elleri boynuna uğratma benim
Aşığa sorulmaz mektep meşrebi
Kul ahmet yanılmaz bir Muhammedî
Yazdığı irşad eyler güzelleri
Çirkini kıçına döndürme benim
aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur
Benden selam eylen suna boyluma
Hazanı bahara çelik koşmasın
Yenem derim de yenemem göğnüme
Hazanı bahara çelik koşmasın
Devası derttendir yoldan çekilmez
Nizaı yoktandır elden çekinmez
Kararı onbeştir aşktan sorulmaz
Hasanı bahara deyip geçmesin
Al yeşil yemeni geymek hazından
Hem dara düşmeğe ölmek zorundan
Bir kula sunmaya emmek tadından
Yiğiti sunaya kaşık düşmesin
Aldırdım aklımı garip aşığım
Bindirdim sıdkımı kulluk ederim
Yaylada güzeller gülün dererim
Mehmeti fatmaya çavıp düşmesin
Karadır karadır bahtım karadır
Usul boya ince beli yazadır
Demem o ki bana şöyle geledir
Cenneti cemale bakıp düşmesin
Geldiğim gittiğim yollar uslanmaz
Güzeldir koynumda lebler dayanmaz
Altunu asbapa söyler soyunmaz
Akçeyi mihrine sayıp düşmesin
Nicedir güzele saydım çarhını
Bellidir hürmüze koştum sadrını
Revadır kulluğa yazdım mahını
Aşığı eşiğe yelip düşmesin
Güzeller güllüdür elden düşmeğe
Süzdürür nazeder gözden içmeğe
Daradır yareler sazdan koşmağa
Yareli yarime süzüp düşmesin
Ahidir kulluğum Hakk’tan yazıla
Gömlektir giydiğim bezden biçile
Nicedir dediğim erden sayıla
Meradan sürdüğüm bozuk düşmesin
aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur
Behey yeşil gözlü güzel
Gülün bilmez demedim mi
Yiğit yıkar şu gözlerin
Ömür bilmez demedim mi
Bak şu nazlı güzel daşa
Selam eyler gelmez başa
Hakk’ın emrettiği kaşa
Şerri bilmez demedim mi
Ben bir deli olsam başa
Gömlek giyem önden sona
Aşkın olduğu şu yere
Çıkamazsın demedim mi
Şu güzelin kaşı gözü
Duramıyom ince sızı
Yar biçermiş ele bizi
Sınamazsın demedim mi
Usul edep erkan ola
Yola inmek ayan sa’ya
Cana düşen şu “bela”ya
Düşemezsin demedim mi
Ele düştü gönül kuşu
Çıka geldi kader yazı
Aşka çaldım dünü günü
Yanamazsın demedim mi
Bre güzel neler etti
Nice ocak söndü gitti
Kaşı gözü naza çekti
Karamazsın demedim mi
Yiğit olan doğru çalar
Namertler var eğri bakar
Dertlilere “Bari” düşer
Bilemezsin demedim mi
Yörü bre yaren ağa
Güzel kızlar saran dağa
Nice düşer yanık daha
Onbeş yetmez demedim mi
Bağı bostan zebil olur
Cümle alem melül olur
Güle düşmek yakîn olur
Dost haylamaz demedim mi
Güzel göze sürme çeke
Çeker perçem sırrım söke
Vakit gele tamam diye
Ağıt yetmez demedim mi
Ahmet arşın ile ölçün
Yele verdin koca ömrün
Karar oldu yaman düşün
El söylemez demedim mi
Hay ağalar zorlu beyler
Yol eylemiş dağa kızlar
Su yaylası genç ağırlar
Seni bilmez demedim mi
Hûma kuşu yüksek uçar
Yiğit olan alçak düşer
Felek bize türlü donlar
Biçer biçmez demedim mi
Kerpiç döktüm ömür ölçer
Varır gider selam eyler
Şu âleme girer çıkar
Kapı ağmaz demedim mi
Yörü bre kaşı keman
Senden âlâ yar eylemen
Dünya ipe ecel yaman
Çeker çekmez demedim mi
Bir gönüldür yandı canım
Kurban olsun sende canım
Felek kollar pundun senin
Büker bükmez demedim mi
Ölmeden bir dem sürmedim
Kara toprak ben ölmedim
Ne aman bildin ne güman
Zulüm bitmez demedim mi
Felek derler kendi bilir
Aman vermez zaman bilir
Ne söylesek kulak sağır
Kader bilmez demmedim mi
Böyle m’olur böyle m’olur
Yardan ayrı düşen n’olur
İner deryaya dökülür
Katre bilmez demedim mi
Ey turnalar selam edin
Yar yoluna güller saçın
Ah eyledim güllü benim
Aşkın gülmez demmedim mi
Kırk beste yapmış bülbül
Kırkına da yakarmış gül
Eğri dalda doğru melül
Aşkın sapmaz bilmedin mi
Güllü benim gül senindir
Güllü bekler gül elimdir
Çala dursam kırk donumdur
Aşkın baçsız bilmedin mi
Seve durdum feta candan
Güle rakib oldum halden
Canım sevdim canan canlan
Aşkın duymaz görmedin mi
Seve durmuş feta yoktan
Canan sevmiş cana kuldan
Meydan sandı benli yoldan
Aşkın bensiz bilmedin mi
Karar düştü ahmed paşa
Bülbül cana rakip ola
Kim yanarsa önden sona
Aşkın çulsuz bilmedin mi
Ahi ahmed güle yazdı
Gül baharda gonca açtı
Bir bülbüle canan oldu
Aşkın sensiz bilmedin mi
Yetti gari gülün kastı
Çala durur bülbül mesti
Gülşenimde poyraz esti
Aşkın elsiz dermedim mi
Yolum dertli aşım dertli
Kolum bekler güle katlı
Muhammed’li yola saptı
Aşkın sekmez demedim mi
Ahi ahmed onbeş yazar
Yazı diye güzel sarar
Bakar bakar Hakk’a düşer
Aşkın yetmez sevmedin mi
aşık ahi kul ahmede bu yazıları yazmak nasib olmuştur