Etiketler: 4560,
aciz,
ahbap,
alem,
batı,
dinsiz,
doğru,
dost,
düşman,
eğri,
er,
hakk,
hamili,
hırsız,
inkar,
islam,
kaf,
kafir,
kanun,
kelam,
mugayyir,
müslüman,
nisyan,
nun,
seman,
vakar,
vera,
yobaz,
zamane
Koltuk için ahbabı şikayet de yeni çıktı
Bilinmezdi evvel bu keramet de eli çıktı
Hırsızlar çoğaldı sadakat kimde kıça düştü
Namus elden ele hamiyet kimse başa düştü
Düşmanlara dostu yermek incelikten sayıldı
Gönül dostundan şikayet edepsizken sayıldı
Müslümanı aşağılamak yaratanı inkar
Kafirlere ikram ile yanaşık saydı vakar
Hakk söylemek evvelde de zait idi veradan
Hainlere muhabbet kim varit idi zemandan
Kanun önünde eşitlik evvelde teşmil idi
Şimdi her işe kelam bugüne zelil idi
Acizlerin hakkı saklı idi evvelden ebed
Hamilileri himayet şimdilerde mukayyed
Müslümanlar yobazlıkla her yerde suçlanırken
Dinsizlere muhabbet moda oldu yallanırken
Devlet-i âlînin terakki sebebiyken İslam
Şimdi buna mugayyir oldu insücam-ı İslam
Unut kimliğini unut nisyan ile malülsün
Körü körüne Batı’ya itaatle zelilsin
Eyvah ki nice eyvah edip de yandıkça yandık
Semandan zamane insanlıkta sınıfta kaldık
Nice erler yaşadı ki doğruluk kefeninden
Şimdi yeni çıktı paçadan akar şerefinden
Ahi olmak ah ile olur senden yana senden
Ben olmaz olsun birdir kef ile nun diyesinden
Aşık Ahmet söyledi cümle alem mugayyirdir
Tevhidi kesrete yazmış cümle alem mugayyirdir
vakar: onurlu
vera: iyilik, güzellik
zemane: şimdiki zamanda olan
zait: ziyan, zarar
teşmil:yaygın
zelil: perişan
insücam: tutarlılık
terakki: yükselme
malül: zayıf özellik
mugayyir : Muhalif, karşı
aşık ahi kul ahmede nasibdir
Etiketler: alayı illiyyun,
allah,
allah rızası,
aşık,
aşıklar,
aşk,
ateş,
bela,
ben,
canan,
çerağ,
cübbe,
derya,
din,
dopst,
dumanım şemi,
düşman,
efkar,
gazap,
gönül,
göz,
gülşen,
hakk,
halk,
hikmet,
kalp,
katre,
kul,
levhi mahfuz,
leyla,
mah,
mahbup,
mecnun,
meram,
mizan,
mugayyir,
pas,
rab,
say,
selam,
sevap,
seyr,
söz,
sukut,
sultan,
zikir
sen istedin ermeğe cümle alem nihanın
kaç pazarın eyle sen dermeğe gül solanın
ermek öyle bir dert ki kulluğa var süfli cihanın
birdir yol üstünde dikenli elden gülü çerağın
gitme gitme gel gitme sen eyle bu aşkı meramın
huzur bulsun şu kainatta nuru mahbup kelamın
bir o yana bir bu yana sallanırken fikri serabın
katre katre dökül sen bir taştan bir taşa çarpan azabın
ne ol ne olma kimdeki varlığa atfın nuru yaranın
arar iken ne buldun ki söyler oldun keşfi nizamın
bulmaktaki aramak şevki sarsın bedenini arzı endamın
ne olursa ne olsun sana gelmeyen serabı bela’ın
nice mecnun bir leyla derdine yanıp durdu ataşı alafsız
lakin çok velvele sardı cihanı Mecnun deyu aşkı hilafsız
kim dedi ne dedi kuldan Hakk’a çıkmaya leyla habersiz
bir Kitmir dahi leylanın mahlesinden göründü mecnun dahi siz
ara gel arka gel duman üzre serabımdan çık da gel bin dahi siz
gelip dursan gelip dursan ne eylersin gönül sultan bin dahi siz
çerağ olup yansan kül üzre mahbup olsan ulaşmaya bir dahi siz
siz deyüp de yanmaz imiş kahırlarda atan yürekteki bir canı giz
aşka meyil verme meylini ezber kılar da gayretten düşer bu göz
nice aşıklar âlâyı illüyyundan düşer oldu sayinden düşer bu söz
Hakk Teala karar kıla sevdiğine bir adım önde yürür ağlar iki göz
kul eylese kul eylese kullukta mizan eylese bilir söyler imiş iki söz
saza verdim meramımı söyler her dem cananımı eyler imiş bir göz
kara yerde karar olmuş derdi hikmet nihan olmuş eyler imiş sin göz
nasıl bir ateş ki dumana küllük sunar sükuneti arzında bulduğunda
arz ile yakin düşer kul dahi gizemli suküneti gönlünde tuttuğunda
ister taşmakta ister sukünette karar kıl neylersen eyle gönül mahında
azabın neşe olur taştan taşa vurduğunda bahir bekler seni durulduğunda
katreden deryaya ulaşmak ruhu serabın coşkusudur aşkı endam kıldığında
Senden ben’i çıkardım cübbem üzre dönmeğe meyli envar kıldığında
söze suküt düştü sözden ari hallere bir nice yari canan eylediğimde
ak cübbeyi dine saydım uzun uzun yerlerde pazarı mizan eylediğimde
dön Allah dön dön ALLAH dön aşk ile şevk ile mahbubunu aşikar eylediğimde
bu nasıl bir aşk ki arşu alada eyler bizi dönmeğe talepkar canımı verdiğimde
Hakk Teala rahmet kıla cümle ümmeti Muhammed aşkına senin meramına
ol Muhammed kânı imiş rahmeti Rahman’ın dağılacak masumlar envarına
gel imdi ahmed sevelim Allah aşkına dönelim gülşendeki gönüller seyranına
halka rahmet saçalım her bir ümmet düşündeki safa bulmaz hali veraına
derd ile kalpler paslanmış zikrile açalım anın Hakk katında niyazına
derdine derman ol sen nice gönüller meramı eylediği serencamına
düşürme zikrini dilinden alemi efkara mugayir düşse bile nice bahaya
Hakk’tan rahmet almaz ise bilmeye kimin levhi mahfuz’daki kadri belasına
az düşündüm çok söyledim kimseler bilmez arşu âlâdaki cananımın gazabını
gazap odur ki Hakk’tan ayrı düştü bir kul için geri durur canındaki azabını
yanmışım yanmışım yanmakta deva bulmuşum külüm üzre serpeler
kül olmağa aşk duymuşum dumanım şem’i yanmaz dahi bilmeyeler
korkakların aşkı dünyadır yemek içmek şerhinden alem birri buncadır
aşıkların aşkı Allah’a bir rıza eklemektir gönülden alem birri buncadır
dost olasın dost olasın dosta dost hem dahi düşman olmak sırrıdır
benim ile olmak kânı benden ala cümle aleme sırrım ile bakmaktır
sevap ile ticaret eyleyenler bulamazlar Hakk’a yakîn rıza helvasını
nice gönül kırar bunlar iflas eyler ahirette veremezler sorgusunu
gönül kırma gönül kırma Hakk köşküdür kırdın Hakk’ın nazargahını
bizden öte yol geçmez bizimle düşülür ben’in bağ-ı irfan cümlegahını
aşık ahi kul ahmed’dir selamı veraım aleme eylerim bitmez nazarım
kıl imdi Rabb’im ben’i senden ayrı kılan cihandaki bitmez figanım
.
(İçten geldiği gibi ve düzeltme / silme yapılmaksızın 60 dakika içinde doğaçlama olarak yazılmıştır. elbette hatadan ari değildir. Nasib edene hamdolsun)
.
aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur