Ala gözlerini sevdiğim güzel
Böyle güzel yoktur senden ziyade
Bilmem melek misin yoksa huri mi
Böyle güzel yoktur senden ziyade
Bakarmış da deli gönlüm bakarmış
Her gördüğünü gönlüne yakarmış
Bir gün şöyle bir gün böyle dönermiş
Bugün güzelliğin dünden ziyade
Şu bahçandan dersem gonca gülünü
Nice bir çekeyim aşkın yayını
Hayli demdir bekliyorum yolunu
Bugün beklediğim dünden ziyade
Yayladım da yayladım yar yayladım
İndim engine de seyran eyledim
Ahdım olsun seni alır kaçarım
Bugün ki değerin dünden ziyade
Ararım ararım da dost ararım
Dost yoluna veririm onca malım
Bekle sevdiğim bekle benim yolum
Bugün ederin de dünden ziyade
Güzeller güzeli hüma yavrusu
Gözleri sürmeli alma kurusu
Söyleyim ben sana sözün doğrusu
Bugün güzelliğin dünden ziyade
Aşkın kılıncını taktım belime
Muhabbet ne imiş bildim yenice
O dostu saraydım bari bu gece
Bugün sıcaklığın dünden ziyade
Keklik gibi ordan ora sekersin
Beni görsen kaşın gözün yıkarsın
Çağın geçmeden de kul mu ararsın
Seni seven yoktur benden ziyade
Gece gündüz de sevdana yelerim
Aşık olup hüsnün bağın dererim
Daha evvel değmez eller sanırım
Seni saran yoktur benden ziyade
Yarim salınır da yarim salınır
Ciğerciğim bölük bölük bölünür
Sonunda bu dert beni öldürür
Sana ölen yoktur benden ziyade
Kaş altından melil melil bakarsın
Aşık olsan ataşıma yanarsın
Taramış zülfün kakülün kesersin
Dökmüş ince bele belden ziyade
İflah etmez bu dert beni oyalar
Mehlem almaz sinemdeki yaralar
İster ise boyuncuğum uralar
Bugünkü zulmetin dünden ziyade
Güzel seninle yaylayım yaylada
Sakla beni bucağında otağda
Her hizmetin ben eyleyim ne var da
Senin divanında kuldan ziyade
Ahi kul ahmedim yanar güzele
Her sevdiğine tutarmış çetene
Nice kulların var yazar kalemle
Beni yazdırırsın elden ziyade
ahi kul ahmed nasibidir
Kabe bilmez imiş sırrımız nihan
Tavaf eyler imiş varanlar cihan
Taş oladır anlamaya gönlümü
Helak mıdır döndü şerre sıdkımı
Ya Beytullah nerden aldı nurunu
Temiz olmuş pak eyler kim kulunu
Yemin kıldım perde yoktur Rahman’a
Baha kıldım candan olam sırrına
Celalimin şavkı Kabe mihengi
Ay tutulmadı hem gönül nirengi
Kim velidir adı varır divane
Kim delidir aklı satar meccane
Verir mi bir “siyah taş”a sırrını
Mahbub kılar mı bir öpmek aşkını
Zatın bilinmezdi derse ki “kesif”
Sıdkı sadıkların özlerdi “latif”
Bilmez cehlimiş kim kesfe meyleder
Bilse ehlimiş kim ”latif” lütfeder
Hem tanır hem eyler vakit yanında
Rahim, Rauf Allah dosttur canında
Kalkıp ayağa doğrulsa görülmez
Tavaftan tahrife zatın bilinmez
Benden bir müjdedir konuk canlara
Güven ve teminat O’ndan kullara
Kavuşmakla ferah kılar dostunu
Yaşar isem temiz kılar urbamı
Beytullah’ı tavaf eyler bilmezmiş
Şeriatın sırrı dahi gaybimiş
Daha nice var ki yasa, delildi
Onlar keşf gözüdür körlük zelildi
Ölmüşü dirinin tavafı züldür
Yoğ imiş diri gibi bilge haldir
Tecelliden bir nur zatı âliden
Melekten uzak insanı haliden
Anla ki bu iş bir gaybdir söylenen
Keşf ve tahkik diriydi hem görünen
ahi kul ahmed canın sır eylersin
Kabe midir taşa ayan eylersin
Mana gönlün taş mıdır varırsın sen
Taş gönlün yakut mudur ağlarsın sen
Ağladığın “latif”dir taştan âri
Ahdin “bela” kıl sen yakuttan âri
Açıklama:
-Nihan: gizli
-miheng: ölçü alınan
-nirengi: denge noktası
-meccane: bedava
mahbub:sevgili
-kesif:maddi ve yoğun
-latif:görülmeyen, tanımlanamayan, her tarafta bulunabilen, nurani (Allah Latif bir varlıktır)
-cehl:cahillik
-urba:elbise, şiirde urba din ve takva anlamında kullanılmıştır.
-keşf:kişinin mesafe alarak bazı olağanüstülüklere vakıf olması, farketmesi, sırrını anlaması,
-zül:aşağı olup adi sayılan,
-ahdin bela kılınması: kalü belada insanlar Allah’a söz vermeleri “Bela”dır. bu ahdini yeniden “bela” diyerek gerçekleştir deniyor.
ahi kul ahmede nasibdir
Ben bir şahan olsam sen bir balaban
Daksam cırnama kaldırsam yar seni
Ak ellerin sala sala yürüyen
Doksan olsam da sararım yar seni
Ben bir kadı olsam hüküm bozmağa
Ak ellerin gümüş tasta yumağa
Seni bellerim de yeşil ördeğe
Noksan olsam da dönerim yar seni
Ben bir tüccar olsam kumaş yükümdür
Alana satarım kabut bezimdir
Ömrü harcarım iman düşümdür
Yetmiş olsam da bilirim yar seni
Ben bir bülbül olsam gülüm gülşende
Konmaz mıyım nazlı gonca açanda
Benim canım candan âri geçende
Yanmış olsam da soldurmam yar seni
Ben bir turna olsam seyfe gölünden
On bin gardaş sökün etsek yurdundan
Koç yiğitler selam yare çızgımdan
Elli olsam da sallarım yar seni
Ben bir ceyran olsam çölden kaçınca
Yar göğsünü açmaz elden olunca
Aşiret şaar deyu yoktan göçünce
Kırk yer olsam da yazarım zar seni
Ben bir güzel olsam soyha başından
Kerem et yiğidim söyle sazından
Ar ettim güzelliği yaz huyumdan
Aşık olsam da süzerim yar seni
Ben bir yalan dünya olsam nazenin
Allanır pullanır şer lezzetin
Düşük kapıda baş eğe dumrulun
Nebi olsam da sorarım yar seni
Ben bir selam olsam derviş dilinden
Yüz bin melek alır bakış nazından
Mü’min olan bilmez mi Hakk sazından
Kelam olsam da çalarım yar seni
Ben bir koç yiğidim başım dumanlı
Yar aşkına zayil oldum tumanlı
Aç gerdanı mayil oldum sürmeli
Harab olsam da severim yar seni
Ben bir yaban olsam varsam ellere
Pınar başında selam güzellere
Olmaz olsun bahtım kör topallara
Serab olsam da çerağım yar seni
Ben bir ahi ahmed olsam yareli
Güzeller içinde benli daneli
Aç göğsünü gülüm lebler cilveli
Yadın olsam da sararım yar seni
ahi kul ahmed’e nasib
Rabbim nasib kılsa varsam
Güzel kabe yandım sana
Hak nasib etse de uçsam
Güzel kabe varsam sana
*
Kara donun Kuran dolu
Hacdan Hacca çıkar onu
Sana varmak aşkın düşü
Güzel kabe ersem sana
*
Büründüğün kara nedir
Haktan yana düşen kimdir
Yollar dolu hacı bindir
Güzel kabe dersem sana
*
Dört bir yanın küptür düzdür
Düzlük birer adalettir
Altı üstü zemzem hoştur
Güzel kabe gelsem sana
*
Arşa çıktım seni gördüm
Yere indim kara buldum
Siyah nuru taşa verdim
Güzel kabe sorsam sana
*
Cennet nuru izler seni
Adem dahi tevekkeli
Havva için şükre döndü
Güzel kabe dönsem sana
*
Kara donu kimden çaldın
Siyah tüllü güzel m’oldun
Bağrı yanık kara yazgım
Güzel kabe yazsam sana
*
Para pulla olmaz hacı
Hakk çağıra gele ne ki
Gözü kara ahmed der ki
Güzel kabe koşsam sana
*
Levhe yazdı kimler gele
İbrahim’e çığır diye
Milyonları dostum bile
Güzel kabe çağrım sana
*
Sana gelmek büyük onur
Varamayan mahsun kalır
Gönül Hakka yanar durur
Güzel kabe yansam sana
*
Herkes döner senden yana
Namaz kılan gözden evla
Rahmet saçar kavi kula
Güzel kabe bağrım sana
*
Safa merve nişan olmuş
Gider gelir hacı dolmuş
Bir tavafta binler dönmüş
Güzel kabe dönsem sana
*
Seni diyen sana dönmüş
Hakk diyene kabe dönmüş
Aşka düşen kabe olmuş
Güzel kabe bahtım sana
*
Altunoluk bizden yana
Her bir köşe rahmet yaza
Kapındaki dua ile
Güzel kabe kalbim sana
*
Hacerü-l esved köşede
İstilam olur tavafta
Ömer, Rasül öptü derde
Güzel kabe aşkım sana
*
Umre diye derde düşen
Fakir sana demez işin
Görmez isen fakri zulüm
Güzel kabe gülsem sana
*
Yollarına yayan düşsem
Deve yoksa uçup varsam
Elden evla seni görsem
Güzel kabe duam sana
*
Dönüp dursam umre hacca
Sonra versem ruhu Hakka
Helal etse Rabbim başta
Güzel kabe hal’im sana
*
Kabenin çevresi dağlar
Körolası yükselmiş evler
Hürmet anca ecdat eyler
Güzel kabe kalbim sana
*
Yüzbin melek tavaf eder
Didar görmüş sular çağlar
Zemzem diye içen kullar
Güzel kabe canım sana
*
Dua etmez garip kulum
Çağırdığı hacda gülüm
Bir kadın öldüğü yerin
Güzel kabe buldum sana
*
Otuz güne çivi çaktım
Deli gibi tavaf kıldım
Rasul ile mahbub oldum
Güzel kabe yandım sana
*
Daim Hakka döndüm yüzüm
Kalbim zikri Allah için
Manadaki yakut taşım
Güzel kabe yazdım sana
*
Cümle millet kardeş oldu
Tevhid ile sırdaş bildi
Ümmet olup namaz kıldı
Güzel kabe bağım sana
*
Zengin isen durma hacca
Belki çıkar ahmed kula
Her bir sene umut taze
Güzel kabe sağım sana
*
Namazıma kıble kabe
Aşk ahmede heryön kıble
Hakk cemal kabeden öte
Güzel Rabbim kulum sana
*
1995 de hacc, 1996 da ramaza’ın son 10 gün umresi, 1997 de tekrar ramazan son 10 gün umresi nasib oldu. şimdi bir fakire birşeyler verirken kalbim umredeki tavaf kadar titriyor ve bütün müslümanları burada tam bir ümmet olarak seviyor ve kucaklıyorum. anlıyorsunuz umarım…
*
ahi kul ahmed