Ökçeli yarim (Koşma)

Benden selam eylen yarin iline

Nazlanıp da öte öte durmasın

Bahar döner yazı geçer halına

Sızlanıp da ağu içip ölmesin

 

Yar seninle böyle miydi bazarım

Gömlek düştü akıl yitti hazanım

Yaktı beni kaşı keman yaranım

Közleyip de aşkı yerip durmasın

 

Altına al geyer üstüne kemha

Gel güzelim beni koynunda sakla

Kız mıdır dul mudur perçemi aça

Eyleşip de yaban ilen kalmasın

 

Kara kaş altında neler çevirir

Ak ellere al kınalar yaktırır

Ben bir turna olsam selam yazdırır

Okutup da alem ilen salmasın

 

Ala göze siyah sürme nazından

Yiğit olan yiğit ölür yasından

Sen şöyle bir döşen aşkın telinden

Tutturup da ağıt ilen sarmasın

 

Al yanaklar alma gibi kırmızı

İnci mercan dişler ile gülüşü

Ben söylerim Hakk’a giden Rasulü

Belleyip de kafir ilen yormasın

 

Yanarım yanarım yare yanarım

Bilmedi kadrimi niyet ararım

Kimseler içmez tasımdan ağlarım

Gıybeti de eller ilen yapmasın

 

Yar taramış zülfünü belden âri

Ak göğüsler fırlar düğmeden âri

Güzel sevme derler cahilden âri

Bakışıp da ökçe ilen gitmesin

 

Yar kalemi almış yazar hünkara

Sevdiğin sınarmış yerer cihana

Yiğit olan yiğit sabrı meydana

Sözleşip de karar ilen yıkmasın

 

Sevdim sevdim alamadım yanaktan

Baha kıldı beş bin kayma başlıktan

Canım koydum üç gül ile taraktan

Tartılıp da pullar ilen gitmesin

 

Güzel ayrılır mı sevdana düşen

Dört kitapta gördüm ölmeden ölen

Neye saydın canım sundum bilmeyen

Pazarı da beyler ilen yapmasın

 

Yarden ölçtüm yollar ırak pekuzar

Haber saldım gelen giden ahuzar

Sen bir sala eyle dağlardır ular

Salınıp da yollar ilen tozmasın

 

Kul ahmed der bu sevdaya doyamam

Memeleri alma alma ememem

Ağu içtim yar elinden ölemem

Unutup da eller ilen saymasın

 

 

Aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur..

 

21 Ekim 2012
Okunma
bosluk

Yiğit mahsun güzel mahsun (Koşma)

Felek vermezsin dengimi dengime

Güzeller mahsun var git yiğit mahsun

Kader düşürür güzeli kötüye

Güzeller mahsun var git yiğit mahsun

 

Yolum çavarmış yüğsekten engine

Cana yakarmış yürekten ingiye

Seni yazarmış aşıktan densize

Yürekler mahsun var git canlar mahsun

 

Allar giyermiş kastın bana mı?

Dallar ağarmış baştan başa mı?

Güller güzlemiş halden hale mi?

Bülbüller mahsun var git dallar mahsun

 

Gönül sarayı canan elindeymiş

Canla canan harda bir yolundaymış

Cahille ahmak ola zenaatmış

Cananlar mahsun var git saray mahsun

 

Al yeşil fistanlar sendedir sende

Tac eyler gülleri nicedir elde

Gör aşkı şöyle bir gözdedir gözde

Aşıklar mahsun var git gözler mahsun

 

Dağlar aşam yaylalara baharın

Güzel saram gönüllere sevabın

Ha bir eksik ha bir fazla yaranın

Yaylalar mahsun var git dağlar mahsun

 

Gönül ister hem konayım güllere

Ardı sıra sara duram bellere

Sordum idi şu feleği yollara

Gelenler mahsun var git giden mahsun

 

Yollar uzun uzar gider dalolur

Güller açar bağı bahçe yarolur

Garip gelen garip gider elolur

Eylerim mahsun var git eyler mahsun

 

Ağalar beyler muradım yardedir

Onca millet peşim sıra yoldadır

İflah olmaz yarelerim kalptedir

Yareler mahsun var git eller mahsun

 

Çadırlar baş eğer başa başeyler

Canlar döşüne söylermiş nazeyler

Garip kullar selamı bir sıreyler

Çadırlar mahsun var git döşler mahsun

 

Gam çekme gam çekme divane gönül

Bunlar da geçer Hakk’ın yeri gönül

Ümitsiz olma elden gelen gönül

Gülenler mahsun var git gönül mahsun

 

Şu kara kaşlara versem varımı

Nice yiğitler cenk eder bendimi

Kimse bilmez közdeki aşkımı

Yiğitler mahsun var git aşık mahsun

 

Aşık kul ahmed de döner dövünür

Güzeller için yandıkça yeldirir

Bir garip ölmüş kimsesi oldurur

Güzeller mahsun var git ahmed mahsun

 

 

aşık hattat ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur..

11 Ekim 2012
Okunma
bosluk

Kızılırmak nettin allı pullu gelini (Ağıt)

Allanır pullanır kınalar yakar oy

Sürme ile nazara kimler girer oy

Hörü, gelin olmuş da ata biner oy

Yollar uzun ince beller sorulmaz oy

 

Allı gelin allı gelin oy oy

Al kuşakla bağlı gelin oy oy

Kızılırmak yaran olmaz oy oy  

Atlılara baş bu gelin oy oy

 

Al kuşağı dolar idi gardaşı oy

Boz eğeri ata vurdu yoldaşı oy

Üç köy öte varmak idi maksadı oy

Eller ırak nice kader sorulmaz oy

 

Allı gelin pullu gelin oy oy

Dualarda güllü gelin oy oy

Kızılırmak canan olmaz oy oy

Canlar ile baç bu gelin oy oy

 

Damlar boş kalırmış gelin gidince oy

Yollar tozuturmuş güvey gelince oy

Köprüler yıkılırmış kavuşunca oy

Kimler uzun nice canlar sorulmaz oy

 

Boylu gelin poslu gelin oy oy

Yiğitlere yaslı gelin oy oy

Kızılırmak nadim olmaz oy oy

Kimler ile göçtü gelin oy oy

 

Görümceler yengeler kaynanalar oy

İmamlar beyler nicedir ağalar oy

Yandı yandı köz köz oldu ciğerler oy

Kimler yanar nice hallar sorulmaz oy

 

Allı gelin pullu gelin oy oy

Domurları terli gelin oy oy

Kızılırmak gonca bilmez oy oy

Ağıtlarda yazgı gelin oy oy

 

Ulak saldım yarim gele kavuşak oy

Üç yüz atlı beş yüz yaya buluşak oy

Kapaltı’nda atlıları tozutak oy

Köprü gider canlar düşer sorulmaz oy

 

Allı gelin zorlu gelin oy oy

Meleklere hörü gelin oy oy

Kızılırmak taze bilmez oy oy

Azrail’e sözlü gelin oy oy

 

Köprüler yıkılır yiğitler ölür oy

Yazgılar çözülür kötüler kalır oy

Dua okunur ağıtlar yakılır oy

Gelin gider yiğit ağlar sorulmaz oy

 

Allı gelin akça gelin oy oy

Gönüllere gökçe gelin oy oy

Kızılırmak iman bilmez oy oy

Allah’ına kul bu gelin oy oy

 

Kızılırmak zalımsın zalım zalım oy

Koç yiğitler yutar oldun yanayım oy

Beş köprü de sırtına ben vurayım oy

Giden gitsin sular çağlar sorulmaz oy

 

Allı gelin şallı gelin oy oy

Ağıtlara düştü gelin oy oy

Kızılırmak edep bilmez oy oy

Muhammed’e koştu gelin oy oy

 

 

Kayseri Sarıoğlan ilçesi, Karaöz Köyü girişinde bulunmaktadır. Şahruh Bey, Alaüddevle Bozkurt Bey’in oğlu olup, bu köprüyü Kızılırmak üzerinde XVI.yüzyılın başında yaptırmıştır. Şahruh Bey’in oğlu Mehmet Bey tarafından da 1538-1539 tarihlerinde onarılmıştır. Bu onarımla ilgili bir kitabe köprü üzerinde bulunmaktadır. Kitabenin mealen anlamı:

”Bu köprüyü h.945 (1538-1539) ‘de Alaüddevle Zulkadirî Sasani’nin oğlu Şahruh Bey’in oğlu Mehmet Emir Abdullah eliyle onardı”.

Köprü muntazam kesme taştan yapılmıştır. Sekiz kemerlidir. Ortada yüksek sivri bir kemer, onun yanında da gittikçe alçalan beşer kemer daha bulunmaktadır. Yanlardaki korkuluklar iyi bir durumda olup, köprü günümüzde de kullanılmaktadır.

KÖPRÜNÜN HİKAYESİ

Rivayete göre Şahruh Köprüsünün eski yeri şimdiki yerinden 1600 metre daha yukarıda imiş. Köprü uzun yıllar insanları Kızılırmak’ın üzerinden geçmesine vasıta olmuş. Günü gelmiş yorulmuş insanları taşıya taşıya. Günün birinde üzerinden düğün alayı geçerken yıkılıvermiş.
Kayseri ve Yozgat’tan hareket eden iki düğün alayı köprünün üstünde buluşmuşlar. Ağıta göre köprünün üstünde üç yüz atlı, beş yüz de yaya varmış. Bunca insanı taşıyamayan eski köprü yıkılıvermiş ve Kızılırmak’ın azgın sularına kapılan insanlardan kimisi kurtulur, kimisi Kızılırmak’ın azgın sularında kaybolup gitmiştir.

 

 

 

 

 Aşık hattat ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur

 

25 Eylül 2012
Okunma
bosluk

Allı güzel (Koşma)

Ben de bıktım şu dünyanın halından

Bağlar bozuk hazan olmuş gidiyor

Derde düştüm şu yaylanın belinden

Dağlar yüksek Ferhat olan gidiyor

 

Ağla ağla gözüm yaşı selolur

Selden gelen değirmene su olur

İflah etmez bu dert beni çürütür

Yollar ırak şaki sarmış gidiyor

 

Kime ne ettim ben geydin alları

Irak ettin gözlediğim yolları

Zahmetlerle yetirdiğim gülleri

Eller yoldu bizar olup gidiyor

 

Sara sara sardım gönlü çirkini

Yaylalarda geçmez akçe hat’rını

Yaban ilde verem etti canımı

Ahdi bozuk aş’ret yılmış gidiyor

 

Yaylalarda gelin kızlar söyleşir

Ele gitmez kavim gardaş paylaır

Elde deyu bana ırak eyleşir

Aşret bozuk iller yavan gidiyor

 

Dağların karı, bağların gülü var

Onbeşinde memelerin balı var

Atadan ayrılmanın da yolu var

Usul bozuk gönül kırgın gidiyor

 

Sabah olur ağşam olur yar gülmez

Oğlan uşak sokaklarda ev bilmez

Heriflik de ele düşmüş pul etmez

Dara düşen candan geçmiş gidiyor

 

Bir yar sevsem eskisine zor gelir

Eski alsam cana katmaz hor gelir

Benim gönlüm kime yansa gül olur

Güle düşen bülbül olmuş gidiyor

 

Canı cana kulu arşa yol etsem

Derde düşen ben’li haller köz etsem

Kime varsam baha vermez aşk desem

Yavan düşen paye almış gidiyor

 

Kara gözler sürme ilen ne zalım

Yakar durur yerli yaban belalım

Aman vermez memelerin emeyim

Allı yanak yarelenmiş gidiyor

 

Kul ahmed de yanar imiş güzele

Kaç güzel sevmiş bu gönül bazara

Benden geçtim canan diye satıra

Boyun vermiş candan olup gidiyor

 

 

aşık hattat ahi kul ahmede nasibdir

24 Eylül 2012
Okunma
bosluk

Güzel sevmek (Güzelleme) (sevmeyi bildiği için yaşayan insan dirilere yazıldı. sevmeyi bilmeyen, insan olmayan, yaşayan ölüler zaten burayı okumazlar)

Bakışı nâzından beter sevdiğim

Seni özleyeli göresim geldi

Gümüş kemer sıkmış narin belini

Belin çözüleli sarasım geldi

 

Nakşı maniden nakşeder algınım

Ciğerime köz bastırır vurgunum

Sen bir ala çiçek olsan yeğlerim

Bağın çözüleli deresim geldi

 

Gözlerin sürmeli keman kaşındır

Söylenir alemde hurun eşindir

Dağların karından soğuk tenindir

Tenin çözüleli öpesim geldi

 

Leblerin bastırır açmaz gülüdür

Goncayı açtırır yiğit sazıdır

Ellerim günahkar körpe nazıdır

Lebin çözüleli emesim geldi

 

Canların canıdır canan salınır

Canından geçmeyen yoktan bilinir

Söylemez gönlüm kime delidir

Sırrın çözüleli feriğim geldi

 

Yoluna adadım canım kurbandır

Onbeşinde sevdim yutmuk ergendir

Koynumda besledim ayva kirazdır

Yaşın çözüleli yatasım geldi

 

Ak ellere al kınalar yakınır

Siyah sürme derviş  komaz bakıtır

Sana tenhada bir ezgim yakışır

Bendin çözüleli kucağım geldi

 

Güzel olanın gül benzi solmazmış

Olur olmaza kim meyil vermezmiş

Kulu kölesi olduğum bilmezmiş

Aşkın çözüleli ölesim geldi

 

Gönlüm senin gibi güzel saralı

Bahar bildi kışı koynun gireli

Sekiz kıza bir oğlandır vereli

Cinsin çözüleli vekilim geldi

 

Ezelden sürmeli, gözler sürmeli

Lebinden çözmeli güller açmalı

Benden başkasını görmez cilveli

Canın çözüleli mihrabım geldi

 

Ahi ahmed güzellerden geçmezmiş

Körpe, yutmuk, fidan, çıtır bilmezmiş

Ölüp ölüp yunup kimdir seçmezmiş

Ömrün çözüleli namazın geldi

 

 

 

AÇIKLAMA : Bazı kelime veya deyişleri açık veya biraz müstehçen bulabilirsiniz. Amaç edepten bir sapma olmayıp en az kelimeyle size en çok ve en etkili anlatımı yapabilmektir. Bu bir yöntemdir. teşhir veya kusur değildir. Sevenin kalbinden geçen gerçeğe biraz daha yaklaşabilmek de amaçlanmıştır. hata yada edepsizlik yoktur. aşığın da aynı şeyleri duyması, sevgisinin kudretini ortaya koyarak, bütün sevenlere tercüman olmayı da amaçladığımız gözden kaçırılmasın lütfen…

 

Algın: alımlı

Hurun: cennetteki huri

leb: göğüs, meme (kızlar ergenlik çağında memesi büyüyünce utandığı için onu içerden bez dolayarak ileri çıkmasını önlemek ister.

Goncayı açtırır yiğit sazıdır, sözü, gonca gerçekten açmadan kokmaz. kız da bir yiğitle nazarlaşırsa dişiliğini anlar, dişilik kıymetini ve gücünü bilir. Sazdan kasıt bizzat sazın kendisi değildir. Yiğidin saz, söz, gözteriş, beceriklilik, yakışıklılık gibi bütün meziyetleridir.

Sıırrın çözüleli feriğim demek, ferik iki defa üst üste evlenen kişinin son aldığı yeni ve taze karısına derler.

Yutmuk demek, bu narin bir kuş adıdır. kızın çok taze ve bir içim su gibi olduğunu ifade için kullanılır.

Ömrün çözülmesi, bitmesi demektir. namaz da cenaze namazıdır.

 

————————————————–

 

Not: Her kim bu sitede yer alan islami bir emirle amel ederse; o kişiye duamız vacip olmuştur. Şifa bulur veya işi olur ve imanla göçer ve ahirette şefaatimiz vacip olur bi iznillah. Bu bir dua’dır. İlgili yazıyı okuyunuz lütfen (Derdi olan, imanla ahirete göçmek isteyen, ahirette bi iznillah şefaat duası talep eden her kim var ise; bu yazıyı okuya,) yazısı..

 

 

aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştır.

8 Şubat 2012
Okunma
bosluk

Maralı gözler…(Koşma)

Ben bir güzel sevdim gözler maralı

Bağ-ı irfanımı cehle yazarmış

Ben bir cahil olsam alıp kaçalı

Can-ı emanımı şerre yazarmış

 

Gezer olsam nazlı yarle gülünen

Güller ağlar bağlı elde yaşınan

Benim gülüm saklı yerde düşünen

Can-ı ayanımı gize yazarmış

 

Ben bir güzel sevdim kendi halımca

Varım yoğum serdim neslim boyunca

Baka kaldım yarim elden olunca

Can-ı yaranımı hiçe yazarmış

 

Güzel beni def mi eden yanından

Baha kılman şart mı ölüm baçından

Bana yoktur ölmek levhi mahfuzdan

Can-ı divanımı od’a yazarmış

 

Bu sürmeleri Hakk çekmiş ezelden

Yar zülüfleri de salmış boyundan

Ak gerdanı da çözmüş lebinden

Can-ı serabımı güle yazarmış

 

Yarin koynunda da sabah mı olur

Kaçtır öldüğüm de yumah mı olur

Sevdim deyu kader bozmah mı olur

Can-ı cananımı köze yazarmış

 

Bu güzelle başım derde girerken

Ağıt yaktım seven dara düşerken

Bu kaçıncı namaz imam kılarken

Can-ı imanımı beze yazarmış

 

Gülleri ele mi verdim bağından

Elleri yare mi biçtim çarından

Böyle bahtı kara gülmez arından

Can-ı dermanımı göze yazarmış

 

Yarin sarayında yiğit olsaydım

Yiğit kim serçeyim aslan kesseydim

Arşın kapısında burak olsaydım

Can-ı hayalimi kula yazarmış

 

Ahi kul ahmed de neler söylenir

Başa gelmedik de işler eyletir

Saf bir kuldur ağu içer arşdadır

Can-ı gülşenimi Hakka yazarmış

 

AÇIKLAMA: maral, gözlerinin güzelliği ile bilinen bir ceylan türüdür. Bağ-ı irfan kişinin bilgi erdem ve ahlak toplamıdır. Cehle yazmak bilgiliyi cahil olarak haksızca nitelemek demektir. Alıp kaçırmak cahillik sayılmıştır. Bu takdirde can-ı eman demek canının güvenliği şer olarak tehlikeye girer deniyor.

Nazlı yarle gezmek güzel ise de güller elde kesilmiş ve bağlı olduğu için ağlıyorlar. Gülün saklı yerde olması  değerli hazinelerin genelde saklı yerde olduklarını ve oradan düş görerek bizi de aynı şekilde gize yani saklı yazdığını fakat canımızın açıkta olduğunu söylüyor.

Baha kılmak ölçü kılmak demektir. Ölüm baçı demek ölümün vergi verir gibi verilmesi demektir. Baç yol geçme vergisidir normalde ve Köroğlu dağdaki geçitte alırdı. levhi mahfuz, gizli levha olup Allah’ın kaderi yazdığı levhadır. Ölmenin olmaması demek canın durduğu yerin ateş-od  olmasındandır. Aşıklar ölmez de ondan. Sürmelerin ezelden çekilmesi demek alımlı yaratılışın ezelden insanların yaratılışından geldiğindendir.  Gerdanın lebden çözülmesi döşün ta memelere kadar açılması olup bunu serab olarak gördüğümüz ve gül olarak göğüsleri değerlendirdiğimiz anlaşılmalıdır.

Ölmek ve yumah malum. Sevmek bir kader diyor. Bunu bozmah doğru değil diyor. Böylece can canan ateşte –közde bir olmalılar demek istiyor.  Aşk anca bu halde kıvam ve fedakarlığa ulaşarak kemali bulabilir. Seven dara düşerken normalde ağıt yakılmaz. Fakat sevenin dara düşmesinden o kadar çok üzülüyoruz ki ona şimdiden sanki ölmüş gibi ağıt yakıyoruz. Çünkü aşk ve aşıklar çok kıymetli olup diğer insanlardan üstündürler.  Sonra o kadar çok ölüyor ki her ölüme bir namaz sayıyor ve imanımın canını bezde (Kabutta) hayat bulacağını yani imanımı kurtarabilecek şekilde yarin yazdığını söylüyor.

Çar diye kadınların başlarına örttüğü örtüye denir.  Canın dermanının göze yazılması yarin bana bakarak gülmesine bağlıyor.  Serçenin aslan kesilmesi erkeğin dişisinin yanında yiğit olup aslan kesileceğini bu yüzden de bir erkeğe karısının yanında ters bir söz söylemenin uygun olmadığını belirtmek istiyor dolaylı olarak. Arşın kapısında Burak olmak demek arşa kadar yükselmek için bir Burak gibi yükseltecek ihlas, aşk, ve amele ihtiyaç olduğunu ima ediyor. Ancak hemen sonra hayalin kulluğa yazılması son mertebe ve hayalin KULLUK  makamı olduğu bildiriliyor ve Burak terk ediliyor.

Kul ahmedin söylenmesi demek bu birçok şeyi aslında hayal ettiği fakat elde edemediği, söylenip durduğu belirtiliyor. Başa gelmedik işleri de başkalarına yaptırdığı belirtiliyor.  Saf bir kul olup ağu içerek arşa çıkmak demek: arşa kadar çıkabilmek için önce temiz kalp gerektiği, sonra ağu içmekten maksat dünyada dert ve sıkıntılara sabrederek şikayet etmeden onları yutmak gerektiği ve bunu isteyerek yapması gerektiği belirtilerek anca böyle olursa kendiliğinden arşda bulacağı söyleniyor.

Böyle olunca  veya olmadan bütün güllerimin olduğu gül bahçem olan gülşenimi Cenab-ı Hakka sunduğunu söyleyerek noktayı koyarak şiir bitiyor.

Bu gülleri Hakka sunma olayı  Peygamber efendimizde de var olup o da kendi yanındaki güllerle çok büyük yazılmış bir Arapça ALLAH yazısını örgü gibi güllerle ördüğünü çıplak ve gündüz gözü ile gördüm desem ne dersiniz… bunları lütfen Riya veya kibir saymayınız da imanımızı artırsın sen söyle dememiz daha iyi uygun olur.  bu anlattığımı açık gözle ilahi huzurda, 2000 yıları idi. sallallahü aleyhi vesellem…

Aynı anda daha sonra yaklaşık 10 türlü arapça yalınkat ALLAH ismi celalleri kademeli olarak bir hafta içinde gösterildi. bu isimlerin sadece 3 veya dört tanesinin yeryüzünde olduğunu gördüm. diğerleri yok. buradan ayrıca camilere yazı yazmam gerektiği mesajını da anladım. 

Bu gördüğüm isimleri zaman zaman ülke alan camiine yazmakla beraber bunun bize hattatlık yapmamız anlamında bir mesajda olduğunu anladım. ve bir hat hocası bulup ders aldım.  

  

 

ahi kul ahmede nasibdir

30 Ocak 2012
Okunma
bosluk

Notice: Undefined variable: pagingMiddleString in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/plugins/wp-page-numbers/wp-page-numbers.php on line 212

Notice: Undefined variable: pagingString in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/plugins/wp-page-numbers/wp-page-numbers.php on line 77

Notice: Undefined variable: pagingString in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/plugins/wp-page-numbers/wp-page-numbers.php on line 156
kırşehir Son Yazılar FriendFeed

Son Yorumlar


Notice: Undefined variable: pre_HTML in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/themes/seohocasiv2/sidebar.php on line 20

Notice: Undefined variable: post_HTML in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/themes/seohocasiv2/sidebar.php on line 26
cami alttan ısıtma
halı altı ısıtma
cami ısıtma
cami ısıtma