NO’LA MUHAMMEDÎ (Mersiyye) (İlahi) (video)

*

Sultan I. Ahmed’in Hazreti Peygambere Mersiyyesi

 

N’ola tacum gibi başumda götürsem daim

Kademi resmini ol hazret-i şah-ı resulün

Gül-i gülzar-ı nübüvvet o kadem sahibidir

 Ahmeda durma yüzün sür kademine o gülün

Sultan I. Ahmed

                                             

NO’LA MUHAMMEDΠ 

(Hz. Peygambere Aşık Ahi Kul Ahmedin Mersiyyesi)

 

N’ola başım gibi seni de taşısam

Beni hardan alan nuru Muhammedî

Gülşeninim güllerim seninle koksam

Ahmedî kul üzre yüzün Muhammedî

 

N’ola canım gibi seni de sevseydim

Beni hare sokan narı Muhammedî

Didarımın bağları seninle gülsem

Ahmedî kul üzre gülün Muhammedî

 

N’ola sözüm gibi seni de bilseydim

Beni senden alan nuru Muhammedî

Cennetimin köşkleri görüp bilseydim

Ahmedî kul üzre sözün Muhammedî

 

N’ola yarim gibi seni de sarsaydım

Beni candan eden canı Muhammedî

Cananımsın köşkleri verince gülsem

Ahmedî kul üzre köşkün Muhammedî

 

N’ola halim gibi seni de ağlatsam

Beni kuldan eden birr’i Muhammedî

Resulüsün ümmeti verince gülsem

Ahmedî kul üzre gül sen Muhammedî

 

N’ola gülüm gibi seni de dileseydim

Beni bülbül kılan gülü Muhammedî

Türkülerin neşvesi kârınca yağsam

Ahmedî kul üzre türkün Muhammedî

 

N’ola yıllar gibi seni de içseydim

Beni yorgun kılan ahı Muhammedî

Gözlerimin yaşları tövbede Hakşen

Ahmedî kul üzre makam Muhammedî

 

N’ola zikrim gibi seni de ansaydım

Beni cezbe salan şah’ı Muhammedî

Döndüğümün nirengi yıkılsa yansam

Ahmedî kul üzre ölsem Muhammedî

 

N’ola aşkım gibi senide yar saydım

Beni derde koyan aşk’ı Muhammedî

Sadıkınım mihengim yıkılsa düşsem

Ahmedî kul üzre kalksam Muhammedî

 

N’ola bilgin gibi seni de çözseydim

Beni bir de bulan dahi Muhammedî

Sorulanın şifresi verilse çözsem

Ahmedî kul üzre bilsem Muhammedî

 

N’ola halim gibi seni de sorsaydım

Beni hapse koyan hakkı Muhammedî

Mahpusların kapısı açılsa kalsam

Ahmedî kul üzre assam Muhammedî

 

N’ola cahil gibi seni de sorsaydım

Beni ilme iten “oku, Muhammedî”

Alimlerin imamı olup kıldırsam

Ahmedî kul üzre ezan Muhammedî

 

N’ola sırrım gibi seni de açsaydım

Beni ele veren yad-ı Muhammedî

Gizlerinin çırası yansa da görsem

Ahmedî kul üzre gizin Muhammedî

 

N’ola dişim gibi seni de sıksaydım

Beni sünnete koşan şer’i Muhammedî

Tarikatının yolunu söyle de bilsem

Ahmedî kul üzre erin Muhammedî

 

N’ola elim gibi seni de tutsaydım

Beni biat eden nebi Muhammedî

Hakikatının hükmünü bildir de ölsem

Ahmedî kul üzre hakkın Muhammedî

 

N’olaydı da n’olaydı hükmüm n’olaydı

Yedi düvel hükümranım hal olaydı

Resulü Zişan hükmüne ram olaydı

Ahmedî kul üzre şahın Muhammedî

 

Kul ahmed’im sultanın kim Ahmet midir

İki cihan üzre şahın gül gülşen midir

Bu adaşların Rahman’ı Rahim midir

Ümmetî kul üzre şaf’i Muhammedî

 

ilk kıta şiir Sultan 1. Ahmedin kendi şiiri olup İstanbul Sultan Ahmed meydanındaki türbe kabristanının giriş kısmının üst içe bakan tarafında beyaz mermer üzerine altuni renkte yazılı olan kıtadır. kendisi 14 yaşında tahta çıkmış, 14 sene tahtta kalıp hastalık nedeniyle vefat etmiş, 12. padişah olup 14. sırada (önceki iki defa tahta çıkış dolayısıyla) tahta çıktığı için 14 şerefeli Sultan Ahmed Camii’ni yaptırmış ve açılış ikindi namazına denk gelince cemaate dönüp “ey cemaat, içinizde ikindi namazının sünnetini ömründe hiç terketmeyen her kim var ise gelsin bu namazı kıldırsın” diye nida etmiş,

 

bir süre bekledikten sonra etrafındaki mollalar da dahil olmak üzere hiç kimseden ses çıkmadığını görünce öne geçip ” Elhamdülillah biz ömrümüz boyunca bu sünneti de hiç terketmedik” deyip imamete geçmiştir. Sultanın bir türlü namaza başlamadığını gören alimler mollalar sultana “Sultanım cemaat bekleyip duruyor, huzursuzlaştı, biraz acele edin” deyince Sultan Ahmed’in cevabı şöyle olur. “Bre Molla, siz benim kabeyi görmeden namaza duracağımızı mı sandınız” der. b

 

ir müddet sonra da namaz eda edilir. bu cami bir ihtiyaçtan ziyada Ayasofya Camii’ne kinaye olarak üstünlüğümüzü ilan etmek için onun tam karşısına yapılmıştır. kubbesi Ayasofyadan bir karış da olsa geniştir. ayasofyanın hantallılığına göre daha zariftir. konumu daha isabetli ve görünür bir yerdedir. iç direkleri de aynı şekilde zarif ve içi çini kaplama olup yabancılar “mavi cami” olarak anarlar.

Bu fakir geçtiğimiz ramazandan üç gün önce Temmuz 2011’de İstanbul’da idi ve hem eserini hem eser sahibini ziyaret edince (muhabbeti bir başka oldu mübareğin) ve yukarıdaki şiiri de görünce hemen onu not edip İstabnul-Ankara yolunda aşağıdaki mersiyyeyi kaleme almak nasib oldu. yazdırana hamdolsun.

 

 

aşık ahi kul ahmede nasibdir.

3 Ocak 2014
Okunma
bosluk

Vuslat kılmaz ayanı yok

Zikredelim gel Allah’ı

Aklı canım yok vallahi

Bir denize taht kurdum ki

Durmağa kim payanı yok

 

Nazar kıldım bir eşiğe

Gördüğümden kim deliye

Bir yüksekte köşk dimeğe

Çıkmağa merdivanı yok

 

Köşküne var girenlerin

Maksuduna erenlerin

Ene’l Hakk’ı diyenlerin

Sebebe ihtiyacı yok

 

Dergah budur agah budur

Düzer arzusun dem budur

Girer bir denize yunur

Gayri onun kenarı yok

 

Sözle ayan ilm iledir

Dille devran hüsünledir

Aşk-ı nazım Hakk iledir

Yar anın hiç nişanı yok

 

Hayalini gönül bilmez

Sıfatını elden görmez

Darasını akıl çekmez

Anmağa hem lisanı yok

 

İman ile hüsnün bilem

Nihan ile vasfın gizem

Beyan ile zatın yazam

Yazmağa can kalemi yok

 

Genci yaşlısı dertlisi

Yazar ayanı gizlisi

İlm ile cümle lisanı

Bilir dem tercümanı yok

 

Din içinde mü’min saydım

İns içinde kullar gördüm

Küfr içinden kafir çektim

Gezer ana ziyanı yok

 

Ahmed sorar sualini

Hakk’tan bekler meramını

Aşk iledir niyazını

Çözmeye imtihanı yok

 

Bahar ile yazı savdım

Gonca güle aşkı yazdım

Kullar ile cana düştüm

Aşıklara gazabı yok

 

Gelen geldi giden gitti

Gelen gitmem deyu öttü

Nefsi yenen Rabb’in bildi

Bulunmaya nazarı yok

 

Hakk nazar ider kullara

Kul döner türlü hallere

Bülbül yazar gönüllere

Gülşeninde bazarı yok

 

Sabah ağşam varım sersem

İsm-i Hakk’ı küne versem

Ölüp ölüp candan olsam

Dört kitapta inkarı yok

 

Hakk korkusu er eylesin

İşi gücü zâr eylesin

Cümle veli yar eylesin

Vuslat kılmaz ayanı yok

 

Aşktan ağıt kılar kime

Vere durur nur eline

Viran gönül şad yeline

Eser halden şikarı yok

 

Kendim bilem elden âri

Düşte gördüm baştan âri

Cana yazdım kuldan âri

Nazarına giresi yok

 

Hakk’ı sevem diyenleri

Nefsin zoru kılanları

Ettiğini bulanları

Yazar elden bizarı yok

 

Aşıkların darı ile

Yakupların zarı ile

İnayetin Bari ile

Salar kuldan nihanı yok

 

Ahi ahmed söyler sözi

Kan büridi iki gözi

Kara olmaz aşık yüzi

Yazar candan hesabı yok

 

Ahi ahmed aşık düşer

Kundurası şaki eyler

Ağşam sabah niyaz eder

Rabbisine kararı yok

 

 

aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur

30 Ekim 2012
Okunma
bosluk

Hakk sorar; Harc etsem; Dostlar; Hakk; Hakk bilir; Meydana gelsin; Ya Rabb; Aptallar şiirleri topluca..

Hakk sorar

 

Bir keme çerağım var        

Bir hüsnü meramım var     

Bir Hakk’a niyazım var       

Bir Hakk sarar ol beni           

 

Ne ettin neler ettin

Kim hakkın tükettin

Ol edebin terkettin

Bir Hakk sorar ar beni

 

Kimse bilmez nettiğim

Akıl ermez gittiğim         

Onca yolun teptiğim          

Bir hal olur ser beni

 

Harc etsem

 

Bin yıl ömrüm olsa     

Harc edeyim sana          

Her ne derdim varsa    

Derc edeyim sana           

 

Her ne lezzet varsa          

Can tadın eresin               

Kim varmaz yadına          

Yavandır düresin        

 

Her ne can bilirse           

Hak yoluna varırsa          

Sencileyin ölse             

Düğünler edesin         

 

Dostlar

 

Dostları hak bildirir  

Hak bir gönül işidir   

Kim benliğin öldürür 

Ferman kimin hal kimin

 

Garibim yol giderim        

Şunca yolda ölenim           

Kim garibe sölemim        

Derman kimin hal kimin  

 

Denizleri aş da gel       

Hak gönüle baş da gel  

Kim benliğin yırt da gel 

Nefsin kimin kul kimin   

 

Söyler sözün ar bulunmaz    

Kemter kulun fer bulunmaz 

Ağlar gözün yaş bulunmaz  

Silsin kulun hak kimin          

 

Ben bir Türk evladıyam        

Şehit Ahmet yadıyam           

Toprak aldı yatıyor             

Dedem gibin dost kimin        

 

Hakk

 

Hak demeye sözüm var         

Haktan ayrı neyim var          

Bir şuncacık canım var         

Bir hak alır ol onu.                

 

Söz açtım Haktan yana          

Ah ettim Haktan yana           

Kim dedi önden sona             

Bir Hak ile var beri                  

 

Hakk bilir

 

Kimse bilmez fak’rimi

Seda etmez derdini

Ol fakirin kahrını

Hak ile yezdan bilir

 

Benim sana vardığım         

Yoktan hırka giydiğim       

Kul ahmetin nettiğin            

Hak ile yezdan bilir             

 

 

 

Meydana gelsin

 

Herkesi dost bilirim             

Dostlar meydana gelsin       

Her gizi dost bildirir            

Sözler meydana gelsin       

 

Er kişi ki gizlidir               

Olan meydana gelsin

Ham iken harda pişip

Yanan meydana gelsin

 

Sözün tartısın ala                  

Sohbeti yav’sun kıla              

Her gizi dostu ile                   

Olan meydana gelsin             

 

Emmarenin emrinden              

Şeytanının şerrinden                

İkisinin denginden                   

Kaçan meydana gelsin             

 

Dosdoğru hakka vara              

Kalp o ki hakkı göre               

Er kişidir alçakta                     

Duran meydana gelsin

 

 

 

Ya Rabb

 

Ya Rabb  kadrini göster          

Kadr ile şadın göster              

Şad olmuş yüreğim                

Aşk ile seni özler                    

 

Aşık olan aşıklar

Maşukun arzular

Kul olmak dileğim

Zikr ile seni özler

 

 

Aşık  olan kişi               

Akar gözün yaşı            

Ol Haktan her  işi          

Aşk ile çağlar                

 

 

Aptallar

 

Sevenlerin dikkatine        

Her ne yazdık rahmet ile   

Ol yazılarda mercekle        

Sır bulan meydana gelsin           

 

Her sözümüz doğru idi

Dosdoğrusu Haktan idi

Bugünlere ışık idi

Bilenler meydana gelsin

 

Kim gönlünü açmış ise     

Aptalara püryan olsun         

Kuş dilini ötermiş ki             

Aşka kim Süleyman olsun         

 

Aptal dedim di kızdılar            

Hakktan dedim di bıktılar        

Yoktan verdimdi sattılar      

Köşke kim şadırvan olsun        

 

Aptallık Haktandır dedik        

Bahası yoktandır bulduk

Eyi dedik size onluk

Seve kim cananın olsun

 

Aptalların şanı çoktur         

Cümlesi de bir bir hoştur        

Sözümüz bir sevi yoldur      

Aptallık bu namım olsun          

 

Ne diye darıldınız bilmem 

Hak söyletir aptal  nedem    

Ben bir aptal olsam kızmam       

Kızanlar da aptal olsun    

 

Şimdi bişi bilmez olduk       

Heç bir şeyi demez olduk     

Dediklerimiz eskidir          

Sayenizde görmez olsun

 

Çok ettiniz de aklıma              

Bir nicedir de halime               

Dost bilirim şol kimine              

Bir nicedir görmez olsun   

 

Kimse sormadı nedir diye  

Çaldı aklım, ahım diye      

Bunlar aptallara hediye       

Bir sevgidir yanmaz olsun   

 

 

aşık ahi kul ahmede 2002/2005 te nasib olmuştu.

 

13 Mart 2012
Okunma
bosluk

Notice: Undefined variable: pagingMiddleString in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/plugins/wp-page-numbers/wp-page-numbers.php on line 212

Notice: Undefined variable: pagingString in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/plugins/wp-page-numbers/wp-page-numbers.php on line 77

Notice: Undefined variable: pagingString in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/plugins/wp-page-numbers/wp-page-numbers.php on line 156
kırşehir Son Yazılar FriendFeed

Son Yorumlar


Notice: Undefined variable: pre_HTML in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/themes/seohocasiv2/sidebar.php on line 20

Notice: Undefined variable: post_HTML in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/themes/seohocasiv2/sidebar.php on line 26
cami alttan ısıtma
halı altı ısıtma
cami ısıtma
cami ısıtma