Yeşil gözlerin aşkı

Al hare giyer de, yeşil gözlerin

Beni derde salan gozel has gelin

Bir çare düşerde sesil  nazların

Beni derde koyan gozel has gelin

 

Yeşil başlı gövel ördek süzülür

Süzülür de kirik ilen açılır

Üzme beni gelin yaram deşilir

Beni darda koyan gozel baş gelin

 

Yeşil gözler yeşillenmiş çemen mi

Dağlar karı erir gönül yuman mı

Bağda gozel, alıp kaçsam gelmen mi

Beni  at da gören gozel koş gelin

 

Bir nazına bin sözümü sereyim

Domurları terler imiş sıkayım

Helal güller bahar söyler açayım

Beni canda gören gozel hoş gelin

 

Söyler dilim ağlar özüm bilmezler

Sözüm beştir O’nu çalar duymazlar

Aşkı güle yazdım kokar dermezler

Beni bağda gören gozel gül gelin

 

Yiğitler dizilir sıra daşına

Sunalar doluşur pınar başına

Üçgül açmış çemenlerde dağlara

Beni  dağda goren gozel güç gelin

 

Ahi kulum ahmedim gozel içun

Gozel deyu ömür yidim aşk içun

On gozelden bire düştüm sıdk içun

Beni narda goren gozel gül gelin

 

 

aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur.

18 Mart 2013
Okunma
bosluk

Güzele verdik gidiyor…(Koşma)

Ben yarimden ayrı düştüm düşeli

Her anım bin yıla döndü gidiyor

Yine azab oldu ömrü sürmeli

Gönlüm cefalara düştü gidiyor

 

Belli olmuş bağlarının boranı

Çözülmüyor dağlarının kemanı

Onbeş oldu soframızın horanı

Rızkımız mevlaya kaldı gidiyor

 

Her geçen günde artıyor vebalım

Bağı bahçe viran oldu bazarım

Az yaşa çok yaşa sonu babalım

Ömrümüz kazaya kaldı gidiyor

 

Gide gide yollar yokuşa vardı

Uzak oldu dostlar canıma yetti

Ciğerim yandı da yar köz köz oldu

Salahım duaya kaldı gidiyor

 

Divane olmuşum niyazım yeter

Gam alır gam satar bizarım yeter

Zalım felek kıyamette de naçar

Ahiret kaderi yazdı gidiyor

 

Nazar kılam sen yar ile yarana

Baha eyleyem gel canı canana

Ahdim kavi yaz ol cümle cihana

Aşkımı canana verdik gidiyor

 

Kömür gözlüm de ahdimi alırım

Almaz isem çekerekten ölürüm

Güzeller içinde seni bilirim

Ahdimi güzele verdik gidiyor

 

Ferhat ile dağları deliversem

İmanla azraile canı versem

Güllerle  Muhammed’e koşuversem

Cenneti rızaya saydık gidiyor

 

Allar ile donatsalar donumu

Hakk’a doğru çevirseler yönümü

Yeyip içsem hatırlamam ölümü

Dünyayı şeytana verdik gidiyor

 

Selvi boyla endam akıl ziyanı

İnce belde zülüflerin turası

Neresidir güzellerin yaylası

Aklımı  güzele sardık gidiyor

 

Güzel altın tas içinde bal mısın

Onca çiçeklerden çavan dal mısın

Cenneti aladan kokan hur’misin

Güzeli bal ile ölçtük gidiyor

 

Gel beni düşürme mihnete derde

Aşka düşenim canana kul nerde?

Yiğit olan yiğit canı bazarda

Yiğidi can ile ölçtük gidiyor

 

Ilgıt ılgıt esen seher yelleri

Yarden ari çav da gel al şalları  

Sordum bize varmaz  imiş yolları

Yarimi yabana saydık gidiyor

 

Ak göğsünde yar memeler görünsün

Siyah zülfün tel tel olsun örülsün

Bilmem namahremsin bilmem canımsın

Bahayı kitaba saydık gidiyor

 

Leylağa karıştı çemenler dağlar

Suyundan içermiş güzeller beyler

Ben sıdkımı bozmam da sunam  ağlar

Ağıtı sunaya verdik gidiyor

 

Ahi kul ahmedim yönün çevrilsin

Aşk bazarında kim canın yeldirsin

Ha yaşadın ha öldün şu şarabsın

Kitab-ı aşkı içtik de gidiyor

 

 

 

hattat aşık ahi kul ahmede nasibdir

5 Eylül 2012
Okunma
bosluk

Allah yoluna

Dostlarım gelin

Allah yoluna

Kurbanım gelin

Allah yoluna

 

Dünyanın sonu

Dutmaya kolu

Nicedir hali

Allah yoluna

 

İmanı kavi

Eyleye hemi

Süresi nazı

Allah yoluna

 

Karagün gele

Cümleyi çeke

Salasız güne

Allah yoluna

 

Kararır gözler

Büzülür tenler

Sen misin derler

Allah yoluna

 

 

Ağlarım eller

Güllerim kullar

Ümmetiz bizler

Allah yoluna

 

Sadakat eyle

Merhamet ele

Muhammed bile

Allah yoluna

 

Celalin dursun

Cemalin gülsün

Niyetin olsun

Allah yoluna

 

Dostunu seçer

Zoruna kızar

Amelsiz nider

Allah yoluna

 

Evvel kararmış

Gelen göçermiş

Sebep nidaymış

Allah yoluna

 

Kondu geldiğim

Anda öldüğüm

Ateş aldığım

Allah yoluna

 

Dünya mülkündü

Dostun canındı

Yitti anındı

Allah yoluna

 

Kararım kavi

Kardeşim ahi

Ümmetim dahi

Allah yoluna

 

Tevhiddir aşkım

Muhammed yolum

Şu soyha ölüm

Allah yoluna

 

Ağlar diriye

Kızar ikiye

Adım deliye

Allah yoluna

 

 

Kalbin pasını

Şirkin sazını

İman kazıdı

Allah yoluna

 

Ahi ahmedi

Öle kıymeti

Aşık eyledi

Allah yoluna

 

 

aşık ahi kul ahmede nasibdir

11 Temmuz 2012
Okunma
bosluk

Perdeler hicap güller eyvanda koksun, Rahman’ın derdi kullar arşında gülsün…

Riyaset eyle, talip aşık olasın

Teberrük eyle güzel sözüm tutasın

 

 Kan revan eyle, yaşlı gözler uykusuz

Teberrük demi kamil sözü bilesin

 

Bu ne iştir ki taliplerde yok ihlas

Teberrük ola kamil kim Hızır-İlyas

 

 Bir mürşide er durup deme gavs-gıyas

Teberrük şundan beri ol, ümmet kıyas

  

“Talibim” deyu ortaya çıkarlar hem

“Teberrük” der de namahreme bakar hem

 

Gönüllerde saflık a’raz olmuş kirden

Teberrük bilmez, kişi malı yemekten 

 

“Hizmetim kavi” deyip “talip” yazdırır

Teberük ne, haramı helal yazdırır

 

 Gözlerinde yaş yoğken ümmet saydırır

Teberrük etmez, halk içinde sövdürür

  

Zahidlik kime kaldı, ağlar yaşı yok

Teberrük kılmaz gönlü gamsız cevr-u yok

 

 Her hilesi bir çıkara vara dursun

Teberrük kılmaz, Hüda’ya çıkadursun

  

Gönül nur olmayınca “talibim” deme

Teberrük talibedir ki inci neme

 

 Ol taliplerin Hakk’a açılır sırrı

Teberrük sırradır ki aşktan olur nuru

  

Sufiye benzer de kıyametten korkmaz

Teberrük etmez de helal haram üzmez

 

 Riyadır tesbihi cümleyi kandıra

Teberrük için gözyaşı dökmez Hakk’a

 

 Hak rızası, aşk derdini bilseydiniz

Mahşerde rezil olup aşk neyleseniz

 

 Aşka düşen Hakk cemalin görür imiş

Sarhoş olup “Hu” zikri vuslatın imiş

  

Hakk’tan dilerim Hakk yoluna geleni

Şeytan yarandır şer yoluna varanı

 

 Şer yolundan çaldım Hakk yoluna saldım

Mustafa’ya müştak oldum biat sundum

  

Süslü evlerde ahir zaman ümmeti

Nefs ve heva bozar anın huy örfünü        

 

 Şan ve şöhretle dik tutarmış boynunu

Ten ve nefs bilmezmiş edep kıl kârını

 

Dünya fani bilmeyenler bu ümmetin

İbret almaz neyi olur gidenlerin

 

 Gözle görüp iliştirmez erenlerin

Nazara girip sakınmaz haramların

  

Doğru yolu kim terkeder şeytan yardır

Pîrim diye etek tutmak lanet şerdir

 

Sabah akşam lanet çarhı ile görüşe

Şeytan dost edinir kulunu işrete

 

İman ile İslam’a gül çiçek ahmed

Ölmem diye mevlaya bir kader rahmet

 

Ömür aktı gitti ey gafil zamandan

Kaç bahar yaşadın sen gül-ü çemenden

 

Vakt erişe emanet uçmağa dura

Can verende lanetli şeytan pir ola

 

İmana talep kılar rüşvetle şeytan

Gönül halini sormaya varmaz candan

 

 Tövbe yoktur gayri Mevla kabul etsin

Allah demek yetmez Rahman elin tutsun

 

İsyan ile cürme yol almakta başsın

Bu düğümü bir pire varmakla çözsün

 

Ey ahi ahmed kaç pirden el aldın sen

Kaçını zayi ettin şeytana gülşen

 

Perdeler hicap güller eyvanda koksun

Rahman’ın derdi kullar arşında gülsün

 

 “Kul ahmed” sözünü cehle açmaz imiş

Cahilin pulu “ahi”ye geçmez imiş

 

 ahi kul ahmed’e nasib

3 Ocak 2012
Okunma
bosluk

La mekan’da ayvaz..

Yine gönül kuşu eyledi pervaz

Her bir demden söyledi bir ahi naz

 

Her seher bad-ı saba hem gül-i naz

Bir bahar yad-ı aşkın neşvesi saz

 

Kim gönül çarhını savursa felek

Cevr-u cefa bahadır ona niyaz

 

“ben” ile başım dertte eydür felek

Her “ben” ile iki düştüm dem poyraz

 

Arşu âlâda kapı vurduk felek

Lakin “kim” dedi “ben”e eyler firaz

 

Kulluk eyle bahadır aşkın felek

Kim söyler kuldur sefadır aşkı naz

 

“fezkurullah kesiran” dedi Hakk’ın

Zikreyleyip ağlar iken güldü yaz

 

Cemalini aşıklara vaad kıldın

Aşk yolunda bir Allah için can raz

 

Kavi aşkı Allah sevdi “kulum” der

Ara yolda kalmaya canan pervaz

 

Yalancılar cemalim görmez dedi

Aşk kapısında sağlam duran yanmaz

 

Kabirler yetmez mi akıllı ol sen

Ben de şunlar gibi olmam de biraz

 

“Mutua kabl-el temutu” eyle sen 

Ölmeden evvel ölmeğe kül biraz

 

“Felizehu kalilen” haber verir

“Veleyebku kesiran” der gül biraz

 

Amel yoğ ise güler şen yürürmüş

Fermana boyun veren gamla firaz

 

Kim “kul” oldum gece gündüz gözyaşı

Katrem derya özler mutmain olmaz

 

Nefsden geçen aşıklar Allah derler

Seherde dört dövünüp esti poyraz

 

Rahmeyledi Rahman özüm nazar

Taşdı derya ondan gayri şehnaz

 

Zalim nefs bırakmaz ateşe yanar

Vücudum yandıkça yandı gel aymaz

 

Müşrikin imanını şeytan alır

Euzu-bismillah deyip gül biraz

 

Münafığa cehennem yeter yanar

İman eden halis kul yanıp şehnaz

 

İmansızlar evvel ahir yanarlar

Allah’tan iman dile namaz niyaz

 

Nefsim heva kıldı da tafta şaşar

Başın alıp pir-i Kamil’e varmaz

 

Ahi kul ahmed ötelerden aşar

Kuş olup uçup la mekan’a ayvaz

 

ahi kul ahmed’e nasib

26 Aralık 2011
Okunma
bosluk

Her niyete bir gül ister…

Bu gönlüm kırk türkü ister
Kırkına da mani düzer
Güzel görse benden geçer
Her güzele bir bar ister

*

Serden geçen yardan geçmez
İkrar kavi sıdkı dönmez
Ahmed sözün kimse bilmez
Her gazele bir yar ister

*

Çarık olsam ayak narin
Tarak olsam zülfün telin
Kemer olsam ince belin
Her arzuya bir hur’ister

*

Yolcu olsam yollar bitmez
Aşık olsam ateş yanmaz
Derviş gülün çerağ olmaz
Her dervişe bir kul ister

*

Hata eder kul bilmezmiş
Günah yanar kul yanmazmış
Niyet kılar kul yapmazmış
Her niyete bir gül ister

*

Kara donlar giydirildi
Şeytanlar dirlik düzdü
Cümle kulu fesat kırdı
Her günaha bir af ister

*

Sürme gözler günah çeki
Aşka düşür öldür ne ki
Burda yansam ahir belki
Her ölüme bir naz ister

*

Kınalı zülfüne bağla
Taşlaşmış yüreğim dağla
Aşkına düşenim dağla
Her aşığa bir har ister

*

ahi kul ahmede nasib

23 Kasım 2011
Okunma
bosluk

Öldür ölümü, kul bağın çözüktür? (Okuyucuma 1. bayram günü 2. yazılmış 2. bayram hediyesidir)

Sala sala saldım gönlü çirkini
Bakar garip garip bağı geçkindir
Sala diye saldım ömrü yetmişi
Bakar donuk donuk bağı geçkindir

*

Yaza yaza yazdım ömür törpüsü
Ala ala aldım name yazgısı
Sıra sıra sandım tırpan ağzını
Yazar yanık yanık bağı döküktür

*

Diye diye dedim sattım sırayı
Kala kala kaldım açtım arayı
Bağı bağban geçse umar baharı
Naçar dönüp dönüp bağı yitiktir

*

Kaza kaza kazdım beytin darını
Ölçe ölçe ölçtüm boyum ölçüsü
Altı metre yazdım kefen çiftini
Çıkar ayak baştan bağı çözüktür

*

Ölüm ölüm öldür ölüm canını
Cana ilaç saymaz ölüm karını
Ölüm ölüm daim eyler kemali
Yazar solan gülden bağı çözüktür

*

Ala vere dala vere ha gülüm
Kürt memmet nöbete gide ha görim
Felek adil dese ayır ha neyim
Yazar onca kuldan bağı çözüktür

*

Yazam çizem düzem sonu kesiktir
Oyna oyna yorul ardı soluktur
Nere varsan döner bulur kayıktır
Giyer çift en kefen bağı çözüktür

*

Aldık sattık ölüm mahbub olmuştur
Aptal olma imam seni sevmiştir
Arka dur ki seni hakka sunmuştur
Durur arka imam bağı çözüktür

*

Var git Hakka dost suali kavidir
Silmez hakkı kul suali türlüdür
Alan gider ol sevabı bitiktir
Sarar harda alaf bağı çözüktür

*

Aklı satar tabi olur aptala
Aptal yaran ateş sanmaz başkana
Bilir doğru lakin varır yanlışa
Yazar hariç ümmet bağı çözüktür

*

Dön gel artık ümmet bekler gül seni
Sıdkı sadık arar kimler gel seni
Biraz sevmek yaran yazar el seni
Yazar hariç şerrin bağı çözüktür

*

Ey ölüm ben yaşarken ne güzelsin
Ey ahi kul ölmeden öl ki gülsün
Ey ölüm sen varken böyleyiz gülşen
Öldür ölümü kul bağı çözüktür

*

Ahi ahmed kulluk eyler gül demi
Sıdkı kavi yazar haktır gülşeni
Sever cümle ümmet varsın cenneti
Yanar ahmed sırrın bağı çözüktür

*

ahi kul ahmed

7 Kasım 2011
Okunma
bosluk

Notice: Undefined variable: pagingMiddleString in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/plugins/wp-page-numbers/wp-page-numbers.php on line 212

Notice: Undefined variable: pagingString in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/plugins/wp-page-numbers/wp-page-numbers.php on line 77

Notice: Undefined variable: pagingString in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/plugins/wp-page-numbers/wp-page-numbers.php on line 156
kırşehir Son Yazılar FriendFeed

Son Yorumlar


Notice: Undefined variable: pre_HTML in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/themes/seohocasiv2/sidebar.php on line 20

Notice: Undefined variable: post_HTML in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/themes/seohocasiv2/sidebar.php on line 26
cami alttan ısıtma
halı altı ısıtma
cami ısıtma
cami ısıtma