Hey gardaşım izin verde geçeyim
Arkamızda ağıt yakan gözler var
Derdim nazlı yare evvel düşeyim
Aramızda devrilesi dağlar var
Bir yar bekler gönül sazı çalayım
Ele düşer dünü günü sarayım
Sevme derler de ben nasıl sevmeyim
Yar uğruna döşler döver neler var
Gazel oldun savrulursun ellere
Güzel kuldun dökülürsün yollara
Edep bilmez konuşursun kimlere
Yar ilinde canlar yakar beyler var
Yeni duydum güzellerin huyunu
Ala dur sen üzümlerin suyunu
Gülden saydım sunaların başını
Kol düşünce beller saran erler var
Güzel sevdim deyü aşım keserler
Ekmek tuza bandı deyu düşerler
Güle sordum niye beni yazarlar
Kapılarda eşik tutar canlar var
Irak durdum yare düştü gönlüme
Yare dedim ele güne meyil ne
Felek yazmış dünü günü kahretme
Kahırlarda cefa ceker dostlar var
Gurbet iller eğlenecek yer değil
Alem divan dursa canım hoş değil
Gonca açtı derler gülüm baş değil
Çemenlerde sekme seker dallar var
Bir berbere şakirt oldum ustasız
Kerpiç kestim alaçığa kalıpsız
Bir alma soydum dost seçer gümansız
Manilerde geven düşer çullar var
Kara gözler manisini sürermiş
Oturur bahçaya zülfün tararmış
Yollara çıkmış da eşin ararmış
Gözlerinde aşkı içer meyler var
Bir zulüm geldi de dünden bugüne
Beyler zoru söker şerden eyiye
Garip isen ağla kendi düşüne
Yetimlerde Hakk’a çıkar keller var
Yare dedim yare düştü gönlüm var
Gönül bilmez ele güne nazlım var
Kadir Mevlam yazmaz ise zorum var
Levhe düşe kalem yazar nazlar var
İkra düştüm kararınca yürüdüm
Canı saldım candan öte dokudum
Gel eyledim gelmez gitmez okudum
Kitabında aşkı yazar binler var
Ey Ahmed’im etme kendi mehdini
Taşlar alıp dövme döşün pundunu
Yine yoktan kıldı varım künhünü
Sadırlarda iman yari kullar var
aşık ahi kul ahmede bunları yazmak nasib olmuştur