Kara kaşlarına kurban olduğum
Bizi kara yazdılar yadlar gibi
Al kınalı ellerinden tuttuğum
Bizi kara yazdılar yadlar gibi
Uzun incedir de yolları aşkın
Dikene uğramışsa gülü yakın
Sevip sevip de ayrılanın halın
Yüzbin zara yazdılar yadlar gibi
Dünyayı sevmekle veli olunmaz
Canı vermeden de aşık olunmaz
İnsanoğlu gamdan hali bulunmaz
Bizi gama yazdılar yadlar gibi
Bulamadım yarin iradesini
Çekerim bu derdin ziyadesini
Seven verir dosta ifadesini
Bizi nara yazdılar yadlar gibi
Gülüm gülşenim de var oldu deyu
Aşkın kemendin de yar oldu deyu
Bize bi haller de kor oldu deyu
Bir civara yazdılar yadlar gibi
Aşkın beni del’eyledi nazınan
Daim sabretmeye verdi elinen
Bu hasretlik sürer oldu yılınan
Biz’rüzgara yazdılar yadlar gibi
Bülbül gül dalında gerek ötmeğe
Bahanesi nedir çekiş çekmeğe
Bu aşkı şarabın yalnız içmeğe
Bizi yere yazdılar yadlar gibi
İbret al bülbülün gonca gülünden
Bırakma zikrini Hakk’ın dilinden
Hazan olur bir gün gider elinden
Biz’gıybete yazdılar yadlar gibi
Aşkımın bağına düşürdün gazel
Senden başka yok mudur nazik güzel
Meğer ki kahrın çekilmezmiş güzel
Bizi ele yazdılar yadlar gibi
Kavursalar vücudumu odına
Çevireler yönümü de yarime
Harman edip savursalar neyime
Bizi kula yazdılar yadlar gibi
Bu sevdalar başımda tüter oldu
Yeter artık sevdiğim çilem doldu
Gül dalında baykuşlar öter oldu
Biz’efkara yazdılar yadlar gibi
Mert ol yiğidim derde takrir eyle
Çıkma yolundan daim doğru eyle
İştiyakın şerhu de beyan eyle
Bilmem nere yazdılar yadlar gibi
Ahmedimin gözü kanlı yaş imiş
Onun derdi dertlere derman imiş
Toprak sanmış gönlü meğer taş imiş
Bizi taşa yazdılar yadlar gibi
ahi kul ahmede nasibdir
Derdi gamınla geçti yaz baharım
Yare bi goncadır derilmez oldu
Zulüm girdi araya söz döşerim
Yare bi türküdür çalınmaz oldu
Cefa çeker bülbül ağlar dalında
Gonca solar imiş kimler kaşında
Bu zalımın derdi eyler sadrımda
Yare bi sefadır sürülmez oldu
Yar bakar yüzüme melül melül
Bir od düştü gönlüme oldum zelil
Bir hayale yeldirdim onmaz rezil
Yare bi cefadır çekilmez oldu
Söylersen sen söyle sözün hasını
Nice kantar çekebilmez gamını
Nazlı yârim çeker oldu şerrimi
Yare bi nizadır edilmez oldu
O kara kaşları levh’de görmüşem
Cefadır ettiği hem de yanmışam
Kime kısmet eylemiş de solmuşam
Yâre bi kazadır dönülmez oldu
Kırıldı bellerim onmaz dallarım
Bir yar uğruna çevrilmez kollarım
Güzeller durağı pınar başlarım
Yâre bi fetadır yapılmaz oldu
Edep bir ihramdır giy ol Hüda’dan
El iki söyler ise sen bela’dan
Zora vardı haddi usul saladan
Yare bi sadadır verilmez oldu
Ben yârime düşkünem zulüm etme
Bir gonca güldür kemler söyletme
Bu canı feda ettim inkar etme
Yâre bi vefadır edilmez oldu
Ak göğsün üstünde ataşlar yanar
Al topuk üstüne tumanın çeker
On beşinde bir güzel anca yeter
Yâre bi hevadır edilmez oldu
Sılayı da deli gönül sılayı
Kılavuz eyledim telli turnayı
Ak kollara dizdim beşli burmayı
Yâre bi kınadır yakılmaz oldu
Lisanım güldendir güller derleyi
Ak gerdana dizdim allı goncayı
Mor yamaçlara düzülmüş yaylayı
Yâre bi meradır çıkılmaz oldu
Pınarlara üşüşür şol güzeller
Yiğitlerle söyleşir kim yetenler
Çöğermiş de eyleşir yar bilenler
Yâre bi canadır verilmez oldu
Yar elinden yar elinden alırım
Gönca gülü al ipekle sararım
Bir zalime düştüm öyle yanarım
Yâre bi hâzâdır bilinmez oldu
Aşığam aşık derdi dermanından
Sözüne kazık çaktı fermanından
Kimlere talkın verdi imanından
Yâre bi Hüda’dır varılmaz oldu
Ahidir ahmedim söyler sadrından
Cefadır çeker güzeller kahrından
Bir zalime düştü çıkmaz derinden
Yare bi sevdadır düşülmez oldu..
sadır:göğüs
feta: yüksek fedakarlık
niza:kavga etmek
kaza:kaderin gerçekleşmiş şekli
bela: levhi mahfuzda evet demek,
sala:duyurmak
sada:ses
mera: yaylanın yayılabilecek otlu kısmı
heva:geçici heves
çöğmek: oturmak, çömelmek
talkın: imamın mezara konulan cenazenin sorgusuna yardım etmesi
Ahi kul ahmede nasib olmuştur
Algın algın bakan güzel
Süz Allah’ını seversen
Uğrun uğrun kaçan güzel
Gel Allah’ını seversen
Gönül ince taze arar
Onbeşine bassa yeter
Beşi birlik döşde çavar
Tak Allah’ını seversen
Edep erkan güzel harcı
Baha ister gönül şavkı
Bir soysuza varır bahtı
Git Allah’ını seversen
Huyu güzel gönlü zengin
Beli ince hali düzgün
Bir yiğide vara görsün
Yan Allah’ını seversen
Turnalarla selam salar
Bir gönüle sırtın dayar
Bahçalarda güle ağlar
Gül Allah’ını seversen
Seni sevdim deyu eller
Eller deyu küser güller
Sabah akşam kulun kollar
Bak Allah’ını seversen
Allah güzel, güzel sever
Can canana yanar ağlar
Dostluk güzel sohbet karar
Et Allah’ını seversen
Bir güzele ömür verdim
Ömre sazdır gülüm benim
Goncasını yare yazdım
Aç Allah’ını seversen
Güzel sevmek günah değil
Kadı versin hüccet eğil
Senden alsam berat kavil
Ver Allah’ını seversen
Dört kitaba mana düştüm
Düştüm amma cana yordum
Bir kul iken baha oldum
Gör Allah’ını seversen
Bu sevdanın yolları zor
Can elinden cananı kor
Bencileyin sevmeyi gör
Gör Allah’ını seversen
Katre idim derya içtim
Boydan aştı aşka düştüm
Aşk boyadı kane ben’im
Gör Allah’ını seversen
Dal boyuna aşık oldum
Gül domurun sorgu ettim
Bir onbeşe yazgı düzdüm
Gel Allah’ını seversen
Halden erir yürek yağı
Yeldir yeldir geçer çağı
Üç Osmanlı avrat bağı
Çöz Allah’ını seversen
Çirkin güler güzel ağlar
Düşman güler dostlar ağlar
Bu kervanı kimler bağlar
Boz Allah’ını seversen
Kol doladım ince bele
Göz mizanım aşkı içe
Kim söylemiş ele güne
Bak Allah’ını seversen
Geçti yazım geldi güzüm
Yar olmadı gönül sazım
Biri yaşım biri ölüm
Aah Allah’ını seversen
Siyah zülfü ak gerdana
Domur göğsü aç kuluna
Ziyan etmem al koynuna
Gör Allah’ını seversen
Dosttan gelir kahır bela
Gül söylenir ahir daha
Od gönülde yanar naza
Yan Allah’ını seversen
Ahi ahmed karar etmez
Bir seviye ömrü yetmez
Cübbe ile döner dönmez
Hay Allah’ını seversen
EN SON KITANIN AÇIKLAMASI: ahi ahmedin karar etmemesi ahi olan biz ile ahmed olan peygamber efendimizin karar etmemesidir ki kararsızlık ALLAH’ı aramakta ve yaptıklarında bir noktada durmayıp sürekli ümmeti muhammedin işlerine koşturmamızdadır.
Bir seviye ömrün yetmemesi demek ALLAH’ı sevmeye ömrün yetmemesi ve doyulmaması demektir.
Cübbe ile döner dönmez demek, seven aşığın arşu ala’ya çıkarak ALLAH aşkından cübbe ile dönmeye başlaması demektir. bu cübbenin uzunluğu kişinin dininin takva derecdesini gösterir. biz de bir gün arşu alaya çıktık ve bembeyaz ve uzun bir cübbeyle aşktan döndük durduk. bir ara cübbem önümden açılır gibi oldu ise de hemen döşümü kapattım ve dönmeye devam ettim. bunu takvamdaki kısa süreli bir düşüşe bağladım. bu dönme biçimi sade bir biçimde değildi.adeta operalardaki zıplayarak birçok figürü yapma şeklindeydi.
Cübbe ile döner dönmez HAY denmesi bu dönme fiilinin ALLAH’a bağlandığını açık olarak göstermek içindir.
Bu kıtada anlatılan şeyleri aynen yaşadığımız için böyle yazılmıştır. aynı günlerde çok yüksek bir iman ve cezbe yaşadığımızı ve hacca gittiğimiz 1995 yılında olduğunu söylemeliyim.
aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur
Senin içun seni sevdiğim güzel
Çifte benlerine nazar değer mi
Canı cana katıp öldüğüm güzel
Bahar güllerine soğuk düşer mi
Bir dost ararım da güzelden olsun
Daşa yaslanırım da topraktan çıksın
Güle darıldım da dikenden geçsin
Dostun tandırına hedik düşer mi
Baharı kışa kattım gül kokmadı
Deliyi başa yazdım hiç eyledi
Divane oldum Hakk’ta “bir” olmadı
Hakk’ın zatına da “gayri” düşer mi
İmanın yok mudur yürek döyerken
Cemalin ay mıdır hal üzre iken
Güzel yaratırmış “Güzel” giz iken
Böyle azaba da sadık düşer mi
Eğilir dallarım toprak yakîndir
Alçağa konarım güzel başımdır
Nice bahtı kara kader dostumdur
Bağ-ı irfanıma ümmet düşer mi
Kaç güzele yandım murat almadım
Bir çirkine düştüm ayna vermedim
En son şu zalime iman sormadım
Güzel yaradan da zalim düşer mi
Yanarım yanarım ağlar yanarım
Mor çiçekli ala dağlar aşarım
Lale sümbül gülden kullar çalarım
Canan dererim de Leyla düşer mi
Yan göğnüm bahar eyyamı gecikti
Bülbül güle düştü benzi karahtı
Güzel diye döndüm nar-ı cemaldi
Kahır çekerim de ben’e düşer mi
Ellerim duadır sana ağıtım
Söylerim kelamdır sana indiğim
Sözüme tel misin zülfün gerdiğim
Çala dururum da uşşak düşer mi
Kararım yoktur a gülüm efendim
Mihrabım kıldım çare kıblegahım
Cihan-ı kudrette güzel sultanım
Bazar eylerim de karar düşer mi
Yuka olur aşıkların bağırı
Zalim olur güzellerin nazarı
Çatal olur yiğitlerin yüreği
Varır deşerim de boran düşer mi
Yüce dağın ardı sıra gidilmez
Eteğinde göven ördek vurulmaz
Onbeşinde körpe gelin geçilmez
Alır kaçarım da attan düşer mi
Dumanı batasıca ala dağlar
Babal mı aldın depende yol eğler
Yörük yaylasında güzeller ağlar
Gider isterim de şarttan düşer mi
Kokarsın burcu burcu gül içinde
Bakarsın nazlı nazlı el içinde
Söyletmen beni onbir saz içinde
Beler koynuma da kızdan düşer mi
Ahi kul ahmed de yanar yakılır
Güzel sarmayınan yiğit olunur
Üç yüz atlı beş yüz yaya döğüşür
Güzel uğruna da candan düşer mi
.
ahi kul ahmede nasibdir
Al yazmalım gurbet ele düşmüşem
Kına yak zülfüne sal efil efil
Mor çevrelim sarı yazma savmışam
Çarlan dur zülfüne sal efil efil
*
Al yazmalım gurbet elde yazmışam
Mor çevreli yari gözüm kesmiş hem
Aşk mührünü gönül sana vurmuşam
Yakadur zülfüne yan efil efil
*
Al yazmalım gurbet ele dökmüşem
Yar bağrımı deldi deyü yanmışam
Dert mührünü gönül harda vurmuşam
Çekedur zülfüne zar efil efil
*
Al yazmalım gurbet ele şaşmışam
Kim sorarsa yari evla demişem
Aşk şarabı zemzem yaza durmuşam
Saki ver kıbleye dön efil efil
*
Al yazmalım gurbet eli ölçemem
Kaç baharım geçti seni göremem
Sıdk sadıkım ahdim kavi dönemem
İçedur hasreti dol efil efil
*
Al yazmalım gurbet eli gezmişem
Her vardığım yeri şerre yazmışam
Er sandığım kulu çeri görmüşem
Tapa dur şeytana oy efil efil
*
Al yazmalım gurbet eli sormuşam
Yel dediğin yorgan, bağrı sarmışam
Yad ellerde çifte kuşak bağlaram
Sara dur meydana er efil efil
*
Al yazmalım gurbet ele varmazmış
Kaç densize fak’rin bağı sormazmış
Tek başına ciğer çalkalanmazmış
Kala dur yerinde yar efil efil
*
Al yazmalım gurbet eli geçelim
Al yanaktan güller açar öpelim
Kırk avradın başı sensin güzelim
Çıkadur meydana çav efil efil
*
Al yazmalım gurbet ele el ettim
El vermedik yadı yoğa altlettim
Ey garipler yiyin için bahşettim
Seve dur miskinler hoş efil efil
*
Al yazmalım gurbet elde nazlıyam
El salmaz ki yurdum yarim yoklayam
El amandır elin kahrı çekerem
Çekedur yazgıdır zor efil efil
*
Al yazmalım gurbet elde namazım
Kıl muhabbet cana vursun niyazım
Er olanlar arşta gezer nihanım
Yite dur Rahman’da öl efil efil
*
Al yazmalım gurbet kuşu uçarmış
Uç demezem lakin kaşa kemanmış
Kaç güzelin kastı sana nazarmış
Güledur gülşende aç efil efil
*
Al yazmalım gurbet elde çözerim
Al ipekten şalvar giysen çözerim
Sal ibrişim kuşak bende giyerim
Doku dur şalları sar efil efil
*
Al yazmalım gurbet elde biterim
Sen olmazsan aşkım şaşar yiterim
Can canana Behlül olur gülerim
Yana dur aşk od’na ten efil efil
*
Al yazmalım sabret vuslat yakındır
Aşk ahmedin, ahi kulluk tekindir
Ol yoğunu serdi hal’i sekindir
Öle dur ahmedim gül efil efil
*
ahi kul ahmed
7 kasım günü sıla-i rahim için Ankaradan Kırşehire giderken şanal turizmde yolda yazılmıştır. okuyucularıma ikinci bayram hediyemdir. hayırlı bayramlar dilerim Allah’tan bütün ümmeti muhammede efendim…
Çar: baş örtüsü, tülbent
zülüf: saç
zar: zorlanmak
evla: iki şeyden önce gelen
kavi: güçlü, dayanıklı
ciğer çalkalamak: dost ya da akrabaların eskileri yadetmeleri
çavmak: şöyle bir vurup geçmek
yazgı: kader çizgisi
yitmek: Allah’ta fani olmak, benliğini terketmek, ikilikten vazgeçmek
gülşen: gül bahçesi
Behlül: deli derlerse de lakin veli bir zattır. Abbasi Halifesi Harun Reşit’in kardeşidir.
vuslat: kavuşmak demektir
bu yazı mail okuyucuma gnderdiğim bir yazıdır…
sevgili dostlar 15 dakika oldu bu şiirler nasip oldu. (ataşta demlenen can isytert benden şiiri)sizlerle paylaşmak istedim. lakin iyi yada kötü hiç bir şey söylemiyorsunuz. neden?
*
hangi mezarlığın yaranısınız ki susmakta sizden yok mahir.
lakin sulu zırtlak eyledi hak bizi zahir.
birlikte susacağız elbet bilirim ahir.
sözden yar çıkar hak ise sözü bilir.
susmanın karı ancak hal ile olsa kahir.
susmak senin işin değil el ile konuş kardır.
ahi ahmed konuşmasa kul olmazdı belki katır.
kul olunca eşşek sabrı denedi seklem ağır
ahi kul ahmed olunca bezendi ata geçilmedi zahir.
son durak karatoprak olsa da at gibi yaşayalım.
kişnedikçe hakka bir seranat salalım.
söyleyen hakkın atıdır bilelim.
susan haddi sabrıyla eşşek sayılır diyelim.
siz en iyisi ne eşşek olun ne at olun.
bir iyi söz yazmış kul ahmede gül olun
yanmadan gül olmak nasılsa sırrı bildirin.
size torpil yapalım biraz aşk içinde nefsi öldürün
ölmeyen nefisten at çıkmaz
at olmayanlar erden sayılmaz
er olmayandan da koçyiğitler çıkmaz.
eh anladınız muradımı siz içun
siz dahi muradımdır hak içun
bir şart koşarım size aşk ile okuyun
her okur şapşallığa red yazar Allah içun
ahi kul ahmed