Zamane ( Hiciv ) (Divan)

Koltuk için ahbabı şikayet de yeni çıktı

Bilinmezdi evvel bu keramet de eli çıktı

 

Hırsızlar çoğaldı sadakat kimde kıça  düştü

Namus elden ele hamiyet kimse başa düştü

 

Düşmanlara dostu yermek incelikten sayıldı

Gönül dostundan şikayet edepsizken sayıldı

 

Müslümanı aşağılamak yaratanı inkar

Kafirlere ikram ile yanaşık saydı vakar

 

Hakk söylemek evvelde de zait idi veradan

Hainlere muhabbet kim varit idi zemandan

 

Kanun önünde eşitlik evvelde teşmil idi

Şimdi her işe kelam bugüne zelil idi

 

Acizlerin hakkı saklı idi evvelden ebed

Hamilileri himayet şimdilerde mukayyed

 

Müslümanlar yobazlıkla her yerde suçlanırken

Dinsizlere muhabbet moda oldu yallanırken

 

Devlet-i âlînin terakki sebebiyken İslam

Şimdi buna mugayyir oldu insücam-ı İslam

 

Unut kimliğini unut nisyan ile malülsün

Körü körüne Batı’ya itaatle zelilsin

 

Eyvah ki nice eyvah edip de yandıkça yandık

Semandan zamane insanlıkta sınıfta kaldık

 

Nice erler yaşadı ki doğruluk kefeninden

Şimdi yeni çıktı paçadan akar şerefinden

 

Ahi olmak ah ile olur senden yana senden

Ben olmaz olsun birdir kef ile nun diyesinden 

 

Aşık Ahmet söyledi cümle alem mugayyirdir

Tevhidi kesrete yazmış cümle alem mugayyirdir

 

vakar: onurlu

vera: iyilik, güzellik

zemane: şimdiki zamanda olan 

zait: ziyan, zarar

teşmil:yaygın

zelil: perişan

insücam: tutarlılık

terakki: yükselme

malül: zayıf özellik

mugayyir : Muhalif, karşı

 

aşık ahi kul ahmede nasibdir

14 Şubat 2014
Okunma
bosluk

CUMA SOHBETİ – 1

BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM

Selâmün Aleyküm

                              Hakk yolunda ilerlemek için yapılabilecek bazı mülahazalar:

 

 

-  Cuma günü mübarek bir gün olup, ibadet ve kul haklarında büyük hata olmazsa, iki cuma arasındaki günahlar affolur.

 

- Hırıstiyanlar kainatın yaratılış günü dediler gidip pazarı seçtiler. Yahudiler de cumaertesini seçtiler. Müslümanlar ise Medine’de Hz. Rasulüllah gelmeden toplu namaz kılmak istediler ve bunun için Cuma gününü seçtiler. böylelikle en bereketli doğru günü Müslümanlar bulmuş oldu. Haz. Rasulüllah da bunu doğru bulup uydu.

 

-Bu günde salavatı artırınız buyurdu Rasulüllah

 

-Cuma Müslümanlığı diye bir şey yoktur İslam’da. namaz her gün 5′er 5′er kılınır. kılmayanın borcu affolur diye bir şey yoktur. o ALLAH’a kalmış bir şeydir. Hadis’te ; 5 vakit düzenli kılıp büyük günahlardan ve kuyl haklarından kaçınanlara Allah’ın cennet sözü vardır. 5 vakit kılmayana sözü yoktur. dilerse affeder dilerse azap eder buyuruldu.

 

-       İtikad boyutunda Allah’ın işine karışmayınız. Sizin zulüm gibi gördüğünüz şeyin arkası hayır olabilir. Bu yüzden olayları yargılarken acele etmeyip sonunu bekleyiniz. her gamda bir nimöet, her nimette bir gam gizlidir. Hiç bir şey zuhur ettiği gibi değildir.(Kehf suresinde Musa as ile Hızır as ın yolculuğunu daima hatırda tutunuz.. Her hafta cuma günü bir defa Kehf Suresini okumak kişiyi bir hafta belalardan korumaya vesile olur. Bu sure korku çeken insanlara özellikle küçük çocuklara şifa olarak da okunabilir. Yalnız okuyanın da ağzı biraz temiz olmalı. Okuduğum çocuklar korkudan kurtuldu. siz de gayret edin, Allah duanızı boş çevirmez)

 

-        Seven sevdiğine tabi olur. Allah’ın ve Rasulünun her emrine itirazsız tabi olup yapmaya çalışınız. severek yapamıyorsanız iman kalbininize sinmemiş demektir. Hadisler bu yöndedir. dikkatli olunuz.Dininizi şikayet etmeyiniz. Yapabildiğiniz kadar yapınız. dine güç yetiremezsiniz.

 

-        Allah’ı seviniz. İnsanlara sevdiriniz. Allah’tan korkmak demek onun gazabından korkmak değildir. Allah’a muhabbet edenler Allah’ın muhabbetini kesmesinden korkarlar. İşte korku budur. Ben ömrü hayatımda gençlik dönemimde bir gün günah işledim. Rabb’im bana hiç gazabını göstermedi. sadece sevgisini rahmetini üstümden kesiverdi. O yıllarda da keşfim açık olduğu için bu eksikliği hemen hissettim. Rabb’im bana sırtını dönmüştü. Sevgilimin sırtını dönmesi o kadar çok ağırıma gitti ki yollarda perişan oldum. önce günahımdan dönüp düzenli ve gözyaşlı tövbelerim bir ay sürdü. bir aydan sonra dualarımın kabul olduğunu ve bu durumun sona erdiğini hissettim. bu durum bütün ömrümde bir defa oldu. buna rağmençok çeşitli anlamlar için günde 500 estağfirullah çekerim.

 

haz. Rasulüllah’ın günahsız olmasına rağmen günde 70 veya 100 defa çektiğini hatırlarsanız bunun yalnızca tövbe için olmadığını anlarsınız. hakk yolcuları yükseldikçe benlik zorlamasına uğrarlar. yaptıklarını kendinden bilme eğilimi artar. bu benliği kırmak için estağfirullaha ihtiyaç hasıl olur. bir de günü gününe eşit olmayacak derecede gayret ve ihlaslı olan kişi bugün ilerdeyse dün geride olmuştu. o halde o geriye bir estağfirullah demesi gerekmez mi? 

 

-        Allah’ın adını anmadan peygamberi dahi sevmeye kalkmayınız.

 

-        Allah’a dua ederken kendinizden çok ümmete dua ediniz. Bize verilen özel dua şöyledir. sizler de edebilirsiniz. (Allah’ım, Rahmanım, Sübhanım, Sultanım, Zülcelalim. Ya Rabbi Ümmeti Muhammed, Ya Rabbi Ümmeti Muhammed… diye sadece son tekrar eden kısmı tekrar  edeceksiniz. (100 ila 500 arası olabilir) kendinizi özel duadan biraz geri tutacaksınız. ve Ümmet sözünden 

payınıza ne düşerse ona razı olacaksınız. Bu fakir kardeşiniz şu geçtiğimiz 5 aydır kendisine verilen bu duayı gözyaşı ile yaptı. Hiç kendine dua etmedi. ümmete ettiği duadan ne payına geldiyse ona razı oldu. bundan 15 gün önce Rabb’im beni gökyüzüne çekti. Sonra bir kuşak nur içinde ayak tırnağımdan girip saçlarından çıktı. ve bana bu sağlıktır denildi. bu dualardan ümmete ne fayda ulaştı o bana bildirilmedi. bunun anlamını ümmete aynı iştiyakla dua edebilmem için olduğunu düşündüm. ancak çok faydanı Hakk rızasından sadır olduğunu kalbim söylüyor. bazı sırlar da beraberinde elbette.

 

-        Tevhid; Allah’ın varlığına ve birliğine inanmakla bitmez. Allah’a “Kural Koyucu” olarak “boyun eğmek” de gerekir. Laiklik, Kur-an’ın devlete olan hükümlerini inkâr etmek demektir. Bu durum, Kur-an’ı ve kitaplara imanı inkâr etmek olup, küfür anlamına gelir. Laikim diyen kâfir olur. Bu konu insanlarla konuşulurken aynen söylenmeli, ancak küfür kısmı söylenip kâfir kelimesi söylenmemelidir. Fikir hedef alınmalı fakat şahıs incitilmemeli. Bu prensip bütün konuşmalarda uyulması gereken İslâmi bir kuraldır.

 

-       Her beşerî ideoloji “TAĞUT”tur. Allah’ın görevleri TAĞUT’a verilerek şirk oluşturulur. Bu yüzden kimi sevdiğinize dikkat etmelisiniz. (bazı TAGUT’lar şunlardır. liberalizm, sosyalizm, komünizm, milliyetçilik, kemalizm, batıcılık, ulusçuluk, aşiretçilik, milliyetçi hareket partisi, cumhuriyet halk partisi - bu parti Cehennem partisi olarak görünmektedir ) bunlardan ve bunları savunan partilerden uzak durunuz.  Yukarıdaki TEVHİD yorumunu tekrar okuyunuz.

Mülk O’nundur. O halde Malik de O’dur. Hüküm koyma hakkı da Malikindir. O halde Allah’ın kanunları yeryüzünde geçerli olmalıdır. Kim bu amacın dışında bir amaca hizmet ederse küfre gider. kim başka bir ideoloji içinde yer alırsa TAGUT içinde ŞİRKE gider. Müslümanın bunu bildiği halde bulunduğu yerde İslam’ın, Allah’ın kurallarının geçerli olması için uğraşmazsa (cihad etmezse veya cihad arzusu olmadan) ve öylece ölürse münafıklığın bir şubesi üzere ölür (Hadis)

 

-        Hiç kimse bir ülke kurtaramaz. Allah’ü Teâlâ Bedir Savaşı’ndan sonra “Sen atmadın, O attı” diye ayet indirdi. Hz. Resûlüllah bu savaştan sonra “Esteğfirullah” dedi.

 

 

-       Başka insanların putlarına küfretmeyiniz. Ülkeyi kurtardı diyene kötü söz yok. Daima yapılan yanlışlığa dikkat çekilmeli. İnsanlar karşıya alınmamalı.

 

 

aşık ahi kul ahmed yaptı bu sohbeti

 

19 Kasım 2013
Okunma
bosluk

Yare (Koşma)

Bakmayın siz benim ağladığıma

Bir ataş düştü ciğer’mde yarem var

Döner döner yanarım da yarime

Bir ataş düştü ciğer’mde yarem var

 

Kızılırmak gibi çağlar akarım

Yel estikçe rayihalar kokarım

Üç gün güler isem beş gün ağlarım

Bir ataş düştü kalbimde yarem var

 

Allah kahretmesin böyle zalimi

Aleme rüsvay etti gör halimi

Kafir etmez ettiğin şu zulümü

Bir ataş düştü gönlümde yarem var

 

Yar göçünü denklemiş seher vakti

Gül takarmış başına göçer ahdi

Altun asbap yumuş zülfü taraklı

Bir ataş düştü sarımda yarem var

 

Bakar oldum yar göçünün ardından

Beyler komaz şu yaylanın gülünden

Giri versem ak gerdanın koynundan

Bir ataş düştü koynumda yarem var

 

Düşer oldum toz topraklı yollara

Karışaydım boz bulanık sellere

İsmi cismi bilinmedik illere

Bir ataş düştü bağrımda  yarem var

 

Ahdim kaldı şu gelinin yanında

Canım tüter bir gecenin harında

Güller açar çift memenin ucunda

Bir ataş düştü tenimde yarem var

 

Karanlık gecede çıkıp gelesin

Dereyim gülleri vakti yetesin

Kollarım üstüne yatıp kalasın

Bir ataş düştü canımda yarem var

 

Döne döne teneşirde yunayım

Kimse bilmez cahile post olayım

Kâfur içtim Rahman’a dost olayım

Bir ataş düştü  kullukta yarem var

 

Gurbet ile gidersem anmazlar

Güzel ile bağrı başlı komazlar

Memesinde çakır diken bilmezler

Bir ataş düştü gülümde yarem var

 

Salınırda benim yarim salınır

Hasret kaldım ciğerciyim bölünür

Akıbeti bu dert beni öldürür

Bir ataş düştü ömrümde yarem var

 

Kırata da yavrum yol mu dayanır?

İkrar vermez isen yiğit darlanır

Yarın kara toprak örter söylenir

Bir ataş düştü sorgumda yarem var

 

Karakaş altında sürme nazeyler

Güzel gül elinde ele sazeyler

Mene sen diyende cane yazeyler

Bir ataş düştü haremde yarem var

 

Ak kolları sala sala yürüsün

Al fistanı yare diye sürüsün

İnce bele yiğit kolu sarılsın

Bir ataş düştü böğrümde yarem var

 

Ahi kula ahmed yazar yareler

Vera kıla rahmet düşer çareler

Güzel sene düştüm bilmem niceler

Bir ataş düştü zühdümde yarem var

 

Kul ahmedin derdi bitmez şöylece

Kim ne bilsin feta örter boyluca

Kaç garibin ahı düşer fakrına

Bir ataş düştü sırrımda yarem var

 

 

aşık ahi kul ahmedin nasibidir

 

17 Haziran 2013
Okunma
bosluk

Yağlık (Varsağı)

Be hey gidi yaren ağa

Gönül gözün seyrandadır

Ben söylerim sen duymazsın

Hatır senin nerendedir

 

Güller açar bahar yazı

Ağıt düzer yaza kışı

Yar çalarmış gönül sazı

Aşka sözün nerendedir

 

Başa durdum başolmadı

Naza çektim ham olmadı

Güle döndüm yar olmadı

Ağlar gözün nerendedir

 

Kara kaşa sürme göze

Sardı kuşak ince bele

Bir gönülden bir gönüle

Sırrı senin nerendedir

 

Mah yüzünü aya saydım

Hay deyip de seni içtim

Bir bedeni güzel yazdım

Başı senin nerendedir

 

Saz çalarım dert üstüne

Sapı uzun dut  üstüne

Söz düşürdüm el üstüne

Şeytan senin nerendedir

 

Türkü yaktım yane yane

Aşkı yazdım canı cane

Irak düştüm gönlü kare

Yakîn senin  nerendedir

 

Derdi bitmez iki kelim

Biri  yaşım biri ölüm

Bundan kelli var mı yolum

Kefen senin  nerendedir

 

Bir yolunu bine ağdım

Ömür sazı yare çaldım

Nice evla sona yarim

Baki  senin  nerendedir

 

Hey gidi ağalar beyler

Kol dolayı ince beller

Yar yitirdim onsun eller

Zulüm senin nerendedir

 

Aşık derler aşka düşe

Aşk yüzüne ataş saça

Baş gelmeye başa gele

Canan senin  nerendedir

 

Karar ile karar ile

Şeytan sarar dünya ile

Bir gönüle bela düşe

Hadi senin nerendedir

 

Bir yar sevdim kelam üzre

Karar etmez canım üzre

Yenim silmez gülüm üzre

Yağlık senin nerendedir

 

Aşkı astım boyun çeker

Canı canan ölsün bekler

Kulluk etmek bela eyler

Arşı senin  nerendedir

 

Yare dedim gele dursun

Onbeş kıza imam olsun

En sonunda yare düşsün

Lebler senin nerendedir

 

Bir güzele gönül verdim

Bin lisanla niza ettim

Bir bakışa düştü yazgım

Gülüm senin nerendedir

 

Bre yiğitler güzel sevin

Kafir koman boynun vurun

Dönüp güzellere sorun

Canlar senin  nerendedir

 

Yarin elin yol  eyledim

İlmek ilmek söz beledim

Söylenmedik dert eyledim

Türkü senin  nerendedir

 

Bir o yana bir bu yana

Bakar oldum yar yoluna

Gönül düşmüş bir zalime

İman senin nerendedir

 

Ahi ahmed nice kuldur

Ağıt düzer ümmet yoldur

Gül Muhammed kânı hoştur

Allah senin  nerendedir

 

 

aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur.

27 Şubat 2013
Okunma
bosluk

Aşktan yane

Dosttan name gelir imiş

Seni gerek seni gerek

İman ile uçmağ imiş

Seni gerek seni gerek

 

Bir gün görem seni deyu

Sefer kılsam gerek neyu

Senden yana dönsem eyi

Şeriate iman gerek

 

Elim verdim elim verdim

Elden âlâ kulun oldum

Günahları burda kodum

Kullarına tövbe gerek

 

Kerim ile Gani yazsam

Günah üste sevap versen

Ahirette bizi görsen

Tövbekara Kerim gerek

 

Yoldaş eyle iman kânı

Ahir dirsin şu zamanı

Ümmet içun birdir canı

Canlarına şafi gerek

 

Doğan bilmez ölem demez

Ömür sürer akça etmez

Ayruk durmak neden gelmez

Kaderine kaza gerek

 

Rahman ile Rahim sensin

Yananları yakmam dersin

Muhammed’e varsın desin

Yollarına uymak gerek

 

Edep gerek aşkın kula

Söz derleye dosttan yana

Meğer himmet düşmüş ola

Yeldirene rıza gerek

 

Sen yarattın Mevla elim

Muhammed’li yolda ölim

Kafir ile yakma canım

Ateşine iman gerek

 

Bile bilur günah kuldan

Tövbe yakar azdan çoktan

Şeytan ırmaz çıkmaz candan

İmanına nefes gerek

 

Muhammed’ün nuru yaşın

Göçe durur ümmet kaşın

Güller açar gönül peşin

Salatına kıble gerek

 

Derdim seni dünya kulu

Güle dönmez benli malı

Ardı sıra çöker yazı

Niyetine sorgu gerek

 

İman ile canı yazdım

Didarına gönül koydum

Senden ayrı nedir derdim

Bahasına canım gerek

 

Taşar yüreciğim taşar

Varır dost kapısın açar

Cümle ümmete nur saçar

Muhammed’e  eller gerek

 

Bilmez bilmez cahil kişi

Şeytan ile pişer beşi

Doğru derim eğri kişi

Tapasına eyler gerek

 

Arif  kişi zordan geçe

Taatları kabul gece

Eni sonu bir can vere

Cananına candan gerek

 

Sana açtım ellerimi

Uzak etme didarını

Muhammed’in yollarını

Geçtiğime halden gerek

 

Seni senle zikir etsem

Halden hale göçüp gitsem

Muhabbetten kavi düşsem

Öldüğüme canan gerek

 

Hakkın sazı beni alır

Benden geçen onu bulur

Ayruk yerde şeytan olur

Beyatına hüsün gerek

 

Ahi ahmed öldün öldün

Ölmekte bir karar kıldın

Canevine onu aldın

Cananına seni gerek

 

Ahi kuldan ahmed gelir

Ahmed ağlar ümmet gelir

Arşa yazdım aşık gelir

Aşığına seni gerek

 

 

aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur.

22 Ekim 2012
Okunma
bosluk

iman ile iman ile

İman ile iman ile

Hakk’ı sevmek iman ile

Dosttan ayrı düşmek olmaz

İman ile iman ile

 

Bir gün gele tamam ola

Geri dönmek muhal ola

Senden yana dönen kula

İman ile iman ile

 

İman bize can mı ola

Candan içre giz mi yana

Sadırlarda gizler kula

İman ile iman ile

 

Sensin Kerim sensin Rahim

Yoldaş eyle iman elim

Ahir derler zaman gülüm

İman ile iman ile

 

Toğduk deyu ölmek olmaz

Zaman geçer hüsran bilmez

Eller gider kendi gitmez

İman ile iman ile

 

Daim andım seni Hüda

Koma bizi yanan nara

Muhammed’li doğru yola

İman ile iman ile

 

Muhammedin didarından

Güller açmış yanağından

Mahrum etme var nurundan

İman ile iman ile

 

Yüzüm yoktur halim söyler

Günah kalsın canan peyler

Meğer inayetin bekler

İman ile iman ile

 

Ey bizi yaradan Mevla

Muhammed’in şafi ola

Ümmet yazsın beni sona

İman ile iman ile

 

Taşdı yüreciğim taşdı

Dostum şu önüme düştü

Yer yarıldı canım pişti

İman ile iman ile

 

Yoldaş eyle imanımı

Muhammed’e salatımı

Sevab olcak günahımı

İman ile iman ile

 

Ahir olmuş zaman kötü

Bir gün sefer kılsam kati

Muhammed’siz sefer ne ki

İman ile iman ile

 

Senden yana dönder beni

Beni benden ayır Gani

İki esmez rüzgar demi

İman ile iman ile

 

Bu can sana feda Mevla

Senden gayri bilmem Hüda

Zatın ile hoştur bela

İman ile iman ile

 

Kafir ile koma bizi

Hele muhanette sızı

Meğer inayette bizi

İman ile iman ile

 

Yaşadım ha yaşamadım

Senden ayrı heç düşmedim

Muhammed’siz iş görmedim

İman ile iman ile

 

Sarık ile kefen biçtim

Secde ile kulluk ölçtüm

Feta diye ahi düştüm

İman ile iman ile

 

Selam ettim iman ile

Yazıdaki oğlak bile

Sala eyler vera ile

İman ile iman ile

 

İman kavi tevhid baştan

Salat ile kulluk halden

Ayırma sen Muhammed’den

İman ile iman ile

 

İsraf etme ömür çarkı

Hüsran gelir zaman ardı

Ayan etmiş Rahman sırrı

İman ile iman ile

 

Güller ile diller ile

İkra diyen Kuran ile

Cehli yumak alçak ile

İman ile iman ile

 

Zikir çektim dağlar ile

Zülfe çektim perçem düşe

Salavatım önden sona

İman ile iman ile

 

Eller ölsün bir sen yaşa

Toprak at dur arkadaşa

Döndüğünde aynı yaşa

İman ile iman ile

 

Ahi ahmed varır bir gün

Temennası iman her gün

Ayrı gayri olmaz bugün

İman ile iman ile

 

 

(Muhammed isimleri içun: Allahümme salli ala muhammedin ve ala ali muhammed)

 

 

aşık ahi kul ahmede nasibdir

13 Temmuz 2012
Okunma
bosluk

Çığırayım Allah seni

Baharlarda güller ile

Çağırayım Allah seni

Nazarlarda eller ile

Çığırayım Rahman seni

 

Allah: bütün esmaları içeren benzersiz, kapsamlı ismi

Rahman: esirgeyen, merhamet eden

 

Gökyüzünde kuşlar ile

Yeryüzünde canlar ile

Suyu bilmez mahı ile

Çığırayım Rahim seni

 

Rahim: Bağışlayan,

 

Dillerdeki Kuran ile

Muhammedli yollar ile

Danışmalı ümmet ile

Çığırayım Adil seni

 

Adl: Adaletli olan

 

Hacıları çağrı ile

Şeytanları taşlı ile

Zemzemdeki tadı ile

Çığırayım Rabbim seni

 

Rabb: Sahib, terbiye eden

 

Sabi sübyan rızkı ile

Piri fani nazı ile

Aşıkların sazı ile

Çığırayım Vedüd seni

 

Vedüd: Sevgili, sevgi dolu,

 

Ariflerin keşfi ile

Salihlerin bendi ile

Cümle ümmet yahşi ile

Çığırayım ya Nur seni

 

Nur: Allah yerlerin ve göklerin nurudur, yaratılışın kaynağıdır, bilinen ışığa benzemez, irade de içerir, rastgele bir ışık falan değildir.

 

Hem şükrullah daim ile

Ol zikrullah kaim ile

Kul hüvallah azim ile

Çığırayım Cemal seni

 

Cemal: Allah’ın güzel yüzünü ifade eder. fakat yaratlmışlardan farklıdır. varlığını bilmek hakktır fakat nasıl olduğu konusunda fikir yürütmek bidattır-yani uydurma ve sakıncalı bir harekettir.

 

Yaşamanın şartı Hakk’tan

Çoğundandır şirki hepten

Ümmetindir korku ondan

Çığırayım Selam seni

 

Selam: esenlik güvenlik, huzur, emniyet bildirir. Allah selamdır.

 

Aşıkların gözü yaşlı

Seherlerde bağrı yaslı

Baş açık ayak yalını

Çığırayım  Melik seni

 

Muhammedin aşkı ile

Ebu Bekrin sabrı ile

Ömer Faruk adli ile

Çığırayım Aziz seni

 

Kuran yazan Osman ile

İlme kapı Ali ile

Canlarında feta ile

Çığırayım Alim seni

 

İkra diyen diller ile

Bülbül öten güller ile

Aşka düşen kullar ile

Çığırayım Kayyum seni

 

A’la dedim bela ile

Çıka geldim şu can ile

Her nefeste canan ile

Çığırayım Latif seni

 

Ömür yiter nefes ile

Sual olur hepisine

Aşık sazı ağıt ile

Çığırayım Kerim seni

 

Ahi ahmed beyan ide

Çağıralar anda gide

Kara yeri aklar ide

Çığırayım ya Hakk seni

 

Allah diyen diller ile

Gonca açmış güller ile

Gelin olmuş kızlar ile

Çığırayım Halık seni

 

Şakıyarak müezzinler

Namaz düşer mümin kullar

Oruç seçer Hakk’a canlar

Çığırayım Vehhab seni

 

Dağlar ile taşlar ile

Yazlı kışlı devran ile

Zamandaki hüsran ile

Çığırayım Baki seni

 

Gökte yıldız burçlar ile

İnci mercan yakut ile

Suya kanmaz mahı ile

Çığırayım Rezzak seni

 

Sinelerde gizler ile

Aşıkare sözler ile

Uçuşurlar kuşlar ile

Çığırayım Azim seni

 

Harman dane yeller ile

Düğün dernek eller ile

Yazılarda bazar ile

Çığırayım Gaffar seni

 

Şaha kalkmış atlar ile

Cenk eyleyen erler ile

Kafir kıran iman ile

Çığırayım Kahhar seni

 

Çöllerinde kervan ile

Bellerinde seyfe ile

Sırtlarında sadak ile

Çığırayım Kuddüs seni

 

Ahi ahmed nedir derdin

Can mı verdin canan içun

Muhabbetsiz dünya niçun

Çığırayım Halim seni

 

Ahi ahmed feta ile

Muhammede ümmet ile

Ümmet kaşı yiğrek düşe

Çığırayım Cebbar seni

 

 

 

 aşık ahi kul ahmede nasibdir

12 Temmuz 2012
Okunma
bosluk

Dağlar güzeli (Koşma)

Başına sarar buğulu dumanı

Kaşına çekermiş karını dağlar

Döşüme söyler tövbesiz gümanı

Günaha yazarmış bahayı dağlar

.

Yörük yaylasında yar yaylakladım

Şart eyledi bey tuza çuvalladım

Ar eyledim elden can pazarladım

Canıma yazarmış bahayı dağlar

.

Yağmurun bitmezmiş ağıt sayarım

Yel estikçe rayihalar kokarım

Lale sümbül gül bülbülüm öterim

Derdime yazarmış bahayı dağlar

.

Yağız ata bindim vurdum dağlara

Çifte suna sardım çöğ kucağıma

On gardaşı mavzer saldı sırtıma

Kurşuna yazarmış bahayı dağlar

.

Bağlarını anam babam işlesin

Yaylalarda nazlı yarim boylasın

Bir cerene sadak saldım düşmesin

Nasibe yazarmış bahayı dağlar

.

Yükseğin erişilmez ne zalımsın

Eteğin yarime yurt hoş çemensin

Söylenir Kuran’da yürür kazıksın

Kelama yazarmış bahayı dağlar

.

Bağrında kimler yatar aşk neferi

Şirin için Ferhat deler dağları

İman olmasaydı naçar dağlayı

Allah’a yazarmış bahayı dağlar

.

Benden selam eylen kaşı kemane

Kaçıp kaçıp yüreğimi döyene

Yükseklerde otağ kurmuş gelele

Börüme yazarmış bahayı dağlar

.

Erenler söyleyin biz de bilelim

Gönül düşen yar el olmaz belalım

Kelamı kadim der güzel sevelim

Aşığa yazarmış bahayı dağlar

.

Kışın bürün yazın aç perçemini

Güzeller suyundan içer nazlarını

Koç yiğitler su başında sunasını

Kaşına yazarmış bahayı dağlar

.

Efelerin yurdu musun yüksekte

Kaç kızanla bekler oldun Belek’te

Haraç salmış zalimlere dölekte

Ödüne yazarmış bahayı dağlar

.

Gider de yol üstüne otururum

Şeytan’la bazar eyler bölüşürüm

Saf kulu Hakk’a çeler sekinetim

Kafire yazarmış bahayı dağlar

.

ahi kul ahmed de ölse ölünür

Sevda bir ateştir dağla ölçülür

Aşk-ı iman yeldirdiğim kaşıdır

Kalbime yazarmış bahayı dağlar 

 

.

şart: yörükler kız isteyen yiğite ağır şartlar koşarlar.

tuza çuvallamak: tuz çuvalını ovadan yaylaya belli bir vakitte çıkaramadığı için çuvallamış, yani şartı yerine getirememiş oluyor.

ar eylemek: bu mahcubiyetten utanmak

can pazarlamak: şartı yapamayınca yayladan ayrılıp yarinin ve herkesin yanında ve yarinden umutsuz kaldığı için intihar edip canını karşılık olarak vermek. (bunun filmi yapıldı, Türkan Şoray oynadı-yer Toroslar- Yörük yaylaları genellikle oralardadır.- ayrıca annem de yörüktür)

mavzer: çanakkalede de kullanılan koldan sürmeli tek tek atan uzun harp silahı.

sadak: içinde 10 tane ok bulunan yuvarlak kutu.

-Dağların Kuran’da yürümesi ve yeryüzüne sağlamlık için kazık oldukları iki ayrı ayette yazılıdır (en doğruyu Allah bilir)

kelam: Kuran sözüne denir.

Ferhat gerçekten imanla dağları delmiştir. Kırşehirdeki kaleyi de bu kardeşiniz boydan boya delmişti – Batıdan doğuya doğru- Allahü alem- Bunun anlamını şöyle yorumladı bu fakir: zikir üç türlüdür. 1- dil ile zikir 2- Kalp ile zikir 3- Amele, işe, ahlaka, harekete dönüşmüş zikir.. işte bunlardan üçüncüsünü yapamazsanız düşman başınıza bombayı yağdırır durur. bu zikir her türlü ilerlemeyi ifade eder. işte bize iman gücümüzün çok güçlü olduğu bir dönemde (sanırım 1995′ten sonraydı) nasib edilen bu güzel olaydan, ”delmeyi” bir harekete dönüşmüş zikir, batıdan doğuya doğru olmasını ise Batı’nın tekniğini ele geçirmeyi, tekniğini almanın mesajı olarak algıladık. ancak bunun içinde laiklik ve benzeri sosyal kanunlar yoktu. sonuç ise: imanla bu iş olduğuna göre İSLAMLA BATININ TEKNİĞİNİ ALINIZ OLARAK ALGILADIK bu olağanüstü nasibi.

Aynı konuda Sultan I. Abdülmecid bir yabancı heykeltraşa bir heykel siparişi verir ve bunu yüksek bir kaide üzerinde İskenderun’a yönü Doğudan (arkası) Batıya (önü) olmak üzere planlamıştır. Yani Doğu olarak biz, siz Batı’yı aydınlattık demek istemiştir aslında..Fakat ömrü vefa yetmeyip de ölünce yarısı tamamlanıp parası da ödenmeyince heykeltraş tutar Amerika’lılarla anlaşır ve tamamlayıp onlara satar. heykel oldukça büyüktür ve gemi ile Amerika’ya, New York’a götürülüp Osmanlı’da I Abdülmecid’in düşüncesinin aksine, arkası Batıya önü doğuya olmak üzere dikilir. bunun anlamı Doğu bizi aydınlatmadı, biz batı olarak doğuyu aydınlattık demek istemişlerdir böylece. ve o heykel bugün New York’ta dikili olan HÜRRİYET HEYKELİDİR. bu heykel dava edilerek Amerika’dan alınabilir kanaatindeyim. itiraz edebilecek resmi veya özel şahıslara duyurulur…  

-dağla ölçülür: sözünde iki anlam vardır. birici mana hakiki dağ olup, yüksekliğin verdiği zorlukla sevdanın ölçülmesi olduğu gibi ikinci manası: dağlamak, ateşle dağlamak kastedilmiştir.

 

 

 

 

 

ahi kul ahmede nasibdir

19 Şubat 2012
Okunma
bosluk

La mekan’da ayvaz..

Yine gönül kuşu eyledi pervaz

Her bir demden söyledi bir ahi naz

 

Her seher bad-ı saba hem gül-i naz

Bir bahar yad-ı aşkın neşvesi saz

 

Kim gönül çarhını savursa felek

Cevr-u cefa bahadır ona niyaz

 

“ben” ile başım dertte eydür felek

Her “ben” ile iki düştüm dem poyraz

 

Arşu âlâda kapı vurduk felek

Lakin “kim” dedi “ben”e eyler firaz

 

Kulluk eyle bahadır aşkın felek

Kim söyler kuldur sefadır aşkı naz

 

“fezkurullah kesiran” dedi Hakk’ın

Zikreyleyip ağlar iken güldü yaz

 

Cemalini aşıklara vaad kıldın

Aşk yolunda bir Allah için can raz

 

Kavi aşkı Allah sevdi “kulum” der

Ara yolda kalmaya canan pervaz

 

Yalancılar cemalim görmez dedi

Aşk kapısında sağlam duran yanmaz

 

Kabirler yetmez mi akıllı ol sen

Ben de şunlar gibi olmam de biraz

 

“Mutua kabl-el temutu” eyle sen 

Ölmeden evvel ölmeğe kül biraz

 

“Felizehu kalilen” haber verir

“Veleyebku kesiran” der gül biraz

 

Amel yoğ ise güler şen yürürmüş

Fermana boyun veren gamla firaz

 

Kim “kul” oldum gece gündüz gözyaşı

Katrem derya özler mutmain olmaz

 

Nefsden geçen aşıklar Allah derler

Seherde dört dövünüp esti poyraz

 

Rahmeyledi Rahman özüm nazar

Taşdı derya ondan gayri şehnaz

 

Zalim nefs bırakmaz ateşe yanar

Vücudum yandıkça yandı gel aymaz

 

Müşrikin imanını şeytan alır

Euzu-bismillah deyip gül biraz

 

Münafığa cehennem yeter yanar

İman eden halis kul yanıp şehnaz

 

İmansızlar evvel ahir yanarlar

Allah’tan iman dile namaz niyaz

 

Nefsim heva kıldı da tafta şaşar

Başın alıp pir-i Kamil’e varmaz

 

Ahi kul ahmed ötelerden aşar

Kuş olup uçup la mekan’a ayvaz

 

ahi kul ahmed’e nasib

26 Aralık 2011
Okunma
bosluk

İki kapılı handan ateş almak…

Bu dünyaya gelenlerin

Gitmeyeni kalmaz imiş

Yükü ağır çekenlerin

Ahir işi onmaz imiş

 

Önce gelen ademleri

Yer altına girenleri

Hallerine erenleri

Burda olan bilmez imiş

 

Vara vara vardım sine

Haber sordum hepisine

Cevap vermez eyisi de

Bu dil orda geçmez imiş

 

Kamusu hem ölüdürler

Eller dahi bağlıdırlar

Mü’min olmam diler bunlar

Mü’min olan ölmez imiş

 

Kafir ile münafığın

Yandığını gördüm aman

Cehennemde yatar galan

Hiç de soluk almaz imiş

 

Dilince söyler garibler

Hallerini bildirirler

Halil olmağı öğütler

Halil  olan yanmaz imiş

 

Can bedende bir kuş imiş

Uçmadan “bir yana” imiş

Ahir illerde uçsa hoş

Gayri kazanç olmaz imiş

 

Ne amelin varsa söyle

Getirdiğin kâra geçe

Burda gafil olan kimse

Orda azad olmaz imiş

 

Bağım bahçem viran olur

Oğul uşak yalan olur

Malım mülküm talan olur

Altın gümüş geçmez imiş

 

İki kapılı handır bu

Gelen gider kervandır bu

Mü’min kula seyrandır bu

Kafir olan kanmaz imiş

 

İşte geldim gidiyorum

Gözüm açtım göçüyorum

Altı metre biçiyorum

Biçmem diyen gülmez imiş

 

 Bugün geldim yarın yokum

Ateş aldım aç mı tokum

Ben bu işten ne anladım

Gitmem diyen olmaz imiş

 

Ağlar isen aşka ağla

Aşka düşen ümmet kula

Kulu isen rahmet kıla

Aşkda yanan solmaz imiş

 

Ahi ahmed söyler durur

Okuduğun erler tuttur

Zalim kullar alim midir

Hakk’da rahmet kılmaz imiş

 

 

ahi kul ahmed

26 Aralık 2011
Okunma
bosluk

Notice: Undefined variable: pagingMiddleString in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/plugins/wp-page-numbers/wp-page-numbers.php on line 212

Notice: Undefined variable: pagingString in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/plugins/wp-page-numbers/wp-page-numbers.php on line 77
  • Page 1 of 2
  • 1
  • 2
  • >
kırşehir Son Yazılar FriendFeed

Son Yorumlar


Notice: Undefined variable: pre_HTML in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/themes/seohocasiv2/sidebar.php on line 20

Notice: Undefined variable: post_HTML in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/themes/seohocasiv2/sidebar.php on line 26
cami alttan ısıtma
halı altı ısıtma
cami ısıtma
cami ısıtma