Telefondan bir arkadaşınız size şöyle mesaj gönderse,
“ben öldüm,
sen namazımı kılıyor,
senin cemaat da beni kabre taşıyıp dönsün,
ben de günahımı satayım
sen alıcı olur muydun?
…………..
………….aşağıyı okumadan önce cevabınızı veriniz lütfen..
Sanırım siz benim günahımızı satın almadınız değil mi?
“Sevgili DOST…….Daha önce gönderdiğimiz mesajımızın anlamı şuydu.
Ben öldüm demek, nefsimin benliğimin ölmesiydi.
Namazımı kıldırmanız, nefsi ölmüş bize hürmet etmenizin size faydalı olacağıydı,
bizi kabre koyup dönmeniz, sizin yaptıklarınız yüzünden dünyayı terkettik kabre konmakla
cemaatiniz geri dönmekle aynı dünya hayatına geri döndükleri (ölümden ders almadıkları)
günahımı satıyorum satın alırmısınızdan kasıt, bizim tövbeli günahlarımızı ahirette
Rabb’im KERİM sıfatıyla çok büyük sevaba çevirecek. vereceğim aslında bu vadeli sevaplardı
İstediğim de bir Gökçe idi. Yani bir iyilik sevabı………
Siz bizim için hiç bir günahımı almadınız SEVGİLİ KADİM DOST??
bu senaryoyu 25 telefonumdaki numaraya aynen uyguladım. bir hafta bekledim.
sonuç felaket. hiç kimseden tık yok. bir kadir yol eyledi. lakin o da yarı yolda düştü.
ve 24 dost sandığım, her cuma yaldızlı sözler gönderenler yanımda yoktu. birisi geldi bütün tel nolarını siliverdi. bilmeden çok hayırlı bir iş yaptı vesselam. kadim dostluk rezilliği bu kadar olabilirdi… siz denemeyin çünkü ben dostsuz kaldım.
bir hafta kızgınlıktan sonra şöyle yol verdik…..
Yeni gönderilen mesaj (aynı 25 kişiye):
Madem dostluk sınavını geçemediniz. Size ceza (ödül) veriyorum…
Ya Rabbi Ümmeti Muhammed…. diye günlük 500 zikir çekeceksiniz…
En az 10 Arkadaşınıza da yayacaksınız bunu. Bu zikre 4 ay uymak mecburidir.
uymayanı dışarı atarım. ben ossurunca dağılırsınız. geriye bir dost kalır..
siz ikinci dost olmak isterseniz CANINIZI İSTERİM. süpür gitsin gerisini………….