Yurdum ve Şehitleri

Edirneden Karsa kadar bu yurt benim yurdum.                        

Senin her köşeni şehit kanıyla yoğurdum.                                

Yaşlı genci hastası sağı benim gururum.                                                                                                     

Senin her köşeni şehit kanıyla yoğurdum.                                

 

Atalarımdan namus gibi kaldı yadigar                                     

Gözüm gibi bakarım ona incitmem ne ar                                

Güven ve neşe ile dolaş dur diyar diyar                                          

Senin dört köşeni şehit kanıyla yoğurdum.                              

 

Yurdum, sende doğdum, aşım suyum sende buldum.          

Koştum top oynadım da tumanım sende çektim.                   

İlim irfan kapısın kalemle sende yazdım                                    

Senin baş köşeni şehit kanıyla yoğurdum.                             

 

Gururum sensin, övüncüm sensin,sevabım sen.                          

Sen de bulurum nigarım, cümle nihanım sen                      

Göğsümde imanım,  onca güman, şikarım sen                    

Senin yar köşeni şehit kanıyla yoğurdum.                           

 

 Şehitlere

 

Beni dener kimim diye    

Kime sorar nedir diye      

Canım verem mi hediye

Şehitlere selam olsun       

 

Vatan atalar yadıdır         

Cümle canların adıdır       

Cumhuriyet ki şadıdır

Şehitlere selam olsun       

 

Yıkılmazsın ayaktasın 

Düşmanlara nazardasın   

Biz oldukça yar baştasın             

Şehitlere selam olsun    

 

 

aşık ahi kul ahmede nasibdir.

13 Mart 2012
Okunma
bosluk

Can pazarı canan evvel…

Ağlar isem yane yane

Şol gözümü silen kimdir

Bağlar isem kuşak hare

Şol belimi saran kimdir

 *

Ağu içsem dost elinden

Ağıt yaksa yüreğinden

Çeke dursam şol dilinden

Bu derdimi salan kimdir

 *

Güller ağlar nazı içun

Nazlı eyler başım içun

Başım feda Rahim içun

Bu fetayı yapan kimdir

 *

Sağlar yadı çekmez hali

Beyler karı onmaz düşü

Fakir neyler Karun varı

Bu metaı veren kimdir

 *

Çağlar isem coşa coşa

Katrem düşe derya naza

Bağı bostan güle yaza

Bu gülşeni açan kimdir

 *

Eyler isem gülşen yası

Bağı irfan cehlin sazı

Umut olmaz ilmin yüzü

Bu sebebi soran kimdir

 *

Saflar düşer doğru yolda

Ağlar durur gözü yarda

Güle dursun nazlı şurda

Bu niyazı eden kimdir

 *

Benim dosttan dosta koşan

Dost başına “bela” kılan

Ümmet içun sala veren

Bu nidayı salan kimdir

 *

Yaran ile yaran ile

Kul bahasın taat ile

Gül yeşerir toprak ile

Bu safayı süren kimdir

 *

Selam saldım sarı güle

Gül bahası yare çile

Ben yanarım dünü güne

Bu cefayı eden kimdir

 *

Bahar desem yaza çalar

Yaza ersem kışa döner

Mehil vermez ömür biter

Bu zamanı içen kimdir

 *

Ben söylerim Hakk’ı evvel

Aşka düşem vakti evvel

Can pazarı canan evvel

Bu canımı yakan kimdir

 *

Aşkı yakin cevr-u cefa

Yana dursun can-ı vefa

Kim yanmazmış nefsi heva

Bu hevesi eden kimdir

 *

Sen söyle aşk ile daim

Bir eyler şevk ile kaim

Gül pahasın dertle hoşum

Bu bedeli koyan kimdir

 *

Ahi kulsun ahmed ağa

Baş gelmeğe kimse sana

İki gözü çağlar Hakk’a

Bu selleri akan kimdir

*

*

ahi kul ahmede nasib

21 Aralık 2011
Okunma
bosluk

Ne âlâdır şöyle kişi, okuduğu Kuran ola…

Ne âlâdır şöyle kişi, okuduğu Kuran ola
Rahman ona rahmet kıla, kalbi dolu iman ola

*

Kendin bilen Kuran bilir, Allah onu kulu saya
Yüzbin huri karşı gele, selam vere mahbub ola

*

Derviş isen Kuran oku, cümle kula öğüt kıla
Rahmet yağar baştan sona, düşmüş iken sultan ola

*

Gafil bilmez Kuran nedir, bilse bürhan delil ola
Haşır günü oku derler, okur çıkar makam ola

*

Bilmez cahil cehli sarar, cehli ona azab ola
Kuran okur hoca mıdır, her bir melek yakin ola

*

Kuran sevap yaza durur, inci mercan yakut ona
Nuru yanar nazar içre, bağ-ı irfan kelam ola

*

Cennet için tapu gerek, köşke irfan Kuran ola
Veli isen ağıt kıl sen, Kuran ile seller ola

*

Kuran oku ey dost ey dost, gülşen sana sefa ola
Münker nekir sual eder, Kuran ile asan ola

*

Kuran bilmez cahil kişi, her bir işi müşkül ola
Okur gider arif kişi, yazı kışı seyran ola

*

Yiğit koca bilmez hece, ol dirliği yaman ola
Bir kişi Kuran bilmedi, ol cihana gelmez saya

*

Kuran bilmez bahtsız kişi, her bir derdi onmaz ola
Kuran neyler dünya kulu, dünü günü pişman ola

*

Ey kul ahmed aciz kulsun, Kuran oku hayır ola
Günahların katır yükü, afuv kılan Rahim ola

*

Not: hadis: “ümmetimin en hayırlıları kuran öğrenen ve öğretenlerdir”

Kuran’ın manasını ve tefsirini okumak önce gelir, tilavetinden evladır. Yüzünden arapça okumak ise daha sonra gelir. Kuran okumak ve dinlemek imanı artırır. sesinizle güzelleştirin buyrulmuştur. arapçasını türkçe harflerle okumak doğru olmaz ve sırlarına vakıf olunamaz, ayrıca sesler denk gelmediği için yanlış okumaya meydan verir ve anlamlar bozulur farklı şey okunmuş hale düşer ki bu durum sakıncalar doğurur.

günde iyi okuyan 20 sahife, az okuyan 10 sahife, çok az okuyan 6 ve en tembel de 2 sahife okumalıdır. Kuran muciz bir kitaptır ve sırlarla doludur. ilaç nasıl içindeki bilinmeden iyi gelir deyip içiliyorsa Kuran’da içindeki bilinmeden de okunursa ihlaslı olak kaydıyla iyi gelir. fakat Cenabı Hakkın istediği tefekkür ve idrak için manası bilinerek okunmalıdır.

kuran müttekilere Rehberdir dendiğine göre kuranın bütün emirlerine uygulanabilir diye iman etmek gerekir. bunlar eskidendi şimdi uygulanamaz demek inkardır, küfürdür. MÜSLÜMAN LAİK OLMAZ. sadece müslüman olur. tevhid olarak başka adı yoktur. liberal olamaz, milliyetçi olmaz, aşiretçi olmaz, demokrat olamaz, sosyal demokrat olamaz. müslümanlıkta herşey vardır. allah c.c. dininizi tamamladım ve sizin için islamı seçtim dedi (Maide 3- son gelen ayet) o halde dinimiz tamdır, müslüman kelimesi de herkese yetip birleştirmelidir artık.

*

ahi kul ahmed

12 Aralık 2011
Okunma
bosluk

İHLAS

İhlas; Allah’a samimi ve içten bağlı olmak dini Allah’a has kılma olarak Kuran-ı kerimde zikredilir. Bu bir Kuranı ilkedir. Kuranı kerimde yüzden fazla ayeti kerimede “iman edenler ve Salih amel işleyenler ifadesi yer alır”. Cenabı Hak bu ifadesiyle imana yaptığı vurgu kadar güzel ve hayırlı işlere de vurgu yapmak da; iman ile birlikte kendi katında makbul amelleri de dikkat çekmektedir. Bu yüzden bazı âlimler “ iman, salih amelsiz geçerli olmaz”, bile demişlerdir. Bir başka âlimlere göre “ amel imanının bir cüzü bir parçasıdır diyenler olduğu gibi değildir” diyenler de olmuştur. Yine bazı âlimlere göre “amel yoksa imanda yoktur” diyenlerde vardır. Bu çerçevede Salih ameli olmayan insanların cennete girip girmeyecekleri dahi tartışma konusu olmuştur. Ayetlerde ki Salih amel olarak geçen kavramı yalnızca ibadetler olarak algılamak İslam’ın sınırlanmasına ve doğru anlaşılmasına büyük bir engel teşkil eder. Hâlbuki Salih amelden kasıt “güzel, hayırlı, faydalı iş”, anlaşılmalıdır. ihlas kul ile Allah arasında niteliği bilinemeyen bir sırdır. ve Allah ibadeti ihlaslı olanlardan kabul edeceğini bildirmektedir..

İhlâs ve Niyet

İhlâsta niyetinde çok büyük bir önemi vardır. Niyet; kalpte sağlamca yerini alınca sahibinin yaptığı her işe kendi rengini verir. Yani “niyet eşyanın mahiyetin değiştirir ”.

Mekke’den Medine’ye Müslümanların hicret etmesi sırasında Müslümanlardan birisi ümmü kays adında bir kadınla evlenebilmek için hicret etmişti. Peygamber Efendimiz bunu öğrenince “ameller başka değil sadece niyetlere göredir. Herkesin niyeti ne ise eline geçecek de odur. Kimin hicreti, Allah ve Resul’ü içinse, onun hicreti Allah’a ve resuledir. Kimde elde edeceği bir dünyalık nikâhlanacağın bir kadın için hicret ederse onun hicreti de o hicret ettiği şeyedir” .

Başkaları görsün diye kılınan namaz, perhiz için tutulan oruç, cömertlik için yardım, gösterişli dua, gösterişli Kuran okumak, insana hiçbir sevap kazandırmaz. Çünkü İslam Allah için olmamıştır.

İhlâs ve İrfan

Amelin Salih olması onun canlılığına bağlıdır. Amelin ruhu ve canı ise ihlâstır. İhlâs Allah razısı yanına başka bir beklenti koymamanın adı ve unvanıdır.

İrfan da ihlâsın yakınıdır. Kısaca Allah bilgisi anlamına gelir. Kişideki ihlâsın derecesi onun irfan ufkuna göredir. İlk dereceyi Peygamberler ve onun varisi olan Alimler alır ve onların İslam dolayısıyla hiçbir beklentileri asla olmaz. bundan sonra Hakk dostları gelir ki bunlarda mahşerin dehşeti önemli bir yer işgal eder. Son olarak cennet arzusu ve cehennemden uzak olma düşüncesi olmakla beraber ibadetten zevk duyma manevi lezzetlerle mutmain olma ve bir kısım dünyalık talepleri olmakla beraber zengin olmak ve şöhret gibi beklentiler yoktur. Tevhidin en derin biçimi sadece yüce Allah’ı dilemek ve bundan gayri kalbi bütün arzulara kapalı tutmak ise ihlâs kahramanların halidir.

İhlâs ve kalp

Hadisi şerifte “ Cenabı Hakk, sizin cesetlerinize ve suretlerinize bakmaz lakin o sizin kalplerinize bakar.”, buyrulmuştur. Bir başka hadisi şerifte ise; “İnsanda bir et parçası vardır ki o iyi olursa bütün vücut iyi olur, o kötü olursa bütün vücut kötü olur.”, buyrulmuştur.

Kalp tam ihlası yakaladığı anda doğrudan doğruya Cenabı Hakk ile bağlantıya geçer. Ancak bu dünyada o kadar çok bu bağlantıyı engelleyen şeyler vardır ki bu engellerin kulun kendi gayreti ile aşılması gerekir. Bunların en önemlileri nefsi emarenin halleri, dünya sevgisi ve nefsin boşluğundan yararlanmak isteyen şeytanın müdahalesi başlıcalarıdır. Bu yüzden bu aşamaları geçmeye çalışmak bir fedakarlık ölçüsü olacağı için bu fedakarlık da Allah için olması gerektiği düşünüldüğünde gerek hedef ve gerekse hedefe varmak için uğraş ihlâsla bütünleşir ve Hakk rızasına uygun hale gelir. Arananda zaten budur.

İhlâstan Rızaya

Dini hayatta önce irade rol oynar, bununla tevhidi yakalar sonra gönülleri ile devam eder, ve gönüllerinde sakladığı niyetin temizliği ile yüksek hedefleri yakalar ve boşlukları kapatır. Kendisine (nefsine) zor gelen şeylerin sevabı daha fazla olduğu buyrulmuştur. Peygamber Efendimiz “Cennet, “mekarih” denilen insanın kelih görüp beğenmediği şeylerde; buna mukabil cehennem de “şehevât”, denilen insanın hoşuna giden şeylerle kuşatılmıştır.” buyurmuştur.

İki kişi düşünelim. Bunlardan biri Cenabı Haktan bazı ilahi olağanüstü haller görmüş ve yaşamış olsun. Bir başka kişi düşünelim. O da hiçbir olağanüstü hallere vâkıf olmamış olsun. Her ikisinin de ibaretinde olduğunu düşünürsek hiçbir şeyi görmeden kendi halinde itikatla devam eden kişinin imanı bir şeyler görmüş olan diğer kişiye göre daha üstündür. Zira Cenabı Hakk bir şeyler gösterdiği kuluna bir ayrıcalık yapmış olmakla onun imanını bu şekilde artırmasına ve kendisine yönelmesine sebebiyet vermiştir. Sonuç olarak görmeden ihlâs ve iman daha kıymetli olmaktadır.

Ancak uygulamada öyle ki insanlar ya da yöneticiler İslam’ı İslam olarak değil, kişi, grup, şirket, kurum, kuruluş, cemaat, tarikat, mezhep, hükümet ve devlet çıkarları göz önünde bulundurularak benimsenmekte sonuç olarak din çıkar amaçlı bir kullanıma dönüşmektedir. İşte bu nokta ihlâsın Allah için olma özelliğine kaybetmektedir.

Yahudiler de mabetlerini birer ticarethaneye çevirmişlerdi. Hz. İsa ise Kudüs’e geldiğinde tapınağın avlusundaki satıcıları kovmaya başlayınca onlara “benim evim dua evi olacak diye yazılmıştır,ama siz burayı haydut inine çevirdiniz”, demiştir. Sıffin savaşında muaviye taraftarlarının süngülerin ucuna Kuran yapraklarını takıp aramızda Kuran hakem olsun iddiasıyla Hz. Ali taraftarlarını bölünmesini ve savaşı kaybetmesini sağlamışlardı.

Dinin her alanda öylesine istismarı söz konusu ki örneğin Tekbir giyim, hicap tesettür, iffet giyim, vb. kişisel şeyler olduğu gibi siyaset alanında ki ümmetin parçalanmasına sebebiyet verilmesi, statükoyu destek için yapılan beyanatlar 11 ay İslam’a aykırı gidip Ramazanda dindar görünmeye çalışan medya ve en nihayetinde dini kurum hutbeleri dahi aynı safta yer alabilmektedir. Dünyanın başka ülkelerinde de benzeri durumlar ziyadesiyle mevcuttur. İhlas adını verip para toplamak da bunlardan biridir. Böylece İslam her zaman için Allah’a has kılınamamakta, bilakis çok daha farklı amaçlarla istismar edilmekte olup “dini yalnız has kılmak”, anlamına gelen ihlasın çağımızda hala önemine koruduğunu göstermektedir.

*
ahi kul ahmed

26 Kasım 2011
Okunma
bosluk

kaside-i felek fi mahbubu kelek

Cevr-u cefanı çok çektim aşufte felek
Daim hükmünü baş ettin aheste felek
*
Gönle cefayı sen ektin zulmette felek
Köle zahmet ne yaman derunde felek
*
Yaman tıyneti var zaman dehşette felek
Seman ziyneti var saman eşşekte felek
*
Nice gardaşı var yaman gıybette felek
Bağlar yolları ko salmaz dostlukta felek
*
İnsan kanıdır kim içer kesbinde felek
Aptal beynidir ol yiyer mestinde felek
*
Gülüm gülşenim boz viran eyledi felek
Bağ-ı irfanımı bir cehle yazdırdı felek
*
Konuk ilmimin birr kudsi şaheste felek
Azgın dolaşan bir ite bezendi felek
*
Kurdun elinden bir nefes kaçsaydı felek
Kurttan betermiş azgın siyasette felek
*
Mülkü Süleymanı çözüp kıymette felek
Şimdi de firavun olup surette felek
*
Hakka kulluğa bir adım yazsaydı felek
Kullara kullukta bin adım kazdı felek
*
Beli büküldü bak hali perişan felek
Aklı kocaldı yok canı demişem felek
*
Aklı kiralar yok fikri töresiz felek
Nakli yazarlar yok zikri okumaz felek
*
Meni gördükçe söv iman getirir felek
Etse riyadır çift yüzün gösterir felek
*
Adil oladur der sultan yazdurur felek
Kendi varestedir elden ayırır felek
*
İşret ederken kim bahtım söylenir felek
İşret millete kıl şilte serdirir felek
*
Seni gördükçe zevk riya çığırır felek
Gayri ohşadam sen kime çığırır felek
*
Söyler sureti Hak diye görünür felek
Sufi cübbesi kah posta oturur felek
*
Kula tabiat kul ola riyadır felek
Zalim yabana kel dura revadır felek
*
Belki dünyada şer cürmün örtesin felek
Lakin mahşerde şer nasıl örtesin felek
*
Baha ziynetim taş değil manadır felek
Mana diyenin taş gönlü yakuttur felek
*
Sana kaçıncı yar kıldım şeytanı felek
Baha inkara yol verdin zamanı felek
*
Kına yakasın el uzat deccale felek
Seni yakasın el mehdi deccal ne felek
*
Kim ki deccalin en yakın dostudur felek
Lakin söylenir en düşman deccaldir felek
*
Kaçtır taptığın bir Allah vareste felek
Cümle ilahın bir senden habersiz felek
*
Ata kurtardı san iman yareler felek
Hakka garazdır bil şirke savrulur felek
*
Allah hakkıdır tüm, Sezar hak etmez felek
Sezar hakkına yaz diyen çarhetmez felek
*
Tevhid kaplasın bu ruhu “illa”dır felek
Felek yarandır bu nefse kaç “la”dır felek
*
Bilir insanlar kim doğru duruyor felek
Lakin toplaşır bin yanlış yerde “la” felek
*
“la” yı bilip de bir “illa” demezsin felek
“İlla” imandır bir Allah demezsin felek
*
Çevir yönünü ol Hakka kuvvetle felek
Dönme yolundan el dönse cümleyle felek
*
Elli beş sene cenk edem düşmanım felek
Ahir emirde hep üstte görmüşem felek
*
Yazu karadur mert saymaz yananu felek
Ahmed yareler kalp duymaz cananı felek
*
Ahi ahmedin tek derdi tevhiddir felek
Felek kulların tek aşkı şeytandır felek
*
Ya Rabb canımı al, yazma mihnette felek
İman yarimi sal cana cananla felek

*

 

 

ahi kul ahmede nasibdir

9 Kasım 2011
Okunma
bosluk

Notice: Undefined variable: pagingMiddleString in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/plugins/wp-page-numbers/wp-page-numbers.php on line 212

Notice: Undefined variable: pagingString in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/plugins/wp-page-numbers/wp-page-numbers.php on line 77

Notice: Undefined variable: pagingString in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/plugins/wp-page-numbers/wp-page-numbers.php on line 156
kırşehir Son Yazılar FriendFeed

Son Yorumlar


Notice: Undefined variable: pre_HTML in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/themes/seohocasiv2/sidebar.php on line 20

Notice: Undefined variable: post_HTML in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/themes/seohocasiv2/sidebar.php on line 26
cami alttan ısıtma
halı altı ısıtma
cami ısıtma
cami ısıtma