Ben yarimden ayrı düştüm düşeli
Her anım bin yıla döndü gidiyor
Yine azab oldu ömrü sürmeli
Gönlüm cefalara düştü gidiyor
Belli olmuş bağlarının boranı
Çözülmüyor dağlarının kemanı
Onbeş oldu soframızın horanı
Rızkımız mevlaya kaldı gidiyor
Her geçen günde artıyor vebalım
Bağı bahçe viran oldu bazarım
Az yaşa çok yaşa sonu babalım
Ömrümüz kazaya kaldı gidiyor
Gide gide yollar yokuşa vardı
Uzak oldu dostlar canıma yetti
Ciğerim yandı da yar köz köz oldu
Salahım duaya kaldı gidiyor
Divane olmuşum niyazım yeter
Gam alır gam satar bizarım yeter
Zalım felek kıyamette de naçar
Ahiret kaderi yazdı gidiyor
Nazar kılam sen yar ile yarana
Baha eyleyem gel canı canana
Ahdim kavi yaz ol cümle cihana
Aşkımı canana verdik gidiyor
Kömür gözlüm de ahdimi alırım
Almaz isem çekerekten ölürüm
Güzeller içinde seni bilirim
Ahdimi güzele verdik gidiyor
Ferhat ile dağları deliversem
İmanla azraile canı versem
Güllerle Muhammed’e koşuversem
Cenneti rızaya saydık gidiyor
Allar ile donatsalar donumu
Hakk’a doğru çevirseler yönümü
Yeyip içsem hatırlamam ölümü
Dünyayı şeytana verdik gidiyor
Selvi boyla endam akıl ziyanı
İnce belde zülüflerin turası
Neresidir güzellerin yaylası
Aklımı güzele sardık gidiyor
Güzel altın tas içinde bal mısın
Onca çiçeklerden çavan dal mısın
Cenneti aladan kokan hur’misin
Güzeli bal ile ölçtük gidiyor
Gel beni düşürme mihnete derde
Aşka düşenim canana kul nerde?
Yiğit olan yiğit canı bazarda
Yiğidi can ile ölçtük gidiyor
Ilgıt ılgıt esen seher yelleri
Yarden ari çav da gel al şalları
Sordum bize varmaz imiş yolları
Yarimi yabana saydık gidiyor
Ak göğsünde yar memeler görünsün
Siyah zülfün tel tel olsun örülsün
Bilmem namahremsin bilmem canımsın
Bahayı kitaba saydık gidiyor
Leylağa karıştı çemenler dağlar
Suyundan içermiş güzeller beyler
Ben sıdkımı bozmam da sunam ağlar
Ağıtı sunaya verdik gidiyor
Ahi kul ahmedim yönün çevrilsin
Aşk bazarında kim canın yeldirsin
Ha yaşadın ha öldün şu şarabsın
Kitab-ı aşkı içtik de gidiyor
hattat aşık ahi kul ahmede nasibdir
Kuru idik yaş olduk
Kanatlandık kuş olduk
Birbirimize eş olduk
Uçtuk elhamdülillah
Vardığımız illere
Şol sefa gönüllere
Muhammedî sünnete
Saçtık elhamdülillah
Ayak idik baş olduk
Can idik canan olduk
Kefi ile nun bildik
Ol’duk elhamdülillah
Dertliyken derman bulduk
Hastayken şifa bulduk
Ağlarken yahşi olduk
Olduk elhamdülillah
Ömür sürdüm illere
Var nice gönüllere
Ahiri hurilere
Vardık elhamdülillah
İkra dedim halime
Şol bahçemiz güllere
Bu aşkı nesillere
Verek elhamdülillah
Cahil idik yıkandık
Alemlerle horlandık
Cehli arif eyledik
Olduk elhamdülillah
İman ile şeriat
Bir dost ile tarikat
Hepisinden hakikat
Mar’fet elhamdülillah
Günler yiter tamamdır
Geri gelmek muhaldir
Senden yana dönendir
Kulum elhamdülillah
Candan geçtik canana
Yollar ölçtük dağlara
Sadırlarda nazara
Bildik elhamdülillah
Sen bir aşk eriysen
Aşkını sıdk eylesen
Od vuralar canın hem
Piştik elhamdülillah
Ahmet tenin yuka mı
Aşka düşün sârâ mı
Ölmek ilen sâfâ mı
Öldük elhamdülillah
Yare düştük can olduk
Cananıma hal olduk
Safalara gark olduk
Coştuk elhamdülillah
Yavandık yağlı bulduk
Fakirdik zengin olduk
Cahildik arif olduk
Bildik elhamdülillah
Gafletken mümin olduk
Aç idik hem tok düştük
Cümleyle ümmet olduk
Olduk elhamdülillah
Bir gönlün od’na yandık
Akıllıydık delolduk
Canana divan durduk
Tüttük elhamdülillah
Ahi ahmed halleri
Güller sarar kalbleri
Sabırlı aşk neferi
olduk elhamdülillah
aşık ahi kul ahmede nasibdir..
İman ile iman ile
Hakk’ı sevmek iman ile
Dosttan ayrı düşmek olmaz
İman ile iman ile
Bir gün gele tamam ola
Geri dönmek muhal ola
Senden yana dönen kula
İman ile iman ile
İman bize can mı ola
Candan içre giz mi yana
Sadırlarda gizler kula
İman ile iman ile
Sensin Kerim sensin Rahim
Yoldaş eyle iman elim
Ahir derler zaman gülüm
İman ile iman ile
Toğduk deyu ölmek olmaz
Zaman geçer hüsran bilmez
Eller gider kendi gitmez
İman ile iman ile
Daim andım seni Hüda
Koma bizi yanan nara
Muhammed’li doğru yola
İman ile iman ile
Muhammedin didarından
Güller açmış yanağından
Mahrum etme var nurundan
İman ile iman ile
Yüzüm yoktur halim söyler
Günah kalsın canan peyler
Meğer inayetin bekler
İman ile iman ile
Ey bizi yaradan Mevla
Muhammed’in şafi ola
Ümmet yazsın beni sona
İman ile iman ile
Taşdı yüreciğim taşdı
Dostum şu önüme düştü
Yer yarıldı canım pişti
İman ile iman ile
Yoldaş eyle imanımı
Muhammed’e salatımı
Sevab olcak günahımı
İman ile iman ile
Ahir olmuş zaman kötü
Bir gün sefer kılsam kati
Muhammed’siz sefer ne ki
İman ile iman ile
Senden yana dönder beni
Beni benden ayır Gani
İki esmez rüzgar demi
İman ile iman ile
Bu can sana feda Mevla
Senden gayri bilmem Hüda
Zatın ile hoştur bela
İman ile iman ile
Kafir ile koma bizi
Hele muhanette sızı
Meğer inayette bizi
İman ile iman ile
Yaşadım ha yaşamadım
Senden ayrı heç düşmedim
Muhammed’siz iş görmedim
İman ile iman ile
Sarık ile kefen biçtim
Secde ile kulluk ölçtüm
Feta diye ahi düştüm
İman ile iman ile
Selam ettim iman ile
Yazıdaki oğlak bile
Sala eyler vera ile
İman ile iman ile
İman kavi tevhid baştan
Salat ile kulluk halden
Ayırma sen Muhammed’den
İman ile iman ile
İsraf etme ömür çarkı
Hüsran gelir zaman ardı
Ayan etmiş Rahman sırrı
İman ile iman ile
Güller ile diller ile
İkra diyen Kuran ile
Cehli yumak alçak ile
İman ile iman ile
Zikir çektim dağlar ile
Zülfe çektim perçem düşe
Salavatım önden sona
İman ile iman ile
Eller ölsün bir sen yaşa
Toprak at dur arkadaşa
Döndüğünde aynı yaşa
İman ile iman ile
Ahi ahmed varır bir gün
Temennası iman her gün
Ayrı gayri olmaz bugün
İman ile iman ile
(Muhammed isimleri içun: Allahümme salli ala muhammedin ve ala ali muhammed)
aşık ahi kul ahmede nasibdir
Dostlarım gelin
Allah yoluna
Kurbanım gelin
Allah yoluna
Dünyanın sonu
Dutmaya kolu
Nicedir hali
Allah yoluna
İmanı kavi
Eyleye hemi
Süresi nazı
Allah yoluna
Karagün gele
Cümleyi çeke
Salasız güne
Allah yoluna
Kararır gözler
Büzülür tenler
Sen misin derler
Allah yoluna
Ağlarım eller
Güllerim kullar
Ümmetiz bizler
Allah yoluna
Sadakat eyle
Merhamet ele
Muhammed bile
Allah yoluna
Celalin dursun
Cemalin gülsün
Niyetin olsun
Allah yoluna
Dostunu seçer
Zoruna kızar
Amelsiz nider
Allah yoluna
Evvel kararmış
Gelen göçermiş
Sebep nidaymış
Allah yoluna
Kondu geldiğim
Anda öldüğüm
Ateş aldığım
Allah yoluna
Dünya mülkündü
Dostun canındı
Yitti anındı
Allah yoluna
Kararım kavi
Kardeşim ahi
Ümmetim dahi
Allah yoluna
Tevhiddir aşkım
Muhammed yolum
Şu soyha ölüm
Allah yoluna
Ağlar diriye
Kızar ikiye
Adım deliye
Allah yoluna
Kalbin pasını
Şirkin sazını
İman kazıdı
Allah yoluna
Ahi ahmedi
Öle kıymeti
Aşık eyledi
Allah yoluna
aşık ahi kul ahmede nasibdir
Her kim sever Allah’ı
Canan kılar vallahi
Afuv eyler günahı
Şu kıyamet gününde
Seni beni yaradan
Rahmet ile kuşatan
Doslarını ayıran
Şu kıyamet gününde
Buyruğunu dutasın
Kulluğunu bilesin
Hakka mahbub olasın
Şu kıyamet gününde
İhlas ile varasın
İman kavi düşesin
Şeytanlar kaçırasın
Şu kıyamet gününde
Dünya deyu aldanan
Mağrur olup güvenen
Pişman düşe mahşerden
Şu kıyamet gününde
Ben mağrur olmayayım
Nefistir kanmayayım
Yüz kara varmayayım
Şu kıyamet gününde
Bellüdür öleceğin
Yakasız giyeceğin
İttiğin bulacağın
Şu kıyamet gününde
Sanma ki ölmeyesin
Çağrıyı duymayasın
Oy nice yanmayasın
Şu kıyamet gününde
Nice zaman yatasın
Kamil isen uçasın
Gelenleri tutasın
Şu kıyamet gününde
Gafil olma ateşten
Zulme çalar nefisten
Şeytan dahi tamudan
Şu kıyamet gününde
Bu dünya göçerlerin
Ettiğini bulanların
Kardaştan kaçanların
Şu kıyamet gününde
Hakk yolunun kucağı
Muhammed’in ocağı
Şefaatin veraı
Şu kıyamet gününde
Hakk sözünü tuttun mu
Helal haram yuttun mu
Muhammed’e uydun mu
Şu kıyamet gününde
Dört kitabın manisi
Hakk’a varır hepisi
Yazmaz dünya tapusu
Şu kıyamet gününde
İsrafil’in suruna
Kalanlar çağrıla
Gökten zulmetler yağa
Şu kıyamet gününde
Dünyadaki işlerin
Avrat evlat düşlerin
Amel nedir bilmedin
Şu kıyamet gününde
Bilen bilmeyen gele
Saflar ile düzüle
Defterleri verile
Şu kıyamet gününde
Defter defter defterim
Kantar çekmez işlerim
Kurtar deyu beklerim
Şu kıyamet gününde
Amelsiz gidilir mi
Soya güvenilir mi
Kusurum canım mı
Şu kıyamet gününde
Arifler sual olmaz
Aşığa huri vermez
Suçlular nefes almaz
Şu kıyamet gününde
Haktan yana çalasın
Sünnet ile varasın
Ölmeden de ölesin
Şu kıyamet gününde
Seherlerde kalkanlar
Fakirlerle yunanlar
Varı yoğa satanlar
Şu kıyamet gününde
Tevhid ile imanı
Zalimlere nizaı
Hurilerin selamı
Şu kıyamet gününde
Ahi kul ahmed neyler
Dost suali zor eyler
Sıratta cümle ağlar
Şu kıyamet gününde
Ağla ahmedim ağla
Ümmet sıratta hala
Ya Muhammed Mustafa
Şu kıyamet gününde
aşık ahi kul ahmede nasibdir.
Deli gönül gel hele
Gezelim senin ile
Şöyle bir yol uy bene
Gezelim senin ile
Gel şimdi dosta varak
Her ne derse yaparak
Sabah akşam bilişek
Bilişek senin ile
Uyma şeytan sözüne
İman ister ardına
Gel dostların yanına
Varalım senin ile
Söyle sözün kavisin
Aşka düşmüş nevisin
Şol Muhammed nebisin
Uyalım senin ile
Bağu bahçe gülleri
Hem de şol gönülleri
Irak olmuş elleri
Derelim senin ile
Akar gönül alçağa
Varır gider ummana
Hele canı canana
Katalım senin ile
Yaran ol dosttan yana
Dost kimdir candan yaza
Hoş sevi kuldan çala
Çalalım senin ile
Gidelim ilden ile
Hem gönülden gönüle
Hepisinin dengi ne
Çekelim senin ile
Biz bu aşkın od’ına
Yanalım önden sona
Ya vedüd çerağına
Ölelim senin ile
Ya Allah çığır bana
Yazadur senden yana
Aşıklar namazıma
Duralım senin ile
Ecel oku erdi de
Ömrümüzü yirdi de
Hakk’la Pazar itti de
Kabulüm senin ile
Söyle sözü beride
Aşşa dur ha edeple
Zalim nefsi kal’ada
Yıkalım senin ile
Zahirden batına var
Varından yoğunu gör
Sadıktan hay dosta er
Erelim senin ile
Bir uluya varalım
Tevbe nazar kılalım
Buğday himmet seçelim
Meramım senin ile
Ulu kişi hangi ne
Gönül sırrı engine
Adlarımız deliye
Çıkarak senin ile
Şeriat kıldan ince
Tarikat yoldan nice
Hakikat marifete
Banayım senin ile
Cahil idim evvela
Cehli yudum horluğa
Marifeti uçmağa
Verelim senin ile
Ahi ahmed halini
Aşkı yıkmış bendini
Ömür yetmez harcını
Karalım senin ile
aşık ahi kul ahmed
Berekettir nice iş
İman kavi tevhid hoş
La ilahe illallah
Canu gönülden yada
Kaygulardan azade
Gönlüm kılar asane
La ilahe illallah
Gülü gülşeni açar
Gülden yaranlar yazar
Onca sırra aşikar
La ilahe illallah
Derdi gönülden siler
Azı çoğundan sayar
Arşu alaya çeker
La ilahe illallah
Güven eyler korkudan
Nuru salar ardından
Şeriatın yolundan
La ilahe illallah
Seni sana bildiren
Ölmüş iken onduran
Sorgu sual yetiren
La ilahe illallah
Allah’ı zikredelim
İmanı pak idelüm
Saf kalp ile diyelüm
La ilahe illallah
Taatım sana Rahman
Afüv kıla sen sultan
Sevab üzre günahtan
La ilahe illallah
Daim kullar sehv eyler
Hatasını yük eyler
Kerim üste ver eyler
La ilahe illallah
Aşık ol gel meydana
Candan geç sen canana
Rahman kılar yarana
La ilahe illallah
Can gözüm açtı tevhid
Hem arşa Burak tevhid
Hem kış hem yaz it tevhid
La ilahe illallah
Şeytanlar uzak olsun
Uzak ne merdud olsun
Müminler gazap kılsın
La ilahe illallah
Bu gözlere nur verdin
Gönüllere sevinç erdin
Bu gönüle seni yazdın
La ilahe illallah
Canı sattım meccane
Canan kıldım her cane
Baha eyler kim yare
La ilahe illallah
Ahmed tevhid kanmadı
Boşa Behlül olmadı
Hakk’tan gayri bilmedi
La ilahe illallah
aşık ahi kul ahmed
Estetik İslam’da ibadetle başlamış görünüyor. Ancak estetik fıtridir. Kişi yetişkin olunca ya gelişir ya das üstü örtülür. Bir ayette “..her şeyi en güzel yaratan Allah’tır” buyuruldu. Sanat felsefesi ahlakın bir parçasıdır. Ahlak da değer olarak norm oluşturur.
Buradaki tartışma estetiğin Allah’ın zatından mı, yoksa, insanlar mı atfediyor tartışmasıdır.
Allah insanı bir sanat eseri gibi yarattı.
Allah ademi kendi suretinde yarattı =bu benzetme esmai Hüsna açısındandır.
Tevhid = Bu noktada Hakk ile mahluku ayırmak gerek. Benzetmemek gerek.
Tenzih = Allah ve peygamberi birbirine benzetme yapılmamalı. Görevleri ayrışmalı ve peygamberin sınırı belirlenmeli.
Helal-haram dairesinde Müslümanlar ölçüye dikkat ettiler. Örneğin sinemada tiyatroda, hat sanatında.
Cibril hadisinde temel üç soru var.
İman nedir?
İslam nedir?
İhsan nedir? = Allah’ı görüyor gibi ibadet etmendir…..
İbadetteki bu tavrı günlük hayatın içinde de düşünmeliyiz. Bir şeyi güzel yapmak da bir ihsan şuurudur.
İyi = yapma
= olma
= duyma
= muamele ‘nin hepsi ihsan şuurunu oluşturuyor denilebilir.
Kötü davranışta da ihsan şuuru gerek. Amele yağmelü. Öyle iş yapın ki Allah görüyor, peygamber görüyor, ümmet görüyor.=İYİ
İTKAN=sapasağlam.
Peygamber efendimiz oğlu ibrahimi kaybedince mezara bir sahabe iniyor. Efendimiz şu deliği düzelt deyince “bunun ölüye bir zararı yok ya Rasulüllah” diye cevap alınca “hayır, göze hoş gelsin” buyuruyor. Arkasından da “Allah, kulunun yaptığı işi iyi ve güzel yapmasından hoşnut olur” hadisini buyuruyorlar.
Bazı haller var ki onun da estetiğine dikkat edilmesi gerekir. Örneğin “ameli başa kakmayın ki bir estetiği olsun” “sağ elinin verdiğini sol el görmemeli ” “başkasının aldığını görmemesi” bunlar birer ihsan şuuru.
Gazali
1- Kusursuzluk (onlar semaya bakmıyorlar mı? ….. düzensizlik görebiliyorlar mı?
Çatı gök
Sergi yer
Lamba yıldız
Mavi
Yıldız
(Turkuaz) mavi …..teskiye
yeşil ….telkin
2-Amaç olacak (biz yeri ve göğü boşuna yaratmadık,…-insan başıboş yaratılmadı..)
3-Uyum olacak. (ölçülülük olacak.. insan,varlık,otlar, simetri)
4- Nizam olacak.(andolsun saf saf duranlara, lezzetül ayn=gözlerin hoşlandığı)
Bu dört unsur olmazsa güzellik değişken olur. Estetik tecrübeden yararlanmak da mümkündür.
Bir Türkün Alman hapisanesinde HAT çalıştığını düşünün.
Sıdık ve Salihler kusurları an aza indirilmiş insan en faydalı insandır. Ruh güzelliği yüsektir ve ahseni takvim olarak adlandırılır bu kişiler.
Aristoya göre duyuların algısı anlamındadır. Halbuki asıl olan ahlak güzelliğidir.
“Allah güzeldir, güzel olanı sever”
Bir adam saçı sakalı karışmış fakat yediği haram, içtiği haramdır. Nasıl kabul olur bunun duası….
Güzellik hem maddi ve hem de manevi olmalıdır. Güzellik güçtür, etkiler. Estetik islama davet aracıdır= giyim, çevre, hareket…
Gaye için var olmak, insan-ı kamil’de estetik var.
Kusurlar bile söylenirken estetik olmalı. Kırmadan dökmeden.
Peygamber efendimiz kusuru umuma söylerdi.
Müslümanın namazı estetik olmalı, yem yer gibi olursa rahatsız eder. Yani tadili erkan üzere olmalı.
Ahlaki davranışlarımız da estetik olmalı. İlişki, alış-veriş, aile hayatı = estetik olmalı.
İslam savaşa bile kadın, yaşlı, çocuk, ağaç, ekinler yakılmamalı, eli eziyet etmemeli, burnu, kulağı kesmemeli…
İyi bir söz sadaka verip başa kakmadan iyidir.
Sözü süz de söyle
Yaz da söyle kışta söyle
Ağzını büz de söyle
Gazali
Tenzih
İbadet
Hukuk
İman
İbadet
Ahlak
Azaların güzelleştirilmesi
Çatal, kab, bedesten, camii
Hem kullanışlı hem göz zevkine uygun olmalı
Sanatın büyüleyiciliği
Estetik –sevgi var –bilmek de gerek
İlim, bilirse – muhabbet hasıl olur
Hal üzre olmak- değer bilmek
Rabbena ma halekteha batıla = sen boşa yaratmadın ya Rabbi
Camiler Allah’la ilişkileri olumlu etkiliyor.
Osmanlı = mabed medeniyeti
Taşların duası,
Allah’ın celal sıfatı camilerdir. İçinde ise Cemal sıfatı müşahhas hale getirilmiş.
Hadis:”Kuran’ı sesinizle süsleyiniz” Kuran’ın özel ciltlerle ciltlenmesi ve tezhib le süsleme yapılması estetiktir.
İstanbul beyefendisi” tavırların estetiğini güzelliğini hatırlatır.
Her Müslüman İslam’ın temsilcisidir. Yaşamında estetik olmazsa kaba saba olur ve tebliğ mesajı veremez.
Hat çalışan bir öğrenci yaptığını kendinden bilmemeli, Allah’ın güzelliğini hatta aksettiriyorum” demeli. Okuyan kişi , Allah’ın lütfuyla okudum demeli. Hazır bulup kullanan ses tellerini kendi yaratmadı elbette.
BATI’ya göre ne kadar tanrıya isyan ederse o kadar iyi sanatkar olur.
Tecelligah, lütuf, aktarıyorsa, yansıma olarak aktarır
Ayet “Allah yaratanların en güzeli değil midir?”
Burada Halıkla Mahluka dikkat edip karıştırmamak gerek.
Oruç : “size biri kötü söz söylerse “ben oruçluyum” desin” == estetik var.
Hacc: “Hacc yapan kötü söz söylemesin, incitmesin== ahlaki dönüşüm var.
Malkom X: (Amerikalı Müslüman Lider olup Hacc yapınca gerçek İslamı anlalıyor. 36 sene beyaz düşmanlığı yapıyor şeyhinin etkisiyle. Hacc yapıp ciddeye gelince herkesin kendini kucakladığını görüyor ve evrensel bir din olduğunu anlayınca dönüşte şeyhini terk ediyor. Mısırda sabah ezanları okunurken firavunların sesinin kesildiğini görüyor. Müthiş bir sahne müthiş.. –Bu filmi bu fakir de izledi–
Camideki namazın hidayete vesile olması: “soyut bir varlığın karşısında bir sesle birlikte hareket ediyorlar. Bundan çok etkilendim” diyor bir batılı yazar.
Oruç tutup da gereğini yapmayanlar için efendimiz: “yanına sadece açlık ve susuzluk kalır” diyor.
Mevlana ise denizi kullanır ve der ki:
Bu denizde ölmek yok
Bu denizde muhabbet var
.
aşık ahi kul ahmede nasibdir
Hakk sorar
Bir keme çerağım var
Bir hüsnü meramım var
Bir Hakk’a niyazım var
Bir Hakk sarar ol beni
Ne ettin neler ettin
Kim hakkın tükettin
Ol edebin terkettin
Bir Hakk sorar ar beni
Kimse bilmez nettiğim
Akıl ermez gittiğim
Onca yolun teptiğim
Bir hal olur ser beni
Harc etsem
Bin yıl ömrüm olsa
Harc edeyim sana
Her ne derdim varsa
Derc edeyim sana
Her ne lezzet varsa
Can tadın eresin
Kim varmaz yadına
Yavandır düresin
Her ne can bilirse
Hak yoluna varırsa
Sencileyin ölse
Düğünler edesin
Dostlar
Dostları hak bildirir
Hak bir gönül işidir
Kim benliğin öldürür
Ferman kimin hal kimin
Garibim yol giderim
Şunca yolda ölenim
Kim garibe sölemim
Derman kimin hal kimin
Denizleri aş da gel
Hak gönüle baş da gel
Kim benliğin yırt da gel
Nefsin kimin kul kimin
Söyler sözün ar bulunmaz
Kemter kulun fer bulunmaz
Ağlar gözün yaş bulunmaz
Silsin kulun hak kimin
Ben bir Türk evladıyam
Şehit Ahmet yadıyam
Toprak aldı yatıyor
Dedem gibin dost kimin
Hakk
Hak demeye sözüm var
Haktan ayrı neyim var
Bir şuncacık canım var
Bir hak alır ol onu.
Söz açtım Haktan yana
Ah ettim Haktan yana
Kim dedi önden sona
Bir Hak ile var beri
Hakk bilir
Kimse bilmez fak’rimi
Seda etmez derdini
Ol fakirin kahrını
Hak ile yezdan bilir
Benim sana vardığım
Yoktan hırka giydiğim
Kul ahmetin nettiğin
Hak ile yezdan bilir
Meydana gelsin
Herkesi dost bilirim
Dostlar meydana gelsin
Her gizi dost bildirir
Sözler meydana gelsin
Er kişi ki gizlidir
Olan meydana gelsin
Ham iken harda pişip
Yanan meydana gelsin
Sözün tartısın ala
Sohbeti yav’sun kıla
Her gizi dostu ile
Olan meydana gelsin
Emmarenin emrinden
Şeytanının şerrinden
İkisinin denginden
Kaçan meydana gelsin
Dosdoğru hakka vara
Kalp o ki hakkı göre
Er kişidir alçakta
Duran meydana gelsin
Ya Rabb
Ya Rabb kadrini göster
Kadr ile şadın göster
Şad olmuş yüreğim
Aşk ile seni özler
Aşık olan aşıklar
Maşukun arzular
Kul olmak dileğim
Zikr ile seni özler
Aşık olan kişi
Akar gözün yaşı
Ol Haktan her işi
Aşk ile çağlar
Aptallar
Sevenlerin dikkatine
Her ne yazdık rahmet ile
Ol yazılarda mercekle
Sır bulan meydana gelsin
Her sözümüz doğru idi
Dosdoğrusu Haktan idi
Bugünlere ışık idi
Bilenler meydana gelsin
Kim gönlünü açmış ise
Aptalara püryan olsun
Kuş dilini ötermiş ki
Aşka kim Süleyman olsun
Aptal dedim di kızdılar
Hakktan dedim di bıktılar
Yoktan verdimdi sattılar
Köşke kim şadırvan olsun
Aptallık Haktandır dedik
Bahası yoktandır bulduk
Eyi dedik size onluk
Seve kim cananın olsun
Aptalların şanı çoktur
Cümlesi de bir bir hoştur
Sözümüz bir sevi yoldur
Aptallık bu namım olsun
Ne diye darıldınız bilmem
Hak söyletir aptal nedem
Ben bir aptal olsam kızmam
Kızanlar da aptal olsun
Şimdi bişi bilmez olduk
Heç bir şeyi demez olduk
Dediklerimiz eskidir
Sayenizde görmez olsun
Çok ettiniz de aklıma
Bir nicedir de halime
Dost bilirim şol kimine
Bir nicedir görmez olsun
Kimse sormadı nedir diye
Çaldı aklım, ahım diye
Bunlar aptallara hediye
Bir sevgidir yanmaz olsun
aşık ahi kul ahmede 2002/2005 te nasib olmuştu.
Edirneden Karsa kadar bu yurt benim yurdum.
Senin her köşeni şehit kanıyla yoğurdum.
Yaşlı genci hastası sağı benim gururum.
Senin her köşeni şehit kanıyla yoğurdum.
Atalarımdan namus gibi kaldı yadigar
Gözüm gibi bakarım ona incitmem ne ar
Güven ve neşe ile dolaş dur diyar diyar
Senin dört köşeni şehit kanıyla yoğurdum.
Yurdum, sende doğdum, aşım suyum sende buldum.
Koştum top oynadım da tumanım sende çektim.
İlim irfan kapısın kalemle sende yazdım
Senin baş köşeni şehit kanıyla yoğurdum.
Gururum sensin, övüncüm sensin,sevabım sen.
Sen de bulurum nigarım, cümle nihanım sen
Göğsümde imanım, onca güman, şikarım sen
Senin yar köşeni şehit kanıyla yoğurdum.
Şehitlere
Beni dener kimim diye
Kime sorar nedir diye
Canım verem mi hediye
Şehitlere selam olsun
Vatan atalar yadıdır
Cümle canların adıdır
Cumhuriyet ki şadıdır
Şehitlere selam olsun
Yıkılmazsın ayaktasın
Düşmanlara nazardasın
Biz oldukça yar baştasın
Şehitlere selam olsun
aşık ahi kul ahmede nasibdir.