Bir terzi kenar mahalledeki sakin yerinde Allah ne verirse alıp gül gibi geçiniyordu. Ona göre şehrin merkezinde yer tutanlar hırslı olanlardı.
Ona göre “iki ölç bir kes” demek bir terzilik düsturuydu. Fakat eski büyüklerin sözünden sual olunmazdı. Allah bile bir ağız iki kulak vermişti. İki ölçmekten maksat iki düşünmek de olabilirdi. Gerçekten akıllı insanlar çok düşünür az karar verirlerdi.
Böyle yapmayan insanlar yaptıktan sonra hatalarını keşke diye düşünürlerdi. İyi düşün terzisinin önemi buradan geliyordu. Her müşterisine iyi düşün demeye utanıyordu. Fakat iyi düşünmeyen bir çok müşterisi “keşke, keşke” diyerek bu terziye geliyordu. Hatalarını burada arıyorlardı. O ise şöyle söylüyordu. “Bakın Allah’a iman sabrı artırır ve ona güvendirir”
Namaz ise daha da artırır. Akıl doğruyu düşünür ama kararı irade verir. İrade ise önyargılardan ve bazı olumsuz duygulardan etkilenir. Bu yüzden kişi doğru karar veremez. İşte namaz iradeyi güçlendirir. Normalde akıllı olmak ileriyi düşünmek anlamına gelir.
Biz, “iki düşün” demekle yaptığınız işin hem dünya hem ahiret işini düşünün demek istedik.”bir kes” demekle de karar verdiğin bir işi uzatmadan ve ikilemeden başla ve bitir demek istedik. Çünkü bir iş uzarsa maliyeti artar. Şimdi siz de iki düşün bir kesin. İnsanlar Allah’a gönül verirlerse bir terzi bile öğüt alınacak bir insan olurmuş demek ki…
TEVHİD: Allah’ın varlığına ve birliğine inanmakla bitmez. Allah’a kural koyucu olarak kabul edip “boyun eğmek de” gerekir. Devlette uygulanmasın demek Kuran’ın yarsını inkar etmektir. Böylece Kitaplara iman inkar edilmiş olur ve bunu yapan/düşünen/katılan küfre düşmüş olur. yani kafir olur. Allah ise bu şirki tövbe etmeden affetmez.
aşık ahi kul ahmede bunları yazmak nasib olmuştur