Ecel oku erdi cana
Canan yayı gergin dostlar
Gafil oldum kaldım yaya
Canan yayı girgin dostlar
Unut Hakk’ı oldur sultan
Eğri doğru vardan yoktan
Emanetti aldı candan
Canan hayyı solgun dostlar
Can boğaza kement ata
Elif iken ba’ya koşa
Yokuş geldi gevher döke
Canan deyu yoklar dostlar
Nazlı nazlı yürür idin
Kamu alem sürür idin
Kara defter yazar idin
Canan yazdı kara dostlar
Adın kazırlar defterden
Canın çekerler teninden
Kara düzenler ölümden
Canan der ki canın dostlar
Kabir sıka dört bir yandan
Amel getir bana senden
Yoksa yiye çıyan kurttan
Canan sordu kavi dostlar
Mü’min kullar hoşluk ile
Cevap vere güller ile
Huri gılman hizmet ede
Canan nuru bize dostlar
Münafıklar şaşkın ola
Rabbim kim ki diye haşa
Kulak topuz yiye anda
Canan vurdu çifte dostlar
Kafir ise zoka yermiş
Sorgu sual bilmez imiş
İmdat için iman etmiş
Canan bunu neyler dostlar
Bağ-ı bahçen viran olur
Beden dahi çeker durur
Cümle dostlar koşar gelir
Canan bolca toprak dostlar
Evlat uşak suyun döker
Üç beş adım döner gider
Varsa aşkın gelir söyler
Canan aşkı candan dostlar
Gülüm dalında mı kaldı
Elim ah uzandı düştü
Dünya sandım benim oldu
Canan n’ola kaydı dostlar
Gaflet ile geçti ömür
Namaz niyaz kaldı “devir”
Canım nitsin sorgu ağır
Canan diye imdat dostlar
Halik yarattı doğum ölüm
Alnıma çaktı hem mührüm
Hiç bilmedim ne var yarın
Canan dahi heyhat dostlar
Ahi ahmed kuldur paşa
Zabah ağşam aşka düşe
Ağlar ise ümmet uça
Canan sırrı ”kul”dur dostlar
ahi kul ahmede nasib
Bu gönlüm kırk türkü ister
Kırkına da mani düzer
Güzel görse benden geçer
Her güzele bir bar ister
*
Serden geçen yardan geçmez
İkrar kavi sıdkı dönmez
Ahmed sözün kimse bilmez
Her gazele bir yar ister
*
Çarık olsam ayak narin
Tarak olsam zülfün telin
Kemer olsam ince belin
Her arzuya bir hur’ister
*
Yolcu olsam yollar bitmez
Aşık olsam ateş yanmaz
Derviş gülün çerağ olmaz
Her dervişe bir kul ister
*
Hata eder kul bilmezmiş
Günah yanar kul yanmazmış
Niyet kılar kul yapmazmış
Her niyete bir gül ister
*
Kara donlar giydirildi
Şeytanlar dirlik düzdü
Cümle kulu fesat kırdı
Her günaha bir af ister
*
Sürme gözler günah çeki
Aşka düşür öldür ne ki
Burda yansam ahir belki
Her ölüme bir naz ister
*
Kınalı zülfüne bağla
Taşlaşmış yüreğim dağla
Aşkına düşenim dağla
Her aşığa bir har ister
*
ahi kul ahmede nasib
Baharım boz bahçem gülşenim ağlar
Saçlarım ak düşe beyazlı yıllar
Nazenin ten çeke büzüldü gözler
Seklemi elleşe el ister benden
*
Sevgilim bir ahu söyleşir diller
Geceyim ben ona yaslanır başlar
Kumrular hu çeker sabahı okşar
Dağlarla sırada zikr ister benden
*
Söylerim bir deyu toplaşır kuşlar
Derlerim gül deyu yanaşır kullar
Yanalım gel harda beraber canlar
Ataşta demlenen can ister benden
*
Yolları bir saydım varmadı yare
Cümleyi bir saydım yazmadı yare
Kıbleyi bir saydım uymadı yare
Cehennem söndüren göz ister benden
*
Huriler fır dönsün yarime uymaz
Yüzbini bir yansın gönlüme girmez
Bahadır bir ümmet cennete girmez
Ataştan çalacak kul ister benden
*
Sevgimi bir ataş kılayım sana
Yakayım bin günah aşkımla baha
Halimiz gül eyle ümmeti baha
Kulları derecek gül ister benden
*
Ağlarım gül ataş bahayım sana
Bağlarım gül yetiş bahayım yada
Dağlarım gül yetiş bahayım dosta
Bağlanıp derecek gül ister benden
*
Kimlerin al bendi kavidir bela
Sunduğu el sözü iğreti bela
Yarmadır el boyu yakışır bela
Belası “bela”dır kul ister benden
*
Ahiyim bir ahmed olamam hala
Kulluğum bir izhar edemem hala
Mahlası “bir” yazmaz nideyim yare
Yazdığın yasağa er ister benden
*
ahi kul ahmed
Telimiz yeni vardı zaar
Namazın hakkı kaç kıl yazar
Hak ile eyler misin pazar
Şu mir dostumdan ne çektiğim
**
Keramete kanar huş olur
Eşek osura mayhoş olur
Dostlar birbirine kül olur
Şu mim dostumdan ne çektiğim
**
Yüz yirmi beşe pabuç ala
Has yemek için sual ede
Ahmet fakirim aha diye
Şu dem dostumdan ne çektiğimi
**
Sabrı yoktur hep sorar durur
Bunu din içine kondurur
Ağlar üç beş huri yazdırır
Bu dem bodrumdan ne çektiğim
**
(Bodrum Yalıkavaktan Urfalı ahbabıma yazdığım taşlama. Temmuz 2011)
ahi kul ahmed