Yanar oldum aşk yoluna
Döner oldum dost yoluna
Kanatlandım Hakk yoluna
Döner oldum dost yoluna
Beni benden alan mahı
Feda edem canım dahi
Kimse bilmez gönül dahi
Karar düştüm dost yoluna
Gele duram aşk yane
Yana duram halden hale
Çevireler canım sene
Kıyar oldum dost yoluna
Aşk şarabın zehri yakmaz
Zehir versem öle durmaz
Canan dahi parmak banmaz
Banar oldum dost yoluna
Yedi iklim emre düştü
Süleymanı cemre düştü
Mülki dahi cevre düştü
Koyar oldum dost yoluna
Gönül çıkar dosttan âri
Dost bazarın candan âri
Tenim kalır yerden âri
Yanar oldum dost yoluna
Tacı tahtı terk eyleyem
Miskin bahtı kul eyleyem
Mahlükata şah eyleyem
Göçer oldum dost yoluna
Rahmet kılar şeyh olasın
Ahi düşer hal olasın
Canan yazar can veresin
Verir oldum dost yoluna
Aşk şarabı içen bilir
Hem divane olan durur
Benden geçen kuldan olur
Candan olam dost yoluna
Bağlar başı boza dursam
Dağlar kaşı yaza dursam
Senden âlâ kime kopsam
Divan duram dost yoluna
Ahi ahmed var bi-çare
Yarden ayrıldım ne çare
Onmam gayri gönül yare
Payan olam dost yoluna
aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur
Dosttan name gelir imiş
Seni gerek seni gerek
İman ile uçmağ imiş
Seni gerek seni gerek
Bir gün görem seni deyu
Sefer kılsam gerek neyu
Senden yana dönsem eyi
Şeriate iman gerek
Elim verdim elim verdim
Elden âlâ kulun oldum
Günahları burda kodum
Kullarına tövbe gerek
Kerim ile Gani yazsam
Günah üste sevap versen
Ahirette bizi görsen
Tövbekara Kerim gerek
Yoldaş eyle iman kânı
Ahir dirsin şu zamanı
Ümmet içun birdir canı
Canlarına şafi gerek
Doğan bilmez ölem demez
Ömür sürer akça etmez
Ayruk durmak neden gelmez
Kaderine kaza gerek
Rahman ile Rahim sensin
Yananları yakmam dersin
Muhammed’e varsın desin
Yollarına uymak gerek
Edep gerek aşkın kula
Söz derleye dosttan yana
Meğer himmet düşmüş ola
Yeldirene rıza gerek
Sen yarattın Mevla elim
Muhammed’li yolda ölim
Kafir ile yakma canım
Ateşine iman gerek
Bile bilur günah kuldan
Tövbe yakar azdan çoktan
Şeytan ırmaz çıkmaz candan
İmanına nefes gerek
Muhammed’ün nuru yaşın
Göçe durur ümmet kaşın
Güller açar gönül peşin
Salatına kıble gerek
Derdim seni dünya kulu
Güle dönmez benli malı
Ardı sıra çöker yazı
Niyetine sorgu gerek
İman ile canı yazdım
Didarına gönül koydum
Senden ayrı nedir derdim
Bahasına canım gerek
Taşar yüreciğim taşar
Varır dost kapısın açar
Cümle ümmete nur saçar
Muhammed’e eller gerek
Bilmez bilmez cahil kişi
Şeytan ile pişer beşi
Doğru derim eğri kişi
Tapasına eyler gerek
Arif kişi zordan geçe
Taatları kabul gece
Eni sonu bir can vere
Cananına candan gerek
Sana açtım ellerimi
Uzak etme didarını
Muhammed’in yollarını
Geçtiğime halden gerek
Seni senle zikir etsem
Halden hale göçüp gitsem
Muhabbetten kavi düşsem
Öldüğüme canan gerek
Hakkın sazı beni alır
Benden geçen onu bulur
Ayruk yerde şeytan olur
Beyatına hüsün gerek
Ahi ahmed öldün öldün
Ölmekte bir karar kıldın
Canevine onu aldın
Cananına seni gerek
Ahi kuldan ahmed gelir
Ahmed ağlar ümmet gelir
Arşa yazdım aşık gelir
Aşığına seni gerek
aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur.
Benden selam eylen yarin iline
Nazlanıp da öte öte durmasın
Bahar döner yazı geçer halına
Sızlanıp da ağu içip ölmesin
Yar seninle böyle miydi bazarım
Gömlek düştü akıl yitti hazanım
Yaktı beni kaşı keman yaranım
Közleyip de aşkı yerip durmasın
Altına al geyer üstüne kemha
Gel güzelim beni koynunda sakla
Kız mıdır dul mudur perçemi aça
Eyleşip de yaban ilen kalmasın
Kara kaş altında neler çevirir
Ak ellere al kınalar yaktırır
Ben bir turna olsam selam yazdırır
Okutup da alem ilen salmasın
Ala göze siyah sürme nazından
Yiğit olan yiğit ölür yasından
Sen şöyle bir döşen aşkın telinden
Tutturup da ağıt ilen sarmasın
Al yanaklar alma gibi kırmızı
İnci mercan dişler ile gülüşü
Ben söylerim Hakk’a giden Rasulü
Belleyip de kafir ilen yormasın
Yanarım yanarım yare yanarım
Bilmedi kadrimi niyet ararım
Kimseler içmez tasımdan ağlarım
Gıybeti de eller ilen yapmasın
Yar taramış zülfünü belden âri
Ak göğüsler fırlar düğmeden âri
Güzel sevme derler cahilden âri
Bakışıp da ökçe ilen gitmesin
Yar kalemi almış yazar hünkara
Sevdiğin sınarmış yerer cihana
Yiğit olan yiğit sabrı meydana
Sözleşip de karar ilen yıkmasın
Sevdim sevdim alamadım yanaktan
Baha kıldı beş bin kayma başlıktan
Canım koydum üç gül ile taraktan
Tartılıp da pullar ilen gitmesin
Güzel ayrılır mı sevdana düşen
Dört kitapta gördüm ölmeden ölen
Neye saydın canım sundum bilmeyen
Pazarı da beyler ilen yapmasın
Yarden ölçtüm yollar ırak pekuzar
Haber saldım gelen giden ahuzar
Sen bir sala eyle dağlardır ular
Salınıp da yollar ilen tozmasın
Kul ahmed der bu sevdaya doyamam
Memeleri alma alma ememem
Ağu içtim yar elinden ölemem
Unutup da eller ilen saymasın
Aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur..
Sen yarattın kamu alem
Bilmeyedir varın içun
Aşk ateşi sarmış diyem
Yandığımı bilmek içun
Suret verdin ol’dur canı
İman ile sardın anı
Bizimledir Kur’an kânı
Dediğini yazmak içun
Taat kıla arif kişi
Kabul ola canın kuşu
Yazlı kışlı aşkın beşi
Didarını görmek içun
Seni bilmez cahil kişi
İblis dostu olmuş işi
Tuta durur etek ucu
Şeytanına kulluk içun
Dost elinden uça dursam
Sabır çeki dava kılsam
Varı yoğa nice versem
Nefs kal’asın yıkmak içun
Gele dursam Hakk’tan yane
Hakk’ın sazı yoktan yane
Ömür varken önden sona
Gafletimi aşmak içun
Aşktan yana sefa dedim
Gönül gözü cefa buldum
Reva eyler yana canım
Aşıkları bilmek içun
Aşkı bilmez ahmak kişi
Candan olmaz heç bir işi
Muhanetin görmez gözü
Aptalları ayruk içun
Sevdim seni gönül dağı
Aşkı yazdım Halil bağı
Gelen giden can otağı
Cananları ayruk içun
Yar eyledim yar eyledim
Senden ayrı dost peyledim
Emaneti huş eyledim
Günahları sevap içun
Bilmez idik Hakk’tan fehim
Zikir ile didar işim
Zelil olup Allah yarim
Canı feda etmek içun
Saf bir kalple yandım melül
Baha ister gayret delil
Ben’i yiten olmaz zelil
Allah’ında yokluk içun
Dertsiz aşık yakın düşmez
Hakk’ı yaran levhe yazmaz
Gönül gözü açan bilmez
Bildiğini nisyan içun
Hakikat sözleri bilmek
Aşkla yanıp canın satmak
Aramak ne kendi yazmak
Aşığını bilmek içun
Sırrından perdeler açıp
Zorluk, cefa ve horlatıp
Hem canı dara düşürüp
Derslerini vermek içun
Aklı sildim gömlek giydim
La mekanda Mecnun oldum
Nazlar mahı Leyla yazdım
Arşu âlâ şenlik içun
Kelamla yakar her seher
Mahbubuna cemal yazar
Gayrin geçtim zatın nazar
Yekliğini bilmek içun
Cemal cefa, yazar yoğa
Mahşerde yakışır kula
Aşık deyu yaratıla
Talipleri yazmak içun
Kul olanı bezer nura
Adıyla yar yazar aşka
Kuldan canan ümmet kaşa
Bazarını kurmak içun
Cefa ile cemal yaza
Celal yakar komaz sefa
Yada yaşlar salar vefa
Sevdiğini yahşi içun
Ümitten korkuya mihrab
Delilin vardan yoğa ab
Altundan gümüş ne hisab
Hatırını saymak içun
Bir kamilde toprak olam
Aşk yoluna candan geçem
Dermanını dertten bilem
Yandığıma duman içun
Manası Hakk’tan, kelam kuldan
Ölenler bela var dosttan
Hakk’ın sazı feta haydan
Hallerimi eman içun
Kul olan tevhidle uça
Burak ilen arşa çıka
Alemleri Hakk’tan göre
Ümmete de dönmek içun
Birdir arş’da Yusuf nebi
Züleyha bilmez kim dahi
Gömlek yırtmış döşten âri
Sadıkları ölçmek içun
Sen bir züleyha bul cemal
Kaçmayam ben ahı cemal
Ahi ahmed saki cemal
Kulluğumu sıga içun
aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur…
Sana açtım ellerimi
Mahsun etme didarından
Bu ümmetin kullarını
Mahrum etme didarından
Hergün seni fikir etsem
Şükür dahi yavı kılsam
Ölsem ölsem karar etsem
Yoksun etme cananından
Beni benden alan Hakk’tır
O’na türlü dilek yoldur
Ayruk saza sözüm çoktur
Aşkın etme yaranından
Sırattan düşem uçmağa
Cehennem od’na yanmağa
Karalar yüzüm sürmeğe
Yavsın etme salahından
Ey yarenler ölem deyu
Ettiğimi bulam deyu
Aybım vura yüzler deyu
Darda koma günahımdan
Gerçek kula kulluk sefa
Ağıt kılam gülsem cefa
Hemin geldim nefse kara
Kal’asını yıkasından
Eyi amel etsem kaşa
Azap yazmaz Cebbar beşe
İki alem canan düşe
Mahbub ola emanından
Ecel ere bir gün ölem
Pişman ola dara gelem
Sağ yanıma dahi verem
Kulluk eyler belasından
Karşıma gele ni’ttüğüm
Zülüm dahil ne ettiğim
Yolum nicedur gittiğim
Varam eyler kararından
Sala eyle ele bele
Dört tekbire aşkın yele
Ömür sazı kemal düşe
Ahir yaza nicesinden
Ahi ahmed dua sözü
Kalpler çalar Hakk’ın sazı
Muhammed’e kaştır yüzü
Karar etme makamından
Ey biçare ahmed ahi
Günahını sırtla dahi
Sığındığın Allah gani
Rahim eyler halasından
(Dört tekbir=cenaze namazı)
(didar=gönül)
(gani=zengin, Hakk sıfatı)
(dar=zorluk)
(Mahbup=sevgili)
(eman=güven, koruma)
(Cebbar=Hakk ismi, zor kullanan)
(beş=beş vakit namaz)
aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur..
Bir yar sevdim er baharda boylanır
Sevsem incinir sevmesem incinir
İnce bellerini kuşaktan sarar
Sarsam incinir sarmasam incinir
Bu güzele mecnun olsam yerinir
Hasretinden zelil olsam gezinir
Ne diye de candan ala övünür
Övsem incinir övmesem incinir
Hüccetim kadıdan beratım senden
Solar mı hiç gülüm dediği sözden
Silinmez yazının şahidi Hakk’ta
Silsem incinir silmesem incinir
Gövel ördek gibi suya sa’lırsın
Çırpınıp dalınla boydan da’lırsın
Ben bir avcı olsam çifte hatırsın
Salsam incinir salmasam incinir
İster isem güzel seni ağandan
Altun akçe sarım da kesemden
Beş bin kayme az gelir de boyundan
Ölçsem incinir ölçmesem incinir
Güzel sevmek şifadır şu alemde
Cahille ahmak olmak mı deryada
Kaçtır sevdiğim can cana kattım da
Ölsem incinir ölmesem incinir
Güzelim güzelim algın güzelim
Uğruna da kırk avradı boşarım
Ağşamdan sabaha yoktur kararın
Yatsam incinir yatmasam incinir
Güzel sensiz olmaz dünya nazenin
Ele düşsem baha kılar can tenin
Bir varmış bir yokmuş şöyle halvetin
Girsem incinir girmesem incinir
Türkü yaylaklasam şirin boyuna
Kına yaksam zülüflerin aşkına
Derviş olsam peşi sıra varmaya
Varsam incinir varmasam incinir
Çirkini ömre cefa say gazeldir
Güzel ile sohbet etmek güzeldir
Tatlı dille güler yüze nazardır
Baksam incinir bakmasam incinir
Güzel menendin yoktur şu alemde
Yenem derim de yenemem göğnümde
Varımı yoğ eylesem senin yolunda
Koysam incinir koymasam incinir
Güzeller kokar imiş gülden âri
Dalına varır imiş beyden âri
Nazında aşık dürür ondan âri
Onsam incinir onmasam incinir
Güzelsiz ömür olmaz ömür olmaz
Güzele baha gökçedir pul olmaz
Kaç güzeli sardı isem yar olmaz
Sarsam incinir sarmasam incinir
Güzel sana yandım yakıldım
Bahçalarda güller ile okundum
Seni almaz isem Hakk’a darıldım
Alsam incinir almasam incinir
Didem yaşı akar oldu divane
Bir ataş düştü aşıktan cihane
Bir selam salsam gülşenle güzele
Salsam incinir salmasam incinir
Yaylanın gülü dağların karı var
Bir güzel gördüm çadırda nazı var
Türkü dizdim anda söyler sazı var
Dizsem incinir dizmesem incinir
Pazar kılsam güzel ile güzelce
Üste ister altun akçe kolunca
Sala eyler ömür sazı yetince
Yetsem incinir yetmesem incinir
Bir güzel sevsem de gerdanlı benli
Yağız atla kaçırsam allı güllü
Kopsa gardaşları mavzerli beyli
Çöğsem incinir çöğmesem incinir
Köz köz olmuş sinemdeki yareler
Aşık saymaz candan ari nazeder
Cana sayar bir şeftali yadeder
Saysam incinir saymasam incinir
Güzelsiz gün doğmaz hem batmaz imiş
Yar elinden ağu içen ölmezmiş
Güzele köle olsam varmazmış
Olsam incinir olmasam incinir
Kadrimi bilmeyen güzel olur mu
Muhanet eyleyen sırra erer mi
Yolsuzla arsıza güzel varır mı
Desem incinir demesem incinir
Söylerim sözüm kar etmez güzele
Türküler yaksam sazımla efkara
Gönüller söylermiş seni cihana
Desem incinir demesem incinir
Çotarım güzelleri çotak çotak
Bağlarım gönülden anası uzak
Beli ince dalı sallı bir kavak
Çıksam incinir çıkmasam incinir
Kerem et güzelim bağlarım katlı
Selam da söyledim yolladım atlı
Kimseler bilmesin kulluğum şartlı
Yansam incinir yanmasam incinir
Bağlar başı dağlar kaşı yolunan
Sala verir gurbet kuşu elinen
Ölen bilir güzel hali nurunan
Ölsem incinir ölmesem incinir
Kara kaş altında gözler sürmeli
Güzel seni kaçırsam da nameli
Canı cana katsam da gel öleli
Ölsem incinir ölmesem incinir
Gel hele şöyle bir sevip sarılak
Bir hasırla iki direk yetirek
Sen onbeşinde ben vurgun yektirek
Öpsem incinir öpmesem incinir
Darılmayın bana ağalar beyler
Güzel sevdim diye yolumdan eyler
Beni benden alan canımdan söyler
Candan incinir canandan incinir
Ahi kul ahmed güzel sever güzel
Güzelsiz ömürler bağlarda gazel
Sırrımı açmadım boynumdur helal
Açsam incinir açmasam incinir
yazmak, ahi kul ahmede nasib olmuştur…
Neşetim Neşetim aslan Neşetim oy..
Kara topraklara düştü Neşetim oy oy..
Bu dünya dost olmaz şu eyilere oy
Yare gönüllere düştü Neşetim oy oy
Neşetim oy oy
Gardaşım oy oy
Bahar olur yazı gelir kışlanır oy
Ömür yaşar zaman gelir eyleşir oy oy
Gönül sever kulluk eder yükselir oy
Nice gönüllere erdi Neşetim oy oy
Neşetim oy oy
Sırdaşım oy oy
Türkülerin dili sustu neyleyim oy
Bülbül garip güller solgun son sözüm oy oy
Bozkırın Tezenesi çalar gönlüm oy
Dar-ı kararına vardı Neşetim oy oy
Neşetim oy oy
Ağıtım oy oy
Abdallar içinde sen misin yanan oy
Hakka ruz eyleyip kendinden geçen oy oy
Bahçelerde bağlarda gönül çalan oy
Yar-i toprağına indi Neşetim oy oy
Neşetim oy oy
Belalım oy oy
Muharrem Ustanın sazından ağzı oy
Hem dahi alırmış aşkı çerağı oy oy
Kullar içinde yaşarmış takvayı oy
Gönüllere aşkı ektin Neşetim oy oy
Neşetim oy oy
Sevabım oy oy
Sana hazine dediler yaşarken oy
Gurbanım zahide yetim kalırken oy oy
Gönül dağı kalpten kalbe geçerken oy
Kara topraklara kandı Neşetim oy oy
Neşetim oy oy
Sebebim oy oy
Türküyü kulaktan kalbe indirdin oy
Göğnüm hep seni arıyor dedirdin oy oy
Neredesin neredesin eyleştin oy
Gariplere el attın sen Neşetim oy oy
Neşetim oy oy
Hemşehrim oy oy
Sen çaldıkça eller bilmedi kadrin oy
Ankara’dan Almanya’yı yol ettin oy oy
Garip bülbül öter oldu makamın oy
Sinelere sırrı açtın Neşetim oy oy
Neşetim oy oy
Yoldaşım oy oy
Acem kızı nen olurdu gülleri oy
Ahu gözlerde aradın aşkını oy oy
Leyla mı sardın mecnunun yorgunu oy
Babadan geçmek olur mu Neşetim oy oy
Neşetim oy oy
Nazarım oy oy
Kaç yıl yaşadın hele yazlı kışlı oy
Nice dertler çektin sinende gizli oy oy
Baha kıldın “kalsa nefesten ayrı” oy
Dar-ı emanına koştun Neşetim oy oy
Neşetim oy oy
Yanarım oy oy
Dediler bugün bir adam öldü oy
Adam kim milyonlar başına ağdı oy oy
Türküler gönüllerde yetim kaldı oy
Arşu âladan duyur sen Neşetim oy oy
Neşetim oy oy
Güllerim oy oy
Kırşehir’den çıkarmış bu yiğitler oy
Bağrına dönermiş ömrü yitikler oy oy
Bu kaçıncı düzdüğüm ağıtlar oy
Avşarın döküldüğü yurt Neşetim oy oy
Neşetim oy oy
Hazanım oy oy
Şirin ettin Kırşehir’in tadını oy
Deldin bir haberle kara bağrını oy oy
Sensiz tadı yok sineler aşkını oy
Gönüllerdir tahtın şirin Neşetim oy oy
Neşetim oy oy
Yitirdim oy oy
Baş sağolsun baştanbaşa yol olsun oy
Türkülerde cansın canın sağolsun hey hey
Bir kelamlık saltanatın yürüsün hay hay
Gönüller turabın yazdım Neşetim hey hey
Neşetim oy oy
Niyazım oy oy
Neşet ölür kalan sağlar bizimdir oy
Namı yürür kalan canlar şirindir oy oy
Bu kaderi taşa çalsam yeridir oy
Bin bir gülle Hakk’a koştun Neşetim oy oy
Neşetim oy oy
Yanarım oy oy
Aşık kul Ahmet de yanar yakılır oy
Bir Neşet uğruna ağıt döşenir oy oy
Cümle kullar ile kalbi yanaşır oy
Kalpden kalbe yol eyledin Neşetim oy oy
Neşetim oy oy
Gurbanım oy oy
Bu ağıt, Neşet Ertaş’ın cenazesine Ankara’dan Kırşehir’e giderken otobüste yazıldı ve Kırşehire gelen gelmeyen yüzlerce kişiye dağıtıldı tarafımızdan..
Neşet hemşerimle bundan yaklaşık 10 sene önce kırşehirde stadyumda konser vermeden önce bir söyleşi yapmıştım. Orada kendi aşireti olan Avşar aşiretine çok bağlı olarak gördüm. Şiirlerinde Ancak insani bir yol izledi. Bunda onun aşiretinin aşağılanmasının da etkisi var denilebilir. İnsanlıktan bu kadar bahsetmesinin nedeni bu olsa gerek.
İkinci olarak Kırşehir’i de öne çıkardı denilebilir. Şirin kırşehir ismi onun eseridir ve bu bir milliyetçiliktir denilebilir. Ancak zamanla insani tavır ve söylemler yerellikten çıktı ve topluma mal oldu.
Buna rağmen Hakk’ın sazından da çaldığı oldu. Derin anlamlı ifadeler inançlı kesimden de taraftar buldu denilebilir. Halk kendini neşette bulunca onu kendisi için sevdi.
Babası Muharrem Ertaş ile 15 yaşımda karşılaştım. Bir düğün için usta aramaya bağbaşı mahallesine gitmiştik. Bir eve girince bana büyüklerim sen bu odada otur biraz dediler ve onlar usta aramaya gittiler. Oturduğum evde karşımda sedirde bir adam bağdaş kurmuş oturuyordu. hiç konuşmadan o bana baktı ben ona baktım durdum. Tam yarım saat. Fakat adamdan öyle bir rahmet akıyordu ki anlatamam. Benim 10 yaşımda keşfim mevlanadan aşk şarabı içerek açılmıştı. Ben Muharrem ustanın rahmani tarafını görüyorken herhalde o da bendekini görüyordu. Derken
aşık hattat ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur..
Gönül arzular Gırşaar halını
Kaman yeşildir uzaktan görünür
Evvel bahar yaz ayları salındı
Coşar Kızılırmak kızıl görünür
Karabacak selafur bağarası
Yatan bilir selamlığın havası
Bir yar sevdim kavaklıklar arası
Yatar koluma çalpıdan görünür
Kılıçözü boylu boyunca akar
Kaç yavruyu yedi anası yanar
Serpme ile balık tutak gardaşlar
Girdiğimiz sular derya görünür
Yamacında Kervansaray görünür
Horozun gediği beldir geçilir
Kaç güzel geçtiyse yayla gülüdür
Boztepe yörüğü elden görünür
Çuğuna varınca ellerim titrer
Barajda aynalı sazanlar atlar
O oltayla tuttuğumuz balıklar
Hakk’ın rahmeti balıktan görünür
Harmanda düvene binsem kaşınsam
Bağ bellesem herbir yanım hamlasam
Güzel ile bir palada otursam
Gel de sarılak yalandan görünür
Yedi oldu kazaların sayısı
Koptu hacıbektaşı kozaklısı
Köylünün şa’rlı oldu avratlısı
Hastası sağı pazarda görünür
Üzüm haftına batsam sıza sıza
Ayvalar atsam pekmez kazanına
Boranı hedik kelle gel sabaha
Yumuşun hakkı sabırdan görünür
Ahi Evran Aşık Paşa salahı
Hacı Bektaş Kaya Şeyhi selamı
Ahmed-i Gülşehri Şeyh Süleymanı
Cümlesi Türkçe’ye algın görünür
Çalpıdan atlarlar alma yolmağa
Sağbısı tutarmış rezil etmeğe
Kaç güzel sevdiysem cana katmağa
Selamı sabahı arkta görünür
Aşık Paşa Ahi Evran Hastane
Cıncıklı Kapıcı Ahirmen cümle
Gel güzel beni yabandan belleme
Güzeller gönülden gülden görünür
Tarla tapan seğirtirmiş oğlanlar
Güvercin deyu kurulur tuzaklar
Daş döğüşü olur vızlar sapanlar
Anam kapıda pecede görünür
Zıkka oynayan beller kırılırmış
Soluyu soluyu hem karakırmış
Dalağı kabaranlar böğürürmüş
Anası güzeller cazdan görünür
Topak halam üzüm leblebi verse
Peynirli dürüm hem şerbet içirse
Alma köftür üvez hevengi çözse
Kilerin tadı pestilden görünür
Okuldan çıkınca döğüş başlardı
Cam kıranları hocalar haşlardı
Başangıdır deyu millet bıkardı
Karamemmet hasanla şer görünür
Sızgıt yapardı anam teker gibi
Yufka ekmanen dürerdi yi diyi
Ceplerimde şak leblebi var diyi
Komşunun kızları bizde görünür
Sümüğü akan koluna silerdi
Faytona asılan kamçıyı yerdi
Ustayla çemen-ekmek has nimetti
Okuldan sonra çıraklık görünür
Ceviz kaval ederdik bahçalarda
Enekli oynarız sakamız toksa
Kola söylese de bir kavga çıksa
Korkağın anası bizde görünür
Çiğ köftelik bir et çıksa satırdan
Kelle gelir sabanan tandırdan
Üşüşürdük yedi gardaş peşinden
Sarımsaklı paça başta görünür
Tok çik opban mirre aşşık oynasak
Enek ütüp cebimizi doldursak
Sonra aşşa mahalleden kaçırsak
Dövüşün alası daştan görünür
Bir düğün olunca kayın giderdik
İnce sazlarla türküler söylerdik
Tavuklu dam pilavsız kalkmazdık
Sazdan sözden bir Muharrem (Ertaş) görünür
Anam Yörük babam Türkmen soyundan
Horasandan, Şam, Kayseri göçünden
Ama Hafız’ın Mehmet’in dalından
Üçgözdeki suyu bulmuş görünür
Orta ikiden git imam hatibe
Kuran hadis Arapça ilim ile
Dön Cacabey’e var birinciliğe
Hakk yardımı sadaklattan görünür
Hakkı dayım tuturuk getirirmiş
Sonra kaleye gider hem okurmuş
Sultan Hamidi’n müderrisi olmuş
Cumhuriyette kaybolmuş görünür
Bir ahi ahmed yaşamış ölmüş
Hakk’ın divanına kul deyu varmış
Hak bazarında hem sırtını açmış
Gelen vurmuş giden vurmuş görünür
(olaylar 1960 ila 1973 yılları arasında aşıkpaşa mahallesi tekke sokak ve çevresinde bizzat yaşadığım olaylardır. orada bir dam ev ile yine kerpiçten yapılmış iki katlı konağımız vardı. dam evin yarısı ahırdı ve ineklerimiz ve eşşeğimiz vardı. eşeği seğirtmek büyük zevkti. karabacaktaki bağ evimize eşşeğin habesi ile su götürürdük. eşşek karpuz kabuğuna aniden eğilince boynundan aşşa düşerdik. ne günlerdi .Orta ikiyi bırakıp İmam hatip bire giderek bir feta yaptığımı umut ederim.
cacabey ortaokulunu birinci bitirdim bir imam hatipli olarak. ozamanlar imam hatibe imam hatap yani odun derlerdi. imamhatipten gelip birinci olunca bu kötü hitaplar büyük ölçüde son buldu..
Dedelerimiz horasandan çıkıp Şam’a yerleşmişler. sonra oradaki arazilerini Hasaneyn adlı bir camöiye bağışlayarak Kayseriye gelmişler.. bu seyahat veya göçlerde dedelerimiz gönül eri tarikat ehli insanlar arayarak olmuş. kayseriden de Kırşehire gelerek yerleşmişler. Bu dedemizin adı AMA HAFIZ imiş ve okumaktan gözleri kör olmuş. kırşehire gelince su aramış ve üçgöz suyunu bulmuş. su çok baskın olduğu için üzerine çok büyük bir taş koymuş..
Babamın öz dayısı olan Hakkı dedemiz zor şartlarda okumuş. babası bakkal ali efendi çok sert bir adammış ve dayımıza sabah namazından önce bir eşşek yükü tuturuk getirmeden okula savmazmış. okul da kaledeymiş. derken okuyup İstanbula gitmiş ve Sultan Abdülhamitin sarayında SARAY MÜDERRİSİ (Profesörü) olmuş. daha sonra Cumhuriyette Kaybolmuş. akıbetini devlet yetkililerinden soruyorum. lütfen cevap versinler.
Muharrem ertaş usta ile onun evinde yarım saat oturdum. 15 yaşımdayken keşfim açıktı. o sedirde oturup beni, ben de onu süzdüm hiç konuşmadan. üzerinden öyle bir rahmet akıyorduki anlatamam. o yarım saati hiç unutmadım hiç. İşte kelamsız hal diliyle konuşma diye buna denir ve takva sahibi çok az insana nasibolurbenim keşfimi 10 yaşımda Mevlana (ks) açmıştı.
son şah beyitte geçen sırt açmak deyimi kul hakları içindir. peygamber efendimiz de veda hutbesinde sırtını açmış ve kimin hakkı varsa gelsin alsın demiştir işte bu davranış insanlar arasındaki eşitliği ifade eder temelde……)
aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur.
Ey gönüller dostu aşkım, Yandım sana bi hoş gelir
Senin aşkından yüreğim, Taştı bana bi hoş gelir
Aşk od’na yansam ne hoş, Ağlamaktan oldum serhoş
Aşksız gönül katı berduş, Yürek bana bi hoş gelir
Aşk od’na yansam gerek, Güldüğüme ağıt düşek
Bir gönüldür can verek, Kafirlere nahoş gelir
Ben söylerem Hakk’tan yane, Cihanı tuttu avaze
Kim gördüğümden azade, Her birinden bir taş gelir
Var nice taşlar atılaydı, Taşlara başlar tutulaydı
Dost ilinde bilineydi, Sevdiğime bir hoş gelir
Kimmiş bizi aşık bilen, Sevdiğimiz Hakk’ı beyan
Vay şu aşkı inkar eden, Gözü kaşı bi hoş gelir
Niceleri var ki bilmez, Talih zebun eyler gülmez
Aşk elinde yavaş olmaz, Yazı kışı bi hoş gelir
Saf gönüller ele kanmaz, Yolunda yokuşta durmaz
Hakk’ı sevenler bilinmez, Kamu alem gardaş gelir
Ahi ahmed bil kendini, Dosta açıp şol gönlünü
Hangi telden çalsan sazı, Ol sultana yahşi gelir
aşkın kudreti
İşidin ey yaranlar, Kıymetli güzeldir aşk
Verilmez hiç cahiller, Hürmetli güzeldir aşk
Hem vefadır hem cefa, Can uçurur canana
Muhammeddir Mustafa, Sevmeli güzeldir aşk
Dağa düşer yel eyler, Yaylalara gül eyler
Sultanları kul eyler, Cüretli güzeldir aşk
Kim ki aşka vuruldu, Yoktur cihan kaygusu
Aşk iledir bilgisi, Edepli güzeldir aşk
Denizleri kaynatır, Rüzgar olur söyletir
Mahbup olur çığırır, Kudretli güzeldir aşk
Akılları şaşırtır, Belalara düşürür
Yalnız benim dedirtir, Makamlı güzeldir aşk
Ahi ahmed neyleye, Didarını boylaya
Ol muhabbet toylaya, cihanı dönderir aşk
aşık ahi hattat kul ahmete nasibdir
İlahi canan evine
Girenlerden eyle bizi
Yarın aşktan cemalini
Görenlerden eyle bizi
Mahşerde Hakk’ın gölgesi
Nice yürekler paresi
Allah’ın ol divanesi
Olanlardan eyle bizi
Ya Rahimi ya Kerimi
Kimse bilmez ihsanını
Hakk’sın gül, gül didarını
Görenlerden eyle bizi
Arşın gölgesinde seyran
Hamd sancağında püryan
Firdevs cennetinde selam
Kullarından eyle bizi
Bu dünyada kamu alem
Düşer kalkar nice bir dem
Mizanlarda rıza ilen
Geçenlerden eyle bizi
Daim koştur Hakk yoluna
Talma dünya metaına
Sağ eliyle beratına
Varanlardan eyle bizi
Ahi ahmed yanar durur
Defterini açar görür
Hakk didarın hoşca bilir
Sağcılardan eyle bizi
Ah eyledim vah eyledim
Muhammed’e yol eyledim
Ümmetine can peyledim
Uyanlardan eyle bizi
Bir alime sorsa idim
Nefs elimden yılsa derdim
Sevaplara dönse suçum
Selamette eyle bizi
Ahmedim sen de varırsun
Hallerin anda görürsün
Kara yüzle ne idersün
Ak yüzlerden eyle bizi
Hakka yüzler sürüp de gel
Muma dönüp sızıp da gel
Muhammede uyup da gel
Ümmetinden eyle bizi
Rahmet yeli kesilmesin
Gaflet ile uyunmasın
Ümmet yolu şaşırmasın
Doğrulardan eyle bizi
Birliğini bir eyleyen
Fakirini yol eyleyen
Ümmet için koşuşturan
Canlarından eyle bizi
Ahmed miskin bir gün ölür
Canımı ol veren alır
Tenim buradadır kalır
Uçanlardan eyle bizi
İmamların Kuran okur
Müezzinler ezan okur
Cümle duyan sorgu olur
Bilenlerden eyle bizi
Nefsim ile savaşırdım
Taşı nedir bilmez idim
Az ye az uyu sır bendim
Tutanlardan eyle bizi
Gün doğarken çıktım yola
Yoldaşım gel Kuran ola
Salavatı önden sona
Diyenlerden eyle bizi
İşim aşım Rahman ile
Kuran okur diller ile
Rahmeti Muhammed ile
Alanlardan eyle bizi
Mekke’de güzel Kabe’yi
Medine’de Muhammed’i
Arafat’tadır vakfeyi
Duranlardan eyle bizi
El kaldırıp amin diyen
İhram bezin bele geren
Allahümme lebbeyk ilen
Hacılardan eyle bizi
Hacılarla deve kessem
Şeytanları taşa tutsam
Saçlarımı kazıtırsam
Günahsızca eyle bizi
Zemzem içsem kana kana
Kurban olsam Hakk Teala
Derviş olup yansam sana
Aşk od’unla eyle bizi
Helal haram katma sakın
Kanaatle rıza yakın
Sofranıza dua katın
Berekette eyle bizi
Ahmet içun ömür selam
Aşksızlarla sohbet haram
Ariflerle uçmuş olam
Kullarından eyle bizi
(şiirde geçen Muhammed isimleri için lütfen bir defa salavat okuyunuz.)
Allahümme salli ala muhammedin ve ala âli muhammed
aşık ahi kul ahmede nasibdir