Evvel ahir çekesi
Gönüller hediyesi
Dört kitabın diyesi
La ilahe illallah
Kuran’da yazılıdır
Ümmet kim dokuludur
Aşıklar yangısıdır
La ilahe illallah
Gönüllerin sırrıdır
Acizlerin kulpudur
Muhtac olmaz şerridir
La ilahe illallah
Sabah akşam okunur
Evvel ahir döşenir
Arşa dahi çıkılır
La ilahe illallah
Dostu dosta buldurur
Düşman olsa bildirir
Asan deyu yazdırır
La ilahe illallah
Bahası candır yane
Esma-ı tevhid hale
İsmi a’zam niyaze
La ilahe illallah
Ağlar günahkar ağlar
Kalpler paslanmış neyler
Bilse tevhidi oynar
La ilahe illallah
Dağlar taşlar kül ola
Yazlar kışlar bir ola
Sultanlar kim kul ola
La ilahe illallah
Gönül bu iner çıkar
Rahmet bir nice yağar
Aşk oluban denk düşer
La ilahe illallah
Erenleri alp kıldık
Kılıcını zor ettik
Baha diye aşk yazdık
La ilahe illallah
Yerin göğün direği
Dağlar taşlar mihengi
Yazın kışın çerağı
La ilahe illallah
Dünya için baş ola
Sözlerime can ola
Ahireti hoş kıla
La ilahe illallah
Adem çıktı cennetten
Daim itti tevhidden
Kurtlar kuşlar ömürden
La ilahe illallah
Aşık ahmed bi çare
Senden bana bi çare
Gönüllere bu çare
La ilahe illallah
hadis: kelime-i tevhid, imanınızı artırır..” imanınızı tazeleyiniz”
aşık ahi kul ahmed
Berekettir nice iş
İman kavi tevhid hoş
La ilahe illallah
Canu gönülden yada
Kaygulardan azade
Gönlüm kılar asane
La ilahe illallah
Gülü gülşeni açar
Gülden yaranlar yazar
Onca sırra aşikar
La ilahe illallah
Derdi gönülden siler
Azı çoğundan sayar
Arşu alaya çeker
La ilahe illallah
Güven eyler korkudan
Nuru salar ardından
Şeriatın yolundan
La ilahe illallah
Seni sana bildiren
Ölmüş iken onduran
Sorgu sual yetiren
La ilahe illallah
Allah’ı zikredelim
İmanı pak idelüm
Saf kalp ile diyelüm
La ilahe illallah
Taatım sana Rahman
Afüv kıla sen sultan
Sevab üzre günahtan
La ilahe illallah
Daim kullar sehv eyler
Hatasını yük eyler
Kerim üste ver eyler
La ilahe illallah
Aşık ol gel meydana
Candan geç sen canana
Rahman kılar yarana
La ilahe illallah
Can gözüm açtı tevhid
Hem arşa Burak tevhid
Hem kış hem yaz it tevhid
La ilahe illallah
Şeytanlar uzak olsun
Uzak ne merdud olsun
Müminler gazap kılsın
La ilahe illallah
Bu gözlere nur verdin
Gönüllere sevinç erdin
Bu gönüle seni yazdın
La ilahe illallah
Canı sattım meccane
Canan kıldım her cane
Baha eyler kim yare
La ilahe illallah
Ahmed tevhid kanmadı
Boşa Behlül olmadı
Hakk’tan gayri bilmedi
La ilahe illallah
aşık ahi kul ahmed
Birinci atış (aşık ahi kul ahmedin gönderdiği) ; 11 mart 2012 / saat 14;10
(üç gün telefonla aramanın ardından gönderilen telefon mesajı )
“Ne desem de kar etmiyor
İsmailim ismailim
Al desem de al giymiyor
Şu kasaba ismailim
Aç şu telini be adem
Diyeceğim iki söz var
Kaf eylerim anlamazsın
Arkasına yaz bin nun var
Bıktım seni aramaktan
Mecnun yazdı yoklamaktan
Sala verem ölerekten
Arkasında imam var”
-Karşılıklı konuşma bizi anlamak yerine tasavvufta öğrenilen kalıplara bizi oturtmaya çalışınca ayaklarımız dışarda kalıyor ve konuşmayı iradi olarak kesmek zorunda kalıyoruz.
Anlaşılmak mı basiret ile özümü anlaya;
Kalıplara sokmak mı ezberler ile sözümü doğraya????
İkinci atış (aşık ahi kul ahmedin gönderdiği telf mesajı); Saat 15;25
“Kapatalım kapatalım
Eksikleri ksapatalım
Şarab içmek mürşid kılmaz
Kul olmağa can verelim
Kul yazdık da kul demezsin
Gülşenimde gül bilmezsin
Cehli yusam hay demezsin
Horlanmağa yol verelim
Kafandaki şablonları
Sözündeki inatları
Gönül kıran salaları
Ol yumağa sır verelim
Eteklerin ağır ağır
Taşlar dolmuş çeker bahir
Yüzme bilmez kasap sağır
El demeğe gül verelim”
……………..
İsmail beyin tek mesaj cevabı: “eksiklik kendi özümde”
………………….
Üçüncü atış (ahi kul ahmedden telefon mesajı) ; 16;02
“Senin özün eksik ise
Nasıl bildin bende eksik
Okur durur şeyler isen
Nasıl karar şeyde hoşluk
Bilmedim bilmedim benlik
İrticalen yazdım o’nluk
Çala durdumnefse kemlik
Asıl karar Hakk’ta hoşluk
Gayriden geç zata yönel
Arşa çık da börüme gel
Aşk ile can ver can ver gel
Asıl zarar şekli darlık
Bildiklerin senin olsun
Bilmediğin benim olsun
Hakk’a yakîn eşek olsun
Asıl bahar canda birlik”
(Gayri; Allah’ın sıfatlarının alemdeki tecellileridir)
*
ismail beyin yorum yoluyla cevap hakkı vardır.
*
aşık ahi, kul ahmede nasibdir.
Denizci selam olsun
Cümleye kelam olsun
Denize yunus musun
Ellerim tele yazı
Denizimi coşturdum
Gemiler çalkaladım
Dalgaya mı düşürdüm
Ellerim yüze yazdı
Denizi çok severim
Ellerim gemi yazdı
Gözlerim de yolunu
Ellerim böle yazdı.
Denizi çok severim
Hep düşlerin görürüm
Yaz baharın beklerim
Ellerim gele yazdı.
Denizi çok severim
Ayyıldız seyrederim
Bir bahadır öderim
Ellerim cane yazdı.
Denizi çok severim
Gemilerin binerim
Gel de al beni derim
Ellerim sene yazdı.
Denizi çok severim
Gelin gibi örterim
Güllerin ben dererim
Ellerim güle yazdı.
Denizi çok severim
Dalgaları döverim
Derya deniz gezerim
Ellerim bile yazdı.
Denizi çok severim
Çok nazlısın güzelim
Gözlerinden öperim
Ellerim yare yazdı.
Denizi çok severim
O beni hiç mi sevmez
Sevdiğin kim bildirmez
Ellerim gize yazdı.
Denizi çok severim
Mavilikler bakarım
Limanları yoklarım
Ellerim uğra yazdı.
Denizi çok severim
Gelin başı süslerim
Kına yakar dürerim
Ellerim sare yazdı.
Denizi çok severim
Gemiler yatmış yarim
Kim gönlünü küstürdüm
Ellerim gele yazdı
Denizi çok severim
Balık olup yüzerim
Barbarosa söylerim
Ellerim kâre yazdı
Denizi çok severim
Beş kıtadır gezerim
Dost düşmanı sezerim
Ellerim hare yazdı.
Denizi çok severim
Hakk bildirir dostlarım
Benliğimi öldürem
Ellerim Kâre yazdı
Ahi ahmed yüzerken
Deniz deyu ölürken
Sudur beni çekerken
Ellerim dane yazdı
aşık ahi kul ahmede nasibdir. (2004)
Kaşları kara da tenleri algın
Sapıver bize bir yol yavaş yavaş
Bağları belle de yaprağı şıvgın
Kırıver bize bir dal yavaş yavaş
.
Maralı gözlere vurgun yüreğim
Seherde yollara düşer meleğim
Sabahtan ağşama varmaz öleyim
Hallarım bilinsin dert yavaş yavaş
.
Güzeli yaratmış ay ışığında
Çirkini unutmuş karanlığında
Ezelden muratmış bir olduğunda
Canı cananına kat yavaş yavaş
.
Kaçtır güzel öpmez bahar gözlerim
Yarim deyu nazlar çeker ellerin
Üç gün sevse beşgün satar dostların
Bakıver dengine hay yavaş yavaş
.
Sır eyleme aşkın nedir belalım
Al fistanlar giyen nazar celalin
Gül atarmış dostlar daşlar melalin
Yaralar gönlüne sar yavaş yavaş
.
Gül üstüne güller bağlar olurmuş
Ben gülüme yansam eller alırmış
Yan demeye yanmak kader nazıymış
Saralar bağrıma har yavaş yavaş
.
Gezeli görmedim senden alımlı
Güzeli bellerim nazlı yumuşlu
Nazına kurbanım ceylan bakışlı
Geliver koynuma gir yavaş yavaş
.
Güzelim güzelim allar giyermiş
Al yanaklı kızlar canlar yakarmış
Bir yiğidin koynu ölüm istermiş
Katıver canına can yavaş yavaş
.
Al yazmalı yarim nazlar çarlanır
Bir gönüle giren ölmez yeşerir
Kim kendinden geçer O’nda birleşir
Yazıver yazgına Hakk yavaş yavaş
.
Benim yarim nazlıdır gülü solmaz
Gönül tahtı allıdır eller sokmaz
Allar içinde bir güzel nidilmez
Bağlıdır bağlara gül yavaş yavaş
.
Ahi kul ahmed eğlenir gülünen
Canı cana katarmış da közünen
Al kanlara boyanmış da yarinen
Söndürür ömürü gel yavaş yavaş
.
ahi kul ahmede nasibdir
Bir suna eğlenir pınar başında
Koç yiğitler sıra sıra dizilir
Bir turna eğlenir Seyfe gölünde
Koç yiğitler sıra sıra yakılır
Bir kara gözlüdür sınar kaşında
Bir kara oğlandır düşer peşinde
Naz-u niyazla söyleşir keyfince
Koç yiğitler kara kara yazılır
Bir sarı gelindir açar leblerin
Bir çare yalandır kaçar gözlerin
Kim demiş benimdir ince bellerin
Koç yiğitler dara dara yazılır
Bir yazı söylenir levhi mahfuzda
Kim nice yiğittir yazar alnında
Gün gele yakarmış gönül şavkında
Koç yiğitler kara kara yazılır
ahi kul ahmed’e nasib
Bir gönül pervazıdır dağlar ardında
Uçsam mı uçmasam mı bilemem gönül
Bir selam niyazıdır güller açınca
Açsam mı açmasam mı bilemem gönül
Bir gönül nihanıdır bağlar içinde
Bahadır cevru cefa ağlar gözünde
Söylenir gizli sırlar arşın üstünde
Desem mi demesem mi bilemem gönül
Bir gönül sevdasıdır yaşar bağrımda
Can mıdır canan mıdır yanar kalbimde
Dillenir ağu içen canlar nazında
İçsem mi içmesem mi bilemem gönül
Bir gönül nişanıdır dostlar elinde
Kim bu nişanı verir eller içinde
Ezeli bir kayıttan alır levhinde
Yazsam mı yazmasam mı bilemem gönül
Bir gönül yaranıdır ahi postunda
Cümleyi severmiş fütüvvet ehlinde
Aylağın şavkı vurmaz nazar cehlinde
Kovsam mı kovmasam mı bilemem gönül
Bir gönül aşığıdır gülün dalında
Bülbül olup ötermiş seher vaktinde
Sürme gözler süzermiş aşkın şevkinde
Çeksem mi çekmesem mi bilemem gönül
Bir gönül çerağıdır kalbim çarpınca
Kim kalbim çarptırır bilmem aşk vurunca
Bir maşuk olmasa şevkat şevk bulunca
Sevsem mi sevmesem mi bilemem gönül
ahi kul ahmed’e nasib
Gönül gözü ışımadan ibadet düşmez
La mekanda makbul olmaz dergahım işte
Hakikat bu sözleri öğrenmemek olmaz
La mekanda makbul olur kitabım işte
Ders aldım Hakk’tan perdeler açıp sırrından
Zorluk, cefa, sıkıntı gitmezmiş kulundan
Melamet, ihanet, ile geçmez hoşluktan
La mekanda kabul olur duaım işte
Aşk bir beladır başa düşe ağıt ister
Aklı giderir şaşkın kalır gömlek giyer
Gönül gözü açılınca bilmeği diler
La mekanda Mecnun olur leylaım işte
Seher vakti ağlar olsam nida eyleye
Cemalini göstermeğe Hüda söz vere
Aklım başımdan gitti, şaşkın kul neyleye
La mekanda Halil olur dostluğum işte
Burda cefa çekti isen Cemali Hakk’tır
Mahşerde bağışlar “kul”a celali yoktur
Aşığa ahdeyler yaratmış iken sözdür
La mekanda cemal olur gördüğüm işte
Halktan bezen, çöller aşar sorar aşkını
Kul olan Hakk’tan korkar ve dahi ağlayı
Cemal dileyen cefaya hazır olmalı
La mekanda celal olur yandığım işte
Yad etmeye gözlerimden kanlı yaşlarla
Yüz bin bela versen düşmeyem feryada
Hasta gönlüm korkar senden hem şad olmaya
La mekanda delil olur hastayım işte
Hakk’a aşık olmak altın gümüş gerekmez
Pir-i Kamil’de toprak ol kibir bulunmaz
Hakk yolunun kullarına derman gerekmez
La mekanda derman olur dertliyim işte
Aşk derdine deva yoktur bilin yarenler
Diri iken aşk defteri bitmez aşıklar
Dar mekanda kemik ayrık olmaz yatırlar
La mekanda nurun olur kulunum işte
Aşk kâdir, aşık fakir neyleyim acizdir
Hakk’tan fehim olmadıkça kelamı nacizdir
Hakk öğüdü haram kılar dünya hacizdir
La mekanda kulun olur aşığım işte
Kul ahi ahmed altıda Mesnevi okur
Onunda aşk şarabın Mevlana’dan alır
Ondörtte tasasız Hakk’a yürür keşf n’olur
La mekanda aşık olur yanarım işte
ahi kul ahmed’e nasib
Ey gönül işlersin günah yoktur pişmanın
Hem sufi görünür postta yoktur çerağın
Ey gönül geçirdin ömrü giryan olmadın
Hem sufi görünür postta yoktur çerağın
*
Ey gönül daima işin gaflet iledir
Hem tesbih elinde hem dil gıybet iledir
Ey gönül selle-i çilpeç nefs ket iledir
Hem sufi görünür dostta yoktur metaın
*
Ey gönül isyanın aşar saflık serabın
Hem takva eyleyip abid kılsan namazın
Ey gönül mahşerde düşme yalan ağıtın
Hem sufi görünür dosta yoktur nazarın
*
Ey gönül geceler kalkıp kan-ı revanın
Hem cefa çekerek belin sağlam bağlasın
Ey gönül severek söyle lafz-ı Celalin
Hem sufi görünür dosta yoktur nihanın
*
Ey gönül işlersin kibir riya kazancın
Hem ah-vah edersin dilde mağrur nidaın
Ey gönül verirken can-ı nur mu imanın
Hem sufi görünür dosta yoktur amelin
*
Ey gönül neylersin evde sufi işin yok
Hem sufi neylesin halka vere aşı yok
Ey gönül ağlarsın damla dahi yaşın yok
Hem sufi görünür dosta yoktur ağıtın
*
Ey gönül sufilik eyler kapı umudun
Hem bir şey gelir mi deyu kişi gözlersin
Ey gönül Allah’ın lanet çarhı takarsın
Hem sufi görünür dosta yoktur emanın
*
Ey gönül sufiyim dersin hani figanın
Hem aşk-ı surh’un gözün yaşın suların
Ey gönül mürşid-i kamil hani yolların
Hem sufi görünür dosta yoktur tebaın
*
Ey gönül yürürsün gamsız tesbih elinde
Hem mağrur oluptur dünya dini ahirde
Ey gönül korkasın Hak’tan şimdi huzurda
Hem sufi görünür dosta yoktur sevabın
*
Ey gönül dünyaya postu serdin nihayet
Hem dahi zahirin dünya batın sadaret
Ey gönül habersiz ezel geldi nihayet
Hem sufi görünür dosta yoktur cevabın
*
Ey gönül tesbihle halkı boyan sufisin
Hem dahi nefsine mağlub olmuş birisin
Ey gönül kulluğun Hak mı yazın küfisin
Hem sufi görünür dosta yoktur yazanın
*
Ey gönül yalnızca Allah tavrın ubudet
Hem dahi zübde-i alem içre şuhudat
Ey gönül günahlar hata mahcub melamet
Hem sufi görünür dosta yoktur tevbesin
*
Ey gönül muhabbet sür de ol’ver divane
Hem dahi geçesin mal-mülk ev-bark divane
Ey gönül kim Allah derse ol’ver pervane
Hem sufi görünür dosta yoktur sabırın
*
Ey gönül bizar ol şeyden aşka davacı
Hem uyku terkeyle gece aşka duacı
Ey gönül dertsizler yanmaz aşka metacı
Hem sufi görünür dosta yoktur sefaın
*
Ey ahmed sufilik kolay değil neylersin
Hakk Rasül sufidir dünya malı neylersin
Ey dünya sevenler insan değil neylersin
Ey ahi ahmedim dosta yoktur nizaın
*
ahi kul ahmed
İnsan bu, güzel yapının suvağı
Hele bir nem yürüsün de şeklin gör
Gönül verip nazın çekip aldanma
Hele bir ak yürüsün de zülfün gör
*
Kara toprak güllerin senin hani
Ölümü öldüren mabedin gani
Çağır ölmeyecek ahmağı beri
Hele bir ot bürüsün de beytin gör
*
Neler yedi neler yedi bu dişler
Dostlar çekildi ben deyu ölçüler
Arkam kalem deyu kimi yaktılar
Hele bir eğ denilsin de başın gör
*
Astın kestin bir vakit kudret sendin
Arslan yokken tilki gezip kurt postun
Nice kulunla şer çorbası içtin
Hele bir gel denilsin de yazgın gör
*
Namaz niyaz cami duvarı hatıra
Üçbeş kuruş çingeneyle cennete
Oruç dersen elalemin hatrına
Hele bir gir denilsin de kabrin gör
*
kul ahmede nasib