Yeşil giymiş alta üste kırmızı
Canım elvermiyor yüreğim sızı
Aramız ıraktı unuttun bizi
Sürmeli gelinin derd’aldı beni
Kara çarşaf giyme dedim giydin mi
Ellere de uyma dedim uydun mu
Seni ellere verdiler duydun mu
Kaşları kemanın derd’aldı beni
Almayı altından almalı gelin
Gözlerin güzeldir sürmeli gelin
Aşığa gurbetlik nitmeli gelin
Gözleri sürmenin derd’aldı beni
Baharda dillenir bülbülün dili
Goncası açmalı gönüldür yeri
Sevdiğim oturmuş yeridir seki
Dilleri ballının derd’aldı beni
Ahi ahmed der ki no’la no’la hey
Derdli yürek dayanır mı buna hey
Sevdiğim, gam çekerim dünyada hey
Omuzu soğuğun derd’aldı beni
ahi kul ahmed nasibidir
İndim yarin bahçasına, gonca açmış gül gördüm
Gülün aşkıyla inleyen, dalında bülbül gördüm
İşveyle gülen beyaz zambak gelinlik içinde
Dağıtmış mor saçlarını söyleyen sümbül gördüm
Öbek öbek oturmuş da çiğdem mahsun açılır
Al giyinmiş gelincik de siyah sürme sürünür
Sarı sarı papatyalar dal dal olmuş dallanır
Ala güzelin yüzünde hicaptan bir tül gördüm
Yaseminler ortancalar söyletir leylakları
Laleler renge bürünmüş sarıları da alı
Ne hoş kokar karanfiller kıvır kıvır yaprağı
Onca çiçek suretinde bir demet gönül gördüm
Hüsnü yusufun hüsnüne aşık olmuş dervişler
Kendi yapar kendi çatar lakin zahirden gizler
Bu sırrı nerden anlasın benim gibi gafiller
Onca ayet içinde de ahmedimi zül gördüm
Bu bağı firdevste mahsun mesti hayran gezindim
Geçtim mecnun çöllerini çün leylaya ulaştım
Aşk mı idi şevk mi idi bu hale şaştım kaldım
Aşkın narına yan ahmed senden arta kül gördüm
Behey ala gözlüm, güzel dilberim
Hoşlanırım benimle’lduğun zaman
Gider de gönlümün pası, karası
Zevklenirim benimle’lduğun zaman
Konuştukça bal akar dilinden
Gülüştükçe güller açar yüzünden
Al kınalı ak ellerin yüzünden
Çekiver, çevrilip baktığın zaman
Aşkın ataşı beni od’a saldı
Divane etti, hem aklımı aldı
Sanırım vücudum cennete vardı
O yarim koynuma girdiği zaman
Yandı ha yandı da yürek tavası
Çeken bilir ayrılığın havası
Çıka gelir bir cennetlik kuması
O yare de haber saldığım zaman
Yörü bre, kara kaşları kalem
Arayıp seni bilmem nerde bulam
Yakasın canım da canına katam
Seni bana Mevla yazdığı zaman
Gül dikensiz bitmezmiş be hey şaşmış
Seni bana dediler yakar imiş
Taramış zülfünü yüzüne dökmüş
Yari gerdanından öptüğüm zaman
Yine duman aldı dağların başın
Yenilendi sardı şol eski derdin
Aşkın ataşında kül oldun yandın
Yareninden ayrı düştüğün zaman
Ahi kul ahmedim eller övünsün
Sen şöyle dur, yarin gonca açılsın
Ala göze siyah sürme sürülsün
Akşamdan yar ile yattığım zaman
ahi kul ahmed nasibidir
Kara kaş altında sürmeli gözler
Baha el altında goncalı güller
Döküp gerdana da zülfünü dizer
Çıkar yaylada salınır bu güzel
Yunmuş yıkanmış Çuğun’un gölünde
Parlar durur siyah zülfü telinde
Giyinmiş kuşanmış hoş salınır da
Gören söylesin benimdir bu güzel
Yukarıdan da Kılıçözü ırmağı
Saklı durur bu sinemin yarası
Gavur kızı bizle açtı arası
Gören söylesin kimindir bu güzel
Yanakta gamzesi kar eder cana
İlin yari benzer huri gılmana
Ben yitirdim ben ararım bahana
Gören söylesin kulumdur bu güzel
Gel benim karşımda salın bir güzel
Beni sarhoş etti bir yavru gazal
Kara kaş altında da melil melil
Gören söylesin canımdır bu güzel
Canım hoştur gelir gönlümün şanı
Seni seven yiğit neylesin malı
Defeder giderir gönlümün gamı
Gören söylesin neyindir bu güzel
Ahi ahmed gider kendi yoluna
Has bahçada gonca güller açıla
Değmen benim zülfü telli yarime
Gören söylesin yarimdir bu güzel
ahi kul ahmed nasibidir
Yüce dağlar sen de ben gibi ol’sın
Felek bir silledir vurdu gidiyor
Ayrı düştüm yarenimden eşimden
Felek bir silledir vurdu gidiyor
Yağmur yağar bahçada gül bitirir
Yel estikçe rayihasın getirir
Sarı çiğdem öbek öbek oturur
Bahar bir güldedir sardı gidiyor
Yücesinde ılgıt ılgıt karın var
Seni yaylayacak da dumanın var
Bilmem öyle bilmem şöyle kulun var
Dağlar bir yaredir sardı gidiyor
Kırmızı gül gonca açmış yazınan
Bir doru atınan kolda bazınan
Bir dem sürmedim on yedide kızınan
Çare bir kızdadır yaktı gidiyor
Yaz gelince iller göçer de konar
Yiğitler suyundan içip de kanar
Pınar başında yar deyip de çömer
Zaar bir çaredir yandı gidiyor
Yüce dağlar melil mahsun kalasın
Fethetmeye geldim yarin kal’asın
Onbeşinde gelin oldu duyasın
Zaar biçaredir yaktı gidiyor
Yine duman aldı dağların başın
Kudretten karadır yarimin kaşın
Şu güzele bir gonca da gül verin
Ak göğsü üstüne sardı gidiyor
Ahi ahmedin yanmıştır çırası
Gelmiyor bir türlü daha ölesi
Güzeller çerağı kendi yanası
Bu da biçaredir yandı gidiyor
ahi kul ahmed nasibidir
Ala gözlerini sevdiğim güzel
Böyle güzel yoktur senden ziyade
Bilmem melek misin yoksa huri mi
Böyle güzel yoktur senden ziyade
Bakarmış da deli gönlüm bakarmış
Her gördüğünü gönlüne yakarmış
Bir gün şöyle bir gün böyle dönermiş
Bugün güzelliğin dünden ziyade
Şu bahçandan dersem gonca gülünü
Nice bir çekeyim aşkın yayını
Hayli demdir bekliyorum yolunu
Bugün beklediğim dünden ziyade
Yayladım da yayladım yar yayladım
İndim engine de seyran eyledim
Ahdım olsun seni alır kaçarım
Bugün ki değerin dünden ziyade
Ararım ararım da dost ararım
Dost yoluna veririm onca malım
Bekle sevdiğim bekle benim yolum
Bugün ederin de dünden ziyade
Güzeller güzeli hüma yavrusu
Gözleri sürmeli alma kurusu
Söyleyim ben sana sözün doğrusu
Bugün güzelliğin dünden ziyade
Aşkın kılıncını taktım belime
Muhabbet ne imiş bildim yenice
O dostu saraydım bari bu gece
Bugün sıcaklığın dünden ziyade
Keklik gibi ordan ora sekersin
Beni görsen kaşın gözün yıkarsın
Çağın geçmeden de kul mu ararsın
Seni seven yoktur benden ziyade
Gece gündüz de sevdana yelerim
Aşık olup hüsnün bağın dererim
Daha evvel değmez eller sanırım
Seni saran yoktur benden ziyade
Yarim salınır da yarim salınır
Ciğerciğim bölük bölük bölünür
Sonunda bu dert beni öldürür
Sana ölen yoktur benden ziyade
Kaş altından melil melil bakarsın
Aşık olsan ataşıma yanarsın
Taramış zülfün kakülün kesersin
Dökmüş ince bele belden ziyade
İflah etmez bu dert beni oyalar
Mehlem almaz sinemdeki yaralar
İster ise boyuncuğum uralar
Bugünkü zulmetin dünden ziyade
Güzel seninle yaylayım yaylada
Sakla beni bucağında otağda
Her hizmetin ben eyleyim ne var da
Senin divanında kuldan ziyade
Ahi kul ahmedim yanar güzele
Her sevdiğine tutarmış çetene
Nice kulların var yazar kalemle
Beni yazdırırsın elden ziyade
ahi kul ahmed nasibidir
Yine bahar ayları da gelende
Bülbül güle dallanacak zamandır
Gurbete giden sevdiğin arzular
Yare haber salınacak zamandır
Severim seni ben de yana yana
Kul oldum ben yarime anlasana
Seherde başlar bülbüller figana
Artık kuşlar ötüşecek zamandır
Yine bahar oldu açıldı güller
Bülbül figan etti kokuştu güller
Hoş bir avaz oldu açıldı sümbüller
Aşıkların hoş olduğu zamandır
Gülün halinden bülbül bilir imiş
Yarin halinden aşık bilir imiş
Aşka düşmeyen neye mihnet etmiş
O yare bülbül olduğum zamandır
Yine geldi canım baharlar bağlar
Bülbül firkatin söyler hemin ağlar
Türlü çiçeklerle donanmış bağlar
Çiçeklerin açıldığı zamandır
Bahar gelir bülbül şakır nazalır
Gonca açar bülbül konar sözalır
Güzeller içinde benim ki baştır
Güzellerin gel olduğu zamandır
Bülbül aşık olmuş da gonca güle
Kırmızı gül nisbet eder yanağa
Altın sırma saçın düşmüş beline
Güzel yare yeldirdiğim zamandır
Kirpiğin yıkmış alıcı bakarmış
Aklı baştan alıp sinem yakarmış
Bu bahtı karayı derde salarmış
Dertlerimin depreştiği zamandır
Bülbül öter olmuş sarpça kayada
Terk etmiş gülü figanı derinde
Bilmem bugün bilmem yarın huzurda
Bizlere de gel olduğu zamandır
Çıktım yükseğine seyran ederken
Ötüşür bülbüller gonca açarken
Kime ne olmuş sırnaşırım candan
Yarime kul olduğum zamandır
Türlü türlü bağlarsın da başını
Aman vermez de yıkarsın kaşını
En sonunda ben dererim gülünü
Baharın gonca açtığı zamandır
Zülüflerin deste deste oluptur
Al yanağı sarmış beste yazıptır
Bu dert bende yaralarım azıptır
Dertlerimin depreştiği zamandır
Ataş olmayınca duman tüter mi
Vakti gelmeyince bülbül öter mi
Ak göğüste çifte benler biter mi
Benlerin de sayıldığı zamandır
Koç yiğitler gelir y’zıdan yabandan
Tanır sevdiğini kara kaşından
Elinde divit kalem yazar halden
Defterimin dürüldüğü zamandır
Ahi kul ahmedim eller övünsün
Öyle bir derde düştün ki yanarsın
Akşam oldu çıra gibi sönersin
Vaktimin tamam olduğu zamandır
ahi kul ahmed nasibidir
Perçemin çekmiş ala karlı dağlar
Göğsü ala benli yarden ayrıldım
Dövünürüm dertli dertli ağlarım
Döşü ala benli yarden ayrıldım
Kervansaray senin nice yolun var
Her biri üstünden ingine aşar
Yar ile eğleşirken şimdi kaçar
Lebleri cilveli yarden ayrıldım
Yatırıp uyuttum yari dizimde
Uyandıkça bakar idi yüzüme
Şeker şerbet tatlı şirin sözüne
İnandım da dili baldan ayrıldım
Dost dosta değil dosttan dosta bakar
Domur domur göğsünü ağzıma koyar
İlkbahar gelmiş gonca gibi açar
Kokusu gül kokan yarden ayrıldım
Hayal olduda karşımdaki dağlar
Dökülmüş yapraklar sonbahar bekler
Eşinden ayrılan ah çeker ağlar
Ah çekerim nazlı yarden ayrıldım
Ak kuğulu göllerde mi yaşarsın
Bağrı başlı dağlardan mı aşarsın
Düşürmüş yaşmağı alıp kaçarsın
Başı bağlı güzel yarden ayrıldım
Yetirdim yetirdim derdim yetirdim
Bir ulu çınardım yandım kurudum
Baharım gelmedi de hep yas tuttum
Cilveli neşeli yarden ayrıldım
Lale sümbül güller biter başında
Dağlar ne çok gümanın var serinde
Ezelden yazılmıştır bu kanun böyle
Otağı döşeli yarden ayrıldım
Bülbüle hoş gelir gülün kokusu
Sevene zor gelir yarin kötüsü
Akşama dek över yarin eyisi
Eyisi köşeli yarden ayrıldım
Ben seni severim candan güzelim
Sen beni sevmesen de bir güzelim
Serimden geçtim de ağlar gezerim
Ayrıldım gül yüzlü yarden ayrıldım
Canımı canına verdim tezelden
Canım yitti benden etti nazardan
Seni beni bir mevladır yaradan
Canımın zalimi yarden ayrıldım
Kömür gözlüm saç bağını takmışken
Seni bana Rahman verdi demişken
Üç gün koynunda da sabahlamışken
Sabahı sıcacık yarden ayrıldım
Kara kaşlı güzel ile olmuşken
Top zülüflü güzel deyu yanmışken
Sana yaramadım ben bu huyinen
Sefalı cefalı yarden ayrıldım
Üç güneydi benim kavli kararım
Beş gün oldu gelmez dahi selamın
Ben yitirdim ben ararım yaranım
Kime ne ki ben o yarden ayrıldım
Ahi ahmed der ki gelenler gider
Ömürü yetenler borcunu öder
Doyamadım ben o yare zulmeder
Mah cemalli nazlı yarden ayrıldım
ahi kul ahmed nasibidir
Dost dost deyip de hey yanıp durduğum
Dost bana yareler açtı neyleyim
Ak gerdana beşi birlik dizdiğim
Dost bana yareler açtı neyleyim
Selam saldım karlı dağlar ardına
Aldı m’la sevdiğim lebler aşkına
İl yanmazken ben yanarım derdine
Dağlar aramızı açtı neyleyim
İnce uzun yollar aştım yol deyu
Yaylasına vardım elaman deyu
Sinesine elim sundum yar deyu
Beyler ayırdı da kovdu neyleyim
Dökülsün zillerin sen de ben gibi
Varılmaz yolların dağlar set gibi
Bahçada açılmış gonca gül gibi
Eller kokladı da soldu neyleyim
Dosta dost gerek hatırdan geçmeye
Cana can gerek gönülden içmeğe
Bene sen gerek sedeften uçmağa
Şeytan yokladı böyle’ldu neyleyim
Ak ellere al kınalar yakarmış
Bir goncaya el sineler dökermiş
El gördüye şol cilveler saçarmış
Kullar aramızı açtı neyleyim
Sıkım sıkım sıkmış ince belini
Bal döktürür ağzındaki dilini
En sonunda ben dererim gülünü
Anan aramızı açtı neyleyim
Aşık mısın aşık ağzımı ararsın
Her sözümü acizime yorarsın
Benim haram niçin gülüm derersin
Canlar ararmış canını neyleyim
Ne idi göçün kul ahmedim neydi
Pazar ettim gülümü suçum buydu
Al kanlara bezendim ölsem eydi
Haller söylermiş cananı neyleyim
Cennet sandım kız koynunun içini
Eğri saydım şu soyhanın suçunu
Kime dedim yar tövbenin bacını
Koçlar vurdu da böyle’ldu neyleyim
Eğme kaşın sonra bakmam yüzüne
Ataş düşsün ala güzel özüne
Yemem içmem de bakarım tadına
Gönül bir çifte şahan da neyleyim
Benim işim minnet ile zar değil
Güzel nazın bana olsun zor değil
Sevmez isen söyle bana ar değil
Güller kar etmedi anam neyleyim
Şeker mi kaymak mı baldan ilave
Severim güzeli maldan ziyade
Çirkine gönül düşmüş hem ziyade
Zulüm âna varmış da neyleyim
Ahi kul ahmedim yurdun tazele
Kaçtır bahası kul oldun güzele
Gönül ferman dinlemez bak gazele
Solar güllerim de yavrım neyleyim
ahi kul ahmede nasib oldu.
Bre güzel böyle m’olur
Halı yardan ayrılanın
Katresi deryaya varır
Halı yarden ayrılanın
Gökte güvercinler uçar
İner ovalara düşer
Ak elleri deste tutar
Gülü yardan ayrılanın
Havalanma telli turnam
Kondu göçtü kimler canan
On üçünde yazdı ferman
Canı yardan ayrılanın
Gül dikensiz olmaz imiş
Er baharda gonca açmış
Bülbül diye mihnet etmiş
Dalı yardan ayrılanın
Ahi Ahmet geçmez imiş
Ataş almış yürek yanmış
Can düşüpte ciğer deşmiş
Gönlü yardan ayrılanın
Dumanlı dağlar dumanlı
Sevenin hali gümanlı
Bahar geçmiş yazlı kışlı
Ömrü yardan ayrılanın
Sevdim seni sevdim seni
Senden âla çoktur beni
Sen olmasan kimler nesi
Derdi yardan ayrılanın
Gelin kızlar gelin gelin
Bahasıdır aşka yelin
Onbeşidir canı tezin
Eli yardan ayrılanın
Erenler biz de bilelim
Seven el olmaz belalım
Bu aşkı cana satalım
Nazlı yardan ayrılanın
Kervansaray pare pare
Allar giyer kare kare
Selam almaz nazlı yare
Kulu yardan ayrılanın
Yel üstünde çifte konak
Haydi şöyle konup göçek
Sevip sevip ayrılacak
Zülfü yardan ayrılanın
Bugün yari düşte gördüm
Gördüm amma hayra yordum
Varıp güzellere yandım
Teni yardan ayrılanın
Yörü bre güzel hele
Yiğit bekler çağın gele
Senin olmadığın yere
Düşe yardan ayrılanın
Küskün müyüz akça gelin
Açmaz mıymış gonca gülün
Bağı bahçe gülşen neyin
Adı yardan ayrılanın
Kaşın siyah kara kara
Şükür ettim yaradana
Canım ister daha daha
Hani yardan ayrılanın
Selam versem almaz imiş
Kadir kıymet bilmez imiş
Hepten kelli onmaz imiş
Beli yardan ayrılanın
Ahi kulum gelmez yere
Selam salma duymaz ele
Aşık olmayaymış diye
Canı yardan ayrılanın
ahi kul ahmed nasibidir