Kara kaş altında sürmeli gözler
Baha el altında goncalı güller
Döküp gerdana da zülfünü dizer
Çıkar yaylada salınır bu güzel
Yunmuş yıkanmış Çuğun’un gölünde
Parlar durur siyah zülfü telinde
Giyinmiş kuşanmış hoş salınır da
Gören söylesin benimdir bu güzel
Yukarıdan da Kılıçözü ırmağı
Saklı durur bu sinemin yarası
Gavur kızı bizle açtı arası
Gören söylesin kimindir bu güzel
Yanakta gamzesi kar eder cana
İlin yari benzer huri gılmana
Ben yitirdim ben ararım bahana
Gören söylesin kulumdur bu güzel
Gel benim karşımda salın bir güzel
Beni sarhoş etti bir yavru gazal
Kara kaş altında da melil melil
Gören söylesin canımdır bu güzel
Canım hoştur gelir gönlümün şanı
Seni seven yiğit neylesin malı
Defeder giderir gönlümün gamı
Gören söylesin neyindir bu güzel
Ahi ahmed gider kendi yoluna
Has bahçada gonca güller açıla
Değmen benim zülfü telli yarime
Gören söylesin yarimdir bu güzel
ahi kul ahmed nasibidir
Derdi gamınla geçti yaz baharım
Yare bi goncadır derilmez oldu
Zulüm girdi araya söz döşerim
Yare bi türküdür çalınmaz oldu
Cefa çeker bülbül ağlar dalında
Gonca solar imiş kimler kaşında
Bu zalımın derdi eyler sadrımda
Yare bi sefadır sürülmez oldu
Yar bakar yüzüme melül melül
Bir od düştü gönlüme oldum zelil
Bir hayale yeldirdim onmaz rezil
Yare bi cefadır çekilmez oldu
Söylersen sen söyle sözün hasını
Nice kantar çekebilmez gamını
Nazlı yârim çeker oldu şerrimi
Yare bi nizadır edilmez oldu
O kara kaşları levh’de görmüşem
Cefadır ettiği hem de yanmışam
Kime kısmet eylemiş de solmuşam
Yâre bi kazadır dönülmez oldu
Kırıldı bellerim onmaz dallarım
Bir yar uğruna çevrilmez kollarım
Güzeller durağı pınar başlarım
Yâre bi fetadır yapılmaz oldu
Edep bir ihramdır giy ol Hüda’dan
El iki söyler ise sen bela’dan
Zora vardı haddi usul saladan
Yare bi sadadır verilmez oldu
Ben yârime düşkünem zulüm etme
Bir gonca güldür kemler söyletme
Bu canı feda ettim inkar etme
Yâre bi vefadır edilmez oldu
Ak göğsün üstünde ataşlar yanar
Al topuk üstüne tumanın çeker
On beşinde bir güzel anca yeter
Yâre bi hevadır edilmez oldu
Sılayı da deli gönül sılayı
Kılavuz eyledim telli turnayı
Ak kollara dizdim beşli burmayı
Yâre bi kınadır yakılmaz oldu
Lisanım güldendir güller derleyi
Ak gerdana dizdim allı goncayı
Mor yamaçlara düzülmüş yaylayı
Yâre bi meradır çıkılmaz oldu
Pınarlara üşüşür şol güzeller
Yiğitlerle söyleşir kim yetenler
Çöğermiş de eyleşir yar bilenler
Yâre bi canadır verilmez oldu
Yar elinden yar elinden alırım
Gönca gülü al ipekle sararım
Bir zalime düştüm öyle yanarım
Yâre bi hâzâdır bilinmez oldu
Aşığam aşık derdi dermanından
Sözüne kazık çaktı fermanından
Kimlere talkın verdi imanından
Yâre bi Hüda’dır varılmaz oldu
Ahidir ahmedim söyler sadrından
Cefadır çeker güzeller kahrından
Bir zalime düştü çıkmaz derinden
Yare bi sevdadır düşülmez oldu..
sadır:göğüs
feta: yüksek fedakarlık
niza:kavga etmek
kaza:kaderin gerçekleşmiş şekli
bela: levhi mahfuzda evet demek,
sala:duyurmak
sada:ses
mera: yaylanın yayılabilecek otlu kısmı
heva:geçici heves
çöğmek: oturmak, çömelmek
talkın: imamın mezara konulan cenazenin sorgusuna yardım etmesi
Ahi kul ahmede nasib olmuştur
Gel şöyle sarılak boydan seninle
Gerdan kırıp zülfün telin saldığım
Gel şöyle sarılak tenden seninle
Sever oldum onbeşinde gül gibi
Sala verir el aleme dal gibi
Caymaz gözüm mihengine hal gibi
Gel şöyle sarılak nazdan seninle
Bir hal olmuş başa gelen çekilir
Onbeşinde güzel deyu öpülür
Koç yiğitler sunasına sarılır
Gel şöyle yumuşak lebden seninle
Dostu olan dost yoluna bakınır
Güzel sevmek yiğit harcı sayılır
Niza olmaz güzel şavkı öldürür
Gel şöyle öpüşek gülden seninle
Söyle güzellerin mahı mısın sen
Gözleri dumanlı kuğu musun sen
Al kuşakla cana deva mısın sen
Gel şöyle dolanak belden seninle
Zülfünün tellerine dolansaydım
Gürzünen hisarını bir yıksaydım
Bahası cana mı canan olsaydım
Gel şöyle değişek candan seninle
Güzel, baban duyar seni öldürür
Baha bilmez beşbin deyu tutturur
Beyden geçtim hünkâr kadı bildirir
Gel şöyle ölçüşek haydan seninle
Yağız atla kaçırsam gülüm seni
Karlı dağlar aşarım Ferhat gibi
Sen bende ben sende can cana hani
Gel şöyle katışak candan seninle
Severim güzeli nazlı olursa
Beli ince boyu dallı usulsa
Çotarım dördün cariyem sayılsa
Gel şöyle bilişek yaddan sizinle
Güzel sana düştü kavli kararım
Yüce dağlar yoktur size zararım
Pınardı gözdü sunamı ararım
Gel şöyle sevişek gözden seninle
Pazar edemedim zilli yar ile
Sardı beni cilve ile naz ile
Mehlem olmaz bir yarelik söz ile
Gel şöyle yatışak koldan seninle
Bir selam geldi de ala gözlüden
Ölür isem eğer ben bu yareden
Namazım kılsın da gitsin evvelden
Şöyle bir ayrılak Hakk’tan seninle
Ahi kul ahmedim bağlar bozarım
Akıl ahlak ile kullar yazarım
Kaç güzeli sevdi isem meramım
Gel şöyle sevişek kuldan seninle
Aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur.
Selam saldım kömür gözlüm yanarmış
Bahar eyler kışım, güller içinde
Sefam olsun derdi aşka düşermiş
Güzel neyler selvi dallar içinde
Bana dost mu keklik gibi yürüyen
Ak elleri deste deste gülünen
Zülüf dersen tel tel eyler salınan
Maral neyler yaban iller içinde
Ben bir güzel sevsem baçı bellidir
Can-ı canan kılsam harı zorludur
Aşık diye gezsem sazım koşmadır
Melül neyler kurtlar kuşlar içinde
Kadir mevlam seni öğmüş yaratmış
Taşar aşkın seli bentler yıkarmış
Bahar deyu, kışın gerdan açarmış
Hulül neyler vücut nazlar içinde
Kamış gibi sûsen hattat eline
Kıvrım kıvrım yazsan aşık nazına
Gahi sala etsen benim canıma
Halil neyler seni kullar içinde
İbrişimdir baha boynum sarılır
Tellerinen cana zülüf sarılır
Aşık olan dertler ile ölçülür
Zelil neyler seni çullar içinde
Ay yüzünü döndür ben’ler yakılsın
Bir kusur mu beller eller sorulsun
Gül dalına zar mı harı konulsun
Sefil neyler yanmış güller içinde
Beni öldürmeye kastı var imiş
Öldürmek ne ki zülmü şer imiş
Bunca günah mah cemali zar imiş
Hatıl neyler dökmüş harman içinde
ahi kul ahmede nasibdir.
Ben bir güzel sevdim gözler maralı
Bağ-ı irfanımı cehle yazarmış
Ben bir cahil olsam alıp kaçalı
Can-ı emanımı şerre yazarmış
Gezer olsam nazlı yarle gülünen
Güller ağlar bağlı elde yaşınan
Benim gülüm saklı yerde düşünen
Can-ı ayanımı gize yazarmış
Ben bir güzel sevdim kendi halımca
Varım yoğum serdim neslim boyunca
Baka kaldım yarim elden olunca
Can-ı yaranımı hiçe yazarmış
Güzel beni def mi eden yanından
Baha kılman şart mı ölüm baçından
Bana yoktur ölmek levhi mahfuzdan
Can-ı divanımı od’a yazarmış
Bu sürmeleri Hakk çekmiş ezelden
Yar zülüfleri de salmış boyundan
Ak gerdanı da çözmüş lebinden
Can-ı serabımı güle yazarmış
Yarin koynunda da sabah mı olur
Kaçtır öldüğüm de yumah mı olur
Sevdim deyu kader bozmah mı olur
Can-ı cananımı köze yazarmış
Bu güzelle başım derde girerken
Ağıt yaktım seven dara düşerken
Bu kaçıncı namaz imam kılarken
Can-ı imanımı beze yazarmış
Gülleri ele mi verdim bağından
Elleri yare mi biçtim çarından
Böyle bahtı kara gülmez arından
Can-ı dermanımı göze yazarmış
Yarin sarayında yiğit olsaydım
Yiğit kim serçeyim aslan kesseydim
Arşın kapısında burak olsaydım
Can-ı hayalimi kula yazarmış
Ahi kul ahmed de neler söylenir
Başa gelmedik de işler eyletir
Saf bir kuldur ağu içer arşdadır
Can-ı gülşenimi Hakka yazarmış
AÇIKLAMA: maral, gözlerinin güzelliği ile bilinen bir ceylan türüdür. Bağ-ı irfan kişinin bilgi erdem ve ahlak toplamıdır. Cehle yazmak bilgiliyi cahil olarak haksızca nitelemek demektir. Alıp kaçırmak cahillik sayılmıştır. Bu takdirde can-ı eman demek canının güvenliği şer olarak tehlikeye girer deniyor.
Nazlı yarle gezmek güzel ise de güller elde kesilmiş ve bağlı olduğu için ağlıyorlar. Gülün saklı yerde olması değerli hazinelerin genelde saklı yerde olduklarını ve oradan düş görerek bizi de aynı şekilde gize yani saklı yazdığını fakat canımızın açıkta olduğunu söylüyor.
Baha kılmak ölçü kılmak demektir. Ölüm baçı demek ölümün vergi verir gibi verilmesi demektir. Baç yol geçme vergisidir normalde ve Köroğlu dağdaki geçitte alırdı. levhi mahfuz, gizli levha olup Allah’ın kaderi yazdığı levhadır. Ölmenin olmaması demek canın durduğu yerin ateş-od olmasındandır. Aşıklar ölmez de ondan. Sürmelerin ezelden çekilmesi demek alımlı yaratılışın ezelden insanların yaratılışından geldiğindendir. Gerdanın lebden çözülmesi döşün ta memelere kadar açılması olup bunu serab olarak gördüğümüz ve gül olarak göğüsleri değerlendirdiğimiz anlaşılmalıdır.
Ölmek ve yumah malum. Sevmek bir kader diyor. Bunu bozmah doğru değil diyor. Böylece can canan ateşte –közde bir olmalılar demek istiyor. Aşk anca bu halde kıvam ve fedakarlığa ulaşarak kemali bulabilir. Seven dara düşerken normalde ağıt yakılmaz. Fakat sevenin dara düşmesinden o kadar çok üzülüyoruz ki ona şimdiden sanki ölmüş gibi ağıt yakıyoruz. Çünkü aşk ve aşıklar çok kıymetli olup diğer insanlardan üstündürler. Sonra o kadar çok ölüyor ki her ölüme bir namaz sayıyor ve imanımın canını bezde (Kabutta) hayat bulacağını yani imanımı kurtarabilecek şekilde yarin yazdığını söylüyor.
Çar diye kadınların başlarına örttüğü örtüye denir. Canın dermanının göze yazılması yarin bana bakarak gülmesine bağlıyor. Serçenin aslan kesilmesi erkeğin dişisinin yanında yiğit olup aslan kesileceğini bu yüzden de bir erkeğe karısının yanında ters bir söz söylemenin uygun olmadığını belirtmek istiyor dolaylı olarak. Arşın kapısında Burak olmak demek arşa kadar yükselmek için bir Burak gibi yükseltecek ihlas, aşk, ve amele ihtiyaç olduğunu ima ediyor. Ancak hemen sonra hayalin kulluğa yazılması son mertebe ve hayalin KULLUK makamı olduğu bildiriliyor ve Burak terk ediliyor.
Kul ahmedin söylenmesi demek bu birçok şeyi aslında hayal ettiği fakat elde edemediği, söylenip durduğu belirtiliyor. Başa gelmedik işleri de başkalarına yaptırdığı belirtiliyor. Saf bir kul olup ağu içerek arşa çıkmak demek: arşa kadar çıkabilmek için önce temiz kalp gerektiği, sonra ağu içmekten maksat dünyada dert ve sıkıntılara sabrederek şikayet etmeden onları yutmak gerektiği ve bunu isteyerek yapması gerektiği belirtilerek anca böyle olursa kendiliğinden arşda bulacağı söyleniyor.
Böyle olunca veya olmadan bütün güllerimin olduğu gül bahçem olan gülşenimi Cenab-ı Hakka sunduğunu söyleyerek noktayı koyarak şiir bitiyor.
Bu gülleri Hakka sunma olayı Peygamber efendimizde de var olup o da kendi yanındaki güllerle çok büyük yazılmış bir Arapça ALLAH yazısını örgü gibi güllerle ördüğünü çıplak ve gündüz gözü ile gördüm desem ne dersiniz… bunları lütfen Riya veya kibir saymayınız da imanımızı artırsın sen söyle dememiz daha iyi uygun olur. bu anlattığımı açık gözle ilahi huzurda, 2000 yıları idi. sallallahü aleyhi vesellem…
Aynı anda daha sonra yaklaşık 10 türlü arapça yalınkat ALLAH ismi celalleri kademeli olarak bir hafta içinde gösterildi. bu isimlerin sadece 3 veya dört tanesinin yeryüzünde olduğunu gördüm. diğerleri yok. buradan ayrıca camilere yazı yazmam gerektiği mesajını da anladım.
Bu gördüğüm isimleri zaman zaman ülke alan camiine yazmakla beraber bunun bize hattatlık yapmamız anlamında bir mesajda olduğunu anladım. ve bir hat hocası bulup ders aldım.
ahi kul ahmede nasibdir
Ben bir şahan olsam sen bir balaban
Daksam cırnama kaldırsam yar seni
Ak ellerin sala sala yürüyen
Doksan olsam da sararım yar seni
Ben bir kadı olsam hüküm bozmağa
Ak ellerin gümüş tasta yumağa
Seni bellerim de yeşil ördeğe
Noksan olsam da dönerim yar seni
Ben bir tüccar olsam kumaş yükümdür
Alana satarım kabut bezimdir
Ömrü harcarım iman düşümdür
Yetmiş olsam da bilirim yar seni
Ben bir bülbül olsam gülüm gülşende
Konmaz mıyım nazlı gonca açanda
Benim canım candan âri geçende
Yanmış olsam da soldurmam yar seni
Ben bir turna olsam seyfe gölünden
On bin gardaş sökün etsek yurdundan
Koç yiğitler selam yare çızgımdan
Elli olsam da sallarım yar seni
Ben bir ceyran olsam çölden kaçınca
Yar göğsünü açmaz elden olunca
Aşiret şaar deyu yoktan göçünce
Kırk yer olsam da yazarım zar seni
Ben bir güzel olsam soyha başından
Kerem et yiğidim söyle sazından
Ar ettim güzelliği yaz huyumdan
Aşık olsam da süzerim yar seni
Ben bir yalan dünya olsam nazenin
Allanır pullanır şer lezzetin
Düşük kapıda baş eğe dumrulun
Nebi olsam da sorarım yar seni
Ben bir selam olsam derviş dilinden
Yüz bin melek alır bakış nazından
Mü’min olan bilmez mi Hakk sazından
Kelam olsam da çalarım yar seni
Ben bir koç yiğidim başım dumanlı
Yar aşkına zayil oldum tumanlı
Aç gerdanı mayil oldum sürmeli
Harab olsam da severim yar seni
Ben bir yaban olsam varsam ellere
Pınar başında selam güzellere
Olmaz olsun bahtım kör topallara
Serab olsam da çerağım yar seni
Ben bir ahi ahmed olsam yareli
Güzeller içinde benli daneli
Aç göğsünü gülüm lebler cilveli
Yadın olsam da sararım yar seni
ahi kul ahmed’e nasib