Gözlerin sevdiğim güzel
Ölümden haberin var mı
Seni benden ayırmışlar
Zulümden haberin var mı
Kaşların gerili yaydır
Kirpiğin temrenle oktur
Vur sineme beni öldür
Kulundan haberin var mı
Gelem dedim gelemedim
Saram dedim saramadım
Var adını diyemedim
Aşıktan haberin var mı
Ela gözler süzülür mü
Yiğit kolu sarılır mı
Üç gün geçmez ayrılır mı
Firkatten haberin var mı
Gönlümü de gül eyledim
Bahasını kul eyledim
Cananıma yol eyledim
Sevmekten haberin var mı
Sana yandım sana yandım
Sen uğruna çam’ra yattım
Gelmez gitmez ele döndüm
Nizadan haberin var mı
Ahi ahmed keder bilmez
Ömürünü heder etmez
Harcanmışı sual etmez
Gönülden haberin var mı
ahi kul ahmed nasibidir
Koca dağlar ne kararın bozarsın
Aştı m’ola kara gözlüm tependen
Şuncağız derdime dert mi katarsın
Benim derdim yeter alem dilinden
Hasta düştüm hey ağalar beylerim
Halım bilmez dağlar şimdi ağlarım
Düşman gibi dost karşımda eylerim
Zülüflerin bağlar şimdi belinden
Firkat odu yaktı sinem canımı
Feryadla geçiririm zamanımı
Yaralandım da akıttım kanımı
Gözlerim de ağlar şimdi acından
Deli oldum kanmaz sözüme eller
O dost vurdu hançer özüme neyler
Yar artık bakmıyor yüzüme söyler
Bun çekecek çağlar şimdi yasından
Ahd u aman etmedim vakit varken
Geçti mihnetin zamanı şimdiden
Yitirdim kaşı kemanı elimden
Gözlerim ağlar şimdi yar yolundan
Hey ağalar hey beğler böyle m’olun
Bilinmez halı yardan ayrılanın
İner her umudu dökülür ummanın
Gözlerim ağlar şimdi yar deminden
Gül dikensiz olur mu behey şaşkın
Bülbül gülsüz öter mi yakar aşkın
Ah ile vah ile geçer bu ömrün
Gözlerim ağlar şimdi yar cevrinden
Geçmez dilekleri hatır yanında
Ataş aldı yürek yar baharında
Selam eyl’nazlı yare sabahında
Selamım da çevrilir mi güzelden
Ahi kul ahmedin derdi sen misin
Senden öte bahar gonca gül müsün
Ah ettikçe döner ay çiçek misin
Saçakları dökülür mü zülüften
ahi kul ahmed nasibidir
Kudretten karadır yarimin kaşı
Ağzının içi de incidir inci
Kemer sıktırmış ince belleri
Yoksa ince beller sarılır m’ola
Karlı dağlar aşan turnalar gelin
Yarden ayrı kaldım selamım alın
Varın yari uykusundan kaldırın
Yoksa selamımı da almaz m’ola
Firkatin zarına dokunmak olmaz
Vuslatın anına varılmak olmaz
Yarimin şanına yakışık almaz
Yoksa bir başka sevdiğin var m’ola
Islak ibrişimle sarsam belini
Şeker şerbet döktürürsün dilini
Ben bilirim sevdiğimin dinini
Yoksa imansızın bağrı taş m’ola
Ben o yari ballar ile büyüttüm
İki etmedim sevgiyle avuttum
Sonunda elimden yari uçurdum
Yoksa uçan gönül kuşu baz m’ola
Ben o yare gücendim amanın hey
Bakmaz bana eledir divanın hey
Kimseler bilmez senin kıymetin hey
Yoksa kıymet bilmezlerin şeş m’ola
Terk edem sılayı kaşı kemanım
Beni mecnun eden yarin gümanın
Vefasız yarin de yoktur imanın
Yoksa Hakk’tan yana bağın yok m’ola
Figanım artar yar gittin gideli
Ben ölürsem yadlar sarsın belini
Felek almak ister benim canımı
Yoksa can ver’mğe takatin yok m’ola
Ahi ahmed dertli severim candan
Can esirgemezdim cananım senden
Duydum ki sevdiğim vazgeçmiş benden
Yoksa cananım benden bıkmış m’ola
ahi kul ahmed nasibidir
Bre güzel bre güzel
Yaşın geçer demedim mi
Sürme çekilmiş gözlerin
Yiğit yıkar demedim mi
Lale sümbül gülün kastı
Şenlenirmiş gönül kasrı
Bülbül olup ahu zarı
Cana yeter demedim mi
Boylu poslu fidan gibi
Uzar gider selvi gibi
Bir gün gelir yaşın gibi
Hazan olur demedim mi
Yörü behey kaşı kalem
Nazın çeker kamu alem
Beni sende yare kılam
Canan olur demedim mi
Hele bak şu canı teze
Gelin olmuş onbeş güne
Bensiz niden varıp ele
Ziyan olur demedim mi
Yanıp yanıp da yakıldım
Şu güzele pek alındım
Onbeş diye çok düşündüm
Günah olur demedim mi
Dertli yazdım canım çeker
Bu ahu zarı kim biler
Güzel sana düşsem eğer
Derman yoktur demedim mi
Bre ağam sürdür atın
Güzellerin aşkı çetin
Ulu orta gezme sakın
Güzel yıkar demedim mi
Bir gönüldür baştan yanar
Canan naza düştü dağlar
Aşık sazı yaşin ağlar
Ağıt düzer demedim mi
Hey ağalar zorlu beyler
Ölmeden bir dem süreler
Yüzüne kara topraklar
Atan gider demedim mi
Hey Rabb’im amanın aman
Ne kadı bilir ne güman
Azraildir kastı candan
Uçar gider demedim mi
Vuslat gitti firkat döndü
Ciğer deşti cana yetti
Kimler geldi kimler geçti
Zulüm yanar demedim mi
Bahar baçı güller ola
Gül bahası aşka yete
Bu hal ile Muhammed’e
Gönül bağlar demedim mi
Yetti canım onmaz halim
Cefa çeker bitmez aşkım
Onca günah tövbekarım
Hakk’ın siler demedim mi
Ahi ahmed kulluk eder
Eder de can tenden gider
Ölüm de olmazsa eğer
Kıran girer demedim mi
kasr: saray
güman: şüphe
vuslat: kavuşma
firkat: ayrılık
baha: bedel
tövbekarım: tövbe eden kişi
aşık ahi kul ahmede nasib olmuştur