Kara kaşlarını çatan sevdiğim
Cemalini mahdan saymaya geldim
Dara düşürüp de zulüm gördüğüm
Sanatını şerden yazmaya geldim
Kara düşlerini yuyup yıkasam
Çare leblerini güle bezesem
Hele şeftalini deva eylesem
Bahasını senden ölçmeye geldim
Kara bahtımı da bayram eylesen
Sana kulluğumu canan düşlesen
Bir ataş ki yanar arştan beslesen
Çerağını Hakk’tan sormaya geldim
Kara yazılırmış candan verenler
Cana canan imiş candan geçenler
Canla canan harda bir mi olmuşlar
Çırasını hay’dan yakmaya geldim
Kara vezire bir sultan olsaydım
Sultan kim serçeyim aslan keseydim
Yar köle ararmış kulun olsaydım
Hizmetini can’dan yapmaya geldim
Kara bağlarmış şu cansız yüreğim
Soyha dünyadan ha eksik kalayım
Ben bu güzelden de geçmez olayım
Belasını kuldan bilmeye geldim
Kara yazılırmış dertli aşıklar
Dara düşermiş sıdkı sadıklar
Kime yazar imiş ceylan bakışlar
Meramını nazdan çözmeğe geldim
Kara ahmed kara tenden olaymış
Kara yazmaz Rahman gülden sayarmış
Bu kara ile kaç güzel yakarmış
Çeteneyle güller sunmaya geldim
ahi kul ahmede nasibdir
Ahbeptu kadehini içermiş divaneler
Ahirette alaf saçarmiş dost pervaneler
Hakk’ın kudreti yedi cehennemi nar eyler
Ol nar aşığın narasından kaçarmış dostlar
“Doldun mu” derse Hakk şikayeti aşıklara
Takati yoktur cehennemin şol aşıklara
Hakk Teala varayım ol meramımdan yana
Aşık say ki yaşlarımdan döne ateş suya
Aşk satarım çık dükkanımı arşa kurmuşam
Gözyaşım derya “hay” kademine yüz sürmüşem
Kaçar olsun inşaallah ahından yedi sema
Göçer olsun inşaallah aşkından şerri cefa
Hakk saki oluptur mey içirir peymaneden
Ev bark çoluk çocuktan, kıldırır divaneden
Vücudumdan kaçar mı şeytan Hakk’ın fehmiyle
Cürmümden isyanıma karar sekinetiyle
Ol kapı ki aşk derler Hakk sana açmış ola
Kadir-i mutlak ol aşkını gönlünde kıla
Lütfi ihsan ile aşıkları sultan yaza
Sultan kim yolunda kaim Hakk’a canan yaza
Meyden bir katre sundu Sübhan’ım açtı kalbim
Zikrin bin bir sırdır ol sırrına kadem kalbim
Her aşk bir köle arar, bil bu sırrı gılman kim
Cennet nedir, aşık kastı nicedir, rıza kim
Allah deyu kalksa kabirden alem yanarmış
Sevi kuldur deyu Rahman’ım yalnız severmiş
Seherlerde yaş yerine kan dökermiş dostlar
Hamdeylese lanetli şeytan kaçarmış dostlar
Vaadine yoktur güman söyler kendi Cemal
Yalnız aşık olmaz lütf ile yola koy Cemal
Sen feryad ederken garipler elinden tutar
Aşk ile şevk şarabı içmek tasından tutar
Ahi kul ahmed aşk özündür aşksız kalma sen
Aşksız olan cahilin işin cehle koma sen
Arş ve kürsi bekler sahibini bir vecd ile
Levh ve kalem yazar sadıkını bir çeşm ile
Aşksız gelen aşkı dünyadır Hakk’tan bigane
Hakk’sız gelen yarandır yedi tamu civane
ahi kul ahmede nasib
Yine gönül kuşu eyledi pervaz
Her bir demden söyledi bir ahi naz
Her seher bad-ı saba hem gül-i naz
Bir bahar yad-ı aşkın neşvesi saz
Kim gönül çarhını savursa felek
Cevr-u cefa bahadır ona niyaz
“ben” ile başım dertte eydür felek
Her “ben” ile iki düştüm dem poyraz
Arşu âlâda kapı vurduk felek
Lakin “kim” dedi “ben”e eyler firaz
Kulluk eyle bahadır aşkın felek
Kim söyler kuldur sefadır aşkı naz
“fezkurullah kesiran” dedi Hakk’ın
Zikreyleyip ağlar iken güldü yaz
Cemalini aşıklara vaad kıldın
Aşk yolunda bir Allah için can raz
Kavi aşkı Allah sevdi “kulum” der
Ara yolda kalmaya canan pervaz
Yalancılar cemalim görmez dedi
Aşk kapısında sağlam duran yanmaz
Kabirler yetmez mi akıllı ol sen
Ben de şunlar gibi olmam de biraz
“Mutua kabl-el temutu” eyle sen
Ölmeden evvel ölmeğe kül biraz
“Felizehu kalilen” haber verir
“Veleyebku kesiran” der gül biraz
Amel yoğ ise güler şen yürürmüş
Fermana boyun veren gamla firaz
Kim “kul” oldum gece gündüz gözyaşı
Katrem derya özler mutmain olmaz
Nefsden geçen aşıklar Allah derler
Seherde dört dövünüp esti poyraz
Rahmeyledi Rahman özüm nazar
Taşdı derya ondan gayri şehnaz
Zalim nefs bırakmaz ateşe yanar
Vücudum yandıkça yandı gel aymaz
Müşrikin imanını şeytan alır
Euzu-bismillah deyip gül biraz
Münafığa cehennem yeter yanar
İman eden halis kul yanıp şehnaz
İmansızlar evvel ahir yanarlar
Allah’tan iman dile namaz niyaz
Nefsim heva kıldı da tafta şaşar
Başın alıp pir-i Kamil’e varmaz
Ahi kul ahmed ötelerden aşar
Kuş olup uçup la mekan’a ayvaz
ahi kul ahmed’e nasib
Gönül gözü ışımadan ibadet düşmez
La mekanda makbul olmaz dergahım işte
Hakikat bu sözleri öğrenmemek olmaz
La mekanda makbul olur kitabım işte
Ders aldım Hakk’tan perdeler açıp sırrından
Zorluk, cefa, sıkıntı gitmezmiş kulundan
Melamet, ihanet, ile geçmez hoşluktan
La mekanda kabul olur duaım işte
Aşk bir beladır başa düşe ağıt ister
Aklı giderir şaşkın kalır gömlek giyer
Gönül gözü açılınca bilmeği diler
La mekanda Mecnun olur leylaım işte
Seher vakti ağlar olsam nida eyleye
Cemalini göstermeğe Hüda söz vere
Aklım başımdan gitti, şaşkın kul neyleye
La mekanda Halil olur dostluğum işte
Burda cefa çekti isen Cemali Hakk’tır
Mahşerde bağışlar “kul”a celali yoktur
Aşığa ahdeyler yaratmış iken sözdür
La mekanda cemal olur gördüğüm işte
Halktan bezen, çöller aşar sorar aşkını
Kul olan Hakk’tan korkar ve dahi ağlayı
Cemal dileyen cefaya hazır olmalı
La mekanda celal olur yandığım işte
Yad etmeye gözlerimden kanlı yaşlarla
Yüz bin bela versen düşmeyem feryada
Hasta gönlüm korkar senden hem şad olmaya
La mekanda delil olur hastayım işte
Hakk’a aşık olmak altın gümüş gerekmez
Pir-i Kamil’de toprak ol kibir bulunmaz
Hakk yolunun kullarına derman gerekmez
La mekanda derman olur dertliyim işte
Aşk derdine deva yoktur bilin yarenler
Diri iken aşk defteri bitmez aşıklar
Dar mekanda kemik ayrık olmaz yatırlar
La mekanda nurun olur kulunum işte
Aşk kâdir, aşık fakir neyleyim acizdir
Hakk’tan fehim olmadıkça kelamı nacizdir
Hakk öğüdü haram kılar dünya hacizdir
La mekanda kulun olur aşığım işte
Kul ahi ahmed altıda Mesnevi okur
Onunda aşk şarabın Mevlana’dan alır
Ondörtte tasasız Hakk’a yürür keşf n’olur
La mekanda aşık olur yanarım işte
ahi kul ahmed’e nasib
Rabbim nasib kılsa varsam
Güzel kabe yandım sana
Hak nasib etse de uçsam
Güzel kabe varsam sana
*
Kara donun Kuran dolu
Hacdan Hacca çıkar onu
Sana varmak aşkın düşü
Güzel kabe ersem sana
*
Büründüğün kara nedir
Haktan yana düşen kimdir
Yollar dolu hacı bindir
Güzel kabe dersem sana
*
Dört bir yanın küptür düzdür
Düzlük birer adalettir
Altı üstü zemzem hoştur
Güzel kabe gelsem sana
*
Arşa çıktım seni gördüm
Yere indim kara buldum
Siyah nuru taşa verdim
Güzel kabe sorsam sana
*
Cennet nuru izler seni
Adem dahi tevekkeli
Havva için şükre döndü
Güzel kabe dönsem sana
*
Kara donu kimden çaldın
Siyah tüllü güzel m’oldun
Bağrı yanık kara yazgım
Güzel kabe yazsam sana
*
Para pulla olmaz hacı
Hakk çağıra gele ne ki
Gözü kara ahmed der ki
Güzel kabe koşsam sana
*
Levhe yazdı kimler gele
İbrahim’e çığır diye
Milyonları dostum bile
Güzel kabe çağrım sana
*
Sana gelmek büyük onur
Varamayan mahsun kalır
Gönül Hakka yanar durur
Güzel kabe yansam sana
*
Herkes döner senden yana
Namaz kılan gözden evla
Rahmet saçar kavi kula
Güzel kabe bağrım sana
*
Safa merve nişan olmuş
Gider gelir hacı dolmuş
Bir tavafta binler dönmüş
Güzel kabe dönsem sana
*
Seni diyen sana dönmüş
Hakk diyene kabe dönmüş
Aşka düşen kabe olmuş
Güzel kabe bahtım sana
*
Altunoluk bizden yana
Her bir köşe rahmet yaza
Kapındaki dua ile
Güzel kabe kalbim sana
*
Hacerü-l esved köşede
İstilam olur tavafta
Ömer, Rasül öptü derde
Güzel kabe aşkım sana
*
Umre diye derde düşen
Fakir sana demez işin
Görmez isen fakri zulüm
Güzel kabe gülsem sana
*
Yollarına yayan düşsem
Deve yoksa uçup varsam
Elden evla seni görsem
Güzel kabe duam sana
*
Dönüp dursam umre hacca
Sonra versem ruhu Hakka
Helal etse Rabbim başta
Güzel kabe hal’im sana
*
Kabenin çevresi dağlar
Körolası yükselmiş evler
Hürmet anca ecdat eyler
Güzel kabe kalbim sana
*
Yüzbin melek tavaf eder
Didar görmüş sular çağlar
Zemzem diye içen kullar
Güzel kabe canım sana
*
Dua etmez garip kulum
Çağırdığı hacda gülüm
Bir kadın öldüğü yerin
Güzel kabe buldum sana
*
Otuz güne çivi çaktım
Deli gibi tavaf kıldım
Rasul ile mahbub oldum
Güzel kabe yandım sana
*
Daim Hakka döndüm yüzüm
Kalbim zikri Allah için
Manadaki yakut taşım
Güzel kabe yazdım sana
*
Cümle millet kardeş oldu
Tevhid ile sırdaş bildi
Ümmet olup namaz kıldı
Güzel kabe bağım sana
*
Zengin isen durma hacca
Belki çıkar ahmed kula
Her bir sene umut taze
Güzel kabe sağım sana
*
Namazıma kıble kabe
Aşk ahmede heryön kıble
Hakk cemal kabeden öte
Güzel Rabbim kulum sana
*
1995 de hacc, 1996 da ramaza’ın son 10 gün umresi, 1997 de tekrar ramazan son 10 gün umresi nasib oldu. şimdi bir fakire birşeyler verirken kalbim umredeki tavaf kadar titriyor ve bütün müslümanları burada tam bir ümmet olarak seviyor ve kucaklıyorum. anlıyorsunuz umarım…
*
ahi kul ahmed
Recep amca recep amca
Selametle selam götür
Recepleri çağır anca
Bu yaptığın cefa nedir
***
Allah hu derler dervişler
Sabrı hal üzre olmuşlar
Hakka varan yol etmişler
Bu vardığın hüda nedir
***
Bin bir ismin var ey sübhan
Ne iş eylersin ey sultan
Şu ahmede de kıl derman
Bu saldığın sala nedir
***
Musa’yı turda yakasın
İsa’yı göğe çekesin
Ahmedi burda çakasın
Bu recep dediğin nedir
***
Allah diyen şu bizarı
Çağır görsün gül didarı
Hem dahi kul Mustafa’nı
Şu söylettiğin hal nedir
***
Umudu sendedir onun
Düşürmez dilinden adın
Cümle has kullar muradın
Şu cemal dediğin nedir
***
Kabe’nin donu karadır
Recebin vardığı neredir
Benim sarayım gülşendir
Şu ibrahim dike nedir
***
Kani kahra sabreyle sen
Ar namusu terkeyle sen
Ben-i sen-i cemeyle sen
Şu kıldığın gayri nedir
***
Selametle recep amca
İstersen var yüzbin hacca
Aradığın sende anca
Bu çektiğin cefa nedir
***
Ben de vardımdı hac deyu
Hak nazarıma gir deyu
Kabe kıldı tavaf beni
Bu kıldığın niyet nedir
ahi kul ahmed