Kuru idik yaş olduk
Kanatlandık kuş olduk
Birbirimize eş olduk
Uçtuk elhamdülillah
Vardığımız illere
Şol sefa gönüllere
Muhammedî sünnete
Saçtık elhamdülillah
Ayak idik baş olduk
Can idik canan olduk
Kefi ile nun bildik
Ol’duk elhamdülillah
Dertliyken derman bulduk
Hastayken şifa bulduk
Ağlarken yahşi olduk
Olduk elhamdülillah
Ömür sürdüm illere
Var nice gönüllere
Ahiri hurilere
Vardık elhamdülillah
İkra dedim halime
Şol bahçemiz güllere
Bu aşkı nesillere
Verek elhamdülillah
Cahil idik yıkandık
Alemlerle horlandık
Cehli arif eyledik
Olduk elhamdülillah
İman ile şeriat
Bir dost ile tarikat
Hepisinden hakikat
Mar’fet elhamdülillah
Günler yiter tamamdır
Geri gelmek muhaldir
Senden yana dönendir
Kulum elhamdülillah
Candan geçtik canana
Yollar ölçtük dağlara
Sadırlarda nazara
Bildik elhamdülillah
Sen bir aşk eriysen
Aşkını sıdk eylesen
Od vuralar canın hem
Piştik elhamdülillah
Ahmet tenin yuka mı
Aşka düşün sârâ mı
Ölmek ilen sâfâ mı
Öldük elhamdülillah
Yare düştük can olduk
Cananıma hal olduk
Safalara gark olduk
Coştuk elhamdülillah
Yavandık yağlı bulduk
Fakirdik zengin olduk
Cahildik arif olduk
Bildik elhamdülillah
Gafletken mümin olduk
Aç idik hem tok düştük
Cümleyle ümmet olduk
Olduk elhamdülillah
Bir gönlün od’na yandık
Akıllıydık delolduk
Canana divan durduk
Tüttük elhamdülillah
Ahi ahmed halleri
Güller sarar kalbleri
Sabırlı aşk neferi
olduk elhamdülillah
aşık ahi kul ahmede nasibdir..
Birinci atış (aşık ahi kul ahmedin gönderdiği) ; 11 mart 2012 / saat 14;10
(üç gün telefonla aramanın ardından gönderilen telefon mesajı )
“Ne desem de kar etmiyor
İsmailim ismailim
Al desem de al giymiyor
Şu kasaba ismailim
Aç şu telini be adem
Diyeceğim iki söz var
Kaf eylerim anlamazsın
Arkasına yaz bin nun var
Bıktım seni aramaktan
Mecnun yazdı yoklamaktan
Sala verem ölerekten
Arkasında imam var”
-Karşılıklı konuşma bizi anlamak yerine tasavvufta öğrenilen kalıplara bizi oturtmaya çalışınca ayaklarımız dışarda kalıyor ve konuşmayı iradi olarak kesmek zorunda kalıyoruz.
Anlaşılmak mı basiret ile özümü anlaya;
Kalıplara sokmak mı ezberler ile sözümü doğraya????
İkinci atış (aşık ahi kul ahmedin gönderdiği telf mesajı); Saat 15;25
“Kapatalım kapatalım
Eksikleri ksapatalım
Şarab içmek mürşid kılmaz
Kul olmağa can verelim
Kul yazdık da kul demezsin
Gülşenimde gül bilmezsin
Cehli yusam hay demezsin
Horlanmağa yol verelim
Kafandaki şablonları
Sözündeki inatları
Gönül kıran salaları
Ol yumağa sır verelim
Eteklerin ağır ağır
Taşlar dolmuş çeker bahir
Yüzme bilmez kasap sağır
El demeğe gül verelim”
……………..
İsmail beyin tek mesaj cevabı: “eksiklik kendi özümde”
………………….
Üçüncü atış (ahi kul ahmedden telefon mesajı) ; 16;02
“Senin özün eksik ise
Nasıl bildin bende eksik
Okur durur şeyler isen
Nasıl karar şeyde hoşluk
Bilmedim bilmedim benlik
İrticalen yazdım o’nluk
Çala durdumnefse kemlik
Asıl karar Hakk’ta hoşluk
Gayriden geç zata yönel
Arşa çık da börüme gel
Aşk ile can ver can ver gel
Asıl zarar şekli darlık
Bildiklerin senin olsun
Bilmediğin benim olsun
Hakk’a yakîn eşek olsun
Asıl bahar canda birlik”
(Gayri; Allah’ın sıfatlarının alemdeki tecellileridir)
*
ismail beyin yorum yoluyla cevap hakkı vardır.
*
aşık ahi, kul ahmede nasibdir.
Çıktım yüğseğine seyran eyledim
Gördüm ki ak sarıklı ins perişan
Bir ataş vurdu da yandım ağladım
Erdim ki ak varaklı din perişan
Hayal oldu cübbe sarık bilinmez
Giyer isen kaldır bunu denilmez
İmam deyu cehle sala verilmez
Sordum ki beş direkli din perişan
Yıkılmış mana Mushaflar öpülür
Muhammed ölmüş ümmeti şaşırır
Başolmuş şeytan cahiller sarılır
Baktım ki nur beşikli din perişan
Susmuş alim ölsün daha beklerler
İlim ölmüş para düşler esnaflar
Cehli yol eylemiş şeytan kılıklar
Yazdım ki kıç baştalı din perişan
Dağılmış zülüfler tarak geçirmez
Yareler azıtmış mehlem yetişmez
Arifler göçetmiş şeytan kaçırmaz
Yordum ki Hakk düşeli din perişan
Yarimin güllerini soğuk almış
Sadrıma sardığım alim ölürmüş
Ölen kim cahiller bayram edermiş
Kurban ki kes alimi din perişan
Sorarım dağları bağrın açar mı
Cahilden kaçarım beni basar mı
Yar ile sohbetim cana düşer mi
Devran ki kin saralı din perişan
Benim gördüğümü körler görürmüş
Benim inancıma ahraz gelirmiş
Bağ-ı irfanımı cehle yazarmış
Etek ki şer saralı din perişan
Ahi kul ahmedim ağlar ümmetim
Güzele ümmet der çiğdem sayarım
İslam oldum Hakk’a canan düşerim
Canan ki od saralı din perişan
Not: bu şiir Büyük Çarşıdaki camiden kovulmamız üzerine yazdığımız ikinci taşlamadır. sorun daha derinde görünmektedir dostlar derinde…
Yüreğim yaralı dostlar yüreğim yaralı. Rahman’ın huzuruna vardığımızda onun dinini nasıl ve ne kadar savunduğumuzu, müslümanları ümmet teknesinde ne kadar yüzdürdüğümüzü ve sevdiğimizi, onlara ne kadar fedakarlık yaptığımızı hangi yüzle anlatacağız dostlar.. söyleyin bana söyleyin.. malımdan zaten geçmiştim canımdan vereyim.. etimin hangi dilimini hangi ümmet ister vereyim.. siz kasap olun..
aşık ahi kul ahmede nasibdir
Kabe bilmez imiş sırrımız nihan
Tavaf eyler imiş varanlar cihan
Taş oladır anlamaya gönlümü
Helak mıdır döndü şerre sıdkımı
Ya Beytullah nerden aldı nurunu
Temiz olmuş pak eyler kim kulunu
Yemin kıldım perde yoktur Rahman’a
Baha kıldım candan olam sırrına
Celalimin şavkı Kabe mihengi
Ay tutulmadı hem gönül nirengi
Kim velidir adı varır divane
Kim delidir aklı satar meccane
Verir mi bir “siyah taş”a sırrını
Mahbub kılar mı bir öpmek aşkını
Zatın bilinmezdi derse ki “kesif”
Sıdkı sadıkların özlerdi “latif”
Bilmez cehlimiş kim kesfe meyleder
Bilse ehlimiş kim ”latif” lütfeder
Hem tanır hem eyler vakit yanında
Rahim, Rauf Allah dosttur canında
Kalkıp ayağa doğrulsa görülmez
Tavaftan tahrife zatın bilinmez
Benden bir müjdedir konuk canlara
Güven ve teminat O’ndan kullara
Kavuşmakla ferah kılar dostunu
Yaşar isem temiz kılar urbamı
Beytullah’ı tavaf eyler bilmezmiş
Şeriatın sırrı dahi gaybimiş
Daha nice var ki yasa, delildi
Onlar keşf gözüdür körlük zelildi
Ölmüşü dirinin tavafı züldür
Yoğ imiş diri gibi bilge haldir
Tecelliden bir nur zatı âliden
Melekten uzak insanı haliden
Anla ki bu iş bir gaybdir söylenen
Keşf ve tahkik diriydi hem görünen
ahi kul ahmed canın sır eylersin
Kabe midir taşa ayan eylersin
Mana gönlün taş mıdır varırsın sen
Taş gönlün yakut mudur ağlarsın sen
Ağladığın “latif”dir taştan âri
Ahdin “bela” kıl sen yakuttan âri
Açıklama:
-Nihan: gizli
-miheng: ölçü alınan
-nirengi: denge noktası
-meccane: bedava
mahbub:sevgili
-kesif:maddi ve yoğun
-latif:görülmeyen, tanımlanamayan, her tarafta bulunabilen, nurani (Allah Latif bir varlıktır)
-cehl:cahillik
-urba:elbise, şiirde urba din ve takva anlamında kullanılmıştır.
-keşf:kişinin mesafe alarak bazı olağanüstülüklere vakıf olması, farketmesi, sırrını anlaması,
-zül:aşağı olup adi sayılan,
-ahdin bela kılınması: kalü belada insanlar Allah’a söz vermeleri “Bela”dır. bu ahdini yeniden “bela” diyerek gerçekleştir deniyor.
ahi kul ahmede nasibdir
Kara gözlerine sürmedir çeker
Güzellikte yarim idin bir vakit
Bag-ı irfanımı cehledir yazar
Algınlıkta cefam idin bir vakit
Sana yar olmağa söylenir baha
Altın gümüş müdür tartılır daha
Gönül kuşu bağlar sildirir cefa
Kafesimde kuşum idin bir vakit
Yarim yeldirene bakmazmış aman
Selam eylesende vermezmiş eman
Derde düşmeyene yazmazmış ferman
Kararıma kalem idin bir vakit
Ağu içtirirmiş seversen eğer
Aşka panzehirmiş akıldan geçer
Unut benliğini canından eyler
Can içinde canım idin bir vakit
Can-ı cananımı od mudur yakan
Od’un ateşini aşk mıdır yelen
Aşkın bahasını can mıdır çeken
Sadağımda canım idin bir vakit
Gülüm, gülşenimi boz viran eyler
Elin yazısında aç devran gezer
Al yeşil bağları kim yaran düşler
Dallarımda bülbül idin bir vakit
Yarim eylenir de bizde kalın mı
Canım arzular da kışa çalın mı
Bahar geledursun çiçek olun mu
Gülşenimde gülüm idin bir vakit
Dünya başıma dar oldu geliver
Hayli demdir canım soldu düşüver
Takat kalmayınca öldü yazıver
Kaderimde nazlım idin bir vakit
Kömür gözlerine baha biçemem
Cana hayalinen canan yazamam
Ben bir turna olsam yazgı bozamam
Çızgılarda selam idin bir vakit
Cemalin karşımdan gitmez bir zaman
Derdimi düşümden çekmez el aman
Şu soyha dünyadan kaçmaz bir zaman
Hayalimde Hürrem idin bir vakit
Baharı beklesem kışa çalarmış
Yazıdır gözlesem güze dönermiş
Ağudur içtiğim baha eylermiş
Öldürende zalim idin bir vakit
Sara sara sardım gülü solgunu
Olmaz olsun nettim ele düşkünü
İflah olmaz benim kara bahtımı
Dalalette kelam idin bir vakit
Ben bir güzel sevdim yazda yazıda
Yele vermiş dane diye sapı da
Baha kılmış ekin olmam tırpana
Harmanımda yelim idin bir vakit
Böyle bir güzelin şanı yürüsün
Yedi düvele de namı duyulsun
Bu aciz “kul”a da derdi verilsin
Kademinde başım idin bir vakit
Ahi kul ahmedim söyler gezerim
Sema eyleyip de arşa çıkarım
Ben bu canı yuyup Hakka satarım
Ademinde canım idin bir vakit
Açıklama: bu şiir 5.1.2012 pazar günü Kırşehirden Ankaraya gelirken mermerler otobüsünde yazılmıştır. bağ-ı irfan bir bilgili kişinin erdem ve bilgi düzeyi demektir. cehle yazmak, bu bilgi ve erdemi haksız bir şekilde cehalet diye tanımlamak demktir.
baha denilen şey bazı özel şartlar olduğu gibi bazen gelini tartarlar ve kaç kilo gelmişse o kadar altın lira verirler. benliği unutmak gözü kara bir şekilde sevmek demektir.
sadak ok konulan sırtta takılı deri yuvarlak kab olup erkeğin okla hedefi vurması yari ile onun verdiği güçle mücadele etmesi kastedildi.
çızgılarda selam olmak turnalar çızgı çızgı uçarken sevenlerin birbirine selam göndermesi kastediliyor. dalalette kelam olmak sözü erkek yanlış yolda giderken eşinin islam üzere doğru söylemesi demektir. kademinde başım demek huzurunda başı yere koyarak feda etmek sunmak demektir.
canı yuyup hakka sunmak iki mana iledir, birisi nefsi temizlemek, tezkiye etme halinde hakka yükseleceği, ikincisi ise temizlenmekle beraber kuranı kerimde “andolsun ki Allah müminlerin canını cennet karşılığı satın almıştır” sözüne istinadendir.
bu satın alma kişinin cihad ederek canını feda etmesi ile olur. yalnız canını düşünenler, yalnızca namaz kılıp cennet isteyenler, yalnızca zekat veririm gerisine karışmam diyenler bu kavramların dışındadır. bütün mesele kişinin kendini aşmasıyla olabilir ancak. böylelerine kolay gelsin…
ahi kul ahmede nasibdir.
Neler çektim şu göğnümün elinden
Benim varmadığım eller mi kaldı
Bahar gelir şu mevsimin düşünden
Benim esmediğim yeller mi kaldı
Kılıçözü gibi akıp kıvrılsam
Ayrık otu gibi sarıp örülsem
Bir gelinin leblerine yakılsam
Benim sarmadığım güzel mi kaldı
Al yanaktan allar giyer hâreli
Bir gönülden eğlen sunam kâreli
Gül benizden güller açar goncalı
Benim dermediğim güller mi kaldı
Cevru cefanı da çeker olaydım
Başa gelmedik hallere kalaydım
Kollarımda hayalini çalaydım
Benim ölçmediğim beller mi kaldı
Kırklar yediler söyleşir dilinen
Arşa çıkar mahbub olur yadınan
Kimselere nazar etmez arınan
Benim açmadığım sırlar mı kaldı
Ümmet deyu kullar arar hasından
Bir adıma baha biçer gülünden
Sıdkı kavi ise yazar canından
Benim yanmadığım kullar mı kaldı
Ahi kul ahmed kavgası cehlinen
Sohbet kılar türlü türlü sözünen
Postu yoktur başa durmaz sazınan
Benim susmadığım şerler mi kaldı
ahi kul ahmed’e nasib
Temiz aşka dünya düşman el durur
Yakam tuta kamil vera el verir
Mahbub isen beller bağla kul denir
Kapılarda Mansur ola dil imiş
*
Mansur olsam şer’i yazan baş gelir
Enel Hakkı evla desem can gelir
Assam şirki cana halden can denir
Asıla da Mansur ola şirk imiş
*
Kaçtır molla yazdı ravi der durur
Şeriattir cümle yazar şer’ arar
Tarikat Hakikat Haktır şer nider
Başıma da Mansur ola yüz imiş
*
Kimler bilir Enel Hakkı sır mana
Bilge sırrı cehle demez sus mana
Aklı ayan düşe yada kim mana
Kaşına da Mansur ola ser imiş
*
İma eyle bilge nazı bir ibret
Zahir ilme talip çoktur yaz illet
İnci gevher nider cehle yok zillet
Naşına da Mansur ola hal imiş
*
Mansur kemal buldu horlar el deyu
Bir söz ile ayrı düştü can deyu
Hakkın şerhi ali oldu gel deyu
Kalplere de Mansur ola er imiş
*
Yersiz değil Ene’l Hakk Şeyh El Mansur
Lakin ayan ola ene kim Mansur
Halık ile aşka düşe “BirMansur”
Canına da Mansur ola kul imiş
*
Seherlerde Mansur ağlar bir garip
Şavkı vurur candan eyler el garip
Sundu aşkı şarap neyler ey garip
Bilgeler de Mansur ola sır imiş
*
Cahillere hikmet karı ne ola
İnsan ol da beller bağla yol ala
Dünya şefkat ister ağla gül ola
Sevenler de Mansur ola yar imiş
*
Zalimlerde had yok bizde sır günah
Dervişlerde huydur geçse sır günah
Mansur olsam hay’dır derde sır günah
Ölenlerde Mansur ola gül imiş
*
Yaradan bin zera zulme bir arşın
Unutana akıl elde bir kurşun
Sebeplere takıl yerde bir varsın
Tapanlar da Mansur ola kul imiş
*
Ey Mansur söyler isen sen bu sözü
Yar kıldım seni çalsam ben bu sazı
Er yazdım söyler sazım hep seni
Çalanlar da Mansur ola saz imiş
*
Ümmet ağlar sana cana yol verdin
Hakkın düşer ahir sana kul vardın
Nedir şer’i karar diye can verdin
Yazanlar da Mansur ola can imiş
*
Ağlar ise ağlar ahmed can ağlar
Enel Hakkı söyler ahmed sır eyler
Cehle açmaz Rasül Ahmed kul peyler
Ahmedler de Mansur ola Hakk imiş
*
ahi kul mansur ahmede nasib
Cevr-u cefanı çok çektim aşufte felek
Daim hükmünü baş ettin aheste felek
*
Gönle cefayı sen ektin zulmette felek
Köle zahmet ne yaman derunde felek
*
Yaman tıyneti var zaman dehşette felek
Seman ziyneti var saman eşşekte felek
*
Nice gardaşı var yaman gıybette felek
Bağlar yolları ko salmaz dostlukta felek
*
İnsan kanıdır kim içer kesbinde felek
Aptal beynidir ol yiyer mestinde felek
*
Gülüm gülşenim boz viran eyledi felek
Bağ-ı irfanımı bir cehle yazdırdı felek
*
Konuk ilmimin birr kudsi şaheste felek
Azgın dolaşan bir ite bezendi felek
*
Kurdun elinden bir nefes kaçsaydı felek
Kurttan betermiş azgın siyasette felek
*
Mülkü Süleymanı çözüp kıymette felek
Şimdi de firavun olup surette felek
*
Hakka kulluğa bir adım yazsaydı felek
Kullara kullukta bin adım kazdı felek
*
Beli büküldü bak hali perişan felek
Aklı kocaldı yok canı demişem felek
*
Aklı kiralar yok fikri töresiz felek
Nakli yazarlar yok zikri okumaz felek
*
Meni gördükçe söv iman getirir felek
Etse riyadır çift yüzün gösterir felek
*
Adil oladur der sultan yazdurur felek
Kendi varestedir elden ayırır felek
*
İşret ederken kim bahtım söylenir felek
İşret millete kıl şilte serdirir felek
*
Seni gördükçe zevk riya çığırır felek
Gayri ohşadam sen kime çığırır felek
*
Söyler sureti Hak diye görünür felek
Sufi cübbesi kah posta oturur felek
*
Kula tabiat kul ola riyadır felek
Zalim yabana kel dura revadır felek
*
Belki dünyada şer cürmün örtesin felek
Lakin mahşerde şer nasıl örtesin felek
*
Baha ziynetim taş değil manadır felek
Mana diyenin taş gönlü yakuttur felek
*
Sana kaçıncı yar kıldım şeytanı felek
Baha inkara yol verdin zamanı felek
*
Kına yakasın el uzat deccale felek
Seni yakasın el mehdi deccal ne felek
*
Kim ki deccalin en yakın dostudur felek
Lakin söylenir en düşman deccaldir felek
*
Kaçtır taptığın bir Allah vareste felek
Cümle ilahın bir senden habersiz felek
*
Ata kurtardı san iman yareler felek
Hakka garazdır bil şirke savrulur felek
*
Allah hakkıdır tüm, Sezar hak etmez felek
Sezar hakkına yaz diyen çarhetmez felek
*
Tevhid kaplasın bu ruhu “illa”dır felek
Felek yarandır bu nefse kaç “la”dır felek
*
Bilir insanlar kim doğru duruyor felek
Lakin toplaşır bin yanlış yerde “la” felek
*
“la” yı bilip de bir “illa” demezsin felek
“İlla” imandır bir Allah demezsin felek
*
Çevir yönünü ol Hakka kuvvetle felek
Dönme yolundan el dönse cümleyle felek
*
Elli beş sene cenk edem düşmanım felek
Ahir emirde hep üstte görmüşem felek
*
Yazu karadur mert saymaz yananu felek
Ahmed yareler kalp duymaz cananı felek
*
Ahi ahmedin tek derdi tevhiddir felek
Felek kulların tek aşkı şeytandır felek
*
Ya Rabb canımı al, yazma mihnette felek
İman yarimi sal cana cananla felek
*
ahi kul ahmede nasibdir