Sensin kerim sensin rahim
Allah sana verdim elim
Topraktaki gonca gülüm
Allah sana arzu halim
Ramazanın rahmetiyle
Şeytanları bağlarıyla
Nefislerin ıslahıyla
Allah geldi ramazanım
Recepten vardık şabana
Hayır kıla müslümana
Ulaştıra ramazana
Allah nasib kıla hayrım
Evvelinde rahmet ile
Ortasında mağfirete
Cehennemden azad ede
Allah size affı yazdım
Teravihler doldu taştı
Sahurlarda uyku kaçtı
Afiyetle yedi içti
Allah verdi taştı rızkım
Hatim ile namaz kılam
Ayaklarım şişe ölem
Terler ile gömlek sıkam
Allah için miraç sayam
Fakir görsem sevinirim
Keşke ölsem sakınırım
Yokluk ile öğünürüm
Allah aça cennet kapım
İftarında fakir varsa
Bereketler dola evde
Yediğinden arta sofra
Allah kulun yazdı kerim
Ramazana erdi kullar
İbadetle uçtu ruhlar
Orucumuz nefsi kırar
Allah dedi giyin ihram
Gönül ağlar gözden akar
Namaz kılar sütre aşar
Secde eder yakın düşer
Allah bunla eyler kelam
Tövbe etti dağlar kaşı
Cümle eller horlar kişi
Dizgin elde nefsin atı
Allah vere burak uçam
Emmarenin isyanına
İsyan dolu hallerine
Tövbe eden dillerine
Allah yaşı gözler kulum
Pişman olsam günahlara
Yaşlar varır levvameye
Yazar hakkın hidayete
Allah çeke kendin kulun
Günahımı bohçaladım
Dürüsünü hakka savdım
Hayra döndü suçlar karım
Allah kerim kerim gülüm
Levvamede ağlar gözüm
Azgın nefsi ıslah ettim
Hidayeti anda buldum
Allah kapar gözler kulum
Ay parıldar gönül dahi
İhlas kılan etti karı
Muhammed’e verdi sözü
Allah ahir bayram gözüm
Rahmetime gir kullarım
Haslarını bağışlarım
Suçun katre rahmet deryam
Allah gülsün gül kullarım
Selam versin hurilerim
Cennetime gir kullarım
Bilmez kimse giz nimetim
Allah rızam er kullarım
Bil dedimdi evvelinde
Kul yarattım ademinde
Kim erişti rahmetime
Allah güler kul güllerim
Şeytan kurdu sofrasını
Kafir yedi zokasını
Çoktur çeri tapasını
Allah yakar künhün gülüm
Kabil habil hepten şamil
Söke geldi suçlar cehil
Tövbe kapında bu cahil
Allah güler af güllerim
Kul ahmed’im ümmet aşkın
Söyleşirsin Allah aşkın
Ümmete Muhammed düşkün
Allah bağış kılsın gülüm
Kul ahmed ağlar, gül ağlar
Muhammed ağlar nur ağlar
Ey kaçınan dağlar ağlar
Allah gülsün gül kullarım
not: bu şiir geçen ramazandan 20 gün önce Hacı Bayram camiinin bahçesinde 20 dakikada yirmi kıtası hiç karalama olmaksızın yazıldı. geri kalan 5 kıtası ise bodrum yalıkavakta a bayram kısmını yazmamışız diye ayakta 5-10 dakika içinde yazılmıştır.
bu şiiri yalıkavakta tecrübeli bir din ve ahlak öğretmeni okumuş ve 5 yerde takılmış anlayamamıştır. böyle bir anlam zenginliği olan bir şiiri bir daha yazabileceğimi sanmıyorum. hele bu kadar dar zamanda ve karalama yapmadan.
hacı bayramda şiiri yazarken diyanet işleri başkanı sayın görmez üstümüze gelerek merhasba demiş, biz de selamün aleyküm sayın başkanım diye yüksek sesle doğru selamı kinayeli olarak söyledik..hayırlara vesile olur inşaallah..
lütfen bu şiiri dikkatli okuyunuz…
aşık ahi kul ahmede nasibdir
Bismillahirrahmanirrahim
selamün aleyküm
Kişi sevdiğiyle beraberdir (Buhari, Müslim)
Ama nasıl???
Ne mutlu kalbinde yüce Allah’ın sevgisinden başka sevgi bulundurmayanlara. O’nun rızasından başka bir şey arzulamayanlara.
Her ne kadar görünüşte halkla birlikte olsa ve şeklen onlarla meşgul bulunsa da o kimse Allah cc ile birliktedir.
Kalp aynı anda birden fazla muhabbet bağı kuramaz. Bir şeyle kurduğu muhabbet bağı ortadan kalkmadıkça başka bir şeyle muhabbet bağı kuramaz. Arzuladığı ve muhabbet bağı kurduğu bir çok şey, mal, evlat, liderlik, övülme, insanlar arasında üstünlük gibi şeyler aslında tek şeye yani kendi nefsine duyduğu muhabbettir ve her biri bu muhabbetin bir parçasıdır.
Kişi bu istekleri kendi nefsi için istemiş olmaktadır. Başkası için değil. Dolayısıyla kendi nefsine muhabbeti yok olanın bu istekleri de yok olur. Bu nedenle, “Kulla Rabbi arasındaki perde, dünya değil, kulun kendi nefsidir” denmiştir. Kul nefsinin arzu ettiği şeylerden kurtulamadıkça, Rabbi arzulayamaz. Ve kalbi Allah’ın muhabbetine açılmaz. Bu durum mutlak fena halinin gerçekleşmesinden sonra zat tecellisine bağlı olarak kazanılır.
Bu durumda seven için sevgilinin nimetleri de ezaları da eşit olur. Böylece ihlas meydana gelir. Kişi nimetleri istemek ve ezaları önlemek amacıyla nefsi için Allaha kulluk etmez. Çünkü nimet de eza da farksız olmuştur. Buna “mukarrabin” mertebesi denir.
Ebrar kullar ise korku ve ümit ile Allah’a kulluk ederler. Bunlar zati muhabbetin güzel duygularına erişemedikleri için korku ve ümit kendi nefislerine döner. Ebrar’ın iyilikleri mukarrabinin kötülükleri ile beraberdir. Ebrar’ın iyilikleri bir yönüyle iyilik bir yönüyle kötülüktür. Mukarrabinin iyilikleri sırf iyiliktir.
Mukarrabin arasında da “beka” halini tamamlayıp “sebepler alemine” döndükten sonra “korku ve ümitle” Allah’a ibadet edenler vardır. ancak onların korku ve ümidi kendi nefislerine dönmez. Bilakis onlar “Allah’ın Rızasını ümit ederek ve gazabından korkarak ibadet ederler. Fakat cenneti nefsani arzuları için değil Allah’ın rızasının bulunduğüu yer olduğu için isterler. Bunların cehennemden sığınmalarının nedeni nefislerinden acıları uzaklaştırmak için değil, Allah’ın gazabının bulunduğu yer olduğu içindir. Çünkü bu kimseler nefislerinin esaretinden hürriyetlerine kavuşmuş ve Allah’ın halis kulları olmuşlardır. Bu rütbe Mukarrabinlerin en üst makamıdır.
Bu durumu değerli islam alimi Kuşeyri şöyle özetler. “Özgürlüğün hakikati kulluğun kemalidir” der.
Sevgili okurlar,
Siz de bir parça da olsa böyle olmaya çalışarak niyetlerinizde bir güzelleşme sağlayabilirsiniz. Unutmayın ameller niyetlere göre anlam kazanır. Ve kişi sevdiği ile beraberdir. Dolayısıyla kimi nasıl sevdiğinize dikkat etmelisiniz. Eğer hala bir takım insanları kuvvetle sevdiğinizi söylemeğe devam ediyorsanız bir şirk içine bile düşebilirsiniz. İnsan olarak sevilmesi gereken ise sadece Hz. Peygamber’dir. Ve onun yoludur.
Ya Allah ile beraber olun, yahut da Allah ile beraber olanlarla beraber olun.
Bu dünyaya gelenlerin
Gitmeyeni kalmaz imiş
Yükü ağır çekenlerin
Ahir işi onmaz imiş
Önce gelen ademleri
Yer altına girenleri
Hallerine erenleri
Burda olan bilmez imiş
Vara vara vardım sine
Haber sordum hepisine
Cevap vermez eyisi de
Bu dil orda geçmez imiş
Kamusu hem ölüdürler
Eller dahi bağlıdırlar
Mü’min olmam diler bunlar
Mü’min olan ölmez imiş
Kafir ile münafığın
Yandığını gördüm aman
Cehennemde yatar galan
Hiç de soluk almaz imiş
Dilince söyler garibler
Hallerini bildirirler
Halil olmağı öğütler
Halil olan yanmaz imiş
Can bedende bir kuş imiş
Uçmadan “bir yana” imiş
Ahir illerde uçsa hoş
Gayri kazanç olmaz imiş
Ne amelin varsa söyle
Getirdiğin kâra geçe
Burda gafil olan kimse
Orda azad olmaz imiş
Bağım bahçem viran olur
Oğul uşak yalan olur
Malım mülküm talan olur
Altın gümüş geçmez imiş
İki kapılı handır bu
Gelen gider kervandır bu
Mü’min kula seyrandır bu
Kafir olan kanmaz imiş
İşte geldim gidiyorum
Gözüm açtım göçüyorum
Altı metre biçiyorum
Biçmem diyen gülmez imiş
Bugün geldim yarın yokum
Ateş aldım aç mı tokum
Ben bu işten ne anladım
Gitmem diyen olmaz imiş
Ağlar isen aşka ağla
Aşka düşen ümmet kula
Kulu isen rahmet kıla
Aşkda yanan solmaz imiş
Ahi ahmed söyler durur
Okuduğun erler tuttur
Zalim kullar alim midir
Hakk’da rahmet kılmaz imiş
ahi kul ahmed
Çalışanlar çalışanlar…
Allah deyip Çalışanlar
Sabah erkenden çalışanlar
Gözler mahmur, hala uykudalar, uyur uyanıklar..
Onlar var sıralarda, sıra sıra yollardalar
*
Servis yahut tıklım tıklım otobüsler
Bu sıkışıklık biraz ahlakı kaybettirse de razıdırlar
aşk ve iş ister istemez beraberlik şarkısıdırlar,
*
Biraz üşümüş eller cepte yolda gözler
Bir erken bineceği sırayı bekler
Kimi erkek kimi kadın gözdeler
İmamın değil patrona gözdeler
*
Patron,
Patron da gözler gözdelerini
Bir an önce gelsin de veresiye yapsın işlerini
Ne menem iştir şu dünya kulluğu ki,
Ahirete bırakmıyor hiç bir şeyi
Her şeyini burda yap burda al diyor ücretini,
Allah veresiyeci patron peşinci,
*
lakin,
Bahar erse yazı salmaz gönlünden
Yaza gelsek güzü sevmez renginden
Doğru çalış, iyi üret sevginle
Bir besmeleyle değişir yaptığının kemali elinle
*
Hadi, “Allah der çalışırız” de gönlünden,
Kaç bahar yaşarsın her iç çekişte ruhundan
*
Her vuruşta Allah
*
Her dikişte Allah
*
Her yakışta Allah,
*
Her bakışta Allah
*
Her içişte Allah
*
Her öpüşte Allah
*
Her yemekte Allah
*
Her dik duruşta Allah,
*
Her dokunuşta Allah
*
Her hayrın başı bismillah
*
Her şerrin sırrı estagfirullah
*
Allah… Allah…. Allah
*
Ya Allah bismillah
*
Allah ile zakir döner zikrullah
*
Cümle eşyayı sarar biiznillah
*
Kainatın işidir sahibini aramak
*
Gel gör ki ne bulan var ne gören zatullah,
*
Demek ki görmeyince yok diyeceğine düşün bak eserini,
Arattırmaktır derdi belki de elhamdülillah.
Vuslat olsa aşk biter kalmaz ehlullah
Tevekkeli arayanlar bulanlardır,
Bulanlar arayanlar
Kim bulduysa bağırsın kim var diye
Aşkı mücerret kıla şuhudat ile
*
Her katreden sadır olur bir niyet
Döner toplaşır bir zaman Rabb’ine yoktur illet
*
Her sahip ister ki kadri bilinsin
Kadr-i Cemil üzre huzura durulsun
*
İşte,
Önce aşk var idi doğdu “bilinmekten”
Anın içun yarattı evreni yokluktan
İş idi bu arzusu aşk için
Anlaşıldı ki her iş bir aşk içun
*
Düşün ki aşkı giden işin neyi kalır geriye
Zorla muhabbete şeytan yaran olur dost diye
Her iş sahibi sevk ede işçisini suhuletle bir “makul”e
Bir aşk duya ki önce kendi kıla namazını patron derviş şevki ile
Bu sürüler çobansız olmaz elbette
Lakin keser döner sap dönüverir de
Kıldırmadı namaz diye yakasına yapışır çobanın ahiret ahvaliyle
*
Ol namaz bir aşk cevridir
İş dahi içinde var türlüdür
Geldik anladık ki imandandır bir şevk
Bu şevki duymayanın imanı gevşek
*
Kişi bilmese ölünce ne karşılık alacak
Hiçbir feta yapmaz ne gerek duyacak
Daima işler al gülüm ver gülüm
Üç koymuşsam bil ki daima beş almalıyım
Kaç katır at dayısına özenmiş girişimci ruhuyla.
At ile koşturulunca döner hatırlar eşşek babasını bütün hadd-i sabrıyla..
*
Kaç derviş çıkar ki şu toplumdan
Zahid kula gerekmez fazla dünya malından
Cümle alem, hep beraber tapalım
Dünya peşin ahiret veresiye napalım
*
Zaten miyoptur gözleri toplumun ilimde
“Yakın”, yanımdadır, elimdedir elimde
Ahiret ise sada vermez, ırak durur gönlümde
*
İnsan bu…
Kalemi görür de elden bilmez
El yazsa da yazdıranı bilmek istemez,
Uzak sayar Onu, çün zatı görünmez,
Zatı görünmeyenin üstünü açmaz..
*
Kafir değil lakin gördüğüne inanır
Dünyayı yakın diye görür de tapınır
Artık ahirete soğan doğramaz yakışır
*
Halbuki hiçbir sahip peşin vermez ücretini
Bilir lakin inanmaz yumar gözlerini
*
Hak dahi verir ücret bir kısmı peşin
Perde koyar zatı için gözlerine lakin
İşte şimdi iman gerekir ki itikat eylesin
Karşılıksız bir gerçeğe yüzün dönüp tasdik eylesin
*
İşte Hak bekler ki önce kuldan bir sadık adım
Sere cümle varını kullarına bin Müslim canın
O bir Rahman der ki kafir müslim ayırmaz kulun
*
Bekler ki kulları bir şükür eyler belki tutar cihanın
Doksan sene inkar etse kesmez rızkın kafirin
Salar Halil’ini ardından, doyur inkar etse de bu kulum
Böyle bir merhamet sadır olmadı hiçbir kuldan
*
Lakin bir vakit gelir döner her şey aslına
Kurulur mahşer kürem kürem insan huzurda
Yenilen yemeğin hesabı olmaz mı
Her daim ücret ödedin yediğinde
Lakin düşünmedin bir hesabı kapıda yahut kaderde
*
Her tohum düştü yere; mevsiminde çıktı aynı endamı ile
Sen dahi fikir etmezsin zor bir gün gele şerri yaranı ile
Bahar saya kıpır kıpır kıpırtıyı topraktan vakit ile
Alem çıkar bin bir mezar kudret ile açılaraktan
*
Dileriz ki her biri kalktığında yine birer gül olsun
Lakin dünyada gül olmayanın çıkışı gül, nasıl olsun?
Gülün bile dikeni varken yoktur kimse günahsız seyret,
Sen burada gül olmaya bak taşıyan bulunur elbet
Bir bülbül dahi gelemese Hak aşiyan sayılır şerhet
*
Dön şimdi dünya tarlasını süredur saban gibi ağır ve sabır
Her yarar işe koşmasını biledur acele burdadur,
Zikri daim eyle zikr ile kişi hakka gözdedir.
Lakin biz zikri “allah deyip çalışmak” olarak anladık.
Allah deyip çalışmayanı müslümandan saymadık.
*
Ekininden cümle mahlukata bir nasip ayır
Her ne iş yapar isen semeresi dönmeli hayır
*
Cömertleri cennet kapısında teşrifatçı gördü bu fakir.
Ol cömert olmaya bütün varımı yoğ kıldımdı zahir
*
Kimse dönmedi kapımdan mahbup eli boş
Yüz kişiye de hoş baktım, bir kazık yedim bir hoş
99 dostum oldu yazmadım kimseyi nahoş
Lakin bilemedim insanları çarhına şeytan mı işedi benleri mi serhoş?..
*
Bil ki cennet;
İhlaslı 5 vakit namaz ile çorba kaşığını karşı tarafa uzatanlara daha yakındır (ahi)
Emin ol ateş nefsi aşkın hevasına mahbubu vasıldır
*
Yok öyle üç kuruşa beş köfte,
Bir Cuma’ya cennet ve huri vermez Allah vareste
*
Şeytan kim ki nefsin varken düşman arama
Zayıf olan ihanetsiz iş görmez aptal olma
Dost düşman toplaşsalar yıkamaz bendini
Sende bu iman varken kalbe sokamaz küfrün inkarını
*
Gel imdi Allah diyelim
Ve dahi çalışıp Allah diyerek gayret kılalım
Buna Ahi ve Ahilik derler Kırşehir’de yatalım,
Varıp ahi kul ahmede yıkılalım yaran olalım.
*
Bunların hepsi İslam’ın Güzel Ahlak’ında toplaşır
İslam tabanlı güzel ahlak ki topluma edep yazdırır.
Edepsiz toplumlar sınırsız bir hürriyeti “bencillik” düzdürür,
Aşk adına bir gecede milyonlarca hukuksuz don sıyrılır.
Donun içindeki aşk tanımından çıksa çıksa şeytan çıkar çıldırır
Şeytanların çerileri “ben” ve “şeytan” için buna hukuk yazdırır
Ne ilginçtir ki uçkuru ihtiyaç yazdırır da sanki cins-i israftan sakındırır
*
Ülke bizim, gönül bizim, dünya ahiret mutlu olalım
Mutluluğa 5 kala herkesi sevelim sevilelim
Sevdikçe mutlu, çalıştıkça mutlu, herkesi mutlu görelim
Başkasının mutluluğuna mutluluğumuzu inşa edelim
Mutlu ederek mutlu olmadır İslam’ım bunu bilelim
*
Ben yitti sen var
*
Sen yitti o var
*
O yitti siz var
*
İşte siz varsanız o zaman biz de var olabiliriz.
Gönül şevki aşk içinde canla canan harda bir olabiliriz..
*
Rabbim, bizim mutluluğumuzdan sen de hoşnut olursun elbet.
“Allah’ın rahmeti cemaat üzerinedir” demedi mi Rasül’ün şerhet
İşte cemaat olarak bütün okuyucumla kıldım bin namaz şimdi yadet
İmamım şeytan olmadı, ikrarım sanadır ya Rabb kaydet..
*
Gözyaşımdan yağmur yağdır bu ümmete sağnak sağnak Rahman’ım
Kullarından dostlar eyle yaran eyle Sübhanım
Güllerime onlardan aşiyan eyle yaranım,
Bin gül de sana sunayım lakin kıyamam koparamam,
Herbirini çeşmi gülistan eyle gülşenim,
*
Sen en iyisi şöyle,
Şu dünyayı güllük gülülistanlık eyle..
Böylece…
Biz de mutlu olalım, bizi mutlu eyle,
Bu mutluluktan sen de mutlu ol diyelim Rabbim çok umutlu elle..
*
ahi kul ahmedi hepisinden umutlu ve mutlu yaz
Lakin çok gayretkeştir mutluluk için kimse bilmez,
Bağrı yanıktır onun gecesi gündüzü siz,
Bir selam için yürür yollarda tanımamaktan çekinmez,
Günde 100 selam eylemezse zayi sayar ne az,
Bir münübüste 20 ademe selam çakar latif-i naz
Fırçalamıştır hepsini almazlar ise seda az,
Farz bir namazda 25 dua toplaşır Hakk’a sunulur günde 300 dua çerez
Kaçı kabüldür kaçı yüze şamar bilmez edep eda ile üç beş yaz,
Lakin ısrar eder ki, dua ile cümleyi seve, ayırmaz safinaz,
*
Dinini yere sok, eve sok, bata sok burada din olmaz dedi bir gün biri
Olmaz yanımda İslam olmaz hukukiyle sorulmaz hemi,
Lakin görüldü ki Hakk kul ahmedin kendi sesinden söyledi,
Batan çıktı, evden uçtu, hayata yansıdı canla, ahmed semaya İslam’ı mıhladı,
Hak yağmurları bir miktar ahmedin gözyaşından eyledi,
Yağmur diye ümmete nice inciler derledi,
Davul mu çalmaz, zurna mı Hak içun,
Türkü dizer böylece arıstakda aşiyan içun
Gülle davul bir olmaz adem içun,
Davulu şerre gülü gülistanda bülbül Hak yaran içun
*
Artık kadrini bilen kullar Hak söyledi,
Hak söylemeyen gayyadan bir tapu peyledi.
Hakkın sesi sönmez kıyamete kadar gafiller bilmedi
*
Kul ahmet olmasa da mehmetler ölmez,
Ey okuyucu ademe bakma erdeme bak şaşmaz,
Olaylar fitne ise dön Kuran’a ve sünnete bak yanıltmaz,
*
Atalarını izlemekle gideceğin yerde zakkumlar yetişir
Lakin burada beyaz, pembe olsalar da cehennemde ziftin aslıdır
*
Görmez misin reklamlar daim aldatır insanı
Çenginin buradaki havası, orda zebaniler çalası, zebaniler yuvası
Kulağına yiyeceğin bir topuz sani akıllandırır.
Lakin iş bitirilmiş dönüş imkansızdır.
O gün atana en güzel küfrü sen edersin
Ben bile yeter desem beni tınmazsın aldırmazsın
*
İşte atalardan olmaz örnek olmaz örnek biledur,
Peygamber dururken şirke giredur,
Her kes düvende işediğini hatılda yiyecek
Boğazından zor geçecek,
*
Bu yazı Kuran’a bir hizmettir.
Okuyana bin bir güzel dua ve ziynettir
Davet-i Hakk’a eyledik ahiden üç beş kelam
Hak takdir ede ve duyura sizlerin kalbine suhuletle heman
“La” deyip de “illa” dememek de ne öyle
Doğruyu bilip de yanlışta toplaşmak hangi münafığın gönlünde,
Doğru tek ümmette kardeş olmak Hakkın emri de
Kaç parçaya bölündün müslümanım deyip şimdi de,
Dik dur, duracağın yeri bil korkmadan
Satma dinini akşam olmadan,
Küfür yakın ve peşin hayran ol birilerine
İman uzak ve veresiye seyran yok birilerine,
Lakin gayya sondur peşine
Cennet düşman durur nefsine,
Bala düşen bok yalar zahirde
Boka düşen bal yalar ahirde
Kalmaya ahirete düşünmeniz bok içun
Yok bir karşılık niye çekinirsiniz bal içun.
*
Selam saldık herkese.
Öpüldünüz ahmede
ahmed öpüp napacak
Sizi hakka salacak
*
Haktan gayri yol mu var
Gelmez gayri şer mi var
Onmaz türlü dert mi var
Sizi şerre salacak
*
Söyledik sevi ile
Payladık nevi ile
Cümleniz karı ile
Sizi bahre salacak
*
Gençlere sözüm şudur
Yol biter ömür kocar
Şimdi dostu Hakk’ta gör
Sizi nehre salacak
*
Tut elimden tut biraz
Kelam eyle Hak biraz
İşe aşka namaz yaz
Sizi cennet saracak
ahmed hakikat kulsun
Gayen yerini bulsun
Hakka kullar sevişsin
Gülşen gülleri kucaklar,
Kucak, kucak, kucaklar,
Siz burada gül oluncak
Çıkışınız gül ol’cak,
Gül ol’cak Gül ol’cak
Ve gül, gül kokacak…
Gülü Allah koklayacak..
Muhammed dahi gül, gül,
Gülünü o da Hakka sunacak…
Güllerim benim sizlerden gül derlerim…
Gül olmayanı dikeninden eylerim,
Diken ve gülü beraber bağlarım.
Kırşehir’de Gül Bağlarım…
*
ahi kul ahmed
Allah der çalışırız sözü Ahi Evran-ı Veli’ye aittir.
Gayya:cehennemde bir kuyudur.
Bahr:deniz demektir.
La demek bir şeyin o olmadığını bilmek demek,
İlla ise gereğince o işe yani islam’a yönelmek demektir.
Örneğin 5 vakit namazsız cennete girilemeyeceğini bildiği halde namaz kılmamak ya da sadece cuma ile yetinmek..
Doğruyu bilmek fakat yanlışta toplaşmak: örneğin Müslümanlığı bildiği halde ümmeti bırakıp milliyetçi, yahut liberal, yahut solcu bir gurubun içinde olarak bölünmeye sebep olmak ve geleceğini, Allah cc. Peygamberinizi örnek alın diye ayetle açık bir şekilde belirtmesine rağmen ölmüş atalarının prensipleriyle kurtulacağını toplumsal ve ferdi huzura kavuşacağını zannetmek ve böylece şirke komşu olmak demektir. İslam’da insan putlaşmaz. Büyük tehlike…
*
Not: Bu şiir, sabah namazından sonra Etlik’te (Ankara) Ender pastanesi’nin iki çay iki poaça ve bir kalem üç beyaz kağıt ikramıyla hiçbir karalama olmadan 22.10 2011 günü sabahında çalışmaya gidenleri görmekten etkilenilerek 1 saatta yazıldı. Aynı sürede bir benzerinin nasib olup yazabileceğimi hiç sanmıyorum. Gerçekten ırmakta aynı suyla ancak bir defa yıkanılabiliyor sevgili dostlar…