Notice: Undefined variable: has_ut in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/plugins/all-in-one-seo-pack/aioseop.class.php on line 567

Dost yoluna

Yanar oldum aşk yoluna

Döner oldum dost yoluna

Kanatlandım Hakk yoluna

Döner oldum dost yoluna

 

Beni benden alan mahı

Feda edem canım dahi

Kimse bilmez gönül dahi

Karar düştüm dost yoluna

 

Gele duram aşk yane

Yana duram halden hale

Çevireler canım sene

Kıyar oldum dost yoluna

 

Aşk şarabın zehri yakmaz

Zehir versem öle durmaz

Canan dahi parmak banmaz

Banar oldum dost yoluna

 

Yedi iklim emre düştü

Süleymanı cemre düştü

Mülki dahi cevre düştü

Koyar oldum dost yoluna

 

Gönül çıkar dosttan âri

Dost bazarın candan âri

Tenim kalır yerden âri

Yanar oldum dost yoluna

 

Tacı tahtı terk eyleyem

Miskin bahtı kul eyleyem

Mahlükata şah eyleyem

Göçer oldum dost yoluna

 

Rahmet kılar şeyh olasın

Ahi düşer hal olasın

Canan yazar can veresin

Verir oldum dost yoluna

 

Aşk şarabı içen bilir

Hem divane olan durur

Benden geçen kuldan olur

Candan olam dost yoluna

 

Bağlar başı boza dursam

Dağlar kaşı yaza dursam

Senden âlâ kime kopsam

Divan duram dost yoluna

 

Ahi ahmed var bi-çare

Yarden ayrıldım ne çare

Onmam gayri gönül yare

Payan olam dost yoluna

 

 

 aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur

30 Ekim 2012
Okunma
bosluk

Aşktan yane

Dosttan name gelir imiş

Seni gerek seni gerek

İman ile uçmağ imiş

Seni gerek seni gerek

 

Bir gün görem seni deyu

Sefer kılsam gerek neyu

Senden yana dönsem eyi

Şeriate iman gerek

 

Elim verdim elim verdim

Elden âlâ kulun oldum

Günahları burda kodum

Kullarına tövbe gerek

 

Kerim ile Gani yazsam

Günah üste sevap versen

Ahirette bizi görsen

Tövbekara Kerim gerek

 

Yoldaş eyle iman kânı

Ahir dirsin şu zamanı

Ümmet içun birdir canı

Canlarına şafi gerek

 

Doğan bilmez ölem demez

Ömür sürer akça etmez

Ayruk durmak neden gelmez

Kaderine kaza gerek

 

Rahman ile Rahim sensin

Yananları yakmam dersin

Muhammed’e varsın desin

Yollarına uymak gerek

 

Edep gerek aşkın kula

Söz derleye dosttan yana

Meğer himmet düşmüş ola

Yeldirene rıza gerek

 

Sen yarattın Mevla elim

Muhammed’li yolda ölim

Kafir ile yakma canım

Ateşine iman gerek

 

Bile bilur günah kuldan

Tövbe yakar azdan çoktan

Şeytan ırmaz çıkmaz candan

İmanına nefes gerek

 

Muhammed’ün nuru yaşın

Göçe durur ümmet kaşın

Güller açar gönül peşin

Salatına kıble gerek

 

Derdim seni dünya kulu

Güle dönmez benli malı

Ardı sıra çöker yazı

Niyetine sorgu gerek

 

İman ile canı yazdım

Didarına gönül koydum

Senden ayrı nedir derdim

Bahasına canım gerek

 

Taşar yüreciğim taşar

Varır dost kapısın açar

Cümle ümmete nur saçar

Muhammed’e  eller gerek

 

Bilmez bilmez cahil kişi

Şeytan ile pişer beşi

Doğru derim eğri kişi

Tapasına eyler gerek

 

Arif  kişi zordan geçe

Taatları kabul gece

Eni sonu bir can vere

Cananına candan gerek

 

Sana açtım ellerimi

Uzak etme didarını

Muhammed’in yollarını

Geçtiğime halden gerek

 

Seni senle zikir etsem

Halden hale göçüp gitsem

Muhabbetten kavi düşsem

Öldüğüme canan gerek

 

Hakkın sazı beni alır

Benden geçen onu bulur

Ayruk yerde şeytan olur

Beyatına hüsün gerek

 

Ahi ahmed öldün öldün

Ölmekte bir karar kıldın

Canevine onu aldın

Cananına seni gerek

 

Ahi kuldan ahmed gelir

Ahmed ağlar ümmet gelir

Arşa yazdım aşık gelir

Aşığına seni gerek

 

 

aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur.

22 Ekim 2012
Okunma
bosluk

Yoktan yane..

Sen yarattın kamu alem

Bilmeyedir varın içun

Aşk ateşi sarmış diyem

Yandığımı bilmek içun

 

Suret verdin ol’dur canı

İman ile sardın anı

Bizimledir Kur’an kânı

Dediğini yazmak içun

 

Taat kıla arif kişi

Kabul ola canın kuşu

Yazlı kışlı aşkın beşi

Didarını görmek içun

 

Seni bilmez cahil kişi

İblis dostu olmuş işi

Tuta durur etek ucu

Şeytanına kulluk içun

 

Dost elinden uça dursam

Sabır çeki dava kılsam

Varı yoğa nice versem

Nefs kal’asın yıkmak içun

 

Gele dursam Hakk’tan yane

Hakk’ın sazı yoktan yane

Ömür varken önden sona

Gafletimi aşmak içun

 

Aşktan yana sefa dedim

Gönül gözü cefa buldum

Reva eyler yana canım

Aşıkları bilmek içun

 

Aşkı bilmez ahmak kişi

Candan olmaz heç bir işi

Muhanetin görmez gözü

Aptalları ayruk içun

 

Sevdim seni gönül dağı

Aşkı yazdım Halil bağı

Gelen giden can otağı

Cananları ayruk içun

 

Yar eyledim yar eyledim

Senden ayrı dost peyledim

Emaneti huş eyledim

Günahları sevap içun

 

Bilmez idik Hakk’tan fehim

Zikir ile didar işim

Zelil olup Allah yarim

Canı feda etmek içun

 

Saf bir kalple yandım melül

Baha ister gayret delil

Ben’i yiten olmaz zelil

Allah’ında yokluk içun

 

Dertsiz aşık yakın düşmez

Hakk’ı yaran levhe yazmaz

Gönül gözü açan bilmez

Bildiğini nisyan içun

 

Hakikat sözleri bilmek

Aşkla yanıp canın satmak

Aramak ne kendi yazmak

Aşığını bilmek içun

 

Sırrından perdeler açıp

Zorluk, cefa ve horlatıp

Hem canı dara düşürüp

Derslerini vermek içun

 

Aklı sildim gömlek giydim

La mekanda Mecnun oldum

Nazlar mahı Leyla yazdım

Arşu âlâ şenlik içun

 

Kelamla yakar her seher

Mahbubuna cemal yazar

Gayrin geçtim zatın nazar

Yekliğini bilmek içun

 

Cemal cefa, yazar yoğa

Mahşerde yakışır kula

Aşık deyu yaratıla

Talipleri yazmak içun

 

Kul olanı bezer nura

Adıyla yar yazar aşka

Kuldan canan ümmet kaşa

Bazarını kurmak içun

 

Cefa ile cemal yaza

Celal yakar komaz sefa

Yada yaşlar salar vefa

Sevdiğini yahşi içun

 

Ümitten korkuya mihrab

Delilin vardan yoğa ab

Altundan gümüş ne hisab

Hatırını saymak içun

 

Bir kamilde toprak olam

Aşk yoluna candan geçem

Dermanını dertten bilem

Yandığıma duman içun

 

Manası Hakk’tan, kelam kuldan

Ölenler bela var dosttan

Hakk’ın sazı feta haydan

Hallerimi eman içun

 

Kul olan tevhidle uça

Burak ilen arşa çıka

Alemleri Hakk’tan göre

Ümmete de dönmek içun

 

Birdir arş’da Yusuf nebi

Züleyha bilmez kim dahi

Gömlek yırtmış döşten âri

Sadıkları ölçmek içun

 

Sen bir züleyha bul cemal

Kaçmayam ben ahı cemal

Ahi ahmed saki cemal

Kulluğumu sıga içun

 

 

aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur…

21 Ekim 2012
Okunma
bosluk

Yar ile yaran

Sana açtım ellerimi

Mahsun etme didarından

Bu ümmetin kullarını

Mahrum etme didarından

 

Hergün seni fikir etsem

Şükür dahi yavı kılsam

Ölsem ölsem karar etsem

Yoksun etme cananından

 

Beni benden alan Hakk’tır

O’na türlü dilek yoldur

Ayruk saza sözüm çoktur

Aşkın etme yaranından

 

Sırattan düşem uçmağa

Cehennem od’na yanmağa

Karalar yüzüm sürmeğe

Yavsın etme salahından

 

Ey yarenler ölem deyu

Ettiğimi bulam deyu

Aybım vura  yüzler deyu

Darda koma günahımdan

 

Gerçek kula kulluk sefa

Ağıt kılam gülsem cefa

Hemin geldim nefse kara

Kal’asını yıkasından

 

Eyi amel etsem kaşa

Azap yazmaz Cebbar beşe

İki alem canan düşe

Mahbub ola emanından

 

Ecel ere bir gün ölem

Pişman ola dara gelem

Sağ yanıma dahi verem 

Kulluk eyler belasından

 

Karşıma gele ni’ttüğüm

Zülüm dahil ne ettiğim

Yolum nicedur gittiğim

Varam eyler kararından

 

Sala eyle ele bele

Dört tekbire aşkın yele

Ömür sazı kemal düşe

Ahir yaza nicesinden

 

Ahi ahmed dua sözü

Kalpler çalar Hakk’ın sazı

Muhammed’e kaştır  yüzü

Karar etme makamından

 

Ey biçare ahmed  ahi

Günahını sırtla dahi

Sığındığın Allah gani

Rahim eyler halasından

 

(Dört tekbir=cenaze namazı)

(didar=gönül)

(gani=zengin, Hakk sıfatı)

 (dar=zorluk)

(Mahbup=sevgili)

(eman=güven, koruma)

(Cebbar=Hakk ismi, zor kullanan)

(beş=beş vakit namaz)

aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur..

 

 

21 Ekim 2012
Okunma
bosluk

Allah yoluna – 2

Haydi varalım

Allah yoluna

Doğru gidelim

Allah yoluna

 

Bir gün gelecek

Cümle ölecek

Doğru çıkacak

Allah yoluna

 

Dünya metaın

Çeker yaranın

Doğru beyanın

Allah yoluna

 

Gelen gidiyor

Giden demiyor

Kuran yetmiyor

Allah yoluna

 

Şerik koşmayam

Yolum şaşmayam

Yare açmayam

Allah yoluna

 

Gönül yareli

Yarim sürmeli

Zülfü kınalı

Allah yoluna

 

Ahmedin halı

Duttandır sazı

Gönüldür yazı

Allah yoluna

 

Derdine düşen

Aşkile yanan

Rahmandır canan

Allah yoluna

 

Kararım kati

Dönmezem sahi

Dinimdir baki

Allah yoluna

 

Emmaredir halim

Bilmeye benim

Zevk ile canım

Allah yoluna

 

Yarimin ili

Uzaktır yolu

Goncadır gülü

Allah yoluna

 

Besmele başı

İkra’dır aşı

Sözlerin hası

Allah yoluna

 

Kalemden düşer

Kuran’da yazar

Erlerde nazar

Allah yoluna

 

Salatım sana

Beratım bana

Can verdim hele

Allah yoluna

 

Kuran’ın sözü

İllallah özü

Muhammed yolu

Allah yoluna

 

Kulların Rabbi

İşlerler haddi

Tövbedir dahi

Allah yoluna

 

Kaderdir yazar

İyilik bozar

Duadır bazar

Allah yoluna

 

Muhammed ağlar

Ümmeti çağlar

Doğrusu güler

Allah yoluna

 

Yarattın alem

Bilinmendir hem

Ateştir cehlem

Allah yoluna

 

Suret-i adem

Can eyler benem

Aşk iman saram

Allah yoluna

 

Kuran sazıyla

Hakkın sözüyle

Nebi haliyle

Allah yoluna

 

Arif sorulmaz

Aşık darılmaz

Cahil sarılmaz

Allah yoluna

 

Aşka yazmaya

Cehlim yumaya

Sırrı açmaya

Allah yoluna

 

Arifi halden

Cahili sözden

İblisi şerden

Allah yoluna

 

Dostun elinden

Sabır çekinden

Varım yoğumdan

Allah yoluna

 

Nefis kal’asın

Yıkam burçların

Açar didarın

Allah yoluna

 

Yanar dururum

Aşktır gururum

Hakk’tır kararım

Allah yoluna

 

Aşkı cefadan

Canı revadan

Kalbi riyadan

Allah yoluna

 

Ahmağın hali

Salağın yari

Aşıktan beri

Allah yoluna

 

Aşkı yazarım

Canana canım

Hakk’tır yaranım

Allah yoluna

 

Ahi ahmed kim

Kime miraç hem

Can verir alem

Allah yoluna

 

Gelen erişur

Giden bakışur

Canan ayruşur

Allah yoluna

 

Yare gönülde

Gönül fetada

Günah çekide

Allah yoluna

 

Emanım Hakk’a

Çerağım aşka

Günahım yana

Allah yoluna

 

Hoştur didarın

Zatı nihanın

Gayri hicabın

Allah yoluna

 

Zikir işimdir

Zelil halimdir

Varım yoğumdur

Allah yoluna

 

Melül yanarım

Zelil yiterim

Yokluk içerim

Allah yoluna

 

Yakin aşığın

Levhe yazdığın

Didar açtığın

Allah yoluna

 

Şeriat benden

Tarikat bizden

Hakikat yoktan

Allah yoluna

 

Aşkla yanarım

Canım satarım

Ümmet ararım

Allah yoluna

 

Sırrından açar

Horlanan uçar

Cehlimi yuyar

Allah yoluna

 

Dara düşürür

Aklı yitirir

Gömlek giydirir

Allah yoluna

 

La mekanda aşk

Mecnun canı aşk

Leyla mahı yak

Allah yoluna

 

Kelamla yakar

Cemale yazar

Zatını saklar

Allah yoluna

 

Gayrinden gayri

Yoğundan arşı

Zatından aşkı

Allah yoluna

 

Aşık saymazlar

Ölsem yumazlar

Baha biçmezler

Allah yoluna

 

Kulum kulluğum

Arştır çıktığım

Halktır döndüğüm

Allah yoluna

 

Hakk’ın işidir

Ümmet kaşıdır

Aşık sazıdır

Allah yoluna

 

Ümitten korku

Mihraptır şavkı

İmandır dengi

Allah yoluna

 

Altundan gümüş

Hisaptan düşmüş

Orda geçmezmiş

Allah yoluna

 

Ahi ahmedsin

Ağlar gülersin

Eller horlasın

Allah yoluna

 

Yolun incedir

İnce incedir

İnce eliftir

Allah yoluna

 

   

aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur…

 

 

19 Ekim 2012
Okunma
bosluk

Yiğit mahsun güzel mahsun (Koşma)

Felek vermezsin dengimi dengime

Güzeller mahsun var git yiğit mahsun

Kader düşürür güzeli kötüye

Güzeller mahsun var git yiğit mahsun

 

Yolum çavarmış yüğsekten engine

Cana yakarmış yürekten ingiye

Seni yazarmış aşıktan densize

Yürekler mahsun var git canlar mahsun

 

Allar giyermiş kastın bana mı?

Dallar ağarmış baştan başa mı?

Güller güzlemiş halden hale mi?

Bülbüller mahsun var git dallar mahsun

 

Gönül sarayı canan elindeymiş

Canla canan harda bir yolundaymış

Cahille ahmak ola zenaatmış

Cananlar mahsun var git saray mahsun

 

Al yeşil fistanlar sendedir sende

Tac eyler gülleri nicedir elde

Gör aşkı şöyle bir gözdedir gözde

Aşıklar mahsun var git gözler mahsun

 

Dağlar aşam yaylalara baharın

Güzel saram gönüllere sevabın

Ha bir eksik ha bir fazla yaranın

Yaylalar mahsun var git dağlar mahsun

 

Gönül ister hem konayım güllere

Ardı sıra sara duram bellere

Sordum idi şu feleği yollara

Gelenler mahsun var git giden mahsun

 

Yollar uzun uzar gider dalolur

Güller açar bağı bahçe yarolur

Garip gelen garip gider elolur

Eylerim mahsun var git eyler mahsun

 

Ağalar beyler muradım yardedir

Onca millet peşim sıra yoldadır

İflah olmaz yarelerim kalptedir

Yareler mahsun var git eller mahsun

 

Çadırlar baş eğer başa başeyler

Canlar döşüne söylermiş nazeyler

Garip kullar selamı bir sıreyler

Çadırlar mahsun var git döşler mahsun

 

Gam çekme gam çekme divane gönül

Bunlar da geçer Hakk’ın yeri gönül

Ümitsiz olma elden gelen gönül

Gülenler mahsun var git gönül mahsun

 

Şu kara kaşlara versem varımı

Nice yiğitler cenk eder bendimi

Kimse bilmez közdeki aşkımı

Yiğitler mahsun var git aşık mahsun

 

Aşık kul ahmed de döner dövünür

Güzeller için yandıkça yeldirir

Bir garip ölmüş kimsesi oldurur

Güzeller mahsun var git ahmed mahsun

 

 

aşık hattat ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur..

11 Ekim 2012
Okunma
bosluk

Kızılırmak nettin allı pullu gelini (Ağıt)

Allanır pullanır kınalar yakar oy

Sürme ile nazara kimler girer oy

Hörü, gelin olmuş da ata biner oy

Yollar uzun ince beller sorulmaz oy

 

Allı gelin allı gelin oy oy

Al kuşakla bağlı gelin oy oy

Kızılırmak yaran olmaz oy oy  

Atlılara baş bu gelin oy oy

 

Al kuşağı dolar idi gardaşı oy

Boz eğeri ata vurdu yoldaşı oy

Üç köy öte varmak idi maksadı oy

Eller ırak nice kader sorulmaz oy

 

Allı gelin pullu gelin oy oy

Dualarda güllü gelin oy oy

Kızılırmak canan olmaz oy oy

Canlar ile baç bu gelin oy oy

 

Damlar boş kalırmış gelin gidince oy

Yollar tozuturmuş güvey gelince oy

Köprüler yıkılırmış kavuşunca oy

Kimler uzun nice canlar sorulmaz oy

 

Boylu gelin poslu gelin oy oy

Yiğitlere yaslı gelin oy oy

Kızılırmak nadim olmaz oy oy

Kimler ile göçtü gelin oy oy

 

Görümceler yengeler kaynanalar oy

İmamlar beyler nicedir ağalar oy

Yandı yandı köz köz oldu ciğerler oy

Kimler yanar nice hallar sorulmaz oy

 

Allı gelin pullu gelin oy oy

Domurları terli gelin oy oy

Kızılırmak gonca bilmez oy oy

Ağıtlarda yazgı gelin oy oy

 

Ulak saldım yarim gele kavuşak oy

Üç yüz atlı beş yüz yaya buluşak oy

Kapaltı’nda atlıları tozutak oy

Köprü gider canlar düşer sorulmaz oy

 

Allı gelin zorlu gelin oy oy

Meleklere hörü gelin oy oy

Kızılırmak taze bilmez oy oy

Azrail’e sözlü gelin oy oy

 

Köprüler yıkılır yiğitler ölür oy

Yazgılar çözülür kötüler kalır oy

Dua okunur ağıtlar yakılır oy

Gelin gider yiğit ağlar sorulmaz oy

 

Allı gelin akça gelin oy oy

Gönüllere gökçe gelin oy oy

Kızılırmak iman bilmez oy oy

Allah’ına kul bu gelin oy oy

 

Kızılırmak zalımsın zalım zalım oy

Koç yiğitler yutar oldun yanayım oy

Beş köprü de sırtına ben vurayım oy

Giden gitsin sular çağlar sorulmaz oy

 

Allı gelin şallı gelin oy oy

Ağıtlara düştü gelin oy oy

Kızılırmak edep bilmez oy oy

Muhammed’e koştu gelin oy oy

 

 

Kayseri Sarıoğlan ilçesi, Karaöz Köyü girişinde bulunmaktadır. Şahruh Bey, Alaüddevle Bozkurt Bey’in oğlu olup, bu köprüyü Kızılırmak üzerinde XVI.yüzyılın başında yaptırmıştır. Şahruh Bey’in oğlu Mehmet Bey tarafından da 1538-1539 tarihlerinde onarılmıştır. Bu onarımla ilgili bir kitabe köprü üzerinde bulunmaktadır. Kitabenin mealen anlamı:

”Bu köprüyü h.945 (1538-1539) ‘de Alaüddevle Zulkadirî Sasani’nin oğlu Şahruh Bey’in oğlu Mehmet Emir Abdullah eliyle onardı”.

Köprü muntazam kesme taştan yapılmıştır. Sekiz kemerlidir. Ortada yüksek sivri bir kemer, onun yanında da gittikçe alçalan beşer kemer daha bulunmaktadır. Yanlardaki korkuluklar iyi bir durumda olup, köprü günümüzde de kullanılmaktadır.

KÖPRÜNÜN HİKAYESİ

Rivayete göre Şahruh Köprüsünün eski yeri şimdiki yerinden 1600 metre daha yukarıda imiş. Köprü uzun yıllar insanları Kızılırmak’ın üzerinden geçmesine vasıta olmuş. Günü gelmiş yorulmuş insanları taşıya taşıya. Günün birinde üzerinden düğün alayı geçerken yıkılıvermiş.
Kayseri ve Yozgat’tan hareket eden iki düğün alayı köprünün üstünde buluşmuşlar. Ağıta göre köprünün üstünde üç yüz atlı, beş yüz de yaya varmış. Bunca insanı taşıyamayan eski köprü yıkılıvermiş ve Kızılırmak’ın azgın sularına kapılan insanlardan kimisi kurtulur, kimisi Kızılırmak’ın azgın sularında kaybolup gitmiştir.

 

 

 

 

 Aşık hattat ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur

 

25 Eylül 2012
Okunma
bosluk

il’e gidelim (Koşma)

Gönül ne gezersin sarp yaylalarda

Geliver ovaya el’e gidelim

Bir güzel bir yiğide yetmezmiş

Sunaları bolca il’e gidelim

 

Yad illerde ne güzeller var imiş

Bir yiğide onbeş güzel dar imiş

Sordurun  kadıya bize kaç imiş

İmamları bolca il’e gidelim

 

Muhanetin köprüsünden geçilmez

Çirkinlerin testisinden içilmez

Güzellerin sadıkına doyulmaz

Avratları bolca il’e gidelim

 

Kalem kaşlar sürmeyle ne zalımdır

Güzel kızlar yiğit ile algındır

Benim yarim söğüt gibi salkımdır

Çemenleri bolca il’e gidelim

 

Gardaşım yoldaşım yanıma gelsin

Sabahım akşamım gönlümü alsın

Güzeller seçermiş boyumu görsün

Cerenleri bolca il’e gidelim

 

Güzel kızlar  bellerinden bağlanır

Zülüfleri beliğinden örülür

Benim yarim dillerinden öpülür

Sohbetleri bolca il’e gidelim

 

Mani dizdim ben yarime usuldan

Dara düşmüş sülalesi malından

Üçe aldım beşe sattım karından

Harmanları bolca il’e gidelim 

 

Güzelim güzelim bahtı güzelim 

Candan geçtim yetmez imiş maralım

Vermez imiş on gardaşın vuralım

Mavzerleri bolca il’e gidelim

 

Güzelle yatmak bir ömür törpüsü

Soğutur koynundan canım yarısı

Akşam sabah bir istanbul türküsü

Sadakati bolca il’e gidelim

 

Benim yarim sallandıkça boylanır

Yalan bilmez manilerle datlanır

Huyu güzel sevildikçe allanır

Nazlıları bolca il’e gidelim 

 

Ahi kul ahmed de güzel severmiş

Üç beş değil on güzeli kız öpmüş

Zaman gelmiş bir hatuna kul olmuş

Huzurları bolca il’e gidelim

 

 

 

hattat aşık ahi kul ahmede nasibdir

8 Eylül 2012
Okunma
bosluk

Yayla güzeli (Koşma)

Yüce dağ başında yiğitler gezer

Gölleri serindir ördekler yüzer

Yaylanın güzeli çadırda süzer

Dilleri tadlıdır balaban arar

 

Seherlerde açılan üçgül müsün

Başına takıştırmış sultan mısın

Cenneti âlânın balından mısın

Boyları selvidir dengini arar

 

Burcu burcu kokan yeller sararmış

Bülbülü güle verdim aşk bazarmış

Halimi Bey’e sundum söz ağarmış

Bey’leri yamandır ferhatı arar

 

Karadır kaşlar sürmeyi neyler

Bahadır canlar cananı bekler

Ben bu yar ile de öldüğüm demler

Ölmeyi dileyen leylayı arar

 

Poşuyu yüzüne çekmiş yürümüş

Salınır da yiğitleri sürürmüş

Ak göğüsler düğmeleri koparmış

Memeler domurdur sıkanı arar

 

Kara gözlüm bağlarını çözmeden

İnci mercan dişler ile gülmeden

Bahar diye kışa yorgan atmadan

Yaylası  yüksektir çeviği arar

 

Ha bin yaşadım ha bir gün hepsi bir

Kaç güzel sevdi isem ömürden yir

Al birin çal ötekine yarımdır

Güzeller ömrünü vereni arar

 

Ben yarimi saramadım belinden

İncinirmiş soyamadım teninden

Güzelleri yatırmalı solundan

Yiğitler koluna yatanı arar

 

Bahçalarda pazı olur yeşilden

Deremedim güllerini  dikenden

Ben yarimi seçemedim güzelden

Güzeller cefayı çekeni arar

 

Ne yaşadın yaran ile ömürden

Acı tatlı yediğinden elinden

Cefa çeker bir zalımın nazından

Zalimler aşkına kulları arar

 

Bahar bitti yazı bitti kış gele

Akıbeti hayra varmaz bak hele

Nice güzel sevdim  ardı  mezere

Azrail vaktine ereni arar

 

Ahi kul ahmedim yoktur zararım

Kaç güzele yandım ise bizarım

Hakk yoluna varsın cümle bazarım

Aşıklar  dönerde Allah’ı arar

 

 

aşık ahi kul ahmede nasibdir

6 Eylül 2012
Okunma
bosluk

Ela gözlerin aşkı (Koşma) (Asker ve yavuklusu)

Ela gözlerine kurban olduğum

Sana tenhada bir sözüm var benim

Zülfü siyahına gönül koyduğum

Can-ı cananına nazım var benim

 

Ak ellere al kınalar yakışır

Ela göze siyah sürme çakışır

Benim yarim yadellerde oturur

Hal-i melaline yazım var benim

 

Yiğit olan yiğit sırrın bildirmez

Arsız ile yolsuz ile oturmaz

Benim yarim kemler ile konuşmaz

Ah-ı divanına sözüm var benim

 

Ela gözler sürmesini  çekermiş

Kaşı keman bohçasını açarmış

Benim yarim elde kılıç çalarmış 

Dar-ı mihnetine lalim var benim

 

Güzeller ağır olur akçe çeker

Zülüfler zalım olur ökçe yeter

Benim yarim has bahçede gül derer

Aşk-ı meramına yelim var benim

 

Altın kemer ince beli sıkarmış

Boylarından güzel çirkin kadermiş

Benim yarim yaylalarda boyatmış

Aşk-ı hüsranına zorum var benim

 

Mecnun muyum deli miyim gezerim

Öksüz müyüm garib miyim düşerim

Benim yarim sallanır da  cerenim

Aşk-ı fakirine sıdkım var benim

 

Geyme dedim giydin allar hareler

El ne bilsin gönlündeki yareler

Benim yarim manilerle celbeder

Şah-ı devranına ömrüm var benim

 

Cemalin hayalimden gitmez oldu

Ağlayıp gözyaşım dinmez oldu

Benim yarim  yazgılarda  yadoldu

Hakk-ı levhine nizaım var benim

 

Söyleyim ben sana sözün doğrusu

Seni saran ölmez işin doğrusu

Benim yarim gökte cennet hurisi

Dar-ı emanına kastım var benim

 

Yanarım ateşim yarimden gelse

Hakk emreylese kül olsa nic’olsa

Benim yarim yaren diye del’olsa

Gül-i gülşenine canım var benim

 

Mustafam da mustafam mustafam

Görev eyler can yoluna kunduram

Benim yarim taburunda zor yazam

Hal-i eyyamına emrim var benim 

 

Asker oldum Malatya’nın şavkına

Yarden uzak salavatın şevkine

Benim yarim ağıtlarda engine

Yar-i salahına yazgım var benim

 

Ahi ahmed yanar imiş gidene

Arkasından ağıt düzüp yanana

Benim yarim mani söyler canana

Din-i imanına ahdim var benim

 

Ahi kul ahmed de candan olurmuş

Can ile canan harda bir olurmuş

Benim yarim canı canla bezermiş

Aşk-ı bazarına malım var benim

 

 

 

(Askere Malatyaya giden Mustafa’nın sevdiğine yazdığı olarak kaleme aldığımız şiirdir,

sevdiği kız ela gözlüdür ve yarini savuştururken çok ağlamıştır.

cümle Ümmeti Muhammed’in çocuğu sağ salim gelsin inşaallah)

 

 

hattat aşık ahi kul ahmede nasibdir

4 Eylül 2012
Okunma
bosluk

Notice: Undefined variable: pagingMiddleString in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/plugins/wp-page-numbers/wp-page-numbers.php on line 212
kırşehir Son Yazılar FriendFeed

Son Yorumlar


Notice: Undefined variable: pre_HTML in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/themes/seohocasiv2/sidebar.php on line 20

Notice: Undefined variable: post_HTML in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/themes/seohocasiv2/sidebar.php on line 26
cami alttan ısıtma
halı altı ısıtma
cami ısıtma
cami ısıtma