Kara gözlerine sürmedir çeker
Güzellikte yarim idin bir vakit
Bag-ı irfanımı cehledir yazar
Algınlıkta cefam idin bir vakit
Sana yar olmağa söylenir baha
Altın gümüş müdür tartılır daha
Gönül kuşu bağlar sildirir cefa
Kafesimde kuşum idin bir vakit
Yarim yeldirene bakmazmış aman
Selam eylesende vermezmiş eman
Derde düşmeyene yazmazmış ferman
Kararıma kalem idin bir vakit
Ağu içtirirmiş seversen eğer
Aşka panzehirmiş akıldan geçer
Unut benliğini canından eyler
Can içinde canım idin bir vakit
Can-ı cananımı od mudur yakan
Od’un ateşini aşk mıdır yelen
Aşkın bahasını can mıdır çeken
Sadağımda canım idin bir vakit
Gülüm, gülşenimi boz viran eyler
Elin yazısında aç devran gezer
Al yeşil bağları kim yaran düşler
Dallarımda bülbül idin bir vakit
Yarim eylenir de bizde kalın mı
Canım arzular da kışa çalın mı
Bahar geledursun çiçek olun mu
Gülşenimde gülüm idin bir vakit
Dünya başıma dar oldu geliver
Hayli demdir canım soldu düşüver
Takat kalmayınca öldü yazıver
Kaderimde nazlım idin bir vakit
Kömür gözlerine baha biçemem
Cana hayalinen canan yazamam
Ben bir turna olsam yazgı bozamam
Çızgılarda selam idin bir vakit
Cemalin karşımdan gitmez bir zaman
Derdimi düşümden çekmez el aman
Şu soyha dünyadan kaçmaz bir zaman
Hayalimde Hürrem idin bir vakit
Baharı beklesem kışa çalarmış
Yazıdır gözlesem güze dönermiş
Ağudur içtiğim baha eylermiş
Öldürende zalim idin bir vakit
Sara sara sardım gülü solgunu
Olmaz olsun nettim ele düşkünü
İflah olmaz benim kara bahtımı
Dalalette kelam idin bir vakit
Ben bir güzel sevdim yazda yazıda
Yele vermiş dane diye sapı da
Baha kılmış ekin olmam tırpana
Harmanımda yelim idin bir vakit
Böyle bir güzelin şanı yürüsün
Yedi düvele de namı duyulsun
Bu aciz “kul”a da derdi verilsin
Kademinde başım idin bir vakit
Ahi kul ahmedim söyler gezerim
Sema eyleyip de arşa çıkarım
Ben bu canı yuyup Hakka satarım
Ademinde canım idin bir vakit
Açıklama: bu şiir 5.1.2012 pazar günü Kırşehirden Ankaraya gelirken mermerler otobüsünde yazılmıştır. bağ-ı irfan bir bilgili kişinin erdem ve bilgi düzeyi demektir. cehle yazmak, bu bilgi ve erdemi haksız bir şekilde cehalet diye tanımlamak demktir.
baha denilen şey bazı özel şartlar olduğu gibi bazen gelini tartarlar ve kaç kilo gelmişse o kadar altın lira verirler. benliği unutmak gözü kara bir şekilde sevmek demektir.
sadak ok konulan sırtta takılı deri yuvarlak kab olup erkeğin okla hedefi vurması yari ile onun verdiği güçle mücadele etmesi kastedildi.
çızgılarda selam olmak turnalar çızgı çızgı uçarken sevenlerin birbirine selam göndermesi kastediliyor. dalalette kelam olmak sözü erkek yanlış yolda giderken eşinin islam üzere doğru söylemesi demektir. kademinde başım demek huzurunda başı yere koyarak feda etmek sunmak demektir.
canı yuyup hakka sunmak iki mana iledir, birisi nefsi temizlemek, tezkiye etme halinde hakka yükseleceği, ikincisi ise temizlenmekle beraber kuranı kerimde “andolsun ki Allah müminlerin canını cennet karşılığı satın almıştır” sözüne istinadendir.
bu satın alma kişinin cihad ederek canını feda etmesi ile olur. yalnız canını düşünenler, yalnızca namaz kılıp cennet isteyenler, yalnızca zekat veririm gerisine karışmam diyenler bu kavramların dışındadır. bütün mesele kişinin kendini aşmasıyla olabilir ancak. böylelerine kolay gelsin…
ahi kul ahmede nasibdir.
Ben bir güzel sevdim gözler maralı
Bağ-ı irfanımı cehle yazarmış
Ben bir cahil olsam alıp kaçalı
Can-ı emanımı şerre yazarmış
Gezer olsam nazlı yarle gülünen
Güller ağlar bağlı elde yaşınan
Benim gülüm saklı yerde düşünen
Can-ı ayanımı gize yazarmış
Ben bir güzel sevdim kendi halımca
Varım yoğum serdim neslim boyunca
Baka kaldım yarim elden olunca
Can-ı yaranımı hiçe yazarmış
Güzel beni def mi eden yanından
Baha kılman şart mı ölüm baçından
Bana yoktur ölmek levhi mahfuzdan
Can-ı divanımı od’a yazarmış
Bu sürmeleri Hakk çekmiş ezelden
Yar zülüfleri de salmış boyundan
Ak gerdanı da çözmüş lebinden
Can-ı serabımı güle yazarmış
Yarin koynunda da sabah mı olur
Kaçtır öldüğüm de yumah mı olur
Sevdim deyu kader bozmah mı olur
Can-ı cananımı köze yazarmış
Bu güzelle başım derde girerken
Ağıt yaktım seven dara düşerken
Bu kaçıncı namaz imam kılarken
Can-ı imanımı beze yazarmış
Gülleri ele mi verdim bağından
Elleri yare mi biçtim çarından
Böyle bahtı kara gülmez arından
Can-ı dermanımı göze yazarmış
Yarin sarayında yiğit olsaydım
Yiğit kim serçeyim aslan kesseydim
Arşın kapısında burak olsaydım
Can-ı hayalimi kula yazarmış
Ahi kul ahmed de neler söylenir
Başa gelmedik de işler eyletir
Saf bir kuldur ağu içer arşdadır
Can-ı gülşenimi Hakka yazarmış
AÇIKLAMA: maral, gözlerinin güzelliği ile bilinen bir ceylan türüdür. Bağ-ı irfan kişinin bilgi erdem ve ahlak toplamıdır. Cehle yazmak bilgiliyi cahil olarak haksızca nitelemek demektir. Alıp kaçırmak cahillik sayılmıştır. Bu takdirde can-ı eman demek canının güvenliği şer olarak tehlikeye girer deniyor.
Nazlı yarle gezmek güzel ise de güller elde kesilmiş ve bağlı olduğu için ağlıyorlar. Gülün saklı yerde olması değerli hazinelerin genelde saklı yerde olduklarını ve oradan düş görerek bizi de aynı şekilde gize yani saklı yazdığını fakat canımızın açıkta olduğunu söylüyor.
Baha kılmak ölçü kılmak demektir. Ölüm baçı demek ölümün vergi verir gibi verilmesi demektir. Baç yol geçme vergisidir normalde ve Köroğlu dağdaki geçitte alırdı. levhi mahfuz, gizli levha olup Allah’ın kaderi yazdığı levhadır. Ölmenin olmaması demek canın durduğu yerin ateş-od olmasındandır. Aşıklar ölmez de ondan. Sürmelerin ezelden çekilmesi demek alımlı yaratılışın ezelden insanların yaratılışından geldiğindendir. Gerdanın lebden çözülmesi döşün ta memelere kadar açılması olup bunu serab olarak gördüğümüz ve gül olarak göğüsleri değerlendirdiğimiz anlaşılmalıdır.
Ölmek ve yumah malum. Sevmek bir kader diyor. Bunu bozmah doğru değil diyor. Böylece can canan ateşte –közde bir olmalılar demek istiyor. Aşk anca bu halde kıvam ve fedakarlığa ulaşarak kemali bulabilir. Seven dara düşerken normalde ağıt yakılmaz. Fakat sevenin dara düşmesinden o kadar çok üzülüyoruz ki ona şimdiden sanki ölmüş gibi ağıt yakıyoruz. Çünkü aşk ve aşıklar çok kıymetli olup diğer insanlardan üstündürler. Sonra o kadar çok ölüyor ki her ölüme bir namaz sayıyor ve imanımın canını bezde (Kabutta) hayat bulacağını yani imanımı kurtarabilecek şekilde yarin yazdığını söylüyor.
Çar diye kadınların başlarına örttüğü örtüye denir. Canın dermanının göze yazılması yarin bana bakarak gülmesine bağlıyor. Serçenin aslan kesilmesi erkeğin dişisinin yanında yiğit olup aslan kesileceğini bu yüzden de bir erkeğe karısının yanında ters bir söz söylemenin uygun olmadığını belirtmek istiyor dolaylı olarak. Arşın kapısında Burak olmak demek arşa kadar yükselmek için bir Burak gibi yükseltecek ihlas, aşk, ve amele ihtiyaç olduğunu ima ediyor. Ancak hemen sonra hayalin kulluğa yazılması son mertebe ve hayalin KULLUK makamı olduğu bildiriliyor ve Burak terk ediliyor.
Kul ahmedin söylenmesi demek bu birçok şeyi aslında hayal ettiği fakat elde edemediği, söylenip durduğu belirtiliyor. Başa gelmedik işleri de başkalarına yaptırdığı belirtiliyor. Saf bir kul olup ağu içerek arşa çıkmak demek: arşa kadar çıkabilmek için önce temiz kalp gerektiği, sonra ağu içmekten maksat dünyada dert ve sıkıntılara sabrederek şikayet etmeden onları yutmak gerektiği ve bunu isteyerek yapması gerektiği belirtilerek anca böyle olursa kendiliğinden arşda bulacağı söyleniyor.
Böyle olunca veya olmadan bütün güllerimin olduğu gül bahçem olan gülşenimi Cenab-ı Hakka sunduğunu söyleyerek noktayı koyarak şiir bitiyor.
Bu gülleri Hakka sunma olayı Peygamber efendimizde de var olup o da kendi yanındaki güllerle çok büyük yazılmış bir Arapça ALLAH yazısını örgü gibi güllerle ördüğünü çıplak ve gündüz gözü ile gördüm desem ne dersiniz… bunları lütfen Riya veya kibir saymayınız da imanımızı artırsın sen söyle dememiz daha iyi uygun olur. bu anlattığımı açık gözle ilahi huzurda, 2000 yıları idi. sallallahü aleyhi vesellem…
Aynı anda daha sonra yaklaşık 10 türlü arapça yalınkat ALLAH ismi celalleri kademeli olarak bir hafta içinde gösterildi. bu isimlerin sadece 3 veya dört tanesinin yeryüzünde olduğunu gördüm. diğerleri yok. buradan ayrıca camilere yazı yazmam gerektiği mesajını da anladım.
Bu gördüğüm isimleri zaman zaman ülke alan camiine yazmakla beraber bunun bize hattatlık yapmamız anlamında bir mesajda olduğunu anladım. ve bir hat hocası bulup ders aldım.
ahi kul ahmede nasibdir
Kara gözlerine meftun olduğum
Kasdın bana mıdır kaç uğrun uğrun
Çare leblerini gülden saydığım
Kasdın bana mıdır aç uğrun uğrun
Kara kaşlarını yaylan çekerim
Oktur kirpiklerin on’dan sayarım
Ben bir cahil olsam alır kaçarım
Kasdın bana mıdır kaç uğrun uğrun
Kara donlarını çözmüş yıkamış
Mektep medresede talim eylemiş
Bir yiğitte on beş şaki ararmış
Kasdın bana mıdır seç uğrun uğrun
Kara yazdığını akla yumuşam
Dara düştüğünde canla yetmişem
Baha güldüğünde canan yazmışam
Kasdın bana mıdır geç uğrun uğrun
Kara sözlerini çare sayayım
Şöyle sövüver de döşler açayım
Bir “he” de ki kulluğumu bileyim
Kasdın bana mıdır heç uğrun uğrun
Kara saçlarını kara saymazam
Kara diyenleri kâra vermezem
Ben bu ömrü nara yazmazam
Kasdın bana mıdır hiç uğrun uğrun
Kara donlara da kabe demişler
Yarin donuna da kıble düşmüşler
Uçkur hesabına dünya biçmişler
Kasdın bana mıdır düş uğrun uğrun
Kara demezem sana kararırsın
Kara daş mıdır öpsen sararırsın
Kara yazarsa dara dolanırsın
Kasdın bana mıdır yaz uğrun uğrun
Kara kaşlarını yay’a yazmışam
Ok’u ben olsam gere durmuşam
Edep bir kulluk imiş bilmişem
Kasdın bana mıdır hu uğrun uğrun
Kara yazgı yazmaz imiş Hakk Rahman
Kullar düzen kurar imiş dünyadan
Sen mi yaptın ben mi yazdım kaderden
Kasdın bana mıdır bil uğrun uğrun
Kara bahtı kul ahmedi söyletir
İnci inci gözyaşını döktürür
Benim yarim nazar ile öldürür
Kasdın bana mıdır bak uğrun uğrun
Açıklama: leb-göğüs meme demektir. ok sadağında 10 ok bulunur, onun için on’dan sayarım denildi.
kara donların çözülüp yıkanmasıcehaletin çözülüp ilmin gelmesidir ve bu mektep medrese ile talim (ameli) yapılmıştır. bir yiğitte on beş şaki ararmış sözü onbeş şakiyi öldüren bir yiğit aramasıdır. bunun anlamı ilim ehli olsa bile cihadın terkedilmediğini ve bunu erkeklerin yapması gerektiğini anlatmak içindir.
Kara yazdığını akla yumak demek, kötülüğü iyilikle karşılamak demektir. sövmek muhabbeti artırır bir unsurdur.
Kulluk için normalde Allah kulum derse kişi kul olur. dolayısıyla he demek kulluk için önemlidir, aşık da maşuktan bir cevap ister ve karşılıklıdır. sadece şefkat karşılıksızdır.
Kara diyenlerin kâra verilmemesi kusuru söyleyenlerin kâr edemeyeceğini bildirmek içindir. nar ateş demektir. kara donların kabe olması demek siyah nur kastedilmiştir. dona kıble düşmek ve uçkur hesabına dünya biçmek yarin cinsi bedenini talep etmek demektir. kara demezem sana kararırsın demek, kötü bir tanımlamayı insana tekrar etmek halinde o kişi zamanla o söylenen role soyunmaya ve inanmaya başlar onun için kötü söylemek yanlıştır.
Kara daş tan kasıt kabedeki hacerül esved dir ki öpüldüğünde insan heyecanlanır, onun için sararırsın denildi. kaşları yaya oku ben olup germek demek kadın yay olarak erkeği bir yöne yönlendiriyor demektir kihemen edep ile kulluk gelmesi hz. peygamberin miraçta yaklaş hitabına bir yay aralığı kala durması (Necm suresi) bir edeptir ve kulluktur. hu zikri de bunun tamamlayıcı zikridir.
Rahman’ın kara yazmasında kulun kesbinin de rol oynadığı, yalnız kadermiş dememek gerektiği nedeniyledir.
Kara bahtı’dan maksat sevgilinin sürekli uğrun uğrun olmaz işler yapmasıdır. Kul ahmed sürekli söylenir ve şikayet etmeden ağlar, yine yarim der ve onun bakışından nazından ölmek isteyecek kadar aşkına sadıktır..
ahi kul ahmed’e nasib
Yine gönül kuşu eyledi pervaz
Her bir demden söyledi bir ahi naz
Her seher bad-ı saba hem gül-i naz
Bir bahar yad-ı aşkın neşvesi saz
Kim gönül çarhını savursa felek
Cevr-u cefa bahadır ona niyaz
“ben” ile başım dertte eydür felek
Her “ben” ile iki düştüm dem poyraz
Arşu âlâda kapı vurduk felek
Lakin “kim” dedi “ben”e eyler firaz
Kulluk eyle bahadır aşkın felek
Kim söyler kuldur sefadır aşkı naz
“fezkurullah kesiran” dedi Hakk’ın
Zikreyleyip ağlar iken güldü yaz
Cemalini aşıklara vaad kıldın
Aşk yolunda bir Allah için can raz
Kavi aşkı Allah sevdi “kulum” der
Ara yolda kalmaya canan pervaz
Yalancılar cemalim görmez dedi
Aşk kapısında sağlam duran yanmaz
Kabirler yetmez mi akıllı ol sen
Ben de şunlar gibi olmam de biraz
“Mutua kabl-el temutu” eyle sen
Ölmeden evvel ölmeğe kül biraz
“Felizehu kalilen” haber verir
“Veleyebku kesiran” der gül biraz
Amel yoğ ise güler şen yürürmüş
Fermana boyun veren gamla firaz
Kim “kul” oldum gece gündüz gözyaşı
Katrem derya özler mutmain olmaz
Nefsden geçen aşıklar Allah derler
Seherde dört dövünüp esti poyraz
Rahmeyledi Rahman özüm nazar
Taşdı derya ondan gayri şehnaz
Zalim nefs bırakmaz ateşe yanar
Vücudum yandıkça yandı gel aymaz
Müşrikin imanını şeytan alır
Euzu-bismillah deyip gül biraz
Münafığa cehennem yeter yanar
İman eden halis kul yanıp şehnaz
İmansızlar evvel ahir yanarlar
Allah’tan iman dile namaz niyaz
Nefsim heva kıldı da tafta şaşar
Başın alıp pir-i Kamil’e varmaz
Ahi kul ahmed ötelerden aşar
Kuş olup uçup la mekan’a ayvaz
ahi kul ahmed’e nasib
Baharım boz bahçem gülşenim ağlar
Saçlarım ak düşe beyazlı yıllar
Nazenin ten çeke büzüldü gözler
Seklemi elleşe el ister benden
*
Sevgilim bir ahu söyleşir diller
Geceyim ben ona yaslanır başlar
Kumrular hu çeker sabahı okşar
Dağlarla sırada zikr ister benden
*
Söylerim bir deyu toplaşır kuşlar
Derlerim gül deyu yanaşır kullar
Yanalım gel harda beraber canlar
Ataşta demlenen can ister benden
*
Yolları bir saydım varmadı yare
Cümleyi bir saydım yazmadı yare
Kıbleyi bir saydım uymadı yare
Cehennem söndüren göz ister benden
*
Huriler fır dönsün yarime uymaz
Yüzbini bir yansın gönlüme girmez
Bahadır bir ümmet cennete girmez
Ataştan çalacak kul ister benden
*
Sevgimi bir ataş kılayım sana
Yakayım bin günah aşkımla baha
Halimiz gül eyle ümmeti baha
Kulları derecek gül ister benden
*
Ağlarım gül ataş bahayım sana
Bağlarım gül yetiş bahayım yada
Dağlarım gül yetiş bahayım dosta
Bağlanıp derecek gül ister benden
*
Kimlerin al bendi kavidir bela
Sunduğu el sözü iğreti bela
Yarmadır el boyu yakışır bela
Belası “bela”dır kul ister benden
*
Ahiyim bir ahmed olamam hala
Kulluğum bir izhar edemem hala
Mahlası “bir” yazmaz nideyim yare
Yazdığın yasağa er ister benden
*
ahi kul ahmed
Bizde yazılar denetime tabi tutulunca Veysel arkadaşıma “makaleyi senin adına gönderebilir miyim” deyince “bi gönder bakayım” demesi üzerine yara alan dosta bir kaç söz ile gül atıp yaraladık.
*
ilacı bulsam ruhuma çalacam.
bedenim ziyan.
ziyaı bulsam dostuma tutacam.
sözlerim nihan
*
Güvensizlik aldı demi
Al duvara çaldı beni
Döktün küpüm şerabını
El yazıma sordu hemi
*
Yazı yazdım ha şöylece
Adalet üzre öylece
Veysel adına olsa da
El sazıma verdi hemi
*
Şüpheyle dostluk nas’lolur
“Sal gitsin” desen ne olur
İki akıldan bir dost çıkmaz
Yel sözümü serdi hemi
*
Şairlik zulümden doğar
Zulüm ki aşkı alıkoyar
Nazeder de varır çatar
Hak sözümü duydu hemi
*
Adı Veysel kendi Veysel
Sözüm yedi andı misal
Irmak desem kumlar visal
Ak sözümü netti hemi
*
Eyisin hoşsun damande
Buğday sekisin damende
Çift seklemin değirmende
Un tozunu silkti hemi
*
Silkme dedim silktin beni
Sonra döndün verdin yeri
Eyi kötü bir mi deki
El sözümü yuttu hemi
*
Gayri diyem baha kaça
Yazıp düzdüm ölçe biçe
Veysel adı cümle kula
Yar sözümü andı hemi
*
Dostu dosta çalma hemi
Dosttan dosta varsa demi
Kullar bilmez ölse beni
Var sözümü yazdı hemi
*
Veysel dostum oynar hah bar
Gönlü geniş dersi ezber
Söyler türkü, aşık sazlar
Ser sözümü bilmez hemi
*
Çaldım sözümü efkara
Tok dinledi var ne çare
Ben aşığam gülizare
Gül bendimi yıkmaz hemi
*
Veysel dosttur lafın bilmez
Söyler doğru mihnet etmez
Milliyetçi ümmet kesmez
“Kul” sözünü takmaz hemi
*
Hoş bir sazdır çalar ahmed
Tezenemde türkü hasret
Veysel söyler aşık emret
Bar sözünü aymaz hemi
*
Vakıf kursam kurma demez
Yerim yoktur öte yazmaz
Hayır için şarab içmez
“kul” sözümü zemzem hemi
*
Ahi kuldur ahmed paşa
Yazdın çizdin ücret kaça
Dostum deyip hatrı üçe
Ver sözümü tutmaz hemi
ahi kul ahmed