Dostlar nideyim
Aşkın elinden
Canda cananım
Aşkın elinden
Dinle derdimi
Neyle ahımı
Ölmez canımı
Aşkın elinden
Aşmaz bendimi
Şaşmaz dengimi
Yanmaz tenimi
Aşkın elinden
Varum yoğuma
Sinem bağrıma
Bilmez cehlime
Aşkın elinden
Bağlar meskenim
Ağlar gözlerim
Bağlar yollarım
Aşkın elinden
Dilim lal oldu
Kârım hay oldu
İşim zay oldu
Aşkın elinden
Nurun göreyim
Yüzüm süreyim
Canım vereyim
Aşkın elinden
Ahum göklere
Zannım açlara
Bahtım kullara
Aşkın elinden
Toprakta teni
Tende canı
Canda mekanı
Aşkın elinden
Söylerem heman
Ahiri zeman
Yoldaşım iman
Aşkın elinden
Alem yaradan
Perde aradan
Kemal selamdan
Aşkın elinden
Yücedir Rahman
Eskidir harman
Bilmezem sanman
Aşkın elinden
Korkma ölümden
Canda vekilsen
Kaldır aradan
Aşkın elinden
Civanken koca
Gündüzüm gece
Halim yaz nice
Aşkın elinden
Ne utanır ne
Zahidi nefse
Allaha varsa
Aşkın elinden
Nefsin adetu
Sevmez ibadetu
Aklım taatu
Aşkın elinden
Alma tenden can
Görmeden canan
Allah’ım aman
Aşkın elinden
Nurun göreyim
Pâyin süreyim
Canım vereyim
Aşkın elinden
Aşkım Muhammed
Komaya firkat
Ol rasül emced
Aşkın elinden
Ahmed şükrane
Kurban canane
Atma hicrane
Aşkın elinden
Hakkı sevenin
Onca nişanın
Gaflet haramın
Aşkın elinden
Gaflete uyma
Nefisin kal’a
Yıkagör durma
Aşkın elinden
Derviş nişanı
Bil uyuyanı
Didar müştakı
Aşkın elinden
Aşıksan beri
Kamile doru
Cahile zayi
Aşkın elinden
Tevbeye gelsen
Emanet ıssın
Behey şol miskin
Aşkın elinden
Geçen gününde
Ecel ardında
Hesap vaktinde
Aşkın elinden
Dünyada yürür
Akıbet ölür
Nicedir yatır
Aşkın elinden
Hayırdan şerden
Gittiğin yoldan
Bulasın andan
Aşkın elinden
Sinun gecesi
Münker şivesi
Senden olası
Aşkın elinden
Ahmede ferman
Dertlere derman
Meğer ki Hakk’tan
Aşkın elinden
Ahmed biçare
Yüzleri kare
Nicedir vara
Aşkın elinden
Ahmedin haddi
Edeptir sırrı
Gül olmuş yari
Aşkın elinden
aşık ahi kul ahmede nasibdir
Yar elinden yar elinden
Safa buldum yar elinden
Günü günden dünü elden
Safa buldum yar elinden
Yeller ile essem Gani
Türab olup tozsam dahi
Aşkın ulaştığı canı
Safa buldum zar elinden
Irmak olup aksam gahi
Vara dursam derya hali
Aşkın söylettiği canı
Safa buldum har elinden
Elim al da kaldır beni
Muhabbete erdir beni
Derdin ağlattığı canı
Safa buldum dar elinden
Yürür idim ilden ile
Kamil kişi yoldan dile
Özün ulaştığı cane
Safa buldum ser elinden
Mecnun olam aklım öte
Düşte görem sırdan öte
Halin yakıştığı cane
Safa buldum yer elinden
Kimseler garib olmaya
Dertler ile hem tozmaya
Yolun bakıştığı cana
Safa buldum nar elinden
Ahi ahmed miskin düşe
Baştan ayağ olmaz çare
Bunca yanaştığı cane
Safa buldum kul elinden
aşık ahi kul ahmede nasibdir.
İlahi canan evine
Girenlerden eyle bizi
Yarın aşktan cemalini
Görenlerden eyle bizi
Mahşerde Hakk’ın gölgesi
Nice yürekler paresi
Allah’ın ol divanesi
Olanlardan eyle bizi
Ya Rahimi ya Kerimi
Kimse bilmez ihsanını
Hakk’sın gül, gül didarını
Görenlerden eyle bizi
Arşın gölgesinde seyran
Hamd sancağında püryan
Firdevs cennetinde selam
Kullarından eyle bizi
Bu dünyada kamu alem
Düşer kalkar nice bir dem
Mizanlarda rıza ilen
Geçenlerden eyle bizi
Daim koştur Hakk yoluna
Talma dünya metaına
Sağ eliyle beratına
Varanlardan eyle bizi
Ahi ahmed yanar durur
Defterini açar görür
Hakk didarın hoşca bilir
Sağcılardan eyle bizi
Ah eyledim vah eyledim
Muhammed’e yol eyledim
Ümmetine can peyledim
Uyanlardan eyle bizi
Bir alime sorsa idim
Nefs elimden yılsa derdim
Sevaplara dönse suçum
Selamette eyle bizi
Ahmedim sen de varırsun
Hallerin anda görürsün
Kara yüzle ne idersün
Ak yüzlerden eyle bizi
Hakka yüzler sürüp de gel
Muma dönüp sızıp da gel
Muhammede uyup da gel
Ümmetinden eyle bizi
Rahmet yeli kesilmesin
Gaflet ile uyunmasın
Ümmet yolu şaşırmasın
Doğrulardan eyle bizi
Birliğini bir eyleyen
Fakirini yol eyleyen
Ümmet için koşuşturan
Canlarından eyle bizi
Ahmed miskin bir gün ölür
Canımı ol veren alır
Tenim buradadır kalır
Uçanlardan eyle bizi
İmamların Kuran okur
Müezzinler ezan okur
Cümle duyan sorgu olur
Bilenlerden eyle bizi
Nefsim ile savaşırdım
Taşı nedir bilmez idim
Az ye az uyu sır bendim
Tutanlardan eyle bizi
Gün doğarken çıktım yola
Yoldaşım gel Kuran ola
Salavatı önden sona
Diyenlerden eyle bizi
İşim aşım Rahman ile
Kuran okur diller ile
Rahmeti Muhammed ile
Alanlardan eyle bizi
Mekke’de güzel Kabe’yi
Medine’de Muhammed’i
Arafat’tadır vakfeyi
Duranlardan eyle bizi
El kaldırıp amin diyen
İhram bezin bele geren
Allahümme lebbeyk ilen
Hacılardan eyle bizi
Hacılarla deve kessem
Şeytanları taşa tutsam
Saçlarımı kazıtırsam
Günahsızca eyle bizi
Zemzem içsem kana kana
Kurban olsam Hakk Teala
Derviş olup yansam sana
Aşk od’unla eyle bizi
Helal haram katma sakın
Kanaatle rıza yakın
Sofranıza dua katın
Berekette eyle bizi
Ahmet içun ömür selam
Aşksızlarla sohbet haram
Ariflerle uçmuş olam
Kullarından eyle bizi
(şiirde geçen Muhammed isimleri için lütfen bir defa salavat okuyunuz.)
Allahümme salli ala muhammedin ve ala âli muhammed
aşık ahi kul ahmede nasibdir
Deli gönül gel hele
Gezelim senin ile
Şöyle bir yol uy bene
Gezelim senin ile
Gel şimdi dosta varak
Her ne derse yaparak
Sabah akşam bilişek
Bilişek senin ile
Uyma şeytan sözüne
İman ister ardına
Gel dostların yanına
Varalım senin ile
Söyle sözün kavisin
Aşka düşmüş nevisin
Şol Muhammed nebisin
Uyalım senin ile
Bağu bahçe gülleri
Hem de şol gönülleri
Irak olmuş elleri
Derelim senin ile
Akar gönül alçağa
Varır gider ummana
Hele canı canana
Katalım senin ile
Yaran ol dosttan yana
Dost kimdir candan yaza
Hoş sevi kuldan çala
Çalalım senin ile
Gidelim ilden ile
Hem gönülden gönüle
Hepisinin dengi ne
Çekelim senin ile
Biz bu aşkın od’ına
Yanalım önden sona
Ya vedüd çerağına
Ölelim senin ile
Ya Allah çığır bana
Yazadur senden yana
Aşıklar namazıma
Duralım senin ile
Ecel oku erdi de
Ömrümüzü yirdi de
Hakk’la Pazar itti de
Kabulüm senin ile
Söyle sözü beride
Aşşa dur ha edeple
Zalim nefsi kal’ada
Yıkalım senin ile
Zahirden batına var
Varından yoğunu gör
Sadıktan hay dosta er
Erelim senin ile
Bir uluya varalım
Tevbe nazar kılalım
Buğday himmet seçelim
Meramım senin ile
Ulu kişi hangi ne
Gönül sırrı engine
Adlarımız deliye
Çıkarak senin ile
Şeriat kıldan ince
Tarikat yoldan nice
Hakikat marifete
Banayım senin ile
Cahil idim evvela
Cehli yudum horluğa
Marifeti uçmağa
Verelim senin ile
Ahi ahmed halini
Aşkı yıkmış bendini
Ömür yetmez harcını
Karalım senin ile
aşık ahi kul ahmed
N’ola tacum gibi başumda götürsem daim
Kademi resmini ol hazret-i şah-ı resulün
Gül-i gülzar-ı nübüvvet o kadem sahibidir
Ahmeda durma yüzün sür kademine o gülün
Sultan I. Ahmed
Bu kıta şiir Sultan 1. Ahmedin kendi şiiri olup İstanbul Sultan Ahmed meydanındaki türbe kabristanının giriş kısmının üst içe bakan tarafında beyaz mermer üzerine altuni renkte yazılı olan kıtadır. kendisi 14 yaşında tahta çıkmış, 14 sene tahtta kalıp hastalık nedeniyle vefat etmiş, 12. padişah olup 14. sırada (önceki iki defa tahta çıkış dolayısıyla) tahta çıktığı için 14 şerefeli Sultan Ahmed Camii’ni yaptırmış ve açılış ikindi namazına denk gelince cemaate dönüp “ey cemaat, içinizde ikindi namazının sünnetini ömründe hiç terketmeyen her kim var ise gelsin bu namazı kıldırsın” diye nida etmiş, bir süre bekledikten sonra etrafındaki mollalar da dahil olmak üzere hiç kimseden ses çıkmadığını görünce öne geçip ” Elhamdülillah biz ömrümüz boyunca bu sünneti de hiç terketmedik” deyip imamete geçmiştir. Sultanın bir türlü namaza başlamadığını gören alimler mollalar sultana “Sultanım cemaat bekleyip duruyor, huzursuzlaştı, biraz acele edin” deyince Sultan Ahmed’in cevabı şöyle olur. “Bre Molla, siz benim kabeyi görmeden namaza duracağımızı mı sandınız” der. bir müddet sonra da namaz eda edilir. bu cami bir ihtiyaçtan ziyada Ayasofya Camii’ne kinaye olarak üstünlüğümüzü ilan etmek için onun tam karşısına yapılmıştır. kubbesi Ayasofyadan bir karış da olsa geniştir. ayasofyanın hantallılığına göre daha zariftir. konumu daha isabetli ve görünür bir yerdedir. iç direkleri de aynı şekilde zarif ve içi çini kaplama olup yabancılar “mavi cami” olarak anarlar.
Bu fakir geçtiğimiz ramazandan üç gün önce Temmuz 2011’de İstanbul’da idi ve hem eserini hem eser sahibini ziyaret edince (muhabbeti bir başka oldu mübareğin) ve yukarıdaki şiiri de görünce hemen onu not edip İstabnul-Ankara yolunda aşağıdaki mersiyyeyi kaleme almak nasib oldu. yazdırana hamdolsun.
NO’LA MUHAMMEDÎ
(Hz. Peygambere Aşık Ahi Kul Ahmedin Mersiyyesi=Naat)
N’ola başım gibi seni de taşısam
Beni hardan alan nuru Muhammedî
Gülşeninim güllerim seninle koksam
Ahmedî kul üzre yüzün Muhammedî
N’ola canım gibi seni de sevseydim
Beni hare sokan narı Muhammedî
Didarımın bağları seninle gülsem
Ahmedî kul üzre gülün Muhammedî
N’ola sözüm gibi seni de bilseydim
Beni senden alan nuru Muhammedî
Cennetimin köşkleri görüp bilseydim
Ahmedî kul üzre sözün Muhammedî
N’ola yarim gibi seni de sarsaydım
Beni candan eden canı Muhammedî
Cananımsın köşkleri verince gülsem
Ahmedî kul üzre köşkün Muhammedî
N’ola halim gibi seni de ağlatsam
Beni kuldan eden birr’i Muhammedî
Resulüsün ümmeti verince gülsem
Ahmedî kul üzre gül sen Muhammedî
N’ola gülüm gibi seni de dileseydim
Beni bülbül kılan gülü Muhammedî
Türkülerin neşvesi kârınca yağsam
Ahmedî kul üzre türkün Muhammedî
N’ola yıllar gibi seni de içseydim
Beni yorgun kılan ahı Muhammedî
Gözlerimin yaşları tövbede Hakşen
Ahmedî kul üzre makam Muhammedî
N’ola zikrim gibi seni de ansaydım
Beni cezbe salan şah’ı Muhammedî
Döndüğümün nirengi yıkılsa yansam
Ahmedî kul üzre ölsem Muhammedî
N’ola aşkım gibi senide yar saydım
Beni derde koyan aşk’ı Muhammedî
Sadıkınım mihengim yıkılsa düşsem
Ahmedî kul üzre kalksam Muhammedî
N’ola bilgin gibi seni de çözseydim
Beni bir de bulan dahi Muhammedî
Sorulanın şifresi verilse çözsem
Ahmedî kul üzre bilsem Muhammedî
N’ola halim gibi seni de sorsaydım
Beni hapse koyan hakkı Muhammedî
Mahpusların kapısı açılsa kalsam
Ahmedî kul üzre assam Muhammedî
N’ola cahil gibi seni de sorsaydım
Beni ilme iten “oku, Muhammedî”
Alimlerin imamı olup kıldırsam
Ahmedî kul üzre ezan Muhammedî
N’ola sırrım gibi seni de açsaydım
Beni ele veren yad-ı Muhammedî
Gizlerinin çırası yansa da görsem
Ahmedî kul üzre gizin Muhammedî
N’ola dişim gibi seni de sıksaydım
Beni sünnete koşan şer’i Muhammedî
Tarikatının yolunu söyle de bilsem
Ahmedî kul üzre erin Muhammedî
N’ola elim gibi seni de tutsaydım
Beni biat eden nebi Muhammedî
Hakikatının hükmünü bildir de ölsem
Ahmedî kul üzre hakkın Muhammedî
N’olaydı da n’olaydı hükmüm n’olaydı
Yedi düvel hükümranım hal olaydı
Resulü Zişan hükmüne ram olaydı
Ahmedî kul üzre şahın Muhammedî
Kul ahmed’im sultanın kim Ahmet midir
İki cihan üzre şahın gül gülşen midir
Bu adaşların Rahman’ı Rahim midir
Ümmetî kul üzre şaf’i Muhammedî
aşık ahi kul ahmede nasibdir.
Hakk sorar
Bir keme çerağım var
Bir hüsnü meramım var
Bir Hakk’a niyazım var
Bir Hakk sarar ol beni
Ne ettin neler ettin
Kim hakkın tükettin
Ol edebin terkettin
Bir Hakk sorar ar beni
Kimse bilmez nettiğim
Akıl ermez gittiğim
Onca yolun teptiğim
Bir hal olur ser beni
Harc etsem
Bin yıl ömrüm olsa
Harc edeyim sana
Her ne derdim varsa
Derc edeyim sana
Her ne lezzet varsa
Can tadın eresin
Kim varmaz yadına
Yavandır düresin
Her ne can bilirse
Hak yoluna varırsa
Sencileyin ölse
Düğünler edesin
Dostlar
Dostları hak bildirir
Hak bir gönül işidir
Kim benliğin öldürür
Ferman kimin hal kimin
Garibim yol giderim
Şunca yolda ölenim
Kim garibe sölemim
Derman kimin hal kimin
Denizleri aş da gel
Hak gönüle baş da gel
Kim benliğin yırt da gel
Nefsin kimin kul kimin
Söyler sözün ar bulunmaz
Kemter kulun fer bulunmaz
Ağlar gözün yaş bulunmaz
Silsin kulun hak kimin
Ben bir Türk evladıyam
Şehit Ahmet yadıyam
Toprak aldı yatıyor
Dedem gibin dost kimin
Hakk
Hak demeye sözüm var
Haktan ayrı neyim var
Bir şuncacık canım var
Bir hak alır ol onu.
Söz açtım Haktan yana
Ah ettim Haktan yana
Kim dedi önden sona
Bir Hak ile var beri
Hakk bilir
Kimse bilmez fak’rimi
Seda etmez derdini
Ol fakirin kahrını
Hak ile yezdan bilir
Benim sana vardığım
Yoktan hırka giydiğim
Kul ahmetin nettiğin
Hak ile yezdan bilir
Meydana gelsin
Herkesi dost bilirim
Dostlar meydana gelsin
Her gizi dost bildirir
Sözler meydana gelsin
Er kişi ki gizlidir
Olan meydana gelsin
Ham iken harda pişip
Yanan meydana gelsin
Sözün tartısın ala
Sohbeti yav’sun kıla
Her gizi dostu ile
Olan meydana gelsin
Emmarenin emrinden
Şeytanının şerrinden
İkisinin denginden
Kaçan meydana gelsin
Dosdoğru hakka vara
Kalp o ki hakkı göre
Er kişidir alçakta
Duran meydana gelsin
Ya Rabb
Ya Rabb kadrini göster
Kadr ile şadın göster
Şad olmuş yüreğim
Aşk ile seni özler
Aşık olan aşıklar
Maşukun arzular
Kul olmak dileğim
Zikr ile seni özler
Aşık olan kişi
Akar gözün yaşı
Ol Haktan her işi
Aşk ile çağlar
Aptallar
Sevenlerin dikkatine
Her ne yazdık rahmet ile
Ol yazılarda mercekle
Sır bulan meydana gelsin
Her sözümüz doğru idi
Dosdoğrusu Haktan idi
Bugünlere ışık idi
Bilenler meydana gelsin
Kim gönlünü açmış ise
Aptalara püryan olsun
Kuş dilini ötermiş ki
Aşka kim Süleyman olsun
Aptal dedim di kızdılar
Hakktan dedim di bıktılar
Yoktan verdimdi sattılar
Köşke kim şadırvan olsun
Aptallık Haktandır dedik
Bahası yoktandır bulduk
Eyi dedik size onluk
Seve kim cananın olsun
Aptalların şanı çoktur
Cümlesi de bir bir hoştur
Sözümüz bir sevi yoldur
Aptallık bu namım olsun
Ne diye darıldınız bilmem
Hak söyletir aptal nedem
Ben bir aptal olsam kızmam
Kızanlar da aptal olsun
Şimdi bişi bilmez olduk
Heç bir şeyi demez olduk
Dediklerimiz eskidir
Sayenizde görmez olsun
Çok ettiniz de aklıma
Bir nicedir de halime
Dost bilirim şol kimine
Bir nicedir görmez olsun
Kimse sormadı nedir diye
Çaldı aklım, ahım diye
Bunlar aptallara hediye
Bir sevgidir yanmaz olsun
aşık ahi kul ahmede 2002/2005 te nasib olmuştu.
Ben yanarım şu zalımın elinden
Eteklerim ataş alır kor olur
Her seherde düşer can-ı aşkından
Yüreklerim ataş alır kor olur
Kaşına kalem yazdım sürmen cefa
Yazgıya çevir göğnümü kul baha
Yıkıldım düştüm canımdan olmağa
Nefeslerim ataş alır kor olur
Yandı bağrım yakıldı şu güzele
Yanar da tütmez dumanı gazele
Delindi ciğerim düştüm neştere
Ciğerlerim ataş alır kor olur
Ben bu güzeli ne etsem neylesem
Zabah akşam zülüflerin tarasam
Ak ellere al kınalar yakılsam
Duvakların ataş alır kor olur
Zor güzeller hayaline kandırır
Bir göz ile gel bayramı düşletir
Kaç güzel teptim de seni tarttırır
Cefaların ataş alır kor olur
Aşk ataşın öğüttüm değirmende
Eledim di kalburdan ahirmende
Sana kız dedim koynuma girende
Cilvelerin ataş alır kor olur
Dağlar karını kaşına çekermiş
Ağlar aşıklar düşüne kanarmış
Zalım güzeller ellere gidermiş
Yabanlığım ataş alır kor olur
Ovalarda çemenlere serilmiş
Bahçalarda gülle canan düşermiş
Bir güzel sevdim bahası ağuymuş
İçemedim ataş alır kor olur
Yan gönlüm yan kaçtır yandığın böyle
Bilmem öldüm mü ölmedim mi böle
Can ver can ver elifim çekti zülfe
Yazdırdığın ataş alır kor olur
Güzeller nazını dağlar kaşından
Yiğitler sunasın pınar başından
Yaz ola harman ola kim düşünden
Ahdettiğin ataş alır kor olur
Dağlara bayırlara güzel saldım
Çemenlerde güle bülbül söyledim
Yiğitlerin kaşına düşü yazdım
Yakışmayan ataş alır kor olur
Karadır kara da saçları kara
Görünmez gözlere tenleri çıra
Yanar durur kucağımda kor akça
Çerağımsın ataş alır kor olur
Bu güzelle barışmadı kavlimiz
Gün geldi de örtüşmedi tenimiz
Dost bilirdim çevirmedi yanımız
Salalarım ataş alır kor olur
Ahi kul ahmedim güzel severim
Severekten ölsem diye yanarım
Kaç güzeli ığşaladım çotarım
Günahımsın ataş olur kor olur
aşık ahi kul ahmede nasibdir.
Gülü güzel güzel kullar
Doğum günüz kutlu olsun
Nazar düşmüş güzel hallar
Doğum günü’z kutlu olsun
Güzel gülden ayrı düşmez
Gülü açan yolda kalmaz
Bag-u bahça boran almaz
Doğum günü’z yaşlı olsın
Kalbi güzel güle düşer
Yıllar aşkla başa düşer
Ben yazarım seven beşer
Doğum günü’z nazlı olsun
Dünya hanı zalım zalım
Doğup gelen çalar sazım
Yaşar isen aşkla balım
Doğum günü’z tatlı olsun
Gezdim tozdum dünya handır
Hancı bekler namaz yoldur
Çorba dahi veren baştır
Doğum günü’z canlı olsun
Eyidir eyidir beyler
Zevcedir dediğim eşler
Yamulmadan yaşlanın düşler
Doğum günü’z kaşlı olsun
Kalan sağlar kazık çaksın
Yürür dahi yaşım sarsın
Kabrim üzre karlar yağsın
Doğum günü’z Hakk’lı olsun
Cennet cennet derler idi
Namaz kılan peyler idi
Kullarına Kerem idi
Doğum günü’z sazlı olsun
Doğdun öldün ne anladın
Ataş aldın kim bilmedin
Helal haram düz söyledin
Doğum günü’z ayrı olsun
Ahi kullar doğar sever
Sevgi ile yaşar gider
Ölmek ne ki aşkı yaşar
Rıza diyen beri gelsin
HAMOY halk oyunları derneğinde 4 kişye birden yapılan 3.3.2012 doğum gününde 10 dakikada yazıldı. lakin doğum günü yapılanların hiçbiri ve hoca da dahil dinlemek lütfunda bulunmadı. birine de sadece adınızı zikredelim mi dedik de hayıııır ki hayııııır dedi. sevgili dostlar biz abdal mıyız, aptal mıyız, şapşal mıyız, salak mıyız, allahaşkına.. biz temiz kalbimizi veriyoruz, insanlar kendisine özel yazılmış bir şeye kirli kulaklarını bile vermiyorlar…kızdım ve acaib taşlayacağım lakin gelecek hafta gene oraya gideceğim, tövbe tövbe estağfirullah.. artık güllü güllü yazalım bari..sevgimize aşkımıza dönelim bari..güvensizlerden ve takdir özürlülerden ayrılalım bari…
.
ben bi abdalım abdalım
zayi eder ham düşerim
olamadım eller ile
gül ile canan düşerim
gül der dikenim bendendir
beni sevmek var zordandır
aşkı bilmek yol yordamdır
el ile canan düşerim
el dedin de ele düştüm
el verene gülü verdim
dikenini naza kattım
yar ile canan düşerim
.
ahi kul ahmede nasibdir
Benden selam olsun kara gözlüme
Selvi boylu uzar gider dalolur
Yardan ayrı kalan kara düşüne
Döner gider mahmur gözü elalır
Bir selamın alsam bahar dalına
On gardaşın gelse nice zoruna
Yenem dedim yenemedim göğnüme
Düşer gider zülfün teli bağolur
Allar geymiş harelere bürünmüş
Sarraf bilir altun akçe donanmış
Nazlı nazlı kaç yiğidi yıkarmış
Döşer gider yaram üzre derdolur
Dağlar çiçek açmış çiğdem zikreder
Yollar uzun yarden öçtüm pekuzar
Kurban olam senden esen rüzigar
Sarar gider yarden bana şalolur
Bir selamına kırk avrat boşasam
Kırkını da sana köle eylesem
Gönül kasrı padişahın kulolsam
Serer gider altun akçe zeb’lolur
Seher yeli yare yakın esersin
Gülden âri çav da gel yar kokarsın
Bahar dalı nazlı olur üşürsün
Açar gider çiçek yare başolur
Bazârımı kurdum adım bezirgan
Gönüllere erdim yoğum hazırdan
Varsa da yoksa da satam yareden
Satar gider varı yoğu aşkolur
Aşığam aşık aşka yar benolim
Aldırdım aklımı yare delolim
Yar ile sohbetim şeker balolim
İçer gider aşkın tadı nazolur
Aşk bu, bir iner bir çıkarmış arşa
Yar bu, bir şerbet bir ağuymuş ferşe
Bu bir hal imiş her seherle döşe
Yakar gider ehli hali cezbolur
Ahi kul ahmedim ağu aşımdır
Yar diye sardığım can-u kaşımdır
Kul ola dediğim haddi ben’imdir
Geçer gider ben’li eller zülolur
hare: kırmızı çizgili üzere alınan giyim
bezirgan: uzak yollarda ticaret yapan tüccar
arş: Allahın yücelerdeki arşı
ferş: yeryüzündeki simetriği
cezbolmak: ilahi aşkın cezbesine kapılmak
ağu : zehir
zülolmak : zelil olmak, ayağa düşmek, perişan olmak
Yollar uzun yarden öçtüm pekuzar : giderken aşkla gittiği için adeta içmiş. yarden ölçmek dönerken ölçmek olup zor olduğu zaman yönünden ağırlaştığı için uzuyor. uzun yol uzun saatte gidilir. uzun saat uzun yol demektir fiziki olarak aynı olsa bile. Einstain’in izafiyet teorisi de bu anlayışa dayanır. yol, hız, zaman arasında ters bir ilişki vardır. hızın azalması (isteksiz dönüş) yolu ve zamanı uzatır. hız artınca yol ve zaman kısalır. iki aynı yaştaki insanı birini dünyada bıraksak, diğerini uzay aracıyla daima süratle göndersek (hızlı hareket-isteklilik) dünyadakinin torunu olur, fakat uzaya giden daha evlenmemiş erken bir yaştadır. Allah ise zaman boyutundan müstağni =uzak= bağımsız olduğu için kemal sıfatlarla mücehhezdir ve değişmez. insanı değiştiren şey ise zamandır. bu kanuna tabi olanın hüsrana uğramaması için hareket etmesi gerekir. bu hareket ise = iman, salih amel, sabrı ve hakkı tavsiyedir ki yürüyen banta benzer. arabanın size emredilen civatasını sıkmazsanız bir daha ona dönemezsiniz ki “bunun adı hüsrandır” kurtuluş ise ASR suresindeki bu ifadelerdir. iman ve onun ispatı olan imana uygun gayret olan salih ameldir.
kul ola haddi ben’im: benliğin terbiye ile edebe ulaşmasıdır. en üst makamda ben olmaz.
ben’li ellerin zül olmas: günahı işleten ben’ dir. ben terbiye olmazsa günahkarlık artar ve ahiret zülolur= rezillik rüsvaylık olur= ateş de olabilir Allah muhafaza.
ahi kul ahmede nasibdir.
Kaşları kara da tenleri algın
Sapıver bize bir yol yavaş yavaş
Bağları belle de yaprağı şıvgın
Kırıver bize bir dal yavaş yavaş
.
Maralı gözlere vurgun yüreğim
Seherde yollara düşer meleğim
Sabahtan ağşama varmaz öleyim
Hallarım bilinsin dert yavaş yavaş
.
Güzeli yaratmış ay ışığında
Çirkini unutmuş karanlığında
Ezelden muratmış bir olduğunda
Canı cananına kat yavaş yavaş
.
Kaçtır güzel öpmez bahar gözlerim
Yarim deyu nazlar çeker ellerin
Üç gün sevse beşgün satar dostların
Bakıver dengine hay yavaş yavaş
.
Sır eyleme aşkın nedir belalım
Al fistanlar giyen nazar celalin
Gül atarmış dostlar daşlar melalin
Yaralar gönlüne sar yavaş yavaş
.
Gül üstüne güller bağlar olurmuş
Ben gülüme yansam eller alırmış
Yan demeye yanmak kader nazıymış
Saralar bağrıma har yavaş yavaş
.
Gezeli görmedim senden alımlı
Güzeli bellerim nazlı yumuşlu
Nazına kurbanım ceylan bakışlı
Geliver koynuma gir yavaş yavaş
.
Güzelim güzelim allar giyermiş
Al yanaklı kızlar canlar yakarmış
Bir yiğidin koynu ölüm istermiş
Katıver canına can yavaş yavaş
.
Al yazmalı yarim nazlar çarlanır
Bir gönüle giren ölmez yeşerir
Kim kendinden geçer O’nda birleşir
Yazıver yazgına Hakk yavaş yavaş
.
Benim yarim nazlıdır gülü solmaz
Gönül tahtı allıdır eller sokmaz
Allar içinde bir güzel nidilmez
Bağlıdır bağlara gül yavaş yavaş
.
Ahi kul ahmed eğlenir gülünen
Canı cana katarmış da közünen
Al kanlara boyanmış da yarinen
Söndürür ömürü gel yavaş yavaş
.
ahi kul ahmede nasibdir